19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Suud karşıtı tasarıya Obama’dan ret ABD Başkanı Obama, 11 Eylül saldırılarında Suud’un rolünü ve Riyad’a dava açılmasını içeren yasa tasarısına karşı çıktı. Suud’un ABD’den 750 milyar dolarlık fonlarını çekme tehdidinin ardından Obama “ABD’de diğer hükümetlere dava açılmasını rutin hale getirirsek, ABD’nin de diğer ülkelerde ikide bir mahkemeye verilmesinin önünü açarız” dedi. Erdoğan İsrailli bakanla görüşmüş İsrail’de i24News, geçen ay ABD’deki Nükleer Zirve’de Cumhurbaşkanı Erdoğan ile İsrail Enerji Bakanı Yuval Steinitz’in görüştüğünün fotoğrafını yayımladı. Bu 2010 Mavi Marmara saldırısından beri Erdoğan’ın İsrailli bir yetkiliyle ilk yüz yüze görüşmesi. Yetkililere göre, iki ülke arasındaki anlaşma “haftalar içinde” açıklanacak. Çarşamba 20 Nisan 2016 [email protected] TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Gazeteci giremez 7 Erdoğan’ı hicveden klibi yayımlayan Alman kanallarından ARD’nin muhabiri, Türkiye’ye sokulmayarak sınır dışı edildi. Merkel: Tabii ki endişeyle izliyoruz Almanya’da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın basın özgürlüğüne yönelik baskılarını hicveden “Erdowie, Erdowo, Erdowahn” klibini yayımlayan kanallardan ARD’nin muhabiri Volker Schwenck’in Türkiye’ye girişine izin verilmedi. ARD’nin Kahire bürosu yöneticisi Volker Schwenck, dün İstanbul’dan giriş yapmak isterken Atatürk Havalimanı’nda alıkonuldu. Sınırda sığınmacılarla görüşüp aralarına IŞİD’cilerin karışması ihtimalini araştırmak üzere gelen Schwenck, havalimanının sınır dışı edilenler bölümünde tutulup akşamüstü uçağa bindirildi. Alman Büyükelçiliği ve Dışişleri de bilgilendirildi. Kamu düzeni gerekçesi Schwenck, başına gelenleri 06.30’da Twitter’dan duyurdu: “Son durak İstanbul. Türkiye’ye girişim engelleniyor. İsmimle ilgili bir kayıt olduğu söylendi. Gazeteciyim. Bu bir sorun mu?” Schwenck, kendisine verilen “kabul edilemez yolcu bilgi formunun” görüntüsünü de paylaştı. Forma göre sınır dışı edilmesi, 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’na dayandırılıyor. 9. madde “kamu düzeni veya güvenliği açısından sakıncalı yabancıların” girişini yasaklıyor. NYT: Merkel diktatöre fidye ödedi ABD’nin New York Times (NYT) gazetesi, Almanya Başbakanı Angela Merkel’in, sığınmacı anlaşması yaptığı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın talebiyle komedyen Jan Böhmermann için yargı yolunu açmasını eleştirdi. “Türkiye’ye yanlış işaret göndermek” başlıklı başyazıda, Merkel’in, adam kaçırmalardaki gibi ikilemle karşı karşıya kaldığı belirtildi: “Fidyeyi ödemek, o an için sorunu çözdü ama tehlikeli bir emsal oluşturdu.” Erdoğan’ın asıl isteğinin kendisiyle dalga geçmenin yanlışlığının Alman hükümetinin başı tarafından kamuoyu önünde kabul edilmesi olduğunu, 1845 kişiye hakaret davası açmış Erdoğan’ın bu tutumunun Batı tarafından da meşru kabul edilmesini istediğini vurgulayan NYT, siyasi liderleri ya da Charlie Hebdo vakasındaki gibi dinleri eleştirme özgürlüğünün, liberal demokrasiler ile otoriter devletler arasındaki en temel farklardan biri olduğunu belirtti. Başyazıda “İfade özgürlüğü otokratlarla, diktatörlerle ya da zorbalarla müzakere edilemez. Merkel Erdoğan’a Batılı özgürlüklerin masada olmadığını net biçimde bildirmeli” denildi. ‘Siyasi haydutluk’ Wall Street Journal’ın Pulitzer ödüllü yazarı Bret Stephens da “Almanya’nın pervasızca insani lideri, liberal değerlere ihanet ediyor” diye yazdı. Ankara’nın tepkisini “Ahlaki ya da coğrafi sınır tanımamak, siyasi haydutluğun doğasında var” diye yorumlayan Stephens, “Liberal Batı’nın haydutlarla geçinmeye çalışmasına” şaşırmasa da “Asıl soru, Avrupalı liderlerin, Erdoğan gibi otokratların önünde ne kadar eğileceği” dedi. 21 bin çalışanı, 6.5 milyar Avro’luk bütçesiyle dünyanın en büyük kamusal yayıncı kuruluşu olan ARD’ye giriş yasağı, Almanya ile Türkiye arasındaki ifade özgürlüğü krizini tırmandırdı. Başbakan Angela Merkel, “olayla ilgilendiklerini ve doğal olarak belli bir endişeyle takip ettiklerini” duyurdu. Şansölye “Gazetecinin hızla yeniden çalışabilir hale gelmesi için Alman Dışişleri, Türk makamlarıyla bağlantıya geçti” dedi. Böhmermann’ın intikamı “Erdowahn” klibi, 17 Mart’ta önce yerel NDR, sonra ulusal ARD’de yayımlanmıştı. Alman Büyükelçi’nin üst üste Türk Dışişleri’ne çağrılıp uyarılmasına tepki olarak 31 Mart’ta ZDF’de komedyen Jan Böhmermann Erdoğan’a küfür şiiri okumuştu. “O klip hicivdi. Hakaret benim yaptığımdır, okuduklarım Alman yasalarına aykırıdır” diyen Böhmermann hakkında, Erdoğan’ın baskıları sonucunda Merkel savcılığa soruşturma yetkisi verdi. Schwenck’e giriş yasağını Alman Gazeteciler Sendikası da Bild gazetesi de “Böchermann’ın intikamı” olarak yorumladı. Bild’e konuşan ARD’nin İstanbul bürosu yöneticisi Michael Schramm “Bu ülkeden gazeteci olarak haber geçmeyi nasıl becereceğimizi düşünmemiz lazım” dedi. ‘Vize muafiyeti şartları sulandırılmayacak’ Başbakan Davutoğlu’nun AB’ye “Vize muafiyeti olmazsa Türkiye sığınmacı taahhütlerine bağlı kalmaz” restine, Avrupa Komisyonu Başkanı JeanClaude Juncker yanıt verdi. AKPM’de konuşan Juncker “Vize muafiyetini tavsiye edebilmemiz için, Türkiye 72 kriterin hepsini yerine getirmeli. Kriterler sulandırılmayacak” dedi. Komisyon sığınmacı anlaşması kapsamında Türkiye’ye 110 milyon Avro daha serbest bıraktı. Boris Johnson Palmira’nın Suriye’nin geçen ay kurtardığı Palmira antik kentinde IŞİD’in yıktığı tarihi Zafer Takı, Britanya’nın başkenti Zafer Takı Londra’da ‘yeniden yaratıldı’. 2 bin yıllık anıtın aslının üçte ikisi ölçüde, 6 metre yüksekliğindeki model, fotoğ Londra’da raflardan yararlanılarak 3D teknolojisiyle Mısır mermerinden yapıldı. Yoğun katılıma sahne olan açılışta Londra Belediye Başkanı Boris Johnson gururla poz verdi. Volker Schwenck Schwenck, yetkililerin kendisine verdiği belgeyi paylaşıp “Türkiye’ye girişim engelleniyor. Gazeteciyim. Bu bir sorun mu” diye tweet’ledi. Brookings’de yeni skandal İLHAN TANIR Brookings Enstitüsü’nün 31 Mart’ta düzenlediği ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı konuk ettiği toplantıda baştan sona yaşanan skandallar zincirine yeni bir halka eklendi. Güvenilir kaynaklara göre, Brookings’de Erdoğan’ın konuşma yapacağı sabah, Anadolu Ajansı’nın Washington’daki bir foto muhabirinden, orada bulunan farklı muhalif grupların mensuplarının ortak çalıştığı izlenimi verecek fotoğraflar çekmesi istendi. Brookings önünde özellikle Kürt, Ermeni, ulusalcı kesimlerden protestocular, ayrıca Gülen Grubu’na yakınlığıyla bilinen Adem Yavuz Arslan ve Ali Arslan gibi gazeteciler bulunmuştu. Foto muhabirden istenen, farklı kesimlerden protestocu veya katılımcıları aynı karede olacak şekilde fotoğraflamasıydı. Böylece AA kendi bünyesi veya diğer havuz medyaya geçeceği fotoğraflarla bir komplo teorisi haberi yapacak, Erdoğan’a karşı bütün bu grupların beraber çalıştığı savını kullanacaktı. Ama söz konusu foto muhabir, bu talep sonrası AA’da çalışamayacağını bildirdi. l WASHINGTON PEGIDA’dan yargıya siyah bant Lutz Bachmann Vicky Bachmann Lutz Bachmann, pazartesi Pegida’nın haftalık mitinginde ‘O şiiri ben kendi davasına değinmezken, Böhmermann krizini ele aldı. “Şiiri ben yazmış olsaydım yaşanacakları düşünün... yazsaydım...’ Sahnedeyken tutuklanır ve derhal infaz edilirdim” dedi. Almanya’da İslam karşıtı PEGIDA hareketinin kurucusu Lutz Bach mann, Facebook’taki bir paylaşımı nede niyle, Dresden’de hâkim karşısına çık tı. 43 yaşındaki Lutz Bachmann ile eşi Vicky’yi mahkeme önünde taraftarları “Bachmann’a özgürlük”, “Merkel yargı lansın”, karşıtları ise “PEGIDA? ASLA!” pankartlarıyla karşıladı. Bachmann çifti, medyada göze siyah bant çekilmesini anımsatan gözlükleriyle dikkat çek Taliban baharı kana bulamaya başladı ti. Gözlüklerini duruşmada dahi çıkarmayan ikilinin, Almanya’da medyanın ikiyüzlülüğünü ve sansür yasasını eleştir Afganistan Talibanı, “bahar taarruzu” açıklamasının ardından dün başkent meyi amaçladığı belirtildi. Eylül 2014’te Kâbil’de bomba yüklü kamyonla saldırdı. ki paylaşımda sığınmacılara “ıvır zıvır”, Başkanlık sarayı ve savunma bakanlığına “sığır” ve “pislik” diyen Bachmann, mül 100 metre uzaklıkta, üst düzey devlet yet tecilerin insanlık onurlarına saldırmak, kililerini koruyan gizli servis merkezini halkı kin ve nefrete kışkırtmak ve kamu hedef alan patlama sivilleri vurdu. Kamyon düzenini bozmakla suçlanıyor. Mahkum otoparkın önünde patlayınca çoğu kadın ve edilirse 3 ay5 yıl arası hapis alabilir. çocuk 30 kişi öldü, 327 kişi yaralandı. ‘Dünyanın bütün mizahçıları, birleşin!’ Batılı demokrasilerde liderlerin mizaha bakışında hoşgörü sınırlarının genişliği ve esnekliği, esasen bir ilkeye, bir de sebebe dayanır. Sürekli izaha tenezzül de yoktur. İlke şudur: Seçilmiş liderler, mevkileri icabı, kendilerini hedef alacak her tür saldırıya göğüs germekle de mükellef olmalıdır. Bulundukları ve kişisel fayda sağladıkları mevki, bazılarının onları sevmesini, bazılarının nefret etmesini getirecektir. Demokrasilerde bu bir nevi “tabiat kanunudur”... Sebep şudur: Mizahçılara bulaşmamak da bir “tabiaat kanunudur”. Mizah kaçınılmaz olarak belli düzeylerde kışkırtma barındırır. Mizahçıların elinde en ince satir’den hakaretin sınırlarına ve hatta hakaretin kendisine (evet, aynen öyle) uzanan imkânlar vardır. Bunu kendi akılları, yürekleri ve vicdanları elverdiğince kullanırlar. HHH Misal Batılı liderler, toplumlarını yönetirken kendilerini seçmiş olsun/olmasın insanlarını mütemadiyen “kışkırtmak” üzerine “taktik strateji” geliştirmedikleri gibi, mizahçıları “kışkırtmaktan” bilhassa kaçınırlar. Becerebilirlerse mizaha mizahla yanıt verirler, yahut susarlar. Onlarda “mizah adı altında hakaret” diye bir cümleye pek rastlamazsınız. Avrupa’da, Amerika’da mizahçılara binlerce dava yağdıranını kolay bulamazsınız. HHH Bizde tersi vuku bulduğundan bu haldeyiz. Almanya ile tetiklediğimiz mizah krizimiz ‘yaşlı kıta’ ile yetinmeyip Transatlantiği aştı! Karl Marx’ın namlı sözünden hareketle “Bütün dünyanın mizahçıları, birleşin!” noktasına geldik. Bunun tek sebebi var: Almanya’da yayımlanan ve Türkiye’deki antidemokratik uygulamalar, polisin gazlamaları, kadınların dövülmesi gibi vakaları sergileyen sıradan bir video klibe tahammülsüzlük. İki kez Alman elçisinin çağrılıp sözlü nota verilmesi... Ve bundan esinlenen mizahçı Jan Böhmermann’ın “O videodaki eleştiridir, bakın ben size hakaret neymiş göstereyim” diyen kasti şiirinin Berlin’e baskı yapılarak davaya dönüştürülmesi. HHH Şimdi elimizde ne var: Dünyada Böhmermann’a sempati artıyor. Başta şiirini nahoş bulanlar bile “aslında çocuksu bir naiflik var” yorumu yapar oldu. Erdoğan’a saldırı ise mizah dünyasının trendi: 4 Bir Hollanda kanalının eğlence programına kadar düşüldü. Kadın sunucu, “Putin’e, Merkel’e her kötü sözü söyleyeceğiz ama Türkiye lideri inciniyor diye söyleyemeyeceğiz, öyle mi” deyip Böhmermann’a benzer bel altı şiiri okuyuverdi. 4 Britanya’da etkili muhafazakâr dergi The Spectator’ın köşe yazarı Douglas Murray, köşesinde Erdoğan’a en ağır hakaretlerin yer alması şartı koşarak beş mısralık şiir yarışması açtı. 4 Danimarka’da JjllandsPosten gazetesinden Flemming Rose Avrupalı mizahçılara “Bir mizahçıyı yargılamak kolay, herkes hakaret şiiri yazsın” çağrısı yaptı. 4 ABD’nin en çok izlenen komedyeni John Oliver’e malolundu. “Almanya’daki ‘Majestelerine hakaret yasası’ bizde olsaydı, ‘maksimum güvenlikli hapishaneye tıkılırdım’” dedi; ErdoğanGollum benzerliği davasıyla “hakaret değil biyolojik gerçeklik” sözüyle alay etti; meşhur attan düşme videosunu, “İnsanlarda atın yaptığı gibi yumurtalıklarınıza çifte atma isteği doğuracak şeyleri yapmaktan kaçının” tavsiyesi eşliğinde sürekli yayımlayacağını ilan etti. HHH Tabii “Ağızları torba değil ki büzesin” sözü en çok mizahçılar için geçerli. Bizim açımızdan mevzu sorunlarımızın daha çok dünyaya yansımasına yaradı. Alın size bir demet başlık: “Gezi’de Erdoğan’a diktatör diyen öğrenciye 14 ay hapis verildi. İki kişi yolda sohbet ederken Erdoğan’ı eleştirdikleri duyulunca gözaltına alındı. ‘Diktatör müsveddesi’ dedi diye ana muhalefet liderinden 30 bin Avro tazminat istedi. Google’ın Erdoğan’ı hırsız ve katil diye tamamladığını yazan gazeteci 4 yıl hapisle yargılanıyor. Twitter’da Erdoğan’a hakaret iddiasıyla eski futbol yıldızı için 4 yıl hapis isteniyor. İzmir’de 40 yaşındaki adam, Erdoğan için karısını ihbar etti...” Otoriter eğilimleri ve biat kültürünü Batı’ya ihraç çabasıyla dünyaya maloluyoruz. Rastgele... Obama: Putin ile tek anlaşmazlık konusu... ABD Başkanı Barack Obama, önceki gün Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le yaptığı telefon görüşmesini CBS’e anlattı. Suriye’de ateşkesin korunması ve müzakerelerin yürümesinin önemini Putin’e vurguladığını belirten Obama “Rusya’nın Suriye’nin devlet yapısının korunması görüşüne karşı değiliz. 6 yıldır sürekli anlaşamadığımız konu, Putin’in Esad’ın görevden alınmasını tek taraflı destekleyemeyeceği, buna Esad ve Suriyelilerin karar vermesinde ısrar etmesi” dedi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle