23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
A vitamini Amerikalı bilim insanları, havuçlarda karotenoyid artışına sebep olan bir gen bulduklarını açıkladı. Yoğun bir A vitamini kaynağı olan karotenoyid, havucun aynı zamanda bazı sebze ve meyvelere kırmızı ve turuncu renk veren yapıya sahip. Wisconsin Madison Üniversitesi’nde yapılan ilk havuç genomu renk nedeniSİBEL SAGLIKBAHÇETEPE taramasının sonuçları Nature Genetics dergisinde yayımlandı. Taramada bol miktarda bulunan betakaroten, vücudun rahatlıkla A vitaminine çevirebildiği doğal bir kimyasal. l Dış Haberler Çarşamba 11 Mayıs 2016 sibelbahcetepe@gmail.com Lösemili Mustafa’nın çağrısı Antalya’da annesinden habersiz cep telefonunu alarak video çeken lösemi hastası 8 yaşındaki Mustafa Eren Can’ın, Lösemili Çocuklar Vakfı’nın (LÖSEV) “Bir Tuğla da Sen Koy” kampanyası için yaptığı çağrı, sosyal medyada büyük yankı uyandırdı. Videoyu YouTube’dan paylaşan Can’ın çağrısı kısa sürede sosyal medyada büyük yankı buldu, çağrıya ünlüler de destek verdi. Oyuncu Sarp Akkaya, “Lütfen. Ben de seni seviyorum Mustafa” diye videoyu paylaşırken, İrfan Değirmenci, “Tuğla yaz 3406’a gönder lütfen, lütfen” dedi. sigara kullanımı üniversitede başlıyor İskoçya’da bulunan Glasgow Üniversitesi’nde yapılan bir çalışma aktif sigara tüketiminin üniversite yıllarında başladığını gösterdi. Otuz bin kişi üzerinde yapılan anket çalışmasında kadın öğrencilerin ağır içiciliğe daha yatkın olduğu da ortaya çıktı. Alkol kullanım oranının sonradan değişebileceğini be lirten araştırmacılar, sigara kullanımının sosyoekonomik düzeye bağlı olduğunu ve kullanım farklılıklarının bundan kaynaklanabildiğini gösterdi. Araştırmacılar üniversite çağında alkol tüketimi artsa bile bunun sonradan normal düzeye inebildiğini ancak sigaradan gerileme görülmediğini belirtti. l DIş Haberler Eczaneler kepenk kapatıyor Ülkemizde geçen yıl 1700 eczane ekonomik gerekçelerle kapandı, 2 bin 500 eczane ise kredi borç batağıyla karşı karşıya AKP iktidarı döneminde sorunları katlanarak artan 25 bine yakın eczacı, ekonomik kriz ile karşı karşıya. Bu eczanelerin 13 bini yoksul İlaç sorunları sürüyor meşgul eden sahte reçete operasyonlarına da dikkat çeken Sarıalioğlu, şöyle devam etti: “Bir şekilde doktorun şifresine ula luk sınırında yani ayda ortalama 4 bin liranın altında kazanıyor. 2 bin 500’ü ise kredi borç batağında ve ayda ortalama bin lira kazanç elde ediyor. 2015 yılında ülkemizde 1700 eczanenin kapandığını söyleyen İstanbul Eczacı Odası Başkanı Zafer Cenap Sarıalioğlu, bunların 500’ünün İstanbul’da olduğunu söyledi ve ekledi: “Eczacılar mutsuz. Son 10 yılda ilaç fiyatları 572 kez düştü. SGK’nin ilaç politikası nedeniyle özellikle kanser, kan hastalığı gibi hayati tehdit eden hastalıkların tedavilerinde kullanılan yeni dönem ilaçlar, ülkemize gelemiyor. Hastalar da mağdur, eczacılar da.” Yaklaşık 8 ay önce İstanbul Eczacı Odası Başkanlığı’na seçilen Sarıalioğlu ile 14 Mayıs Eczacılık Günü öncesinde eczacıların ve hastaların yaşadığı sorunları konuşmak için bir araya geldik. Eczacı kâr edemiyor “Eczacılar mutlu değil” diyerek konuşmasına başlayan Sarıalioğlu, eczacıların ciddi ekonomik sıkıntılar yaşadığını söyledi. Türkiye’deki 25 bin eczanenin 13 bi Kanser başta olmak üzere pek çok alanda kullanılan ilaçları piyasada bulmak halen zor. Sarıalioğlu, bu alanda sıkıntının iki çeşit olduğunu söyleyerek, şöyle devam etti: “Biri çok ucuz olan ilaçlarla ilgili. Bunların içinde ithal olanlar da var, olmayanlar da... Bunların bulunamamasının bir sebebi, SGK’nin uyguladığı kamu kurum indirimi. SGK, firmaya diyor ki ‘bana bu ilaç üzerinden yüzde 50 kamu kurum indirimi yapacaksın.’ İlacın zaten fiyatı 34 lira. Üzerine bir de kamu kurum indirimi yapılınca firma bu işten para kazanamıyorum gerekçesiyle ya üretmiyor ya da ithal etmiyor. Pahalı ve yeni nesil ilaçlarda ise sorun şu. İlaç fiyat kararnamesinde şöyle bir madde var. ‘Dövizdeki her yüzde 10 artış, ilaç kuruna eklenir.’ Bunu demesine karşın dövizdeki en son ilaç kuruna uygulanan fiyat 2.07 avro kurunda sabitlendi. Firma da bu durum karşısında kar edemediği gerekçesiyle ilacı Türkiye’ye getirmiyor. Kanser ilaçlarındaki yeni nesil birçok ilaç ülkemizde yok. ” şan yoksuzluk yapacak kişi ya da kişiler, hastanın ve hekimin bilgisi dışında sahte reçete üretiyor. Bu ürettikleri reçeteleri, hekim yazmış, hasta yazdırmış gibi eczanelere getirip ilaçları alıyorlar. 2014’te Dicle Üniversitesi’nden bir doktorun bilgileri ile yazılmış sahte reçetelerde ilgili soruşturma var. Burada kanser tedavisinde kullanılan tek bir ilaç üzerinden reçeteler yapılmış. Fakat bu ilaçların ne yapıldığı belli değil. 2015 sonunda Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden yine yazılmış bu tip reçeteler var. Sınır ötesine mi gidiyor, örgütlere mi satılıyor bilmiyoruz. Eczacıların bu tür reçetelerin sahte olup olmadığını anlaması mümkün değil çünkü bu reçeteler SGK’nin Medula Provizyon Sistemi’nde görülüyor. Ancak SGK, sahte olduğunu bir şekilde tespit ederse faturayı eczacıya kesiyor. Eczanelere sahte reçete cezası kesilmesi konusunda çok sayıda dava açtık ve yürütmeyi durdurma kararları verildi. Biz SGK’ye şunu söylüyoruz. Elektronik imza ile imzalanmış, reçetelerin sahteci nin yoksulluk sınırının altında çalıştığını, yarısının ise ekonomik sorunlarla uğraştığını vurgulayan Sarıalioğlu, 2002’de AKP’nin Sağlıkta Dönüşüm Politikasıyla birlikte ilaç fiyat kararnamesinin değiştiğini, 2009’da da global bütçe uygulamasının hayata geçtiğini anımsattı. Sarıalioğlu, son 10 yılda, ilaç fiyatlarında toplam 10 yıldır ilaç fiyatı düşüyor ama giderleriniz yükseliyor. İlaçta ortalama yüzde 25 kârlılıkla çalışıyoruz. Bir ilacı 100 liraya satarken 25 lira kazanıyoruz, siz o fiyatı 10 liraya düşürdüğünüzde biz 2,5 lira kazanıyoruz. Fiyat düşüşü ile birlikte eczanenin kârlılığı düşüyor” dedi. liğinden bizi sorumlu olmamalıyız.” Zayıflama ilaçlarına 25 kurban İnternetten satılan ilaçların yüzde 90’ının sahte olduğuna dikkat çeken Sarıalioğlu, yurttaşları uyardı. 2014 yılında internetten satılan bir zayıflama ilacından hayatını kaybeden üniversiteli 572 kez fiyat düşüşü yaşandığını belirterek “10 liralık ilacı 9 liraya düşürdüler, 9 liralık ilacı 8 liraya gibi... Şöyle düşünün, Sahte reçeteler gündemde Son günlerde kamuoyunun gündemini sayısının 25 olduğunu anımsatan Sarıalioğlu, internetten ilaç adı altında hiçbir şey alınmaması gerektiğini söyledi. NECATİ SAVAŞ Sarıalioğlu: ‘Eczacılar mutsuz. Son 10 yılda ilaç fiyatları 572 kez düştü. Eczacılar kâr edemiyor’. Kiralık diplomalara karşı çalışmalar C. Sarıalioğlu Sarıalioğlu, eczacıların diplomalarını kiralaması konusunda ise “Bu konuda hem oda hem birlik olarak ciddi mücadelemiz var. Yasa da 5 yıl meslekten ve SKG’nin da eczane adına yaptığı ödemenin 5 yıl geriye doğru ta lep etmesi söz konusu. Biz eczacılarla, devir işlemi ve açılış sırasında, kiralık diploma yaparlarsa başlarına gelecek her şeyi anlatıyoruz. Son 7 ayda kiralamak için gelen meslektaşlarımızın yüzde 95’ini ikna ettik” dedi. Kepenk arkası hizmet İstanbul’daki nöbetçi eczaneler gasp, hırsızlık gibi olaylara karşı gece 24.00’ten sonra isterlerse kepenk arkasından ilaç verebilecek. Sarıalioğlu, bu uygulamayı şöyle anlattı: “İstanbul’da yılbaşından bu yana 6 eczanemizde nöbet sırasında gasp yaşandı. Emniyet birimleri, kaymakamlık ile görüştük. Oda olarak ilk tedbirimiz gece yarısından son ra kepenk arkasından hizmet vermek. Kepenkte bir nöbet camı oluyor, hastayı içeri almadan ilaç veriyoruz. Bir diğer çalışmamız panik butonu. Bu tür bir olayda direkt en yakın kolluk kuvvetinin birimine bağlı olması, anında polisin gelebilmesi gibi. Şu an da bir güvenlik firmasıyla nöbette güvenlik elemanı bulundurmakla ilgili bir çalışmamız var.” Kadınların korkulu rüyası olan kırışıklık tarih mi oluyor? Kırışıklıkta ‘ikinci cilt’ devrimi Bilim insanları, yıllardır özellikle kadınların korkulu rüyası haline gelen yüz kırışıklıklarına karşı ancak bilimkurgu filmlerinde rastlanabilecek bir çözüm geliştirdi. ABD’de yer alan Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Massachussets Teknoloji Enstitüsü’nden (MIT) bilim insanlarından oluşan bir ekip, insan cildini taklit edebilen ve cilt üzerinde ‘ikinci deri’ oluşturan bir krem üretti. Yüze uygulandıktan sonra kuruyarak cilt üzerinde esnek bir ikinci deri oluşturan krem, kırışan cildi toparlıyor ve gözaltı torbalarını saklıyor. Bilim insanları, Nature Material dergisinde yayımladıkları araştırmada kremin şu ana kadar gönüllüler üzerinde yüz, kol ve bacak bölgelerinde test edildiğini ve başarılı sonuçlar verdiğini belirtti. Cilt sağlığına da faydalı Laboratuvar ortamında geliştirilen kremin hammaddesi, silikon ve oksijen molekülleri kullanılarak üretilen polisiloksan polimer. Polimer krem tarafından oluşturulan ikinci deri, suya dayanıklılık özelliği sayesinde 24 saate kadar bozulmadan cilt üzerinde kalabiliyor. Özel yapısı sayesinde krem, bütün yüzü kaplamasına rağmen cildin nemini korumasına da yardımcı oluyor. Araştırmaya katılan MIT ekibini yöneten Prof. Robert Langer, devrim niteliği taşıyan çalışmaları için “Görünmez, rahat ve suya karşı dayanıklı bir ikinci deri geliştirmek oldukça güçtü” ifadesini kullandı. Geliştirdikleri derinin katkısının sadece kozmetik ve estetik alanlarına olmadığını belirten bilim insanları, kremin egzama, dermatit ve sedef hastalığı gibi birçok deri hastalığının tedavisinde de etkin bir rol oynayacağını kaydetti. Tedavi edilen bölgelere ilacın direkt deriye verilmesine imkân sağlayacak olan bu krem, aynı zamanda cildi güneş ışınlarına karşı da koruyor. Kremin, gerekli izinler alındıktan sonra önümüzdeki yıllarda piyasaya sürülmesi bekleniyor. l Dış Haberler Türk Böbrek Vakfı’ndan defile Türk Böbrek Vakfı (TBV), diyaliz merkezlerinde tedavi gören böbrek hastası ailelerin çocuklarına verilecek eğitim yardımlarına kaynak sağlamak için “Anneler ve Çocukları” adlı defile düzenledi. Modacı Gülnur Güneş’in desteğiyle gerçekleştirilen defilede, sanat, spor ve cemiyet hayatından anneler, çocuklarıyla birlikte podyuma çıktı. Jinekologlar Antalya’da buluşuyor 11. TürkAlman Jinekoloji Kongresi, bugün Antalya Belek’te başlıyor. Türkiye’nin ve dünyanın önemli jinekologlarının bir araya geleceği kongrenin açılış konuşmasını Türk Alman Jinekoloji Eğitim, Araştırma ve Hizmet Vakfı (TAJEV) Başkanı Prof. Dr. Cihat Ünlü yapacak. Kongreye, 36 farklı ülkeden jinekologlar katılacak. Koç Üniversitesi Hastanesi açıldı Vehbi Koç Vakfı (VKV) çatısı altında 2010 yılında eğitime başlayan Koç Üniversitesi Hastanesi Tıp Fakültesi’nin araştırma ve uygulama hastanesi olan Koç Üniversitesi Hastanesi, İstanbul Topkapı’da hizmet vermeye başladı. SGK anlaşması bulunan hastane, tıpta eğitimaraştırma ve uygulamanın merkezi olmayı hedefliyor. Meslek hastalığı gizleniyorTürkiye’de bu hastalıklar son 25 yıldır azalıyor! İKLİM ÖNGEL Türk Tabipleri Birliği (TTB) işyeri hekimleri Dr. Arif Müezzinoğlu ile Dr. Ahmet Tellioğlu’nun meslek hastalıklarına ilişkin hazırladığı çalışma, Türkiye’de meslek hastalığı teşhisinin sıfırlandığını ortaya koydu. Çalışmaya göre; ülkemizde meslek hastalıkları son 25 yıldır düzenli olarak azaldı. 1990’da 100 binde 36 olan meslek hastalığı teşhisi, 2014’te 10 kat gerileleyerek 3.7 oldu. 19902006 yıllarında meslek hastalıkları teşhisi Avrupa’da 1.5 kat artarken, Türkiye’de aynı yıllarda 5 kat geriledi. Uzmanlar, bu gerilemenin nedenini “Meslek hastalıklarının sayısındaki artışın, çalışanların daha yüksek ücretler ve çalışma koşullarında iyileştirme talep etmesine neden olacak. İşyerleri daha sık ve dikkatli teftiş edilecek” diye açıkladı. Meslek hastalıklarına ilişkin yapılan çalışmada dikkat çekici başlıklar şöyle: l Avrupa’da 1990’da 100 bin çalışan arasında teşhis yılda ortalama 67 iken 2006’da 102’ye çıkarak, 1.5 kat arttı. Ancak Türkiye’de aynı yıllarda gelişme tam tersi yönde gerçekleşti. Meslek hastalığı teşhisi, 100 bin çalışan başına 5 kat geriledi. l Bazı Avrupa ülkelerinin 2009’daki meslek hastalığı teşhisleriyle karşılaştırıldığında durum şu: Almanya’da 100 binde 66, İtalya’da 71, Portekiz’de 59, Türkiye’de 4.8. l Türkiye’de son 10 yılda meslek hastalıklarına bağlı olarak kabul edilen ölüm sayısı 56 oldu. 2013 ve 2014’te ise meslek hastalığına bağlı hiçbir ölüm kaydedilmedi. Teşhis tazminat getirecek Çalışmada bu gerilemenin nedenleri ise şöyle açıklanıyor: l Bir hastalığın işle ilgisi somut olarak ortaya konduğunda işveren tazminat ödeyecek. l Meslek hastalıklarının sayısındaki artış çalışanların daha yüksek ücretler ve çalışma koşullarında iyileştirme talep etmesine neden olacak. l İşyerleri daha sık ve dikkatli teftiş edilecek. Hastalığın teşhis edilmesi ile çalışan da çeşitli olumsuz sonuçlarla karşı karşıya kaldığı için hastalığının meslek hastalığı olarak teşhis edilmesinden şu nedenlerle kaçınabiliyor: ‘Bürokrasi, bu hastalıkları gizlemek için işliyor’ Dr. Tellioğlu, meslek hastalığının tespitinde konunun işverenin cebine geldiğini söyledi. “Türkiye’de işe bağlı hastalıklarla ilgili yasal mekanizma ve bürokrasi uzunca bir süredir objektif olarak bu hastalıkları gizlemek üzere işliyor” diyen Tellioğlu, bunun gerekçelerinin son 25 yıldaki emeksermaye ilişkisinde aranması gerektiğini kaydettii. Tellioğlu, “AKP’nin iş sağlığı ve güvenliği alanındaki tutumu emek karşıtı tutumunun derinleştirilmesinden başka bir şey değil. Sonucu da ortada: İşverenlerin insafına bırakılmış iş kazaları, gizlenen işe bağlı hastalıklar” dedi. l ANKARA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle