02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 24 Kasım 2016 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: BAHADIR AKTAŞ ‘4 gün dayak yiyip CHP MYK nakavt oldular’TOPLANDI Kılıçdaroğlu, cinsel istismar tasarısına ilişkin ‘Sorunu Cumhurbaşkanı değil, Atatürk’ün kurduğu Meclis ve gücünü ondan alan kadınlarımız çözdü’ dedi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, istismar düzenlemesine ilişkin, “Öyle bir yanlış yaptılar ki 4 gün boyun ca kadınlardan dayak yiyip nakavt oldular” dedi. Kılıçdaroğlu son KHK’deki askerlik düzenlemesine iliş kin yaptığı eşitsiz lik eleştirisinin ar İKLİM ÖNGEL dından gerçekleşen Milli Savunma Bakanlığı’nın (MSB) açıklamasına da tepki gösterdi. Kı lıçdaroğlu, “Varolan bu haktan yal nızca er ve erbaş yakınları yararla nıyor. Mesleği polis, asker olanlar la, terörle mücadelede görev alıp şehit olan vali, kaymakam olanla rın yakınlarının çocukları ve kar deşleri söz konusu haktan yararla namıyor. Biz bunu eşitleyin diyo ruz. 15 Temmuz şehitlerine bu hak verilirken, PKK ile mücadele ede ne yine verilmemiş” diye konuştu. CHP MYK, Kılıçdaroğlu baş kanlığında basına kapalı toplan dı. Toplantıda KHK, ekonomi, is tismar düzenlemesi ele alındı. Edi nilen bilgiye göre Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin ekonomik krizin eşi ğinde olduğunu belirterek, partili lerin kahvehanelerde, evlerde, hal ka buluştuğu her yerde ekonomi konuşmasını, Türkiye’nin ekono mik olarak getirildiği noktanın an latılmasını istedi. Geri çekilen istismar düzenleme sine ilişkin, “Cumhurbaşkanı’nın talebiyle getirildi, Saray’ın bundan kkAaaldryşıanılzalamdrıalı CKılıçdaroğlu Antalya’da HP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bir dizi etkinlik için dün Antalya’ya gitti. Kılıçdaroğlu’nu Antalya Havalimanı’nda, partili yetkililerin yanı sıra boyunlarına kırmızı al yazma takan kadınlar karşıladı. Havaalanından çıkış yapan Kılıçdaroğlu için polis ilk kez bariyerli önlem aldı. Karşılamaya gelen gençler, “Safları sıklaştırın çocuklar” pankartını taşırken, kadınlar da “AKP’yi ve 14 yıllık enkazı süpüreceğiz” yazılı pankart açtı. habersiz olduğu düşünülemez” yorumu yapan Kılıçdaroğlu, “Öyle bir yanlış yaptılar ki 4 gün boyunça kadınlardan dayak yiyip nakavt oldular. Eğer başkanlık sistemi olsaydı, bu yasa başkanlık kararnamesiyle geçerdi. Buna parlamenter sistem engel oldu. Sorunu Cumhurbaşkanı çözdü diyorlar. Sorunu çözen Cumhurbaşkanı değil, Atatürk’ün kurduğu Meclis ve gücünü ondan alan kadınlarımızdır” dedi. ‘KHK ile yol temizliği’ Son KHK ile FETÖ ile değil, muhalefetle mücadele edildiğinin daha da netleştiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Yol temizliği yapılıyor. Buna izin vermeyeceğiz” dedi. l ANKARA ‘Türkiye birden büyük’ CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke, MYK’nin ardından açıklamalarda bulundu. Türkiye’nin ekonomik krizin eşiğinde olduğunu söyleyen Böke, “Türkiye’nin kendi krizi. OHAL’i uzatan KHK’lerle Türkiye’de hukuku yerle bir eden, tek adam iddiasıyla demokrasi ve özgürlükleri ortadan kal dıran siyasetin bir sonucu. Bu, bir siyasi kriz, özü de bir hukuk krizi. Türk Lirası son 10 ay içerisinde dolara karşı yüzde 15 değer kaybetti, bu değer kaybının neredeyse tamamını son iki ay içinde yaşadı. Çözüm siyasette” dedi. Selin Sayek Böke Böke, Şanghay Beşlisi’nin AB’nin yerini tutmayacağını belirterek, “Şanghay Beşlisi diyenler bunu kendi Saray ihtiraslarıyla söylüyorlar. Türkiye’nin ekonomik refahı diyenler, yüzünün batıdan başkasına dönemeyeceğini bilirler” dedi. AB ile ilişkileri gerenlerin bu gerginliğin oyuncak olmadığını anlaması gerektiğini söyleyen Böke, Avrupa Parlamentosu’na, “Avrupa Türkiye’nin birden büyük olduğun anımsamalı. Türkiye Erdoğan’dan daha büyük bir ülke. Umuyoruz ki AB bu gerçeği gözardı etmeden karar verir. Sorma ihtiyacı duyuyoruz: Avrupa ile bilerek, isteyerek yarattığınız gerginlik sonucunda Türkiye ekonomisini yıkacak bir ticaret ambargosu gelirse ne yapacaksınız, hazır mısınız?” dedi. ‘Oylamanın bizimMERKELKONUŞTU için kıymeti yok’ Almanya’dan Türkiye’ye ‘PKK’ notası Almanya, Türkiye’den yöneltilen “PKK’ye destek veriyor” suçlamalarına tepkisini, bir notayla Ankara’ya iletti. Deutsche Welle Türkçe’nin edindiği bilgilere göre, Almanya’nın Ankara Büyükelçiliği, Türk Dışişleri Bakanlığı nezdinde girişimde bulunarak, bazı Türk siyasetçilerin son dönemde basın üzerinden yönelttiği suçlamaların gerçeği yansıtmadığını, yanlış bilgilere dayandığını, bundan büyük rahatsızlık duyulduğunu iletti. Almanya’nın Ankara Büyükelçiliği Müsteşarı’nın salı günü akşam saatlerinde Dışişleri Bakanlığı nezdinde girişimde bulunarak notayı ilettiği, bu suçlamaların ilişkilere daha büyük zarar vermesinden endişe duyduklarını aktardığı öğrenildi. Notada, “Türkiye’nin PKK’lilerle ilgili Almanya’ya 4 bin 500 dosya verdiği” ifadesinin doğru olmadığı, ancak bunun Türk siyasetçiler tarafından sürekli olarak tekrarlandığı, kamuoyunda yanlış bir izlenim oluşturulduğuna işaret edildi. Notada ayrıca, Almanya’nın terörle mücadelede attığı adımlara ilişkin verilere yer verildi. Merkel: Diyalog sürmeli Dün Federal Meclis’teki bütçe görüşmelerinde konuşan Almanya Başbakanı Angela Merkel de Türkiye’de basın özgürlüğünü kısıtlayan uygulamaların, binlerce kişinin gözaltına alınması ve tutuklanmasının haklı çıkarılamayacağını belirtti. Merkel, “Bu noktada eleştirilemizi açıkça dile getirmeliyiz” dedi. Ancak Türkiye’deki hükümet ile iletişim kanallarını korumak istediklerini de vurgulayan Merkel, işbirliği içinde bulunmanın Almanya’nın çıkarına olduğunu belirtti. l Haber Merkezi Erdoğan, Batı’dan gelen ‘Diktatör’ eleştirilerine ‘Bunlar birine diktatör diyorsa benim indimde o iyi insandır’ dedi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği’ne (AB) üyelik müzakerelerinin geleceğine ilişkin bugün Avrupa Parlamentosu’nda yapılacak oylamayla ilgili, “Sonuç ne çıkarsa çıksın bu oylamanın bizim nezdimizde hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur” değerlendirmesinde bulundu. Erdoğan, Batı’yı kastederek, “Bunlar birisine diktatör diyorsa benim indimde o iyidir. Bunlar birisine artık diktatör diyorsa ben ona gayet iyi diyeceğim” dedi. Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi’nde dün düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) 32. Toplantısı açılış oturumunda konuştu. Erdoğan, AP’de bugün Türkiye’nin üyelik müzakereleri konusunda yapılacak oylamayı anımsatarak, sonuç ne çıkarsa çıksın ‘hiçbir kıymeti olmadığını’ söyledi. Erdoğan “Avrupa Parlamentosu’nda bir toplantı olacak ve Türkiye’nin AB üyelik müzakereleri için oylama yapacaklarmış. Peşinen ifade etmek isterim ki şu anda buradan söylüyorum, ekranları başında izleyen tüm dünyaya sesleniyorum: Sonuç ne çıkarsa çıksın bu oylamanın bizim nezdimizde hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. 15 Temmuz gecesi demokrasi ve istiklali için canlarını ortaya koymuş bir milletin iradesini hiçbir terazi tartamaz. Bu millet tatlı su demokratı olmadığını, iradesine, özgürlüğüne ve onuruna sahip çıkmak için gerekirse canını feda edebileceğini 15 Temmuz gecesi tüm dünyaya ispat etmiştir” dedi. ‘Tersini düşüneceksin’ AB’nin değerlerine pek çok üye ülkeden daha fazla sahip çıkıldığını kaydeden Erdoğan, “Ancak, Batılı muhataplarımızdan kulağa hoş gelen sözlerin ötesinde somut bir destek görmedik. Tam tersine taahhütlerin hiçbiri gerçeğe dönüş Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi 32. Toplantısı’nda konuştu. Çipras’tan Lozan tepkisi Yunanistan Başbakanı Aleksis Çip da olup da İstiklal Harbi’ni kazanarak yaklaştığımı ras, “Kimsenin Lozan za inandığımız ama Lozan Anlaşması’ndan şüphe ile feragat etmek zorun duymadığını Türkiye’nin da kaldığımız bazı hakları anlaması lazım” dedi. Cum mızı dile getirmemize mani hurbaşkanı Recep Tayyip değildir. Lozan tartışılmaz Erdoğan, “Lozan’daki tüm bir metin, kutsal bir metin kazanımları takdirle kar Çipras asla değildir. Elbette daha şılıyoruz ama bu durum, iyisine ulaşmanın çabasın Misakı Milli hedeflerimiz arasın da olacağız” demişti. medi, verilen sözler yerine gelmedi” dedi. ‘Sandık’ vurgusu Amerikan Kongresi’nin aldığı bazı kararları eleştiren Erdoğan, özetle şunları kaydetti: “Batı’ya selam duran eli kanlı tiranları kırmızı halılarda ağırlamayı, kendilerini eleştirenleri ise diktatör olarak yaftalamayı bunlar sürdüreceklerdir. Eğer bunlar birisine ‘diktatör’ diyorsa benim indimde o iyidir. Ecdadımız da değerlendirmeyi böyle yapmış. ‘Filanca mı dedi, o zaman onun tersini düşün...’ Ben de şimdi bunlar birilerine diktatör mü diyor, orada tam tersini düşüneceksin, o insan gayet iyidir. ABD bir seçim yaşadı değil mi. Hesap tutmadı. Hesap farklıydı, seçimi Trump kazandı. Amerika’da Trump’a ne demeye başladılar. ‘Diktatör’ demeye başladılar. Avrupa’nın değişik ülkelerinde sokaklara döküldüler. Hani demokrattınız. Demokrasi sandık değil mi? Sandıktan çıkan neticeye saygı değil mi? Trump çıktı, saygı duyun.” l İSTANBUL/ Cumhuriyet haber 5 Başın öne eğilmesin... Gerçekten biz hangi çağda yaşıyoruz? Kaç gündür bu soruyu soruyorum kendi kendime ve ne yazık ki yanıt veremiyorum... Cinsel istismarı gerçekleştiren kişinin mağdurla evlendirilmesi halinde cezasını bir başka deyişle tecavüzü, cinsel istismarı devlet eliyle olağanlaştıran bir düzenlemeye tanık oluyoruz. Adana Barosu Başkanı Veli Küçük’ün çarpıcı sözlerini okurken bir gerçekle yüz yüze kaldığımı düşündüm. Biz hangi çağda yaşıyoruz? Küçüğün rızası yetmezmiş gibi şimdi de “töre” sözü çıktı... Çocuk gelinleri, “töre” adı verilen o kadın cinayetlerini çok yazdım. Şeyhlerin kız çocukları için ailelerine “katli vaciptir” dediklerini çok duydum. Biz evrensel hukuka, çocuk haklarının temel ilkelerine uymakla yükümlü uluslararası sözleşmelere bağlı değil miyiz? AKP’li altı milletvekilinin hazırladığı, “çocuklara yönelik cinsel istismara örtülü af” getirdiği savunulan düzenlemeye karşı Türkiye’nin değişik pek çok kentinden tepki yağdı. Anayasaya ve kamu vicdanına aykırı bu düzenlemenin geri çekilmesi istendi. Aydın Barosu Çocuk Hakları Koordinatörü Asiye Yalçın şöyle dedi: “Kamuoyunu etkilemek adına önergenin tecavüzleri değil, rızaya dayalı ilişkileri kapsadığını ifade etmek samimiyetsizliktir... Evet, aynen öyle! Eğer bu teklif kabul edilirse, vergi affı, bedelli askerlik gibi birkaç yılda geçici maddelerle çocuk yaştaki kızlarımızın evlendirilmesine meşruiyet sağlanacaktır. Bu nedenle önergenin geri çekilmesi gerekir.” HHH Kasım ayının hüznü var içimde... Kentin üzerini örten yağmursuz gri bulut. Göğün imbiğinden süzülüp çevreye yağan karamsarlık. Hayata nasıl bakıyorum, bugün niçin daha yoğun duygular içindeyim, hüzünlüyüm. Töre cinayetleri, küçüğün rızası, verilen önergenin asla tecavüzcüleri kapsamayacağı savı, yapılan açıklamalar. Kadına şiddet, çocuk gelinler, tecavüzler... Kasım soğuğunda balkonun penceresini açıp bakıyorum. Yapraklarından arınmış erik ağacına dokunmak istiyorum ama beş metre uzakta. Bir gizemi yakalamak istiyorum ama yakalayamıyorum. Acaba Silivri’de yatan arkadaşlarım bu saatte ne yapıyorlar? Akın Atalay, Murat Sabuncu, Kadri Gürsel, Güray Öz, Hakan Kara, Turhan Günay, Musa Kart, Önder Çelik, Bülent Utku, Mustafa Kemal Güngör... Onların içeride olmaları yüreğimi acıtıyor... Ayırdına varamadığım bu duygu yoğunluğunda, kar yüklü gergin dallar gibi hissediyorum kendimi. Küçüğün rızasıymış, yok töreymiş! Çiğdem Toker gibi basıyorum çığlığı: “Düşün kız çocuklarının yakasından...” Kız çocuğuna tecavüzü “küçüğün rızası” diye savunmak ne demektir açık açık söyleyin. 80 yaşındaki adam 14 yaşındaki kızla imam nikâhı yaptırarak evlendirilirken siz bunun “kızın rızası” diye üstünü örteceksiniz. Yıllara dayanan o fiil böylece tecavüz olmaktan çıkıyor, demek... Yoksul ailelerin kız çocuklarıdır onlar... Başlık parasıyla satılan kurbanlıklardır. Yıllar önce Batman’da kadın intiharlarını anımsatmak isterim bir başka yazımda... HHH Sonunda kadınlar kazandı... AKP, kamuoyunda büyük tepki çeken “çocuklara cinsel istismarda bulunanları kurtaracak” önergesini geri çekti. Kasım hüznü dağılmadı, kentin üstüne çöken yağmur bulutu değil sıkıntı veren... Gelecekten duyulan endişe, karamsarlık toplumu kuşatmış. Bahçedeki erik ağacına bakarken İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay’ın Almanya’dan Türkiye’ye dönerken Cumhuriyet çalışanlarına attığı mesajı anımsıyorum. Atalay, dönüş öncesi şöyle diyor: “Cumhuriyet gibi köklü bir geçmişe, onurlu duruşa ve haklı bir saygınlığa sahip bir gazetenin, başkanvekili ve İcra Kurulu Başkanı üzerinden ‘kaçaklık’, ‘firar’, ‘suçlu’ gibi olumsuz iftiralara maruz kalmasına neden olmamak. Kaçma şüphesiyle tutuklanan dokuz arkadaşımızın aleyhinde olacak şekilde ‘bakın işte bazıları nasıl kaçtıysa, serbest kalırsa bunlar da kaçabilir’ şeklinde bir mazereti kullanabilmelerini engellemektir.” Davetli olarak gittiği Almanya’dan dönüp İstanbul’a geldi. Gözaltına alınıp savcılığa götürüldü. İfadesi alındı ve tutuklandı. Cumhuriyetle yaşıt Cumhuriyet’in başını hiçbir zaman öne eğdirmedik çalışanlar olarak... Hepinizi kucaklıyor, alnınızdan öpüyorum. Firari Adil Öksüz 15 yılda 52 kez yurtdışına çıkmış! MAHMUT LICALI TBMM Darbe Komisyonu, 15 Temmuz darbe girişiminin kilit isimlerinden “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin imamı” olduğu belirtilen Adil Öksüz’le ilgili çok önemli bilgilere ulaştı. TBMM Darbe Komisyonu’na Sakarya Üniversitesi tarafından gönderilen Adil Öksüz’ün yurtdışı çıkışlarına ilişkin resmi bilgiye göre; Öksüz 20022016 yılları arasında toplam 52 kez yurtdışına çıkış yaptı. Yurtdışında toplamda 552 gün kaldığı belirlenen Öksüz’ün genellikle yıllık izin dönemi ve bayram tatillerinde yurtdışına çıkış yaptığı tespit edildi. Komisyona gelen söz konusu yazıya göre; Adil Öksüz’ün 2002’den bu yana her yıl birden fazla kez yurtdışına çıkış yaptığı ve yurtdışında toplamda en az bir ay geçirdiği belirlendi. Sakarya Üniversitesi Rektörlüğü’nün yazısında Öksüz’ün yurtdışına yaptığı çıkışlar hakkında “15 yılda yapılan 52 gidişin 4 tanesi yurtdışı izni diğerleri bilgimiz dışında olup kaçak gidişlerdir. Bunların çoğu yurtiçi izni, bayram tatili, hafta sonu ve eğitimin olmadığı zamanlardır” bilgileri iletildi. Komisyona dün bilgi veren 15 Davut Ala Temmuz’da darbecilerle silahlı çatışma nedeniyle gazi olan Kartaltepe Kışlası Komutanı Albay Davut Ala yaşadıklarını anlatırken gözyaşlarını tutamadı. Çatışmada karaciğerinden ve bacağından vurulan, sağ elindeki işaret parmağı kopan, diyaframı delinen, kaburgaları kırılan Gazi Albay Davut Ala, “Şehadet getirmek için akrabamızı aradım. Çocuklarım önce Allah’a sonra size emanet dedim. İlk hastaneye götürüldüğümde öldü diye kenara atmışlar. Kusura bakmayın. Yaşamam bir mucize. Bunların hiçbiri önemli değil. Bir Rum ordusunu getirip koysaydık oraya Rum askeri bile o halka o eziyeti etmezdi” diye konuştu. l ANKARA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle