14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 16 Aralık 2016 EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN haber 5 KAAN SAĞANAK Kim Phuc, Zülfü Livaneli ve Şükrü Genç 44 şehit için karanfil bıraktı. Zülfü Livaneli “Onları anmak için, onlara saygımızı sunmak için buradayız” dedi. ‘Bu ülke onları seviyor’ Saldırının meydana geldiği yerde yurttaşların ziyareti sürüyor. Vietnam savaşının simge ismi Kim Phuc, Zülfü Livaneli ile birlikte Şehitler Tepesi’ni ziyaret etti Sarıyer Belediyesi’nin davetiyle kendisi gibi UNESCO iyi niyet elçisi olan Zülfi Livaneli’nin 50. Sanat yılı etkinliklerine katılmak için İstanbul’a gelen Vietnam Savaşı’nın sembolü Kim Phuc, ülkesine dönmeden önce Şehitler Tepesi’ni ziyaret etti. Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç ve Zülfi Livaneli’yle birlikte 44 şehit için karanfil bırakan ve Türk bayrağıyla poz veren Phuc, “Şehit düşen kahramanlar için, kalbimin derinliklerinden saygı sunmak için buradayım. Ailelerine, acı çekenlere yine kalbimin derinliklerinden sabırlar diliyorum, dua ediyorum. Acılı ailelere şunları söylemek gerekir ki; bu ülke onları seviyor. İstanbul onları seviyor. Tanrı onla rı seviyor” dedi. Zülfü Livaneli de, “Bugün toprağa düşen gençlerimizi, şehitlerimizi anmak için onlara saygımızı sunmak için buradayız. 2017 yılı bizim ulus olarak daha çok kenetlendiğimiz, bütünlendiğimiz, bütün mezhep farklılıklarını, etnik farklılıkları, ideolojik farklılıkları geride bırakıp birbirimize sımsıkı sarıldığımız bir yol olsun. Ve Türkiye’ye barış ve huzur gelsin, acılarımız son bulsun” diye konuştu. Norveç Krallığı Türkiye Büyükelçisi Vegard Ellefsen patlama noktasına gelerek elindeki karanfilleri bıraktı. Daha sonra burada şehitler için dua eden Ellefsen açıklama yapmadan ayrıldı. l İstanbuL / Cumhuriyet ZİYARETLER SÜRÜYOR 4 DİSK’e bağlı Birleşik Metalİş Sendikası Genel Başkanı Adil Serdaroğlu ve bir grup emekçi Şehitler Tepesi’ne gelerek ellerindeki karanfilleri olay yerine bıraktı. 4 Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD) Başkanı Oğuz Tongsir ve yönetim kurulu üyeleri de dün Şehitler Tepesi’ne çelenk bıraktı. 4 Namık Kemal İlkokulu’nun servisini yapan yaklaşık 20 araçlık konvoy, korna çalarak saldırı noktasına geldi. GÜVENLİK ZİRVESİ Dolmabahçe ve Suriye görüşüldü Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başkanlığındaki güvenlik toplantısı yapıldı. Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndaki toplantıya Başbakan Binali Yıldırım, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve ilgili üst düzey bürokratlar katıldı. Toplantıdan Suriye’de varılan mutabakat sonucu sivillerin tahliyesi ile ilgili gelişmeler ile İstanbul Beşiktaş’taki patlamanın ardından terörle mücadelede gelinen durum değerlendirildi. l ANKARA / Cumhuriyet BEŞİKTAŞ ŞEHİDİ Annesinden son isteği ‘aşure’ oldu Beşiktaş’ta şehin olan polislerden Bora Çelik’in (24), Niğde’nin Bor ilçesinde yaşayan ailesinin yanından ayrılırken, annesi Rahime Çelik’ten “Belki bir daha içemem” diyerek yöresel ‘aşure çorbası’ istediği ortaya çıktı. Niğde Şehit Aileleri Derneği Başkanı Ömer Demir, “Birkaç defa annesi de hazırlamış. Şehit kardeşimiz içmiş. Şehit Bora Çelik annesine, ‘Belki bir daha içemem’ demiş. Bu hepimizi çok duygulandırdı” dedi. l NİĞDE/ DHA İBB MECLİSİ KABUL ETTİ Parkın adı ‘10 Aralık Şehitleri’ oldu Vodafone Arena’ya bakan parka ‘10 Aralık Şehitleri Parkı’ adı verildi İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi, 10 Aralık’ta Beşiktaş’ta meydana gelen terör saldırısında şehit olan yurttaşların anısını yaşatmak için bölgedeki parka “10 Aralık Şehitleri Parkı” isminin verilmesini oybirliğiyle onayladı. l Haber Merkezi Savaş bütçesiÖRTÜLÜ ÖDENEK VE GÜVENLİK HARCAMALARI REKOR KIRDI tavan yaptıS8SA3AMV7VUİLMANYİŞMLOAYANO3YT8NAL4, SİNAN TARTANOĞLU Maliye Bakanlığı, kasım ayı bütçe uygulama sonuçlarını açıkladı. Örtülü ödenek harcaması, 2016 yılının rekorunu kırdı. “Gizli Hizmet Giderleri” kaleminden kasım ayında yapılan harcama 228 milyon 238 bin lira oldu. Nisan ayında örtülü ödenekten 210 milyon harcanmış, bu kalemin ekim ayı sonucu ise 119 milyon olarak açıklanmıştı. Güvenlik ve savunma harcamaları da kasım ayında tavan yaptı. Güvenlik ve savunma için 837 milyon 350 bin TL harcandı. Ekim ayında bu kalem için 477 milyon TL harcanmıştı. Kasım ayında silah, araç gereç ve savaş teçhizatları için 384 milyon 557 bin TL harcandı. Ekim ayında bu rakam 103 milyon olarak tabloya yansımıştı. Maliye Bakanlığı’nca, kasım ayı ile ocakkasım dönemine ilişkin bütçe uygulama sonuçları açıklandı. Yılın 11 ayının harcamalarına ilişkin tabloda dikkat çeken unsurlar şöyle: Güvenlik ve savunmaya yönelik mal, malzeme ve hizmet alımları için kasım ayında, 837 milyon 350 bin lira harcandı. Güvenlik ve savunma harcamaları ekim ayına göre iki kat arttı. Ekim ayında bu kalemde 477 milyon 209 bin TL harcanmıştı. Bu alanda harcama en çok silah, araç, gereç ve savaş teçhizatı alımı için harcandı. 384 milyon 557 bin TL silah ve savaş teç hizatı alımı için harcanırken 62 milyon 801 bin TL’lik mühimmat alındı. Ekim ayında bu kalemlerde yapılan harcamala rın, kasım ayı harcamalarının yaklaşık 3’te birine denk geldiği görüldü. HARCAMALARDA 2016’NIN REKORU KIRILDI Güvenlik ve Savunmaya yönelik alımlar ve bunun içindeki silah, araç, gereç ve savaş teçhizatı alımları ile mühimmat alımları rakamlar, 2016 yılının rekorunun kasım ayında kırıldığını gösterdi. Güvenlik ve savunma için en son mayıs ayında 496 milyon 857 bin TL para harcanmıştı. 11 ayda 3.5 milyar: Güvenlik ve savunmaya yılın 11 ayında harcanan toplam miktar ise dudak uçuklattı. 11 aylık toplam harcamanın 3 milyar 553 milyon 412 bin TL olduğu görüldü. Güvenlik ve savunmaya yö nelik silah, araç, gereç ve savaş teçhizatı alımına ise 2016 yılında toplamda 1 milyar 274 milyon 856 bin TL para harcandı. Mühimmat alımına ise bütçeden toplamda 326 milyon 829 bin lira harcandı. İki kat örtüldü: Örtülü ödenek olarak bilinen “Gizli Hizmet Giderleri”nde de kasım ayında yapılan harcama, 2016 yılının 10 ayının en yükseği oldu. Kasım ayında örtülü ödenekten 228 milyon 238 bin TL harcandı. Örtülü ödenek harcaması ekim ayını ikiye katladı. Ekim ayında “örtülü”den 119 milyon 716 bin TL harcanmıştı. 11 ayda 1 buçuk milyar: Yılın 11 ayında örtülü ödenekten yapılan toplam harcama da 1 milyar 457 milyon 31 TL olarak görüldü. 8 milyon ek kiralık araca: Kasım ayında kiralık taşıt için 38 milyon 7 TL harcandı. Ekim ayında bu kalemden 30 milyon 788 bin TL harcanmıştı. Temmuz ayında 53 milyon 537 bin TL parayı taşıt kiralamak için harcayan devlet, bu kalemde diğer aylarda tasaruruf yapmış, harcamayı ekim ayında yaklaşık 30 milyona kadar düşürmüştü. Ancak bir ayda taşıt kiralamak için yaklaşık 8 mil yon TL daha fazla para verilmesi dikkat çekti. Kayyımın faturası: Çok sayıda HDP’li belediyenin kayyım idaresine geçişi ile birlikte, mahalli idarelere yapılan Hazine yardımlarında da kasım ayında rekor kırıldı. Mahalli idarelere ekim ayında yapılan 110 milyon TL’lik yardım, kasım ayında 180 milyona kadar çıktı. Özellikle belediyelere yapılan Hazine yardımının 57 milyon olması dikkat çekerken, bu kalemde ekim ayında 8 milyon TL harcama yapılmıştı. l ANKARA İbret Nerden başlasam, nerede bitirsem bilemiyorum. Dış politika mı, iç politika mı, yoksa tüm bunlar çerçevesinde içine düştüğümüz şu feci hal, şu ahlak zafiyeti mi, hangisi yazılmalı, hangisinden başlamalı? Dış politikada, Türkiye’nin nasıl bir siyaset izlediği anlaşılır gibi değil artık. Halep’te yaşanan insanlık dramına kayıtsız kalmak mümkün değil, ama sonuçta, yeni müttefikimiz Rusya bu konuda çok farklı şeyler söylüyor, itirazı olan onlar ile konuşsa diyorum. İslamcı kesime göre “İran katliamın sorumlusu”, peki Yemen’de Suudlar onca sivili ve dahi hastaneleri bombalarken neden bu ülke insanlık dramı sorumlusu, kimse Suudi Arabistan elçiliği önünde gösteri yapmadı? Mesele vicdan meselesi ise, nasıl bir vicdan bu? İnsanlık hali, insan yanılır, siyaset böyledir, hata yapılır, dahası elde olmayan nedenler ile de zora düşülür, ama kim ne konuda yanıldı, dış siyaset nasıl zora düştü muhasebesi yapılmayacak mı? Yapılmayınca, yapılamayınca, Suriye konusu sonuçta, Hüsnü Mahalli’nin gözaltına alınması ile, onun başına patladı. Oysa, İslamcı kesimde büyük laflar edenler Suriye’yi ondan öğrenmişti, Şam’a ilk kez onun çabaları ile ayak basmıştı, o zamanlar “Hüsnü Abi” idi, kendisine yapılan büyük haksızlığı, “Gözaltına alınması kötü ama, Esad da iddia ettiği gibi iyi adam değildi” diye geçiştirenler dahil hepsini, güzel ülkesi Suriye ile o tanıştırmıştı. Türkiye ile Suriye’nin yakınlaşması konusunda gösterdiği çabada niyetinin halis olduğundan kuşkulanmak için ise hiçbir neden yok. Bu noktada, Aslı Aydıntaşbaş’ın dünkü yazısının sonunda söylediklerine katılmamak elde değil. Tamam mevcut koşullarda medyada barınmak zor zenaat, halden anlıyoruz da, karalama, sindirme kampanyalarına fazladan heveskârlığa ne demeli? Aynı şey, Kürt siyaseti konusunda geçerli, üstelik bu konuda heveskârlığın, ateşe körükle gitmek, ülkede iç savaş körüklemeye kadar varabilecek büyük vebali var. OHAL koşullarında ve mevcut atmosfer içinde, herkesin üzerinde zaten müttefik olduğu “teröre lanet” dışında Kürt meselesine dair tek laf etmek mümkün değil, oysa bu girdaptan çıkışın yolu daha fazla konuşmak, derde deva aramak olmalıydı. Hal böyle iken, zaten öfkeli olan insanlarımızı kışkırtmaktan ve de iktidarın gözüne girme çabasından başka işe yaramayan heveskârlıklara kapılmak hangi insani gerekçe ile açıklanabilir? Bugünlere gelmemizde, ülkesinden, ülkesinde yaşayanlardan ziyade kendi çıkarını düşünmenin/ düşünenlerin büyük rolü oldu, o nedenle mesele sıradan bir korkaklık, bencillik, çıkarcılık meselesi değil, daha vahim bir mesele. Zamanında, iktidar partisinden bir arkadaşıma söylemiştim, “Haysiyetsiz dostunuz olacağına, haysiyetli muhalifiniz olsun”. Haysiyetli insanlardan vatan haini, ülke düşmanı çıkmaz, sorunu yanlış yerde arıyorsunuz. Muhalifleri, HDP’lileri hapse tıkmakla selamete çıkmayacağız, tam tersine, bu ülkede yaşayan insanlar bu yolla, birbirine daha fazla düşman olacaklar, göz göre göre böyle bir hataya nasıl düşülür, anlamakta zorlanıyorum. Nihayet “seferberlik ilanı” ve Cumhurbaşkanı’nın vatandaşı terör ile mücadele adına bilgi sağlamaya davet ettiği söylevi, çok tehlikeli bir mecranın önünü açıyor. Normal şartlar altında, zaten bir terör eyleminden haberdar olan vatandaşın bunu gizlemek gibi bir tutumu olamaz, ancak terörle mücadelede istihbarat, devletin güvenlik birimlerinin sorumluluğudur, yoksa iş göze girmek için veya kendi husumetini dolayısı ile birilerini gammazlamaya, jurnalciliğe varır. Böylesi ortamlar tekinsiz ortamlardır, dahası tüm otoriter rejimlerde olduğu gibi toplumsal ahlakı yozlaştırır. Her vesile ile tarihe müracaat edenler, II. Abdülhamid döneminde jurnalciliğin sonuçlarına baksınlar. Bu dönem sıklıkla resmedildiği gibi tam bir zulüm dönemi değildi, verilen jurnallerin çoğu zaten dikkate alınmıyordu, ama çok ciddi bir toplumsal yozlaşmanın kapısı açılmıştı. Makam almak isteyen, birbirinden intikam almak isteyen işi jurnalciliğe dökmüştü, en kötüsü devletin kurumları zaafa uğramıştı. Bir jurnalci “…efendim ve kulları arasında en müşkül bir cihet vardı ki, o da resmiyet idi, bu resmiyet hamdolsun bütün bütün ortadan kalktı” diye söze başlayıp “…efendimizin kılı kadar değeri olmayan valilerle resmi bırakıp, serbestane teatlı..”lıktan dem vuruyordu (Asaf Tugay, İbret/ Abdülhamid’e verilen Jurnaller ve Jurnalciler, Okat Yayınevi, 54). Devletin valisini aşıp, “efendi”sine doğrudan bağlantı kurma hevesi var ya, işte bu yol açılınca hiçbir kurum, kural, hukuk işlemez; işin kötüsü bu düzenin “efendisi”ne de faydası olmaz. Zap’ta 29 PKK’li öldürüldü Türk Silahlı Kuvvetleri, 11 Aralık’ta Irak’ın kuzeyindeki Zap bölgesine savaş uçakları ile düzenlenen hava harekâtında 29 PKK’linin öldürüldüğünü belirtti. Öldürülen PKK’lilerden 4’ünün örgüt yöneticisi olduğu ifade edildi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle