02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 18 Kasım 2016 EDİTÖR: PELİN ÜNKER TASARIM: SERPİL ÜNAY Doları olan ‘coştu’ ekonomi 9 Kur, Erdoğan’ın ‘Dolara yatırım yapan yaya kalır’ dediği 6 Mart 2015’ten bu yana 75 kuruş yükselirken 100 bin doları olan kur farkından 74 bin 640 lira kazanç elde etti Gerek ABD’nin faiz artışına yaklaşması gerekse yurt içindeki siya si gelişmelerin etkisiyle dolar kuru rekor üstüne rekor kırar ken hükümet tarafından endi şelenmeye gerek olmadığına da ir mesajlar sürü yor. Kur, dün de dolardaki küre sel güçlenme eği PELİN ÜNKER limiyle iç siyasi endişeler birle şince 3.3720 ile yeni tarihi zirvesini gördü. Ye ni rekor ABD Merkez Banka sı (Fed) Başkanı Janet Yellen’in faiz artırımı ihtimalini güçlen diren açıklamasının ardından geldi. Doların bir günlük artışı yüzde 1.5’i buldu. Ancak hükümet için kurun hangi seviyesinin endişe veri ci olduğu bilinmiyor. Dün Cum hurbaşkanlığı Ekonomi Başda nışmanı Cemil Ertem, “Kur ta rafında endişe edecek bir du rum yok” dedi. Bundan önce de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdo ğan, 6 Mart 2015’te siyasi be lirsiz ve erken seçim endişele ri nedeniyle rekor kıran dolar la ilgili, “Son gelişmeler, bir de fa tamamıyla dolarAvro arasın daki parite konusudur. Dolara aşırı derecede yatırım yapanlar, yaya kalabilirler” demişti. O ta rihte dolar kuru 2.6256 seviye sindeydi. Erdoğan’ın açıklama sının ardından geçen altı ayda dolar kuru yüzde 10 yükseldi. Kur tarihi zirvelerini görme ye devam ederken son olarak geldiği seviye 3.3720 oldu. Bu na göre 6 Mart 2015’ten beri dolar/TL yüzde 28.4 arttı. O dönemde Avro/TL ise 2.8680 seviyesindeydi. Dün 3.5820’den kapandı. Buna göre Avro kurundaki artış da yüzde 25 oldu. Kur kazancı Bu artış oranlarına göre 6 Mart 2015’te 100 bin doları olan bir vatandaşın cebinde 262 bin 560 lira varken, bu rakam dün itibarıyla 337 bin 200 liraya çıktı. Özetle kur kazancı 74 bin 640 lira oldu. Avro için kazanç ise 71 bin 400 lira olarak gerçekleşti. Merkez Bankası verilerine göre bankalarda 11 Kasım itibarıyla 170 milyar 429 milyon dolarlık yabancı para cinsinden döviz mevduatı bulunuyor. Yurtiçi yerleşiklerin yabancı para toplam mevduat ve fonları ise 142.4 milyar dolar. Diğer yandan yabancı kaçışı sürüyor. Yurtdışında yerleşik kişilerin devlet iç borçlanma senedi (DİBS) portföyü 11 Kasım ile biten haftada bir önceki haftaya göre 678.4, hisse portföyü ise aynı dönemde net 305.7 milyon dolar azaldı. Baskı sürecek Yurtdışı gelişmelerin yanı sıra yurtiçinde başkanlık, anaya sa değişiklikleri, referandum gibi unsurlar ile jeopolitik riskler TL’deki kırılganlığın artmasına neden olurken, gelecek dönemde TL’de baskı yaratmaya devam edebileceği belirtiliyor. ING Bank Özel Bankacılık Stratejisti Pınar Uslu, “Fed’in aralıkta faiz artırımına gideceği beklentisi tümüyle fiyatlanırken, doların daha da güçlenebileceği olasılığı dikkate alınıyor. Yurt içi siyasi haber akışı ve jeopolitik risk algısı da TL’nin performansını etkileyen unsurlar arasında. Kurda 3.35 seviyesi psikolojik direnç olarak izleniyor” dedi. CTüitrik: iEyneçeotkkilenir Cçeblbşabiprttmesğıayrıaskayoç,2emıl2zıeayiniirmCaedr0nrslzrıü.raneüidkit6Dmkaoiaatien1oılzttf7zanaaithf‘tonlTikeglilaad,e,3ieena.,daa.vünrğryrdTAe“zsr.cdcrauTioe4arGeiyınioüyüaesrınBkğül7us.üdlodr2knorıükiadıDrunı.pkyklke”r08knulçkenyTdidaüe,syisd1aıklyundars8bşüTale’u7eerknlueeyııaaüet.k.ynevebTçAim8nırınührAkmlrauiüinlüAaikBçmao’lallpydrk7yredyibilBDogyylkna’nekf.aadünıia6sDneü.iladuabınyuDmtu2ğotzz’lyrıidaensmafa0ğğol‘ılşndeıenmaaneiyi’vlıu1ılunynlse6öiracasarkzbtnleiçiuıaı,nrtinaa3lauyiozırshsir.s’eç0reeıkinı StaohcmGienni ’3in.5d5olar STBlobebTüdrayliyıeüurraşyekierlmkmlic2karcoatLet0sleeLin3cetrğu1iğijıai.7rr.ie5zissiansi’Snn5tteseıpio’ediinıtçntos’JcenaıkiGenalliGnhıiielntvlskeemAineiobkyndnçBnainiTeernoeeDliraasrDyclueoaa’nirnernamdrldleaeidkwenakilğpyiusnapsgyi’odğıttranieeeşrrtalurea.nriınainbsizriluıiean, Merkez ‘pansuman’ yaptı Janet Yellen işareti verdi Merkez Bankası (TCMB), son dönemde döviz piyasasında artan oynaklık sonrası aldığı piyasayı destekleme yönlü adımlara dün 700 milyon dolar ilave likidite sağlayacak bir adım daha ekledi. TCMB, rezerv opsiyonu mekanizması kapsamında döviz imkânına ilişkin katsayıları ikinci dilim için 0.1 puan, diğer dilimlerde 0.2 puan azalttı. Reuters’a konuşan bankacılar, TCMB’nin TL’yi destekleyen adımların devam edeceğini, ancak gelişen ülke para birimleri genelinde görülen küresel sert değer kayıpları karşısında bu adımların ‘pansuman’ diye nitelendirilebilecek sınırlı etki yaratabileceğini söyledi. l Ekonomi Servisi ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Janet Yellen, Başkanlık seçimleri sonrası ABD Kongresi’ne ilk sunumunu yaptı. Faiz artırımını ertelemenin, sıkılaşmanın daha hızlı olacağı anlamına geleceğini söyleyen Yellen, “Ekonomi sadece kademeli faiz artışına izin veriyor. Göreceli yakın bir tarihte Fed faiz artırımı uygun olabilir. Faizi mevcut seviyede korumak aşırı risk almayı tetikleyebilir” dedi. Yellen “Faiz artırımı ihtimalinin kuvvetlendi ğini düşünüyoruz” diye konuştu. Dün açıklanan ABD enflasyon verisi yüzde 0.4 ile tahminler dahilinde geldi. İşsizlik maaşı başvuruları ise 19 bin kişi düşerek 1973’ten bu yana en düşük seviyeyi gördü ve 235 bin oldu. l Ekonomi Servisi TCMB Başkanı Murat Çetinkaya Janet Yellen Otomobilde vergi dalgası Naci Ağbal 200 bin kişiye ek süre geldi Maliye Bakanı Naci Ağbal, hakkında vergi incelemesi olduğu için yeniden yapılandırmaya başvuramayacağını sanan 200 bin mükellefe “Size ek süre verdik. 30 Kasım’a kadar başvurun bu yapılandırmadan siz de yararlanın” uyarısı yaptı. Ağbal, ek sürenin sadece hakkında vergi incelemesi olanlar için geçerli olduğunu, diğer tüm borçlar için yeniden yapılandırma başvurusunun 25 Kasım’da ilk taksidi ödeme süresinin 30 Kasım’da sona ereceğini söyledi. Ağbal, TBMM Genel Kurulu’nda tasarıya bir hüküm eklendiğini belirtti. Buna göre haklarında vergi incelemesi olup da kendilerine yapılan tebligat üzerine 30 günlük başvuru süresini kaçıran mükelleflere yeni bir hak verildiğini belirten Ağbal, “200 bin mükellefimiz kendileri için de sürenin ekimde bittiğini düşünerek, başvuru yapmamış. Yine haklarında vergi incelemesi olan bazı mükellefler de başvuruyu yapmış, ancak ödeme süresinin kendileri için de 30 Kasım olduğunu zannederek, gereken sürede ödemelerini yapmamış. Şimdi, bu durumdaki mükelleflere yeni bir şans tanıyoruz” diye konuştu. l Ekonomi Servisi Motorlu taşıtların ÖTV’sini yalnız motor hacmine göre değil sınıfı, gövde tanımı, emisyon türü de göz önüne alarak belirleme yetkisi Bakanlar Kurulu’na verildi Distribütör ‘zaman’ istedi Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) Genel Koordinatörü Dr. Hayri Erce, motorlu taşıtların Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) oranlarını çeşitli kriterlere göre yeniden belirlemeye yönelik, Bakanlar Kuruluna yetki verilmesi düzenlemesini de içeren ve TBMM’de kabul edilen kanun tasarısına ilişkin, “Eğer vergi sisteminde ÖTV yapısını değiştirmekle ilgili bir irade söz konusuysa, bizim bek lentimiz; Maliye Bakanımız ve Gelir İdaresi’ndeki bürokratlarla beraber sektörün yan yana gelmesi, beraberce çalışarak bu parametreleri belirlemek, sonra da eğer yapılacak ise buna bir geçiş süreci konulması” dedi. Sürpriz olabilir Ağbal bir örnekle konuya şöyle açıklık getirdi: “Mesela 1600 CC’ye kadar olan araçlarda ÖTV yüzde 45. Acaba sadece mo tor silindir hacmine bakarak vergi oranı tespit etmek doğru mudur diyoruz? Hepimiz şunu söylüyoruz, 1600 motor silindir hacmine sahip olsa da öyle fiyat farklılıkları var ki düşük bedel ile o aracı alan kişi, ‘ben, aynı silindir hacmi diye niye aynı oranda vergi ödemek durumundayım?’ diyor. Sistemi değiştiriyoruz, sistemde araç çeşitliliğini artırıyoruz, vergileme ölçütlerini genişletiyoruz” dedi. Son dönemdeki hareketliğin dikkatlerden kaçmadığını dile getiren Maliye Bakanı Naci Ağbal, piyasayı regüle etmek üzere çalışmasını yürüttükleri bilgisini verdiği otoda yeni ÖTV vergi düzenlemesine ilişkin tasarı yasalaştı. Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı Genel Kurul’da kabul edildi. Buna göre, Özel Tüketim Vergisi belirlenirken araçların sınıfından, yolcu kapasitesine, kapı sayısına kadar farklı özellikleri dikkate alınacak. Oranlar belli olsun Uzmanlar vergi artışı beklentilerinin talebi öne çekerek gelecek yıl pazarı daraltabileceğini ve değişiklik olacaksa yeni oranlara hızla karar verilmesi gerektiğini belirtiyorlar. Pazarda en yoğun satışların görüldüğü yılın son iki ayına girmeden önce ekimde 719.000 adet ile geçen yılki seviyesini yakaladı. ODD verilerine göre hafif ticari araç satışlarındaki 10 ayda kaydedilen yüzde 7 daralmayı, ithalatın ağırlıkta olduğu binek araç pazarındaki yüzde 1 büyüme telafi etti. İlk 10 ayda otomobil pazarının yüzde 75’i ithal araçlardan oluştu. Hafif ticari araçta ithalatın oranı yüzde 47’de kaldı. Uzmanlara göre, hükümet pazarının üçte ikisini oluşturan ithal araçlardaki keskin bir artış cari açığı yükselteceği için pazarı vergiyle kontrol etmeye çalışıyor. l Ekonomi Servisi Endüstri 4.0... Dünya... Türkiye... Çin panik halde. Dünyanın üretim üssü olma sıfatını elinden kaçırmamak için arayış içinde. Dünyanın en büyük sanayi robotu üreticisi Alman Kuka’yı geçen aylarda satın aldı. Önüne üretimde dışa bağımlılığı azaltma hedefi koydu. Bugün yüzde 20’lerde olan yerli payını 2020 yılında yüzde 40’a 2025 yılında yüzde 70’e çıkaracak. Finlandiya kendini Endüstri 4.0’ın Silikon Vadisi olarak konumladı. Tüm eğitim sistemini buna göre revize ediyor. İmalatta internet kullanımı yüzde 44. Hightech alanındaki istihdamın ulusal toplamdaki payı yüzde 8. (Türkiye’de binde 8) Almanya Sanayi 4.0 devriminin öncüsü. 2012 yılında programını açıkladı; 5 yıl boyunca her yıl 40 milyar Avro Endüstri 4.0 yatırımı yapacak. AB genelinde bu rakam 140 milyar dolar. ABD sanayi üretimi ülkesi olmadığı halde ABD Başkanı Barack Obama liderliğinde Ticaret Bakanlığı Ulusal Gelişmiş İmalat Programı’nı açıklamıştı. Trump bunu değiştirecek mi? Göreceğiz... İnternetle birlikte hızla artan dijitalleşme sanayiyi de topyekun dönüşüme zorluyor. Ve kaçış yok. Sanayi 4.0 kapıda. Tehdit ya da fırsat. Zamanında buna hazırlanan, eğitim ve sanayi politikalarını bu doğrultuda şekillendirenler kazanacak. Siemens Türkiye İcra Kurulu üyesi ve Dijital Fabrikalar ülke lideri Ali Rıza Ersoy, önceki gün biz bir grup gazeteciye ilginç bir sunum yaptı. Önce çok kısa özetleyeyim: 4 yıl sonra yani 2020’de 28 milyar nesne internete bağlı olacak. Ulaşım sürücüsüz araçlarla yapılacak. Tesla test sürüşlerini yapıyor bile. Çok değil 5 yıl sonra hepimizin boynunda bir çip olacak. T.C. kimlik numarası önemini kaybedecek. IP No’su ile dolaşacağız ortalıkta. Robotlar cobot olacak. Yani birbirleri ve insanlarla iletişime geçen, işbirliği yapan otonom robotlar (Cooperatif, communicative robots). Birçok işkolu ortadan kalkacak ama yeni iş alanları doğacak. Bulut temelli çözümler, olmazsa olmaz hale gelecek. Sanal gerçeklik, sanayide artırılmış gerçekliğe dönüşecek. Ve tabii dijital dünyanın güvenliği 10 misli daha önemli hale gelecek. İnsansız üretimin yapıldığı karanlık fabrikalar kurulacak... Mühendislik giderleri yüzde 30’a kadar düşerken, yüzde 70’e kadar enerji tasarrufu sağlanacak. Peki, ya Türkiye? Bir yandan insan hakları, demokratikleşme, basın özgürlüğü gibi alanlarda ortaçağ karanlığına doğru sürüklenen ülkemiz... Ekonomisi düşük büyüme, yüksek enflasyon, ABD Doları karşısında hızla değer kaybeden Türk Lirası kıskacı altındaki ülkemiz... Sanayide yatırımın neredeyse durma noktasına geldiği, işsizliğin alarm verici düzeyde yükseldiği... Evet ama bir şeyler de olmuyor değil. Ali Rıza Ersoy, Türkiye doğru adımlar atarsa Endüstri 4.0 sürecini 30 yılda tamamlar diyor, “Burdur Sanayi Odası bile Endüstri 4.0 eğitimlerine başladı. Bu konuda ciddi bir farkındalık var. Gebze’de Ford Otosan’ın 1500 ArGe çalışanı var ve ilk otonom kamyonunu üretti. Test sürüşlerini yapıyor. Arçelik robot üretimine başlıyor. Kocaeli Belediyesi 4.0 laboratuvarı kurdu.” Ersoy, hükümet cephesinin de Sanayi 4.0’ı sahiplendiğini belirterek “Darbe süreci işleri 4 ay aksattı ama ilkbahar aylarında Türkiye’nin sanayi 4.0 yol haritası açıklanacak. Almanya’dan yol haritası açıklamada 3 yıl geriyiz sadece” diye ekliyor. 30 yıllık bir süre var önümüzde... Eğitimin hali ortada. Dijital devrim ise insan demek. Daha doğrusu nitelikli, eğitimli, rekabetçi insan demek. Kol gücünün yerini beyin gücünün, yaratıcılığın alması demek. TÜSİAD’da yeni kurulan Endüstri 4.0 Çalışma Grubu’nun da başkanı olan Ersoy, “Yeni yetişecek nesilde sorun yok. Biz saçı ağaranlar da zaten emekli olacağız ama orta katmanda problem olacak. Bu süreci en az sıyrıkla atlama şansımız var ama yine de” diyor. Gerçekten öyle mi? Ersoy, “Sizi bu salondan iyimser duygularla çıkartacağım” diye açık inovasyonu, Türkiye’de de küçük çocukların nasıl kodlama yaptığını 3 saatte robot yaparak kendi yazılımlarını yükleyebildiklerini söylüyor. Bir cep telefonu aplikasyonu geliştirerek bir sanayi kolunu yok eden bir Türk gencinin başarısını anlatıyor. Hepsi iyi, güzel. Biliyorum ki zamanında adım atılırsa Türkiye gerçekten bunu bir fırsata çevirebilir. Ama hâlâ iyimser olamıyorum? Tabii şu da var: Umutsuz olma gibi bir lüksümüz yok. Bu ülkede bilim ve teknoloji ne kadar çok konuşulursa, iyi örnekler ne kadar çok paylaşılırsa o kadar hızlı yol alınır. Öyle değil mi? Yurtdışı varlığı arttı Türkiye’nin yurtdışı varlıkları, 2015 sonuna göre yüzde 5.3 oranında artışla 221.3 milyar dolar, yükümlülükleri ise yüzde 3.6 oranında artışla 610.9 milyar dolar oldu. Türkiye’nin yurtdışı varlıkları ile yurtdışına olan yükümlülüklerinin farkı olarak tanımlanan net Uluslararası Yatırım Pozisyonu ise 2015 sonunda 379.7 milyar dolar iken, 2016 Eylül sonunda 389.6 milyar dolar oldu. Rezerv varlıklar kalemi 2015 sonuna göre yüzde 6.6 artışla 117.8 milyar dolar, diğer yatırımlar kalemi yüzde 2.5 artışla 64.6 milyar dolar oldu. l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle