23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 18 Mart 2016 4 EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: ZARİFE SELÇUK Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na ait askeri gemiler, bugünkü resmi geçit töreni öncesi prova yaptı. (DHA) haber Şehit yakınları ağırlandı Ya bizdensiniz, ya sizi bizden yapmayı biliriz Cumhurbaşkanı’nın, “ya bizdensiniz, ya terör destekçisi” ifadesi ile çok vahim bir eşik daha aşıldı. Dahası, yeni terörist tanımı ile, yani “terörist sadece silahlı olmaz, köşe yazarı da, akademisyen de, sivil toplum örgütü de olur” tarifi ile artık “düşünce ve ifade özgürlüğü diye bir şey yok, ağzınızdan çıkan her şey aleyhinize delil olarak kullanılabilir” denmiş oldu. “Ya bizdensiniz, ya kırk satır, ya kırk katır” denmiş oldu. “Ya bizdensiniz ya da çekecek çileniz var”, “ya bizdensiniz, ya da biz sizi bizden yapmayı biliriz” denmiş oldu. “Bizden olmayana terörist muamelesi yaparız, görürsünüz gününüzü” denmiş oldu. Nitekim, hemen ardından barış çağrısı yapan bildiriyi imzalayan, üç akademisyen düşünceleri doğrultusunda yaptıkları basın toplantısı nedeni ile tutuklandı. Kıskaç altında Bu ülkede yaşayan herkes, “ya iktidar zihniyetini, ya terörü desteklemek” seçimi ile kıskaç altına alınamaz. İktidar zihniyetini şu veya bu nedenle desteklemeyen herkes neden terörü destekliyor olsun? Belli ki, asıl mesele, terör bahanesi ve yaftalaması ile muhalefet eden herkesi sindirmek, susturmak. Sinip susmalıyız ki, “Neler oluyor, niye oluyor, iktidarın izlediği siyaset dışında çıkış yolu yok mu” gibi sorular sorulamasın. Yoksa, ne demek “terörist sadece silahlı olmaz?” Velev ki çok saçma, çok yadırgatıcı, çok marjinal bir görüş dile getirilmiş olsun, herhangi bir söz, yazı, ifade terörü nasıl desteklemiş olacak? Kim köşe yazısına, akademisyenin ne dediğine bakarak eyleme geçiyor? Var mı, olabilir mi böyle bir durum? Veya, masum insanlara yönelik şiddet, kim ne derse desin, kamuoyunu şiddeti mazur görmeye ikna edebilir mi, var mı bunun örneği? Düşünce ve ifade özgürlüğü tam da, “söz şiddetin yerini aldığı ölçüde şiddet alan kaybedeceği için” önemlidir. Demokrasiler tam da bu nedenle fikir özgürlüğünü önemserler. Biliyorum, “demokrasiymiş, düşünce özgürlüğüymüş, insan hakkıymış, boş verin bunlar aramıza fesat sokmak için Batılıların dolaşıma soktuğu zehirli fikirler” diye düşünen, zamanında da bu kavramlar üzerinde hiç düşünme gereği duymadan sadece iktidar mücadelesi için araçsal olarak benimseyen iktidar çevreleri için, yukarıda söylediklerimizin hiçbir karşılığı yok. O kadar ki birisi, “Başkaları ne der diye çekinmeyelim, gerekeni yapalım” demiş. Bence de kafalarındaki tek sorun “başkaları ne diyecek” ise, koyversinler gitsin; zaten uzun süredir yaptıkları bu. Belli değerleri, telakkileri içine sindiremeden, sadece araçsal ve geçici olarak sahiplenenlerin iktidarının geleceği nokta buydu, artık ona da ihtiyaçları kalmamış, olay bu. Zil takip oynamak Bu arada, siyasetçiler bir yana, iktidar destekçisi yazar, çizer, aydın, akademisyen takımdan pek çok insanın, başka fikirden olan diğer yazar, çizer, aydın, akademisyenlerin iktidar tarafından bastırılıp, ezilmesi karşısında adeta zil takıp oynaması, aralarından “Fikirlerimiz ayrı ama o başka, bu insanların baskı ile susturulması başka” diyen birinin çıkmaması, sadece utanç verici. Eline kalemi alanın, “fazlasıyla hak ettiler” demekte yarışması, dünün pısırıklarının iktidara sırtını dayayınca aslan kesilmesi, üç kelimeyi bir araya getirmediği halde bilge geçinenlerin kaleminden kan damlaması, aydın düşmanlığında siyasetçiler ile yarışması, nereden baksanız hazin bir tecelli. Ama şaşacak bir şey yok, otoriter rejimlerin en kötü neticesi ahlaki düşüştür. Belli ki, cadı avı dalgası daha da büyüyecek, zor zamanlar yaşayacağız, iktidar girdiği çıkmaz sokakta çok can yakacak. Zaten, bırakın düşünce özgürlüğünü, cadı avını, iş geldi, mehter marşı ile şehir kuşatmaya kadar vardı. Bu koşullar altında bir eski milletvekilinin, iktidar korosundan bir TV kanalında, yaşından başından utanmadan, Diyarbakır Bağlar’da, Hizbullahçıların “teröristlere pabuç bırakmayacağını” iftiharla ileri sürmesine şaşmamak lazım. Ama tüm bunlar karşısında, dehşete düşmek lazım, itiraz etmek, karşı durmak lazım. İsterlerse, “teröre destek” diye korkutsunlar, kendinden emin olan, bu türden karalamalara pabuç bırakmaz; özgürlükleri, barışı, doğru bildiğini savunmaktan geri durmaz. Yoksa, sahiden “terör” kazanır. ‘Doğan ve Özince’ye 23 yıl isteniyor’ iddiası Doğan Holding ve İş Bankası’ndan yalanlama Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın dar hapis, diğer şüphelilere ise örgüt üyeliğinden Doğan’ın ve İş Bankası ceza istendi. Şüpheliler Yönetim Kurulu Başkanı arasında Hanzade Doğan Ersin Özince’nin “akarya Boyner’in yanı sıra, İmre kıt kaçakçılığı”, “örgüt li Barmanbek, Tufan Darbaz, derliği” ve diğer suçlar Ali İhsan Karacan gibi bir dan 23 yıla kadar hapsi istendiği iddia edildi. Aydın Doğan dönem Doğan Holding’de görev yapmış isimler de İstanbul Cumhuriyet yer alıyor. İş Bankası Ge Başsavcılığı Terör ve Ör nel Müdürü Adnan Bali de gütlü Suçlar Bürosu’nun, 47 isim arasında. Petrol Ofisi’nde (POAŞ) Doğan Grubu adına Ku 20012007 yılları arasın rumsal İletişimden Sorum da akaryakıt kaçakçılığı lu Başkan Yardımcısı Ah yapıldığı iddiasıyla baş ter Kutadgu yazılı açıkla lattığı soruşturmayı ta mada yaptı. Açıklamada, mamladığı belirtildi. Ha Ersin Özince “Henüz mahkemeye inti zırlanan iddianamede 47 kal etmeden ve tarafımıza ünlü isim sanık olarak yer aldı. bildirilmeden belirli medya kuru Şüpheliler hakkında “Kaçakçılık luşlarına soruşturmanın gizliliğini la Mücadele Kanunu’na muhale ihlal edecek şekilde servis edildiği fet”, “Suç işlemek amacıyla örgüt anlaşılan sözde ‘akaryakıt kaçak kurmak ve üyesi olmak” ile “resmi çılığı’ iddianamesi ülkemizdeki belgede sahtecilik” suçları kapsa hukuk garabetinin yeni bir örneği mında çeşitli cezalar istendi. ni teşkil etmektedir” denildi. Örgütlü şekilde yapıldığı iddia İş Bankası ise Özince için edilen kaçakçılık faaliyetinin li “akaryakıt kaçakçılığı” ve “örgüt derlerinin Doğan Holding Onursal liderliği” suçlamasına dair bir Başkanı Aydın Doğan ve İş Banka tebligatın kendilerine ulaşma sı Yönetim Kurulu Başkanı Ersin dığını, banka ve yöneticilerinin Özince olduğu öne sürüldü. Doğan haklarının korunması için hu ve Özince hakkında “örgüt liderli kuki yola başvuracağını açıkla ği” ve diğer suçlardan 23 yıla ka dı. l İSTANBUL/Cumhuriyet Hulusi Akar Çanakkale Zaferi’nin 101. yıldönümü Genelkurmay Başkanlığı, 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitler Günü dolayısıyla farklı illerden asker, po gKüuvtelnalimk agölalgreasi lis, savcı, köy korucusu ve öğretmenlerin de aralarında bulunduğu 44 şehidin 91 yakınını Ankara’da ağırladı. Genelkurmay Karargâhı’ndaki törene Merasim Sokak’ta 17 Şubat tarihinde askeri servis otobüslerine yönelik bombalı terör saldırısında şehit olanların yakınları ile Çanakkale Savaşı ve Kore Savaşı ve Kıbrıs Barış Harekâtı sırasında şehit düşenlerin aileleri de katıldı. Öte yandan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, “Şehitler Günü” ve Çanakkale Zaferi’nin 101. yılında yayımladı ğı mesajında ise, ükenin varlık nedeninin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katılacağı Çanakka mü bugün törenlerle kutlanacak. Ancak etkinlikler öncesi alınan güvenlik önlem MUSTAFA KEMAL’İN ATATÜRK OLDUĞU YER şehitler olduğunu belirtti. Akar, mesajında şehitlere, “Adlarınız sonsuza kadar yaşayacak. Çanakkale’deki mücadeleniz ilham kaynağımızdır” ifadelerine yer verdi. le Deniz Zaferi’nin 101. yılı etkinliklerine, Ankara’da ardı ardına patlatılan bombalar damgasını vurdu. Kentin giriş ve çıkışlarında tüm araçlar aranırken, sokaklar trafiğe kapatıldı, okullar tatil edildi. Çanakkale De leri dikkat çekici düzeyde. Öyle ki her cuma Çanakkale Belediyesi Pazaryeri’nde kurulan Cuma Pazarı bile iptal edildi. Polis, “Şila” adlı bomba arama köpeğiyle tüm araçları kontrol ediyor, tüm sürücülerin kimlik bilgileri ‘ l ANKARA/Cumhuriyet Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zamanda yerimizi başka kuvvetler alabilir. Mustafa Kemal Atatürk niz Zaferi’nin 101. yıldönü ni sorguluyor. TÖREN PROGRAMI DESTAN YAzIlDI Araçlar köpeklerle arandı. Resmi program bugün saat 09.30’da, Cumhuriyet Alanı’ndaki Atatürk anıtına çelenklerin sunulmasıyla başlayacak. Daha sonra 18 Mart Stadyumu’nda etkinlikler gerçekleştirilecek. Öğleden sonra Gelibolu Yarımadası’ndaki Şehitler Abidesi önünde törenler düzenlenecek. Burada Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na ait gemiler resmi geçit yapacak, aynı anda “Türk Yıldızları” gökyüzünden gemilere eşlik edecek. l ÇANAKKALE/ Cumhuriyet Çanakkale Savaşları sırasında sadece 34 yaşında genç bir kurmay yarbaydı. Çanakkale Savaşları, Mustafa Kemal adının ilk defa Türk halkı tarafından duyulmasına vesile olmuş ve Mustafa Kemal’in askeri vasıflarını sergilemesine katkı sağlamıştır. Çanakkale Savaşları, 1. Dünya Savaşı’ndan yenik çıkmış bir toplumun ümidini, galibiyete olan inancını yeniden canlandırdı. Çanakkale Savaşları aynı zamanda Kurtuluş Mücadelesi’nin komuta kademesinin şekillenmesine olanak sağladı. l Haber Merkezi Çanakkale’de bundan 101 yıl önce Osmanlı İmparatorluğu, İngiltere, Kanada, Fransa ve Anzak (Avustralya ve Yeni Zelanda orduları) güçlerine karşı savaştı. Tarihin akışını değiştiren, ülkelerin kaderini belirleyen Çanakkale Savaşı, yıkık bir imparatorluktan çıkacak genç Cumhuriyet’in ilk izlerini taşıyordu. Milli Mücadele’nin doğuş noktasının Çanakkale siperleri olduğu tarihçiler tarafından da kabul edilen gerçek. Milli Mücadele’yi yürüten komutanların hemen hepsi Çanakkale’de çeşitli cephelerde savaşarak destan yazdı. l Haber Merkezi ERTUĞRUL ÖZKÖK: Erdoğan’a hakaret etmem mümkün değil Hürriyet Gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök, 3 Eylül 2015’teki bir yazısında, “Basın yoluyla Cumhurbaşkanına hakaret” ettiği gerekçesiyle hakkında 5 yıl 4 ay hapis cezası istemiyle açılan davanın ilk duruşmasına katılarak savunmasını yaptı. Özkök, “Cumhurbaşkanı’na hakaret etmiş olmam mümkün değildir” dedi. Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki davada Özkök savunmasında “Yazımda ‘büyük adam’ derken suçladığım Ortadoğu’nun çarpışan aktörleridir. ‘Ülkesini babasının çiftliği sanan diktatör’ derken kastettiğimin Beşar Esad olduğu açıktır” dedi. Duruşma ertelendi. HALK TV SPİKERİ Ece Zereycan ‘Tecavüzde susulmaz’ dedim kovuldum Halk TV spikeri Ece Zereycan, “Çocuklar tecavüze uğrarken susulmaz” dediği için işine son verildiğini açıkladı. Zereycan, Twitter’daki hesabından yaptığı açıklamada, “Çocuklar tecavüze uğrarken susulmaz” dediği için Halk TV Genel Müdürü Şaban Sevinç tarafından işine son verildiğini açıkladı. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle