15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 6 Aralık 2016 EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ Gazi’de ‘garip’ kamulaştırma K. Marmara Otoyolu’nun Kınalı bağlantısı mahalleden geçirilecek. Resmi Gazete’de yayımlanan kararla mahalledeki uygulama birbirini tutmuyor Alevi ve Kürt nüfusun yoğunlukta olduğu Gazi Mahallesi’nin sokaklarında bugünlerde bir yıkım tedirginliği dolanıyor. Tedirginliğin sebebi de 657 bin ağacın kesilmesine neden olan Kuzey Marmara Otoyolu’nun Kınalı bağlantısının Resmi Gazete’de yayımlanan acele kamulaştırma kararıyla mahallenin içinden geçirilecek olması. Mahalleli ise yürütmenin durdurulması istemli davalarla hukuki savaş başlatmış durumda. Bakanlar Kurulu, 11 Ekim 2016 tarihli yazısıyla Kuzey Marmara Otoyolu Projesi kapsamında hazırladıkları listede yer Can erok alan Sultangazi, Eyüp ve Mahallesi’nde 868 No’lu Başakşehir’deki bazı ta parselin acele kamulaş şınmazların acele kamu tırılması isteniyor ancak laştırılmasına karar ver zemin etüdü için mahal di. Alibeyköy, Mahmut lede bulunan işçiler 30 bey, Eski Habipler mahallelerinin de yer aldı CANAN COŞKUN binden fazla nüfusu bulunan Zübeyde Hanım ğı listede Sultangazi’de Mahallesi’nin altından ki Gazi Mahallesi olarak bili tünel geçeceğini söylüyor. İşçi nen Alevi nüfusun yoğunluk lerin bu dediğini destekleyecek ta olduğu Zübeyde Hanım, Yu şekilde tünelin biteceği yer ola nus Emre ve 50. Yıl mahallele rak belirtilen mahalledeki kara ri de bulunuyor. Cumhurbaş kolun arkasında da zemin etü kanı Tayyip Erdoğan imzalı ka dü çalışmaları başlamış bile. Ba rar 22 Ekim 2016 tarihli Resmi rınma hakkı ile ilgili çalışmalar Gazete’de yayımlandı. yürüten Sosyal Haklar Derneği Karara göre Gazi Başkanı Avukat Can Atalay, ka Mahallesi’nin ilk yerleşim böl rarı 3. köprünün verdiği zararın gelerinden olan Zübeyde Hanım ne boyutlara geldiğinin somut görüntüsü olarak değerlendiriyor ve “Yurttaşlar idari işlerin ve eylemlerin dayanağının ne olduğunu dahi öğrenemiyorlar. Uygulama ile Bakanlar Kurulu kararı sınırlarının ötesine geçmiş olduğunu anlıyoruz” diyor. İdarenin asıl amacı... Ev sahiplerinin küçük bir kısmı Danıştay’a yürütmenin durdurulması istemli davalar açmış durumda. Ev sahipleri dilekçelerinde acele kamulaştırma usulüne başvurulması için gerekli olan aciliyet olgusunun gerçekleşmediği gerekçesiyle kararın hukuka aykırı olduğunu belirtiyor. İdarenin asıl amacının olağan kamulaştırmayla elde edemeyeceği taşınmazları, acele kamulaştırma yoluyla elde etmek istemesi olduğunu vurgulayan mahalleli, dilekçelerinde “Bu nedenle idare asıl amacına başka bir yasal dayanakla ulaşmak istemi açıkça görüldüğünden işlem maksat unsuru bakımından açıkça hukuka aykırıdır. Acele kamulaştırılacak tek tek taşınmazların kamulaştırma işlemi sonrasında hangi amaçla ve nasıl işlevlendirileceğinin belirsiz olması da başlı başına bir hukuka aykırılık nedenidir” diyor. Evlerine sahip çıkmak için ilk adımı atarak dava açan mahalleli “Buralar çocukluğumuzun geçtiği yer” diyor. Belediyenin de haberi yok Tünelin diğer ucunda yer alan Esentepe Mahallesi’nde görüştüğümüz ev sahiplerinden davacı Hakan Yıldız, Sultangazi Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Erdönmez ile arasında geçen bir diyaloğu anlatıyor. Yıldız, görüşmek için gittiği Erdönmez’in söz konusu kararla ilgili bilgisi olmadığını söylediğini, hatta tek bilgisinin halkın götürdüğü belgelerden ibaret olduğunu söylüyor. Yıldız, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde görüştükleri bir yetkilinin evlerinin olduğu yerlerin imara açıldığını söylediğini, bu acele kamulaştırma kararına şaşırdığını söyledi. Ev sahiplerinden Soner Çağrı ise, 1988’den bu yana burada yaşadığını belirterek, yerleştiklerinde su ve kanalizasyon sistemini kendi imkanlarıyla yaptıklarını söylüyor ve konuyla ilgili bilgilendirilmemelerinden şikâyet ediyor. Tek başına yaşadığını söyleyen İnşaat tabelası çoktan hazırlandı. Bedriye teyze de (Yükler), “Bizi bunca zaman oyaladılar ‘imara açacağız’ diye. Beni buradan çıkarırlarsa gidecek hiçbir yerim yok. Devletle ölünceye kadar bana bir yer vermeleri için anlaşırım. Öldükten sonra onların olsun” diyor. ‘Haber bile verilmedi’ Mahallelinin konuyla ilgili ne düşündüğünü anlamak için Bakanlar Kurulu kararı ile evleri acele kamulaştırma alanında kalan sakinlerle mahallede bir araya geldik. Mahalledeki engin his umutsuzluk olsa da küçük bir grup uzun yıllardır yaşadığı, çocukluklarının geçtiği evleri için mücadelenin ilk adımını atmış. Dava açan ev sahiplerinden Haydar Doğan, 22 yıldır Zübeyde Hanım Mahallesi’nde yaşadığını belirterek, “Eskiden böyle bir karar alındığında bir bilgi gelirdi. Şimdi haberimiz bile olmadı” diyor. 30 yıldan fazla süredir burada yaşadığını söyleyen Nurgül İyidoğan ise “Para değil önemli olan. Buralar çocukluğumuzun geçtiği yerler. Sığınacak başka bir yerimiz yok” diyor. 20 yıllık mahalle sakini Elif Gülçiçek ise, “Evlerimiz elimizden alınırsa ikinci bir planımız yok” diye konuşuyor. Bu sırada söze 67 yaşındaki babasının “varı yoğuyla buradaki evi yaptığını” söyleyen İskender bey giriyor. “Niye itiraz ediyorsunuz ki? Gücün karşısında ne yapabilirsiniz” ifadelerini kullanan İskender beye orada bulunan diğer ev sahipleri neden itiraz edilmesi gerektiğini anlatıyor umutlarını kaybetmeden. TOZKOPARAN SAKİNLERİ İSYANDA: İstediğimiz gibi olana kadar direniş Tozkoparan ve Mehmet Nesih Özmen Mahalleleri Kültür ve Dayanışma Derneği (TOZDER) üyeleri ve mahalle sakinleri Güngören Belediyesi’nin kentsel dönüşüm ofisi önünde “Tozkoparan istediğiniz gibi değil, istediğimiz gibi olacak” söylemiyle eylem yaptı. Yurttaşlar “Tozkoparan istediğiniz gibi değil, istediğimiz gibi olacak” yazılı pankartı açtı. Grup adına basın açıklaması yapan Tozkoparan ve Mehmet Nesih Özmen Mahalleleri Kültür ve Dayanışma Derneği yönetim kurulu üyeleri “Biz halk için yapılacak kentsel dönüşüme değil, halkın haklarını gasp edecek dönüşüme karşıyız. TOKİ tarafından uygulanmak istenen 2008 Tozkoparan planları İBB tarafından Danıştay 6. Dairesi’nde açılan dava ile iptal ettirilmiş, temyize giden TOKİ, buradan da olumsuz cevap alarak bu planlardan tamamen ümidi kesti. O planlarda ne vardı biliyor musunuz? Tozkoparan’da halkın kendi elleriyle diktiği ağaç ve çiçeklerin yerlerine AVM ve rezidanslar oturtulacak, rantiyede keyfine keyif katacaktı. İBB de Tozkoparan’daki çok küçük olan haklarını kurtarmaya çalıştı ve başardı. Şimdi TOKİ ihale süreci tamamlandı” dedi. Üyeler direniş çağrısı yaptı. l İSTANBUL/Cumhuriyet TEMEL KAZISINDA İSTİNAT DUVARI ÇÖKTÜ İstanbul Maltepe Altıntepe Mahallesi’nde bir inşaatın temel kazma çalışması sırasında istinat duvarı çöktü. Yol kenarında bulunan park halindeki bir otomobil çöken duvarla birlikte kazının yapıldığı alana düştü. Çökmenin meydana geldiği alanın yan tarafındaki 7 katlı bina tedbir amaçlı boşaltılırken alanda çalışma yapan kepçenin bir kısmı toprak altında kaldı. l İSTANBUL/DHA haber 7 İETT arazisi karakolluk Zeytinburnu Denizatı Sitesi’nin olduğu 240 dairenin riskli olduğu savını kanıtlamak için ısrarla konutlardan karot alınmak istenmesine daire sahipleri tepki gösterince devreye çevik kuvvet ekipleri sokuldu. Zeytinburnu’nda Denizatı site mamına yönelik bir proje yapılmasinin bulunduğu arazide bir sı halinde 1380 konut ve 100 dük kaç haftadan beri büyük bir müca kan inşa edilecek demektir. Piya dele sürüyor. Bu mücadele Deniza sa rayicine göre 1.5 milyar dolarlık tı sitesinin riskli yapılar olduğunu bir rant söz konusu. öne sürean müteahhit ve onunla sözleşme imzalayan daire sahipleri Tüm araziyi kapsıyor ile “Bizim binalarımız riskli değil Zaten Tahincioğlu internet site İTÜ’den raporumuz var” diyen di sinde yapılması planlanan projele ğer daire sahipleri arasında sürer ri arasında gösterdiği “Nida Deni ken devreye Çevre Bakanlığı, Kay zatı” adını verdiği projesinin inşa makamlık ve Emniyet Müdürlüğü at alanını 340 bin metrekare ola de girince iş büyüdü. Karot alın rak göstermiş. Bu da sadece satın masını engelleyen daire sahiple aldığı İETT bloklarının olduğu par ri karga tulumba çevik kuvvet oto seli değil arazinin tümünü kapsa büslerine bindirilip götürüldü. yan bir projeyi hedeflediğini göste Arazinin hikâyesini geçen haf riyor. Tahincioğlu, Erler İnşaat ile ta yazmıştık. Şimdi o öyküyü kısa kat maliklerinden önce bir sözleş ca yeniden anımsayalım. 1986 yı me imzalamış. Ancak 320 daire sa lında Zeytinburnu’ndaki hibini de ikna etmesi gereki İETT’ye ait 56 dönümlük yor ki, arazinin tamamına in arazi kat karşılığında il şaat yapabilsin. Bu kadar ki çe belediyesine devredil şinin talepleri ile uğraşmak mişti. İlçe belediyesi de, yerine müteahhitlerin genel İETT’ye 240 daire karşılı de kestirmeden gittiği yol iz ğında Çakın İnşaat’la söz lenmiş. Binaların riskli oldu leşme imzalamıştı. Çakın ğunu öne sürmek ve böylece İnşaat, inşaatlara başlamış ama tamamlayamadan iflas etmiş. Müteah MİLKİYNAUSRE kentsel dönüşüme sokmak. Kentsel dönüşüme sokulduğunda arazinin tümü üzerin hit, arsanın sahibi olan den yüksek emsale göre in İETT’nin payına düşen 240 dai şaat yapılabiliyor. renin ancak kaba inşaatlarını tamamlayabilmiş, kendi payına dü 80 sözleşme var şen dairelerin de bir kısmını satmış, yarım bıraktıkları ve hiç başlayamadıklarını ise olduğu gibi bırakmıştı. Çakın İnşaat’tan sonra arazide bu kez Erler İnşaat inşaatları devralmış, o da İETT’nin daireleri yerine kendi payına düşenleri bitirmeye koyulmuş ve bitirdiklerinin bir kısmını satmıştı. İlçe belediyesinden İmar Kanunu’nun 18. maddesi bir kez Çakın İnşaat döneminde uygulanmışken Erler İnşaat döneminde ikinci kez bu madde uygulanmak istendi. Arazide ikinci kez parselasyon uygulanırsa inşaat yapılan alanlar artırılacaktı. Erler İnşaat kendisine yeni inşaat alanı yaratırken ilçe belediyesini ile İETT’ye de fazladan konutlar verecekti. Ancak daire sahiplerinin arsa payları bu uygulama ile üçe ayrı parsele bölünmüş ve oturdukları daireler planlarda 55 metrekareye düşürülmüştü. Konut sahipleri bu planı İdare Mahkemesi’nden bozunca müteahhidin planı altüst olmuştu. Formülü buldular Erler İnşaat’ın ortağı Naci Ekşi, ne yapacağını düşünürken dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı bakanın verdiği bilgiyle formülü de buldu. Dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, “Biraz bekle yakında Kentsel Dönüşüm Yasası Çıkacak. O zaman bölgeyi kentsel dönüşüme sokarsınız, Sorun da çözülür” deyince Ekşi, dönüp müteahhit aramaya koyuldur. Bunu biz söylemiyoruz. Ekşi, kat malikleri ile yapılan toplantıda bizzat kendisi ifade ediyor. Ekşi, bu süreçte Tahincioğlu firması ile görüşerek bu arazi ile ilgilenmesini sağlar. Ardından İETT’nin kaba inşaat halindeki 240 konutu ihaleye çıkar. İlk iki ihalede kimse muhammen bedeli vermez.. Tahincioğlu, 2014 tarihindeki üçüncü ihalede 114 milyon TL’ye İETT’nin 240 dairesinin sahibi olur. Tahincioğlu şirketi aslında ayrı parselde bulunan İETT’nin kaba inşaatı tamamlanmış dairelerini bitirip satabilir. Ama Tahincioğlu, içinde Erler İnşaat’a ait parseller ile Denizatı Sitesi’nin de bulunduğu arazinin tamamına yönelik bir proje yapmak istiyor. Arazinin ta Şu ana kadar 80 kadar daire sahibi ile sözleşme yapılmış. Geri kalan daire sahiplerini ikna etmek zor olduğu için binaların 2007 yılında çıkan Deprem Yönetmeliğinden önce yapıldığı, dolayısıyla riskli olduğu öne sürülüyor. Bu amaçla bakanlıktan sertifikalı Bultaş şirketi ile sözleşme yapılarak Denizatı Sitesi’nin denetimi istieniylor. Oysa Deniz Atı Sitesi, Deprem Yönetmeliği’nin çıktığı 2007’den önce yapılmış olmasına karşın, tünel kalıp sistemi ile inşa edildiği için sağlam yapı kategorisine giriyor. Ayrıca 1999 yılında da bina sakinleri İTÜ’den binalarının sağlam olduklarına dair rapor da almışlar. Şimdi birkaç haftadan beri Denizatı Sitesi’nde karot alma savaşı yaşanıyor. Bultaş Şirketi binadan karot almak için siteye geldiğinde daire sakinlerinin direnişi ile karşılaşıyor. Geçen hafta Bultaş Şirketi ve Tahincioğlu’nun avukatı yanlarına polis ekip otoları ile geldiğinde direnişle karşılaştılar. Bultaş şirketinin elemanları ikinci kez geldiklerinde bu kez üç adet sitenin içinde iki adet de sitenin dışında olmak üzere beş çevik kuvvet otobüsü de kendilerine eşlik etti. Direnen kat malikleri çevik kuvvet otobüslerine dolduruldu. Bu canhıraş mücadelenin bir nedeni de kat maliklerinden bazılarının Bultaş firmasının faaliyetlerinin durdurulması amacıyla Bakırköy 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne açtığı dava. Dava sonuçlanmadan Bultaş firması karot alıp riskli yapı raporunu vermek istiyor. O nedenle dava sonucu beklenmeden polis devreye sokularak karot alınmak isteniyor. Tahincioğlu Şirketi yaptığı açıklamada, binalardan karot alınması işe ile kendilerinin bir ilgisi bulunmadığını, her bloktan bir kişinin talebiyle Bultaş firmasının karot almaya çalıştığını, diğer daire sahiplerinin de bunu engellediğini belirtiyor. Ancak Bakırköy 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki dava dosyasına giren ve İstanbul Üniversitesi İnşaat Fakültesi’nden Doç. Dr. Cenk Ayhan’dan istenen raporda, talebin Tahincioğlu firmasından geldiği açıkça belirtiliyor... C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle