18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Filistin’e Nelson Mandela heykeli Güney Afrika’nın efsanevi lideri Nelson Mandela’nın dev heykeli, Filistin’in Ramallah kentine dikildi. Güney Afrika dışındaki en büyük Mandela heykeli olan 6 metre yüksekliğindeki iki tonluk heykelin açılışı, dün Mandela’nın 1994’te Devlet Başkanı seçilmesinin yıldönümünde yapıldı. Alman istihbarat şefi görevden alındı Alman dış istihbarat teşkilatı BND’nin başkanı Gerhard Schindler (63) görevinden alındı. Alman basınına göre Schindler’in erken emekliliğinin nedeni, BND’nin Amerikan istihbaratı adına AB ülkelerinin diplomatik temsilciliklerini dinlediğinin ortaya çıkmasıyla eleştirilerin hedefi olması. Perşembe 28 Nisan 2016 [email protected] TASARIM: zarife selçuk Ayağında zincirle [email protected] 7 ‘Ben masumum’ dedi İlk kez Amerikan adaletiyle yüzleşen Rıza Sarraf, ayakları zincirli getirildiği mahkemede suçsuz olduğunu savundu. Duruşma 16 Haziran’a ertelendi Hâkim Richard Berman Türkiye’de 1725 Aralık yolsuzluk soruşturmalarının odağında bulunan hem İran hem Türkiye vatandaşı işadamı Rıza Sar raf (Reza Zarrab) dün ilk kez adalet karşısına çıktı. Ama ABD’de... 19 Mart’ta Türkiye’den özel je tiyle gittiği Miami’de havaalanında gözal İLHAN TANIR tına alınıp çıkarıldığı mahkemede tutuklanan Sarraf, ken disini ABD’yi dolan dırmakla suçlayan Başsavcı Preet Bharara’nın bölgesi New York’ta ilk duruşmasına çıktı. Amerikan prose dürleri uyarınca ülke çapında hapis hanelerde mola verilen uzun bir yol culuğun ardından New York’a ulaşan Sarraf, mahkeme salonuna lacivert mahkum kıyafeti ve ayağında zincir le getirildi. Duruşma salonuna elekt ronik alet alınmadığı için Sarraf’ın fo toğrafını çekmek mümkün olmadı. Bir hayli zayıfladığı görülen Sarraf’a, ABD’nin ünlü avukatlarından Benja Rıza Sarraf Savcı Preet Bharara min Brafman ve diğer avukatları eşlik etti. Salonda Türkiye’nin New York Başkonsolosluğu’ndan iki yetkili de bulunuyordu. New York Savcılığı’nı Sidhardha Kamaraju temsil ederken, Bharara duruşmayı salonun en arkasında sessizce oturarak izledi. Duruşmayı tercüman aracılığıyla izleyen Sarraf, kulaklıktan söylenenleri duyup duymadığı sorusuna önce zayıf bir sesle “Duymayorum” diye lehçeli yanıt verip, sonrasında düzgün bir Türkçe ile “Duymuyorum” dedi. Sorun kısa sürede giderildi. Kefalet talebi 10 güne İran’ın ABD yaptırımlarını delmesi için yüzlerce milyon dolar değerinde finansal işlem yaparak İran hükümeti ve kurumlarına yardım ettiği ithamıyla 75 yıl hapsi istenen Sarraf, suçlamalara karşı cevabı sorulduğunda “Suçlu değilim” dedi. Yargıç Richard Berman ise 2 yıl önce İstanbul’da yargının bağımsızlığı üzerine bir konferansa katıldığını belirterek, Türk halkının çok sıcak ve İstanbul’un harikulade bir şehir olduğunu söyledi. Toplam 20 dakika süren duruşmada bir sonraki mahkeme tarihi, 16 Haziran sabahı saat 11 olarak belirlendi. Ayrıca 10 gün içinde kefalet başvurusu için bir duruşmanın daha yapılmasına karar verildi. Duruşmanın sona ermesiyle arka sıradaki Bharara ve yardımcıları salondan hızla ayrıldı. Sarraf ise ayaklarında zincirle daha yavaş yürüyerek duruşma salonundan çıktı. Dışarıda kısa bir açıklama yapan Avukat Brafman, müvekkiline yönelik suçlamaların “oldukça savunulabilir suçlar” olduğunu ve hâkime “güçlü bir kefalet paketini” sunacaklarını belirtti. Brafman, Sarraf’ın tutukluluk şartları hakkındaki soruları yanıtlamadı. Bharara: Adil yargılanacak Bharara’ya, gün içerisinde bir başka davayla ilgili düzenlediği basın toplantısında Sarraf’la ilgili sorular da yöneltildi. Bharara, davanın federal sistem içerisinde süreceğini ve “Sarraf’ın adil bir yargılamaya tabi tutulacağını” belirtti. Erdoğan’ı eleştiren yargıç Sarraf’ın karşısına çıktığı 73 yaşındaki federal yargıç Richard Berman, önde gelen davalara bakması, hızlı karar alması ve uzlaşmacılığıyla tanınıyor. Çocuk istismarıyla mücadeleye dair çok sayıda makale yayımlayan Berman, 2014’te İstanbul’da Adalet ve Hukuk Devleti Sempozyumu kapsamında Bağımsız ve Etkin Yargı Oturumu’nda moderatörlük yapmıştı. Açılışta “yargı bağımsızlığı ve etkinliğinin yalnızca Türkiye için değil, her demokrasi için kritik değerde olduğunu” söyleyen Berman “Korkusuz, sağlam, nitelikli, adil ve bağımsız bir yargı olmadan gerçek demokrasiden bahsedilemez... Burada gördüğümüz üzere, tek adam iktidarının tersi olan hukuk devletinin Türkiye’de tehdit altında olduğu bir sır değildir” demişti. Berman’ın Amerikan Futbol Ligi’ni (NFL) karıştıran “DeflateGate” davasındaki kararı ise temyizde bozuldu. Berman, 2015 konferans finalinde New England Patriots’un oyun kurucusu Tom Brady’nin emriyle kasten topların havasını indirdiği (deflate) kararını iptal etti. Ama haftabaşında New York 2. Temyiz Mahkemesi bu kararı bozdu. Aktör Michael Douglas’ın oğlu Cameron’ı uyuşturucudan 10 yıl hapse mahkum eden Berman, 2008’de FBI ajanları ve ABD askerlerini öldüren Aafia Siddiqui’yi yargıladı. ABD eğitimli Pakistanlı kadın nörolog, 18 ay gözaltında tutulduktan sonra 2010’da mahkemeye çıkarıldı. Berman’ın 86 yıl hapse çarptırdığı Siddiqui’nin bırakılmasını isteyen Kaide ve IŞİD bu yerine gelmediği için pek çok rehineyi öldürdü. İspanya erken seçime gidiyor Aralıktaki genel seçimlerin ardından 4 aydır hükümet kurulamayan İspanya’da erken seçim yolu gözüktü. Kemer sıkma, yolsuzluk ve işsizlikten bunalan milyonlarca seçmenin yeni sol partilere oy vermesi sonrası, tüm koalisyon girişimleri sonuçsuz kaldı. Kral 6. Felipe, parti liderleriyle yaptığı 3. tur görüşmelerden sonra yeniden sandık başına gidilmesi için düğmeye bastı. Anketler 26 Haziran’da düzenlenecek seçimlerde farklı sonuç çıkmayacağına işaret ederken, İspanya’nın iki ayı daha hükümetsiz geçirecek olmasına tepkiler büyüyor. Merkez sağ gazete El Mundo “Belirsizlik dolu bir gelecek” başlığını atarken, sol kanattan El Pais “Gelecek meclisin belirsizliğe son vereceğine dair hiçbir garanti yok” ifadelerini kullandı. Muhafazakârlar sevindi Aralık seçimleri, sağcı Halk Partisi ve Sosyalist İşçi Partisi’nin (PSOE) hâkimiyetine dayanan iki partili siyasi sisteme son vermişti. Siyaset profesörü Pablo Iglesias’ın liderliğindeki kemer sıkma karşıtı Podemos’un 3. büyük grup olarak meclise girmesi, ülkede yeni bir siyasi döneme girildiği yorumlarına yol açtı. Erken seçim kararı muhafazakârların umutlarını yeşertti. PSOE lideri Pedro Sanchez (solda) ve Iglesias defalarca görüşüp koalisyon kuramadı. AB Komiseri Johannes Hahn CUMHURİYET’E KONUŞTU ‘Türk demokrasisi diye bir tür yok’ Hahn: Türkiye, Avrupa Birliği üyesi olmak istiyorsa tutumunu değiştirmeli DUYGU GÜVENÇ ni söyledi. İşte Hahn’ın açıklamaları: likle bu konuda tartışmamız gereken AB’nin Komşuluk ve Genişlemeden Sorumlu Komiseri Johannes Hahn, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun “Vize anlaşması olmazsa geri kabul de olmaz” sözlerini ‘tehdit’ olarak tanımladı ve rahatsızlığını l Müzakereler kutulara tık atmaktan ibaret değil (Türk ve yabancı gazetecilere baskı) Bu tabii ki büyük bir endişe kaynağı. Bu yüzden katılım sürecinin büyük bir ivme kazandıracağına inanıyorum. Eğer 23. ve 24. fasılları müzakere edersek, ifade özgür ler var. l demokrasinin tanımı tektir Hukukun üstünlüğü ilkesi ve demokrasi tektir, farklı çeşitleri yoktur. Avrupa ve Türk demokrasisi diye farklı demokrasilerimiz yok. l türkiye karar vermeli Gazete AB Bakanı Volkan Bozkır’a da ilettiğini lüğü, yargı bağımsızlığını Türk meslek ci, hâkim ya da akademisyen olsun, bizim söyledi: “Bu dil ortak olmak isteyenle taşlarımızla tartışabiliriz. Müzakereler hukukun üstünlüğü anlayışımızla uyuş rin dili değil. Kibar kalmak için bu teh den ziyade sürecin kendisinden konuş mayan meseleler olduğu zaman, bunla ditleri üzerime almıyorum.” mayı tercih ederim çünkü bu, ‘Şu yasa rı gündeme getiriyoruz. Türkiye, üye ol AB’nin Suriyelilere yönelik projele yı yaptım, bu yasayı yaptım’ diyerek, mak isteyip istemediğine karar verme ri için bir grup gazeteciyle Şanlıurfa’ya birtakım kutucuklara tık atmaktan iba si gereken komşulardan biri. Bildiğim giden Hahn, Kürt sorununun silah ret değil. Bunların uygulanmasında kadarıyla, üye olmak istiyor. O zaman lı mücadeleyle sürdürülemeyeceğini ki performansla ilgili. Nasıl uygulandı Türkiye’nin kendini geliştirirken kesin vurgularken, üyelik müzakerelerinin ğı, saygı duyulup duyulmadığı önemli. likle birtakım tutum değişikliklerine git Türkiye’nin gerçek niyetini göstereceği Evet mi hayır mı? Şöyle diyelim, kesin mesini bekleriz.l ŞANLIURFA Trump ve Clinton arayı açtı ABD’de 8 Kasım başkanlık seçimlerinde yarışacak Cumhuriyetçi ile Demokrat adaylar giderek netleşiyor. Önceki gün Connecticut, Delaware, Maryland, Pensilvanya ve Rhode Island eyaletleri önseçimler için sandık başına gitti. Cumhuriyetçilerin favori adayı milyarder Donald Trump 5 eyaletin tümünü kazanırken, Demokratların favorisi Hillary Clinton 4 eyalette ipi göğüsledi. Rakibi Bernie Sanders ise Rhode Island’da birinci geldi. Doğrudan aday olmak için 224 delegeye daha ihtiyacı olan Clinton’ın yaza dek bu hedefe ulaşacağı tahmin ediliyor. Sanders ise “son oy atılana dek” yarıştan çekilmeyeceğini belirtiyor. ‘Kadın olmasaydı...’ Artık kendisini Cum huriyetçilerin muhte mel adayı olarak gören Trump, son zaferlerin den sonra muhtemel rakibi gördüğü Clinton’a sal dırdı. Eski first lady’nin korkunç Donald Trump bir başkan olacağını ileri süren Trump, “Clinton erkek olsaydı, oyla rın yüzde 5’ini bile alamazdı. Elin de kadınlık kartından başka bir şey yok. Neyse ki kadınlar onu sevmiyor” diye konuştu. Trump’ı kürsüden yanıt layan Clinton ise “Kadınla rın sağlık hizmetlerinden daha iyi yararlanması, ücretli aile izni ve eşit maaş talep etmek kadınlık kartını oyna maksa, o zaman oyu na beni de kat” Hillary Clinton dedi. Atatürk de hapiste olurdu... Erdoğan “kişisel kanaat” diye geçiştirdiği Kahraman’ın laiklik karşıtı çıkışına 5 yıl önce Mısır’da yaptığı, “Kişi laik olmaz. Devletler olur. Ben mesela laik bir ülkenin başbakanıyım ama laik değilim!” konuşmasıyla sözde ortam yatıştırıcı bir yanıt veriyor ya... Arşivi karıştırdım. O konuşma Mısır’da acaba ne karşılık bulmuştu diye baktım... Bugün kapatılan gazeteler kafilesine katılan Radikal’de (15 Eylül 2011) çıkmış olan bir makalede Kahireli öğretim üyesi Prof. Amr Şalakani’nin şu satırlarına rastladım. O zaman da yazmışım. Aynen alıntılıyorum: “RTE’yi dinleyenler arasında bulunan Mısırlı Şalakani, Kahire Havaalanı’nda ‘Allah’ın azizi’ nidalarıyla örgütlenen karşılama töreninden başlayarak şunları söylüyor: Müslüman Kardeşler’in Erdoğan’ı halifeliğe dönüş sloganlarıyla karşılaması Mısır’daki milliyetçi ve laik siyasi aktörlerin tüylerini diken diken etti. Erdoğan’ın Türkiye’nin laik modelini incelememizi, devletin laikliği ile vatandaşın laikliğini birbirinden ayırmamızı tavsiye edip, ‘Bizim laiklik anlayışımız devletin bütün dinlere eşit mesafede olmasıdır. İnsanın değil, devletin laik olmasından söz ediyoruz’ demesi yüreklere su serpmedi... Laik kulaklar, derken Erdoğan’ın, Arap Birliği’nde yaptığı konuşmayla tırmalandı. (Yanımdaki) bir arkadaşım ‘(Erdoğan’ın) ülkesinde demokrat falan olduğunu mu sanıyorsun?’ dedi...İşin kötüsü Erdoğan’ın konuşmasının yanlış bilgilerle malul görünmesi idi...” Laik devlette halifelik özlemi Erdoğan özetle bugün “laiklik teminatı” diye gösterdiği o biricik konuşmada da ne İsa’ya, ne Musa’ya yaranabilmiş. Müslüman Kardeşler; “Bu laiklik söylemi de nereden çıktı” diye öfkelenmişler. Mısır’ın çağdaş aydınları da hiç ikna olmamış. Erdoğan’ın “kişiler laik olmaz, devletler laik olur!” hamasetine öyle pabuç bırakmamışlar ki, “kulakları tırmalanmış”... Mısırlı aydın Prof. Şalakani, Erdoğan’ın “yanlış bilgilerle malul” laiklik söylevini dinlerken kapıldıkları hissiyatı tam böyle ifade ediyor: “laik kulaklar tırmalandı”. Niye? Çünkü hem “halifeliğe dönüş” sloganlarıyla gaz alıp, hem “kişi laik olmasa da devlet laik olur” hamaseti yapmak kimseye inandırıcı gelmez. Bu çok ucuz bir “takıyye” izlenimi bırakır ki, Mısır’da da böyle olmuş. “Kişiler değil ama devlet laik olur” diskuru kaldı ki sonuna kadar sorunlu. Laik devleti, laik bakış açısını özümseyen insanlar temellendirir. “Laik devlet” denen şey “kutsal ruh” gibi elle tutulmaz, gözle görülmez soyut bir şey değil ki... “Laik devletleri” de, “laik duruş/kültür”den nasiplenen insanlar oluşturuyor. Bu hiçbir şekilde imandan vazgeçmeyi gerektirmiyor. Ancak “iman”la, devletin “laik kuralları/yasaları” arasındaki farkı ayırt edebilmeyi zorunlu kılıyor. İslami referanslı düşünce ile din odaklı olmayan düşünce arasındaki ayrımı yapabilmeyi; “Benim kendi inancım kendime ama herkes benim gibi yaşamak zorunda değil!” diyebilmeyi şart koşuyor. RTE’nin geçmiş icraatları, bu ayrımı yapabildiğine dair en küçük kanıt sunmuyor. Bu nedenle “Kişi laik olmaz, devlet laik olur!” iddiasını Mısır’da bile kimse yememiş. Şimdi biz mi yiyeceğiz? Hele de İsmail Kahraman’ın şu son laflarından sonra? ‘Mirası gömülüyor’ Kahraman’la gelinen AKP takıyyeciliğinin son örneğini dünya da yemiyor. “Türkiye’nin Meclis Başkanı dindar/ İslamcı anayasa istiyor” minvali ifadelerle uluslararası basına haber olan bu acayip “kulak tırmalayıcı” tartışmayı, Berlusconi grubunun gazetelerinden “Il Foglio” İtalya’da “Atatürk’ü hapse atın” sözleriyle dün başmakale yaptı. Ankara’nın “Batı’yı düşleyerek Doğu’ya doğru yol aldığını” söyleyen gazete; “Türkiye, Kemal Atatürk’ün bütün mirasını gömmek istiyor. Yaşasaydı bugün Atatürk de hapiste olurdu!” diyor. Başka söze gerek var mı? ‘Türkiye teröre yardım ve yataklık ediyor’ Moskova 5. Uluslararası Güvenlik Konferansı’nda konuşan Rus Genelkurmay Başkanı Valeriy Gerasimov, Türkiye’nin Suriye’de ateşkese köstek olduğunu savundu. Gerasimov, “Ankara’nın teröristlere silah, mühimmat ve ilaç tedariği sürüyor. Yaralıları Türkiye’de tedavi görüyor” dedi. Rusya, Ahrar’uş Şam ve İslam Ordusu’nun BM terör listesine alınmasını istedi. C MY B nilgun@
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle