27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 23 Şubat 2016 KULTUR EDİTÖR: EZGİ ATABİLEN Salman Rushdie’nin başına para ödülü “Şeytan Ayetleri” kitabının yazarı Salman Rushdie’nin ölüm fetvasının İslam Cumhuriyeti kurucusu Ayetullah Humeyni tarafından 1989’da ilanının yıldönümünde, İran devleti idaresindeki 40 basın kuruluşu, Rusdie’nin başına 600 bin dolarlık (yaklaşık 1 milyon 766 bin TL) ödül koydu. kultur@cumhuriyet.com.tr Salman Rushdie TASARIM: İLKNUR FİLİZ Çok yönlü kalem Atayman’a veda Harper Lee’den bize kalanlar ‘Bülbülü Öldürmek’ masumiyetin ve saflığın yok edilişinin anlatısı olduğu kadar direnişin de öyküsüdür KUMRU TOKTAMIŞ Önceki gün memleketi Alabama’ya gömülen Pulitzer ödüllü Harper Lee. 17 Yazar, çevirmen ve sinema eleştirmeni Veysel Atayman 75 yaşında hayatını kaybetti. 1941 yılında İstanbul’da doğan Atayman, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde Alman dili ve edebiyatı ve felsefe öğrenimi gördü. Aynı kurumda Mütercim Tercümanlık bölümü öğretim üyesi olan Veysel Atayman, felsefe, popüler bilim, sinema, edebiyat konusunda çok sayıda çevirisinin yanı sıra deneme ve eleştiri yazıları da kaleme aldı. Atayman’ın cenazesi bugün öğle namazını müteakip Kocamustafapaşa Sümbül Efendi Camisi’nde kılınacak namazın ardından Silivrikapı Mezarlığı’na defnedilecek. l Kültür Servisi 150 yayınevi 50 etkinlik Samsun’da TÜYAP Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş.’nin Türkiye Yayıncılar Birliği işbirliğiyle Samsun’da düzenlediği Karadeniz 2. Kitap Fuarı 2016 Samsun, bugün ziyarete açıldı. 28 Şubat Pazar günü sonlanacak fuar TÜYAP Samsun Fuar ve Kongre Merkezi’nde 150 yayınevi ve sivil toplum kuruluşunun katılımıyla gerçekleşecek. Fuar süresince panel, söyleşi, atölye çalışması ve çocuklara özel etkinlikler gibi 50’ye yakın kültür etkinliği düzenlenecek. Etkinlikler, imza günleri ile okur ve yazar buluşmaları kapsamında fuarın konukları arasında Emre Kongar, Canan Tan, Deniz Kavukçuoğlu, Sevil Atasoy, Murat Menteş, Nedim Gürsel gibi pek çok yazar bulunuyor. Fuara giriş ücretsiz. aha önce yapmışlardı, bu akşam da yaptılar, yine yapacaklar... her seferinde sadece çocuklar gözyaşı döküyorlar” satırlarını yazdığında Harper Lee vicdanımızı çocukluğumuzda kurguluyordu. Kötülük ve zulüm hep vardı ve hep olacaktı, vicdan ve adalet ise çocukluk hallerimizin masumluğunda ve şaşkınlığında gizlenmiş bizi bekliyordu. Tek bir kitap ile nesiller boyu ve nesiller ötesi insanlığımızı yakalayabilmemizin önünü açan Harper Lee’nin ölüm haberi geldiğinde ilk işim yetmiş küsur yaşındaki annemi arayıp teşekkür etmek oldu, minicik bir ilkokul öğrencisi iken “Bülbülü Öldürmek” romanını elime tutuşturmuş olduğu için. Akıl ve erdemi semalarda aramak yerine, bilgiyi çocukların meraklı sorularında, adaleti ise babaları Atticus Finc’in yürekli direnişinde bulabileceğime kanaat getirmem için ne annem ne de Harper Lee beni zorladılar. Vicdanın bende saklı olduğunu, vicdanımı yeşertmenin, geliştirmenin ve bilince dönüştürmenin benim elimde olduğunu, yaşım ilerledikçe vicdanıma ve bilincime sahip çıkmayı unutmama sorumluluğunun da yine bende olduğunu bu kitabın sayfalarında idrak etmeye başlamış olduğumdan eminim. Harper Lee’nin satırları, masumu koruma ve masum olana sahip çıkma öğretisini “D yakalamanın en kolay yolu olan kendi çocukluğumun sesini bulmama aracı oldu. Yıllar sonra kendi oğluma “Dinler, insanlar büyüdükçe çocukluklarının sesini duymaz oldukları için, bu sesi hatırlasınlar diye ortaya çıkmışlardır” diyebilmeyi de Harper Lee’den esinlediğimi düşünürüm hep. Güney eyaletlerinde kurumsal ve kültürel ırkçılığın ve ayrımcılığın kol gezdiği yıllardaki ABD’de geçen “Bülbülü Öldürmek” romanı masumiyetin ve saflığın nasıl yok edildiğinin anlatısı olduğu kadar ne denli cılız olursa olsun direnişin de öyküsüdür. Direniş kaybeder, çocuklar ister istemez saflıklarını yitirirler, bülbül öyle ya da böyle öldürülür, ama nedense kötülük kazanmaz. Geriye kötülerin ve zalimlerin verdiği zararlar ve yıkıntılar kalmış olsa bile neyin doğru neyin yanlış olduğundan her zamankinden daha emin kapatarız kitabın son sayfasını, baba “Merak etme insanların büyük bir bölümü aslında iyidirler” diyerek kızının umudunu ayakta tutmaya çalışırken. Bir çocuk romanı olarak bilinse de “Bülbülü Öldürmek” aslında seküler aklın temel eserlerinden biridir. Doğruya ve haklılığa ulvi ve uhrevi öğretiler ve korkular dolayımıyla ulaşılmaya çalışılmasındaki en büyük eksiklik, bu anlatıda karşımıza çıkan çocuk Direnişin öyküsü luk, masumiyet, merak, direniş ve yenilgi karşısındaki vakar ilişkisinin insan aklı ve vicdanıyla ulaşılabilir olduğuna olan güvensizlikten kaynaklanır büyük ölçüde. Çocuk saflığındaki merakların izini sürdüğümüzde, onların vicdanlarının dile gelmesine ve gelişmesine izin verdiğimizde eleştirel akıl ister istemez ortaya çıkar. Belki hırpalanır, belki yenilir ama çocuk gözyaşlarında insanlığımızın ahlakını yakalayabiliriz, yukardan birilerinin bize emretmesine gerek kalmadan. Harper Leenin ölüm haberini radyoda duyduğum anda, adamın birinin “Savaşa Hayır” diyen aydınları “Dikili taşları bile yok” diyerek eleştirdiğini okuyordum şaşkınlık içinde. Bazılarının sarayları, bazılarımızın ise “Bülbülü Öldürmek” gibi kitapları var. Bazıları insanların uhrevi korkularından kendilerine si Saraylar ve kitaplar... yasi rant çıkartarak yığınla dikili taş sahibi olurken, bazılarımız Harper Lee’nin romanındaki ufalaklara benzer biçimde ağaç kavuklarında doğrunun izini sürmeye çalışırken çocuklar gibi gözyaşı döküyoruz her gün. Harper Lee, tıpkı dilimizin en mükemmel şairi Ahmed Arif gibi, “iyi çocuklara ve kahramanlara... namussuza, haldan bilmeze, kahpe yalana” güzelin ve doğrunun nerede ve nasıl bulunabileceğini tek bir eserle işaret edip bu dünyadan göçtü. Geride, masum bir siyah adamı linç edilmekten kurtaran ama ölümden kurtaramayan Atticus Finch kadar yürekli analar, babalar ve eğitimciler kaldı. Dikili taşlardan çok bu yürekler lazım çocuklarımıza. KARİKATÜRLÜ EV’İN BİR ‘ŞUBE’Sİ DE İZMİR SEFERİHİSAR’DA AÇILDI SPORA DAİR MERAK ETTİĞİNİZ HER ŞEY BU PROGRAMDA (Soldan sağa) Kamil Masaracı, Tunç Soyer ve Saadet Demir Yalçın geleceğin karikatüristleri çocuklarla birlikte. Yavaş şehrin hızlı çizerleri ‘Yavaş Şehir’ sertifikalı yerleşim yerlerinden Seferihisar’da Karikatürlü Ev açıldı. Seferihisar yavaş olsa da minik çizerleri hızlı! zmir’in Seferihisar ilçesinin bir Kakarikatürler çizdiler. rikatürlü Ev’i oldu. Gazetemiz çizeDeryayı bilen balıklar ri Kamil Masaracı’nın fikir babası olduğu Karikatürlü Ev’in ilki 2008’de Masaracı, bu Karikatürlü Ev’lerle yeKaraburun’da ardından Milas, İskenni çizerlerin çıkacağına inandığını bederun, Küçükkuyu, Ayvalık, Eskişehir, lirterek, Seferihisar’ın minik çizerleCEREN Avanos, Defne ve Seferihisar’da minik ri için “Bu çizer adayları sakin bir şeÇIPLAK çizer adaylarıyla buluştu. hirde yaşıyorlar ve sakin sakin, telaş“Yavaş Şehir” sertifikasına sahip sız karikatür çizecekler” dedi. Kariyerleşim yerlerinden biri olan Seferihisar’da katürist Saadet Demir Yalçın ise Karikatüryavaş, gürültüsüz ve temiz bir yaşam var, falü Ev’lerde çocuklarla karikatüristlerin bukat Seferihisar yavaş olsa da minik çizerleri luşmasının onların iyi bir noktaya gelebilhızlı. Onlar yavaş şehrin hızlı çizerleri! Seferimeleri için önemli bir adım olduğunu, kühisarlı minik çizerler, bu sakin şehirden dünçük yaşta çizmeye başlamanın da büyük bir yaya gülücükler gönderecekler. avantaj olduğunu vurguladı. Masaracı, Karikatürlü Ev’in açılmasına ve‘Konuşma balonlu bir şey’ sile olan Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Açılışı 20 Şubat’ta yapılan Seferihisar KariSoyer’e imzalı bir karikatürünü hediye etti. katürlü Ev’in ilk karikatür atölyesini çizer KaKarikatürde bir çocuk “Düşünsün de büyüsün mil Masaracı ile Saadet Demir Yalçın gerçekninnii..” diye uyutuluyordu... Seferihisar Karikatürlü Ev’le ilgili olarak leştirdi. 810 yaş arası çocukların katıldığı bu Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer ise ilk atölyede çocuklara “Karikatür nedir” diye “Daha iyi bir dünya içindaha parlak bir gesoruldu. Çocuklar ne mi dediler? “Karikatür lecek için çocukları eğitmekten başka çarekonuşma balonlu bir şey” diyen de oldu, “komiz yok. Çocuklar karikatürle eleştirel bakmik resim” diyen de. mayı öğrenecek, ufku açılacak” dedikten Masaracı ile Yalçın, “Karikatür çizgiyle yasonra Nâzım Hikmet’in “Dünyanın En Tupılan komikliktir” diye bir tanım yaptıktan haf Mahluku” şiirinden yola çıkarak “Çosonra karikatüre dair uygulamalı bilgiler verdiler. Aralarında Osman Kurt, Eren Baycuklar derya içinde olup deryayı bilmeyen ram, Alican Yıldız ve Şervan Alparslan’ın balık gibi olmasın diye tüm bu çabamız” da olduğu minikler “kardan adam” konulu vurgusunu yaptı. l SEFERİHİSAR İ CEM YILMAZ AYKUT AYDIN C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle