18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 6 Ekim 2016 10 DETÖ, SOTÖ, MATÖ, YATÖ, GATÖ… Siz olsanız, kendinizi hangi terör örgütüne yerleştirirdiniz? DETÖ (Demokratlar Terör Örgütü) size uyar mı? Yoksa SOTÖ mü (Sosyalistler Terör Örgütü) size daha uygun? Ben kendi adıma MATÖ’ye (Marksistler Terör Örgütü) girerdim. Ama GATÖ (Gazeteciler Terör Örgütü) derseniz o da bana uyar. Siyasal bir kalıpta anılmak istemeyenler için de terör örgütlerimiz var. YATÖ’ye (Yazarlar Terör Örgütü) ne dersiniz? Meslek üstünden bir terör örgütüne sokulmak daha mı işinize geliyor? Oluuuur. O da var. ÖĞTÖ (Öğretmenler Terör Örgütü), DOTÖ (Doktorlar Terör Örgütü), MÜTÖ (Mühendisler Terör Örgütü), BETÖ (Berberler Terör Örgütü), BATÖ (Bakkallar Terör Örgütü)… Görüyorsunuz, herkese uygun bir terör örgütü bulunabiliyor. HHH Şimdi, buraya kadarını okudunuz ve “Aydın Engin kendince mizah gibi bir şeyler yapmaya kalkışmış ama soğuk ve tatsız tuzsuz bir şeyler karalamış” diyenleriniz oldu. İnkâr etmeyin; oldu, biliyorum. Ve yanıldınız. Mizah denemesi filan yapmıyorum; antik çağ bilicileri gibi. Mesela Troya kralı Priamos’un bilici kızı, felaket habercisi Kassandra gibi geleceği, hem de yakın geleceği okuyor ve uyarıyorum. HHH İş oraya vardı. Artık FETÖ ve PKK ile idare edilmesi mümkün değil. Bir kere FETÖ doldu taştı, kontenjanı aştı; orada artık yer kalmadı. Sizi gözaltına alan polis, tutuklatan savcı, tutuklayan yargıç istese de istemese de FETÖ dışı bir terör örgütü bulmak zorunda. “PKK terör örgütü” demeyin. Onun da kontenjanı ya doldu, ya dolmak üzere. Kaldı ki daha şimdiden ek terör örgütü ihtiyacı kendini dayattı. Öyle ya Necmiye Alpay’ı, Aslı Erdoğan’ı, Tuğrul Eryılmaz’ı, Celal Başlangıç’ı, Nadire Mater’i, Murat Özyaşar’ı ne kadar zorlarsanız zorlayın PKK üyesi yapamazsınız. PKK olmuyorsa FETÖ yapalım deseniz dünya size vücudunun arka tarafı ile güler. Keza Mehmet Altan’a, Ahmet Altan’a, Lale Sarıibrahimoğlu’na, Şahin Alpay’a, Nazlı Ilıcak’a, Murat Aksoy’a “Cemaat’a ait medyada çalıştılar” diyebilirsiniz de bunun suç olduğunu hangi çuvala sığdırırsınız? Yok “Bunlar ayrıca o örgütün üyesi” deseniz yemezler. FETÖ’yü tutturamayınca elinizde PKK kaldı. Ama bu meslektaşların PKK üyesi olduğunu söyleyecek kadar budala olmadığınızı düşünüyorum (Düşüncelerimde yanılabilirim tabii). Yani kesinlikle yeni terör örgütleri bulmanız, yoksa oluşturmanız lazım. Haksız mıyım? Darbe girişimi denen “Allah lütfu” sayesinde FETÖ’cü avı diye başlatılan “gözaltı – açığa alma – meslekten ihraç – tutuklama” zinciri bütün ülkeyi zincire vurmakta. Terör örgütü dümeniyle muhalif olan, biat etmeyen, diz çökmeyen, itiraz eden her kurum ve her kişi sürek avında sürekli avlanmakta. “Vahşi kapitalizm – siyasal İslâm” bulamacından oluşan bir rejim ülkenin üstüne çöktü. Hepimiz herhangi bir terör örgütünün üyesi olarak saldırı altındayız. Yazının başında uydurduğum terör örgütleri şimdilik fiilen, yakında resmen uygulamaya konacak besbelli. Yıllardır bir avuç sosyalist, devrimci haykırdı: Susma, sustukça sıra sana gelecek!.. Anlaşılan susmayanlar tamam oldu, sıra artık susanlarda. “Mademki muhalifsin sussan da içeri gireceksin” günlerine geldik, geliyoruz... Bekle bizi İstanbul Özgür Radyo’ya önceki gün gerçekleştirilen polis baskını sırasında gözaltına alınanlar Emniyet’te ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakıldı. Kadıköy’deki radyo binasını dün abluka altına alan polis açıklama yapmak isteyen çalışanlara izin vermedi. Bunun üzerine radyonun bulunduğu sokakta açıklama yapan çalışanlar adına konuşan program sunucusu Arzu Demir, hiçbir ahlaki, etik değeri olmayan karara karşı direnme haklarını kullandıklarını belirterek, “Kapımızı açmadık. Özgür Radyo 1995 yılından beri, toplamda beş kez kapatıldı. Her defasında geri döneceğiz dedik. Yayını kapatırken, hep gerçeğe bağlı kaldık. Doğru olanı yaptık. Yine geleceğiz dedik. Bekle bizi İstanbul” diye konuştu. haber EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: BAHADIR AKTAŞ İlhan Çomak için 16 yıl sonra aynı karar 22 yıldır tutuklu olan Çomak’ın yeniden yargılandığı davada mahkeme bir kez daha müebbet kararı verdi CANAN COŞKUN İstanbul Üniversitesi öğrencisiyken 21 yaşında ‘Örgüt adına orman yakma’ ve ‘Bölücü faaliyette bulunma’ iddiasıyla tutuklanan ve 22 yıldır tutuklu yargılanan İlhan Çomak, yeniden müebbet hapis cezasına mahkum edildi. Mahkeme heyeti, Çomak hakkındaki İstanbul 1 No’lu DGM’nin verdiği ve 2001 yılında kesinleşen müebbet hapis cezasının onaylanmasına karar verdi. 8 yıl daha cezaevinde kalacak olan Çomak’ın babası Cebrail Çomak, kararı “Böyle adalet batsın” diye bağırarak protesto etti. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 2006’da Çomak’ın adil yargılanmadığı na, yeniden yargılanmasına karar verdi. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi, 16 Ocak 2014’te yeniden yargılanma talebini haklı buldu. Çomak, 11 Mart 2014’te yeniden yargılanmaya başladı. İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün görülen karar duruşmasına, Çomak, SEGBİS’le bağlandı. Davayı, Çomak’ın ailesi, avukatları, HDP milletvekilleri Erdal Ataş, Filiz Kerestecioğlu ve sanatçı Ferhat Tunç’un yanı sıra çok sayıda insan hakları savunucusu ile İngiltere Barosu’ndan temsilciler izledi. Çomak’ın avukatlarından Several Ballıkaya, “AİHM kararından sonra uygulanan yeniden yargılama süreci bir hukuk garabetidir. Bu kadar süren bir yargıla ma olamaz. İlhan’la beraber üniversiteye giren bir öğrenci şu an profesör. İlhan, belki dünyayı gezecekti ama ona bir tercih hakkı verilmedi” dedi. ‘Fotokopi yargılama’ Avukat Fırat Aydınkaya ise mahkeme heyetine “Sizin heyetinizden bir hâkim darbe şüphelisi olarak gözaltına alındı. DGM hâkiminin kararının dosyadan çıkarılması lazım, buna atıf yapmamanız gerek. Darbe şüphelisi hâkimin yaptığı işlemler referans alınmamalı” dedi. Aydınkaya, mahkemenin kararından sonra, büyük bir ihtimalle yeniden yargılamanın yeniden yargılamasını talep edeceklerini belirterek “Eski hüküm geçer liyse fotokopi yargılama yapıyoruz. İnfaza da devam ediyorsunuz bir yandan. Bu tek başına ‘ben eski kararı vereceğim’ demektir” diye konuştu. ‘Adil davranmadınız’ Avukat Hüseyin Boğatekin ise “Adalet arayışımız her yerde devam edecektir” dedi. Avukat Sinan Zincir’in söz istemesi üzerine, mahkeme başkanı Metin Tamirci, savunmanın 3 avukatla sınırlandığını söyledi. Son sözü sorulan İlhan Çomak da, “Adil davranmadığınız için herhangi bir şey belirtmiyorum” dedi. Mahkeme, Çomak’a 16 yıl önce İstanbul 1 No’lu DGM tarafından verilerek kesinleşen müebbet hapis cezasını onadı. Tek umutları Meclis KHK’lerle görevden alınan çok sayıda öğretmen TBMM’den yardım istedi NECATİ SAVAŞ ‘Darbeye dair ne varsa yaşıyoruz’ Eğitim Sen, OHAL’i ve OHAL kapsamında yürütülen ihraç ve açığa alma sürecini Milli Eğitim Bakanlığı önünde protesto etti. 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nde düzenlenen eylemde konuşan Eğitim Sen Genel Başkanı Kamuran Karaca, “12 Eylül darbecileri 3 bin 700 öğretmeni ihraç ederken, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ihraç edi len öğretmen sayısı 28 bin 163’tür. 15 Temmuz darbe girişiminin başarılı olması halinde yaşanacak ne varsa, bire bir yaşanmaktadır” dedi. Türkiye’nin dört bir yanından gelen öğretmenlerin katıldığı eyleme CHP’li ve HDP’li milletvekilleri de destek verdi. Eğitim Sen üyeleri İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde de eylem yaptı. Eylemde, “Güç lü ve demokratik bir toplum için öğretmenlere değer ver, statülerini geliştir” pankartı açıldı. EğitimSen 1 No’lu Şube Başkanı Hüseyin Özev öğretmenlerin 5 Ekim’i hukuksuz ihraçlar ve açığa almalarla karşıladığını vurguladı. Özev, “1 milyonu aşkın öğrencinin eğitim hakkı hükümetMEB işbirliği ile fiilen engellenmektedir” dedi. l Haber Merkezi Gazetemiz yazarı Ayşe Yıldırım ve Celal Başlangıç’ın yurtdışına çıkışları engellendi GAZETECİLERİN PASAPORTLARI İPTAL EDİLDİ Gazetemiz yazarı Ayşe Yıldırım ile eşi gazeteciyazar Celal Başlangıç’ın pasaportları iptal edildi. Gazeteciler durumu, iş gezisi için Atatürk Havalimanı’nda, Brüksel’e gidecekleri sırada pasaport memurundan öğrendiler. Yıldırım “Elimizde pasaportunun iptal edilemeyeceğine dair mahkeme kararı mevcut. Ancak yurtdışına çıkacağımız zaman havalimanında benim ve eşimin pasaportumun iptal edildiğini öğrendik. Hiçbir gerekçe gösterilmedi” dedi. Yıldırım ve Başlangıç, dün Belçika’nın başkenti Brüksel’deki 3 günlük bir iş seyahatine katılmak üzere İstanbul Yeşilköy’deki Atatürk Havalimanı’na gitti. Valizlerini teslim eden ve biletlerini alan Yıldırım ve Başlangıç, pasaport kontrolüne geçti. Bu sırada pasaporttaki polis memuru, pasaportlarının iptal edildiğini söyledi. Yıldırım ve Başlangıç, pasaportlarının iptal edildiğini öğrenince havaala Ayşe Yıldırım ve Celal Başlangıç nı içinde bulunan polis merkezine gitti. Yıldırım, “Karakola gittiğimizde hiç bir gerekçe gösterilmedi, anlam veremedik” dedi. Eşi Celal Başlangıç’ın Özgür Gündem nöbetçi genel yayın yönetmenliği nedeniyle yargılandığını, dava kapsamında Pasaport Şube Müdürlüğü’nün mahkemeye yazı göndererek pasaportun iptal edilmesini istedi ğini anımsatan Yıldırım, şöyle devam etti: “Ancak mahkeme bunu kabul etmemiş, ‘Pasaportun iptal edilmesine gerek yok’ demiş. Karar 8 Ağustos günü pasaport şube müdürlüğüne gönderilmiş. Bu karar bizim elimizde de var. Buna karşın nasıl pasaportlarımız iptal ediliyor anlamış değiliz. Karakoldaki polisler de nedenini bilmiyor. Yarın (bugün) avukatlarımızla durumu öğrenmek için pasaport şube müdürlüğüne gideceğiz. ” Köşesinde yazmıştı Ayşe Yıldırım bir süre önce köşe yazısında havalimanlarında pasaportlara el konulabileceği hakkında yazı yazmıştı. Yıldırım hakkında hiçbir soruşturma bulunmazken, Celal Başlangıç önceki gün Özgür Gündem gazetesiyle dayanışmak için nöbetçi yayın yönetmenliği yaptığı gerekçesiyle hâkim karşısına çıkmıştı. l İSTANBUL/ Cumhuriyet Cihazlar TRT ambarına Kapatılan radyo ve TV’lerin araç ve gereçleri için yediemin işlemleri başlatıldı OHAL güvencesiyle sürdürülen, muhalif yayın organlarına yönelik karartma faaliyetleri dün de devam etti. Esenyurt’taki TV 10 binası, polis baskınıyla mühürlendi. Kapatılan radyo ve TV’lerin araç ve gereçleri için yediemin işlemleri başlatılırken TRT, yargı süreci bitene kadar bütün malzemelerin ambara kaldırılacağını açıkladı. Polis ekipleri önceki gece TV 10’u mühürlemek üzere binaya geldi. Nöbet tutan grup, kararı türkülerle protesto etti. Dün sabah yeniden polis gelince kanalın reji odasına giren Alevi örgütlerinin temsilcileri oturma eylemi başlattı. Binaya polislerle birlikte gelen iki TRT görevlisi, sayım yapılacağını ve kanalın malzemelerinin götürüleceğini söyledi. Yarım saatlik oturma eyleminin ardından kanal mühürlendi. TV 10 Yönetim Kurulu Başkanı Veli Büyükşahin, “Aleviler için kutsal ay Muharrem ayında Alevilerin sesi nin susturulması kabul edilemez” dedi. İMC’nin internet sitesindeki habe re göre, dün Eyüp’teki kanal binasına TRT’den gelen 3 teknik bilirkişi ve maliyeciler sayım yaptı. Malzemelerin TRT’ye yediemin olarak tayin işlemleri başlatıldı. Ardından, İMC TV’nin reji ve sistem odası tekrar mühürlendi. Hürriyet’in internet sitesinde yer alan habere göre; TRT yetkilileri, böyle bir devrin söz konusu olmadığını belirterek, “Arkadaşlarımız yediemin olarak oraya çağırılmış. Malların TRT’ye devredildiğine ilişkin haberler gerçeği yansıtmıyor” dedi. Yargı süreci tamamlanana kadar malların boş ambarda tutulacağı öğrenildi. ‘Darbecilerin izindeler’ CHP Denizli Milletvekili Kazım Arslan, “Bugün cuntacılar içeride ama fikirleri dışarıda, iktidardadır. Darbeciler neyi hedeflediyse bugün Türkiye sivil dikta altında OHAL’i de fırsat bilerek onu yaşatmaktadır. Medyanın özgür iradesine içi muğlak gerekçelerle sansür koymaya kalkan, konuşanı susturan, radyo ve TV’lere canlı yayında mühür vuranlar, tam da 12 Eylül’cülerin, 15 Temmuz’cuların izinden gitmektedir” dedi. İmza kampanyası ‘Sesler ve renkler susturulamaz’ sloganıyla yazar ve gazeteciler imza kampanyası başlattı. Ahmet Şık, Ahmet Ümit, Banu Güven, Barış İnce, Burcu Karakaş, Ceyda Karan, Erdem Gül, Fatih Polat, Merdan Yanardağ, Özgür Mumcu, Seçil Türkkan, Tunca Öğreten ve Zülfü Livaneli’nın bulunduğu birçok gazeteci ve yazar kampanyaya destek verdi. Çağdaş Gazeteciler Derneği “Gazeteciliğin sesi kesilerek toplum boğulmak istenmektedir” açıklamasını yaptı. l İSTANBUL/Cumhuriyet Yeni eğitim döneminin başlamasıyla birlikte KHK’lerle görevinden alınan çok sayıda öğret men de Meclis’e yazarak yardım iste di. Haksız yere görevle rinden alındıklarını vurgulayan farklı branşlar dan öğretmenler, yaşa dıkları sıkıntıları “Benim SELDA GÜNEYSU adım öğretmen ve ben terörist değilim” sözleriyle anlattı. TBMM Dilek çe Komisyonu’na yazarak yardım isteyen öğretmenlerden bazıları şunları kaydetti: SADECE Sendikalıyım M.C: 18 yıllık başarılı bir öğretmenim. Okul idaresince performans de ğerlendirmesinde 100 tam puan aldım. Kurumumu her zaman en iyi şekilde temsil ettim. Hiçbir zaman yasadışı fa aliyette bulunmadım. Yasal oldukları için önce Türk Eğitim Sen’e, daha sonra da Aktif Eğitim Sen’e üye oldum. Yıllar önce açılışı bizzat devlet büyükle rimiz tarafından yapılan Bank Asya’da faizsiz banka diye göreve başladığım ilk yıllarda açtırdığım hesabıma peyder pey aylık tasarrufumu yatırdım. Adım öğretmen M.Ç: Hayatım boyunca kabullenemeyeceğim terörist vatan haini gibi yaftalanmalar ve ithamlar karşısında ne yapacağımı şaşırmış durumdayım. Va tanıma, milletime, bayrağıma, dini de ğerlerime sonsuz saygımı ve bağlılığımı, gerekirse bu değerler uğruna canımı seve seve feda edeceğimi; ailem, okul müdürüm, öğretmen arkadaşla rım, öğrencilerim ve çevremdeki her kes çok iyi bilir. İtibarım iade edilip bu asil görevime geri dönmek istiyorum. Yalnız istifa ettiğim Aktif Eğitim Sendi kası aklıma geliyor. Benim adım öğret men ve ben terörist değilim. Çok emek verdik M.Ş: Bu mesleği kazanabilmek için ben ve ailem çok emek verdik. Annem beş çocuğunu dağlardan topladığı kes tane ve cevizi sırtında taşıyıp satarak okuttu. Ailem ve ben vatan aşkı ile ya nıp tutuşan insanlarız. Mesleki ve va tandaşlık itibarımın, emeğimin asıl sız iddialarla bir çırpıda elimden alınması beni fazlasıyla mağdur etmiştir. Bu hain darbe teşebbüsünü Avrupa ya kasından Anadolu yakasına Boğaziçi Köprüsü’nden geçmekteyken bizzat dar beye maruz kalarak yaşadım. Darbeci askerler ‘Sıkıyönetim ilan edildi geçin evinize’ diye bağırıp aracıma silah doğ rulttular. Üç yaşında çocuğumun ve aile min canına kastettiler. Bebeğimi kaybettim R.B: Terörden dolayı göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak teröre nasıl des tek verebilirim. Terörle mücadele etmiş ve karşılarında olmuş biri olarak FETO/ PDY ile damgalanmak bizi çok üzmüş tür. Darbe günü hamile eşim ve annem lerle demokrasi nöbetlerine katıldım. Açığa alındığımı öğrenince eşim aşırı stresten ertesi gün 23 Temmuz’da er ken doğum yaptı ve bebeğimi kaybettim. Ben de demokrasi nöbetlerine annesinin karnında katılıp sonrasında vefat eden bir demokrasi şehidinin babası sayılırım. Çocuğum geri gelmeyecek ama en azından bana mesleğimin geri verilmesi konusunda lütfen yardımcı olun. İtibarım zedelendi Y.Y: İşlemediğim bir suçtan dolayı terör örgütü üyeliği ile suçlanmaktayım. Kamu görevinden çıkarılmak, memu riyet hayatında karşılaşılabilecek en ağır yaptırımdır. Ben ve ailem açısın dan maddi ve manevi anlamda telafisi imkânsız zararlar söz konusudur. Kişi sel ve mesleki itibarım son derece ağır biçimde zedelenmiştir. l ANKARA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle