Katalog

Çarşamba 20 Nisan 2016 ‘Kumpas’ta38 gözaltıEDİTÖR:CANDOKER TASARIM:MÜGEKAYGUSUZ haber 11 29 ilde gerçekleştirilen operasyonda gözaltına alınan 38 kişi arasında Fatih Üniversitesi Rektörü Tekalan, Gülen’in avukatı Erdemli, polisler ve gazeteciler var 3Temmuz 2011’deki şike operasyonunda mağdur olan Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım başta olmak üzere 30’u aşkın mağdurun başvurusu üzerine, İstanbul merkezli 29 ilde gerçekleştirilen “şikede kumpas” operasyonunda haklarında gözaltı kararı bulunan 64 kişiden 38’i gözaltına alındı. Şüpheliler, hastanede sağlık kontrolünden geçirildikten sonra ifadeleri alınmak üzere emniyete götürüldü. Fenerbahçe Spor Kulubü Başkanı Aziz Yıldırım’ın da aralarında bulunduğu “şike operasyonu” mağduru 30’u aşkın kişinin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunmasının ardından Başsavcı Vekili Fuzuli Aydoğdu tarafından yürütülen soruşturma kapsamında dün sabah saatlerinde düğmeye basıldı. “Terör örgütü kurmak”, “Terör örgütüne üye olmak”, “Yasa dışı dinleme” gibi iddialara ilişkin haklarında gözaltı kararı bulunan 64 kişinin yakalanması için İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından başta İstanbul, Adana, Adıyaman, Ağrı, Amasya, Artvin, Bartın, Bursa, Diyarbakır, Düzce, Erzincan, Erzurum, Gümüşhane, Hakkâri, Hatay, İzmir, Kahramanmaraş, Kars, Kocaeli, Malatya, Mardin, Muş, Niğde, Siirt, Sivas, Sinop, Şanlıurfa, Şırnak ve Van’da eşzamanlı operasyon gerçekleştirdi. 38 kişi gözaltına alındı Operasyonda, Sivas’ta 2 polis memuru, Malatya’da eski bir polis memuru ve Şanlıurfa’da Hassas Bölgeleri Koruma Şube Müdürlüğü’nde görevli 5 polis memurunun da aralarında bulunduğu 38 şüpheli gözaltına alındı. Gözaltı kararı bulunan 64 kişiden 48’inin polis, 5’inin avukat, 3’ünün gazeteci, 2’sinin de vatandaş olduğu kaydedildi. Operasyon kapsamında gözaltına alınan KPSS soruşturmasında da adı geçen Fatih Üniversitesi Rektörü Şerif Ali Tekalan, Fethullah Gülen’in avukatı Orhan Erdemli, Ergenekon, Balyoz, Casusluk, Odatv ve Şike gibi operasyonları yöneten emniyet müdürleri Nazmi Ardıç, Tufan Ergüder, Mutlu Ekizoğlu ve Yurt Atayün gibi emniyet müdürlerinin avukatlığını yapan 2011’deki şike operasyonunda mağdur olan Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım ile 30 mağdurun başvurusu üzerine gerçekleştirilen ‘şikede kumpas’ operasyo nunda düğmeye basıldı. avukat Cemalettin Mutlu ve gazeteci Ekrem Açıkel’in de bulunduğu şüpheliler sağlık kontrolünden geçirildikten sonra ifadeleri alınmak üzere emniyete götürüldü. Operasyonda, 2011 yılında şike operasyonlarını gerçekleştiren, eski İl Emniyet Müdürü Mutlu Ekizoğlu, eski Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Nazmi Ardıç, Şube Müdür Yardımcısı Ahmet Kalender, Şike operasyonundan 2 ay önce “şike kanununun” çıkarılmasında aktif rol oynayan emniyet müdürü Osman Karakuş hakkında gözaltı kararı olduğu bildirildi. Başka soruşturmalardan da aranan eski Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı ile tutuklu bulunan eski Samanyolu TV Genel Yayın Yönetmeni Hidayet Karaca’nın da gözaltı listesinde olduğu bildirildi. l İSTANBUL/Cumhuriyet ‘OperasyonFenerbahçe’nin kilometre taşlarından biri’ F.Bahçe Kulübü operasyonula ilgili açıklama yaptı. “Bu operasyon Fenerbahçe tarihinin en önemli kilometre taşlarından biridir ve tarihte yerini alacaktır” şeklinde başlayan açıklama özetle şöyle: ...İllegal yapının başyapıtı olan 3 Temmuz operasyonunun, ilk gününden itibaren en yüksek sesle, yapılanın basit bir şike operasyonu olmadığını, bunun siyasi bir dava olduğunu, memleketin elden gittiğini haykırırken bizlerin ve kulüplerinin yanında olan, çatış ma pahasına yolunu değiştirmeden köprüye çıkmak için yürüyen büyük taraftarımız, dava arkadaşlarımız bilmelidir ki mücadelemiz henüz sonuçlanmamıştır. ...Sportif rekabet uğruna fanatik duygu ve düşünceler ile bugün paralel yapıya alkış tutanlar, onları masum görerek, yaptıkları hukuk tanımaz operasyonlara bilerek ya da bilmeyerek sempati gösterenler bilmelidir ki bu ülkeye ihanet edenler ile işbirliği içindesiniz. Kötüden iyilik çıkmayacağını bilin.” Karaca Dumanlı Açıkel Tekalan sHoârkuimştluerrmea 3 Temmuz 2011’den 5 yıl sonra davayla ilgili önemli bir gelişme daha yaşandı. Aziz Yıldırım avukatı aracılığıyla Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na (HSYK) davaya bakan hâkimler Mehmet Ekinci, Hikmet Şen ve Bülent Kınay hakkında şikayette bulundu. HSYK, şikâyet üzerine hâkimler hakkında inceleme başlattı ve müfettiş görevlendirdi. AKP’de ‘liderlik’ çekişmesiPARTİİÇİKULİSLERDEBİNALİYILDIRIMİLEAHMETDAVUTOĞLUÇEKİŞMESİKONUŞULUYOR Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a danışmanlık yapan, AKP’nin son kongresinde genel baş kan adayı olması için imza toplanan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleş me Bakanı Binali Yıl dırım ile Başbakan Ah met Davutoğlu arasın da yaşanan çekişme nin son dönemde ol dukça arttığı belirti EMİNE KAPLAN liyor. Davutoğlu’nun, Yıldırım’ın istediği ata ma kararnamelerine direndiği, yurtiçi ve yurtdışı gezilerinde Yıldırım’ı dışla dığı konuşuluyor. Başbakan değişebilir Erdoğan ile Başbakan Ahmet Davutoğlu, her görüş ayrılığına düş İki isim arasındaki çekişmenin son dönemde arttığı kulislerde konuşuluyor. tüğünde “AKP’de kırılma yaşanıyor, olağanüstü kongre toplanabilir. Erdoğan, başbakanı değiştirebilir. Davutoğlu’nun yerine Binali Yıldırım gelebilir” beklentisi dile getiriliyor. Davutoğlu, Erdoğan ile aralarında “milim bile fark” olmadığını belirtmesine karşın parti yönetiminin alınacak kararlarda “Başbakan ne istiyor, Saray ne düşünüyor” diyerek kararsız kaldığı kulislerde dile getiriliyor. Parti ku lislerinde, Erdoğan ve Davutoğlu arasındaki zaman zaman yaşanan görüş ayrılıklarının yanı sıra Davutoğlu ile Binali Yıldırım arasında yaşanan çekişme de konuşuluyor. Yıldırım ile mesafeli Davutoğlu’nun, kamuoyu önünde farklı bir tablo sergilese de MKYK listesi yüzünden Cumhurbaşkanı Erdo ğan ile 12 Eylül 2015 tarihinde yapılan olağan kongre öncesinde genel başkan adaylığı için imza toplanması nedeniyle Binali Yıldırım’a mesafeli olduğu, son dönemde aralarındaki hoşnutsuzluğun daha da ilerlediği belirtiliyor. 64. Hükümet’in kabine listesinin belirlenmesi sırasında Davutoğlu’nun Erdoğan ile yaşadığı krizin nedenlerinden birinin de Yıldırım’ın kabinede yer alıp almayacağı oluşturmuştu. Davutoğlu’nun Yıldırım’ı kabinede istemediği, ancak Erdoğan’ı ikna edemediği basına yansımıştı. Hatta Başbakan Yardımcısı olarak adı geçen Yıldırım, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı olarak kabineye girmişti. Atamaları geri gönderiyor Parti kulislerinde, kongreden beri mesafeli olan Davutoğlu’nun 64. Hükümet’in kurulmasının ardından atama kararnamelerinde Yıldırım’ın isteklerine direndiği, az sayıda atama kararnamesini imzaladığı, çoğunluğunu ise geri gönderdiği konuşuluyor. Davutoğlu ve Yıldırım arasında atama kararnameleri nedeniyle yaşanan gerginlik üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın devreye girdiği, Davutoğlu’nun vekâleten atamaları durduran genelgeyi iptal ettirdiği dile getiriliyor. İki isim arasındaki çekişmenin son dönemde daha fazla arttığı konuşulurken, kulislerde özellikle yurtdışı gezilerinde Davutoğlu’nun Yıldırım’ı dışladığı, hatta geçen ay Ürdün’e yaptığı ziyarette kendisine eşlik eden Yıldırım’a makam arabası bile tahsis etmediği bile iddia ediliyor. Binali Yıldırım’ın oğlu kumar masasında... AKP’nin iktidara geldiği 2002’den beri gemicilikte işleri hızla büyüyen Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın oğlu Erkan Yıldırım Singapur’da casinoda kumar oynarken görüntülendi. Sözcü’den Taylan Büyükşahin’in haberine göre Singapur’un en lüks otellerinden olan Marina Sands Bay Hotel’in casinosunda 12 Nisan Salı gecesi bir arkadaşı ile lumar oynayan Yıldı rım, casinoda birkaç saat geçirdi. İlk gemisini 2003 yılında 445 bin Avro’ya alan Yıldırım, 800 yolcu ve 250 araç kapasiteli feribotla İzmir ÇeşmeBrindisi (İtalya) hattında seferler yapacağını açıkladı. Yıldırım’ın ilk gemisi için ödediği 445 bin Avro, o dönemde tartışmalara neden oldu. Binali Yıldırım ise 445 bin Avro’nun çok büyük bir para olmadığını belirtmişti. l İSTANBUL/Cumhuriyet Erkan Yıldırım’ın Singapur’da bir casinoda çekilen görüntüleri gündeme oturdu. Eyyy haddini bilmez Alman! Bundan on sene önce biri çıkıp, “Gün gelecek bu ülkenin, adına dünya çapında şiirler yazılan, şakalar yapılan, cümle âlemin maskarası olan bir cumhurbaşkanı olacak ve cümle âleme maymun edilecek” deseydi, kimse inanamazdı. Adı, dili yumuşak g’ye dönmeyen bir sürü Avrupalının ağzında Eğvdovvan Eğvdovvan Eğvdovvan diye dolaşıyor ve korkunç alaycı şiirlere malzeme yapılıyor. Gazeteler onun adına yazılmış, bol hakaret içeren şiir yarışmaları düzenliyorlar. Verilmek istenen mesaj net: “Biz buralarda, bırak cumhurbaşkanlarını, kraliçelere, İsa’lara, papalara, hatta doğrudan tanrılara karşı ağzımıza geleni söyleriz. Fikren senin aklının alamayacağı derecede özgürüz. Sen bizi kendin gibi muhafazakâr bir Ortadoğulu mu sandın tatlım” demeye getiriyorlar. Ayıp mı ediyorlar? E ayıp tabii. Biz, şu anda ahlak konusunda, yüzlerce yıllık geleneksel halkoyunlarımıza bile edepsiz bir gözle bakabilecek kadar hassaslaştığımız bir dönemden geçiyoruz. Havaalanlarındaki mayo reklamlarını kaldırıp yerlerine eşarp reklamları koymamızın ve artık bu meseleyi tartışmayı bırakmamızın üzerinden yıllar geçti. Kadının kapanmasını bağnazentel hep beraber özgürleşmesi olarak milli literatüre geçirdik. Sanattan tiksiniyoruz; edebiyata kılız; baleye gıcık oluyoruz. Kadınla erkek eşit olamaz; kadın çiçektir ve korunmaya muhtaçtır sanıyoruz. Kürtajı yasaklamaya; erken evlilikleri yaygınlaştırmaya; dindar bir nesil yetiştirmeye çabalıyoruz. Bizim meşrebimiz Batı’nınki kadar geniş değil. Dar. Çok dar. Biz, onların medeniyetlerini, hukuklarını, siyasi komiserlerini, provokatör ajanlarını, toplarını tüfeklerini, savaş uçaklarını, son model bombalarını, ekonomik modellerini, askeri üslerini, stratejik işbirliği sinsiliklerini, rejim önerilerini, iç ve dış politika tavsiyelerini, jeopolitik destek ve kösteklerini alacak kadar kurnaz olabiliriz. Ama ahlaklarını alacak kadar aptal değiliz. Bizim kadınlarımız, kızlarımız onların kadınları, kızları gibi ortalarda yarı çıplak gezinmez, uluorta öpüşmez, evlenmeden sevişmez. Öldürürüz. Bizim komedyenlerimiz onların komedyenleri gibi politik laflar etmez, devlet adamlarına ilişmez, etliye sütlüye dokunmaz. İşten attırırız. Bizim akademisyenlerimiz onların akademisyenleri gibi fikir özgürlüğünü savunmaz. Hapse tıkarız. Bizim gazetecilerimiz onların gazetecileri gibi doğru bildiklerini yazmaz. Dokuz köyden kovarız. Biz “One minute” diye dünyaya diklenmiş milletiz; gerekirse Ortadoğu’dan ayağa kalkar Almanları Baltık Denizi’ne, İngilizleri Atlas Okyanusu’na dökeriz. Önce kendini bilmez Almanlar, şimdi de haddini aşan İngilizler, düşünce özgürlüğü ayaklarına Cumhurbaşkanımıza hakaret üzerine hakaret etmekteler. Bizim elimiz de armut toplamıyor. Şiirse şiir; mizahsa mizah; elhamdülillah hepsinden az çok anlarız; gerekirse oturur âlâsını yazarız. Misal: “Eyyy haddini bilmez Alman, Ananı da al git, Böhmermann!” CHP’den Hattat ve Topbaş’a suç duyurusu İstanbul Maslak’taki milyarlık inşaatı mühürlenen Hattat Holding ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) arasında imzalanan şüpheli protokolün ardından CHP’li Meclis üyeleri konuya ilişkin önceki gün suç duyurusunda bulundu. Hattat Holding’in İstanbul Maslak’ta yarım kalan “Diamond of İstanbul” projesi için İBB ile holdingin Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Hattat arasında imzaların protokolünü geçen hafta “Başkan’ın arka bahçesi” başlıklı manşetimizle duyurmuştuk. Protokole göre, Hattat Holding, İBB’ye 18 arsa bağışlamış, buna karşılık daha önce mühürlenen milyar dolarlık projesi için onay almıştı. Bağışlanan arsaların 3’ünün ise İBB Başkanı Kadir Topbaş’ın Büyükçekmece Güzelce’deki villasına komşu olması dikkat çekmişti. İBB’nin CHP’li Meclis Üyeleri Hüseyin Sağ ve Hakkı Sağlam, konuya ilişkin İstanbul Adliyesi Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak Hattat, Topbaş, İBB’nin Genel Sekreteri ve Emlak Müdürü hakkında “görevini kötüye kullanmak ve imar kirliliğine neden olma” suçlarından soruşturma açılmasını ve sorumluların cezalandırılmasını istedi. l İSTANBUL/Cumhuriyet C MY B