02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 7 Kasım 2016 EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: EMİNE BİLGET 23EYLÜL2016 NOBEL’lik soruşturma! teslim olmayız 7 Soruşturmaya konu olan o haber ve köşe yazıları çok değil bir ay önce Alternatif Nobel Ödülü’ne layık görüldü Silivri zindanına konulan gazetemiz yazar ve yöneticilerini hedef alan soruşturma tarihe kara bir leke olarak geçecek. Gazetemiz yazar ve yöneticilerine sorgulamada haber ve köşe yazıları sorulurken, gazetecelik tutuklanırken; Cumhuriyet’in ‘o’ haberleri ve köşe yazıları çok değil bir ay önce Alternatif Nobel Ödülü’ne layık görülmüştü. Cumhuriyet’in “tüm baskılara karşın, gerçekleştirdiği bağımsız, korkusuz yayıncılık, araştırmacı gazeteciliğe ve fikir özgürlüğüne verdiği önem nedeniyle” değer gö rüldüğü ödülden 1 ay sonra gazetemize yönelik operasyon Türkiye’nin yaşadığı vahim tabloyu da ortaya koyuyor. Alternatif Nobel Ödülü, Eylül ayında Right Livelihood Vakfı İcra Kurulu Başkanı Ole von Uexkull ve Kurul Üyesi Marianne Andersson tarafından şu sözlerle açıklanmıştı: “Ülkedeki insanlarının geçirdiği bu zor dönemde, büyük riskleri göze alan Cumhuriyet, Türkiye’de ifade özgürlüğünün bayrağını taşımaktadır. Right Livelihood Ödülü, Cumhuriyet’in Türkiye’de ve tüm dünyada ba sın özgürlüğüne sunduğu katkıyı alkışlarken, gazetenin araştırmacı gazeteciliğe verdiği önemin de altını çizmektedir. Türkiye’de ifade özgürlüğünün giderek tehlikeye girdiği bir zamanda Cumhuriyet çok önemli haberlerle ulusal ve uluslararası kamuoyunu etkilemektedir.” Doğru yaşam ödülü Ödülün ardından Cumhuriyet Vakfı Başkanı Orhan Erinç ödülü, “Daha iyi bir yaşam için çaba harcayanlara verilen ‘Doğru Yaşam Ödülü’nün çok özel bir önemi var. Özverili okurları mız olmasaydı bu ödülü alamazdık. İnsan haklarına, kadın haklarına, düşünce ve basın özgürlüğüne, laiklik İlkesine en fazla önem veren gazete olma özelliğini her zaman korudu. Çabalarımız nedeniyle yazarlarımız öldürüldü, hapislere atıldı, saldırılara uğradı, can güvenlikleri tehlikeye girdi. Darbeler, darbe girişimleri, sıkıyönetimler, olağanüstü haller yaşadık. Ama okurlarımızın ‘bilgilenme hakkı’nın kısıtlanmasına hiçbir zaman izin vermedik” sözleriyle okurlarımıza paylaşmıştı. l Haber Merkezi Acil Türkiye çağrısı Yeşiller’in grup başkanı Rebecca Harms, Türkiye’deki son gelişmeleri görüşmek üzere dışişleri bakanları için olağanüstü toplantı istedi BASIN RAPORU Tutuklu gazeteci sayısı 142 P24 Bağımsız Gazetecilik Platformu Olağanüstü Hal’de Gazeteciler raporunun 34.’sü yayımladı. Rapora göre gazetemizin 9 yönetici ve yazarının tutuklanmasıyla hapisteki gazeteci sayısı 142 oldu. 5 Kasım günü, Cumhuriyet gazetesinin aralarında Punto24 Bağımsız Gazetecilik Platformu (P24) kurucularından Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu’nun da bulunduğu 9 yazar ve yöneticisinin tutuklandığı belirtilen raporda tutuklamaların ayrıntıları verildi. Soruşturma kapsamında, yurt dışında bulunan eski genel yayın yönetmeni Can Dündar ve Cumhuriyet Vakfı İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay hakkında da yakalama kararı bulunduğu hatırlatıldı. Raporda, “Cumhuriyet operasyonu yurtdışında ve yurtiçinde büyük tepki toplamış, vatandaşlar gazetenin önünde nöbete başlamıştı. Dünyanın en itibarlı 14 ifade ve basın özgürlüğü örgütü de Erdoğan’a ortak çağrı yayınlamıştı. Şişli binasını AB ülkelerinin konsolosları ziyaret etti. CHP MYK’sini olağanüstü toplantıya çağırdı” denildi. Rapordan özetler l Kapatılan JINHA ajansının İzmir muhabiri Ayşe Yılmaz, 4 Kasım günü İzmir’de gözaltına alındı. l HDP ve Cumhuriyet’e yönelik tutuklamalar sonrasında Avrupa Birliği (AB) büyükelçileri de Ankara da acil bir toplantı düzenledi. l 5 Kasım’da, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından operatörlere gönderilen bir talimat ile VPN servislerinin kapatılması istendi. Bu servisler arasında Türkiye’de kullanıcıların en sık kullandığı VNP sağlayıcıları Tor Project, VPN Master, Hotspot Shield VPN, Psiphon, Zenmate VPN, TunnelBear, Zero VPN, VyprVPN, Private Internet Access VPN, Espress VPN, IPVanish VPN var. l Başbakanlık ve ilgili bakanın onayıyla ekimde kapatılan YÖN Radyo ile Zarok TV’nin yeniden yayına başlamasına izin verildi. Ancak Kürtçe çizgi filmler yayınlayan Zarok TV, artık tamamen Kürtçe yayın yapamayacak. l Haber Merkezi Avrupa Parlamentosu’ndaki (AP) YeşillerAvrupa Özgür İttifakı Grubu Başkanı Rebecca Harms, Türkiye’deki son gelişmeleri görüşmek üzere AB dışişleri bakanlarını olağanüstü toplanmaya çağırdı. Türkiye’ye gelip Cumhuriyet gazetesine dayanışma ziyareti de düzenlemiş Alman Yeşiller parlamenteri Rebecca Harms, Alman haber ajansı DPA’ya AB ülkelerinin Türkiye’deki son gelişmelere tek tek diplomatik kanallar yoluyla tepki vermesinin etkili olmayacağını söyledi. Türkiye’de muhaliflerin ezilmesine AB’nin ortak tepki vermesi gerektiğini belirtti. Darbeci benzetmesi Almanya’nın 450 bin tirajlı pazar gazetesi Welt am Sonntag, 4 sayfasını Türkiye’deki son gelişmelere ayırdı. “Recep Tayyip Erdoğan’ın Reich’ı” başlığıyla Adolf Hitler’in Üçüncü Reich’ına atıf yapılırken Erdoğan’dan “darbeci” diye söz edildi. Erdoğan’ın 15 Temmuz sonrası ülkesini değiştirdiği, devlet memurlarına yönelik görevden alma ve tutuklamaların yanı sıra 155 medya organının kapatıldığı, 42 gazetecinin tutuklandığını aktaran gazete “Erdoğan yönetimi altında Türkiye’nin Avrupa’dan da demokrasiden de uzaklaştığı, kimsenin Erdoğan’ın intikamından muaf olduğuna emin olamadığı, muhaliflerin çaresiz durumda olduğu, insanların giderek daha sık faşimzden bahsettiği, hükü metten bağımsız ne yargı ne de medya kaldığı” yorumunu yaptı. Almanlar dayanışıyor Alman Gazeteciler Birliği (DJV) Bonn’daki yıllık toplantısına Türkiye’deki gazetecilerle dayanışma eylemiyle başladı. “Gazetecilik Suç Değildir” yazılı 200 beyaz balonu ha vaya bırakan ve mesaj ve görüntüleri sosyal medyada paylaşan DVJ, Türkiye’nin Berlin Büyükelçiliği’ne mesajların yazılı olduğu posta kartı gönderdi. Zaytung esprisi “Türkiye’de insanlar Avrupa’dan medet ummuyor. Çünkü Ankara’nın elinde mü kemmel bir baskı aracı var: Sığınmacı anlaşması” görüşünü aktaran gazete, Zaytung’un “Son Dakika MİT’ten 81 ile önemli uyarı: Her an her şey olabilir!” esprisini hatırlatıp “Bu abartılı değil. Türkiye gerçekten de her an her şey olabilecek gibi gözüküyor” diye yazdı. l Dış Haberler Medyamız bildiğiniz gibi Gazetemiz yönetici ve yazarlarının tutuklanmasını duyuran gazeteler her zamanki halini ve tavrını ortaya koydu. Evrensel, gazetemizle aynı başlıkla çıktı n Evrensel gazetesi, savcılık sorgusunda yazarlarımıza sorulan “Neden aynı başlıktı çıktınız” sorusuna aldırmaksızın, dün gazetemizin yaptığı gibi “Eğilmeyiz” manşetiyle çıktı. Gazetemiz yazarlarının tutuklanmasını duyuran gazete, genel yayın yönetmeniz Murat Sabuncu’nun “Halkımızın ve okurlarımızın önünde saygıyla eğiliriz. Başka da kimsenin önünde eğilmeyiz” sözüne yer verdi. n Birgün, “Bir kişi kalsak bile direnmeye devam” başlığıyla veren gazete, “Cumhuriyet’in günlerdir rehin tutulan yazarları tutuklandı” ifadesini kullandı. Birgün haberinde hem gazetemize destek verdi, hem de toplumsal mücadelenin toplumun her alanında süreceğini duyurdu. n Sözcü gazetesi, 1. sayfa dan “Basına kelepçe” manşetiyle 9 Cumhuriyet yazarı ve yöneticisinin daha tutuklandığını duyurdu. Gazete ulusal medyada, tutuklamalara en çok yer veren gazete olurken, iç sayfalarda da haberin ayrıntıları yer aldı. n Hürriyet gazetesi, tutuklamaları 1. sayfadan “Silivri’deler: Cumhuriyet” başlığıyla serbest bırakılanlar ve tutuklananları verdi. Gazete iç sayfalarda ise, haberin ayrıntıları ile birlikte savcılık sorgularına yer verdi. n Habertürk ve Milliyet, tutuklamalara küçük bir şe kilde yer verdi. n Aydınlık, birinci sayfadan haberi veren gazete, haberi düz bir şekilde “9 Cumhuriyet yazarı tutuklandı” şeklinde verdi. Hükümete yakın medya organlarından Sabah, sadece birinci sayfadan tutuklamaları anons şeklinde verirken, Akşam, “Cumhuriyet Devlet’i hedef aldı” ifadesiyle, savcılık sorgusundaki suçlamaları gazetenin işlediğini iddia eden ifadelerle kullandı. n Güneş, “9 terör borazanı tutuklandı” başlığını kullanarak, saldırılarını sürdürdü. Akit, “Cumhuriyet yöneticileri terörden tutuklandı” başlığıyla gazetemizi terörle bir arada gösteren bir dil kullandı. l Haber Merkezi Halkı cinayete ortak etmek Dünyanın herhangi bir yerinde, herhangi bir zamanda, idam cezası olsun mu ya da geri gelsin mi diye bir halkoylaması yapıldığını işitmedim ve böyle bir şey olacağını da sanmıyorum. Ülkemizde bu gerçekleşirse eğer, şerefi Sayın Erdoğan’a ve yakın işbirlikçisi Sayın Bahçeli’ye ait olacak. Bir de Meclis’ten geçer ve halkoylamasında kabul edilirse, aynı şerefe Meclisimizin ve halkımızın çoğunluğu da ortak olacak. Kişilerin şeref hanesi eninde sonunda kişiseldir. Meclisler için de aynı şey aşağı yukarı söylenebilir. Fakat halklar şereflerini koruyamazlarsa, örneğin Almanya’da Hitler’e boyun eğerek onun işbirlikçisi olan büyük kitleler için olduğu gibi, üstelik bütün bir milleti lekeleyerek temizlenmesi çok güç bir kirliliğe bulaşmış olurlar. Bugün ülkemizde konuşulmakta olan idam cezası için halkoylaması yapılması konusu aynen böyle bir şeydir ve sonuçları da aynen böyle olur. Amaçlanan şey halkın suç ortağı yapılması, cinayete ortak edilmesidir. HHH İdamın bir ceza değil devlet eliyle işlenen bir cinayet olduğu sayısız kez yazılıp anlatıldığı için tekrara gerek yok. Kişilerdeki intikam duygusu olumlanamazsa da bir ölçüde anlaşılabilir. Sonuçta kişisel, duygusal bir olgudur. Eğitimle, kişisel olgunlaşmayla, toplumsal ya da kişiye göre “ilahi” adalete güvenle törpülenip aşılabilir… Devlet ise intikam alma erki değil toplumun kimliğini, niteliğini koruyup yükseltmekle yükümlü olması gereken bir kurumdur. Bunu söylemekle devlet kurumunun anlamını yüceltmiş olduğumu sanmıyorum. Günümüz gerçekliğinde toplumlar devletleriyle var. Eğer onu ortadan kaldıramıyorsak düzeltmeye, uyarmaya, sapmalarını önlemeye çalışmamız gerektiği açıktır. Devletin suça bulaştığı, hükümetler eliyle bir suç örgütüne dönüştürüldüğü durumlarda ise, bu devletle ister istemez çatışılacak, gerçekler topluma anlatılmaya çalışılacaktır… Bugün ülkemizde durum ne yapalım ki ve ne yazık ki bu yönde ilerliyor görünmektedir… HHH Halkın devlet eliyle cinayete ortak edilmesi, bir halka yapabileceği en büyük kötülüktür. İdam cezasının halkoylamasına sunulması bile, sonuç cezanın getirilmesinin reddi de olsa, dünya kamuoyunun gözünde Türkiye’yi bir cellatlar ülkesi, en azından büyük bir bölümüyle kan içmeye susamış insanlar ülkesi konumuna sokacaktır. Ülkenize bu kötülüğü olsun yapmayın. İdam çığlıkları atan zavallı, bilinçsiz kitleleri daha da kışkırtacak yerde onları insan olma erdemi yönünde uyarıp bilinçlendirmeye çalışın. Bugün bu çığlıkları atanlar, istedikleri idam cezasının, yarın toplumsal adaletsizliğe karşı çıkacak olan kendi öz evlatları için de nasıl bir tehdit oluşturacağını bilmiyor olabilirler… Fakat hiç olmazsa siz, kendi geleceğiniz için bile olsa, halkı cellada, halkoylaması kavramanı bir cellat hukuku hükmüne dönüştürecek böyle bir adımı atmaktan geri durun. Son olarak eklemek istediğim, bugün idam cezasını getirerek kendi açmak istediğiniz yolda, ya da hangi biçimde olursa olsun yarın böyle bir tehditle karşılaştığınızda, en temel hakkınız olan yaşama hakkınızı savunacak olanların, büyük çoğunluğuyla, bugün idam cezasının getirilmesine karşı çıkan bizlerin olacağıdır.… Sevgili Okurlarıma: Pazartesi için yazmaya alışamadım. Lütfen bağışlayın beni. Yine Cumartesi köşeme, değişmez 6. sayfaya dönmek istiyorum. Şu anda yurtdışında, Tunus’ta bir şiir festivalindeyim. Döndüğümde gazetede sayfa sorumlusu arkadaşlarla konuşacak, gelecek hafta büyük olasılıkla cumartesi köşemde olacağım… Baluken tutuklanmadan Bild gazetesine konuştu Almanya’nın en çok satan gazetesi Bild, HDP millet vekili ve Grup Başkanvekili İdris Baluken’le tutuklanmasından bir gün önce yaptığı ropörtajı yayım ladı. Bild, Baluken’in dile getirdiği “Erdoğan sığınmacı krizini kasten çıkardı” görüşünü başlığa taşı dı. Buna göre “Erdoğan Türkiye’yi kasten tecrit etmek ve insan hak İdris Baluken larını ezmek istiyor. Darbecilerle değil demokra siyle mücadele ediyor. AB maalesef bugüne dek bunu görmezden geldi. Erdoğan tehditleriyle sus turdukça hep daha fazla cesaretlenecek” diyen Baluken, Rusya gibi Türkiye’ye de yaptırım uy gulanması tekliflerini dışladı. “Erdoğan AB’yi il kin yeni bir sığınmacı akını anlamına gelebile cek Ortadoğu politikasıyla baskı altına alıyor. Ge çen yıl kasten sığınmacı krizi çıkaran bir kişi var dı, o da Erdoğan’dı. Ve bunu AB’yi tehdit etmek için kullandı. İkinci olarak Rusya ile yakınlaşarak NATO’ya gizli tehditte bulunuyor” yorumunu yaptı. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle