23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 11 Mayıs 2016 10 Yerli ve milli cehalet Meğer yeni bir anayasanın da, başkanlık rejiminin de önündeki engel Davutoğlu imiş, AKP medyasının bütün kanatlarını okursanız görürsünüz; kimi Davutoğlu’nu överken, kimi yerden yere vururken bu noktada birleşiyorlar: Engel Davutoğlu idi!.. Kanımca abartıyorlar, Davutoğlu’nda olmayan bir siyasal güç ve ağırlık vehmediyorlar. Davutoğlu’nun suçu olsa olsa acele etmemek, ağırdan almak. “Yeni anayasayı demlenmeye bıraktık” dediğinde de, 1 Kasım seçim kampanyasında başkanlık sisteminin sözünü etmediğinde de Beştepe sarayındaki Zat’tan çentik yedi. Adamcağız çentik yedi, çünkü o Zat’ın acelesi var. Daha bu yılın başında, 26 Ocak’ta şöyle konuştu: “... Yeni anayasa çalışmalarına emeği geçen ve geçecek olan herkese şimdiden şükranlarımı sunuyorum. Çünkü bu mesele millidir, bu mesele yerlidir, milli olan her meselede, yerli olan her meselede Cumhurbaşkanı olarak ben de varım, bunu açıkça söylüyorum. Bugüne kadar kurulan anayasaların hepsi ithaldir, yerli değildir. İthal ürünlerle yönetildik, ithal mantıklar bize hâkim oldu. Şimdi biz yerliye ve milliye dönmeliyiz...”  Vay be!.. İthal ürün anayasa? Adam çok iddialı. Annem böylelerine, “Cahil cesareti kuşanmış” derdi. Çok beğendiği ecdadının, Osmanlının anayasası için söylüyorsa haklıdır. 1876 Anayasası (Kanuni esasi) dönemin Fransız ve Belçika anayasalarının çevrilip paçal edilmesiyle ortaya çıkmış bir “meşruti krallık anayasası”ydı. Bu haliyle elbette milli de değildi, yerli de değildi. Uzak ecdada meraklı, yakın ecdada uzak duran Zat, Ocak 1921’de Büyük Millet Meclisi’nin kabul ettiği anayasa için ne der acaba? Onu da mı “ithal ürün” olarak nitelemekte? Bu mümkün. 1921 Anayasası özgürlükçü, halkçı nitelikleri milliyetçi (=ulusalcı) vurgulardan bilinçle uzak duran çizgisiyle öne çıkan bir anayasadır ve gerek Beştepe’deki Zat ve partisinin tepesindekilerce, gerekse son dönemde sarmaş dolaş oldukları ulusalcımilliyetçilerce beğenilmesi, benimsenmesi beklenemez. Buna karşılık 1924 Anayasası tam da Tayyip Erdoğan’ın savunduğu milliyetçi çizginin anayasasıdır. Türkulus devletinin kuruluşunu ilan eden bu anayasayı da Erdoğan milli ve yerli bulmuyorsa acep kusur milliyetçiliğin yanı sıra laikliğe de esaslı bir vurgu yapması mıdır? Bence mümkün. Eh 1961 ve 1982 anayasalarını benimsememekte adam haklı. Her ikisi de asker elinden çıkmış anayasalar. 1961 getirdiği bir dizi özgürlük ile demokrat bir anayasaya çok yaklaşır. Milli Güvenlik Kurulu gibi kurumlara yer vermesiyle de demokrasiden epey uzaklaşır. Ne olursa olsun Erdoğan’ın beğenip benimseyeceği bir anayasa değildir. 1982 Anayasası’na gelince... 12 Eylül faşizminin bu has evladı aslında Erdoğan’ın pek çok açıdan işini kolaylaştıracak bir anayasa. Kusuru laikliğe açık seçik vurgu yapması. Bu da az buz kusur değil. Oysa bir anayasanın yerli ve milli olması için laikliği reddetmesi, devletin başına sultan ya da kral yetkileri ile donanmış birini getirmesi ve şeriat nizamından güçlü izler taşıması gerekir. Annem bilge kadındı. Haklıymış, “cahil cesareti kuşanmak” derken yerden göğe haklıymış... Cumhurbaşkanı’na hakaretten Mumcu’ya beraat Gazetemiz yazarlarından Özgür Mumcu, 18 Mart 2015 tarihli “Zalim ve korkak” başlıklı yazısı nedeniyle “Cumhurbaşkanı na hakaret” suçlamasından beraat etti. İstanbul 2. As liye Ceza Mahkemesi’nde dün görülen duruş maya Mumcu’nun avukatları Bülent Utku ve Abbas Yal çın ile Cumhurbaş kanı Erdoğan’ın avukatı Hatice Özgür Mumcu Özay katıldı. Duruş mada söz alan Erdoğan’ın avukatı Özay, “Sanığın cezalandırılmasını talep ediyo ruz. Hakaret suçunun unsurları oluşmuş tur” dedi. Mahkeme, yazının şekli, anla tım biçimi, çerçevesinde Mumcu’nun de ğer yargılarını ifade ettiğini kabul ederek Mumcu’nun beraatına hükmetti. haber EDİTÖR: CAN DOKER Dündar ve GülKILIÇDAROĞLU, GRUP TOPLANTISINDA mahkemenin kararını eleştirdi ‘kral çıplak’ dedi MİT TIR’ları haberleri nedeniyle hapis kararı verilen Can Dündar ile Erdem Gül’e destek veren Kılıçdaroğlu, “Doğru bir haber dolayısıyla bir gazeteci nasıl hapse atılır” dedi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Genel Yayın Yönetmenimiz Can Dündar ile Ankara Temsilcimiz Erdem Gül’ün “MİT TIR’ları haberleri” nedeniyle ceza almalarına sert tepki göstererek Dündar ve Gül’ün “kral çıplak dediğini” vurguladı. Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş MİT TIR’larına ilişkin sözlerini anımsatan Kılıçdaroğlu, “yargılanacaksa Türkeş’in yargılansın” görüşünü dile getirdi. Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, adliye önünde silahlı saldırıya uğrayan gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ile Ankara Temsilcimiz Erdem Gül’ün “MİT TIR’ları haberiyle yargılanmasını sert dille eleştirdi. Dündar ve Gül’ün “doğru haber yaptı diye mahkum olduğunu” dile getiren Kılıçdaroğlu, “Haber doğru mu, doğru. Silahlar gönderildi mi? O da doğru? Peki doğru haber dolayısıyla bir gazeteci nasıl hapse atılır? Kralın çıplak olduğunu herkes biliyordu. Dündar’la Gül de ‘kral çıplak’ dediler ve bütün Türkiye’nin önüne tabloyu koydular. Ama ‘Sizden bunun intikamını alacağım’ diyor. Hesap soracaksan senin kabinende bakanlık yapan adam var” dedi. Başbakan Yardımcısı Türkeş’in “Vallahi ve billahi o silahlar Türkmenlere gitmiyordu” şeklindeki sözlerini anımsatan Kılıçdaroğlu, “yargılanacaksa Türkeş’in yargılanması gerektiğine” dikkat çekti. Kılıçdaroğlu, “Dokunulmazlığı kaldıracaksan onun dokunulmazlığını kaldır. Neden gazeteciler? Çünkü gücü onlara yetiyor” ifadelerini kullandı. l ANKARA Cumhuriyet Dündar Akın Birdal Dündar: teslim olmayacağız İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) “Ayşe Nur Zarakolu Düşünce Özgürlüğü Ödülü”ne bu yıl Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcimiz Erdem Gül de layık görüldü. Dündar, “Baskılar yoğunlaşıyor ama yerde yatan bir kameraman çekime, gazeteler çıkmaya, akademisyenler hapisten yazmaya devam ediyorlar. Hiçbir zaman teslim olmayacağımızı göstermeye ve umuda çok ihtiyacımız var” dedi. Katledilen Diyarbakır Ba rosu Başkanı Tahir Elçi adına ödülü eşi Türkan Elçi, Eren Keskin’den aldı. İHD İstanbul Şube Başkanı Zeynep Ceren Boztoprak, İMC TV adına Haber Koordinatörü Faruk Eren’e ödülü verdi. Refik Tekin’in ödülünü ise İHD Cezaevi Komisyonu üyesi Aylin Hacaoğlu verdi. Barış İçin Akademisyenler adına ödülleri de tutuklanan dört akademisyen aldı. Meral Camcı’ya ödülünü eski İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri verdi. MİT TIR’LARI HABERLERİ Gazeteciliğe verilen cezalar için temyiz Adana’da 2014 yılı ocak ayında durdurulan mühimmat yüklü MİT TIR’ları ile ilgili haberleri nedeniyle 92 gün tutuklu kalan gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcimiz Erdem Gül’e verilen hapis cezaları gazetemiz avukatları tarafından temyiz edildi. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi MİT TIR’larına ilişkin dava kapsamında 6 Mayıs tarihli karar duruşmasında “devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgilerini açıklamak” suçundan Dündar’a 5 yıl 10 ay, Gül’e ise 5 yıl hapis cezası vermişti. Gazetemiz avukatları Bülent Utku, Tora Pekin ve Abbas Yalçın tarafından Yargıtay’a sunulmak üzere İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne temyiz dilekçesi sunuldu. Dilekçede, verilen mahkumiyet hükmünün usul ve yasaya açıkça aykırı olduğu vurgulanarak hükmün temyizen incelenerek bozulmasına karar verilmesi talep edildi. l İSTANBUL/Cumhuriyet KARARTMA ŞUPHESISilahlı saldırıda bulunan Murat Şahin’le birlikte gözaltına alınan 4 kişi emniyetteki sorgularının ardından adliyeye götürüldü. Mahkeme dün 4 kişiyi serbest bırakırken polis 3 kişiyi daha gözaltına aldı. Dündar’a silahlı saldırıda bulunan Murat Şahin için savcı ‘Öldürmeye teşebbüs etti’ dedi, hâkimlik silahla tehditten tutukladı CANAN COŞKUN Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar’ın MİT TIR’ları davasının karar arasında adliye önünde silahlı saldırıya uğraması soruşturmasında silahlı saldırgan Murat Şahin tutuklandı. Savcı Şahin’in “öldürmeye teşebbüs”ten tutuklanmasını istedi ancak hâkimlik “silahla tehdit” ve “Ateşli Silahlar Kanunu’na muhalefet” suçlarından tutukladı. Gözaltına alınan şüpheliler Farhad Hodjageldiyev, Mehmet Kanoğlu, Adnan Subaşı ve Melik Subaşı ise serbest bırakıldı. Silahlı saldırıda bulunan Murat Şahin ve gözaltına alınan 4 kişi emniyetteki işlemlerinin ardından çelik yelek giydirilerek dün İstanbul Adliyesi’ne sevk edildi. Şüpheliler burada Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Savcısı Abdullah Yurtsever’e ifade verdi. Şüphelilerden Mehmet Kanoğlu, Adnan Subaşı ve Melik Subaşı savcılık sorgusunun ardından serbest bırakılırken, Farhad Hodjageldiyev adli kontrol hükümlerinin uygulanması istemiyle, saldırgan Murat Şahin ise tutuklanma istemiyle İstanbul Nöbetçi 1. Sulh Ceza Hâkimliği’ne sevk edildi. Şüpheliler hakkında adam öldürmeye teşebbüs, Ateşli Silahlar Kanunu’na muhalefet, olası kastla yaralama suçlamalarından işlem yapılması istendi. Hâkimlik sorgusunun ardından Murat Şahin tutuklanırken, Farhad Hodjageldiyev ise adli kontrolle serbest bırakıldı. Aynı ifadeyi tekrarladı Can Dündar’a yönelik silahlı saldırıyı soruşturan Cinayet Büro Amirliği’nde 4 gün sorgulandıktan sonra işlemleri tamamlanan Murat Şahin verdiği resmi ifadesinde de olayı ilk günkü gibi anlattı. Uzun süredir Can Dündar’ı medya aracılığı ile takip ettiğini söyleyen Şahin’in “Onun yaptığı haberlere uyuz oluyordum. Bir ara İngiltere’ye gittiğini biliyordum. Onun İngiliz ajanı olduğunu düşünüyordum. Ona bir ders vermek için böyle bir eylem planladım. Amacım kesinlikle öldürmek değildi. Onu korkutup ayağını denk almasını sağlamaktı” dediği belirtildi. Murat Şahin ile birlikte gözaltına alınan 4 şüphelinin de ifadelerinde saldırıyla bir ilgilerinin olmadığını söyledikleri öğrenildi. Kameralar incelendi Öte yandan olay gününe ilişkin soruşturmayı derinleştiren polis, Murat Şahin’in Gaziosmanpaşa’daki evinden saat 08.30 da çıktığını ve belediye otobüsünü kullanarak İstanbul Adalet Sarayı’na geldiğini tespit etti. Şüphe linin, kamera kayıtlarında saat 12.30’a kadar meydanda dolaştığı, daha sonra tekrar oturduğu Gaziosmanpaşa’ya geri döndüğü öğrenildi. Şüphelinin saat 14.30 sıralarında tekrar İstanbul Adalet Sarayı’na geldiği ve olay saatine kadar meydanın Kâğıthane tarafındaki bölümünde tek başına beklediği, bu süre zarfında hep tek başına olduğu tespit edildi. Cep telefonu sinyalleri Gözaltına alınan yangın kapıları takan bir firmadaki iş arkadaşı Türkmenistan uyruklu Farhad Hodjageldiyev’in olay günü cep telefonu kayıtlarında İstanbul Adalet Sarayı çevresinde olduğu tespit edildi. Ancak şüphelinin saldırıyla bir ilgisinin olmadığını söylediği belirtildi. 3 gözaltı daha Polis, dün de saldırıyı azmettirdikleri iddiasıyla yeni operasyon yaptı ve üç kişiyi gözaltına aldı. Bu isimlerin sorgusu Cinayet Büro Amirliği’nde sürüyor. Polisin saldırının organize bir şekilde yapıldığı ihtimali üzerinde durduğu ve soruşturmanın çok yönlü olarak sürdürülerek yeni gözaltıların olabileceği kaydedildi. Olayda kullanılan tabancayı Murat Şahin’e veren kişinin tespit edilmesi için ise çalışmaların sürdüğü belirtildi. l İSTANBUL/Cumhuriyet Murat Şahin MHP’den vekil adayı çıktı Soruşturmanın 3. gününde gözaltına alınan ve dün serbest bırakılan Melik Subaşı ve MHP Muş Milletvekili adayı Adnan Subaşı’nın haklarında saldırıyı planlayan kişiler olduğu yönünde ihbar bulunduğu açıklandı. Şahin’le irtibatlı oldukları öğrenilen şüphelilerden Melik Subaşı’nın daha önceden yaralama, tehdit, hakaret ve ruhsatsız silah bulundurmak suçlarından poliste kaydı bulunduğu belirtilirken, Adnan Subaşı’nın ise daha önceki suçları arasında hakaret, yaralama ve tehdit suçlarının bulunduğu öğrenildi. Bu iki şüphelinin de polisteki ifadelerinde suçlamaları kabul etmedikleri belirtildi. Şahin’in mahalleden arkadaşı Mehmet Kanoğlu’nun da daha önceden yaralama, hırsızlık, güveni kötüye kullanmak, kumar oynamak, mühür bozmak suçlarından poliste kaydı olduğu belirtildi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle