22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Pazartesi 25 Nisan 2016 dishab@cumhuriyet.com.tr Ankara Almanya’dan ‘Aghet’ sesi çıkmasını engelleme çabasında Dresden Senfoni Orkestrası’nın (DSO) “Ermeni Soykırımı” için “Aghet” adlı eseri Almanya’nın ardından İstanbul, Belgrad ve Erivan’da sahneleme projesini Ankara engellemeye çalışıyor. Projeye mali desteğin kesilmesini talep eden Türkiye’nin AB Temsilcisi’nin başvu rusuyla Aghet’le ilgili haberler Avrupa Komisyonu’nun sitesinden kaldırıldı. DSO’nin kurucusu Markus Rindt “ifade özgürlüğüne saldırı” tepkisini gösterirken Yeşiller Eşbaşkanı Cem Özdemir komisyona “Yanlış sinyal gönderip otoriter liderleri cesaretlendiriyor” diye çattı. Markus Rindt 7 TASARIM: ZARİFE SELÇUK ‘Süper kahramanların’ son macerası Merkel, Obama’yı Herrenhausen Sarayı’nda askeri törenle karşıladı. Merkel’e meşhur öpücüğünü konduran Obama, Bild gazetesine “Merkel’de en çok ne hoşuma gidiyor” başlığıyla röportaj verip Türkiye ile sığınmacı anlaşmasını destekledi. Alman basını, Almanya’nın, ABD’nin bir numaralı müttefiki konumunu Britanya’dan kaptığı yorumunu yaptı. Frankfurter Allgemeine gazetesi, iki lideri süper kahramanlar olarak resmetti. Obama’dan Merkel’e veda öpücüğüBZVEİEYŞASİNORCENİT Obama Merkel’le basın toplantısında Suriye’de tampon bölgeyi reddetti. Almanlar Obama’nın istediği serbest ticaret anlaşmasını protestoyla meşgul Ocakta ABD başkanlığını devredecek Barack Obama, müttefiklere veda kapsamında Suudi Arabistan ve Britanya’nın ardından Almanya’ya gitti. Başbakan Angela Merkel, Obama’yı Hannover’deki Herrenhausen Sarayı’nda askeri törenle karşıladı. Merkel, 2008’de destek vermediği, ama sonra ABD istihbaratı tarafından cep telefonlarının dinlenmesi dahil pek çok krizi birlikte atlattığı Obama ile samimi pozlar verdi. İkili, Hannover Fuarı’nın açılışını da yaptı. kendilerini güvende hissedecekleri bölgelerden söz ediyorum.” Esad’ı devirmek hata Obama öncesinde BBC’ye demecinde de “ABD ya da Batı’nın Suriye’ye ka ra birlikleri gönderip Esad rejimini devirmesi hata olur” dedi. Suriye’nin “içler acısı ve çok karmaşık durumda” olduğunu, askeri çözüm olmadığını belirten Obama, kalan 9 ayında IŞİD’in hezimete uğratılmayacağını kabul etti. Tarihin doğru tarafında Başbaşa görüşmenin ardından basın toplantısında Obama, sığınmacı politikası sebebiyle Almanların şimşeklerini çeken Merkel’in imdadına yetişti. Sığınmacı krizindeki tavrını “çok cesur” diye nitelediği Merkel’in “Tarihin doğru tarafında” olduğunu öne sürdü. Tampon bölge imkânsız Obama, Halep’teki çatışmalardan derin endişe duyduğunu ve ateşkesin yeniden tesisini Rusya ile görüştüğünü belirtti. Ankara’nın Suriye’de tampon bölge ısrarını “Suriye’nin büyük bölümünü işgal etmeden, güvenli bölge pratikte işlemez” diyerek bir kez daha reddetti. Önceki gün Gaziantep’te “güvenli bölgeyi” desteklemiş Merkel de çark etti: “Cenevre’de tarafların ateşkes üzerinde anlaşmasıyla insanların Obama, AB ile ABD arasında serbest ticaret anlaşması TTIP’ı sonuca bağlamayı amaçlıyor. Önceki gün Hannover’de on binler, TTIP’ı protesto etti. 800 milyon kişi etkilenecek Obama’nın asıl amacı, AB ile ABD arasında Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) anlaşmasının yıl sonuna dek imzalanmasını sağlamak. Onaylanırsa Avrupa ile ABD’de 800 milyon nüfuslu serbest ticaret bölgesi kurulacak. Gizli görüşülmesi tepki çeken anlaşmaya ücretleri düşüreceği, çalışan haklarını ezeceği, çevreye zarar vereceği gerekçesiyle karşı çıkılıyor. vNiÜllamdaankazalıyraolır Obama, yeşillikler içindeki Isernhagen bölgesinin göl kıyısındaki “Seefugium” tesisinde kaldı. 500 metre çapında başka binanın bulunmadığı tesisin bahçesinde gözden kaçmayacak bir heykel var. Altın renginde pırıl pırıl parlayan çıplak kadın heykeline dikkat çeken Bild gazetesi, kıvrımlarından yola çıkarak “birazcık Kim Kardashian’ı hatırlatıyor” yorumunu yaptı. Bild, dün itibarıyla kaldırılmadıysa, Obama’nın kaldığı villanın penceresinden baktığında heykeli göreceğini öngördü. cAuvamuşhısrutıursbrayağaşck’yıaanı Seçimin ilk turunda aşırı sağcı partinin sığınmacılara karşı silahlanan adayı zafer kazandı Viyana’da Habsburg hanedanlı ğının imparatorluk sa rayına ilk kez bir aşırı sağcının seçilmesi ufuk ta belirdi. Avusturya’da sığınmacı krizine hal kın duyduğu tepki, aşı rı sağcı Avusturya Öz Norbert Hofer gürlük Partisi’nin ada yı Norbert Hofer’in dünkü cumhurbaş kanlığı seçiminden zaferle çıkmasına yol açtı. Seçim kampanyası sırasında Glock marka tabancasını yanında ta şımasını “sığınmacı krizine doğal bir tepki olarak” açıklayan Hofer, ilk tur da oyların yüzde 36’sını aldı. Sağ ve soldaki iki anaakım partinin adayları ise yüzde 11.2 ve 10.9 oranında kaldı. İkinci tur 22 Mayıs’ta düzenlenecek. Türkiye’den imam krizi Almanya’da Türkiye’den gönderilen 970 imamın DİTİB tarafından camilerde görevlendirilmesi tartışma yarattı. Basın “Erdoğan’ın imamları Almanya’da kol geziyor”, “AKP’nin kolu camilerimize uzandı” başlıkları atarken, hükümet ortakları camilerin yurtdışından finansmanına son verilmesini istedi. Şam’da Palmiye Pazarı kutlandı. Halep karıştı Cenevre görüşmeleri çıkmaza girerken, Suriye’deki ateşkes Halep’ten çatırdıyor. Nusra ve Ahrar’uş Şam’ın başını çektiği, ÖSO’dan Türkmen unsurların da bulunduğu cihatçıların Halep’in hükümet kontrolündeki güneybatısına 100’den fazla roket atmasıyla şiddetli çatışmalar çıktı. Hava kuvvetlerinin bombardımanı eşliğinde iki günde kadın ve çocuklar dahil onlarca sivil öldürüldü. Cihatçılar 24 Nisan anma gününde Ermeni mahalleleri “Şehit Enver Paşa” yazılı mermilerle de vurdu. Şam’da ise Ortodoks Hıristiyanlar Hz.İsa’nın Paskalya öncesi Kudüs’e girişini hükümet koruması altında kutladı. Kamışlı’da ateşkes ve esir takası anlaşması Suriyeli Kürtlerin Rojava bölgesindeki Kamışlı’da çatışan PYD’ye bağlı güçler ile hükümet güçleri anlaşmaya vardı. DHA ve Deutsche Welle’ye göre, çatışmanın durması, Kürtlerin ele geçirdikleri yerlerde kalması, hükümetin silahlı Difa Watani gücünün ortalıkta görünmemesi ve zamanla lağvedilmesi, hükümetin zorla asker toplamaması ve iki tarafın esirleri serbest bırakmasında mutabık kalındı. Esir takası, 2011 öncesini de kapsayacak. Şii Türkmen milislerle peşmerge fena kapıştı Irak’ta IŞİD’e karşı verilen savaşta müttefik olmaları gereken Şii Türkmen milislerle Kürt peşmergeler arasında şiddetli çatışmalar çıktı. Kürtlerin bölgelerine katmak istediği Tuzhurmatu’daki Şii milis güçlerine bağlı Türkmenlerle peşmerge arasında sivil yerleşimlerin ortasındaki çatışmalar 7’si Türkmen, 5’i Kürt 12 savaşçının ölümüne, başkent Bağdat ile petrol kenti Kerkük arasındaki anayolun kapanmasına yol açtı. Dün ateşkes sağlandı. ‘Kebabına ziyaret’ ‘Şefkati’ ve ‘yüce gönüllülüğü’, yüzünden düşmeyen gülümsemesiyle her daim kafamıza çakılan Başbakan’ın vicdanının ‘turnusol kâğıdı’ Suriyeli sığınmacılarsa, ‘hayal âleminin’ yeni mefhumu da ‘fikir özgürlüğü’... Ahmet Davutoğlu, en son ‘eleştirilere baskıyla karşılık vermeyi düşünmediklerini, düşünmeyeceklerini’ belirterek, “Kimse fikir özgürlüğü probleminin olduğunu iddia edemez” buyurdu. HHH Türkiye, fikrinizi ifade ettiğiniz bir yazıyla, hiçbir hakaret unsuru barındırmayan bir çizimle, basit bir eleştiri cümlesi içeren bir tweet yahut bir başkasının fikrini ahalinin dikkatine sunduğunuz bir rt ile kendinizi adliyelerde bulmanızın işten bile olmadığı bir memleket. Susup oturmayanlar için tutuklama talebiyle gözaltına alınmak artık vakayi adiyeden. Şu sıralar saray külliyesi yakınında Atatürk Orman Çiftliği’ndeki hayvanat bahçesinin adresini sormanız kâfi... Davutoğlu’nun ‘yüce gönüllülüğünü’ ise geçenlerde yine sırf bir barış bildirisine imza attılar diye akademisyenlerin tutuklu yargılanmasına gönlü elvermediğinde görmüştük. ‘Fikir özgürlüğünü’ savunan birisi, insanların şiddet çağrısı içermeyen bir bildiriye imza koydukları için tutuksuz yargılanmalarına hiç itiraz edebilir mi! HHH En iyi ihtimalle tutuksuz yargılanabileceğim umuduyla ben de düşüncelerimi ifade edeyim, madem... Bence Davutoğlu’nun en iyi bildiği şey, yüzünden eksik etmediği gülümsemesiyle PR yapmak. Bu seferki, Suriyeli sığınmacıları Avrupa’ya salma tehdidi üzerine 6 milyon Avro ve vize sınırlamasının hafifletilmesi vaadinde bulunan Almanya Başbakanı Angela Merkel’in, AB Konseyi Başkanı Donald Tusk ile Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Frans Timmermans eşliğindeki Türkiye ziyareti vesilesiyle yapıldı... Merkel ve AB heyeti, Türkiye’yi yönetenlerin, siyasal İslamcı ajandalarıyla Suriye savaşının başlaması ve bir türlü bitmemesindeki katkılarından bahsedecek değil elbette. Yerinden yurdundan olup modern kamplarımızın konteynırlarında ‘mutluluktan uçan’ sığınmacılarla el sıkıştılar. Öyle bir saadet tablosu ki, Nizip’teki ziyareti izleyen The Guardian muhabiri şöyle tasvir etmiş: “Sıkı kontrol altındaki protokolde, politikacılar beş erkek ve çocuklarının elini sıkmadan önce beyaz tören kıyafetleri giymiş (yüzleri dışında sıkı sıkıya kapalıCK) dört genç kadınla poz verdiler. Bütün diğer sığınmacılar gizlendi ve gazetecilerin onlarla konuşmaları engellendi.” HHH Suriye’deki ‘ateşkes’ sürecinde, CIA’nın el Kaide mümessili El Nusra’nın yancısı Selefi gruplara bolca silah tedarik ettiğini ABD medyasından okuyoruz. Britanya’nın Suriye özel temsilcisi Gareth Bayley’nin İdlib’i ele geçirince ‘sevindirik’ olmasına yol açanların aslında Nusracı oldukları anlaşılınca kalakaldığı Suriye için; yıkıcı İslamofaşist talanın mağdurları, insani müdahalecilik ajandasının araçları olarak ‘değerli!’. Nitekim bu vesileyle Merkel de ‘güvenli bölge’ tezimize destek bahşetti. Olabilse ‘dükkân onun’.. Yoksa Davutoğlu’nun ‘öfkeli çocukları’ bu amaçla mı Kilis’e roket sallamaktalar? Öyle ya, Kilis’te cihatçı grupları toplayıp yoğurmamız falan da kâfi olmuyor. Sınırın iki yakası artık fark etmiyor. HHH Almanya lideri tıpkı ‘güvenli bölge’ gibi daha olmayacak ‘fikir özgürlüğü’ meselesine de suya sabuna dokunmama stiliyle müdahil olmuş: “Basın özgürlüğünü konuştuklarını, olumlu gelişmeler görülmekte olduğunu” buyurmuş. Hem zaten ‘bir muhabir sorunu varmış’. “Daha fazla ilerleme kaydetmemizi sağlamışlar, konuşmasalardı olmazmış!” Ve vurucu cümlecik: “Basın özgürlüğü, düşünce özgürlüğü bizim için kaçınılmazdır.” Merkel için kaçınılmaz çok şey var da, fazlası Almanların sorunu. Türkiye’deki ifade ve basın özgürlüğüne ‘kamp promosyonuyla’ katkıları bizim için ‘paha biçilmez’. Tıpkı Davutoğlu’nun gülümsemesi gibi. Bu ‘kebabına ziyaretten’ bende kalanlar bunlar. Hâlâ beklentileri olanlar için, ‘ifade özgürlüğümün gereği’, beyanımdır. ‘Vizesiz gezmek için basın özgürlüğü şart’ Alman basını Merkel’in önceki günkü Gaziantep ziyaretini mercek altına aldı. Frankfurter Allgemeine, “Seyahat özgürlüğünün bedeli var” başlıklı yorumunda “Sığınmacı anlaşmasıyla Türkiye basın özgürlüğü dahil birtakım zorunlu düzenlemelere gideceğini taahhüt etti. Türkiye, vatandaşlarının AB’ye vizesiz girişi için hukuk sistemini ve siyasi kültürünü değiştirmeli” dedi. Der Tagesspiegel “Merkel Avrupa’da saygınlığının düşüşe geçmesine, Erdoğan’a ihtiyaç duymasının yol açtığını anladı” diye yazdı. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle