02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 18 Kasım 2016 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ZARİFE SELÇUK CHP başkanlığaTCOHPPLMANYKDI karşı sokağa çıkıyor Kılıçdaroğlu, KKTC resepsiyonunda Rahşan Ecevit’e yapılanları eleştirdi. Parti örgütüne yurttaşları bilgilendirme görevi verdi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Bülent Ecevit’in eşi Rahşan Ecevit’e Kıbrıs’ın kuruluş yıldönümü resepsiyonunda yapılana ilişkin, “Rahşan Hanım’a yapılan bu saygısızlık kabul edilemez” dedi. MYK’de alınan kararla, her ilde örgütler; emekli öğretmen, doktor, asker gibi deneyimli insanlarla iletişime geçerek, toplantılar düzenleyecek. Türkiye genelinde oluşturulacak büyük bir ekiple, başkanlık sistemi ve parlamenter sistemin detayları halka anlatılacak, her yerde CHP PM bildirisi okunacak. Antalya’da Kılıçdaroğlu’nun katılımıyla sivil toplum örgütleriyle 24 Kasım günü “Büyük Buluşma” gerçekleşecek. CHP MYK, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında basına kapalı toplandı. Edinilen bilgiye göre toplantıda Kılıçdaroğlu, Bülent Ecevit’in eşi Rahşan Ecevit’e Kıbrıs’ın kuruluş yıldönümü için Ankara’da yapılan resepsiyonda, Genel kurmay Başkanı Hulusi Akar’ın korumaları tarafından yapılanlardan rahatsızlığını dile getirdi. Komutan gelecek diye Ecevit’i asansöre bindirmek istemeyen korumaların tavrına ilişkin Kılıçdaroğlu, “Rahşan Ecevit, Bülent Ecevit’in mira CHP’li Koç anayasa paketini eleştirdi MYK’ye ilişkin Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, basın toplantısı yaptı. Başkanlık sistemini de içeren anayasa paketini eleştiren Koç, “Bu ülke sorunu, rejim sorunu, beka sorunu. Türkiye’yi bölünmeye götürebilecek bir anayasa tartışıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan beri en kritik tartışma noktalarından birine geldi. Tüm duyarlı insanlarımızı bu konuda ta vır almaya çağırıyoruz. CHP, parlamento içerisinde mücadelesine devam ederken olağanüstü hal uygulamasının tüm kısıtlamalarına rağmen sokakta da siyasi görevine devam edecek. ‘Türkiye’yi böldürtmeyeceğiz’ mitinglerinin ilki 3 Aralık Cumartesi Adana’da yapılacak. Daha sonra halkımızla, her türlü baskıya. Kısıtlamaya, çarpıtmaya rağmen bilgilendirmeye devam edeceğiz” dedi. sıdır. Ecevit o dönem milliyetçiliği havaya, suya değil, Beş Parmak Dağları’na yazdı. Rahşan Hanım’a yapılan bu saygısızlık kabul edilemez” dedi. Kılıçdaroğlu MYK üyeleriyle, olayın ardından Rahşan Ecevit’i aradığını söyledi. İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu ve gazetemiz Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün davalarına 30 milletvekilinin katıldığını anımsatan Kılıçdaroğlu, “Milletvekillerime güveniyorum. Mahkemeye gidip haklılığımızı anlataca ğız. CHP’nin vekilini, CHP’yi kimse teslim alamaz. Korkmadan, yılmadan Türkiye’nin temel felsefesine sahip çıkacağız” dedi. ‘MHP tabanı tepkili’ Toplantıda MYK üyeleri Ege’de, Karadeniz’de, İç Anadolu’da ülkü ocaklarından, MHP’li kadın ve gençlerden MHP’nin tutumuna ilişkin tepki geldiği bilgisini aktardı. MHP’nin tavrına karşın AKP’nin başkanlık sistemine destek vermeyeceklerini söyleyen seçmenlerin, CHP’nin tavrını doğru bulduklarını belirttikleri anlatıldı ve bunların olası referandumda “hayır” oyu vereceği belirtildi. Televizyon programlarındaki tartışmaların değerlendirildiği toplantıda AKP’lilerin tavırlarına ilişkin Kılıçdaroğlu, “Fikirleriyle mücadele edemeyenler, hakaret ediyor. Siyonizm düşmanlığıyla tabanını bir arada tutmaya çalışanlar, gerçekler yüzlerine vurulunca hakaret ediyor” dedi. Dolardaki yükselişin de gündeme geldiği toplantıda MYK üyeleri, “Gezi olayları sırasında dolar 10 kuruş yükseldiği için Türkiye’nin ekonomik olarak battığı savunulmuştu. Şimdi dolar 40 kuruş yükseldi’’ yorumu yaptı. l ANKARA Bardakoğlu günah çıkardı Eski Diyanet İşleri Başkanlarından Ali Bardakoğlu, merdiven altı dini bilgilere karşı iyi bir mücadele verilemediğini söyledi TBMM FETÖ ve 15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu’na bilgi veren eski Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, “Türkiye’deki dini programlar ve dinci yapılanmaya” ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. Bardakoğlu, “Merdiven altı dini bilgilere karşı iyi bir mücadele verilemediğini, kusurlu olduklarını” söyledi. Bardakoğlu, komisyonda şöyle konuştu: Merdiven altı eğitim sorun üretiyor: Türkiye din konusunda bir yol ayrımında mehdici, mesihçi, deccalci, kin ve nefreti yoğunlaştıran dini değerleri istismar eden bir yoldan mı, yoksa açık seçik arı bir din yolundan mı yürüyeceğiz? 15 Temmuz bizi de bir yol ayrımına getirmiş oldu. Bu yol ayrımında olmak demek, cemaatlerle mücadele etmek değil. Onların kendi çizgisinde kalmasını sağlamak, halkımızı doğru aydınlatmayı Diyanet’e akademisyenlerin arı bilgisine bırakmak gerekiyor. İyi mücadele veremedik: Bu dini cemaatlerin din konusunda yazdıkları dikkatimizi çekiyordu. Merdiven altı dediğim bilgilere karşı iyi bir mücadele verildiğini söyleyemem, o da bizim kusurumuzdur. Diyanet daha dikkatli olmalıydı: Diyanet olarak özeleştiri yapmamız ve dürüst olmamız gerekiyor. Hepimizin daha dikkatli olması gerekirdi. Saltuk sitem etti Komisyonda konuşan eski Bursa Jandarma Bölge Komutanı Emekli Tümgeneral Seyfullah Saltuk’un sitem dolu sözleri de dikkat çekti. İçişleri Bakanlığı tarafından emekli edildiğini ‘sitemle’ anlatan Saltuk, “Ertesi sabah Ankara’dan aldığım bir telefonla dünyalar başıma yıkıldı. Meslekten uzaklaştırılma. Fiilen darbeye katılan adi ve alçakların arasında beni yazdılar. 15 gün sonra ikinci şoku yaşadım. Kadrosuzluktan emekli edilmişim” dedi. Boğaziçi Köprüsü’nün kesildiğini görünce IŞİD saldırısı ihtimalini aklından geçirdiğini söyleyen Saltuk, “Bursa Valimizi aradım. ‘Cemaat darbe yapıyor. Ben bu emri tanımıyorum. Nizamiyeyi kapattım, ben sizin emrinizdeyim’ yüksek sesle bağırarak arz ettim” dedi. l ANKARA ANAYASA TEKLİF METNİ ÇALIŞMALARINI TAMAMLADILAR MHP’nin, CumhurBaşkanı’nın yetkilerinde çekinceleri var SELDA GÜNEYSU MHP, AKP’nin başkanlık sistemini öngören anayasa teklif metni üzerindeki çalışmalarını tamamladı. Partinin başta cumhurbaşkanının yetkileri, görevleri, denetlenmesi olmak üzere Bakanlar Kurulu’nun belirlenmesi gibi 5 başlıkta itirazları olduğu öğrenilirken, MHP’nin çalışmasının bugün Genel Başkan Devlet Bahçeli’ye ileteceği belirtildi. MHP Afyonkarahisar Milletvekili Mehmet Parsak ve partinin avukatları AKP’nin teklifi üzerindeki çalışmaları tamamladı. Edinilen bilgiye göre MHP, çalışmasını 1982 Anayasası, AKP’nin teklifi ve MHP’nin önerileri olmak üzere 3 başlık altında topladı. Edinilen bilgiye göre MHP’nin, AKP tarafından iletilen teklifte cumhurbaşkanının yetkileri, görevleri ve denetlenmesine ilişkin çekincelerinin olduğu öğrenildi. MHP’nin, cum hurbaşkanının Yüce Divan’a sevki için gereken 413 oy nisabını yüksek bulduğu ve bu oranın mevcut milletvekili sayısının 5’te 3 olması gerektiğini istediği bilinirken, aynı şekilde cumhurbaşkanının yetkileri ve denetimi için önerilen oy nisaplarını da yüksek bulduğu ifade edildi. MHP’nin cumhurbaşkanının Bakanlar Kurulu’nu belirlemedeki yetkisinin de kısmi oranda sınırlandırılmasından yana da çekince koyduğu ifade edildi. l ANKARA Demirtaş ve Yüksekdağ için AYM’ye başvuruldu HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın tutuklanmalarına yönelik itirazın reddedilmesi üzerine, HDP Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk, beraberindeki bazı milletvekilleri ve avukatlarla AYM’ye giderek, bireysel başvuru dilekçesini sundu. Tuğluk, başvurunun ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, tutuklamaların anayasa ve uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu söyledi. Avukat Reyhan Yalçındağ Baydemir ise diğer tutuklu HDP milletvekilleriyle ilgili de AYM’ye gidebileceklerini kaydetti. l ANKARA / Cumhuriyet 5 yıl istenen davanın ilk duruşması yapıldı Adana’da HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın, 2011 yılındaki konuşmasında “terör örgütü propagandası yaptığı” iddiasıyla 5 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı davanın ilk duruşması görüldü. Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya Demirtaş’ı savunmak için çok sayıda avukat katıldı. Avukat Vedat Özkan, Demirtaş’ın savunmasının alınması için duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi’yle (SEGBİS) bağlantı kurularak katılması konusunda, müvekkiliyle görüşüp iradesine uygun beyanda bulunacaklarını dile getirdi. haber 5 Niye ‘Batı çöküyor’ diye seviniyorsunuz? İslamcı iktidar çevresi, bugünlerde “Batı çöküyor” diye sevinç içinde, sanki Batı çökünce Batı dışındakiler ve münhasıran “Müslüman dünya” abad olacak. Sanki, dünya tahterevalli sistemi, Batı inince Batı karşıtları yukarı çıkacak. Diğer taraftan asıl mesele olması gereken “kapitalizm”e ve merkez ülkesi ABD’ye, bunca krize rağmen bir şey olduğu yok. Tebriklere boğulan, umut bağlanan ABD’nin yeni Başkanı, bu sistemin en yılmaz savunucusu ve de temsilcisi. Zaten İslamcı kesimin kapitalizm ve onun ürünü olan eşitsizlikler ve sömürü düzeni ile hiçbir zaman sorunu olmadı, hâlâ da yok. Soğuk Savaş ve “komünizmle mücadele” zemininde büyüdüler; solcu avına çıkarak, grev kırarak, doların üzerinde “Tanrı adı” ile avunarak küresel kapitalizme yancılık ederek palazlandılar. Kompleks etkisi Aslında Batı düşmanlıklarının nedeni, Batılı güç merkezleri karşısında yenik düşmenin ezikliğinden ibaret, Osmanlı’nın yitik mirası peşinde düşmeleri, “zamanında biz daha güçlüydük” kompleksinden başka bir şey değil. Ama sadece o da değil, asıl meseleleri hep Batı ile özdeşleştirdikleri, demokrasi, özgürlükler, insan hakları gibi değerlerdi. Kapitalizme akılları yattı ama demokrasiye bir türlü akılları yatmadı. Bir dönem araç olarak dillerine doladılar ama hedefledikleri güce ulaşınca ihtiyaçları kalmadı, şimdilerde inişe geçen kapitalizm değil, demokrasi olduğu için sevinmelerinin nedeni bu. Daha dün “İslam düşmanı” ilan ettikleri ABD’nin yeni Başkanı da tıpkı onlar gibi, farklılıklara tahammülsüz, özgürlüklere mesafeli, dünyaya bakışı sığ ve toptancı ya, ister istemez bir sempati duyuyorlar; “dünya bizim gibilere kaldı” hesabı yapıyorlar. Dünya onlar gibilere kaldığında bizim gibi ülkelerin başına gelebileceklerin farkında değiller. Pakistan dostları, ama Pakistan’a düşmanlığı tırmandıran Hindistan Başkanı Modi’nin, tıpkı kendilerine benzediğini, aynı akıllarda olduğunu düşünmek istemiyorlar. Dünya, daha kötü, daha tehlikeli bir yer olmaya giderken onlar seviniyor, ne gaflet! Öyle bir şey olacağı yok da, sanıyorlar ki, Batı içine kapanınca, dünya onlara kalacak, “gücü gücüne yetenin hâkim olduğu, hukuk, kural dinlemeyen bir dünya”da, gücü kendi vatandaşından başkasına yetmeyen Türkiye’nin başına neler gelir diye düşünen yok. Diğer taraftan, “Müslüman dünya” güzel bir tahayyül de, öyle bir şey yok. Sahi kimlerden oluşuyor “Müslüman dünya”? Afganistan’daki Sovyet işgaline karşı ülkelerini CIA karargâhı ve cephe haline getirip boğazına kadar bu işe, ayrıca yolsuzluk hırsızlığa batan Pakistan, ülkesini dolandıran bir zorbanın yönettiği Malezya, Müslüman dünya fakirlik içinde iken, parasını har vurup harman savuran Suudi Arabistan, Katar, Körfez Emirlikleri vs. değil mi? Batı batacak da bunlar yeni bir medeniyet mi kuracak, nasıl bir medeniyet. Yok, mazlumların sesi olmaya aday Türkiye mi? Ama Türkiye, kendi mazlumlarının sesini kısmakla meşgul. Yok, FETÖ’cüler ve diğer teröristler mi, onlar her tür itirazı susturmak için iyi bahane oldu da, Soma’daki iş katliamına karşı çıkanı tekmeleyenler, diktikleri inşaat kulelerinden sapır sapır düşüp ölen işçilerin değil, müteahhitlerin sesi olan bir düzene karşı, mazlumların sesi olanların sesini kısan Türkiye mi, Müslüman dünyanın mazlumlarının sesi olacak. Diyelim bu ülkede itiraz eden herkes terörist, sesini kısmak mubah, baş dostları Katar’ı, diğer Körfez saltanatlarını, ülkelerindeki çağdaş kölelik sistemine karşı uyardılar da biz mi duymadık? Bengaldeş’te İslamcı lider idam edildi diye kıyameti koparanlar, daha birkaç yıl önce küresel kapitalizmin ucuz imalathanesi olan ülkede, kötü çalışma koşullarında çıkan bir fabrika yangınında yüzlerce insan öldüğünde neden mazlumların sesi olmadılar? Geçin bu masalları. Züğürt tesellisi Bırakın, Batı çöküyor diye sevindirik olmayı, züğürt tesellisini, Batı’dan kast ettiğiniz kapitalist, adaletsiz dünya sistemi ve onun tahakkümü değil, “Neden biz değil de, onlar racon kesiyor” hırçınlığı. Boş verin “alternatif medeniyet tasavvuru” safsatalarını, bakanlarının bile ağzını “ulan” ile açtığı, düşünce diye en pespaye polemikten ötesine gidemeyen, paragöz, sözünün arkasında iki gün duramayan, dün sövdüğü adama bugün bende olan, mevki dalaşında birbirini yiyen, dün abi diye yanına yaklaşmaya çalıştıkları adamların hapse tıkılmasının ne kadar haklı olduğunu ispat için birbiri ile yarışan, lümpenliği halkçılık diye yutturmaya çalışan veya belki de öyle sanan, kültür, düşünce fukaralığını seçkinciliğe isyan diye cilalamaya çalışan adamlar/kadınlar topluluğu, gerçekten de “farklı” bir medeniyet tasavvurunu temsil ediyor olmalılar, ama ne medeniyet! Batı medeniyeti çöksün, hiç dert değil, zaten medeniyet olma iddiaları kalp çıktı, yeter ki yerini alacak olan sizinki gibi toptan medeniyetsizlik olmasın. Ha, bir de dikkat edin, Batı çökerken altında kalan siz olmayın. Erdoğdu ve Oğan’ın stüdyoda ‘İsrail’ gerilimi CNN Türk’te Ahmet Hakan’ın sunduğu Tarafsız Bölge programında önceki akşam, AKP Merkez Karar Yönetim Kurulu (MKYK) üyesi Ayhan Oğan ile CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu arasında çok sert ‘İsrail’ tartışması yaşandı. Erdoğdu’nun AKP’nin ABD’deki İsrail lobisine 67 milyon dolar verdiğini iddia etmesi üzerine, AKP’li Oğan, iddianın ispat edilmesini istedi. Erdoğdu ise iddiayı ispat edemezse kendisini Sultanahmet Meydanı’nda yakacağını söyledi. Bunun üzerine Oğan, Erdoğdu’ya “Terbiyesizsiniz! Edepsizsiniz!” deyip elini masaya vurdu. Oğan’ın tepkisi üzerine Erdoğdu da elini sert bir şekilde vurarak masasının camını kırdı. Erdoğdu daha sonra ise Twitter’dan şu mesajı paylaştı: “Yumruğumun fikirlerimin önüne geçmesine izin vermeyin... İyi geceler...” l İSTANBUL/Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle