02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 18 Kasım 2016 14 Bugün köşemi değerli dostum Ataol Behramoğlu’nun kaleme aldığı Sanatçılar Girişimi’nin çağrısına ayırıyorum. HHH Sevgili arkadaşlar, yazarlar, müzisyenler, tiyatro ve sinema sanatçıları, ressamlar, heykeltıraşlar, karikatüristler, çevirmenler, edebiyat ve sanatın her alanından, düşünme ve yaratma özgürlüğünün yiğit savunucuları, çağrımız hepinizedir: Ülkemiz frenleri boşalmış bir araç gibi ölümcül bir çarpışmaya, parçalanıp yok olmaya doğru son hızla yol alıyor. Düşünme ve yaratma özgürlüğünün kaleleri birer birer karanlığın güçlerince ele geçiriliyor. Yazarlar, düşün insanları, hukukla ilgisi bulunmayan nedenlerle cezaevlerine kapatılıp akıl almaz cezaların tehdidi altında ağır tutsaklık koşulları altında tutuluyor. Hiçbirimiz ne özgür yaratma koşullarına ne de can güvenliklerimize sahibiz. Cumhuriyet gibi Cumhuriyetimizin simgesi bir gazetemiz, polis kuşatması altında, yazar ve Çağrı yöneticileri cezaevindedir. Sivil toplum örgütleri birbiri ardına kapatılıyor. Bütün bunlar, hukuk kurallarıyla, adalet ve vicdan duygusuyla ilgisi bulunmayan, ancak bir dikta rejiminde söz konusu olabilecek uygulamalardır. Özgürlüklerimiz üzerindeki kabul edilemez baskılara karşı topluca ve sürekli bir direniş içinde olma mız, kaçınılmaz ve ertelenemez bir gerekliliktir. Sizleri 18, 19, 20 Kasım günleri saat 14.00’te, Beylikdüzü’ndeki TÜYAP Kitap Fuarı’nın 3. Salon girişindeki Cumhuriyet Kitapları standında bir araya gelerek şiirlerimizi söylemeye, özgürlüklerimiz için bir ağızdan seslerimizi yükseltmeye çağırıyoruz. Özgürlüklerimize, Cumhuriyetimize ve onun aydınlanma değerlerine sahip çıkalım. Karanlıklara geçit vermeyeceğimizi dosta düşmana bir kez daha, birlikte ve en gür sesimizle bir kez daha duyuralım. Baskıyı, sansürü, işkenceyi, özgürlüklerimize kilit vurulmasını reddediyoruz! Hapisteki yazar, gazeteci ve düşün insanlarının derhal serbest bırakılmasını, en temel demokratik hakkımız olan aydınlanma savaşımını kararlılıkla, kesintisiz ve ne pahasına okursa olsun sürdüreceğimizi, ülkemizde ve dünyada herkese, konuyla ilgili bütün kişilere ve kurumlara duyuruyoruz. 35. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’nda Cumhuriyet Kitapları standında, en büyük sayılarda buluşmak üzere. Samast’tan ‘konuşmam’ tehdidi Dink’i katleden Samast, açık cezaevine sevk talebinin reddedilmesi üzerine ‘Açık ceza infaz kurumuna sevkim yapılmadığı takdirde ifade vermeyeceğim’ dedi Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’i öldüren Ogün Samast, kamu görevlilerinin ‘görevi ihmal’ davasının sürdüğü İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne dilekçe sunarak, açık cezaevine sevk talebinin reddedildiğini söyledi. Samast dilekçesinde, talebi kabul edilmezse, ifade vermeyece ğini, duruşmalara katılmayacağını ifade etti. a‘Bnilladtitkımle’rimi CANAN COŞKUN ‘Hrant Dink’i tasarlayarak öldür mek’ ve ‘ruhsat sız silah bulundurmak’ suçun dan 22 yıl 10 ay hapis cezası na mahkum edilen Samast, 14 Kasım’da hükümlü olduğu Si livri Cezaevi’nden, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne dilek çe gönderdi. Samast, İstanbul Te rör ve Örgütlü Suçlar Soruştur ma Bürosu’nun Dink cinayeti ile ilgili başlattığı soruşturma kap samında, eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek ve İstihbarat C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer’le ilgili bildikleri ni savcı Gökalp Kökçü’ye anlattı ğını belirtti. Can güvenliği yokmuş Samast, açık cezaevine geçme hakkının olduğunu savunarak, “Anlattıklarımdan dolayı, ismi geçen sanıklarla aynı dosyada yargılandığımız için, FETÖ’cülerle ilgili verdiğim ifade nedeniyle, can güvenliğim sağlanamayacağı gerekçesiyle açık ceza infaz kurumuna sevkim yapılmıyor. Devletimiz FETÖ’cülerle ilgili kimin bilgisi varsa anlatsın dediğinde ilk ifade verenlerden birisi de benim. Duruşmalara katılmayacağımı, ifade vermeyeceğimi, açık ceza infaz kurumuna sevkim yapıldığı takdirde ifade vereceğimi, makamınıza saygılarımla arz ve talep ederim” dedi. l İSTANBUL Vicdani retçi Savda’ya tazminat Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Türkiye’nin vicdani retçi Halil Savda’ya 2 bin 500 Avro tazminat ödemesine hükmetti. Aralarında Savda’nın da bulunduğu Antimilitarist Platform üyesi beş kişi 1 Ağustos 2006’da İsrailli vicdani retçileri desteklemek amacıyla İstanbul’daki İsrail Konsolosluğu binası önünde toplanmış, basın açıklamasını Halil Savda okumuştu. Savda, “İsrailli Vicdani Retçilerle Dayanışma İçindeyiz” başlıklı basın bildirisini okuduğu için “Halkı askerlikten soğutmak” ile suçlanmış ve beş ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Hapis cezasının Yargıtay tarafından onanmasının ardından Savda, ifade özgürlüğünü esas alan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 10. maddesine dayanarak AİHM’ye başvurmuştu. Başvuruyu karara bağlayan AİHM, Savda’ya 2 bin 500 Avro manevi tazminat ödenmesine karar verdi. l Haber Merkezi Halil Savda HSYK, 667 SAYILI KHK’YE DAYANARAK KARARINI VERDİ 203 hâkim ve savcıya ihraç Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) 15 Kasım tarihli Genel Kurul toplantısında FETÖ ile bağlantılı oldukları gerekçesiyle 203 hâkim ve cumhuriyet savcısının meslekten ihraç edilmelerine ilişkin karar verdi. Karar Resmi Gazete’de yayımlandı. İhraç kararı 667 sayılı KHK’deki FETÖ/PDY ile iltisak ve irtibatlarının olduğu sabit görülen hâkim ve cumhuriyet savcılarının meslekte kalmalarının uygun olmadığı ve meslekten çıkarılmalarına karar verilmesi yönündeki düzenlemesi kapsamında oybirliğiyle alındı. Kararda, FETÖ ile bağlantılı veya birlikte hareket eden bazı hâkimler ile hakların da FETÖ üyesi olmak suçundan dava açılan bazı kolluk kuvvetlerinin “terör faaliyetleri, uyuşturucu ve kaçakçılık suçları, Ergenekon, DHKPC ve İBDAC terör örgütleriyle mücadele gibi bahanelerle” aralarında bakanlar, valiler, TSK mensuplarının bulunduğu pek çok kişinin iletişimlerinin yasaya aykırı olarak dinlenmesine sebep oldukları ifade edildi. ‘Oyları cemaat belirlerdi’ Öte yandan darbe girişiminin ardından tutuklanan ve itirafçı olduktan sonra tahliye edilen eski HSYK üyesi Mustafa Kemal Özçelik, cemaat yapılanmasına ilişkin “Yargıtay üyeleri arasında ya pılanma hukuk ve ceza olarak ayrılmaktaydı. Her grubun abisi vardı. Bizim grubun abisi Osman Yurdakul’du. Hukuk dairelerinin sorumlusu Ali Akın’dı. Akın’ın üzerinde İlyas Şahin, onun üzerinde Faik isimli sivil kişi vardı” dedi. Özçelik, Adalet Bakanlığı’na 2005’ten sonra gelen tetkik hâkimlerinin çoğunun cemaatçi olduğunu, bunda en çok İbrahim Okur, Ahmet Hamsici ve Birol Erdem’in etkisinin bulunduğunu kaydetti. Yargıtay’da daire başkanlığı seçimlerinde kime oy vereceklerini cemaatin belirlediğini söyleyen Özçelik,“Gülen cemaatinin desteklemediği kimse daire başkanı olamazdı” dedi. l ANKARA /Cumhuriyet AİHM’den ilk FETÖ kararı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), FETÖ’den yargılanan hâkimin tutukluluğun itirazına yönelik başvurusunu reddetti. Darbe girişimi öncesi Giresun adliyesinde çalışan ve hakkında geçici tutukluluk kararı verilen hâkim Zeynep Mercan, 2 Eylül’de AİHM’ye başvurmuş tu. Mercan, gerekçe olarak delil gösterilmeden tutuklandığını, tutuklanma nedeninin belirtilmediğini ve tutukluluk süresini gerekçe göstermişti. Gerekçeli kararını açıklayan AİHM, iç hukuk yolunun tüketilmediğini belirtti. Karar, diğer başvurular için de emsal niteliği taşıyor. KPSS’de 5. iddianame Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 10 Temmuz 2010’da yapılan KPSS’de soruların sızdırılmasına ilişkin 91 şüpheli hakkında daha iddianame düzenledi. İddianameyi kabul edilirse 2010 KPSS ile ilgili 5. dava açılmış olacak ve sanık sayısı da 475’e yükselecek. İddiana mede, şüphelilerin KPSS’de yüksek netler yaptıkları ancak tekrarlanan sınava girmedikleri belirtildi. Şüpheliler arasında bulunan Mehmet Baransu’nun yengesi Aygün Baransu’nun da sınavda 120 sorunun tamamını doğru yaptığı, yenilenen sınava ise girmediği iddia edildi. 18 KASIM 2016 SAYI: 33280 KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü Bülent Özdoğan Haber Koordinatörü Aykut Küçükkaya Yayın Danışmanı Kadri Gürsel Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Reklam ve Pazarlama Direktörü Ayşe Cemal Reklam Grup Koordinatörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Görsel Yönetmen: Hakan Akarsu l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Dış Haberler: Mine Esen l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 06.17 06.01 06.22 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 07.48 12.56 15.27 07.30 12.41 15.15 07.49 13.03 15.41 Akşam 17.52 17.40 18.06 Yatsı 19.16 19.01 19.26 ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] haber/yorum EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: SERPİL ÜNAY ‘İkiyüzlü’ Dışişleri Bakanı “M. Çavuşoğlu” böyle sesleniyor, Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanı “M. Schulz”a. “İkiyüzlü” diyor; nedeni, Schulz’un “idam cezası”nın ülkemizde gündeme getirilmesiyle ilgili olarak verdiği demeç. “AP” Başkanı, Türkiye’ye parmak sallıyor. “İdam kararı yeniden uygulamaya konursa, o zaman kırmızı çizgimiz aşılmış olur!” ve böylece de “AB ile müzakere süreci bitmiş olur!” diyerek... Ayrıca, “muhalif vekillerin, gazetecilerin tutuklanmasının sürmesi halinde Gümrük Birliği’nin genişletilmesi de hayal olacaktır!” ihtarını da ekliyor. Bugün, teröre karşı son bir “çare” olarak idam cezasını gündeme getiren “AKP”, dün “2002”de iktidarı ele aldığında “terör”, sesi soluğu kesilmiş bir durumdaydı; “AKP” iktidarıyla birlikte, bu “14 yıllık” süreçte adım adım yoğunlaşıp vahşileşerek iyice arttı. Bu artışta, “PKK”lıların Türkiye’ye davet edilip, tüm engellerin bir bir aşılarak yaratılan “Habur Şöleni (!)” ile karşılanmalarının payı da unutulmamalı... Peki, böyle bir maskaralığı terörle yıllardır savaşıp ağır kayıplar veren hangi ülkenin iktidarı “akıl” edebilir ki? Ancak bir “üst akıl (!)” ile yönetilen bir ülke için geçerli olabilir bu “tarihsel” maskaralık... İyice durdurulamaz bir boyuta tırmanmakta olan terörü, iktidar “idam cezası”yla önlemek isteyince “AP Başkanı Schulz” karşımıza dikiliverdi. Teröre karşıymış gibi olup PKK’lıları koruyan Schulz’a, Çavuşoğlu’nun yanıtı, “dışilişkilere özgü dil bağlamında olsaydı belki daha etkin olabilirdi” doğrultusundaki “ortak kanı” henüz noktalanmadan, “Erdoğan”ın Schulz’a “terbiyesiz” diye seslenişi ortalara yayıldı. Değerli dostlar, Erdoğan’ın “AP” Başkanı için kullandığı bu söylem karşısında insan, TC Devleti’nin “Kurucu Başkanı”na, ilk Cumhurbaşkanımıza seslenişini de anımsamanın önüne geçemiyor, insanın yazmaya da eli varmıyor. Ne var ki, “Atatürk”e “ayyaş” denmesi tarihe geçti, kuşkusuz söyleyenle birlikte... Özür dilemediğine göre, yargılama da tarihe mi kaldı, ne dersiniz? “İkiyüzlü” oluşa gelince, bunun da inanılmaz örneklerini yaşıyoruz; bunlardan birine değineyim; geride bıraktığımız “10 Kasım” günü Erdoğan, “Atatürk”ün huzurunda “sap gibi” durduktan sonra, Anıtkabir defterine, “1919’da başlattığı İstiklal Harbimizi, 1923’te Cumhuriyeti kurarak zafere ulaştıran Gazi Mustafa Kemal, adını tarihe nakşettirmiş kahraman bir asker, büyük bir devlet adamıdır” diye yazıverdi... İşte bu kadar... Şimdi, hele şu günlerde “bunları yazmanın, tazelemenin sırası değil” diyenlere hak vermemek haksızlık olur; ne ki ülkeyi tek başına istediği gibi yönlendirip yöneten kişinin “devlet yönetme liyakati”ni dikkatle, titizlikle izlemenin, ülkemiz için “yaşamsal” bir boyutu var; liyakatsizliğin bir ülkeye neler kaybettirdiğini açıkça yaşamadık mı? Yaşamıyor muyuz? “Liyakat”i sık sık gündeme getiren “CHP” Başkanı Kılıçdaroğlu, “devlet yönetimindeki liyakat”ten söz ettiğini hep özenle vurgular. Haklı. Bu liyakati, yönetimdekilerin gözümüzün içine baka baka kullandıkları “yalan söyleme liyakati”nden, özellikle de, bugün söylediğini ertesi gün “inkâr etme liyakati”nden ayırmak ülkemiz için çok önemli; ne dersiniz? Öte yanda, Schulz’un ikinci konusu da, “Erdoğan”a “muhalefet” eden “Cumhuriyet Gazetesi”nin, “10” yazar ve yöneticisinin tutukluluğu... Bu konudan söz edildiğinde, “17. yy”ın ünlü bilim adamı, yazar “Galile”nin kendi adıyla anılan “Galile Davası”nı anımsatmanın gerektiğini düşünüyorum. İşte birkaç örnek: l Galile de kitabında bir gerçekten dünyanın hareketinden söz ederek Vatikan’a, Papa’ya “muhalefet”ten dolayı suçlanmaktadır. l Ne ki, Savcı Carlo Sencieri’nin benzer bir suçtan yargılanması gibi bir durum yoktur; 17. yy. İtalya’sında buna yer yoktur... l Sorgulama öyle “üç gün”, ya da “24 saat” kesintisiz sürdürülemez; bu, ne Savcı Sencieri’nin ne de ötekilerin aklından bile geçmez... l Galile’nin tutuklanmasının hemen ertesinde kızı ziyaretine gelir... l Mektupları özellikle kızınınkiler hemen kendisine ulaştırılır... l Günlerce bodrumlarda tutulduktan sonra, sorgulamaya geçilmesi gibi bir durum söz konusu olamaz... l Bu davanın açılmasının gerçek nedeni, Papa VIII. Urban’ın, hukuk dışı yönetiminin gündemden düşürülüp, gündeme Galile’nin oturtulmasıdır... Değerli dostlar, yaklaşık “400” yıl önceki bir davayla bu benzerliklere ne dersiniz? Yarın Cumhuriyet’in bahçesinde buluşalım! Meclis memurundan muhalefete küfür CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, TBMM’de çalışan memur Birol Taştan’ın sosyal medya üzerinden muhalefet partilerine hakareti aşan söylemlerde bulunmasını Meclis gündemine taşıdı. TBMM Kanunlar ve Kararlar biriminde çalışan memurun ifadeleri için “sayısız hakaret, itham ve ağıza alınmayacak küfürler” değerlendirmesinde bulunan Özel, Taştan hakkında işlem başlatılmasını talep etti. Taştan açığa alınarak, hakkında soruşturma başlatıldı. Taştan’ın ifadelerinin yer aldığı görsellerin fotokopilerini Genel Kurul’da dağıtan Özel, aylardır kendilerine küfür edildiğini belirterek, “Biz kürsüye vardığımızda bize saygıda kusur etmeyen bu arkadaşlar, bunu gördükleri hâlde hakkında açılmış bir soruşturma, bir kovuşturma yok” dedi. Özel, Memur Taştan’ın çalıştığı bölümün amirinin, memuru önce tanıdığını, sonra tanımadığını ve telefonuna ulaşamadığı bilgisini aktardı. Oturuma verilen arada Özel, memur Taştan’ın odasına, Meclis personeli ile giderek çalıştığı bilgisayarı Genel Kurul’a getirdi ve bilgisayarın tutanak altına alınmasını ve incelenmesini istedi. l ANKARA/Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle