Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumartesi 14 Mayıs 2016 6 haber EDİTÖR: EMİNE ÖZCAN TASARIM: FUNDA YAŞAR ERDOĞDU 1991 seçimlerinin ardından DYP ve SHP koalisyon hükümeti kurmuştu. Meclis’te okunan Demirelİnönü hükümetinin programı, ertesi gün gazetelerde, “Devrim gibi” manşetleriyle karşılanmıştı. Çünkü 12 Eylül hukukunu ortadan kaldırmaya yönelik ciddi adımlar vardı. 7 Haziran’dan sonra bir koalisyon kurulsaydı yaşanacak havanın benzeri sayılabilir... Sonra Demirel ve İnönü Güneydoğu’ya gittiler. “Kürt realitesini tanıyoruz” dediler. İnsan Hakları, adalet, eşitlik, özgürlükler ucundan da olsa konuşulmaya başlandı. 12 Eylül Anayasası’na ve en önemlisi devlete hâkim kadrolara dokunmaya sıra geldiğine ilişkin işaretler görüldü ki, devlet direnişe geçti. Bir örnek yeter. İlk kez o hükümette insan haklarından sorumlu devlet bakanlığı oluşturulmuştu. Hükümetin belki de üçüncü ayında İstanbul’da devletin resmi polisleri güpegündüz “Kahrolsun insan hakları” sloganları atarak korsan miting yapabildiler. Başka acayip gelişmeler de oldu ama asıl olarak MHP içinde bir kaynama vardı. O zaman MHP’nin adı MHP değildi. Milliyetçi Çalışma Partisi (MÇP) idi. Ama hükümetin solcu ortağı SHP’nin lideri İnönü’nin isteğiyle, 12 Eylül tarafından kapatılan partilerin yeniden açılması için bir yasa çıkarılmıştı. Ki CHP de o yasa sayesinde yeniden ve gazeteciler saat 09.00 gibi Sögütözü’ndeki Yük seliş salonuna kongre için gitti ama sabah saatlerin de neler yaşandığını bilmi yorlardı... Oysa MÇP’nin lide ri Türkeş, sabahın körün de 56 gibi kongre salonuna giderek yanında res MHP: Yozgat’tan mi ve partiden korumaları ile kapıyı tekmeleyerek kır Gemerek’e mıştı. Bir aydır kongreyi top lamak için çabalayan Sa açılabildi. MHP’nin yaşayan deva di Somuncuoğlu’nun elin mı olan MÇP’nin başında efsane den tüm kontrolü alıp kongreyi fi vi lider Başbuğ Alparslan Türkeş ilen yönetmeye başlamıştı. Artık vardı. Türkeş, partinin yeniden adını mevcut yönetime eleştirel yaklaşan MHP olarak değiştirmesini istemi MHP’liler salona bile alınmıyordu. yordu. Çünkü 12 Eylül’de ülkücüler Hatta Somuncuoğlu bile salona gi olarak hapiste yatarlarken, Ocakla rememişti... rın başkanlarından Muhsin Yazıcı Sonuçta o gün MÇP yönetimi oğlu, biraz İslamcılığa yanaşmıştı. kongreyi kontrol altına aldı. Salona Ama en önemlisi lider olmak istiyor giremeyen eleştirel ülkücüler bir sü du. Ama Türkeş’in Başbakan Demi re sonra partiye de giremez oldular. rel ile ilişkisi çok yakındı. 1993’te Türkeş, artık dikensiz gül Sadi Somuncuoğlu, MHP’yi ye bahçesi yarattığını düşündüğü an niden açmak için yetki aldı; kong da kendi isteğiyle kongre topladı ve reyi toplamak için düğmeye bas partisinin adını yeniden MHP olarak tı. Türkiye genelinde yaşayan dele değiştirdi. geleri tek tek buldu. Ve o zaman Türkeş’in Başbakan Demirel’le ki Yükseliş Koleji’nin salonu için yakınlığını burada açmak gere kongre tarihini ilan etti. Türkeş, kir. Devlet içinde hükümet orta sert demeçler veriyordu ama o za ğı SHP’nin her türlü adımına di man Gemerek, Tosya mahkeme renç gelirken Türkeş, o zaman bir leri ya da icra daireleri ve de Yar başbakanın haftalık olağan görüş gıtay gündeme gelmedi. O sabah me sıklığında, Demirel’le bir araya MHP delegeleri, partililer, davetliler geliyordu. O zaman soru sorabilen gazetecilerin “Neden Başbakan’la görüştünüz” sorusuna da, Yozgat Belediyesi’nin MHP’de oluşunu anımsatarak, “Belediyenin sorunlarını görüştük” yanıtını veriyordu. Zaten kongreden sonra uzun bir süre geçmeden Demirel’in solla koalisyon konusunda hevesi kaçmıştı. Türkiye yine bildiği mecralara doğru gidiyordu. Özal öldü, Demirel Köşk yolcusuydu. Devrim gibi hükümet sizlere ömür... 5 bakanlık söylentisi “Pazar günü kurultay olur mu, tek şanslı isim olarak görülen Akşener artık lider olur mu” sorularına doğrudan yanıt vermek zor. Ama yargı üzerinden yürütülen savaşın arkasında siyaseten konuşulan bazı cümleler var. Mesela, MHP yönetimi eğer AKP’de Davutoğlu sonrası bir sıkıntı olursa “Hukuki destek yöntemiyle” hükümeti sürdürmenin güvencesini veriyor. Elimizde delil yok ama kulislerde AKP’nin MHP’ye 5 bakanlık önerdiğini duymak da zor değil. MHP, artık siyaseten önemli bir tabanı ve seçmeni olan 48 yıllık bir hareket. Bu partiye oy verenlerin, bizzat partinin gelmediği iktidara başka partilerin aracılığıyla gizli ortak olmasını kabullenmeyecekleri ortada. MHP karar vermeli. Kurultay yapacaksa yapacak, yapmayacaksa yapmayacak. İktidarla birlikte değil. Hukuk savaşı Ankara 2. İcra Mahke mesi, Ankara 25. İcra Müdürlüğü’nün kurulta yın düzenlenmesine ilişkin tedbir kararını kaldırdı. Ardından Ankara 25. İcra Müdürlüğü yeniden bir ka rar alarak “kurultayın top lanamayacağına” hükmet ti. Valilik kongrenin yapı lamayacağını açıklayınca muhalifler gece toplandı. MHP’nin 15 Mayıs’ta olağanüstü kurultayın toplanıp toplanmayacağına ilişkin tartışma sürerken, Ankara’da dün Oğan Akşener Özdağ Aydın “hukuk savaşları” yaşandı. Gün bo yu “kurultay olacak mı, olmayacak mı” soruları soruldu. Ankara 2. İc ra Mahkemesi, par SELDA GÜNEYSU ti içi muhaliflerin “Ankara 25. İcra Müdürlüğü’nün ku rultayın toplanması halinde alacağı durdurma işlemlerinin iptali” için yaptığı başvuruyu haklı buldu. ‘Kurultayı toplarız’ Mahkemesi’nin aldığı kararın “kesinleşmeden uygulanması mümkün olmadığını” belirtti. ‘Yetkisi yok’ Muhaliflerin kurultayda ısrar ettiklerini belirten Bulut, Tosya ve Gemerek Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin verdiği “ihtiyati tedbir” kararını anımsattı. Bulut, Ankara 2. İcra Mahkemesi kararına ilişkin de şunları kaydetti: “Yaklaşık bir haftadır yetkisi ve li işlemlerin başlatılacağını” açıkladı. Ancak 25. İcra Müdürlüğü bu kararı almadan önce Adalet Bakanlığı’ndan, “Gemerek ve Tosya Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin vermiş olduğu ihtiyati tedbir kararları var. Buna karşın Ankara 2. İcra Mahkemesi’nin de almış olduğu bir karar var, ne yapmalıyım” diye sordu. Adalet Bakanlığı’ndan müdürlüğe, “ihtiyati tedbir kararlarının geçerli olduğu” yanıtı geldi. Ankara 25. İcra Müdürlüğü de akşam saat 5 MADDEDE KAPIŞMA 1Koray Aydın, Sinan Oğan ve Meral Akşener, bir araya gelerek, “tüzük kurultayı” yapılması için delegelerden 543 imza toplayarak, Ankara 12. Sulh Hukuk 2Mahkemesi’nde dava açtı. Bu mahkemeden “olağanüstü kurultay yapılsın” yönünde çıkan kararın ardından MHP Genel Bunun üzerine genel başkan adayları tek tek açıklamalar yaptı. Sinan Oğan, daha önce genel merkezin Gemerek ve Tosya Asliye Hukuk Mahkemesi’nden aldığı “ihtiyati tedbir” kararının “hukuksuz” olduğunu belirterek, kurultay için de “Yargıtay kararının beklenmesinin gerekli olmadığını” söyledi. Oğan, Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin “olağanüstü kurultay toplansın” yönünde bir karar verdiğini anımsatarak, “Yargıtay üyeleri ne yapacak? Bu imzaların şurası şöyledir, burası böyledir mi diyecek? Sulh Hukuk Mahkemesi imzaları tespit etmiştir. Onun ötesinde ele alınacak bir husus söz konusu değildir. Kongrenin yapılmasının önündeki engeller kalktı. 15 Mayıs’ta kurultayı toplarız” dedi. ‘Bozdağ müdahalesi var’ Ümit Özdağ ise Meclis’te düzen görevi olmadığı halde, önünde açılmış bir dosya olmamasına rağmen Ankara 2. İcra Mahkemesi davaları takip etmektedir. Hafta mesaisi bitimine saatler kala açıklanan kararla, hakimin kime hizmet ettiği iyi bilinmektedir. Yetkisiz dosyaları inceleyen mahkeme hakkında HSYK’ye gerekli şikayetler pazartesi yapılacaktır. Karar bizleri şaşırtmamıştır. İhtiyati tedbir kararının uygulanması da ayrıca talep edilmiştir. 2. İcra Mahkemesi hakiminin gösterdiği yüksek ilgi nedeniyle, görevli olmadığı konuda işlem tesis edebileceği önceden görülmüştür. Gemerek Asliye Hukuk Mahkemesi’nde ihtiyati tedbir kararlarının uygulanması ayrıca talep edilmiş, Ankara Valiliği’ne gereği yapılması talebi yapılmıştır.” Bulut, kurultayın yapılmasının “hukuken mümkün olmadığını” da kaydetti. lerinde bu kararı aldı. ‘Yürütme müdahalesi’ Tarafsız yorum yaptığını belirten Avukat Baykal Doğan Ankara 25. İcra Müdürlüğü’nün almış olduğu “kurultay yapılamaz” kararının “yürütmenin yargıya müdahalesi” olarak yorumlayarak “Hatta anayasayı ilga ediyor demektir” dedi. ‘Kongre yapılamaz’ Öte yandan akşam saatlerinde Ankara Valiliği’nden de yazılı bir açıklama geldi. Açıklamada “Valiliğimize tebliğ edilen mahkeme kararlarından, MHP kongresinin yapılamayacağı anlaşılmıştır. Mahkeme kararı doğrultusunda valiliğimizce işlem tesis edileceğinden herhangi bir mağduriyetin oluşmaması bakımından, vatandaşlarımızın bilgilendirilmesi ihtiyaç duyulmuştur” denildi. Merkezi Yargıtay’a başvurarak, kararın iptalini istedi. Genel merkez ardından da kurultayı toplamakta kararlı muhaliflere karşı bir hamlede daha bulunup, Tosya ve Gemerek Asli Hukuk Mahkemeleri’nden “olağanüstü kurultay kararı için ihtiyati tedbir kararı” çıkarttı. Gemerek Asliye Hukuk Mahkemesi’nin verdiği “ihtiyati tedbir” kararı sonrasında Akşener, Hakim İlhan Işık’ı “20062007 yıllarında MHP Ankara İl Başkanlığı’nda görev yaptığı ve bu yönden tarafsız olmadığı” gerek 3çesiyle HSYK’ye şikayet etti. Yargıtay 18. Hukuk Dairesi bir açıklama yaparak, “MHP kurultayına ilişkin kararını mayıs ayı 4içinde açıklayacağını” belirtti. Muhaliflerin avukatı Tosya Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kurultay için verdiği “ihtiyati tedbir” kararının mahkeme aracılığıyla kaldırdıklarını ilan etti. Ancak genel merkezin avukatı Yücel Bulut, “mahkemenin aldığı ihtiyati tedbir kararının devam ettiğine” ilişkin 11 lediği basın toplantısında, Adalet Bakanlığı’ndan mahkemelere yollanan yazıyı paylaşarak, “Biz bu kurultayı MHP ile mi AKP ile mi yapıyoruz? AKP ile yapıyorsak söylesinler” dedi. Tüm engellemelere karşın Ankara 2. İcra Mahkemesi’nin lehlerine bir karar verdiğini söyleyen Özdağ, “Şimdi kurultaya gidiyoruz” diyerek, şu görüşleri paylaştı: “MHP, kendi tüzüğüne göre yeterli sayıda üst kurul delegesinin talep Bakanlıktan görüş! Akşam saatlerinde “daha önce eşi benzeri görülmemiş bir karara imza atıldı.” MHP’nin Ankara Valiliği’ne başvurusu üzerine Ankara 25. İcra Müdürlüğü yeniden bir karar alarak, “kurultayın yapılması halinde gerek Acil toplantı Valiliğin kararının ardından Ümit Özdağ, Meral Akşener, Koray Aydın ve Sinan Oğan acil olarak toplandı. Muhaliflerin kurultaya ilişkin nasıl bir strateji izleyecekleri konusunda bugün bir açıklama yapmaları bekleniyor. lANKARA BAHÇELİ: 15 Mayıs’ta Mayıs tarihli belgeyi Twitter’dan yayınladı. Genel merkez Gemerek Asliye Hukuk Mahkemesi’nin “ihtiyati tedbir” kararını gerekçe göstererek, İçişleri Bakanlığı başta olmak üzere Ankara Valiliği ve Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne başvurdu; kurultayın toplanması halinde kolluk güçlerinin gereken önlemi almasını istedi. Ankara 25. İcra Müdürlüğü’nden bu yönde 5karar çıktı. Kurultayın toplanacağı tarihe iki gün kala bu kez muhalif ka etmesine rağmen, neden kendi tüzüğünü uygulamamaktadır? Neden olağanüstü kurultayı gerçekleştirmek konusunda böylesi bir direnci temsil etmektedir?” Akşener: Yapılacak Meral Akşener de sosyal medya hesabından “Olağanüstü kongremiz, Ankara Büyük Anadolu Otel Esenboğa Kongre Salonu’nda, 15 Mayıs 2016 günü, saat 10.00’da yapılacaktır” açıklamasında bulundu. MHP’nin avukatı Yücel Bulut, genel merkezde bir toplantı düzenleyerek, Ankara 12. Sulh Hukuk kurultay yok MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de dün akşam resmi Twitter hesabından sürece ilişkin “Bu akşam (dün akşam) çok uzatmayacağım, tane tane söyleyecek, net ifadelerle konuşacağım. 15 Mayıs’ta Olağanüstü Büyük Kurultayımız yoktur. Bu davaya gönül vermiş hiçbir kardeşim Okyanus ötesi merkezli oyunun figüranı haline gelmemeli, sözde kurultay tuzağına düşmemelidir. Buna rağmen kurultay yer, tarih ve zamanı açıklayanlar, verilmiş mahkeme kararlarının hilafına davranarak, suç işlemektedir” dedi. Bahçeli nat Ankara 2. İcra Mahkemesi’ne başvurarak, Ankara 25. İcra Müdürlüğü’nün “kurultayın yapılması halinde alınacak tedbirler işlemlerinin durdurulmasını” istedi. Ankara 2. İcra Mahkemesi muhaliflerin başvurusunu haklı bularak, Ankara 15. İcra Müdürlüğü’nün işlemlerini durdurdu. Ancak akşam saatlerinde MHP yeniden Gemerek Asliye Hukuk Mahkemesi’nin “ihtiyati tedbir” kararını gerekçe göstererek, Ankara Valiliği ve Ankara 25. İcra Müdürlüğü’ne “kurultayın durdurulması için tedbir” istedi. Ankara 25. İcra Müdürlüğü de yeniden karar alarak, “kurultayın yapılmasını durdurdu.” Ne yapmamalı? Hayatımız Çernişevski’nin ünlü romanının (sonrasında Lenin’in yapıtının) adı olan “Ne Yapmalı?” sorusuna yanıt aramakla geçti... Lenin’in kitabının Türkçe çevirisi yasaklanıp toplatıldığından, yayıncılar bize özgü bir kurnazlıkla yeni basımı “Ne Yapılmalı?” adıyla yayımladılar... Sanırım hâlâ da öyle yayımlanıyor. Yine sanırım Çernişevski’nin romanı da “Ne Yapılmalı?” diye yayımlanmakta... Bu ayıptan kurtulup her iki kitabın da yeni basımlarının “Ne Yapmalı?” diye yapılması gerek... HHH Bu haftaki yazımın başlığını “Ne Yapmalı?” diye tasarlamaktayken aklıma son anda bu soruya bir de tersinden, yani “Ne Yapmamalı?” diye bakmak düşüncesi geçti ve bu bana daha ilginç göründü... Evet, ne yapmamalı gerçekten de? Her yandan kuşatıldığımız kötülük ortamına yenik düşmemek, onu alt edebilmek için ne yapmamalı? Gelin, birlikte düşünelim... HHH Bana sorarsanız öncelikle yapmamamız gereken şey, kötümser olmaktır... Kötümserler kusura bakmasın, fakat kötümserliğin bir mizaç sorunu, bir karakter (hadi bozukluğu demeyelim) özelliği olduğunu düşünüyorum... Kötümserliğin karşıtı ise iyimserlik değil, gerçekçi olmaktır. Gerçek, içinde kötümserlikten çok iyimserlik barındırır... Çünkü değişime açıktır, değişecektir... Kötümserlik, gerçeğin değişmeye yatkın oluşunun bilgisine ya da duygusuna yeterince sahip olmayış demektir... Gerçekliğin durağan değil değişime açık olduğunu kavramışsanız, kötümser olamazsınız... Buna bağlı olarak yapılmaması gereken ikinci bir şey, kötülük ortamını değiştirmek için parmağımızı oynatmaksızın, eylemsizlik içinde karamsar düşüncelere gömülmektir... Eylemsizlik karamsarlığı besler. Karamsarlık eylemsizliği derinleştirir. Bugün çevremizde çokça gördüğümüz toplumsal bir hastalıktır bu... HHH Bunlara bağlı olarak yapılmaması gereken başlıca şeylerden biri de, korkuya yenik düşmektir... Korku insanı alçaltır, kendi gözünde de küçültür. Eylemsizliğin, güvensizliğin daha da derinliklerine, karanlıklarına çeker. Korkaklık bir insanlık ayıbıdır. İnsan olmaktan vazgeçiştir. Fiziksel olarak yaşıyor görünürken aslında yok oluştur... Burada halkın “korkunun ecele faydası yoktur” sözünü anımsamanın tam sırasıdır. Bu da bir çeşit kaderciliktir kuşkusuz... Fakat kaderciliğin böylesi korkaklığa yeğdir. Korkaklığı alt etmenin yolu, gerçeğin, gerçekliğin gözünün içine bakmaktan geçer... Tıpkı yükseklik korkusunu yenmek için yükseğe çıkmak gibi... Çelişki gibi görünse de, bu düşünce, eylemin yüceltilmesi demektir... Eylemsiz kalarak korkuyu yenemezsiniz... HHH Ve tam bu noktada, yapmamamız gereken bir şey olarak da, tembellikle karşılaşıyoruz... Zihinsel ve fiziksel tembellikle... Araştırmamak, irdelememek, soru sormamak, merak etmemek, gidip görmemek, vb... Ey sevgili aydın arkadaşlarım... Yazar, şair, sanatçı, gazeteci, herhangi bir başka meslekten kardeşlerim... Mutluluğu için belki de canınızı vermeye hazır olduğunuz ülkenizi, yaşamları için kaygı duyduğunuz insanımızı ne kadar tanıyorsunuz? Hangi eylemlerin, hangi araştırmaların; haber başlıklarına göz gezdirmek, çok çok bir iki köşe yazısı okumak dışında hangi öğrenme, bilgi edinme çabalarının içindesiniz? Bu soruların yanıtlarını arayıp bulmadan kendinizde karamsar olma hakkı görmeyin... Yapmayın... Eylemle, bilgiyle, birliktelikle, en aşılmaz görünen kötülük ortamlarının aşılacağına, en yenilmez görünen düşmanın yenileceğine olan inancın sizi büsbütün bırakıp gitmesine izin vermeyin... Kötülüğün kendiliğinden yok olacağı gibi bir düşünce ve eylem tembelliğine de sakın ola ki kapılmayın... Buna karşılık gerçekliğin doğru bilgisiyle, cesaret ve eylemlilikle, aşılamayacak hiçbir engel, başarılamayacak hiçbir şey olmadığı gerçeğini küçümsemeye kalkmayın... Gerçeklik bizden onu iyi tanımamızı; bilgiyle, cesaretle ve eylemlilikle onun özgürlüğe, iyiliğe, aydınlığa açılan yollarındaki engelleri aşmasına, tıkanıklıkları temizlemesine yardım etmemizi bekliyor... Bu konuda en yakın yardımcımız, en geniş anlamıyla, yine gerçekliğin kendisidir... Eski Bakan Halil Şıvgın açıkladı: Özal isteyince Evren Türkeş’i tahliye ettirdi Alparslan Türkeş Kenan Evren Eski Bakan Halil Şıvgın, MHP’nin kurucu genel baş sin. Bu durumu Evren’e anlatırsanız iyi olur. Sunalp Paşa zor kanı Alparslan Türkeş’in tu lar ve başarırsa bu Evren’in aley tuklu olarak Askeri Mevkii hine olur’ dedim. Özal bunu dik Hastanesi’nde kaldığı dönemde kate aldı. Türkeş o zaman Aske “tahliyesini dönemin Cumhur ri Mevkii Hastanesi’nde tutuklu başkanı Kenan Evren’in sağladı olarak kalıyordu. Hasta olduğu ğını” söyledi. na dair raporları Feyzi İşbaşaran Şıvgın, Cumhuriyet’e yap (eski AKP milletvekili) ara tığı açıklamada 12 Eylül sü cılığıyla Evren’in yaverine recinde aynı zamanda Mil ulaştırdılar. Özal geldi, eli li Demokrasi Partisi’nin Ge mi sıktı. ‘Türkeş dahil kim nel Başkanı olan Turgut senin bilgisi olmayacak’ de Sunalp’le görüştüğünü be di. Bizim kurultayımızdan lirten Şıvgın, “Sunalp’in o az önce de Türkeş tahliye ol dönem partisi bölünmeye Halil Şıvgın du. Bunu Türkeş’e bile an doğru gittiği sırada ‘MHP ile latmadım” dedi. Önceki gün güçlendirileceği’ söyleniyordu. Habertürk TV’de Şıvgın olayı, an Eğer MHP ile güçlendireceklerse, latmasının ardından Feyzi İşba bu ANAP için risk teşkil eder di şaran Twitter’dan “Şıvgın’ın Tür yerek, bu durumu Turgut Bey’le keş ile ilgili anlattıkları doğru. (Özal) paylaşarak ‘Türkeş Bey’in Raporu Başyaver Cevat Albay’a, tahliyesi gerekiyor. Evinde kal Köşk’e, ben götürdüm” dedi. sın, duruşmalara evinden git l ANKARA / Cumhuriyet Ülkücüler birbirine girdi Eski ülkü ocakları başkanı Yılma Durak ile eski MHP milletvekili Cemal Enginyurt, önceki gün bir televizyon programında tartıştı. Durak, “Niçin DSP’yle MHP koalisyon yaptı biliyor musunuz? Apo’yu affetmek için. Sayın Genel Başkan Apo’nun affedilmemesi için direniyordu. Koalisyondan ayrılsak yine iktidarız” diyince Enginyurt “Külliyen yalan, ben milletvekiliydim o dönem. Terbiyesizlik ediyorsun. Yalan konuşuyorsun diyemezsin. Sen kimsin be. Adam mısın sen! ” yanıtını verdi. Enginyurt ise “MHP Genel Başkanı’na iftira atıyorsun” diyerek karşılık verince programa reklam arası verildi. Ardından Durak stüdyaya geri dönmedi. C MY B