19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 31 Mart 2016 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Eczacı sözleşmeyi feshediyor haber 7 Türk Eczacıları Birliği ile Sosyal Güvenlik Kurumu arasındaki ilaç protokolü krizi dün de aşılamadı Türk Eczacıları Birliği (TEB) ile SGK arasındaki ilaç protokolü krizi aşılamadı. Çalışma Bakanı Süleyman Soylu’nun “az cirolu eczanelere yüksek katkı, yüksek cirolu eczanelere düşük katkı” açıklamasının eczacıların içinde bulunduğu durumdan kurtarmakta yetersiz kaldığını belirten TEB “Sözleşmeyi feshedeceğimizi 1 Nisan itibarıyla noter kanalıyla Kurum’a bildireceğimizi üzülerek ilan ediyoruz” açıklamasını yaptı. SGK ile TEB arasında yapılan ilaç alım protokolünün yenilenmesi için belirlenen süre bugün sona eriyor. Eczanelerinin kapanma noktasına geldiğinden şikâyet eden eczacılar, yenilecek protokolde taleplerinin karşılanmasını istemiş, Bakan Soylu ise eczacılara şu yanıtı vermişti: “Daha az cirolu eczanelere daha yüksek katkı, yüksek cirolu eczanelere daha düşük katkıyla bir denge kurmaya çalıştık. TEB bunu kendi içinde değer lendirecek, yarın yine bir araya geleceğiz. İmza atılacağını ümit ediyoruz. Protokolü tekrar uzatma hakkımız var. Makul bir şekilde sonuçlanmasını istiyoruz.” Kaos istemiyoruz TEB Başkanı Erdoğan Çolak, düzenlediği basın toplantısında; seçimler, yeni hükümetin kurulma süreci, bütçe görüşmeleri gibi nedenlerle protokol süresinin 3 kez uzatıldığını, buna karşın taraflar arasında bir uzlaşmanın bugüne kadar sağlanamadığını bildirdi. Amaçlarının asla bir kaos yaratmak olmadığının altını çizen Çolak, ayakta kalmak, yaşamak ve yaşatmak istendiklerini belirterek, “Taleplerimizi yeniden değerlendirilmesini umuyoruz” dedi. Ancak sözleşme uzamasa bile, yurttaşın bir ay boyunca eczanelerden ilaç alma hakkı bulunuyor. l ANKARA / Cumhuriyet 85 milyonluk rüşvet Dünyanın en büyük ilaç üreticilerinden biri olan Novartis’in Türkiye’de yaptığı yolsuzluk ve dağıttığı rüşvetle 85 milyon dolarlık haksız çıkar sağladığı ileri sürüldü. Şirket ise iddiaları araştıracağını açıkladı 51 GÖZALTI KARARI KPSS’de yeni dalga KPSS soruşturması kapsamında dün yeni bir operasyon yapıldı. 24 ildeki bazı adreslerde aramalar yapıldı. Bu kapsamda 8’i kadın 51 kişi hakkında gözaltı kararı çıkarıldı. Operasyonda 30 kişi gözaltına alınırken 21 kişi de aranıyor. Şüphelilerin 37’sinin öğretmen olduğu, diğerleri içinde TRT yapım görevlisi ve Maliye müfettişi gibi memurlar olduğu öğrenildi. Şüphelilerden bazılarının iptal edilen 2010 KPSS’de yüksek net aldığı terar edilen sınavda ise bu netin çok çok gerisinde kaldığı kaydedildi. l ANKARA / Cumhuriyet TAHŞİYE DAVASI Dizi başka hayat başka ‘Tahşiyecilere kumpas’ kurulduğu iddiasıyla, 33 sanığın yargılandığı davasında, Samanyolu TV’de yayımlanan “Şefkat Tepe” ve “Tek Türkiye” dizilerindeki ‘Karanlık Kurul’ bölümlerinin senaryosunu yazdığı ileri sürülen eski emniyet müdürü Bayram Özbek ifade verdi. Hakimin “Dizide, ‘Onlar bizim üzerimize gelmeden biz onların üzerine gidelim’ gibi diyaloglar geçiyor” demesi üzerine Özbek, “Replik hayatın gerçeğine değindiyse, yargılanması haksızlıktır. Dizi başka, hayat başka” yanıtını verdi. l İSTANBUL / Cumhuriyet MEB’E SIZMIŞLAR Para karşılığı atama çetesi Adana’da para karşılığında öğretmen ataması yaptığı öne sürülen bir çeteye yönelik operasyon düzenlendi. Çete lideri olduğu iddia edilen Adana Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü’nde beden eğitim öğretmeni olan Zeki K.’nin de aralarında olduğu 17 kişi gözaltına alınırken, bu kişilerin atamasını yaptığı 22 öğretmen de meslekten ihraç edildi. Çetenin 35 ila 50 bin TL para karşılığında KPSS’den düşük puan alan adayların bilgilerini alıp, MEB’in sistemine girerek atamalarını yaptığı ortaya çıktı. l DHA ‘parAlel’le mücadele ‘Bilgileri direkt bana aktarın’ Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın işadamı Rıza Sarraf’ın tutuklanmasının ardından “Kara paranın babaları Pensilvanya’da” mesajını vermesinin ardından, Başbakan Ahmet Davutoğlu Çankaya Köşkü’nde ‘Paralel Yapı’ ile mücadele toplantısı düzenledi. Adalet, İçişleri, Maliye Bakanı’nın yanı sıra MASAK ve MİT yetkililerinin de bulunduğu toplantıda Davutoğlu’nun ilgili bürokratlardan “paralel yapıyla mücadeleye ilişkin detayların doğrudan kendisine aktarılmasını” istemesi dikkat çekti. l SİNAN TARTANOĞLU İlaç şirketlerinin rüşvet dağıttığı iddialarının son halkası Novartis’le gündeme geldi. Novartis’in Türkiye’de rüşvet ve yolsuzlukla 85 milyon dolar çıkar sağladığı ileri sürüldü. Şirket, iddiaları ciddiye aldığını ve araştıracağını açıkladı. İsimsiz bir ihbarcı, İsviçre merkezli ilaç şirketi Novartis’i bir danışmanlık şirketi üzerinden Türkiye’de rüşvet dağıtarak toplam 85 milyon dolar değerinde yeni iş ve rekabet avantajı sağlamak ile suçladı. Reuters’ın haberine göre, rüşvet iddialarının yer aldığı ve Reuters tarafından görülen 17 Şubat tarihli eposta, isimsiz bir ihbarcı tarafından gönderildi. İhbarcının iddiasına göre; Novartis’in elde ettiği yeni iş ve rekabet avantajı, şirketin ürettiği ilaçların kamu hastaneleri satın alma listelerine eklenmesi ve iki ilacın Türkiye’deki isim lerinin kamu izniyle değiştirilmesinden oluşuyor. İddiaya göre, iki ilacın Türkiye’deki isimlerinin değiştirilmesi başka ülkelerde ilaçların fiyatlarının düşürülmesinin önüne geçiyor. Açıklama geçikmedi Novartis, iddialar hakkında inceleme başlattığını açıkladı. İhbarcının 5.000 kelime uzunluğundaki epostayı gönderdiği kişiler arasında Novartis Üst Yöneticisi (CEO) Joe Jimenez ve şirketin denetim ve düzenlemelere uyum kurulu başkanı Srikant Datar yer alıyor. İddiaya göre Novartis, Alp Aydın müşavirlik şirketine 290.000 dolar artı 2013 ve 2014 yıllarına ilişkin masrafları içe ren ödeme bir yaptı. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) başlattığı soruşturmanın ardından Novartis ile müşavirlik şirketi arasındaki ilişki son buldu. Novartis yaptığı açıklamada Alp Aydın’ın geçmişte şirkete danışmanlık yaptığını ancak artık iş ilişkisi olmadığını belirtti. İddialara göre Alp Aydın, multipl skleroz, juvenil artrit ve kronik akciğer hastalıklarına yönelik yeni ilaçların hastanelerin reçeteye yazılabilen ilaçlar listesine eklenmesini sağladı ve Novartis bundan 20 milyon dolar elde etti. Ancak, şirket 50 milyon dolar ile en büyük yararı, Türk yetkililerden Ilaris ve Gilenya ilaçlarının adlarını Ibecta ve Fingya olarak değiştirme izni alarak sağladı. Bu sayede iki ilaç, ticari isimlere göre uluslararası fiyat karşılaştırmasının yapıldığı referans ilaç tablosundan çıkmış oldu. l Ekonomi Servisi Mahir Çayan On’lara devrim sözümüz var Tokat’ın Almus ilçesine bağlı eski adı “Kızıldere” olan Ataköy Beldesi’nde kendilerinden sonraki devrimci kuşakların yaşamlarına bir fırtına gibi girdiler, yürek de toplanarak sloganlarla Alptekin’in mezarının bulunduğu bölgeye yürüdü. 44 yıl önce katledilen Türkiye Halk Kurtuluş lerden meydanlara, sokaklara akan sosya Partisi Cephesi (THKPC) lideri Mahir Ça lizme koşan bir tufan oldular” dedi. Polis müdahalesi: 13 gözaltı yan ve arkadaşları yurt genelinde anıldı. 78’liler Girişimi üyeleri, Mahir Çayan’ın Mersin’in Yenişehir İlçesi’ndeki Forum Ankara 68’liler Federasyonu ve Devrimci 1 Haziran 1971 günü yaralı yakalandığı, Hü Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nde toplanan 78’liler Federasyonu tarafından yapılan an seyin Cevahir’in de öldürüldüğü İstanbul aralarında Halk Evleri, DevLis ve ESP’nin maya devrimci gençlik örgütleri de katıldı. Maltepe’de toplandı. 78’liler Girişimi Baş de bulunduğu 300 kişilik grup, slogan Ankara’da Karşıyaka Mezarlığı’nda yapılan kanı Yunus Bircan “Kızıldere’nin yakın tari lar ve pankartlarla Kızıldere olayını pro yürüyüşte “Mahirlere sözümüz devrim ola hin simgesel miladı olduğunu” belirtti. testo etti. Yürümek isteyen gruba polis cak’ sloganları atıldı. Devrimci 78’liler Fede Kızıldere’de Mahir Çayan ve sekiz arka izin vermedi. Uyarılara rağmen yürümek rasyonu Ankara Derneği Başkanı Hüseyin daşıyla birlikte katledilen Cihan Alptekin, te ısrar eden grup ile Çevik Kuvvet polis Esentürk “Kızıldere direnişi sadece devrim Rize’nin Ardeşen ilçesine bağlı Yeniyol Kö leri arasında arbede yaşandı. Kalabalığı bi ve sosyalizm tarihimize altın harflerle ya yü’ndeki mezarı başında anıldı. Anmaya ka ber gazı sıkarak dağıtan polis, 13 kişiyi gö 68’lilerin kader haftasızılanbirisyanaadolmaklakalmadı.Onlar tılan yaklaşık 150 kişilik grup, köy merkezin zaltına aldı. Mal varlığı ve parası olmadığı için kapatılması istenen 68’liler Birliği Vakfı için bu hafta karar çıkacak İstanbul Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün ‘mal var “Vakfımızın temel sermayesi çok sağlanamaz” denildi. İstanbul 15. Asliye para, holdinglerdeki düzeyde para Hukuk Mahkemesi, dairenin kapatın ka lığı ve parası yok’ diyerek 68 ve gayrimenkul değil, ondan da rarına 18 Aralık 2013’te direndi. Mahke Kuşağı’nın vakfının kapatılma ha zor bulunur; nadir bir şeydir. me gerekçesinde, “vakfın tarihsel, kültü sı istemiyle açtı Yurdunu, ulusunu, çalışan, üre rüle ve hukuksal boyutları olan değerler ğı ve 7 yıldır süren ten halkını, şahsi çıkarlarından, gele bütünü olduğu” ifade edilerek, “Vakıf ku dava, son aşamaya geldi. ceğinden hatta canından öte tutan önem rucu ve yöneticilerinin idaresinin, vakfın 68’liler Birliği Vakfı hak li bir insan gücüdür. Bu insan toplulu amacına uygun şekilde yaşatılması oldu kındaki son kararı bu haf ğunu, bu varlığı parayla satın alamaz ve ğu, faaliyetlerine de bu amaca ulaşmak ta Yargıtay Hukuk Genel parayla ölçemezsiniz” denildi. Mahke için devam ettiği” vurgulandı. Vakıflar ALİCAN ULUDAĞ Kurulu verecek. İstanbul Vakıflar Böl me, 8 Mart 2012’de davanın reddine ka Genel Müdürlüğü avukatları, direnme rar verdi. kararına da itiraz etti. ge Müdürlüğü, Vakfın kapatılması talebiyle 27 Şubat 2009’da da Vakıflar Müdürlüğü’nün itirazı üzerine dosya, Yargıtay 18. Hukuk Dairesi’nin Son karar Yargıtay’ın va açtı. Dava dilekçesinde, yapılan dene önüne geldi. Daire, hiçbir mala veya hak Dava dosyası şimdi Yargıtay Hukuk timlerde vakfın amacını gerçekleştirme kı sahip olmayan vakfın dağılmasına ve Genel Kurulu’nun önüne geldi. Genel si için mal varlığının kalmadığını, buna kaydının sicilden silinmesine karar vere Kurul, bu haftaki gündemine 68’liler karşılık 3 bin 290 TL borcunun bulun rek, ret kararını 2 Nisan 2013’te bozdu. Vakfı’nın kapatılması davasını aldı. Ge duğu savunuldu. İstanbul 15. Asliye Hu Gerekçede, “Bir vakfın varlığını sürdür nel Kurul, cumaya kadar bir karar vere kuk Mahkemesi’ne cevap dilekçesi veren mesi, başkanlarının insaf ve merhameti cek ve 68’liler Birliği Vakfı’nın kapanıp vakıf, talebin reddini istedi. Dilekçede, ne bağlı bulunan bağış veya yardımlarla kapanmayacağı belli olacak. l ANKARA AKP Anayasasında Yer Alamayacak Bölümler Listesi.... Dışişleri ve Adalet bakanlıklarının korktukları için eleştiremedikleri Cumhurbaşkanı’nı, Can ile Erdem’in duruşmasına giden konsolosları ve milletvekillerini kullanarak bir anlamda bilgilendirdiğini(!) düşünüyorum. İki bakanlığın yaptıkları açıklamanın, özellikle konsolosların yaklaşımının yargıyı etkilemeye teşebbüs suçu işlediklerine yönelik olması dikkat çekiyor. Özellikle Adalet Bakanlığı’nın suçun tam tanımı olan “Yargı görevi yapanı etkilemeye teşebbüs suçu”nu işleme potansiyeline konsolosları katıp, yürütmenin temsilcilerini katmaması bana ilginç geldi. Öyle ya, bizim hâkimlerimiz Cumhurbaşkanı’ndan, bakanlardan, HSYK başkanından değil konsoloslardan etkilenirlermiş. Bakanlıkların açıklamalarının ünlü 301. madde kapsamındaki “Devletin yargı organlarını alenen aşağılama” suçunu içerdiğini de eklemeliyim. Dolaylı da olsa diyorlar ki “Mahkeme; Cumhurbaşkanı’nın, Başbakan’ın, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun doğal başkanı da olan Adalet Bakanı’nın açıklamalarını ciddiye almıyor ama konsoloslar ve milletvekilleri salona girdiğinde etkilenebilir.” Cumhurbaşkanı’nın bile etkileyemediği ama konsolos ve milletvekillerinin etkileyebileceği bir mahkemeden söz edebilmek suç bir yana yakışıksız da kaçıyor. HHH Adalet ve Kalkınma Partisi, baktı ki muhalefet partileri ile olmuyor, kendi anayasasını kendi kendine yapma yolunu yeğledi. Bence hayırlara vesile olacak bir girişim. Yıllardır ne olduğu bilinemeyen bir “2023 vizyonu” gırgırı var. Anayasa taslağı ortaya çıktığında en azından bu vizyonun kapsamını öğrenebileceğiz. Laiklikten ne anladıkları, ümmet niyetine kullandıkları millet kavramına nasıl baktıkları, insan hakları ve özgürlüklerden neyi murat ettiklerini öğrenme olanağımız olacak. Başbakan’ın verdiği bilgiye göre bir ay dişimizi sıkabilirsek takke düşecek... HHH AKP’nin kurucu genel başkanı olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Can ve Erdem’in yargılanmasına ilişkin olarak söylediklerinden yola çıkarak şimdiki anayasada olan ama AKP anayasasında olması zor görünen kimi bölümler şunlar olabilir diye düşünüyorum. “Anayasa Mahkemesi kararları Resmi Gazete’de hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.” “Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.” “Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyeti ile bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz.” “Suçluluğu hakkında kuvvetli belirti bulunan kişiler, ancak kaçmalarını, delillerin yok edilmesini veya değiştirilmesini önlemek maksadıyla ...... hâkim kararıyla tutuklanabilir.” “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz.” “Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak kullanılamaz.” Ve geldik zurnanın zırt dediği bölüme: “Hiçbir makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez, genelge gönderemez, tavsiye ve telkinde bulunamaz.” HHH Daha epeyce var ama bana ayrılan yer bitti. Bir engel çıkmazsa anayasa muhabbetini cumartesi günü sürdürürüz. Karakolda kavga: 1 ölü Fatih Aksaray’daki Şehit Vedat Ulusoy Polis Merkezi’nde iki kişi arasında çıkan kavga sonucu 1 kişi yaşamını yitirdi, 2 kişi yaralandı. Geri gönderme merkezine teslim edilmek üzere Aksaray’daki Şehit Vedat Ulusoy Polis Merkezi’nin nezaret katında bekletilen Sudanlı H.İ’nin yanına önceki akşam uyuşturucuyla yakalanan T.D. ve bir kişiyi yaraladığı için gözaltına alınan G.G. de koyuldu. Sabaha karşı ranzasından kalkan H.İ, yanındaki bıçakla nezarette bulunan diğer iki kişiye saldırdı. Kavgada bir kişi öldü, kavgayı ayırmaya çalışan kişi ile diğer şüpheli yaralandı. Saldırı anının kamera görüntülerinin bulunduğu, ayrıca fuhuş yaptıkları iddiasıyla gözaltına alınan 22 yabancı uyruklu kadının da olaya tanık olduğu öğrenildi. H.İ’nin polise “Bunlar beni takip ediyorlardı, peşimdeydiler” şeklinde ifade verdiği de öğrenildi. Bu arada olayla ilgili başlatılan soruşturma kapsamında polis merkezinde görevli 4 polis açığa alındı. l İSTANBUL /Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle