Katalog

Pazartesi 12 Aralık 2016 4 30 8pol si Vefa Karakurdu Adem Serin Sivil şehi t Okan Doğan Hasan Bilgin Hüseyin Dalgılıç Süleyman Sorkut Bora Çelik Ali Aksoy Durmuş Öcal Yasin İke Mustafa Öztürk Hamdi Dikmen Oğuzhan Duyar Metin Düzgün Nazif E. Horoz Uğur Ürker Mustafa Devrilmez Murat Yılmaz Çetin Sarıkaya Mehmet Zengin Adem Oğuz Tunç Uncu Velat Demiroğlu Berkay Akbaş İlker Uylaş Kadir Yıldırım Ahmet Dokuyucu Hamit Şahin Soner İdil Görkem Yazıcı Mehmet Atıcı Osman Börklüoğlu Hakan Tanrıkulu Selin Çelik Mehmet Taş Ali Osman Şahin Öyayrkıümle..r. teröre teslim olmayız EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY/ELİF TOKBAY PISA neyi ölçüyor? PISA, uluslararası eğitim düzeyi değerlendirme sistemi. Türkiye’nin de katıldığı bu sistem dünya ölçeğinde ortaöğretim düzeyi öğrencilerinin üç alanda durumunu saptıyor: Matematiksel düşünme becerisi, Fen bilimlerini kavrama, Okuduğunu anlama ve anlamlandırma. Her üç alanda da bizim öğrencilerimiz ortalamanın altında kalıyordu. 2015 yılında ise her üç alanda da ciddi gerileme var. 70 ülke arasında sıralama yıllara göre şöyle: Oğlum katledildiBütün gece oğlu Berkay’ı ararken ölüm haberini alan acılı babanın feryadı: Evin tek çocuğuydu Bombalı terör saldırısında Ordulu olan Koç Üniversitesi İşletme Bölümü son sınıf öğrencisi Görkem Yazıcı da şehit oldu. Perşembe doğumlu Görkem Yazıcı’nın annesiyle birlikte İstanbul’da yaşadığı, babasının ise vefat ettiği belirtildi. Evin tek çocuğu olan Görkem Yazıcı’nın Amerikan futbolu sporcusu olduğu ifade edildi. Görkem Yazıcı’nın ailesinin isteği üzerine cenazesinin İstanbul’da toprağa verileceği belirtildi. İKİZLERİ YETİM KALDI Konyalı şehit polis Nazif Emre Horoz 24 yaşındaydı. Horoz’un 2 yıllık evli olduğu, 6 aylık Erva ve Elif adında ikiz bebeklerinin bulunduğu belirtildi. Dolmuşta YAKALANDI Patlama sırasında Taksim’e giden dolmuşta yaralanan 28 yaşındaki bankacı Selin Çelik, Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne getirildi. Yoğun bakımda tedavisi yapılan Selin Çelik dün gece geç saatlerde yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Patlamanın olduğu yerin yakınlarından taksiyle geçerken ölüme yakalanan Mustafa Berkay Akbaş (19) Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisiydi. Akbaş, biten vize sınavlarının ardından biraz nefes alma için arkadaşlarıyla Ankara’dan İstanbul’a gelmişti. 2 günlüğüne geldiği şehir onu sonsuzluğa yolculadı. Oğullarının cenazesini teslim almak için İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gelen aile feryat etti. Akbaş’ın cenazesini alan baba Salim Akbaş, “Oğlum 19 yaşındaydı. Tıp Fakültesi 2. sınıf öğrencisiydi. Gezmek için geldiler. Tesadüfen taksiyle oradan geçiyorlar. Hepsi bu... Sadece bu.... Bu kadar tesadüf, bu kadar basit ve bu kadar ucuz... Bunun için mi şehit? Baba Akbaş, gözyaşlarına boğuldu. Ben istemiyorum oğlum şehit olsun. Gençlik Kolları üyesi olduğu ve Oğlum katledildi. Ben başka bir şey 56 Eylül 2014 tarihleri arasında demiyorum” diye konuştu. gerçekleştirilen CHP kurultayında Tolga ve Caner’den vefaBerkay,tıpfakültesiöğrencisiydi. Mustafa Berkay Akbaş’ın CHP görev yaptığı öğrenildi. Patlamada şehit olan Kartal Yuvası çalışanlarından Tunç Uncu (29) fanatik Beşiktaşlıydı. Uncu’nun hayatını kaybetmeden kısa süre önce fotoğraf paylaşım sitesinde satış danışmanı kartının fotoğrafını paylaştığı görüldü. Patlamanın ardından uzun bir süre haber alınamayan Uncu’nun yakınlarının ise Uncu’yu bulmak için sosyal medyadaki fotoğraflarının altına, “Tunç, teyzem seni merak ediyor, arar mısın” gibi yorumlar yazmaları içleri acıttı. Uncu, dün törende gözyaşları içinde toprağa verildi. Zincirlikuyu Camii’nde kılınan cenaze namazına Beşiktaş Kulübü yöneticileri ve futbolcuları, 2. Başkanı Ahmet Nur Çebi ile yönetim kurulu üyelerinden Ahmet Caner Tolga Ürkmezgil, Berk Hacıgüzeller, Cihat Kumuşoğlu, Hüseyin Mican, Hakan Özköse, Erdal Karacan ve Candaş Tolga Işık, Beşiktaş Kulübü Genel Koordinatörü Levent Çifter, futbol takımı antrenörü Tamer Tuna, fut bolculardan Caner Erkin, Tolga Zengin, Olcay Şahan ve Oğuzhan Özyakup ile Tunç Uncu’nun ailesi ve yakınları katıldı. Yaklaşık 10 gün önce Caner Erkin’in Kartal Yuvası’ndaki imza töreninde siyah beyazlı futbolcudan imza alan Tunç Uncu, bu neşeli anı sosyal medya hesabından paylaşmıştı. Caner Erkin, terör saldırısı sonrası hayatını kaybeden Tunç Uncu ile olan karesini “Gülüşler yavaş yavaş soluyor. Mekânın cennet olsun Tunç kardeş. Hepimizin başı sağolsun” notuyla paylaşmıştı. Caner Tunç’un cenaze töreninde de en ön safta yer aldı. Ölenler arasında bulunan İsmail Koç ise Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi mezunuydu. MAç OLAYSIZ BİTTİ AMA... Vodafone Arena’dan Sorumlu Özel Güvenlik Şube Emniyet Müdürü ve Kongre üyesi Vefa Karakurdu evli ve iki çocuk babasıydı. Karakurdu’nun babası Erdal Karakurdu da oğlu gibi emniyet müdürüydü. Vefa Karakurdu’nun kardeşi Sabri Ferda Karakurdu da 2008 yılında Zonguldak Ereğli ilçesine bağlı Gülüç beldesinde geçirdiği trafik kazası sonucu 3 arkadaşı ile birlikte hayatını kaybetmişti. Terör saldırısından saniyelerle kurtulan Habertürk muhabiri Kartal Yiğit, Karakurdu ile son konuşmasını anlattı. Yiğit, “Pat lamanın olduğu yerden ilerler ken Vefa Müdür’ü gördüm. ‘Kar deşim buralarda durma’ de di. Sonra tanıdık bir birimizi. O bana, ben ona sarıldım. ‘Ya görü yor musun, 1500 Bur salı taraftar geldi. Bak olaysız bitti. Olaysız bitti ama bak sabah tan beri kaç tane po lis peşlerinde güven liklerini sağlamak için çaba harcıyor’ dedi” diye konuştu. Vatan’daki törende Karakurdu’nun çocukları babalarına veda etti. AKP’nin 14 yıllık iktidarında her üç alanda da ciddi gerileme yaşanıyor. Her üç alanda da 35. sıradan 50. sıraya gerileyen bir durum var. Eğitimciler bu durumu “ezberci eğitim”e bağlıyorlar. Genelde haklılar. Ancak sorun bundan çok daha derinde yatıyor. Ezberci eğitimi ben de dahil çok eğitim düşünürü eleştirdi. Ama bu 14 yılda çok daha farklı bir dönüşüm oldu: Tarikatlar eliyle yapılan dinsel eğitim, öğrencilerin zihinsel becerilerini çok olumsuz etkiledi. Yazın açılan Kuran kursları sadece din ve Kuran eğitimi olmadı. İnanç dışında olan her şeyi öğrencinin zihninden uzaklaştırdı. İmanı öğretirken bilimi, sanatı öğrenimin dışına itti. Siyasal iktidar her söyleminde “dindar ve kindar gençlik” hedefini gösterdi. Arapça, Osmanlıca, İslam tarihi, İslam inancı eğitimin en büyük hedefi yapıldı. Böylece; Soru sorması yasaklanmış, Tartışması engellenmiş, Farklı düşünmesi suçlanmış, Karşı çıkması dışlanmış bir öğreti, eğitimin temeli yapıldı. Köy Enstitüleri kapatıldı. Köy Enstitüleri neden kapatıldı? Çünkü, bu sistemde yetişen ve yetişecek olanlar: Soru soruyorlardı. Tartışıyorlardı. Farklı düşünmeleri destekleniyordu. Karşı çıkmaları suçlanmıyordu. Böyle yetişecek insanlar, toprak ağalarının, emek sömürücülerinin, iktidar yağmacılarının işine gelmedi. Köy Enstitüleri Demokrat Parti döneminde kapatıldı. Demokrat Parti, Adalet Partisi, Adalet ve Kalkınma Partisi gitgide dini kimliği artarak temsil eden sağcı partilerdir. Artık siyasal iktidar dinci kimliğini açıkça ortaya koymaktadır. Bu durumda PISA değerlendirmesinden ne bekleyebilirsiniz? Bu durum bile 93 yıllık Cumhuriyetten henüz kalanlar sayesindedir. Bu gidişle Trinidad Tobacco ile Katar arasında bir yer almamız şaşırtıcı olmaz. HHH PISA, bileni değil, düşüneni değerlendiriyor. Bilmeyi değil, bilgiyi kullanmayı ölçüyor. Seçenekleri fark etmeyi, seçenek üretmeyi arıyor. Bellemeyi değil, tartışan düşünceyi önceliyor. Hadi bunlar eğitiminizde yok. Hukukunuzda var mı? Yargıcınız var, savcınız var, kanunlarınız var, Saraylarınız var ama ADALETİNİZ YOK. Şimdi anlaşılıyor mu, Cumhuriyet tutuklularının neden Silivri’de oldukları? Akın Atalay’ın, Murat Sabuncu’nun, Kadri Gürsel’in, Güray Öz’ün, Hakan Kara’nın, Turhan Günay’ın, Musa Kart’ın, Önder Çelik’in, Bülent Utku’nun, Mustafa Kemal Güngör’ün neden yattıklarını PISA araştırması ortaya koyuyor. Çünkü, itaat etmiyor, düşünüyorlar. Çünkü, boyun eğmiyor, soru soruyorlar. Çünkü, tartışıyorlar, eleştiriyorlar. Çünkü, bildiklerini aktarıyor, düşüncelerini yazıyorlar. Suçlular, çünkü iktidar yalakası olmuyorlar. Suçlular, çünkü uygarlar. Eyyy PISA! Anlayana ne çok şey anlatıyorsun. Bir kültür turnusolu gibisin. Anlamayana da yerini bildiriyorsun. Daha ne olsun? KIRMIZI IŞIKTA DURDU Diyarbakırlı Velat Demiroğlu (24), ölüme şoförlüğünü yaptığı minibüste, stadın önündeki kırmızı ışıkta durunca yakalandı. Demiroğlu, İstanbul’da ailesiyle yaşıyordu. İ Z L E N İ M Pamuk ipliğine bağlı hayatımız HAZAL OCAK Dolmabahçe’yi kana bulayan terör saldırısından bir saat öncesiydi... Beşiktaş Ihlamurdere’deki evimden Taksim Cihangir’e gidiyorum. Her yerde maç heyecanı, her yerde taraftar coşkusu vardı... Yoğunluktan taksi bulamıyorum, sarı dolmuş kuyruğuna giriyorum. Onlarca insan aralık ayına karşın güzel bir havada uzun kalabalık oluşturmuş, dolmuş kuyruğunda bekliyordu. Sarı dolmuş, İstanbul’un her yerin den duyulan patlamadan 1 saat önce, stadın önünden geçerken maç bitmek üzereydi. Saldırı haberinin ardından Cihangir’de müzik birden kesildi; herkes evlerine çabucak ulaşma isteğiyle dağılmaya koyuldu. Bir anda fısıltı gazetesi devreye girdi. Kulaktan kulağa, “sokaklarda bir patlama daha olabilirmiş, yollar kapalıymış, silah sesleri duyuluyormuş” haberleri yayılmaya baş ladı. Bir anda Cihangir’de televizyonu açık olan bakkallarda insanlar toplanmaya başladı. Yüzler üzgün ve acılıydı. Kimisinde de büyük bir tedirginlik vardı. Yakınlarının hayatlarından da endişe ediyorlardı. Taksim Meydanı’na geldiğimizde trafik altüst olmuş, her yerden ambulanslar geçiyordu. Sürekli telefonum çalıyor, arkadaşlarım güvende olup olmadığımı, durumumu soruyordu. Ve bir anda Taksim Meydanı’ndaki cumartesi kalabalığı kay boldu. İnsan seslerinin yerini ambulans ve polisin siren sesleri aldı. Gezi Parki’nın Osmanbey yönüne doğru olan çıkışına ulaştığımızda polis, ambulans için trafiği açmaya, çok sayıda insan da taksi bulmaya çalışıyordu. Helikopterler uçuyor, polis olay yerinde güvenliği sağlamaya uğraşıyordu. Çok sayıda insan Taksim’de bir hastane olmamasından yakınıyor; hayatlarının “pamuk ipliğine bağlı olmasına” isyan ediyordu... l İSTANBUL C MY B