19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 9 Nisan 2016 Bahçeli: Şimdi sıra bizde MHP lideri Devlet Bahçeli mahkeme kararı sonrasında kurmaylarıyla olağanüstü toplantı yaptı. Bahçeli’ye “yanındayız” mesajı verilirken toplantı sonrasında Bahçeli gazetecilerin sorularını yanıtladı. Mahkemenin kararına saygı duyduklarını vurgulayan Bahçeli, “MHP bir hâkimlik, bir mahkeme kara rı ile değil çok hâkimli bir Yargıtay’da eğer mahkum edilecekse, öyle olsun. Onun için de Yargıtay’a müracaatımız olacak” ifadelerini kullandı. Parti içi muhalefeti sert sözlerle eleştirmeye devam eden Bahçeli, “Nereden etkilendikleri belli olmayan ve Türkiye’nin her tarafını da partideyken yapamamış oldukları üs tün ziyaretlerle, MHP’yi bu hale getirmek isteyenlere MHP’yi kolay kolay teslim edemeyiz. Onun için yargı yolunu kullanacağız ve sonuna kadar da devam edeceğiz. Hiç kimse olağan kongre dışında bizden olağanüstü kongre beklemesin. Yargı yolunu kendileri kullandı, şimdi biz kullanmaya başlayacağız” dedi. MHP’ye kayyUmDevletBahçeli Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin ‘olağanüstü kurultay toplansın’ kararına MHP’den ilk tepki: MYK kararına hakaret Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin verdiği “olağanüstü kurultay top lansın” yönündeki karar karşısın da MHP Genel Merkezi’nin “B, C” planları hazır. Mu halefet, her koşul da kurultayın topla nacağını belirtirken genel merkez kana dı “hiçbir koşulda SELDA kurultayı toplama GÜNEYSU yacak.” Olağanüstü tü zük kurultayının toplanması du rumunda ise MHP, “parti tüzüğün den hareketle” toplanan bu kurul tayın iptali için de mahkemeye gi decek. Ayrıca olası genel başkan seçimli kurultayda en güçlü aday eski TBMM Başkanı Meral Akşe ner görünüyor. Siyasi kulisler de ise AKP’nin “kendilerinden ka yacak oylarla MHP’nin oy oranını yüzde 30’lara taşıyabileceği” olası lığını hesap ederek “Akşener’den yana olmadığı” konuşuluyor. 12. Sulh Hukuk Mahkemesi dün olağanüstü tüzük kurultayı için yeterli imza toplayan MHP’li muhaliflerin talebi doğrultusun da, “olağanüstü kurultayın top lanması” yönünde verdi. Davada, kayyum niteliğinde 3 kişilik “Ku rultay Çağrı Heyeti” oluşturula rak partinin olağanüstü kurulta ya götürülmesi de karara bağlan dı. Çağrı heyetinde Mehmet Bil giç, Ayhan Erel ve Ali Sağır bu lunuyor. Bu karar MHP Genel Merkezi’nde “şaşkınlık” yaratttı. Çünkü genel merkez mahkeme ye verdikleri savunmada, “Sulh Hukuk Mahkemeleri’nin böyle bir karar vermede yetkisiz oldu ğunu” belirtmişti. Muhalifler ise “Mahkeme yetkisizse, bu dosyayı kabul etmezdi” savunmasını yap mışlardı. ‘Kurultayı toplarız’ Mahkemenin aldığı kararın ardından muhalifler, “fiilen olağanüstü kurultay sürecine girildiğini” ifade ediyor. Çağrı heyetinin de mahkemenin verdiği karar doğrultusunda hukuki süreci dikkate alarak kurultayın toplanması için karar alacağını belirtiyor. Muhalifler, 21 gün içinde kurultayın toplanması gerektiği konusunda hemfikir. Kurultayın toplanması için muhalifler delegelere de çağrıda bulunacak. MHP ise bu süreçte Yargıtay’a gidecek. Yargıtay’da kararın temyizini isteyecek. Ancak muhalifler “MHP, Yargıtay’a temyize gitse bile bu karar olağanüstü kurultayın toplanmasını etkilemez. Biz bu kararla olağanüstü kurultayı toplama hakkını elde ettik. Süreci etkilemez” görüşünü savunuyor. Olağanüstü kurultay sürecinin mahkemeye taşınması sırasında adliyede gergin anlar Partililer adliye koridorunda beklerken polis de sıkı güvenlik önlemi aldı. Salona sadece tarafların avukatları alındı. İzleyici ve gazeteci alınmadı. 543 Mimzayla HP’de muhalifler, partinin olağanüstü kurultaya gitmesi için topladıkları 543 imzanın işleme konulması için 5 Şubat’ta yargıya gitmişlerdi. Meral Akşener, Koray Ay dın ve Sinan Oğan, imzaları önce MHP Genel Merkezi’ne teslim etmiş, an cak herhangi bir yanıt alamamışlardı. Muhaliflerin Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesi’ne verdiği dilekçede 16 il başkanı “davalı” olarak yer almıştı. Söz muhaliflerde Meral Akşener ‘Adalet MÜLKÜN TEMELİDİR’ MHP’de muhaliflerin, “Kurultay Çağrı Heyeti” oluşturularak, partinin olağanüstü kurultaya götürülmesi talebiyle açtığı davada karar çıktı. Yargı kararının açıklanmasının ardından muhalifler de kararla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Genel başkan adayı Meral Akşener, Twitter hesapından Adalet heykelinin resmi ile birlikte “Adalet mülkün temelidir” ifadelerini paylaştı. Sinan Oğan ‘ÇAĞIRIRSA GİDERİZ’ Sinan Oğan sosyal medya hesabı üzerinden “Olağanüstü kurultayımız vatanımıza, milletimize, partimize ve camiamıza hayırlı olsun. Ülkücü hareket engellenemez” ifadelerini kullandı. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Oğan, “Gönül isterdi ki kurultay Genel Başkanımızın onayıyla olsun ama olmadı. Bir ay içinde kurultayı toplayıp iktidar yürüyüşünü başlatacağız. Mahkeme adaletli karar vermiştir. Mayıs ayı içerisinde olmasını planlıyoruz” diye konuştu. Oğan, “Bahçeli ile bir görüşme yapacak mısınız?” sorusuna ise, “Devlet abimizden görüşme çağrısı gelirse, kabul ederiz” yanıtını verdi. Koray Aydın ‘EMANET EHİL ELLERDE’ Koray Aydın da ilk açıklamasını sosyal medya hesabı üzerinden yaptı: “Bu karar Türk demokratik hayatına ve yargının bağımsızlığı ilkesine ciddi bir katkı niteliğindedir. Hiç kimse merak etmesin emanet ehil ellerdedir. Sahipsiz değildir. Süreç, tüzük kurultayımızın ve akabinde seçimli olağanüstü kurultayımızın gerçekleştirilmesi şeklinde gelişecektir. Bu sürecin kardeşlik ve özellikle ülküdaşlık hukukumuzu sağlamlaştırmasını iktidar yürüyüşümüzü hızlandırmasını Yüce Allah’tan niyaz ediyorum.” 16 il başkanı “davacı” olarak yer almıştı. Genel merkez de bu süreçte bir hamlede bulunarak, imzacı il başkanlarını görevden almıştı. Bu noktadan hareketle genel merkez toplanacak olağanüstü kurultayda “görevden alınmalarla delegelikleri düşen il başkanlarının oy kullanamayacağı” görüşünde. AKP’nin planını etkiler Kararın ardından genel başkanlık seçimi için öncelikle MHP’nin tüzüğünün değişmesi gerekiyor. Mahkemeden çıkan karar da MHP’nin tüzük değişikliği için kurultay toplaması yönünde. Muhalifler önce tüzük kurultayını toplayacak. Ancak genel başkan seçimi kurultayının toplanması için muhaliflerin yeniden delegelerden imza toplaması gerekiyor. Genel merkez bunun da zaman alacağından bu süre içinde partinin olağan kurultay sürecini başlattığını vurguluyor. Ancak olası tüzük değişikliği ve genel başkanlık seçiminde ise en güçlü aday ise Akşener. Siyasi kulislerde ise Meral Akşener’in partinin genel başkanı seçilmesi durumunda “AKP tabanından da MHP’nin oy alacağı” konuşuluyor. Bu durumda MHP’nin oy oranını yüzde 30’lara kadar çıkarabileceği varsayımı yapılırken, bu AKP’nin de planlarını bir noktada “altüst” edecek. Çünkü AKP, 2023’e kadar iktidarı hedeflemiş ve parti politikalarını bu hesaplara göre kurmuştu. Akşener’in bu anlamda genel başkan olması AKP’nin “başkanlık” başta olmak üzere diğer hesaplarını da “sekteye uğratacak.” l ANKARA Hazine yardımı kesilebilir MHP yönetiminin direnme kararı alması ancak ‘zaman kazanma’ sağlar AYŞE SAYIN Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin olağanüstü kongre yapılması kararı aldığı MHP’de yönetim, kararı temyize götürmeye hazırlanırken hem yerel mahkemelerin, hem de Anayasa Mahkemesi’nin “benzer” durumlar için, “muhalifler lehine” karar verdiği ve kongrelerin toplanmak zorunda kaldığı görülüyor. MHP’nin kongre kararına direnmesi durumunda, nihai noktada partiyi, Hazine yardımından tamamen veya kısmen kesme cezası bekliyor. MHP yönetimi 12. Sulh Hukuk Mahkemesi’ne direnme kararı almasının ancak “zaman kazanma” niteliğinde olacağına dikkat çekiliyor. Çünkü geçmişteki iki örnek mahkeme kararı, genel merkez yönetimini üzecek nitelikte... AYM’nin CHP kararı AYM, 2005’te büyük kurultay delegelerinin beşte birinin tüzük değişikliği talebini yerine getirmeyen CHP’ye ihtar verilmesini ve 6 ay içinde olağanüstü tüzük kurultayının toplanması kararı verdi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın “ihtar talebini” görüşen mahkeme, o dönem CHP’li muhalifleri haklı buldu. Dönemin AYM Başkanı olan Haşim Kılıç, CHP’nin olağanüstü kurultayı toplamaması halinde, Hazine yardımından tamamen veya kısmen mahrum bırakma cezalarının uygulanacağını açıkladı. Ancak CHP yönetimi, kararın alındığı gün yüksek mahkeme ka rarına uyacağını ve kongreyi toplayacağını açıkladı. SP’nin kongresi Saadet Partisi 11 Temmuz 2010’da yapılan Olağanüstü Kongre’de Numan Kurtulmuş’u genel başkan seçti. Erbakan yanlıları kongrede usulsüzlük yapıldığını savunarak mahkemeye başvurdu. Ankara 10. Sulh Hukuk Mahkemesi yapılan başvuruyu yerinde görerek SP’ye kayyum atanmasına hükmetti ve bir anlamda kayyum anlamına gelen “kurultay çağrı heyeti” olarak, SP’de olağanüstü kongre çağrısı yapmak üzere Mustafa Kamalak, Hasan Bitmez ve Şerafettin Kılıç’ı görevlendirdi. Yapılan olağanüstü kongrede Mustafa Kamalak SP’ye genel başkan seçildi. l ANKARA Kamalak: Kongre olur SP Genel Başkanı Mustafa Ka malak, MHP ile ilgi Kamalak li mahkeme kararını Cumhuriyet’e değer lendirdi. MHP yönetiminin tem yize gitme kararına işaret eden Kamalak şunları söyledi: “Tem yizde mahkeme, yürütmeyi dur durma kararı vermezse, yerel mahkeme kararı uygulanmak zorunda. Çok büyük ihtimalle de kongre yapılacak. Çünkü da ha önce yargının Saadet Parti si kararı var. Ben kongrenin ya pılmama ihtimalini çok küçük, yüzde 1 görüyorum.” haber EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: zarife selçuk 5 ‘Kanlı, ölümüne yorgun...’ Gözlerinin içine bak uzun uzun... Onları seyret... Hayatın dönemecinde düştükleri acıyı göreceksin gözlerinde... Bak uzun uzun gözlerine! Eğer vicdanın varsa, duyarlıysan, insan sevgisiyle donanmışsan o insanların nasıl yalnızlaştığını göreceksin. Çocuk, kadın, erkek, genç, yaşlı... İç savaştan kaçıp gelmişler, hayatlarını sürdürmek için. Kimi Suriye’den, kimi Irak’tan, Afganistan’dan, kimi Bangladeş’ten. Ben onları Dikili Bademli’de gördüm, İzmir’de pasaport İskelesi’nin elli metre ötesinde deniz kıyısında. Beton bir zeminin üzerine gazete kâğıdı sermişlerdi... Kimisi uyuyordu, kimisi ayakta, kimisi bağdaş kurup oturmuştu... Sabaha karşı saat 4... Konuşanlar, uyuyanlar... Günlerdir oradaymışlar... İnsanı derinden etkileyen o hayatı salt İzmir’de görmedim... Türkiye’nin dört bir yanına dağılmışlar, Gediz, Karacabey Ovası’nda çapaya gitmişler, fidan dikmişlerdi. Gün ağardığında polisler geldi onları dağıttı, çirkin görüntü verdikleri için... Çocuklar pide çaldıkları için kıyasıya dövüldüler... Açtılar, susuzdular... Bir an önce Yunan adalarına kaçak olarak gitmek için, inşaatlarda çalışıp para biriktiren üniversite öğrencileri vardı İngilizce, Fransızca bilen. Ömer, içini çekiyordu, buğulu gözleriyle: “Parası olan gitti, ben gidemedim... En az bir yıl daha kaçak işçi olarak çalışacağım Ege’de...” Kışın inşaatlarda çalışıyordu, yazın ise tarlalarda... Ege’nin lacivert derin suları, dandik can yelekleri, külüstür tekneler, delik botlar. Bodrum kıyılarından karşı adaya geçecektiler geçmesine... Türk Sahil Güvenlik tekneleri onları yakalamasaydı... HHH Kirli düzen, kirli savaş, yolsuzluk, yoksulluk... Dünyada yaşayan insanların hakları gasp edilirken, vahşi kapitalizmin çarkları yoksul halkları birbiriyle kırdırıyor. İzmir Basmane’de, Pasaport’ta, İstanbul’da Türkiye’nin neredeyse dört bir yanında bir acı yaşanıyordu. Kirli düzen tüm hızıyla sürerken, küresel ekonomi ayakta kalabilmek için pisliği temizlemeye çalışıyordu. Umrunda bile değildi yollara dökülüp Türkiye’ye gelen, oradan Yunan adalarına ölümü göze alarak geçen mülteciler. Suriyeli, Iraklı, Pakistanlı, Bangladeşli olmaları... O temizliğin içinde Esad, Aliyev, Putin, Hüsnü Mübarek, Ahmedinejat, Suudi siyasetçiler vardı... Müslüman, Hıristiyan... Ne fark eder din, ırk? Yolsuzluk batağına saplanmışlardı hepsi. Hakları umursamadan, şiddeti tırmandırarak ceplerini doldurmuşlardı... İdeolojik desteklemelerdeki kirli ilişkiler Ukrayna’ya dek turuncu, yeşil, mavi, bahar devrimleri yutturmacasıyla sürüp gidiyordu... Akıllarına bile gelmiyordu, para babalarının bu üçkâğıtları, oyunları, “turuncu karanfil”, “Arap Baharı” darbeleriyle tersine dönüp ırkçı, dinci kanlı terör örgütlerine dönüşeceği, yeni İslamcılık, ılımlı İslam gibi kavramların işe yaramayıp IŞİD’in karşılarına çıkacağı... HHH PKK nasıl eli kanlı terör örgütüyse, IŞİD’de öyle... Yanı başımızda bir savaş var... Bu savaş uzun sürecek... Yunan adalarından gemilere bindirip Türkiye’ye kaç kişi getireceksiniz? Ülkemin Güneydoğu bölgesi bir yangın yeri. Olan yoksul Kürt halkına oluyor. Kazılan hendekler, örülen beton duvarlar, keskin nişancılar, bitip tükenmeyen şehit cenazeleri, büyük kentlerde yaşanan katliamlar, etkisiz hale getirilenler... Her Kürt yurttaşımızı “potansiyel terörist” olarak gören siyasetçiler... Bu halkların düşlerini çalan bir düşünce yapısı, çocuklarımızın aydınlık sabahlarda uyanmasını istemiyor. İçimdeki çocuk öldü benim, kara gözlüm, sevda çiçeğim... Geriye Franz Carl Weiskopf’un dizeleri kaldı: “Erkekler mezarlarından kalkıyor/ Kanlı, ölümüne yorgun/ ve arkalarında duruyor savaş/Ruhları parça parça,/ Gövdeleri yaşlı./ Her şey soğuk/ Hâlâ çepeçevre/ Ama barış.” Milimlik farklar! Davutoğlu, ‘milimlik fark yok’ demesine karşın Erdoğan’la arasındaki görüş ayrılıklarının listesi bir hayli kabarık. EMİNE KAPLAN Başbakan Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile her konuyu istişare ettiğini belirtirken “Cumhurbaşkanı ile aramızda milim fark yok” dedi, ancak bugüne kadar ikilinin arasında yaşanan görüş ayrılıkları bir hayli fazla. n Kongre tehdidi: 7 Haziran seçimleri sonrasında partinin olağan kongresinde MKYK listesi konusunda ikili arasında ilk kez “genel başkanlık” tehdidine varan bir restleşme yaşandı. Listeyi Erdoğan belirledi. n Kabine: 1 Kasım seçimlerinden sonra 64. hükümetin kabinesinde hangi bakanların olacağı konusunda da uzun süre belirsizlik yaşandı. Davutoğlu, Ali Babacan ve Taner Yıldız’ı kabineye almak istedi, başarılı olamadı. Davutoğlu’nun itiraz ettiği Berat Albayrak başta olmak üzere itiraz ettiği isimleri kabineye girdi. n Fezlekeler: Erdoğan, sık sık HDP’lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılması gerektiği yönünde açıklamalar yaptı. İkili arasında krizin büyümesi üzerine fezlekesi bulunan tüm vekillerin dokunulmazlığının kaldırılması için geçici madde eklenmesini öngören anayasa değişikliği formülü gündeme getirildi. Erdoğan’ın “Ağırdan alınıyor” eleştirisi üzerine Davutoğlu, değişiklik sürecini başlattı. n Akademisyenler: Davutoğlu, akademisyenlerin tutuksuz yargılanması gerektiği yönünde açıklamalar yaptı. Erdoğan ise, “Suçluysa tutuklu yargılanacak” diyerek ısrarını sürdürdü. Davutoğlu, “Nihai hüküm verilene kadar tutuksuz yargılamanın doğru olduğu inancındayım” dedi. n Terör: Erdoğan, terör tanımının yeniden yapılarak Türk Ceza Yasası’nda düzenlenmesini istedi. Bu konuda sık sık bir çalışma olmadığını açıklayan Davutoğlu, şimdiye kadar bu konuda bir adım atmadı. n Vatandaşlık meselesi: Erdoğan, “Terör örgütünün yandaşlarını devre dışı bırakmak için vatandaşlıktan çıkartma dahil gereken tüm önlemleri almakta kararlı olmalıyız” derken Davutoğlu, “Şu ana kadar gündemimize gelmedi, üzerinde çalışılması gereken bir konu” demekle yetindi. n Bürokrat atamaları: Seçimlerden sonra Davutoğlu, vekâleten atamaları durduran bir genelge yayımladı. Davutoğlu, genelgeyi kaldırmak zorunda kaldı. n Partide ErdoğancıDavutoğlucular: Parti genel merkezi ve Meclis grubu, Saray ile Başbakanlık arasında bölünmüş gözüküyor. Parti kulislerinde, AKP yöneticileri ya da milletvekillerinin yaptığı açıklamalar hangi taraftan olduğuna göre değerlendiriliyor. l ANKARA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle