19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 14 Nisan 2016 10 haber EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ZARİFE SELÇUK Hani ‘kokteyl terör örgütü’ denmişti ya... 7Haziran seçimleri yapılmıştı. AKP tek başına hükümet kurma olanağını yitirmişti. Saraydaki Zat’ın ağzını bıçak açmıyordu;  üç gün sesi çıkmadı.  Sonunda, “Bu seçim olmadı. Sil yeni baştan. Bir seçim daha yapılacak” hesabında karar kıldı.  Hesap pek yalındı. 80 milletvekili çıkararak Meclis’te caydırıcı bir parlamenter güç oluşturan HDP’nin önü ne pahasına olursa olsun kesilmeliydi.  Sonra?.. Sonra 1 Kasım seçimlerine sadece 20 gün kala, 10 Ekim 2015’te Ankara’da DİSK, KESK, TTB, TMMOB, HDP ve pek çok sivil toplum örgütünün katılımıyla Barış ve Demokrasi Mitingi düzenlendi. Düzenlendi ama miting yapılamadı. Miting alanına gitmek için Ankara Garı’nın önünde toplanan on binlerin arasında iki canlı bomba kendini patlattı. Cumhuriyet tarihinin en büyük cankırımı yaşandı. 102 yurttaş can verdi, yüzlerce ve yüzlercesi yaralandı.  Cankırımından sadece altı gün sonra büyük Türk büyüğü Ahmet Davutoğlu konuştu: “... Terör örgütleri arasındaki işbirliği yapıldı ... Hepsinin, hem PKK hem de Türkiye’de bazı sansasyonel gelişmelerle ilişkili çevrelerle, Paralel Yapı içindeki bazı çevrelerle iltisak (işbirliği, bağlantıae) kuran yapılar var. Birileri Türkiye’de bir kokteyl terörü diyorum buna, hepsini karıştırarak bu işe kalkışıyor...”  Bir hafta sonra, 22 Ekim’de en büyük Türk büyüğü Recep Tayyip Erdoğan konuştu: “Şurada, garın önünde bu yaşanan olay, terörün nasıl kolektif uygulandığını gösteren bir olaydır. Şimdi kalkıyorlar, ‘Burayı DAEŞ yaptı, bilmem kim yaptı’... Burada DAEŞ de var, PKK de var, Muhaberat da var, burada Suriye’nin kuzeyindeki PYD terör örgütü de var. Hepsi beraber ortak olarak bu eylemi planlamışlardır”. Eh, devletin istihbarat örgütlerinin denetimini elinde tutan biri büyük, öteki en büyük  Türk büyüğünün herhalde bir bildikleri vardır ki bunları söylediler.  Terör korkusu ülkeyi sardı; seçmeni ürküttü. Dahası bu bir “kokteyl terör”müş. IŞİD’le PKK el ele vermiş birlikte ölüm saçmış. Bir hafta sonra, 1 Kasım’da  yeniden seçim yapıldı. Ürkütülmüş seçmenin bir bölümü HDP’ye verdiği oyları geri aldı.  Sonuç: HDP 59 milletvekili ile yetindi; AKP  bırakın tek başına hükümet kurmayı, neredeyse tek başına anayasayı değiştirebilecek kadar iskemle kazandı. Yani siyaset bezirgânlığının hünerbazlarının hesabı tuttu. Yalan üstüne kurulu bir kara propaganda işe yaradı.  Daha sonra o cankırımının sorumlusunun tek başına, evet tek başına IŞİD olduğu gerçeği ortaya çıktığında atı alan Üsküdar’ı geçmişti... HHH Hepinizin neredeyse ezbere bildiği bu gerçekleri neden hatırlattım? Hiiiiç... Sadece dünkü Cumhuriyet’te, mesleğimizin yüz akı habercilerden, kapı yoldaşım Kemal Göktaş’ın bir haberi yayımlandı. Okuduysanız biliyorsunuz; atladıysanız bulun o haberi okuyun. Terörle Mücadele ve İstihbarat Daire Başkanlıkları’ndan gelen ve canlı bombanın adının bile belirtildiği istihbaratın gözardı edildiği inkâr kabul etmez bir açıklıkla ve sorumluların adları sıralanarak belirtiliyor. Üstelik haberin devamı da var.  İnanılması güç bilgiler içeren devamını bugün ve yarın Cumhuriyet’te okuyabileceksiniz... Pekiiiiii... Ne demek istiyorum?..  Yine hiiiiiç... Sadece kafamda çengellenen bir soruya cevap bulamıyorum da ondan:  Bu istihbaratı “Ankara Terörle Mücadele C Şubesi Müdürü”nün yani güvenlik bürokrasisinde neredeyse dış kapının mandalı bir memurun üstüne yıkmak mümkün mü? Hani o “kokteyl terör” saldırısının sonuçları 317 milletvekilliği getirdiydi de... Kilis’e IŞİD roketi yağıyor Suriye’de IŞİD kontrolündeki bölgeden dün de Kilis’e roket atıldı. Bap bölgesinden ateşlendiği tahmin edilen 3 Katyuşa roketatar mermisi, dün sabah saat 09.10’da Kazımkarabekir Mahallesi’ndeki 3 ayrı boş araziye düştü. Ardından sınırda konuşlu Türk topçu birlikleri IŞİD denetimindeki Bap, Savran ve İhtimlat’ı ateş altına aldı. Son 3 gündür Kilis’e atılan roketlerde 2 kişinin ölümü ve 18 kişinin yaralanmasının ardından Kilis’e giden Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz anında karşılık verdiklerini belirterek, “9 Ocak’tan düne kadar yaklaşık 146 hedefe 1117 atış yapıldı. Karşı tarafta 362 tane zayiat verildi. 123 tane yaralıları olduğunu düşünüyoruz” dedi. l Yurt Haberleri Akar ve Fidan sınır hattına gitti Suriye’den atılan roketlerle bugüne kadar 6 kişinin ölümünün ardından Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ile MİT Müsteşarı Hakan Fidan bölgeye gitti. Akar ve Fidan Kilis Valisi Süleyman Tapsız ile makamında görüşerek sınır hattındaki gelişmeler ve Suriyeli sığınmacılarla ilgili brifing aldı. Yaklaşık 40 dakika süren görüşmenin ardından Akar ve Fidan, incelemelerde bulunmak üzere sınır hattına gitti. Skandallar zinciriBARIŞ MİTİNGİ’NE YÖNELİK SALDIRIYA İLİŞKİN MÜFETTİŞ RAPORU İHMALLERİ GÖZLER ÖNÜNE SERDİ l Polise “Canlı bombaya karşı öncelikle l “Tertip Komitesi’nde HDP yok” diye l “Canlı bomba saldırılarını önlemek zor” kendinizi koruyun” talimatı verilmiş canlı bombaya yönelik önlem alınmamış diye dosyayı kapatmışlar l Mitinge katılanlara yönelik olası saldırı riskleri değerlendirilmemiş l Bombacıların şehre girdiği saatlerde l Polis müdürü personelin psikolojisi yol uygulamasına ara verilmiş bozulmasın diye uyarı yazısını saklamış Ankara Garı’ndaki 10 Ekim barış mitingi öncesi yaşanan canlı bomba kat Yol uygulAması neden yapılmadı?dırısını önleyecek önlemler alına madığı sorusuna polis müdürleri tartışma yaratacak yanıtlar ver liamı ile ilgili müfettiş raporun di. Mitingten önce yapılan top da Emniyet’in mitingte yaşanacak lantılarda mitingin yapılması olası bir canlı bomba saldırısı için kendi personelini uyardığı, ancak KEMAL GÖKTAŞ na izin verilmemesinin de gündeme geldiği ancak 2 polis mü mitinge katılanlara karşı dışardan dürünün “izin verilmezse mar yapılabilecek saldırı risklerinin değer jinal gruplar olay çıkarır” gerekçesiy lendirilmediği ortaya çıktı. IŞİD’in ola le mitingin yapılmasını istedikleri be sı bir canlı bomba saldırısı ile ilgili 10 lirtildi. Mitingten bir gün önce yapılan Dosyadaki belgelere göre, Ankara Emniyeti, 9 Ekim 2015 günü 9.30 ile 11.30 arasında ve 22.0024.00 saatleri arasında, 10 Ekim günü ise 911 ve 21.3023.30 saatleri arasında “yol uygulaması” yaptı, yani arabalar arandı. Yani yol uygulamasına 9 Ekim gece yarısı 24’te ara verilip miting günü 9’da tekrar başlandı. Gaziantep’ten Ankara’ya doğru arabayla yola çıkan canlı bombaların da yol uygulamasına ara verilen saatlerde, 8.30 civarında Ankara’ya girmiş olmaları soru işaretlerine neden oldu. ay içinde 62 istihbarat bilgisinin Anka yol uygulamalarına canlı bombaların ra Emniyeti’ne ulaştığı belirtilen rapor Ankara’ya girdiği saatlerde ara verilmiş POLİSE TALİMAT: ÖNCE KENDİNİ KORUda buna rağmen neden canlı bomba sal olması da dikkat çekti. izin Vermezsek olay çıkar Müfettiş raporunda yer alan belgelere göre, Ankara Valisi Mehmet Kılıçlar, mitingle ilgili 14 Eylül 2015’te yapılan İl Güvenlik Koordinasyon Kurulu toplantısında İl Emniyet Müdürü Kadri Kartal’a “Mitingin yapılmasında bir sakınca var mı? İzin verilmezse ne olur?” diye sordu. Bu soruya Kartal ve İstihbarat Şube Müdür Vekili Cihangir Ulusoy tarafından “KESK’in mitinglerinde olumsuzluk yaşanmıyor. Yapılmaması halinde marjinal gruplar illegal olaylar çıkarabilir” yanıtı verdi. Kartal, müfettişlerin sorusu üzerine, Vali’nin bu soruyu ortaya sorduğunu, MİT ve jandarmanın aksi görüş belirtmediklerini söyledi. Aynı toplantıda Kartal “Toplantı için istenilen saatlerin 08.3016.00 olması halin de yolların 8 saat kapalı kalacağı ve trafikte zorluk yaşayan halkın tepkisine neden olabileceği” görüşünü dile getirdi. Bunun üzerine mitinge 12.0016.00 saatleri arasında izin verildi. Mitingde patlamanın meydana geldiği 10.04’de ise zaten şehir dışından gelenler garın önünü doldurmuş, bazı gruplar miting alanı olan Sıhhiye Meydanı’na doğru yürüyüşe geçmiş, yollar ve kavşaklar kapanmıştı. Mitinge izin verilen saatlerin alışılmadık biçimde ileri alınmasıyla polisin alanda olmaması arasında ilişki kurulmuş ve miting saatinin ileri alınmasının polisi sorumluluktan kurtarmaya yönelik olduğu yorumları yapılmıştı. 4 tartışmalı gerekçe Müfettişler raporda, “Bahse konu mitinge ilişkin güvenlik önlemlerinin planlanmasında mitinge katılan bazı grupların çevreye zarar verebileceği üzerinde odaklanıldı. Mitinge katılanlara karşı dışardan yapılabilecek saldırı riskleri değerlendirilmedi” tespitini yaptı. Bu yaklaşıma paralel olarak mitingden önce emniyet birimlerine gönderilen “Emniyet tedbir yazısında” da Diyarbakır ve Suruç patlamaları da göz önüne alınarak göreve ilişkin talimatlar başlığı altında “bütün personelin öncelikle kendilerine yönelik olası ‘canlı bomba’ konusunda duyarlı olmaları” talimatı verildi. Emniyet tedbir yazısında “polisin canlı bombaya karşı öncelikle kendisini koruyacağına” ilişkin talimat ile Gar önünde hiçbir arama noktasının kurulmaması ve canlı bombaların ellerini kollarını sallayarak kalabalık içine girerek katliamı gerçekleştirmiş olmaları, soru işaretlerini artırdı. Tertip komitesi’nde HDP yok diye İstihbarat Şube Müdür Vekili Ulusoy ise ifadesinde müfettişlerin “istihbarat bilgilerinin ve önceki terör eylemlerinin mitinge ilişkin önlemlerde neden değerlendirmeye alınmadığı” sorusuna “Ada na, Mersin, Diyarbakır ve Suruç’taki hedef kitlenin HDP bileşenleri olduğu, 10 Ekim mitinginin tertip komitesinde ise HDP bileşenlerinin yer almadığı” karşılığını verdi. Mitinge en önemli katılım çağrısı mitingten 10 gün önce HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’tan gelmişti. Ankara Valisi Mehmet Kılıçlar imzalı İl İdare Kurulu’nun 29 Şubat 2016 tarihli kara PSİKOLOJİLERİ BOZULMASIN rı ile soruşturma izni verilmemesine karar verildi. Ankara Cumhuriyet Savcısı Hamza Yokuş ise 7 Mart 2016’da Valiliğin kararını yerinde bula IŞİD’in mitinglere yönelik rine iletmediği ve il geneline de göndermediği ortaya çıkan Terörle Müca rak itiraz edilmeyeceğini belirtti ve “işleme koy saldırı hazırlı dele Şubesi C Bürosu amiri Hüseyin ma kararı” verdi. Valiliğin ve savcılığın dosya ğında olduğu Özgür Gür, savunmasında IŞİD ile il yı kapatmaya yönelik iki kararında şu gerek yönündeki gili son 1.5 ayda 11 tamim yapıldığı 1çeler ileri sürüldü: . Her miting için alınan tedbirler bu miting için de alındı, hat raporu nı belirterek “Son tamimi 4 gün önüst ce yapmıştık. Benzer yazılar personel le üzerinde ‘Yine mi eylem ikaz yazısı? ta görevlendirilen personel sayısı Hep aynı yazıyı gönderiyorlar’ şeklin (1500’den 2044’e) artırıldı ve ted de olumsuz psikolojik etki ile kısa sü 2birlerde bir eksiklik yoktu. . İstihbarat bilgileri genel nitelikteydi ve bu mitingle ilgi YARALIYA re önce benzer içerikli evrak gönderilmesini dikkate alıp evrakın gereksiz yere ifşa olmasına da (basına 3li somut bir bilgi içermiyordu. . Mitingi siyasi partiler değil sivil toplum kuruluşları düzenliyordu ve somut nitelikli GAZ NORMAL Müfettişler, yaralıların üzerine gaz bombası ve su sıkılması çıkma vb) fırsat verebileceği hususlarını birlikte düşünüp büro personelini bilgilendirmenin yeterli olacağını düşündüm” dedi. Gür, yazının il 4bir istihbarat yoktu. . Alınacak her türlü tedbire rağmen ile ilgili olarak ise polislerin kusuru olmadığı sonucuna vardı. Müfettiş raporunda, polis ekipleri geneline bildirilmesi halinde de alınan güvenlik önlemlerini değiştirmeyeceğini, böyle bir imanın “acı canlı bombaların bu tür eylemlerinin engellenmesinin çok zor olduğu dikkate alınmalıdır. nin patlamalardan sonra, başka masız olacağını” savundu. patlama ihtimallerine karşı çev Canlı bomba 2 ayrenin boşaltılması, ambulans sev kinin sağlanması ve olay yerinin kontrol altına alınması için Gar’ın önce bildirilmişönüne intikal ettiği savunuldu. Raporda, “Polisin müdahalesi so SİMGE FOTOĞRAF Ankara’daki saldırının hemen ardından çekilen bu fotoğraf bütün dünyada yankı yaratmış, saldırının simgesi haline gelmişti. Fotoğrafta görülen Şanlıurfalı öğretmen İzzettin Çevik ve eşi Hatice Çevik, saldırıda kızları Başak’ı ve İzzettin Çevik’in kız kardeşi Nilgün Çevik’i kaybetmişti. Fotoğraf: REUTERS nucunda herhangi bir ölümün olmadığı Adli Tıp Kurumu raporu ile teyit edilmiştir” denildi. Patlamanın meydana geldiği 10 Ekim tarihinden 2 ay 6 gün ön Bombacılar aynı karede ce, 4 Ağustos 2015’te canlı bomba Yunus Emre Alagöz’ün adının İstihbarat Daire Başkanlığı tarafından TEM Daire Başkanlığı’na bildirildiği ortaya çıktı. Söz konusu yazıda 5 Ha ziran’daki HDP mitinginde meyda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Suruç ve Ankara Garı’ndaki saldırıların birbiriyle bağlantılı olduğu somut delillerle ortaya çıkardı. Her iki saldırının talimatını verdiği öne sürülen Halil İbrahim Durgun ile canlı bombaların IŞİD kamplarında birlikte çekilmiş fotoğraflarının soruştuma dosyasına eklendiği öğrenildi. Fotoğraflarda; Ankara saldırısını gerçekleştiren canlı bombacıları Ankara’ya getiren Halil İbrahim Durgun, Suruç bombacısı Abdurrahman Alagöz ile birlikte yer alıyor. Belge ve fotoğrafların her iki saldırının da planlayıcısı olmakla suçlanan ve 4 milyon Türk Lirası ödül konularak aranan teröristler listesinde bulunan IŞİD’li Yunus Durmaz’ın bilgisayarından çıktığı öğrenildi. Fotoğraflarda ayrıca Alagöz, canlı bomba olarak aranan Kasım Dere, Osman Kızılbent ve Mehmet Şükrü Yoldaş’la yemek yerken görülüyor. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, belgeleri Suruç saldırısını yürüten Şanlıurfa Başsavcılığı’na gönderdi. Belgeler arasında Ankara saldırısı şüphelisi Yakup Şahin’in ifadesi de yer aldı. Alagöz’ün ALAGÖZ YOLDAŞ ŞÜKRÜ YOLDAŞ DERE DURGUN Soruşturmalar niye kapatıldı? Ankara Garı’nda Barış Mitingine katılanlara yönelik katliamla ilgili polis müdürlerini ihmalle suçlayan müfettiş raporu Meclis’e taşındı. HDP’li Ertuğrul Kürkçü tarafından istihbarat birimlerinin ağır sorumluluk ve ihmalinin tespit edildiği belirtilerek buna rağmen söz konusu yetkililer hakkında soruşturma izninin verilmemesinin sebebi soruldu. CHP’li Eren Erdem ise müfettiş na gelen patlamanın faili Orhan Gönder ile 20 Temmuz’daki Suruç patlamasında ölen canlı bomba Abdurrahman Alagöz’ün Adıyaman’da faaliyet gösteren IŞİD yanlısı Mustafa Dokumacı grubuna müzahir oldukları belirtildi. Yazıda, aynı grup içinde hareket eden Mehmet Işık ve Yunus Emre Alagöz’ün meydana gelen patlamalardan sonra aileleriyle “helalleştikleri” bildirilerek bu kişileren Türkiye’de sansasyonel eylemlerde kullanılabileceği uyarısı yapıldı. Emniyet’in bu bilgiyi Alagöz’ün mayıs ayı içinde yaptığı ve dinlenilen telefon görüşmelerinden edindiği belirtildi. Bu yazı üzerine Ankara Emniyeti de 7 Ağustos’ta bütün birimleri tedbir alınması için uyardı. İstihbarat Daire Başkanlığı, patlamanın meydana gelmesinden sadece yarım saat önce gönderdiği uyarı yazısında ise 4 Ağustos tarihli istihbarat notunu hatırlatarak Dokumacı grubu içinde faaliyet gösteren Hacı Yusuf Kızılbay’ın 8 Ekim’de Mehmet Işık’ın annesi ile irtibat kurduğu ve Mehmet Işık’ın da Kızılbay ile birlikte olabileceği değerlendirmesi yapıldığı belirtildi. Durgun’un evinde bir gece kaldığı ve sal İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın yanıt soruşturmasında ifade veren Emni Bütün bu uyarılara rağmen Yunus dırı günü Alagöz’ün, Durgun tarafından laması istemiyle verilen soru öner yet Amiri A.A.’nın ‘hükumetin suçla Emre Alagöz, Ankara’ya gelerek canlı motosikletle Suruç’a gönderdiği yapılan gesinde, müfettişlerce hazırlanmış yan’ açıklamalarını Başbakan Ahmet bomba eylemini gerçekleştirebildi. tespitler arasında yer aldı. l ANKARA ön inceleme raporunda emniyet ve Davutoğlu’na sordu. l ANKARA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle