23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Nepszabadsag’ı Orban yandaşları aldı Macaristan’ın kapatılan sol görüşlü Nepszabadsag gazetesinin yayıncı firması Mediaworks’ü, sağcı Başbakan Viktor Orban’la yakın ilişkili bir şirket tsatın aldı. Mediaworks’ü satın alan Opimus Group, Orban’ın yakın arkadaşı L. Mészáros ile bağlantılı. Masum’dan alkol yasağına karşı çağrı Irak Cumhurbaşkanı Fuad Masum, meclisi alkol yasağından dönmeye çağırdı. Belediye yasasına alkol yasağının eklenmesinin demokratik yasal ilkelere uymadığını belirten Masum, farklı görüşlerden yurttaşların hak ve özgürlüklerinin korunmasını istedi. Perşembe 27 Ekim 2016 dishab@cumhuriyet.com.tr TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Rus filosuna ikmal krizi nilgun@cumhuriyet.com.tr 7 Suriye açıklarına giden Rus filosuna yakıt ikmali yapmayı kabul eden İspanya, NATO’nun büyük baskısı karşısında kararından vazgeçti Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Suriye açıklarına gönderdiği Amiral Kuznetsov uçak gemisi liderliğindeki Rus filosu, NATO’yu birbirine düşürdü. 8 savaş gemisinden oluşan Rus filosuna yakıt ikmali talebini “gözden geçirdiğini” açıklayan İspanya, NATO Genel Sekreteri Jan Stoltenberg ve müttefik ülkelerin büyük baskısı altında kaldı. Rusya’nın İspanya’nın Kuzey Afrika’daki otonom kenti Ceuta’ya demirleyip yakıt ikmali yapma talebini ilkin İspanya Dışişleri “Rus gemileri yıllardır İspanyol limanlarında demirler. Bu izin her defasında talep yeniden incelenerek verilir. Yerel halkın ve çevrenin güvenliği hesaba katılır” diye karşıladı. Ama baskılar karşısında “Rusya’nın Madrid Büyükelçiliği, gemilerin yakıt ikmali için limana demirleme talebini geri çektiğini bize iletti” açıklaması yapmak zorunda kaldı. ‘Halep’te savaş suçu’ Süreç Madrid’in Rus filosuyla imtihanı şeklinde gelişti. NATO Genel Sekreteri, Kuzey Denizi’nden yola çıktığından itibaren, filonun “Suriye’deki bombardımana katılacağını” ve cihatçıların kontrolündeki Doğu Halep’e atıf la “sivilleri öldürüp savaş suçları işleyeceğini” iddia etti. Dün Stoltenberg, NATO’nun uzun yıllara dayanan politikası gereği İspanya’nın yakıt ikmaliyle ilgili kararına karışmayacaklarını ileri sürüp “Ancak bu kez filonun Halep’teki sivillere karşı kullanılma potansiyelinin bizi endişelendirdiğine dair çok net bir mesaj verdim. Müttefikler bu endişelerimizi paylaşıyor” diye ekledi. Verhofstadt: Skandal Üye ülkeler aynı gerekçeyle Madrid’e sesini yükseltirken, Rus filosunun inişini refakat edecek kadar sıkı takibe almış Britanya devreye girdi. Başbakanlık sözcüsü “İspanya’yı Rus filosuna konukseverliği konusunda uyardık. İspanya’nın vereceği karardan endişeliyiz ve olayın takipçisi olmaya devam edeceğiz” açıklamasını yaptı. Belçika’nın eski başbakanı olup Avrupa Parlamentosu’nda Liberal Grup’a liderlik eden Guy Verhofstadt, “NATO ve AB üyesi İspanya’nın Rus filosuna topraklarında yakıt ve teknik destek vermesi bir skandaldır” diye tweet’ledi. Verhofstadt, AB Konseyi’nin Rusya’yı Suriye’de savaş suçlarıyla itham eden kararında İspanya’nın da imzası olduğunu hatırlattı. RN4uAbsTinsOına’dsırakınnear NATO Rusya ile sınırı olan ülkelere binlerce asker konuşlandırmaya hazırlanıyor. Soğuk Savaş sonrasının en büyük askeri yığınağı kapsamında Rus sınırına 4 bin asker konuşlandıracak NATO, 2017 başından itibaren gönderilecek askerlerle ilgili üye ülkelerden taahhütte bulunmalarını istedi. Polonya, Litvanya, Letonya ve Estonya’ya konuşlanacak zırhlı piyadelerden insansız hava araçlarına uzanan güçlerin başını ABD, Britan Amiral Kuznetsov uçak gemisi ya, Kanada ve Almanya çekecek. Norveç de gelecek yıldan itibaren yabancı askerlerin konuşlanmasına izin verdiğini açıkladı. 2. Dünya Savaşı’ndan beri ilk kez Norveç’te 330 ABD deniz piyadesi konuşlanacak. Rusya ise en batı sınırındaki Kaliningrad kentine nükleer başlık takılabilen İskender füzelerini konuşlandırırken, kuzey filosunun en önemli savaş gemilerini de tüm Avrupa sahillerinde gezdirerek Akdeniz’e indiriyor. ‘Clinton’ın Suriye planı 3. Dünya Savaşı çıkarır’ Afrika UCM’yi terk ediyor Güney Afrika ve Brundi’nin ardından Gambiya da BM’ye bağlı, Lahey merkezli Uluslararası Ceza Mahkemesi’nden (UCM) “ırkçı yaklaşımı dolayısıyla” ayrıldığını açıkladı. Gambiya Enformasyoın Bakanı Şerif Bojang UCM’nin “Afrikalıların özellikle de liderlerlerinin cezalandırılması için kullanıldığını ve Batı’nın işlediği suçların görmezden gelindiğini” belirtti. Geroge W. Bush, Tony Blair’in Irak yüzünden suçlanmadığına dikkat çeken Şerif, UCM’yi “insanları renklerine göre aşağılağılayıp yargılayan bir Uluslararası Beyaz Mahkemesi” olarak tanımladı. “Bağımsız egemen devletlere karşı korkunç suçlar işlemiş en az 30 Batı ülkesi var. Ancak UCM kurulduğundan beri bir tanesinin bile hakkında soruşturma açılmadı” dedi. ABD’den Katar’a övgü ABD’nin Terörün Finansmanı ve Finansal Suçlardan Sorumlu Hazine Bakanı Yardımcısı Daniel Glaser, IŞİD’e karşı savaşta Katar’ı övdü. Glaser Doha’da Katar Başbakanı Halife Thani ile görüşürken, ABD elçiliği “ABD hükümetinin IŞİD’e karşı koalisyon ortaklarından Katar’ı takdir ettiği ve teröristlerin finansmanıyla mücadelede Katar ile yakın ilişki içinde olduğu” açıklaması yaptı. Reuters’e konuşan Cumhuriyetçi başkan adayı, Suriye’de Clinton’a uyulursa 3. Dünya Savaşı’na gidileceği uyarısı yaptı ABD’de 8 Kasım başkanlık seçimleri yaklaşırken kadınlara taciz suçlamalarıyla başı dertteki Cumhuriyetçi aday Donald Trump, Reuters’e dış politika ağırlıklı bir mülakat verdi. Trump, Demokrat rakibi ve eski dışişleri bakanı Hillary Clinton’ın nükleer silahlara sahip Rusya ile 3. Dünya Savaşı çıkarabileceğini söyledi. “Hillary’nin bir Suriye planı yok. Önceliğimiz Suriye değil, IŞİD. Hillary’yi dinlersek, Üçüncü Dünya Savaşı’na gireriz. Ne yaptığını bilmiyor. Suriye artık Suriye değil. Suriye artık Rusya ve yeni bir anlaşma yaptığımız İran demek” çıkışını yapan Trump, “Artık sadece Suriye’yle savaşmıyorsunuz. Suriye, İran ve nükleer Rusya’yla da savaşıyorsunuz. Tamam mı” vurgusu yaptı. Clinton’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i bu kadar şeytanlaştırdıktan sonra onunla nasıl müzakere edeceğini sorguladı. Clinton, Suriye’de uçuşa ya Donald Trump sak bölge önerisine destek çıkmıştı. Başkanlık seçimi için bazı eyaletlerde erken oy kullanma işlemi başladı ve şimdiden 5 milyondan fazla oy atıldı. Şarkıcı Justin Timberlake, hayranlarını oy vermeye teşvik için Tennessee’de oy atarken çektiği selfieyi Instagram’da paylaştı. Yasalara aykırı davrandığı için soruşturma açılınca selfieyi sildi. Danışmanlarından Clinton’a salvolar WikiLeaks’in sızdırdığı kampanya şefi John Podesta’nın epostaları Hillary Clinton’ın başını ağrıtıyor. Clinton’un baş yardımcısı Huma Abedin, Nisan 2015 tarihli epostada, Clinton’ın Cumhuriyetçi Jeb Bush’un kampanyasını ‘Super PAC’’ adı verilen siyasi eylem komiteleriyle finanse etmesini anlama çabasını “Kafası henüz tam olarak yerinde değil” diye yorumluyor. Podesta, Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın Demokrat aday adayı olacağı tartışması üzerine Eylül 2015 tarihli epostada “Çok su aldık ve bunu boşaltmamız kolay olmayacak. Bunun nedeni kampanya öncesi alınan berbat kararlar ancak (Clinton’un) içgüdüleriyle de alakalı” diyor. 2008 yılındaki başkanlık kampanyasında Clinton’un baş yardımcısı olan Neera Tanden “İçgüdülerinin ne kadar kötü olabileceğini benden daha iyi kimse bilemez” diye cevaplıyor. Clinton’ın dışişleri bakanıyken kişisel eposta hesabını kullanması skandalıyla ilgili “Özür dilememesi karakter sorunu, onun aşil topuğu” diyor. Yangından canlarını zor kurtaranlar, bundan sonra sokaklarda yaşamak zorunda kalacaklarını söyledi. İran sunar: Kamikaze İHA İran Devrim Muhafızları, karada ve denizdeki hedefleri havaya uçuracak patlayıcıları taşıyacak intihar saldırısı düzenleyebilecek insansız hava araçları (İHA) geliştirdiğini duyurdu. Bu İHA’nın esas olarak deniz gözetleme aracı olarak kullanılacağı, ama büyük miktarda patlayıcı taşıyarak bir gemi ya da kıyıya yakın bir komuta merkezini yok edebileceği belirtildi. Alevler içinde kapandı Britanya’ya gitmek isteyen sığınmacıları Fransa’nın Calais kentinde tutan ‘Cangıl’ lakaplı kamp dün tamamen boşaltıldı. 8 bin sığınmacıya ev sahipliği yapan kampın tahliyesi ve yıkılması Fransız yetkililerce eski ABD Başkanı George W. Bush’un Irak’taki “görev tamamlandı” sloganıyla ilan edildi. Ama kampta önceki gece patlamalar eşliğinde çıkan yangın devam ediyordu. Gaz tüplerinin yol açtığının söylenmesi ve 4 sığınmacının gözaltına alınması şüpheleri gidermedi. Zira öncesinde sığınmacıları taşıyan otobüs koltuklarının “hijyen” endişesiyle plastikle kaplanması sosyal medyada infial yarattı. Sosyal demokrasinin harakirisi Adına “PASOK’laşma” diyorlar... Komşu Yunanistan’ın PASOK örneğindeki gibi ülkenin zamanında ana aktörlerinden olan bir merkez sol partinin siyasi panoramadan ufalanarak etkisizleşmesine PASOK’laşma adı veriliyor. Avrupa sosyal demokrasisinin vaktiyle medarı iftiharı olan İspanyol sosyalistlerini (PSOE) de bekleyen son.. çok yazık ki bu. PSOE’nin de giderek PASOK’laşması ne yazık ki kaçınılmaz görülüyor. PSOE’yu bu kaçınılmaz sona iten dönemeç, partinin muhafazakâr Başbakan Rajoy liderliğinde kurulacak yeni azınlık hükümetine engel koymamak adına aldığı karar oldu. Pratikte bu, bu hafta sonu yapılacak güvenoylamasında PSOE’nin çekimser kalması demek oluyor. PSOE’nin, hükümet güvenoylamasında çekimser kalıp kalmaması, İspanyol siyasetini gerçekte son bir yıldır şartlamakta olan en belirleyici konuydu. Son bir yılda İspanya’da, sonuçları bizim 7 Haziran seçimlerini anımsatan üst üste iki seçim yapıldı. Bu iki seçimde de çoğunluğu sağlayamayan muhafazakârlara karşı sosyalistler, kozlarını oynayamadılar ve koşulları değiştiremediler. Yeni söz söyleyemiyorlar Ne öbür partilerle yan yana gelerek Rajoy’a karşı alternatif bir hükümet kurabildiler, ne son güne dek Rajoy’un azınlık hükümetine geçit verdiler. Siyaset bu nedenle İspanya’da son bir yılda kilitlendi. Sosyalistler bu kilitlenmenin baş nedeni görüldü. Ve giderek ya Rajoy vetosunu kaldırmaları ya da 3. kez yinelenecek seçimde bir yeni boy ölçüşmeyi göze almaları gerekti. Var olmak ve yok olmak tercihine dönüşen bu açmaz karşısında sonunda parti bölündü. Rajoy’un yolsuzluk skandalları ardından, hiçbir şey olmamış gibi muhafazakârlara iktidarı sunmaya razı olmayacağını beyan eden lider Pedro Sanchez, partide darbeyi andıran bir operasyonla alaşağı edildi. Yerine Javier Fernandez adında “sıfır karizma” yeni bir geçici yönetici tayin edildi. Sosyalistlerin “veto” riskinin bertaraf edilmesiyle Rajoy’un bu hafta sonu yapılacak güvenoylamasında azınlık hükümeti kurmasına engel kalktı. İspanya’da uzun süredir devam eden siyasi belirsizlik sona erdi. Ülkenin 3. kez sandığa gitmesinin önü kesildi. Ama ne pahasına? Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsek bıyık bu hamleler, sosyalistler için altından kalkılmaz bir harakiri anlamına geldi. Sosyalist Parti yolsuzluklarla özdeşleşen Rajoy’a vetoyu şimdi, seçmenine verdiği sözler hilafına kaldırıyor ve ağır kredibilite kaybına uğruyor. Ama beri yandan bu çekişmelerle ikiye bölünen partinin bir 3. seçimi de kaldırması mümkün görünmüyor. Hazirandaki son seçimde tarihinin en düşük skorunu elde eden ve geçen ayki Galisya ile Bask yerel seçimlerinde hezimet yaşayan sosyalistler, solda kendilerine rakip “Podemos”un yükselişi karşısında hiçbir yeni şey söyleyemiyorlar ve hiçbir yeni çıkış yapamıyorlar. Avrupa sosyal demokrasilerinin krizi SYRIZA ile savrulan PASOK’un akıbetine uğramak tehdidi böyle gündeme geliyor ve bu korku PSOE’yi büsbütün pasifleşmeye itiyor. İspanyol sosyalistlerinin yaşadığı bu çok katmanlı (kimlik, lider ve kredibilite) bunalım(ı), Avrupa sosyal demokrasisindeki dev krizin aslında son halkası. Fransa’da sosyalistler, Hollande’ın cumhurbaşkanlığında görülmemiş düş kırıklığı kaydetti. Brexit, İngiltere’de Corbyn’in İşçi Partisi’nde derin gedik açtı. Merkel’le koalisyonda olan Alman sosyal demokratları kişiliklerini kaybetmiş görüntüdeler. İtalya’da iki yıl önce “yenilenme vaatleri” ile hükümete gelen Renzi de önümüzdeki aralık referandumunda büyük olasıkla ağır yara alacak. Avrupa sosyal demokrasilerinin 2016’da ivme kazanan ve yağ halkaları gibi büyüyen bu krizinin, tüm bu liderler ve ayrı ayrı ülkelere mahsus özelliklerden öte yapısal ortak nedenleri var. Onları da ayrı bir yazıda inceleriz. IŞİD, Afganistan’da 30 kişiyi kaçırıp öldürdü Pakistan’ın Belucistan eyaletinde önceki gün bir polis akademisine düzenlenen ve 61 can alan saldırının sorumluluğunu üstlenen IŞİD, Afganistan’da da 30 kişiyi katletti. Ghor’da dağda odun toplayan çoluk çocuk 30 kişiyi rehin alan ve koyun sürüsünü gasp eden IŞİD’in, rehine kurtarma operasyonunda bir komutanının öldürülmesi üzerine intikam için rehinelerin hepsini katlettiği açıklandı. C MY B nilgun@
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle