Katalog

Pazar 17 Nisan 2016 6 haber EDİTÖR: ELİF TOKBAY İran Zencani’nin malları için Türkiye’de yeni dava açtı İran Milli Petrol Şirketi (NİOC), idama mahkum olan işadamı Ba devi “NİOC, savcılık vasıtasıyla bir dava açıldı” dedi. Zencani’nin Onur Air’deki ortak ve ye Babek Zencani’nin avukatı Re bek Zencani’nin Türkiye’deki emanet dieminlerinden olan Kudret Tuncel’in, sul Kuhpayezade ise “Müvekkilimin çilerinden biri olarak tanımladığı Kud Zencani’ye ait havayolu şirketinin his Türkiye’deki ortaklarından biri olan ret Tuncel’in, Zencani’nin mal varlığı selerini Hamit Cankut Bagana adlı Tuncel, Zencani’nin mallarını hak nı bir başka kişinin üzerine yapması başka bir isim üzerine yaptığı bilgisi sız yere sahiplenmiş” diyerek ola üzerine yeni bir dava açtığını bildirdi. ne ulaştı. İkili arasında yapılan devir ya tepki gösterdi. l TAHRAN/Cum Şirketin avukatı Gulamrıza Meh Babek Zencani PAROALMEILTM’CII?aPÖdaszrıacigsvaescsnouçılıhirekkdanaMuksH:ktİTııann’eldduaak işleminin iptali için Türkiye’de yeni huriyet İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Paris suikastında adı geçen Milli İstihbarat Teşkilatı’ndan (MİT) Haluk Özcan hakkında ‘Türkiye’de bir şahsın öldürülmesi’ ile ilgili şikâyet üze rine soruştur ma başlattı. An cak Başsavcılı ğın, 13 gün ön ce, MİT’e yazdı ğı resmi yazı so ruşturmanın bo AKüyçküuktkaya yutunu tamamen değiştirdi. Başsavcılık, MİT’ten, “Haluk Özcan’ın paralel devlet yapılan ması ile irtibatı bulunduğu” iddi asıyla ilgili yanıt istedi. Paris’te 9 Ocak 2013’te PKK’nin kurucularından Saki ne Cansız, KNK Paris Temsilci si Fidan Doğan, Gençlik Hareke ti Üyesi Leyla Şaylemez’in öldü rülmesinin ardından ortaya çı kan bir belgede, 3 PKK’li kadı nı öldüren Ömer Güney’in MİT ajanı olduğu; Haluk Özcan’ın im zaladığı belgeyle suikast emri ni aldığı iddiası ortaya atılmıştı. MİT’in, “İddialarla ilgili iç bün yemizde gerekli idari soruştur ma başlatılmıştır” ifadesi dikkat çekmişti. Bu ifade Özcan’ın is minin yer aldığı belgenin basına nasıl sızdırıldığının araştırıldığı şeklinde yorumlanmıştı. N‘Bs3ioeştbsaaeynnkatleliaiçvsşaetlıki,çmina... ’ Karaman’da Ensar Vakfı’na ait yurtlarda çocukların tecavüze uğramasıyla ilgili “Bale kursunda bir seks skandalı oldu diye bütün balerinleri suçlamak yanlış” sözleri partisi içinde tartışmalara neden olan HDP Diyarbakır Mil letvekili Altan Tan, çocuk tecavüzünün asla göz ardı edilmeyecek korkunç bir olay olduğunu, bu konuda önlemler alınmasını istediğiAltan tan ni söyledi. Tan, “Bale kursundaki seks skandalı ayrıdır, çocuk tacizi ayrıdır. 3 tane çakma Nişantaşlı, Bebekli ve sosyalist için ‘Bütün İslami tarikat ve cemaatler, Kuran kursları, yurtlar, tecavüzcüdür, sapıktır” demeyeceğim, demeyeceğim, demeyeceğim. Onlar da ellerinden geleni arkalarına koymasın” dedi. İsmi Paris belgesinde geçmişti Üç PKK’linin öldürüldüğü apartmanın önü, günlerce ziyaretçi akınına uğramıştı. İşte o yazı... Cumhuriyet, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen o soruşturmanın detaylarına ulaştı. Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu’ndan Cumhuriyet Savcısı Hasan Yılmaz’ın 4 Nisan 2016 (13 gün önce) tarihinde yazdığı yazı şöyle: “Vekili marifeti ile Cumhuriyet Başsavcılığımıza müracaatta bulunan müşteki F.C. bir dönem Kocaeli MİT Şubesi’nde görevli olan Haluk Özcan’ın yasaya aykırı (bir şahsın öldürülmesi olayı) eylem ve işlemlerine ilişkin KOM Daire Başkanlığı’na ihbarda bulunması sonrasında Haluk Özcan’ın gerçeğe aykırı gerekçelerle İstan bul 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nden aleyhinde iletişim dinleme kararı alınmasını sağladığını, Haluk Özcan’ın paralel devlet yapılanması ile irtibatı bulunduğunu beyan etmiş olması nedeni ile soruşturmaya başlandığından...” Bilgibelge talebi Soruşturmayı bu cümlelerle özetleyen Savcı, MİT’ten, “müştekinin iddiasında geçen hususların 2937 sayılı yasanın 26/2 maddesi kapsamında kalan hususlardan olup olmadığı araştırılarak var ise belgelendirmek suretiyle Cumhuriyet Başsavcılığımıza bilgi verilmesi rica olunur” diyerek bilgibelge talep etti. MİT’in bir dönem Kocaeli ve Adana bölge başkanlıklarını yapan üst düzey isimlerden Haluk Özcan’ın adı Paris suikastıyla ilgili çok tartışılan bir belgede geçmişti. Paris’te 9 Ocak 2013’te PKK’li üç kadının öldürülmesi üzerine tutuklanan Ömer Güney’in ses kaydı internete düşmüştü. Daha sonra, Güney’e MİT tarafından PKK kurucularından Sakine Cansız’a yönelik suikast düzenlemesi için 6 bin Avro verildiğini iddia eden bir belge ortaya çıkmıştı. Belgede ismi yer alan 4 MİT’çiden biri Haluk Özcan’dı. Gizli ibareli belge 18 Kasım 2012 tarihini taşıyor; bu tarih Ömer Güney’in cinayetin ardından yaptığı Türkiye ziyaretleri ile çakışıyordu. MİT ne demişti? MİT, hakkındaki iddiaların teşkilatı yıpratmaya yönelik bir operasyon olduğunu öne sürmüştü. l İSTANBUL ‘Depreme dayanıksız tesis’ Ensar’a verilince izin çıktı HAKAN DİRİK Yurtlarında çocuklara tecavüz olaylarıyla gündeme gelen Ensar Vakfı’na, Devlet Hava Limanları İşletmesi’nden (DHMİ) alınarak tahsis edilen Urla Zeytineli’ndeki koyda yer alan tesislere, “depreme dayanıksız” raporuna karşın tadilat izni verildi. Aralarında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a armağan edildiği ileri sürülen yapıların da yer aldığı kaçak Urla Villaları’na komşu olan koyu “kapatan” Ensar Vakfı, buradaki tesisleri, çocuklara ve gençlere yönelik “kamp” amacıyla kullanmayı planlıyor. ‘Benim oğlan hallediyor’ İhalenin feshine yardımcı olan “depreme dayanıksız” raporu, koyun Ensar’a tahsis edilmesinin ardından bu kez vakfın karşısına dikildi. Tesisteki tadilatlar için izin almasını engelledi. Ancak konu Ensar olunca kapılar bir bir açıldı. Vakfın, CHP’li Urla Belediyesi ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan gerekli izinleri aldığı öğrenildi. “Cennet koy” tabirini hak eden güzellikteki alandaki tek yapılaşma, Ensar Vakfı’na tahsis edilen tesisler. Vakfa verilen alan, yaklaşık 35 bin metrekareden oluşuyor. Belediye ve bakanlıktaki işlemlerin Ensar Vakfı İzmir Şube Başkanı Mehmet Eker’in oğlu Yakup Eker tarafından yürütüldüğü ortaya çıktı. Ensar Vakfı İzmir Şube Başkanı Mehmet Eker, Cumhuriyet’in soruları üzerine Zeytineli’ndeki te sislerle ilgili şunları söyledi: “Oranın bazı sorunları vardı. Bir evrak bekliyoruz, o da geldi mi tadilat başlayacak. Daha önce belediyeyle bir sıkıntı vardı. Deprem zamanında biri ‘bu binalarda oturulmaz, çürük’ demiş. Ama belediyeyle falan şu anda işimiz bitti. Vakıf genel merkezi, benim oğlana yetki verdi. Konuyla o ilgileniyor.” Urla Belediye Başkanı Sibel Uyar söz konusu alanın birinci dereceden SİT alanı olduğunu kaydederek; “ Bu alana bizim herhangi bir tadilat ruhsatı vermemiz söz konusu değil. Böyle bir ruhsat varsa Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan alınmıştır” dedi. l İZMİR Genel merkez uyuyamazBsMAeakerhşrtçeayelnalein’yrı’ted:en MHPGenel Başkanı adayıydı. İhsanoğlu bir paralel proje ise onu seçen baş paralel de Bahçeli zetelerin bir anda bu sözleri manşete çektiğine de dikkat çekti. Devlet Bahçeli’nin “pa oluyor” diyen Akşener, 7 Haziran son Akşener, Adalet Bakanı Bekir ralelci” olmakla suçladı rası Cumhuriyet’in Bahçeli ile yaptı Bozdağ’ın “Ben mahkeme eliyle par ğı genel başkan adayı ve ğı söyleşiyi de göstererek Bahçeli’ye, tiler ile ilgili birtakım tasarruflar ya eski TBMM Başkanvekili “1725 Aralık bir yolsuzluk soruş pılmasının demokrasiyle bağdaşma Meral Akşener, Bahçeli’ye turması mı yoksa Cumhurbaşkanı dığına inanıyorum” şeklindeki sözle çok sert yanıt verdi. “Eski Cum Erdoğan’a kumpas mı?” diye sordu. rine de “Açık açık yargıya baskıdır” hurbaşkanı adayı Ekmeleddin CNN Türk’te önceki gün Akif tepkisini gösterdi. İhsanoğlu için de böyle demiş Beki’nin sorularını yanıtlayan Akşener ayrıca, “Bana destek veren lerdi. Şimdi de benim için di MHP genel başkan adayı Akşener, lerin sayısını açıklarsam, Genel Mer yorlar. O dönem sayın İhsanoğ Bahçeli’nin “paralel” ile ilgili açıkla kez bu gece uyuyamaz” görüşünü de lu, Kılıçdaroğlu ve Bahçeli’nin malarının ardından iktidara yakın ga dile getirdi. l ANKARA Karşıdevrim kendi eğitim kuşağını tasarlıyor Takvimlerin 17 Nisan’a yöneldiği her yıl büyük bir “cumhuriyetçi eğitim imanıyla” çalışan ve çok değerli bir fikri ısrarla yaşamda tutmaya çalışan Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği ve Vakfı harekete geçiyor. Bu gönüllü hareket bir odak. Sayıları giderek azalan Köy Enstitüleri mezunları, artık çocukları ve torunlarıyla birlikte bu çatı altında yaygın faaliyet gösteriyorlar. Kemal Kocabaş Hoca yüklenmiş götürüyor... Ben de dün Denizli’de, bugün de İzmir’de bu etkinliklerin bir parçası olarak görevdeyim! Sanırım, Rize’nin Derepazarı Varangoz köyü camisinin sınıfa dönüştürülmüş bir odasında toplanmış 15 sınıf öğrencilerinin hepsine birden eğitim veren “İzmirli” öğretmenimiz Köy Enstitülü idi. Eğitim, hiçbir ülkenin “başıboş” bırakmadığı ve ülkenin gereksinimlerine göre yönlendirdiği, siyasetin, ülkenin ve devletin temel politikasıdır! Dahası: En temel! Şüphesiz nasıl bir ülke istiyorsanız, eğitimi de ona göre düzenlersiniz. Cumhuriyet nasıl bir ülke düşü kurduysa, ona uygun bir eğitime gitti. Öncelikle herkesin okuma yazma öğrenmesinden başladı... Üretime yönelik kitlesel ve toplumsal eğitime önem verdi. Halkevleri gibi yaygın eğitim kurumlarını kurdu. Ve eğitimde en büyük devrimi ise Köy Enstitüleri’yle ve arkasından Köy Enstitüsü Yüksek Öğretmen Okulları açarak yaptı. Köy Enstitüleri gerçeği, Cumhuriyeti kuranların, ülkeyi yöreten devrimci kadronun, “toplum yapısını yönlendirici uygulamalarının en belirgin örneklerindendir”.(*) Büyük bir aydın kuşağı yetişti 21 Köy Enstitisü’nden 1953 yılına kadar 17.341 öğretmen mezun oldu. Bunların 1398’i de kadındı. Tabii bunun bir önceki adımı da vardı: 1936’da “eğitmen kursları” açılmıştı. 1947’ye kadar 8.675 eğitmen diploma aldı. Aralarında 1.248 sağlık memuru vardı. İşte Cumhuriyet Türkiyesi’ni önemli ölçüde ve tabanda omuzlayan, yüklenen bu eğitim sistemi oldu... Köy çocuklarının iyi bir eğitim sistemiyle ne büyük başarılara imza atabileceğinin evrensel bir örneği idi bu eğitim modeli. Şüphesiz, ressamı, yazarı, romancısı ile tüm sanat ve edebiyat alanında da Köy Enstitüleri derin bir iz bıraktılar. Onlar toplumsal hayatımızda, “Köy Kökenli Aydın Kuşağı” olarak, Cumhuriyetin sonrasında kurucu temel taşları arasına katıldı. Cumhuriyet bu sayede Cum huriyet oldu ve bir millet yaratıldı! Üreten özgür yurttaşlar ülkesi Tabii sadece bunlar değil, uçak yapımından tutun, büyük mühendislik hamleleri, yurtdışına gönderilen ve döndükten sonra ünversite ve eğitim hayatına damga vuran bilim ve eğitim neferleri ile, dört bir alanda kurulan araştırma enstitüleriyle, laik, çağdaş ve uygar bir ülkenin temelleri atıldı. Üreten, eleştiren, Cumhuriyetin yükselişine katkı koyan özgür yurttaşlar Cumhuriyeti amaçlandı. Biliyoruz ki bugün hâlâ ayakta isek ve İslam coğrafyasından hâlâ farklı isek, onlar sayesindedir. Bu, Kurtuluş Savaşı’yla gerçekleşen, Kuruluş ile geliştirilen, dünya tarihinde az rastlanır cinsten büyük bir devrimdi. Bu devrimin neferleriyiz hepimiz. Ama şimdi?! Türkiye dünyanın parasını harcıyor eğitime, diyelim. Ama aldığı sonuç, acaba ilköğretim ve liseleri kaldırsak daha mı iyi olur sorusunu sordurtacak kadar kötü. Eğitimle, dünyanın kültürel, ekonomik ve bilimsel gereksinimleri için cahil yetiştirme rekorunu kırıyor olabiliriz. Denizli Havaalanı’ndan kente girerken, sağ tarafta imam hatip okulları inşaatları kale gibi yükseliyordu! Ne demiştik: Cumhuriyet devrimi, “toplum yapısını yönlendirici uygulamalarının en belirgin örneklerini” verdi. Bu devrimlerin tam karşıtını yaşıyoruz şimdi. Karşıdevrim yönetimi ele geçirdi ve devrimci Cumhuriyetin tüm kazanımlarını tasfiye etme girişimindeler.Meşruiyetlerini aldıkları sandık sonuçlarının, ülkede her şeyi darmadağın etme hakkı, her şeyi yıkıp geçme hakkı, her şeyi gerçekleştirme, her türlü hukuksuzluğu yapma ve onların orada varoluşlarını sağlayan anayasayı bile askıya alma hakkını verdiğini düşünerek yapıyorlar her şeyi. Eğitimi de imam hatipleştirerek, türlü çeşitli cemaat okulları, EnsarKaimder yuvaları ve evleriyle tasfiyeyi sürdürüyorlar. b‘Nıreagküazlıeml !günlerdi’yi Geçmişe ağıt yakma zamanları değil. Bugün eğitimle ilgili neler yapabiliriz, toplumu, çevremizi, insanları, öğrencileri, toplumun ileri, lider ve önder kesimlerini nasıl etkileriz? Yarının öncülerinin ortaya çıkması için bize düşenler nedir, bence herkesin odaklanması gereken noktalar bunlar. Yeni girişimlere büyük ağırlık verilmeli... Madem eğitim bu kadar özelleştirildi, o halde bu çerçevede ne yapılabilire kafa yormak gerekir. Peki ne yapabiliriz, başka neler yapabiliriz? (*) https://toplumsaltarih.wordpress.com/2012/09/07/koyenstitulerinedenkuruldunedenkapatildi/ ‘Terörle savaşıyorum’ENGİN DİNÇ, DİNK DURUŞMASINA KATILMIYOR CANAN COŞKUN C Şube Müdürü Ali Fuat Yılma zer, eski Trabzon Emniyet Mü Agos Gazetesi Genel Yayın dürü Reşat Altay ve dönemin İsYönetmeni Hrant Dink’in tanbul İstihbarat Şube Müdü öldürülmesine ilişkin davada tu rü Ahmet İlhan Güler’in de ara tuksuz yargılanan Em larında bulunduğu 26 ka niyet İstihbarat Daire mu görevlisinin yargılan Başkanı Engin Dinç, 19 dığı Hrant Dink davası 19 Nisan’daki duruşmaya Nisan’da başlıyor. katılmayacak. Dinç’in kamu görevlilerinin ilk defa hâkim karşısına çı aErvduokğaatlna’rını kacağı davaya katılma Pakdil ve Özkaya, Cum ma mazereti ise “terörle mücadelenin yoğun Engin Dinç hurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da avukatlığı luğu.” Dinç’in avukatları Necdet nı yapıyor. Avukat Ali Özkaya, Pakdil ve Ali Özkaya, İstanbul 7 Haziran genel seçimleri önce 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde si AKP’den Afyonkarahisar mil 15 Nisan’da bir mazeret dilekçe letvekili adayı olarak da göste si sundula. rilmişti. Emniyet İstihbarat Daire Baş Dinç’in “kasten öldürmenin kanı Engin Dinç, eski İstihbarat ihmali davranışla gerçekleşme Daire Başkanı Ramazan Akyü si” suçundan 25 yıla kadar hap rek, dönemin İstanbul İstihbarat si isteniyor. l İSTANBUL C MY B