19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 10 Nisan 2016 EDİTÖR: münevver oskay TASARIM: İLKNUR FİLİZ haber 7 ‘Hançer’ çıkışıDAVUTOĞLU, CUMHURİYET’İN DÜN GÜNDEME GETİRDİĞİ PROJEYİ GÖRMEDİ ‘İstanbul’a hançer gibi saplanan hiçbir eser yapılmayacak!’ ‘DSOÖSYTLAERC’I İngiltere Büyükelçisi Moore, Hakan Çelik’in sorularını yanıtladı. ‘Kraliçe’ye küfür cezalandırılmaz’ ‘Türkiye’yi basın özgürlüğü için uyarmak zorundayız’ diyen İngiliz elçi Moore, İngiltere örneğini verdi İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi Richard Moore, Türkiye’de basın özgürlüğü eleştirileriyle ilgili, “Özgürlük ve demokrasi konusunda yaptığımız eleştiriler dostçadır. Dost acı söyler” vurgusu yaptı. Moore, “Türkiye’de ifade özgürlüğü konusunda geri adımlar olduğunu görürsek, o zaman bu eksiklikler konusunda uyarmamız gerekiyor” dedi. ‘Yakından izliyoruz’ Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün yargılandığı MİT TIR’ları davasına da değinen Moore, “Bu dava basın özgürlüğü konusunda önemli bir davadır ve yakından takip ediyoruz. Oraya konsoloslar gözlemci olarak gittiler. Viyana Sözleşmesi’ne göre normal bir diplomatik davranış” diye konuştu. PKKPYD bağlantısı İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi Richard Moore CNN Türk’te Hakan Çelik’in sunduğu programda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Moore, Birleşik Krallık’ın PYD’ye bakış açısına ilişkin olarak, “Türkiye’nin PKK konusunda en güçlü ortağı İngiltere’dir. PKK ile PYD’nin bağlantısı var. PYD ofisine giderseniz orada Abdullah Öcalan posterini görürsünüz ki; bu bağlantıyı net bir şekilde ortaya koyar” dedi. ‘Farkındayız...’ “Biz silah vermiyoruz, ABD de silah vermiyor anladığım kadarıyla” diyen Moore, “Sadece hava desteği veriliyor, bu da IŞİD’le savaştığı için. Silah vermiyoruz çünkü PYD’nin tehlikesinin farkındayız” ifadesini kullandı. ‘Bizde yaptırım yok’ Moore, Türkiye’deki Cumhurbaşkanı’na hakaret davalarına ilişkin yaptığı değerlendirmede ise, “Kraliçe’ye küfretmek isterseniz belirli bir yaptırım yoktur İngiltere’de. Başbakan David Cameron örneğin; ona aşırı küfür ve hakaret var ama bu İngiltere’de normal olarak kabul ediliyor. Demokrasinin bedeli bunu gerektirir” diye konuştu. l Haber Merkezi Başbakan Ahmet Davutoğlu’ndan İstanbul’un tarihi siluetine hançer çıkı şı geldi. Ancak Davutoğlu dünkü ga zetemizde ‘Başkanın arka bahçe si’ başlıklı manşetle duyurduğumuz Hattat Holding’in İstan bul Maslak’ta yarım ka lan “Diamond of İstan bul” projesi için İstan bul Büyükşehir Beledi HAZAL OCAK yesi (İBB) ile holdingin Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Hattat ara Hattat Holding’in ‘bağış’ haberi dünkü sayımızda böyle yer almıştı. sında şüpheli protoko ğanın, yeşilin, Büyükçekmece’nin, lün imzalanmasını görmedi. Yargı Küçükçekmece’nin o güzel göllerinin kararına karşın aylardır yıkılmayan etrafına baktığınız da ne kadar plan 16.9’u da hatırlayan Davutoğlu “Çev sız ve savruk geliştiğini görmek ıstı re ve Şehircilik Bakanımız olmak rap veriyor. Bir tek tarihi yarımada üzere bütün bakanlarımıza en açık ya geldiğimde içimi bir huzur kaplı ve net talimatımız, bundan sonra yor. Şimdi seferberlik vaktidir, Mimar İstanbul’a hançer gibi saplanan hiç Sinan’ın hakkını verme vaktidir” dedi. bir eser yapılmayacak” dedi. ‘Ucube’ dedi Erdoğan da küsmüştü Tarihi siluete hançer gibi sapla Davutoğlu dün eşi Sare Davutoğlu nan 16.9 gökdelenleri için verilen tı ile Süleymaniye Camii’ndeki Mimar raşlama kararını uygulamayan Zey Sinan’ı anma programına katıldı. Da tinburnu Belediyesi yetkilileri hak vutoğlu, “Şimdi muhasebe vaktidir ar kında dava açılmıştı. AKP’li Zeytin kadaşlar. Burada isim vermekten de burnu Belediyesi’nin üst düzey yet kaçınmayacağım. Eğer bir gemi ile İstanbul’a yaklaşı yorsanız, bir tarafta Süley maniye diğer tarafta ‘gök kafes’ denilen bir ucube. Biz Mimar Sinan’dan, bizim nesil hiç ders almamış di ye insan kahrediyor, üzülü yor, mahvoluyor. Tarihi ya rım adaya şirk koşan, o ya rımadayı tahakküm eden ne eser varsa bu şehre iha nettir. Açık bir muhasebe ile söylüyorum; hepimiz so 16.9’u hatırladırumluyuz ve hep beraber, Mimar Sinan’ın huzurunda, Ymimarlar lar olmak güüznerüinndeeb,übtaüşntammimimaarriçin argı kararlarına karşın yıkılmayan 16.9’u da hatırlayan Davutoğlu “Aynı şeyi Zeytinburnu kuleleri de söylerim, diğer yapılar için de” diye konuştu. erbabına ve başta belediyeler olmak kilileri “16.9 gökdelenlerini tıraşla üzere bütün yerel yönetimler ve başta mama gerekçesi olarak kamulaştır Çevre ve Şehircilik Bakanı olmak üze ma için belediyenin bütçesinin yet re bütün bakanlarımıza en açık ve net mediği” yönünde savunma yapmış talimatımız; bundan sonra bu şehre tı. İstanbul’un tarihi yarımadasının hançer gibi saplanan hiçbir eser yapıl siluetini bozan 16.9 gökdelenleriy mayacak” ifadelerini kullandı. le ilgili 2013 yılında dönemin Baş ‘Plansız ve savruk’ bakanı Recep Tayyip Erdoğan da konuşmuştu. Erdoğan, gökdelenleri gö İBB Başkanı Kadir Topbaş’ın da ya rünce “kahrolduğunu” belirterek şadığı Büyükçekmece ilçesine dair ko imam hatipten arkadaşı olan Mesut nuşan Davutoğlu, “İstanbul’a uçakla Toprak’tan tıraşlamasını rica ettiğini, geldiğimde, 506070’li yıllardan son bunu yapmadığı için de onunla ko ra bizim çocukluğumuzdan sonra ge nuşmadığını söylemişti. lişen çevre semtlere baktığımızda do l Haber Merkezi Zaman yeniden THY’de Türk Hava Yolları (THY) uçaklarında ve CIP salonlarında dağıtılan gazetelere 2 yılı aşkın bir süre sonra Zaman gazetesi de eklendi. Bu adım Zaman’a kayyum atanmasının ardından geldi. İstanbul Atatürk Havalimanı’nda pasaport kontrolünden sonra yolcuların uçuş kartlarını göstererek gazete aldıkları THY gazete dağıtım noktasına bu hafta başından itibaren Zaman gazetesi de eklendi. l Haber Merkezi Belikovlardan Kurtulmak İçin Çalkantılı zamanların insan tiplerindendir. Kendini korumaya almak için yapmayacağı şey yoktur. Elinden gelse yer yarılıp içine girecek, tehlikelerden uzak durmak için sürekli yol değiştirecektir. Düzene derin, korkulu bağlılığı yasalar, yönetmelikler, gizli açık tehditler tarafından besleniyor. Elinde, ne olur ne olmaz, güneşe ya da yağmura karşı hep bir şemsiye, paltosuna sarınmış, en kalın ayakkabılarını giyecek, kara gözlükleriyle ürkerek, sağa sola bakarak, duvar diplerinden yürüyecek; Anton Çehov’un Belikov’udur sanki. HHH Ama o aynı zamanda düzene bağlılığını insanlara hayatı zehir ederek de gösterecektir. Böyle zamanların gönüllü ispiyoncusu olmayı, doğal bir uzantı gibi beyninin kıvrımlarına yerleştirdiği korkuyu pekâlâ çevresine yaymayı başaracaktır. Evet, tıpkı Çehov’un Belikov’u o; gazete köşelerinde, tartışma programlarında boy gösteriyor. Üst perdeden konuşuyor; sözlerinden tehdit akıyor. Kazara bir konuşmacı aykırı bir şey söylerse diye hep tetikte. Kimi zaman “hadi söyle, hadi söyle” diye köşeye sıkıştırıyor, oraya geldiğine bin pişman ediyor konuşmacıyı. HHH Dehşet içinde konuşuyor; “Dehşet içinde kaldım! Kız kardeşinizi bisiklette görünce gözlerim karardı. Bisikletin üzerinde bir kadın ya da kız! Bu korkunç bir şey!” Böyle mırıldanır ağzının içinden; “Konuşmamıza başka bir anlam verilmemesi için”, diye sinikçe uzatır ve “herhangi bir şey çıkmaması için müdür beye bu konuşmamızın bir özetini ana çizgileriyle iletmek zorundayım” der. İletecektir. Ama onu bir hayal kırıklığı bekliyor olabilir. Sonunda Çehov’un bir başka kahramanı Oçumelov gibi renkten renge girse, kimin efen di olduğunu anlayamadığı için bin kere fikir değiştirse de bu yalnızca bir süreliğinedir. Düzen, tıpkı operet izlerken rahatsız ettiği generalin kovduğu Çerviyakov gibi onu da kovabilir. Ne kötü; tıpkı Çehov’un “Memurun Ölümü”nde anlattığı gibi kederden, itilip kakılmaktan, “istiskale” uğramaktan ölüp gidecek belki de. HHH Gazetelere bakar, artık bakılıyor onlara, başka seslerin duyulmadığı, başka renklerin görülmediği TV kanallarında gezinirken Çehov okuyor, soyutlamanın zirvesindeki yazara bir kere daha hayranlık duyuyorum. Proust nasıl derin ayrıntılarla hayatı aktarıyorsa, Çehov da üç beş sayfada, üç beş cümleyle insanın özünü çiziveriyor. Öyle bir dünya ki; aradan yüz yılı aşkın bir süre geçmiş olsa da, onun kimi kahramanları hâlâ ve ne yazık ki yaşıyor. Belikovlar her köşeden çıkıyor, Oçumelov her daim, efendi değişse de hizmete hazır, Çerviyakov derin hayal kırıklığı içinde düzene küsecek, ölecek sonunda. HHH Anton Çehov yalnızca çağının insanını, yaşadığı zamanı bütün karmaşasıyla anlattığı için değil, ruhunu yansıtmaktaki olağanüstülüğü nedeniyle de eskimeyecek bir yazar. Onun iyi kötü tüm eğilimleriyle anlattığı insanı, hadi biz de Belikov gibi ukalalık edelim “antropos”u günümüzde tanımakta güçlük çekmiyoruz. Şimdi işte bu nedenle yeniden Çehov okuma zamanıdır. Nuri Yıldırım’ın Rusçadan çevirdiği Seçilmiş Hikâyeler geçen günlerde Cem Yayınevi’nden çıktı. Tuğla gibi bir kitaptır, ama işte çekince tuğlayı yıkılıveriyor tüm duvar. Bu hikâyeler 1800’lerin sonlarında, 1900’lerin başlarında yazılmış olsa da bizim hikâyelerimiz, yıktığı duvarlar bizim yıkmakta geç kaldığımız duvarlardır. İzzet Çapa istifa etti Nişantaşı Teşvikiye Caddesi’nde bir kafede bir kişinin baca ğından vurulması ola yıyla ilgili gözaltına alın dıktan sonra serbest bı rakılan iş letmeci ve gazeteci İz zet Çapa, İzzet Çapa Hürriyet gazetesin den istifa ettiğini duyur du. Instagram hesabın dan açıklama yapan Ça pa, “Zor zamanlarında insan dostlarını yanında görmek istiyor. Herke sin yolu açık olsun! Dün Hürriyet gazetesine isti famı sundum” dedi. l Haber Merkezi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle