19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 23 Şubat 2016 haber EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ZARİFE SELÇUK 10 Ankara saldırısına ilişkin 14 kişi tutuklanırken olaya ilişkin ayrıntılar da netleşti aşkentte 28 kişinin yaşamını yitirEtrafımızdaki diği terör saldırısıyla ilgili gözaltıBombacının na alınan 21 kişiden 14’ü tutuklanSavcılığın tutuklamaya sevk yazısında, çember daralıyor dı. kimliği netleşti: bombacının isminin “Zinar kod adlı Aburiye konusunda doğrular, yanlışdulbaki Somer veya Ali kod adlı Salih Nealgılar ve şehir efsaneleri birAdulbaki Sömer car” olarak gösterilmesi dikkat çekti. Yabirine karıştı. Başkentimiz dört ay Slar, zıda, eylemin nasıl organize Bomba kırsaldan B edildiği de anlatıldı. Ankara’daki saldırıya ilişkin hâkim karşısına çıkarılan Kutbettin Onur, Metin Arslan, Muharrem CanikALİCAN li, Hüseyin Karadaş, HayretULUDAĞ tin Tomak, Metin Onur, Bahri Deniz ve Ahmet Karaman, “Devletin birliğini ve ülkü bütünlüğünü bozma, nitelikli şekilde kasten öldürme (28 kez), nitelikli şekilde kasten öldürmeye teşebbüs (81 kez), tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma veya el değiştirme” suçlarından, patlamada kullanılan aracın zanlılara satılması sürecinde rol alan Mustafa Bulut, Turgut Kahraman, İsmail İpar, Metin Cura, Hüseyin Gökduman ve Murat Karacan ise “Silahlı terör örgütüne yardım etme, resmi belgede sahtecilik, kamu kurum ve kuruluşları vb. tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık” suçlarından tutuklandı. Savcılığın 14 zanlıyı tutuklamaya sevk yazısında, bombalı eylemde kullanılan 34 KK 0340 plakalı aracın firari şüpheli Hasan Avsan’dan şüpheli Metin Arslan’ın piyasa fiyatının çok altında bir fiyatla satın alındığı belirtildi. Arslan’ın aracı önce Lice kırsalına götürdüğü, buradan Erhan kod (Porsipi) adlı İshak Özcaptu’dan aldığı talimatlar doğrultusunda Ankara’da Kutbettin Onur’a teslim ettiği kaydedildi. Ancak suça konu araçta kullanılacak iki plakayı temin edemeyen Metin Arslan’ın tekrar İstanbul’a gidip firari Hasan Avsan ile irtibat kurduğu aktaAnkara’daki bombalı saldırıyı gerçekleştirdiği ortaya çıkan Abdulbaki Sömer’in ailesi Van’ın merkez İpekyolu İlçesi Şehit Fırat Mahallesi Yukarı Esentepe Cami’nde taziyeleri kabul etti. Ağabey Nuri Sömer, “Fotoğraflardaki benim kardeşim. 1989 doğumlu. 2005 yılında kayboldu. Babam savcılığa kayıp diye başvurdu. O günden beri hiç haber alamadık” diye konuştu. arayla gerçekleşen terör saldırılarıyla tam bir kan gölüne dönerken hiç kimse neye inanacağını bilemiyor. Bu arada, sözde “stratejik ortak” olan Türkiye ile ABD arasındaki en üst düzeyli görüşmelerden sonra yapılan açıklamalar da birbirini tutmuyor. Bir taraf “PYD konusunda ikna olmaya başladılar” derken diğer taraftan bunu doğrulamayan açıklamalar yapılıyor. Dışişleri Bakanımız, ABD’li meslektaşının “PYD’ye güvenmediklerini söylediğini” açıklıyor. İnsanlar, “o zaman bunu kendisi niçin açıklamıyor” diye merak ederken ABD yönetiminin sözcüleri, “aksi yönde düşünmelerini gerektirecek deliller olmadıkça PYD’ye güvenmeye devam edeceklerini” açıkça belirtiyorlar. Yanıtsız sorular yumağı böylece giderek büyüyor. Halkın Suriye ile ilgili kaygıları da haliyle günden güne artıyor. Etrafımız “Lanet olsun, nereden bulaştık bu işe? Suriye’den bana ne, Türkiye elden gidiyor” diyen insanlarla dolu. Konuya derinlemesine bakmaya çalışanlar ise, Ankara’nın Suriye stratejisinin tam olarak ne olduğunu hâlâ anlayabilmiş değiller. YPG mevzilerinin top ateşine tutulması elbette ki Türkiye adına bir kararlılık göstergesiydi ve oyuna yeni bir boyut kattı. Fakat bunun getirisinin ne olacağı meçhul. İnsanlar Türkiye’nin güvenliğini arttırmaya dönük sonuçlar alınabileceğini düşünmek yerine, bunun ülkeyi adım adım kanlı bir savaşa sürüklemesinden endişe duyuyorlar. Bu arada, Türkiye’nin bu hamlesi sadece PYD ile Rusya arasındaki işbirliğini değil, Esad rejimi ile PYD arasındaki işbirliğini de artıracağı beziyor. Sonuçta bu coğrafyada “eski düşmanım da olsa, bugün düşmanımın düşmanı olan dostumdur” anlayışı geçerli. Peki, Türkiye’nin PYD ve YPG’ye yasakladığı Fırat’ın batısında Rus ve PYD destekli Esad güçleri ilerlerse, Türkiye onları da mı bombalayacak? Diyelim ki bombaladı, Suriye rejimi ve Türkiye’ye diş bileyen Rusya bunun karşısında boş duracaklar mı? Bu arada Lüksemburg dışişleri bakanı, “Diğer bazı üyeler için de konuşuyorum” diyerek açık açık, “Türkiye’nin Suriye ve Rusya ile girişeceği çatışmalara NATO yardım etmeyecek” şeklinde bir açıklama yaptı. NATO’da kararlar oybirliği ile alındığına göre, bu durumda ittifak, bugüne kadar dile getirdiği tüm destek sözlerine rağmen, Türkiye’nin yardımına nasıl gelecek? Hadi NATO gelmedi diyelim, ABD, İngiltere, Fransa, hatta artık “Güvenli bölge fikrini destekliyorum” diye konuşan Merkel’in yönettiği Almanya gelecek mi? İşin bir de trajikomik boyutu var. Uluslararası medyada gece gündüz Türkiye’nin savaşın eşiğine geldiğine dair yorumlar yapılırken Başbakan Davutoğlu “yeni turizm stratejisini” açıklıyor ve bu çerçevede alınacak tedbirleri duyurarak “Rusların bile, her şeye rağmen, Türkiye’ye geleceklerine” dair fantezi sözler sarf ediyor. Bundan da Türkiye’nin, onca tafrasına rağmen, savaşa değil, turizm sezonuna hazırlandığını anlıyor ve bir nebze de olsa rahatlıyoruz. Fakat bu doğruysa, o zaman Suriye konusunda dört bir yana savurduğumuz o sert kararlılık ifadelerinin içi boş hamasetten ibaret olduğu ortaya çıkmıyor mu? Yoksa hükümetin elinde içerde terörle, dışarıdaysa Suriye, Rusya hatta ABD ile mücadele ederken turizm sektörünü kurtaracak olan bir sihirli değnek mi var? Mantıklı bakıldığında etrafımızdaki çemberin giderek daraldığı ve Türkiye’nin bu çerçevede girdiği mücadeleleri kaybetme olasılığının giderek arttığı görülüyor. Bu arada Türkiye’ye dönük hayati tehditler de hem içerde, hem dışarıda ciddi şekilde artıyor. “Yandaşlık” uğruna kafayı kuma gömmüş olanları bir yana bırakırsak, geri kalan herkes tüm bunları görecek akla sahip. 2005’TEN BERİ KAYIP İki bombacı Cenazeler sokakta HDP’li Yiğitalp: Sur’da mahsur kalanların arasında çok sayıda çocuk var MAHMUT ORAL rılan yazıda, “Metin Arslan, diğer şüphelilerin temin ettiği suça konu 06 FB 3157 plakayı alıp şehirlerarası otobüs vasıtasıyla şüpheli Kutbettin Onur’a gönderdi. Şüpheli Kutbettin Onur, kırsal alanda bulunan ve bombalama eylem talimatını veren firari şüpheliler Baran kod adlı Mehmet Doğan, Erhan kod adlı İshak Özçaptu, Hoca ve Şirin kod isimli şahıslarla şüpheliler Hüseyin Karadaş ve Hayrettin Tomak vasıtasıyla bu şüpheliler tarafından kırsal alana götürülerek adı geçen şahıslarla tanıştırılıp irtibat kuruldu. Şüpheli Kutbettin Onur’a bir şahıs göndereceklerini ve bu şahsın 1520 gün kadar şüpheli Kutbettin Onur’un çalıştığı Eskişehir Yolu’nda bulunan Ballı Kuyumcu isimli inşaatın bulunduğu yerde kendisiyle birlikte kalacağını söylediler. Bundan sonra Kutbettin Onur, Lice’den ayrıldı. Zinar kod adlı Abdulbaki Somer veya Ali kod adlı Salih Necar, AŞTİ’den şüpheli Ahmet Çelik’ten emaneten aldığı cep te lefonuyla şüpheli Kutbettin Onur’u aradı. Adı geçen bombacı, Kutbettin Onur’un çalıştığı inşaatta kalmaya başladı” denildi. Şüpheliler Ahmet Karaman ve Muharrem Canikli’nin bomba yapmakta kullanılan malzemeleri Ahmet Karaman’a araçla kırsaldan aldıkları belirtilen yazıda, zanlıların malzemeleri Kutbettin Onur’un çalıştığı inşaata getirdikleri anlatıldı. Yazıda, şunlar kaydedildi: “Bombacı, inşaatta kaldığı dönemde bomba ve bomba düzeneklerini hazırlayarak suça konu 34 KK 0340 plakalı araca yerleştirmek suretiyle bombalı eyleme hazır hale getirdi. Şüpheli Kutbettin ve bombacı, olay tarihi ve öncesinde olay yeri ve yakınında şüpheli Kutbettin’e ait 35 EA 9526 plakalı gri renkli 2012 model Peugeot 308 marka araçla çok sayıda keşif yaptı. Bu keşifler PTS (plaka tanıma sistemi) kayıtlarında yer almaktadır.” l ANKARA Şantiyede yüklediler 28 kişinin hayatını kaybettiği bombalı saldırının failinin, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun açıkladığı YPG üyesi Salih Neccar olmadığı ortaya çıktı. Olay yerinde bulunan DNA örnekleri ile saldırıyı üstlenen PKK’ye bağlı TAK’ın adını “Abdulbaki Sönmez” diye açıkladığı kişinin DNA’sı, Van’da yaşayan babasının DNA’sı karşılaştırıldı. Baba Musa Sömer ile bombacının DNA’sı uyuştu. Bu rapor ile bombacının TAK tarafından adı Abdulbaki Sönmez olarak açıklanan Abdulbaki Sömer olduğu kesinleşti. Sömer’in Suriye’de YPG saflarında çatışırken Türkiye’ye giriş yaptığı ve Gaziantep Göç İdaresi Başkanlığı’nda kendisini Salih Neccar olarak tanıttığı ve bu şekilde verdiği parmak izinin kayıtlara geçtiği öğrenildi. Abdulbaki Sömer’in uzun yıllar PKK saflarında savaşırken, Kobane’ye destek için YPG güçlerine katıldığı ve burada çatıştığı iddia edildi. l ALİCAN ULUDAĞ / ANKARA iyarbakır’ın Sur ilçesinde 2 Aralık’ta ilan edilen sokağa çıkma yasağı ve operasyonlar 82. gününü geride bıraktı. Mezopotamya Hukukçular Derneği, bir bodrumda mahsur durumda olan Emine ve Cengiz Abiş ile 7 yaşındaki çocukları Talat için “geçici tedbir kararı’ alınması istemiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurdu. HDP milletvekili Sibel Yiğitalp, Hasırlı, Fatihpaşa ve Savaş mahallesinde çok sayıda sivilin mahsur kaldığını belirterek “Sadece Hasırlı Mahallesi’nde bile 200 kişi var. Ama biz Sur’da bulunan bu sivillerin birçoğuna telefonla ulaşamıyoruz. Diğer mahallelerde de siviller olduğu kesin. Bu yüzden Sur’da yüzlerce insanın olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz” dedi. Telefonla ulaştığı Seniha Sürer’in anlatımına göre, bölgede 15 ile 20 arasında çocuk olduğunu kaydeden Yiğitalp şunları söyledi: “Orada şu anda 4 aylık Elif Su Aslan, 3 yaşındaki Özgür Aslan, 4 yaşındaki Muaz Aslan, 7 yaşındaki Ruken Aslan, 11 yaşındaki Gülistan Tosun, 2 yaşındaki Beritan Tosun, 10 yaşındaki Şerife Tosun, diğer tarafta soyadlarını tespit edemediğimiz 910 yaşlarındaki Veli, 45 yaşlarındaki Ruken, yine 45 yaşlarındaki Berfin adlı çocuklar var. Yaralı olup olmadıklarını, hasta olup olmadıklarını bilmiyoruz.” Bu mahallelerde sokaklarda alınmayı bekleyen 11 cenaze de bulunduğuna dikkat çeken Yiğitalp, “Ablukanın kalkması lazım. Bunun için merkezi hükümet ile de valilik ile de görüşüyoruz. Bize söyledikleri şu ‘Fatma Ateş gibi alalım’ deniliyor. Ama biz Fatma Ateş’i alana kadar saatlerce telefonda konuştuk, valiyle, sağlıkçılarla, vali yardımcısıyla, Emniyet’le. Sonuçta ne oldu, Fatma Ateş, uzun süre beklemekten dolayı yaşamını yitirdi. Demek ki Ateş’i çıkarmak gibi bir yöntem soruna çözüm olmuyor” dedi. l DİYARBAKIR D Sivil Toplum Kuruluşları meslek örgütleri ve sendikaların başkanlarından oluşan heyet 28 kişinin hayatını kaybettiği terör saldırısının meydana geldiği sokağa karanfil bıraktı. Türkİş Başkanı Ergün Atalay, “Türkiye’nin yüzde 90’ını temsil ediyoruz. Bugün 500 bin kişiyle gelme imkanımız var ama uygun olanı bu” dedi. Sendikalar andı TÜRGEV’den öğrencilerine bomba uyarısı C Abluka kalkmalı Anneler evlatlarına koştu iyarbakır’ın Sur ilçesindeki operasyonlar sırasında şehit olan uzman çavuşlar Serdar Akın ile Coşkun Karabulut dün Diyarbakır’da düzenlenen törenin ardından memleketlerine gönderildi. Şehit cenazeleri katafalka konulunca yakınlarının tabutlara doğru koşması yürekleri dağladı. Aileler güçlükle ayakta dururken kardeşinin tabutuna sarılan Filiz Akın, “Ben senin doğduğun günü hatırlıyorum, o kadar mı yaşlandın?” diyerek gözyaşı döktü. Serdar Akın’ın cenazesi Muş’a, Coşkun Karabulut’un cenazesi ise Konya’ya uğurlandı. Şırnak’ın İdil ilçesinde şehit düşen Mus D Atina’daki Öcalan davasına devam edildi KK lideri Abdullah Öcalan’ın avukatları tarafından uluslararası komplo iddiasıyla Yunanistan hakkında 2008’de açılan davaya dün Atina’da devam edildi. Yunanistan İlk Derece İdare Mahkemesi’ndeki duruşmaya Öcalan’ın avukatı Yiannis Rahiotis’in yanı sıra Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Ebru Günay da katıldı. Rahiotis, duruşma sonrasında yaptığı açıklamada davaya ilişkin kararın üç ay ile bir yıl içinde verilmesini beklediklerini söyledi. Öcalan’ın avukatları, kendisinin “iltica talebi olmasına karşın ulusal ve uluslararası hukuka aykırı bir şekilde” Şubat 1999’da Türkiye’ye teslim edilmesinin “uluslararası bir komplo” olduğunu savunuyor ve dönemin ABD, İsrail, İtalya, Yunanistan, Rusya, Kenya gibi devlet yöneticilerini sorumlu tutuyorlar. l AYŞE FERLİEL BAROUNOS / ATİNA P tafa Kalfe için de Şırnak’ta tören düzenlendi. Kahramanmaraş’ın Afşin ilçesine gönderilen Kalfe’nin cenazesi, Afşin Asri Mezarlığı’ndeki şehitlikte toprağa verildi. Diyarbakır’ın Lice İlçesi’nde 18 Şubat’ta zırhlı araca düzenlenen saldırıda şehit düşen Jandarma Er Oğuz Arslan, memleketi Aydın’ın Söke ilçesinde, yaklaşık 10 bin kişinin katıldığı törenle son yolculuğuna uğurlandı. Uludağ Üniversitesi Bilgisayar Teknolojisi Bölümü mezunu olan şehit er Oğuz Arslan’ın annesi Hayriye Arslan, “Yavrum bizi bırakıp nerelere gittin. Ben, sensiz ne yaparım” diyerek gözyaşı döktü. umhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın kurucusu olduğu Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı’nın (TÜRGEV) Ankara’da bulunan yurdundan öğrencilerinin cep telefonlarına “bomba yüklü araç” mesajı gönderildi. Hümeyra Öktem Yüksek Öğretim Kız Yurdu’ndan öğrencilere gönderilen mesajda, “Sevgili öğrencimiz Kızılay civarında aranmakta olan bomba yüklü bir araç olduğu istihbari bilgisini aldık. Kızılay tarafına gitmemenizi rica ediyoruz” dendi. Bir yurt yetkilisi “Güvenilir bir kaynaktan bilgi aldık” diyerek “fos çıkmasını umduklarını” söyledi. l İKLİM ÖNGEL / ANKARA Şüpheli pakette patlayıcı bulundu İstanbul’da Sarıgazi Mahallesi’ndeki Sancaktepe Belediyesi’nin otopark girişine dün 18.00 sıralarında bırakılan şüpheli paketten, üzerinde düzenek bulunan piknik tüpü çıktı. 4 kişi gözaltına alındı. Olay yerine bırakılan ‘Yılmaz Öztürk Ölümsüzdür’ yazılı pankart ekipler tarafından indirildi. İdil’de yaşam bir haftadır yasak Şırnak’ın İdil ilçesinde sokağa çıkma yasağı ve operasyonlar 7. gününe girdi. İlçede önceki gece gece aralıklı olarak yükselen silah ve patlama sesleri dün sabah da devam etti. 4 bin jandarma ve polisinin katıldığı operasyonlar hendek ve barikatların olduğu Turgut Özal ve Yeni Mahalle’de yoğunlaştırıldı. Halk Derik’ten göçe başladı Mardin’in Derik ilçesinde hendekler kazılması ve çatışmalar çıkmasının ardından ilçeye giriş çıkışlar kontrol altına alındı. İlçede oluşturulan noktalarda çok sayıda kişiye GBT kontrolü ve üst araması yapıldı. Cumhuriyet Meydanı çevresinde ikamet edenlerin ise diğer mahalellere taşındıkları belirtildi. HDP’li Hezer’e çifte soruşturma Van Cumhuriyet Başsavcılığı, HDP Milletvekili Tuğba Hezer hakkında, “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan iki soruşturma başlattı. Hezer’in Ankara saldırısının faili Abdulbaki Sömer için kurulan taziye evini ziyaret etmesi ve 15 Şubat’taki Öcalan yürüyüşünde yaptığı konuşma mercek altında. DBP’li başkanlar gözaltına alındı Derik’te DBP’li belediye eşbaşkanları Sabahat Çetin Kaya ve Abdülkerim Erdem ile belediye başkan yardımcısı Murat Özüçalışır, Belediye meclis üyeleri; Yaşar Acabey ve Mustafa Kutlar ile belediye personeli Erem Koyuncu dün sabah gözaltına alındı. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle