19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 10 Mayıs 2016 10 haber EDİTÖR: CAN DOKER Çünkü Cumhuriyet Bu ülkenin şimdiki zamanında işini ciddiye alan her gazeteci köşe yazarının eninde sonunda varacağı nokta, muhalif olmaktır. Gazetecinin işi, gerçeği doğru görmek ve göstermek. Bana göre önemli bir gerçek, mevcut iktidarın bu ülkenin herhangi bir büyük sorununu çözme yeterliliği ve yeteneğinin kalmamış olduğuydu. Bu tespiti yaptığım andan itibaren bir muhalif köşe yazarına dönüştüğümü anladım. “Doğru görmek”, iktidarın mevcut haliyle bu memleketin meselelerine çözüm getirmesinin imkânsızlaştığını tespit etmekse, “doğruyu göstermek” de bu tespiti okurla paylaşmak ve değişimi istemektir. İktidarın kendisini değiştirmesi, bunu yapamıyorsa da demokratik yollardan değiştirilerek muhalefete gönderilmesidir bu... Neticede, bir iktidarın değişmesini savunmak gazeteci köşe yazarını muhaliflik konumuna oturtuyor. Türkiye’nin sorunlarını bırakın çözmeyi, her geçen gün daha ağırlaştıran, daha da içinden çıkılmaz hale getiren ve böylece ülkeyi mahveden Erdoğan rejimi karşısında muhalif olmaktan başka savunulabilir tercih yok. Dolayısıyla bu rejimin demokratik yollardan son bulmasının, Türkiye’nin felaketini daha da büyümeden önlemek için acil ihtiyaç olduğunu savunuyorum. Ve işte bugün, bu düşüncelerimi buraya da yazıyorum, yazabiliyorum. Çünkü artık Cumhuriyet’teyim. Kendilerine müteşekkirim; Cumhuriyet’in Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar çağırdı, Cumhuriyet Vakfı bu daveti destekledi... Bundan böyle haftada iki gün, salı ve cuma bu köşede olacağım. Cumhuriyet’te yazabiliyor olmaktan dolayı mutlu ve gururluyum. Çünkü Cumhuriyet, Türkiye’de basın özgürlüğünün kökü mazide olan gazeteler arasında ayakta kalmış son mevziidir. Can Dündar ve arkadaşlarıyla Cumhuriyet Vakfı’nın basın özgürlüğü ve demokrasiyi savunmak adına birlikte, bütün baskı, tehdit ve saldırıları göğüsleyerek sürdürdükleri kararlı direniş, Türkiye’nin kurumsal gazetecilik bakiyesini Erdoğan rejiminin ötesindeki istikbale taşımak için hayati önemdedir. Çünkü Cumhuriyet, adını aldığı yönetim şeklinin özgürlük, eşitlik ve kardeşlik ideallerinden Türkiye’yi uzaklaştırıp koyu bir despotizme, bir zümre oligarşisine ve iç çatışmalara sürükleyenlere karşı yine özgürlük, eşitlik ve kardeşliğin en güçlü biçimde savunulabileceği yegâne köklü gazetedir. Çünkü Cumhuriyet, farklı inanç gruplarının bir arada, barış ve karşılıklı saygı içinde yaşayabilmesi için beşeriyetin bulduğu yegâne perspektif olan laikliği özümlemiş bir gazetedir. Bugün laikliği savunmak Türkiye’nin yaşamasını savunmaktır. Laikliği en iyi Cumhuriyet savunabilir. Çünkü Cumhuriyet, Türkiye’nin demokrasi umudunun taşıyıcısıdır. Ne hazindir ki Türkiye’de demokrasiyi, Cumhuriyeti, laikliği, insan haklarını, bireysel hak ve özgürlükleri, kadın erkek eşitliğini ve bilimsel düşünceyi yüceltmek, kişiyi bir rejim muhalifi yapmaktadır. Cumhuriyet’te, tüm bu evrensel değerleri benimseyenlerin rejim muhalifi konumuna düşmeyecekleri bir Türkiye’nin özlemiyle yazacağım. Cumhuriyet okurlarına merhaba! Kilis’te halkın tepkisi sokaklara taşıyor Suriye’nin kuzeyinde IŞİD denetimindeki bölgeden atılan roketler nedeniyle Kilis’te ocak ayından bu yana 7’si Suriyeli sığınmacı 21 kişi yaşamını yitirdi, çok sayıda kişi yaralandı. Her gün roketlerin hedefinde olan Kilisliler, korkudan evden çıkamıyor, dükkânlarını açamıyor, çocuklarını okula gönderemiyor. Hayalet kenti andıran Kilis’te halkın tepkisi sokağa taşınca, 24 Nisan’da valilik önüne yürüyenlere biber gazıyla müdahale edildi, çok sayıda kişi gözaltına alındı. Kentte her türlü eylem valilik kararıyla yasaklandı. Kilisliler, ışık söndürme, tencere tava eylemi yaparak seslerini duyurmaya çalışırken geçen cumartesi günü Gaziantep’te yaşayan çok sayıda Kilisli motosiklet ve otomobilleriyle Kilis’e giderek destek eylemi yaptı. İnsanlar evlerinin içinde yaralanıyor Kilis’te IŞİD’in denetimindeki bölgeden atılan roketlerle şimdiye kadar 7’si Suriye uyruklu 21 kişi hayatını kaybederken 80’den fazla kişi yaralandı. Valilik’ten emekli olan Leyla Habbani, akrabası 65 yaşındaki Hidayet Malaz’ın evinin mutfağında bulaşık yıkarken pencereden giren şarapnel parçasıyla bacağından yaralandığını anlattı. Habbani, “Devlet Hastanesi’nde de insanların can güvenliği yok. Doktorlar bile korkuyor. Biz yakınımızı tedavisi için Mersin’e gönderdik. Benim bildiğimi en az 95 yaralı var. Hastanede bir yaralı ile konuştum. Şarapnel parçası ile karaciğerinden yaralanmış. 2 kez ameliyat edilmiş ancak doktorlar şarapneli alamamış” dedi. IŞİD TARAFINDAN ATILAN ROKETLERLE 21 KİŞİNİN CAN VERDİĞİ KİLİS’TE HALK TEDİRGİN: Kıyafetimizle yatıyoruz 130 bin Suriyeliyi misafir eden kentte ocak ayından beri kâbus yaşanıyor. 90 bin nüfuslu kentten insanlar kaçıyor. Kalanlar da ölüm korkusuyla yaşamaya çalışıyor SELİN GÖRGÜNER HALK KORKU İÇİNDE BEKLİYOR Esnaflarla da bir araya gelen CHP heyeti dükkanların neredeyse tamamının kapandığını inşaat sektörünün de durduğunu söylüyor. CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz başkanlığındaki CHP heyeti yıl başından bu yana IŞİD’in attığı roketler nedeniyle 22 kişinin hayatını kaybettiği, 70 kişinin de yaralandığı Kilis’te incelemelerde bulunarak, yurttaşlarla görüşmeler gerçekleştirdi. CHP’li Yılmaz’ın yanı sıra CHP Hatay milletvekilleri Birol Ertem ve Serkan Topal, CHP Gaziantep milletvekilleri Mehmet Gökdağ ve Akif Ekici ile CHP İstanbul Milletvekili Dursun Çiçek’in bulunduğu heyet özellikle kentte 5 aydan bu yana tedirgin bir şekilde yaşayan Kilislilerle görüştü. Yılmaz, kent nüfusunun yüzde 25’inin göç ettiğini, insanların evden çıkmaya çekindiğini, eğitimin tamamen durduğunu, dükkânların da genelde kapalı olduğunu belirte rek, “Kilisliler, kendilerinin Kilis’te muhacir durumuna düştüğünü, kentin büyük bir bölümünün ve dükkanların Suriyelilerin eline geçtiğini, Kilis’in kaybedilmek üzere olduğunu söylüyorlar” değerlendirmesi yaptı. Kilis’te örgün eğitim faaliyetlerinin tamamen durduğunu kaydeden Yılmaz, yurttaşlarla yaptıkları görüşmelerde Kilisliler’in büyük bir tedirginlik yaşadığını gözlemlediğine işaret etti. Yılmaz, “Halk, güvenliklerinin sağlanmasını talep ediyor. Kilisliler, kendilerinin Kilis’te muhacir durumuna düştüğünü, kentin büyük bir bölümünün ve dükkanların Suriyeliler’in eline geçtiğini, Kilis’in kaybedilmek üzere olduğunu söylüyorlar” değerlendirmesini yaptı. l MAHMUT LICALI/ANKARA Suriye sınırındaki 90 bin nüfuslu Kilis, Suriye’deki iç savaş nedeniyle son 4 yıldır yaklaşık 130 bin Suriyeli sığınmacıyı misafir ediyor. Barış ve huzur içindeki kent, bu yönüyle Nobel’e aday olmak için kampanya başlatırken ocak ayından bu yana Suriye’nin kuzeyinde IŞİD denetimindeki Bab bölgesinden atılan roketler nedeniyle 7’si Suriyeli 21 kişi yaşamını yitirdi, 80’den fazla kişi de yaralandı. Halk korkuyla evlerine kapanırken sokaklar, caddeler, okullar bomboş, dükkânlar kapalı. Kilis Barosu, Ticaret ve Sanayi Odası, Esnaf ve Sanatkârlar Odası ve Organize Sanayi Bölgesi başkanları gazetelere verdikleri ilanla IŞİD’in roket saldırılarına hedef olan kent için siyasilerden duyarlılık ve yardım istedi. Kaleme alınan bildiride şu ifadeler kullanıldı: “Üzerimize şarapnel yağıyor. Evimizde, sokakta öldürülüyoruz. Biz, haberlerde alt yazı, iki haber arasında bir kare değiliz! Magazin programlarının arasına sıkıştırılmayı kabul etmiyoruz. Biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarıyız. Can güvenliği istiyoruz. Yaralarımız sarılsın istiyoruz. Devletimize bağlıyız. Devletimizin korumasını ve şafkatini istiyoruz. Sesimizi duyun. Sesimize ses verin. Unutmadığınızı, çaba harcadığınızı biliyoruz. Ama acele edin. Ölüyoruz...” ‘Yardım bekliyoruz’ Kentte 2 gündür durumun sakin olduğunu belirten Kilis Barosu Başkanı Hayri Muammer Fazlıağaoğlu şu görüşleri dile getirdi: “Sığınmacılarla ilgili çok büyük bir sorun yaşanmadı. 18 Ocak öncesi kente bu yönüyle Nobel verilmesi beklenirken, bombaların patlaması büyük tedirginlik yarattı. Biz de baro öncülüğünde sivil toplum kuruluşlarıyla bir metin hazırlayarak yetkililerden yardım istedik. Sesimizi duyurmak istedik. Kentte bir yürüyüş organize etmek mümkün değil. Şehirde 130 bin Suriyeli var bunların içinde IŞİD’ci, Esad’cı, Özgür Suriye Ordusu var mı belli değil. Burada Suriyelilerle ilgili bir sıkıntı yaşanmadı. Buraya gelen Suriyelilerin büyük kısmı kendi halinde, yoksul, yardıma muhtaç insanlar. Kentten kamyonlarla taşınanlar gördüm. İnsanlarımız Kilis’i terk etmesin istiyoruz. Buradan gitmek çözüm değil. Buranın sosyal, ekonomik, demografik yapısı değişsin istemiyoruz. Bu konuda devletten yardım bekliyoruz.” ‘Her an roket gelecek korkusu’ IŞİD roketleri artıncayhKeaovtaealirsdliyeooslnmtueanğdiı Özel Kuvvetler bölgede SERTAÇ EŞ Alınan tüm önlemlere karşın IŞİD’in Kilis’e roket atmaya devam etmesi, Türkiye’nin koalisyondan beklediği hava desteğinin etkili olmaması yaşanan sorunun uzun süreceğinin göstergesi olarak kabul ediliyor. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), IŞİD’in geçen temmuz ayında Kilis Elbeyli’deki Dağ Sınır Karakolu’na saldırısının ardından bölgeye özel kuvvetlere bağlı bazı unsurları kaydırmıştı. İlerleyen dönemde bu unsuların yerleşik olması kararlaştırıldı ve konuşlanmanın altyapısı hızla tamamlandı. IŞİD’in saldırılarının Kilis’e yönelmesi, atılan roketlerin sivil kayıplara neden olması, Türkiye’nin Rusya ile yaşadığı uçak düşürme krizi sonrasında Suriye hava sahasını kullanamaması daha farklı önlemleri gündeme getirdi. Bu kapsamda Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın bir tugayı ta mamen Kilis bölgesine konuşlandırıldı. Bölgedeki gelişmelerin kritikleşmesi ve kamuoyunda Türkiye’nin daha etkili önlem almasını zorunlu kıldı. Konuşlanmanın ardından Özel Kuvvetler Komutanı Tümgeneral Zekai Aksakallı, Kilis’e giderek birkaç gün incelemelerde bulundu. Aksakallı, geçen hafta tamamladığı incelemelerin ardından Ankara’ya döndü. Kilis’e konuşlanan birimlerin Suriye içlerinde operasyon yapıp yapmadığı konusunda Cumhuriyet’in ulaştığı kaynaklar, “Unsurların bir kısmı içerde olabilir” yanıtını verdi. Kaynaklar, “Bu tür operasyonlar örtülü olur. Çoğu zaman kamuoyunun bilgisi zaten olmaz. Ama Kilis’e Suriye’den gelen bu tehditler için bu tür bir önlem alınması zaten normaldir. Operasyonları Türkiye’den görevi olmayanların dışında kimse bilmez. Karşı tarafta, hedeftekilerin de birçoğu hissetmez bile. Ama devlet önlem almıştır mutlaka” değerlendirmesini yaptı. Bölgeye Muharebe Arama Kurtarma (MAK) unsurlarının da gönderildiği, bunun da bir operasyonun yapılmış olması olasılığını güçlendirdiği değerlendiriliyor. MAK birlikleri, Özel Kuvvetler’in, çatışma bölgesinden dost unsurların tahliyesi için özel eğitimli birimler olarak biliniyor. l ANKARA Telefonla ulaştığımız Esra Habbani, korkuyla yaşadıklarını söyleyerek, “Haberlerde söylenenin daha fazla roket atılıyor. İnsanlar korkuyor. Evlerinden çıkamıyor, dükkânlarını açamıyor. Bir kapı sesi olsa ‘acaba bomba mı?’ diyoruz. İnsanlar bırakıp gittiler. Biz memuruz, nereye gidelim? Kız kardeşimi bile okula yollayamıyoruz. Çocuklar sınavlarını olamadı. Her an roket gelecek korkusuyla yaşıyoruz” dedi. Kilis’in daha önce sessiz ve huzur dolu bir kent olduğunu anlatan Habbani, “Kilis’ten bugüne kadar kötülük çıkmadı, terör yaşanmadı. Bombalar düşünce insanlar bırakıp gittiler. Çocuklarımıza bir şey olursa korkusuyla yaşıyoruz. Kilis kötü durumda, hayalet bir kent gibi. Her yer bomboş. İnanın yatarken bile tedirginiz. Kıyafetimizli yatıyoruz. Ne olacağı, nasıl uyanacağımız belli değil çünkü” diye konuştu. NATO’DAN KİLİS AÇIKLAMASI ‘Güvenlik için tedbirler alındı’ NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, günlerdir IŞİD’in hedefinde olan Kilis’e yapılan saldırılarla ilgili, “NATO Türkiye ile dayanışma içerisinde. NATO müttefikleri Türkiye’nin güvenliğini arttırmaya yönelik tedbirler aldı ve gerekli olduğu sürece bunu yapmaya devam edecek” ifadesini kullandı. Kilis’te IŞİD bombalamasından ve durumun kötüye gitmesinden endişe duyduğunu belirten Stoltenberg, bu durumun doğrudan Türkiye’nin güvenliğini etkilediğini kaydetti. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle