20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 11 Şubat 2016 EDİTÖR: CAN DOKER TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ haber 11 3. bodrum iddiası! daha ortaya çıktı. Burada saklanan 20 kişi ile 20 de yanmış cenaze bulunduğu öne sürüldü izre’deki bodrumu ile yakınlarındaki bir binada kalanların akıbetleri henüz bilinmiyorken, ilçeden yeni bir bodrum haberi daha MAHMUT geldi. Cizre’de dün üçün ORAL cü bir binanın bodrum katında, 20 kişinin yakılmış cenazesinin ve 20 kadar da sağ insanın bulunduğu bildirildi. Yeni bodrum, eski HDP Milas İlçe Eşbaşkanı Derya Koç’un, Nusaybin’de, kendisinden haber almak için başlatılan nöbet eyleminde bekleyen babası Kemal Koç’u aramasıyla ortaya çıktı. Koç’un bu açıklamasının ardından Derya Koç da basın kuruluşları ile temasa geçerek açıklamalar yaptı. Koç “Şu an durumumuz çok kritik. Alt kattaki bodrumda yaklaşık 20 yaralı arkadaşımızı yakarak katlettiler. Biz de geriye 20 kişi kaldık. Şu an etrafımız tanklarla çevrilmiş durumda. Bize de ateş açıyorlar. Biz de yanabiliriz her an. Onun için halkın acilen buraya gelmesi gerekiyor. Bir saat önce ateş açtılar. Yaralı arkadaşlarımızı katlettiler. Sadece 20 kişi hayattayız ve hepimiz yaralıyız. Sur Mahallesi’ndeyiz. Etrafımız tanklarla çevrili. Şu an kapatmak zorundayım. Etrafımızdalar” dedi. Binadaki 20 kişinin Derya Koç, Lokman Bilgiç, Murat Kekin, Sinan Kaya, İbrahim İvrendi, Fırat Malgaz, Orhan Tunç, Meryem Akyol, Mürsel Dalmış, Star Öztürk, Murat Tunç, Abdülselam Turgut, Fatma Demir, Emel Ayhan, Mesut Özer, Abdullah Özgür, Agit Aydın, Barış Gasir, Sahip Edip, soyadı öğrenilemeyen Ferhat adlı kişiler oldukları kaydedildi. HDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız ise, binadakilerin çoğunun Cizre’de yasak ilan edilmeden önce barış kaygısıyla ilçeye gelen üniversite öğrencilerinden olduğunu söyledi ve şeyle dedi: “Bana aktardıklarına göre sabah bu kişilerin binada olduklarının tespit edilmesinden sonra güvenlik güçleri operasyon düzenlemiş. Operasyon kapsamında bodrum katında bulunanlar öldürülmüş, yakılarak öldürdüklerini söylediler. Cizre’de son zamanlarda artık insanlık dışı uygulamalar ayyuka çıktı. İlk bodrumda öldürülen 9 kişiden sonra, ikinci binadakilerin de yakıldığına dair iddialar vardı. Dün o 27 kişiye ait cenazeler o bölgeden alındı. Cenazeler alındığında ortaya çıktı ki gerçekten de o kişiler yakılarak katledilmiş. Artık alev bombası mı kullanıyorlar, dehşet bombası mı kullanıyorlar bilmiyoruz” dedi. CİZRE’DEKİ ÜÇÜNCÜ BODRUMDA 20 KİŞİNİN ÖLDÜĞÜ, 20 KİŞİNİN MAHSUR KALDIĞI İDDİA EDİLDİ Artık büyüme değil, Şırnak’ta içinde yaralı ve ölülerin olduğu bir bodrum ve binadan sonra, üçüncü bir bodrum eyyy çekme zamanı C Adli Tıp morgu önüne çok sayıda polis nakledildi. Morgun önüne gelerek cenazelerini almak isteyen ailelerle polis arasında tartışmalar yaşandı. 20 kişinin isimleri 8 ceset morgda Cizre ilçesindeki bir evin Şırnak’ın bodrum katına düzenlenen operastışma yaşandı. Savcıyla görüşmek isteyen milletvekili ve beraberindeki 3 kişi içeri alındı. Savcıyla görüştükten sonra Adli Tıp kurumu morgu bahçesi açıldı. İçeri giren grup Kürtçe sloganlar attı. Dün Cizre Belediyesi’ne ait cenaze nakil araçları, o binadan 10 yeni cenaze daha alıp, Cizre Devlet Hastanesi’ne getirdi. Diğer yandan yeni ortaya çıkan bodrumdakilere ulaşmak için dün 10 kadın, beyaz bayrak açarak Sur mahallesine doğru yürümek isteyince güvenlik güçleri tarafından engellendi. yonda ölü olarak ele geçirilen 8 kişinin cesedi Şanlıurfa Adli Tıp Kurumu morgunda otopsiye alındı. 5 kişinin cesedi Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesi morguna kaldırıldı. Cenazeleri almak için gelen HDP Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Ayhan, HDP Şanlıurfa İl Eşbaşkanları Sevda Çelik Özbingöl ile Rıdvan Yavuz ve kalabalık bir grup ile polis arasında kısa süreli bir gerginlik yaşandı. Adli Tıp kurumu bahçesine girmek isteyen milletvekili ve beraberindekilere polis müsaade etmeyince kısa süreli tar Kadınları durdurdular ASI TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki bütçe görüşmelerin de met Müezzinoğlu, Ci Sağlık Bakanı Mehzre bulunan yaralıların alı ’deki bodrumda nmamasına ilişkin, “Silahın, ateşin, mayın den ambulans yok’u ın olduğu yerde ‘nen mümkün değil” dedi. yanıtını vermemiz de TSK dışında silah Müezzinoğlu, bölgebu Türk bayrağına doku lunmadığı zaman, nu ne aynı hizmeti yapm lmadığı zaman, yiay ni kaydetti. Müezzin ı sürdüreceklerioğlu, CHP Muğla Mi lletvekili Nurettin De mi değil savaş bakanı gib r’in “Sağlık bakanı sözlerine tepki göste i davranıyorsunuz” rd Milletvekili Nursel Ay i. HDP Diyarbakır do rununu çözmezseniz ğan ise “Kürt so, 35 yılda hepiniz gö nasıl çözüleceğinizi receksiniz” dedi. MECLİS’TE CİZRE A TIŞM Nusaybin’de polise roketatar MARDİN: Nusaybin’de dün sabah devriye görevi sırasında, barikat ve hendeklerin olduğu sokakların kontrolü sırasında, polis zırhlı aracına PKK’liler roketatarla ateş açtı. Roketatar mermisinin zırhlı araca isabet etmesi sonucu meydana gelen patlamada, 2 polis memuru yaralandı. ADANA: HDP Eş Genel Başkan yardımcısı Meral Danış Beştaş, Adana’da HDP üyelerinin evlerinin kapılarına, üzerinde “Hizbullah” ve “PKK” yazılı mermiler bırakılmasına tepki gösterdi. GAZİANTEP: Genelkurmay Başkanlığı, Suriye sınırından Türkiye’ye geçiş yapmak isteyen 34 kişinin yakalandığını açıkladı. Şahısların yanlarındaki 2 çantanın içinde 4 adet canlı bomba yeleğinin ele geçirildiği bildirildi. TUNCELİ: Munzur Vadisi Milli Parkı içinde, PKK’ye yönelik olarak başlatılan operasyonda karayoluna tuzaklanan 500 kiloluk bomba etkisiz hale getirildi. Kent merkezinde ise yaşanan ölümleri ve sokağa çıkma yasaklarını protesto etmek için dün sabah kepenkler açılmadı. Barış için Akademisyenlerin tepki gören ve soruşturmalara maruz kalan bildirisinin ardından, akademisyenlere destek amacıyla, öğretim üyelerinden edebiyatçılara; “Barış için Tribünler’den “Sağlıkçılar”a; “Barış için Kadın Girişimi”nden gazetecilere yirmiyi aşan inisiyatif, “Barış için Herkes” sloganıyla dün Şişli Kent Kültür Merkezi’nde bir araya geldi. Yoğun katılım nedeniyle konukların bir bölümü merdivenlerde oturdu. Barış için Sinemacıların yaptığı video gösteriminin ardından çıkardığı fanzin nedeniyle Notre Dame De Sion’la ilişiği kesilen öğretmen Melike Koçak bir konuşma yaparak “Yeter diyoruz ve barış istiyoruz” dedi.. Daha sonra Noam Chomsky ve Judith Butler’ın destek mesajları okundu. Programda Kardeş Türküler de sahne aldı. l UMUR YEDİKARDEŞ ad r a ir b ’ s e k r e H in ‘Barış İç a 12 HPG’linin dosyasına gizlilik kararı geldi Van’da 2 katlı bir eve özel harekât timlerince yapılan baskında öldürülen 12 HPG’liyle ilgili Van Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturma dosyasına “gizlilik” kararı getirdi. Gizlilik kararını değerlendiren ailelerin avukatlarından Sevda Aydın, “Bu türden davalarda gizlilik kararı getirilerek olayın üstü örtülmeye çalışılıyor. Gizlilik kararındaki amaç aynı” dedi. Aydın, gizlilik kararına gerekçe olarak, soruşturmayla ilgili bilgilerin sızdırılması ihtimalinin gösterildiğini söyledi. eniköy Mezarlığı’na giyor, Tekkapı’nın karşısındaİZLENİM den yolda okul üniforki okuldan zil sesi karışıyor masıyla ne çok genç var. Hepsilah ve siren seslerine: Barış si, Diyarbakır’da iki gün önce Manço’dan Gülpembe. Cizre’de yaşananların protestoSuriçi’nin girilebilen cadsu sırasında öldürülen Mahmut delerinde dükkânlar tek tük Bulak’ın arkadaşları. Lise ikide açık, o capcanlı şehir gitmiş, okuyan 16 yaşında bir genç. ağır komada ne yaşadığı ne “Çok güzel bir insandı” diyor Pınar yaşamadığı belli bir hale bütanıyanlar. Akrabası kadar üzrünmüş. Baktıkça hüzünleÖğünç gün görünen bir kadına soruyoniyor, bunun üzerine ne inrum, “Tanımam ama hepsi benim çocu şa edilebilir diye öfkeleniyorsunuz. Ev, ğum” diyor. Mahmut’un mezarı başınapartman, TOKİ, Toledo değil sadece, dan çığlıklar yükselirken az arkasınseçilen bu yolla insanların içinde yıkıda bir hafta, bir ay, iki ay önce ölmüş lanlar nasıl yeniden inşa edilir? gençler yatıyor. Mahalle arkadaşı, yaGazeteciler nöbette şıtı Çekwar Çubuk’un yanına gömülüyor Mahmut. Üç gündür Haber Nöbeti’nin ikinCizre protestosu Diyarbakır’ın çok ci grubundaki yedi gazeteciyle Diyaryerinde hayatı durdurmuş durumda; bakır’dayız. Nöbetin bir amacı bölgekepenkler kapalı, çöpler toplanmıyor. den haber akışını artırmak, yaygınlaşKentin en canlı caddelerini hasta, bittırmak. İkinci gayeyse yoğun baskı alkin gösteriyor bu hal. Sur tarafını sotında görevlerini yapan meslektaşlarırarsanız... mızla dayanışmak. Ben bir günümü yeYoğunluk değişse de, kadim kenrel Tigris gazetesinde, şahane fotoğraftin binlerce yıl evvel kendini düşman larını bildiğim İlyas Akengin’le geçirakınından korumak için yaptığı surdim. Aslen Sur’daki öğrencilerin akıbeların içinden ağır silah sesleri geliyor tini sorabilmek için İl Milli Eğitim Müdurmadan. Hemen yanda hayat akıdürü Adnan Hurata’nın bir ilkokulda Diyarbakır’da Cizre yarası Y süt dağıtışını takip ettik. Sorularımızın cevaplarını bildiğini ama talimat gereği Valilik’e yazılı sorulmayan soruları cevaplayamayacaklarını söyledi. Normalde basına karşı konuşkanlığıyla tanınırmış oysa. Sonra Mahmut Bulak’ın cenazesi, sonra Suriçi... Belediye’nin önünde 50 günü aşkın süredir nöbet tutan sağlıkçıları ziyaret ediyoruz. SES Diyarbakır Şube Eşbaşkanı Selma Atabey uluslararası sözleşmeler uyarınca sağlık erişiminde yaşanan güpegündüz ihlalleri anlatıyor. Çocuklarda kekemelik, sağırlık vakaları artmış, kadınlar adetten, sütten kesiliyor. Atabey, yaralılara müdahale etmek için Cizre’ye ulaşmak isteyen ama denedikleri üç yoldan da sokulmayan sağlıkçılardan biri. Mesleki sorumluluklarını yerine getirememenin, çabalarının hiçbir şeyi değiştirmemesinin küskünlüğünü yaşıyorlar. Diğer yandan Baro Başkan Vekili Ahmet Özmen, kaynağını yasalardan almayan olağanüstü hal koşullarında hukuk yollarını nasıl zorladıklarını anlatıyor. Tahir Elçi soruşturması ihmallerle, yavaşlığıyla ayrı bir ümitsizlik vesilesi. irkaç yıl öncesine kadar, “İktidara geldiğimizde 3000 dolar olan kişi başına geliri 10.000 dolara çıkarttık” sözü, başta Tayyip Erdoğan olmak üzere, AKP sözcülerinin ağzından neredeyse her gün duyulurdu. Son dönemde duyulmaz oldu. Erdoğan sık sık “Merkez Bankası rezervlerinin 20 milyar dolardan 130 milyara” yükselmesiyle övünürdü. Şimdi bu konulara girmiyor. Yukarıdaki iddialar, sayısal veri olarak doğruydu. Ama sayısal veri, tek başına fazla bir anlam ifade etmez. Öncesi ve sonrasıyla, başka büyüklüklerle karşılaştırınca anlamlı olur. Merkez Bankası rezervi gibi. Bu veri tek başına bir şey ifade etmez. Şarlatan olmayan iktisatçılar, bu rezervleri aylık ithalat büyüklüğü olarak ifade ederler. Merkez bankalarının, kriz olduğunda, ihracat çöktüğünde, ithalat yükümlülüklerini karşılama kapasitesini gösterir. 2002 sonunda Merkez Bankası döviz rezervlerinin değeri 26 milyar, ithalat ise 51 milyar dolardı. Yani rezervler 6 aylık ithalata denk geliyordu. 2015 sonunda bu rezervler 110 milyar dolar, ithalat ise 207 milyar. Oran 2002 ile aynı: 6.3 ay! Bu rezevlerin olması gereken teknik seviyede hep kalmış. AKP yönetiminin ne başarısı ne de başarısızlığı söz konusu. Gelelim kişi başına büyümeye. 2000’lerde bu veri iki etmenin birleşmesiyle üçe katlandı. Türkiye ekonomisi gerçekten büyüdü. Diğer yandan doların değeri düşüktü ve TL ise aşırı değerliydi. Böylece sabit fiyatlarla toplam yüzde 40 olan 20032008 kişi başına büyüme oranının cari dolar kuru üzerinden ifadesi kat be kat yüksek oldu. 2008 sonunda kişi başına gelir 10.400 dolara yükseldi ama 2014 sonunda hâlâ 10.400 dolar! Üstelik Mart’ta 2015 büyüme verileri açıklandığında bunun 10.000 dolardan az olması ihtimali yüksek. Her durumda, AKP iktidarının ilk altı yılında yaşanan cari dolar kuru ifadeli hızlı büyüme, son yedi yılda yerinde sayıyor. Herhalde bu nedenle ne Erdoğan ne de diğer AKP sözcülerinden artık bu konuda ses çıkmıyor. Ekonominin büyüsü bozuldu. Orta gelir tuzağının bütün düzenekleri var güçleriyle çalışıyor son yıllarda. Aynı zamanda ekonominin kırılgan yapısı azalmıyor, nitelik değiştiriyor. 20022014 arasında AKP yönetimi kamu borçlanma oranını düşürdü. Buna karşılık özel kesim ve hane halkı borçlanması neredeyse aynı oranda arttı. 2002’de kamu kesimi borçlanma oranı GSYH’nin yüzde 69’una denkti. 2014 sonunda bu oran yüzde 35’e düştü. Ama aynı dönemde özel kesim borçlanma oranı yüzde 18.7’den yüzde 34.4’e, hane halkı borçlanma oranı da yüzde 2’den yüzde 19’a yükseldi. Yani ekonominin toplam borçlanma oranı değişmedi. 2002’de yüzde 89.9’du, 2014 sonunda yüzde 88.3! Bir taraftan bütçe verileri düzelirken diğer taraftan özel kesim ve hane halkının borçlanma oranının hızla artmasıyla yeni bir kırılganlık ortaya çıktı. Yavaşlayan büyüme ortamında bunun taşıdığı risk, kamu borçlanmasından çok daha büyüktür. İşsizlik konusunda da 2002 verileri ile 20142015 verileri arasında anlamlı bir fark yok. Resmi işsizlik tanımına göre oran yüzde 10 etrafında salınıyor son 13 yıldan beri. Önümüzdeki dönemde dünya ekonomisinde uzun bir yavaşlama dönemine girildiği öngörüsü doğrulanırsa, Türkiye ekonomisinin orta gelir tuzağına bile değil, cari dolar üzerinden kişi başına gelirin gerilediği bir patikaya girme ihtimali güçleniyor. Orta gelir tuzağının diğer iki ayağı da daralma yönünde çalışıyor. En önemli nedeninin Tayyip Erdoğan’ın kendisi olduğu siyasal istikrarsızlık giderek güçleniyor. Kürt sorununda yaşanan, toplumsal olarak sonuçlarının telafisi giderek zorlaşan çatışma, ölüm, katliam menfur döngüsü siyasal istikrarsızlığı daha da artırıyor. Bu orta gelir tuzağının üçüncü kapanı, dış politikada yaşanan iflas. Hem finansman hem de yapısal dönüşüm açısından dünya ekonomisine açık olması elzem olan Türkiye ekonomisi artık eskisi gibi güvenli liman olarak algılanmıyor. Dış sermaye girişindeki yavaşlamayı kayıt dışı para girişleriyle telafi etmeye çalışmak ekonomiyi daha kırılgan hale getiriyor. Ama bütün bunların hiçbir önemi yok. Şimdi avurtlarını şişirerek abartılı da olsa ekonomik başarılardan değil, AB’ye, Rusya’ya, ABD’ye, ona buna, dünyanın geri kalanına “Eyyy...” çekme zamanı. Osmanlı’ya öykünenlere, Sabri Ülgener’in İktisadi İnhitat Tarihimizin Ahlâk ve Zihniyet Meseleleri kitabına göz atmalarını öneririz. B Norveçli muhabir için Avrupa Konseyi’ne şikâyet Norveç’in çok satışlı gazetelerinden Aftonposten’in muhabiri Silje Ronning Kampesaeter’in istenmeyen adam ilan edilip Türkiye’den sınır dışı edilmesi Norveç’te kayKampesaeter gıyla karşılandı. Aftonposten Yayın Yönetmeni Espen Egil Hansen Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada konuyu Türkiye’nin üyesi olduğu Avrupa Konseyi’ne bildirdiklerini söyledi. Hansen, Türkiye’de basın özgürlüğüne getirilen kısıtlamaların farkında olduklarını belirtti. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle