02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ Bank of China, iki ay içinde faaliyete geçecek Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Mehmet Ali Akben, Bank of China’nın (BOC) yılbaşına kalmadan Türkiye’de faaliyetlerine başlayabileceğini söyledi. Akben, Bank of China’nın Başkan Yardımcısı ve heyeti ile görüşme yaptıklarını kaydetti. Bank of China Türkiye’de geçen yıl mevduat bankası kurmak için hazırlıklara başlamıştı. En kötü kriz kapıda8 EDİTÖR:ŞEHRİBANKIRAÇ TASARIM:BAHADIRAKTAŞ Pazartesi 7 Kasım 2016 Kurda son 2 aydaki tırmanış şirketlerin dış borç yükünü 60 milyar liranın üzerinde artırdı. Ekonomistlere göre böyle giderse üretim duracak, iflaslar ve işsizlik artacak Özel sektörün dış borcu 300 milyar dolara yaklaşırken, kur ris ki ise 210 milyar doları aştı. Dolarda eylül ayından bugüne kadar süregelen dalgalanma larla yüzde 7’e varan artış bu borca TL cinsinden 63 milyar liralık ek yük daha getirdi. Je opolitik riskler ve belirsizlik lerin yanı sıra AYFER ARSLAN özellikle Fed’in faiz artırım sürecine girmesiy le dövizde yük selişin hızlanacağını belir ten ekonomistler, kur riski nedeniyle reel sektörün kre di borçlarını ödemekte zorla nabileceğine dikkat çekti. Bu nun da beraberinde iflasları getireceğini ve işsizler ordu sunun büyüyeceğini öngören uzmanlar, “Böyle giderse Tür kiye, tarihinin en kötü krizini yaşayabilir. 2017 yılı çok da ha sorunlu geçmeye aday gö rünüyor” uyarısında bulundu. Merkez Bankası verilerine göre, özel sektörün dış bor cu Ağustos 2016 itibarıyla 296 milyar dolar. İlk sekiz ay da 13 mil yar dolar lık bir ar tış olurken, bu tutarın yakla şık Aziz Konukman Önce güvenlik Türkiye ve Rusya arasında yaşanan uçak krizi, terör saldırıları ve dar be girişimlerinin ardından se zonu büyük kayıplarla kapatan tu rizmciler, Harika Güral gelecek dönemler için tu ristin önceliğinin güvenlik olduğunu açıkladı. Güral Şirketler Grubu Başkan Yardımcısı Hari ka Güral, Türk turizmi için çok önemli olan Rus turis tin Türkiye’yi 2017 takvimi ne aldığını belirtti. Güral, tu rizmin geliştirilmesinin an cak devlet desteğiyle sağ lanabileceğini anlatarak, “Güvenlik turist için önce likli kriter. Terör olayları ve darbe girişimi turizmi olum suz etkiledi” dedi. Güral ay rıca, Güral Premier Hotels & Resorts’un ‘World Luxury Hotel Awards’dan iki ödül aldığını açıkladı. l Ekonomi Servisi Ode’den yatırım Ode Yalıtım, yeni üretim üssünü Eskişehir’de kuruyor. 75 dönümde kuracağı yeni fabrika için toplam 100 milyon TL’lik yatırım yapacak olan şirket, Eskişehir fabrikasının ilk fazını tamamladı. 2017’nin ilk çeyreğinde Eskişehir tesisinde üretimin başlamasını hedeflediklerini anlatan Ode Yalıtım Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, “2030 ihtiyaçlarına göre tasarlanan Eskişehir fabrikasının açılmasıyla kauçuk köpüğü üretim miktarını 20 bin tona çıkartacağız” dedi. l Ekonomi Servisi 208 milyar doları uzun vadeli borçlardan oluşuyor. Tabii özel sektör dış borcunda kritik konulardan birisi de varlıkların yükümlülükleri ne ölçüde karşılayabildiği. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2016 Ağustos verilerine göre, finansal kesim dışındaki firmaların yükümlülükleri 3.2 milyar dolar artarken, net döviz pozisyonu ise 210 milyar 520 milyon dolar olarak gerçekleşti. Buna göre şirketlerin kur riski Temmuz 2016 dönemine göre 1.4 milyar dolar daha artmış oldu. Üretimi baltalar Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Aziz Konukman, hükümetin Fed’in faiz artışına karşı bir B planının olması gerektiğini vurgulayarak, “Şu anda özel sektörün kısa vadeli çevirebileceği dış borç, Merkez Bankası rezervlerinin üzerinde. Kurun yükselmesi Türkiye’yi çok ciddi bir döviz girdabına sürükleyebilir. Türkiye’nin bir saatli bombanın üzerinde oturduğunu bilmesi gerekir” dedi. Kamuözel ortaklı projelerin hepsinde Hazine garantisi var. Bütçede görünmediği için bir taşla iki kuş vuruyorlar. Hem büyük yatırımları ödeme garantisi ile yapıyorlar, hem de bütçe üzerindeki yükü görünmüyor. Böylece bütçede maskelenmiş oluyor. Bugünkü koşullarda bütün projelerin rafa kalkması lazım. Aksi halde sadece yurtdışından gelecek sıcak para girişine bel bağlamak yatırımları, üretimi, istihdamı olumsuz etkileyecek” diye konuştu. Özel sektörün döviz borcu korkutuyor Özel sektör borçlarının döviz kompozisyonuna bakıldığında, ağırlığın dolar cinsi borçlarda olduğu görülüyor. Merkez Bankası Ağustos 2016 verilerine göre, 207.9 milyar dolar tutarındaki uzun vadeli kredi borcunun yüzde 58.3’ünü ABD Doları, yüzde 34.5’inin Avro, yüzde 5.1’i Türk Lirası ve yüzde 2.1’i ise diğer döviz cinslerinden oluşuyor. 18.1 milyar dolar tutarındaki kısa vadeli kredi borcun ise yüzde 46.3’ünün ABD Doları, yüzde 33.2’sinin Avro, yüzde 20.2’sinin Türk Lirası ve yüzde 0.3’ünün ise diğer döviz cinslerinden oluştuğu dikkati çekiyor. Özkaynaklar zayıflıyor Türkiye’nin 2003 yılından beri sürekli bir büyüyen cari açık verdiğini belirten Ekonomist Uğur Civelek de, son 13 yılda birikimli cari açığın 490 milyar dolar ile yurtiçi hasılanın yüzde 60’ını aştığını ifade etti. Özelleştirme kapsamında yabancılara yapılan satışlara ve diğer doğrudan yatırım girişlerine rağmen dış finansman ihtiyacının kontrolsüz bir şekilde arttığına dikkat çeken Civelek, şu uyarılarda bulundu: “Yerleşiklerin ve yabancıların taşıdığı toplam kur riskinin hacmi, yurtiçi hasılanın yüzde 50’sini aştı. Türkiye’nin dış borcu içerisinde özel sektörün büyük bir ağırlığı var. Toplam kur riski 400 milyar dolara yakın. Finansman dışardan aksadığında ve beklentiler olumsuzlaşınca, kurlarda hareket başlıyor. Hükümet istediği kadar faizleri düşürmeye çalışsın kuru tutamazsınız. Dolayısıyla taşınan kur riskinin yüksekliği, dışardan finansman girişinin aksaması ve hükümetin faizleri düşürmek için baskı yapması döviz kuru üzerinde baskı yaratıyor. Türk firmalarının taşıdığı kur riski de 200 milyar dolara yakın. Kurdaki her hareket bu şirketlerin özkaynaklarını eritiyor, kredileri ödeyemez hale getiriyor. Kurdaki her yüzde 10’luk artış 10 milyar dolarlık kayıp demek. Böyle giderse Türkiye tarihinin en kötü krizini yaşayabilir. 2017 yılı çok daha sorunlu geçmeye aday görünüyor.” Uğur Civelek Çalışana yılda bir zam Willis Towers Watson’a göre son yıllarda çalışanların ücretlerine yapılan zamlar yılda bire düştü. 2017 özel sektör zamları yüzde 10’u geçmeyecek Elektrikte kesinti yüzde 70 arttı Tüketici Birliği Federasyonu Elektrik Kesinti Endeksi (EKE) Çalışma Grubu verilerine göre Elektrik Kesinti Endeksi 2016 yılı ekim döneminde bir önceki aya göre yüzde 70.18 artarak 175.81 oldu. En en fazla kesinti Antalya, İzmir, Konya’da oldu. Firma bazında en çok kesinti, Toroslar EDAŞ, Meram Elektrik Dağıtım AŞ ve Uludağ Elektrik Dağıtım AŞ’de oldu. Bu dönemde gerçekleşen kesintileri geçen yılın aynı dönemine göre, yüzde 61.18 oranında artışa işaret etti. En yüksek planlı elektrik kesintisi gerçekleşen beş il; Antalya, İzmir, Konya, Ankara, Bursa olurken en az planlı elektrik kesintisi gerçekleşen iller; Ardahan, Şır nak ve Uşak oldu. Öte yandan gün öncesi spot elektrik piyasasında bir megavatsaat elektriğin fiyatı bugün için en yüksek 180.24 lira, en düşük 11 kuruş olarak açıklandı. Enerji Piyasaları İşletme AŞ verilerine göre, dün elektrik piyasasında 78 milyon 691 bin 680 liralık işlem hacmine ulaşıldı. l Ekonomi Servisi Danışmanlık, brokerlik ve iş çözümleri şirketi Willis Towers Watson Türkiye’nin verilerine göre yeni yılda özel şirket çalışanlarına yapılacak ücret zammı ortalama yüzde 8 olacak. En yüksek ücret artışı oranı ise yüzde ile sigorta ve otomotiv sektörlerinde görülecek. Ücret artışının farklı sektörlerde yüzde 6.8 ile yüzde 10 bandında değişmesini beklediklerini açıklayan Willis Towers Watson Türkiye Ücret Araştırmaları Yöneticisi Kerem Tuzlacı, son yıllarda zamların yılda bire düşürüldüğünü vurgulayarak, “Enflasyon oranındaki yüzde 6.2 10.5 aralığındaki değişimlere rağmen, ücret artışları yüzde 8 8.5 aralığında yer alıyor. Dolayısıyla enflasyon ile ücret artışları arasındaki ilişkinin belirli bir oranda zayıfladığını görüyoruz” dedi. Diğer şirkete bakıyor Tuzlacı, yüksek enflasyonun görüldüğü 90’lı yıllarda şirketler yılda iki kez ücret artışı yaparken, 2000’li yılların başında ise çeyrek dönemlerde ücret artışına gidildiğini aktardı. Araştırmaya göre, şirketler, genel ücret artış bütçelerini belirlerken sektör ve ülke genelindeki diğer şirketlerin ücret artış beklentilerini baz alıyorlar. Çalışanların bireysel ücret artış oranları belirlenirken ise önce bireysel performans, ardından çalışanların hem şirket içinde, hem de sektördeki benzer rollere göre ücret karşılaştırmaları dikkate alınıyor. l Ekonomi Servisi Frenleri patladı Siyasal İslamın AKP rejiminin frenleri 15 Temmuz’da patladı; artık ülkeyi hızla bir kaosa doğru sürüklüyor. Karanlık bilanço Ekonomi, 2015’in son çeyreğinden bu yana yavaşlıyor. Kredi notu çöp düzeyine düştü. Türk Lirası değer kaybetmeye devam ediyor. Bankaların faizleri piyasa sinyallerine göre değil, siyasi idarenin kaprislerine göre belirleniyor. Mali sektörün kararları adeta vatan hainliği suçlamasına endekslenmiş. Bu arka plan üzerinde, Wall Street Journal’a göre, yalnızca 15 Temmuz’dan sonra devlet 496 şirkete el koymuş, “Yatırımcılar açısından riskler oransız düzeyde artmış”. Belli ki özel mülkiyetin güvencesi artık siyasi idarenin iki dudağı arasında. Kısacası, çoktan neoliberal vahşi kapitalizmin ötesine, “devlet kapitalizmi” yağına bulaşık bir “rantiyeahbap çavuş” kapitalizmine dönüşen Türkiye ekonomisinin geleceği karanlık. Siyasetin resmi çok daha karanlık: Bir askeri darbe girişimi yaşandı 200’den fazla insan öldü, Meclis bombalandı ama hâlâ birçok kritik soru cevabını aramaya devam ediyor. Darbe fiyaskosunun ardından, çok önceden hazırlanmış birtakım listeler devreye girdi, 100 binden fazla insan işten atıldı; on binlerce insan tutuklandı. Bu arada ağır işkenceler yapıldığına ilişkin söylentiler yeniden nüksetti. Bir bakan, bunları araştırmayacağız dedi. Zaten insan haklarının da resmen askıya alındığı açıklanmıştı. İşten atılanlar çoluk çocuk açlığa itilirken, mala mülke el koymalar, işletme kapatmalar, düpedüz mülksüzleştirmeler birbirini izlemeye başladı. Kürt nüfusun çoğunlukta olduğu bölgelerde, kimi belediyelerin yönetimlerine, seçilmişler bir kenara itilerek kayyım atanması yoluyla el kondu. OHAL ilan edilerek yasama süreci de devreden çıkarıldı. Siyasal İslamın AKP rejimi, devletin tüm kurumlarına doğrudan el koyma sürecini tamamlıyor. Suskunluk ve şaşkınlık Bu süreç, televizyon kanallarının susturulmasıyla, gazetelerin kapatılmasıyla tamamlanarak gelip Cumhuriyet gazetesi yönetiminin ve yazarlarını, en hafifiyle akla ziyan gerekçelerle, kendisi de bizzat FETÖ üyesi olmakla suçlanan bir savcının emriyle tutuklanarak Silivri’ye gönderilmesine kadar geldi. Bu arada “Proje okullar”, “taraftarları silahlandırma”, “özel kuvvetlere” ilk kez TSK dışından personel alma hazırlıkları... İdam cezasını geri getirme çabaları... İnternet kesintileri, sosyal medya sansürleri... düzmece iddianameler, derken HDP liderliğinin adeta yaka paça tutuklanması... korkunç bir siyasi manzara çiziyor. Siyasi idarenin sözcüleri, ABD ve Avrupa’dan gelen eleştirilere kayıtsız kalmanın ötesinde, diplomatik dili, kimi zaman da ahlak sınırını zorlayan cevaplar veriyor. Sınıra yığılan tanklarla, patlayan bombalarla, bu noktadan sonra nereye gidileceği artık tümden belirsizleşiyor. Tüm bunlar olurken, toplumun geri kalanında bir direnme çabası, yol arayışı şekillenirken, ana muhalefet partisinde garip bir şaşkınlık, kararsızlık görüyoruz. CHP lideri, HDP milletvekillerinin gözaltına alınması üzerine, “Demokrasiyi savunuyorsanız seçimle gelenlerin seçimle gitmesini savunacaksınız. Aksi halde demokrasiyi katledersiniz” ya da “Sivrisineklerle uğraşarak olmaz, bataklığı kurutacaksınız” gibisinden, adeta yaşanan sürecin özelliklerinden tamamen habersiz demeçler veriyor. “Kime diyor acaba? ‘Sivrisinekler’’ kimdir? Demokrasi gemisi limandan ayrılalı çok olmadı mı?” diye düşünmeden edemiyorsunuz. Aklıma Yates’in yukardaki tabloya çok uyan dizeleri geliyor: “Dönerken ve dönerken genişleyen girdabın içinde / Şahin şahinciyi duyamaz; / Her şey dağılır, merkez tutamaz; / Yalnız anarşi salınmıştır dünyanın üzerine, / Kanlakararmış dalga engelsiz yükselir, ve her yerde /Suçsuzluğun töreni boğulur; / En iyilerin eksiktir inancı, en kötüler/ tutkulu bir yeğinlikle doluyken”. ( abç. Çev: Vehbi Taşar. Kimi yerlerde değişiklik yaptım.)  DeFacto’dan 381 mağaza DeFacto, 2016’nın 9 ayında 170 milyon TL yatırım yaptı ve 1.5 milyar TL ciro elde etti. Şirket, mağaza sayısını 381’e yükseltti, çalışan sayısında yüzde 17 artış sağladı. Şirket, 2016 yılını 24 büyüme ile kapatmayı ve yatırım miktarını 206 milyon TL’ye çıkarmayı hedefliyor. DeFacto Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İhsan Ateş, “Yurt içindeki organik ve inorganik büyümeye, yurt dışında da yeni pazarlara girerek ağımızı genişletmeye devam ediyoruz” dedi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle