24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 13 Şubat 2016 haber EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ZARİFE SELÇUK 4 Mandela’nın avukatı geliyor Aralarında Moosa’nın da olduğu ‘Barış Delegasyonu’ Erdoğan’dan da randevu istedi. Heyet Öcalan’la görüşmek istiyor ski Güney Afrika Devlet Baş co Venturini (Coğrafya Okulu, Leeds kanı Nelson Mandela’nın avu Üniversitesi, Uluslararası Sosyal Ekokatı ve Güney Afrika Yüksek loji Enstitüsü Danışma Kurulu ÜyeMahkemesi Hâkimi Essa Moosi, İngiltere) Dr. Thomas Jeffrey sa ile çeşitli ülkelerden parlaMiley, (Politik Sosyoloji Okutmenter, eski bakan, yazar ve manı, Cambridge Üniversitesi, akademisyenlerden oluşan 11 İngiltere), Andrej Hunko (Aackişilik heyet Cumhurbaşkanı hen Alman Sol Parti MilletvekiRecep Tayyip Erdoğan’la göli, Almanya), Eirik Eiglad (yaKEMAL rüşmek ve İmralı Cezaevi’ndezar, çevirmen, New Compass GÖKTAŞ ki Abdullah Öcalan’ı ziyaret Yayınları, Norveç), Edgar de etme talebiyle Türkiye’ye geJesús Lucena González, (Veliyor. Kendilerini “Uluslararası Banezüella Ulusal Meclisi Üyesi), Joe rış Delegasyonu” olarak tanımlayan Ryan Westminster (Adalet ve Barış heyet, 1517 Şubat 2016 tarihlerinKomisyonu Başkanlığı, İngiltere) ve de İstanbul’da olacak. Barış süreciAndrade Francisco Velasco (Ekvador nin yeniden başlatılmasına katkıda Eski Kültür Bakanı) da yer alacak. bulunmak için bir araya gelen deleBakan’a mektup gasyondan yapılan açıklamada “heyetin 17 yıldır İmralı’da tutuklu buBu arada delegasyon sözcülunan PKK lideri Abdullah Öcalan ile sü Moosa’nın, Adalet Bakanı Bekir görüşmek için Adalet Bakanlığı’na Bozdağ’a yazdığı Cumhurbaşkanı gerekli başvuruyu yaptığı” belirtilErdoğan ve Adalet Bakanlığı ile gödi. Aynı biçimde Adalet Bakanı ile de rüşme talep edilen mektupta, “Başkan görüşme taleplerini yetkililere bildir Nelson Mandela’nın Güney Afrika’da diklerini belirten delegasyon siyasi yaptığı gibi Öcalan’ın da, Türkiye’deki parti, sivil toplum örgütü temsilcileKürt sorununda çok önemli rol oynari, aydınlar ve akademisyenlerle bir yabileceğini düşünüyoruz. Bunun için dizi görüşme yapacak. İmralı’ya gidip Öcalan ile görüşmek Delegasyonda Moosa’nın yanı sıistiyoruz” dediği belirtildi. Moosa’nın ra Dimitri Roussopoulos (Uluslararaayrıca 1989’da Mandela’nın kendisı Sosyal Ekoloji Enstitüsü kurucu or sine gönderdiği mektubun örneğini tağı, Quebeq Kanada), Janet Biehl (ya de Bakan Bozdağ’a gönderdiği ifade zar, çevirmen, sanatçı, ABD), Federiedildi. l ANKARA Çifte standart eni Akit ve Yeni Şafak gazetelerinin önceki gün uğradıkları silahlı saldırıyı şiddetle kınıyorum. Bu iki gazetenin kimi yöntemlerini, örneğin, kişileri hedef göstermelerini hiçbir zaman içime sindiremedim. Ama onların bu davranışları ile uğradıklar saldırı arasında bir neden sonuç ilişkisi oluşturmam hiçbir zaman ve uğradıkları saldırıyı basına yöneltilmiş bir girişim olarak her zaman kınarım. Nitekim herkes de öyle yaptı. Çünkü yayınlarının içeriğini beğenelim ya da beğenmeyelim, basına yapılan saldırının hep karşısında durmak gerek, tıpkı 6 Eylül 2015 günü Hürriyet’e yapılan ve başını AKP Gençlik Kolları Başkanı Abdurrahim Boynukalın’ın çektiği saldırı gibi. Bu olay karşısında iktidar olan AKP’den beklenen, saldırganlar hakkında gerekli girişimleri yapması, başını çektiği saldırıyı, “dokunulmazlığı kırıyoruz” diyerek savunan Abdurrahim Boynukalın’ı cezalandırması, bulunduğu makamdan uzaklaştırması olmalıydı, değil mi? Ne gezer! Olayın üzerinden daha üç ay bile geçmeden Boynukalın, Gençlik ve Spor Bakanı Yadımcılığı’na atanıyordu. Bunlar olurken, Ahmet Davutoğlu başbakan, Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı idiler. Her ikisi de Yeni Akit ve Yeni Şafak’a yapılan saldırıyı kınadılar. Ama basın özgürlüğü konusunda söylediklerinin inandırıcı olması için, Hürriyet’e yapılan saldırıda da ilkeli tavır almaları gerekirdi. HHH Basın özgürlüğü konusunda inandırıcı olmak için Can Dündar ve Erdem Gül’ün içeride bulunmalarına karşı çıkmak gerekir. Yoksa bir yandan “onlar orada gazetecilikten değil, casusluktan yatıyorlar” diyeceksiniz, bir yandan demeçlerinizle basın özgürlüğünü savunuyor görüneceksiniz. Bu kabul edilebilir bir davranış değil, düpedüz çifte standart uygulamasıdır ki insanı isyana sürükler. Ne var ki demokrasilerde çifte standart uygulamasının yaptırımı yoktur, ama sınırları denetlenmemiş, ölçüsü kaçan tepkinin vardır. Yani yö E Moosa Y 7. kez Katar Emiri ile görüştü Cumhurbaşkanı Erdoğan, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani ile İstanbul’da Mabeyn Köşkü’nde bir araya geldi. Neredeyse ayda iki kez muhtarlarla bir araya gelen Erdoğan, Temmuz 2014’ten bu yana tam 7 kez Katar Emiri ile görüştü. İstanbul’da gerçekleşen görüşmede bölgedeki gelişmelerin yanı sıra kurulması planlanan “İslam Ordusu”yla ilgili konuların ve Katar’la askeri stratejik ortaklığın ele alındığı kaydediliyor. l İSTANBUL/Cumhuriyet neticiler istedikleri çifte standart uygulamasını, ikiyüzlü davranışı sergileyebilirler, ama herhangi bir vatandaş bunlara yalan veya ikiyüzlülük diyemez hakaretle suçlanıp hapse girme riskini göze almadıkça. Yani, Silivri’de yatanların hepsinin bağımsız yargının tutuklama ve mahkumiyet kararları sonucunda orada olduklarını iddia etmek sebesttir de, bunu söyleyene yalancı demek, basın mensuplarının tutuklanma veya mahkumiyetleri konusunda yargıçlara baskı yapanların ikiyüzlü olduklarını söylemek suçtur. Tabii bu söylediklerim daha çok azgelişmiş demokrasiler için geçerlidir. Bununla birlikte, azgelişmiş “demokrasimiz(!)”de görünen kimi arazın gelişmiş demokrasilerde de var olduğunu kabul etmemiz gerek. HHH Nitekim bunlardan birine, demokrasinin evrensel örgütü olduğu söylenen Birleşmiş Milletler’de geçen gün tanık olduk. Suriye’deki son gelişmeler üzerine BM’nin geçen günkü oturumunda şu talep dile getirildi: Türkiye sınırlarını açsın! El insaf! Türkiye’de şu anda 2.5 milyon Suriyeli göçmen bulunuyor. Türkiye kısıtlı olanaklaryla bunların barındırılması, beslenmesi, tedavi edilmeleri eğitimleri ve nihayet istihdam edilmeleri yükümlülüklerini üstlenmiş durumda. Ortada bir insanlık dramı var. Çözümü de bütün insanlık elbirliği ile bulmalı. BM’ye düşen, yükün uluslararası hakça paylaşılmasının çözümünü üretmek. Oysa BM Türkiye’ye çağrı yapıyor: Sınırını aç! Gelişmiş ülkeler ve AB bu arada daha da ileri gidiyorlar ve Türkiye’ye sesleniyorlar: Bu göçmenleri al, barındır, bak... Ama bırakma, bize gelmesin! Gelirse de geri gönderirim. Alacaksın haa!.. Çifte standardın, ikiyüzlülüğün açıkgözlülüğün bu kadarı Tayyip Bey’i de isyan ettirdi ve açtı ağzını: Ey Birleşmiş Milletleerr!.. Doğrusu dinlerken çok güldüm. Yüreğim yağ bağladı... Komisyondan ayin izni talebi DP milletvekili Garo Paylan, TBMM Plan Bütçe Komisyonu görüşmelerine Cuma namazı için verilen aranın ardından, “Bugün iki saat ara verdiniz, herkes cuma namazını eda etti, Allah kabul etsin. Ben de Pazar günü mübarek Pazar Ayini inancımı yerine getirmek için sizden o gün saatlere göre uyarlamanızı istiyorum” diyerek, Pazar Ayini için o gün toplantıya 2 saat PAYLAN: CUMA VAR PAZAR DA OLSUN H ara verilmesini talep etti. Komisyon Başkanı Sadi Süreyye Bilgiz’in, gelen talep üzerine CHP’li komisyon üyesi Mehmet Bekaroğlu’na dönerek “Sizin desteğiniz doğrultusunda gereğini yapacağım” Paylan sözleri üzerine Bekaroğlu, Paylan’ın talebine destek verdi. Komisyon görüşmelerine Ayin arası verilip verilmeyeceği ise pazar günü netleşecek. lANKARA / Cumhuriyet Erdoğan’ı işlettik iddiası KOMEDYENLERDEN SES KAYDI Küskünler yorumu Şahin: Kovsanız bile ayrılmazlar AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, son günlerde eleştirel açıklamalarıyla gündeme gelen Bülent Arınç ve Hüseyin Çelik’le ilgili değerlendirmelerde bulunurken “Bu arkadaşlarımızı kovsanız, AKP’den ayrılmazlar” diye konuştu. Şahin, “Bu arkadaşlarımızın eğer partimizin çalışmaları ile ilgili, hükümet çalışmaları ile ilgili bize yol gösterici uyarıları varsa, bizzat gelip bize söylerlerse çok daha şık olur” dedi. Rus komedyenler Cumhurbaşkanı Erdoğan’a telefon şakası yaptıklarını iddia ettiler. Türkrus.com’un haberine göre Rus komedyen ikilisi Vovan ve Lexus kendilerini Ukrayna Devlet Başkanı Pyotr Poroşenko ve Başbakan Arseniy Yatsenyuk olarak tanıttıklarını ve Erdoğan’la simültane tercüman aracılığıyla konuştuklarını söyledi. Komedyenlerin yayınladıkları ses kaydında, Erdoğan’ın, kendisine yöneltilen “Rusya’dan özür dileyecek misiniz” sorusuna “Asla” diye yanıt verdiği duyuluyor. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle