21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 25 Ekim 2016 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: SERPİL ÜNAY Hükümet iş güvencesini ekonomi 9 kaldırmakta kararlıOEChDagyüaalrktaelbneotriiynude Memur konfederasyonları ile yapılan “657 Çalıştayı”nda hükümetin niyeti ortaya çıktı. Yol haritasını belirleyen hükümet, performans ve iş güvencesini öne çıkardı Devlet Personel Başkanlığı’nın memur konfede kiye KamuSen ile KESK yönetici ve uzmanları katıldı. Çalıştayda her rasyonlarının katılımıy konfederasyon kendi gö la gerçekleştirdiği kamu rüşlerini dile getirdi. personel sisteminde değişikliklerin ele alındığı MUSTAFA ÇAKIR Puan kadar ücret 3 günlük çalıştayda hü Hükümet kanadı ise kümetin ünlü 657 sayılı Dev çalıştayda iki konu üzerinde let Memurları Yasası’na iliş ağırlıklı olarak durdu. Bu konu kin “yol haritası” netleşti. Ça lar “kamuda performans siste lıştayda 2 konu öne çıktı. “Per mi ile iş güvencesi.” Bu konular formans sistemi ve iş güvence üzerinde memur konfederas sini” tartışmaya açan hükümet, yonlarının görüşleri alındı. Hü 657’de bu iki konuda değişiklik kümet kamuda performans sis yapılacağı mesajı verdi. temi için yönetmelik taslağı ha Hükümet uzun süredir Dev zırlamıştı. Taslağa göre, memu let Memurları Yasası’nda deği ra “başarı puanı” verilecek. Me şiklik için çalışma yapıyor. 15 mur “başarılı” bulunursa ücre Temmuz’daki darbe girişimi ti artacak. Yurtdışına bile gön nin ardından değişiklik çalış derilecek. Ancak başarısız bu maları da hızlandırıldı. Devlet lunursa görevi ya da görev ye Personel Başkanlığı tarafından ri değiştirilecek. Eğer memur Bursa’da 3 gün süren “Kamu sözleşmeliyse ve Personel Sisteminin Değerlen “başarısız” bu dirilmesi” başlıklı çalıştay gerçekleştirildi. Çalıştayda ele alınan konu başlıkları şöyle: “Kamu personel statüleri; kamu personel alım sistemi ile lunursa cezası daha da ağır olacak. Sözleşmesi fesh edilerek işten atı personel dağılımında denge; lacak. kamu personeli ücret sistemi; kamu personelinin değerlen dirilmesi, ödül ve cezalandırıl ması, verimliği; kamuda terfi sistemi, unvan değişikliği, üst düzey yöneticilik; sosyal nite likli atamalar.” Çalıştaya, MemurSen, Tür Maaşlar düşük, iş çok OECD verileri, kamu emekçilerinin çalışma koşullarını ortaya koydu. OECD verileri de Türkiye’deki kamu çalışanlarının halini ortaya koydu. Devlet Personel Başkanlığı’nın Bursa’da gerçekleştirdiği “Kamu Personel Sisteminin Değerlendirilmesi” konulu çalıştayda Türkiye KamuSen çalıştaya Türkiye ve dünyadaki memur istihdamını karşılaştıran veriler sundu. Tür kiye KamuSen’in OECD verilerinden derlediği çalışmaya göre, dünyanın gelişmiş ülkelerinde memurların hayat boyu iş güvencesi bulunuyor. Buna göre; 4 Almanya, İtalya, Avusturya, İsveç, Hollanda, İspanya, İngiltere, İrlanda, ABD, Avustralya, Yeni Zelanda, Portekiz, Belçika, Finlandiya, Kore gibi gelişmiş OECD ülkelerinin tamamında toplam kamu çalışanlarının yüzde 99’u ile yüzde 79’u arasında değişen oranlarda hayat boyu iş garantisi içeren bir istihdam sistemi var. 4 OECD üyesi ülkelerde toplam istihdamın yüzde 21.3’ü kamuda iken Türkiye’de bu oran yüzde 12.9. 4 Kamuda istihdam oranı Almanya’da yüzde 15.4, Portekiz’de 16.4, İspanya’da 17.1, İtalya’da 17.3, İsviçre’de 18, Avustralya’da 18.4, Fransa’da 19.8, Yunanistan’da 22.6, İngiltere’de 23.5, Macaristan’da 26.8 ve Danimarka’da yüzde 34.9. 4 OECD verilerine göre bir kamu çalışanı Avusturya’da ortalama 18, Kanada’da ve Fransa’da 12, Finlandiya’da 9, Almanya’da 18, Hollanda’da 19, ABD’de 13 kişiye hizmet verirken, Türkiye’de 1 kamu çalışanı 28 kişiye hizmet veriyor. 4 Ücret yönünden incelendiğinde de Türkiye’deki bir memur Avrupa’daki bir memurdan 3 kat daha düşük maaş alıyor. 4 Kamuda yıllık ortalama çalışma süresi bakımından 33 OECD ülkesi içinde Türkiye en fazla çalışma süresine sahip 12. ülke konumunda bulunuyor. İş güvencesi konusunda ise 3 memur konfederasyonu da değişikliğe karşı. İş güvencesinin korunmasını istiyor. Çalıştayda ilginç bir durum da yaşan dı. Görevde yükselme ve unvan değişikliğinde “sözlü sınav” konusu da ele alındı. Ancak bu konu memur konfederasyonları ile görüşülürken hafta sonu yönetmelik değişikliğinin gerçekleştirilmesi dikkat çekti. Hükümet, memur konfederasyonlarının görüşlerini beklemeden adım atmış oldu. Değişiklik ile bütün görevde yükselme ve unvan değişikliği atamalarında yazılı sınavın yanı sıra mülakat da geldi. Çalıştayda dile getirilen görüşler bilgi notu halinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’na sunulacak. l ANKARA İpotekli satışlar fırladı Mehmet Şimşek Faizsiz finans hız kazandı Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Türkiye’de faizsiz finans sisteminin daha da geliştirilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Sektörün 2 trilyon dolar civarındaki büyüklüğünün önümüzdeki 5 yıl sonunda 3.5 trilyon dolara yükselme potansiyeli bulunuyor. Bu potansiyelden en fazla yararlanan ülkelerden biri olmak için çalışmalarımız süratle devam ediyor” dedi. Şimşek, Türkiye’de faizsiz bankacılık olarak bilinen katılım bankalarının aktif büyüklüğünün 2015 yılı sonu itibarıyla 120 milyar liraya ulaştığını belirtti. Katılım bankalarının bankacılık sektörü içerisindeki payının ise yüzde 5.1 olduğuna işaret eden Şimşek, sektörün kendisi için koyduğu hedefin 2025’e kadar söz konusu payı yüzde 15’e yükseltmek olduğunu bildirdi. l Ekonomi Servisi 2017 parlak görünmüyor Turistik merkezlerin yılın dokuz ayında 8.6 milyon turist kaybettiğini belirten Türkiye Otelciler Federasyonu Başkan Yardımcısı ve Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği (ETİK) Başkanı Mehmet İşler, Antalya, İstanbul, Muğla, İzmir ve Kuşadası’ndan oluşan turistik merkezlerin tamamında düşüş eğiliminin sürdüğünü belirtti. İşler, “Rakamlar turizm sektörünün 2016’da resmen bir afet yaşadığını ortaya koyuyor. 2017 parlak görünmüyor” dedi. Sektörün ayakta kalması, güçlenmesi için teşvik ve desteklere ihtiyaç duyulduğunu belirten İşler, hükümetten ve yerel yönetimlerden beklentilerinin karşılanmasını beklediklerini söyledi. l Ekonomi Servisi Türkiye genelinde kredili konut satışları eylülde bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 46.7 oranında artış göstererek 42 bin 83 oldu Iğdır’da 28 yıl sonra pamuk hasadı Sahip olduğu iklimi dolayısıyla Iğdır’da, 28 yıl aradan sonra yetiştirilen pamuk çiftçinin umudu oldu. Bölgede tek pamuk yetiştiriciliği yapılabilme özelliğini taşıyan ve en son 1988’de pamuk ekilen Iğdır Ovası’nda, geçen yıl bir girişimcinin yaptığı denemelerden olumlu sonuç alınmasının ardından bu yıl kentte pamuk ekilmesi kararlaştırıldı. Pamuk yetiştiricilerinden Murat Karadeniz, geçen yıl deneme amaçlı pamuk ektiğini, olumlu sonuç almasının ardından daha geniş alanda pamuk yetiştiriciliğine başlama kararı aldığını belirtti. Tarım İşletme Genel Müdürlüğü’ne (TİGEM) ait bin dönümlük arazi kiralayan ve normal ekim zamanından iki ay sonra ekmesine karşın olumlu sonuç aldığını di le getiren Karadeniz, pamuk için üreticinin desteklenmesi gerektiğini söyledi. Karadeniz, “Burada çiftçilerin önü açılırsa Iğdır’da bu iş çok büyür. Bu anlamda üreticinin kazanmasının yanı sıra, kurulacak fabrikalardan birçok insan ekmek yer ve burası bir tekstil kentine döner. Iğdır’ın tarım alanında gerçek değerlerine ulaşmasını istiyoruz” diye konuştu. Darbe girişiminden sonra firmaların uyguladığı kampanyalar ve bankaların konut kredisi faizlerini yüzde 1’in altına düşürmesi ile konut satışları yükselişe geçti. Eylül ayında konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 17.8 oranında artarak 108 bin 918’e çıktı. Asıl büyük artış ise ipotekli satışlarda gerçekleşti. Türkiye genelinde ipotekli konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 46.7 artış göstererek 42 bin 83 oldu. Konut satışları içinde ipotekli satışların payı yüzde 38.6 oldu. Ağustosta ipotekli satışlar yıllık yüzde 1.2 artmıştı. Toplam satışlardaki payı yüzde 31.8 olmuştu. Eylülde ilk defa satılan konut sayısı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 17.6 artarak 50 bin 972 olurken, ikinci el konut satışları yüzde 17.9 yükseldi ve 57 bin 946 oldu. Yabancı gelmedi Yabancılara yapılan konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 27.8 azalarak 1276 oldu. Yabancılara satışlarında, Eylül 2016’da ilk sırayı 359 konut ile Antalya aldı. Eylülde Irak vatandaşları Türkiye’den 230 konut aldı. Irak’ı sırasıyla, 140 konut ile Suudi Arabistan, 99 konut ile Rusya izledi. l Ekonomi Servisi Global Tower halka arz edilemedi Turkcell, ABD başkanlık seçimleri, Fed ve siber riskleri öne sürerek iştiraki Global Tower’ın halka arzını erteledi. Turkcell’den yapılan açıklamada, “borsada işlem görme günü 27 Ekim Perşembe olarak planlanan halka arz işleminin, piyasaların daha güvenli ve istikrarlı hale gelene kadar ertelendiği” belirtilerek net bir tarih verilmedi. Son altı ayın ilk halka arzı olacak işlemin büyüklüğü Pegasus’tan bu yana en büyük piyasa değerine işaret ediyordu. Halka arzdan 125 milyon dolar gelir bekleniyordu. ABD’de siber saldırı nedeniyle fonların talep giremedikleri ve düşük talebin halka arzda bulunan yatırımcıları ürkütmemesi için işlemin ertelendiği belirtiliyor. l Ekonomi Servisi Galaxy Note7’ye destek noktası Samsung Electronics Türkiye, havayolu ile seyahat etmeyi planlayan Galaxy Note7 kullanıcılarına destek noktaları oluşturduğunu duyurdu. Destek nok taları ilk olarak İstanbul Atatürk, Ankara Esenboğa, İzmir Adnan Menderes Havaalanları Dış Hatlar Terminallerinde faaliyete geçti. Havayolu şirketleri tarafından alınan karar doğrultusunda, Galaxy Note7 cihazları kapalı olsa dahi uçaklara alınmamaktadır. Destek noktaları, ortaya çıkabilecek mağduriyeti gidermek amacıyla kuruldu. Samsung, bu destek noktalarını, Türkiye ile eş zamanlı olarak Güney Kore, Avustralya, ABD gibi uluslararası hava trafiği yoğun olan 15 ülkede açtı. l Ekonomi Servisi Suç, çoğunlukla, güçle aklanamaz Dünya ölçeğinde insan hakları, hukuk devleti düzenleri, demokrasilerin travmatik sorunlar yaşadığı, diktatörlükler, otoriter rejimler, savaş hukukunun bile ayaklar altında olduğu, iç savaş bataklıkları kaosunun milyarlarla dünyalıyı vurduğu bir düzende... Devlet Bahçeli’nin kendi liderliğini kurtarmada destek aldığı AKP, Erdoğan liderliğine armağan etmeye kalkıştığı Türkiye tipi başkanlık rejimini, hangi hukuksal kıyas yöntemini kullanırsanız kullanın, otoriterliğin, diktatörlüğün, hukuksal geçerliliği olabilecek bir rejim modeli imiş gibi pazarlanması, yenilecek, yutulacak bir atak değil... “Ortada fiili bir gerçeklik varmış, var olan anayasal, hukuk devleti düzenine aykırılık çok boyutlu tartışılamayacak bir hal almış. Cumhurbaşkanlığı makamının, var olan anayasal düzenlemede bu türden suçlar, hukuk ihlalleri için hesap vermesi düzenlemesi yer almadığından, var olan hukuksuzluktan kurtulmanın iki yolu varmış... Başkanlık rejimine geçişte AKP adına yapılmak istenen düzenlemelerin önü açılmalı, halk oylamasına gidilmeliymiş. Meclis’te verilecek evet oyları, sonuçta demokratik düzene, hukuka uygun düşmeyecek bir başkanlık rejimine onay anlamına gelmezmiş. Seçmen AKP’nin tek başına savunacağı anlaşılan, dünya başkanlık rejimlerine de uymayan, otoriter diktatoryal bir düzeni öngörse de halkın iradesini temsil ederse yapılacak bir şey yokmuş...” İnsan aklı, algısı, hukuk devleti düzenleri, demokrasilerin olmazları ile alay edercesine, laf cambazlığı ile aslında kimse kimseyi kandıramıyor... Kamu güçlerinin tümü, en etkilileri askerpolis silahlı güçleri, yargı, eğitim başta, insan beyninde algının oluşmasında belirleyici, silahlı güçten daha etkin medya gücü yıllardır ele geçirilmiş olarak... Zaten eğitimi, kültürü, bireysel, toplumsal algı gücü geriye püskürtülmüş, çoğunluk yoksul, yoksun, çaresiz, kör inanç, biyat etmeye, kaba güce, şiddete boyun eğmeye koşullanmış kitlelere, en ucuzundan siyaset yapmak ne kadar kolaylaşıyorsa, siyasi vicdansızlıkların kitlelere ödetmekte olduğu bedeller de bir o kadar ağırlaşıyor... Ülkemizin geleceğini giderek daha ağır boyutlarda karartacak, Ortadoğu bataklıklarında halklara yaşatılanların, ödetilenlerin izdüşümlerinin örnekleri ülkemizde de katlandıkça katlanıyor... HHH Hafta sonu yaşanmış gelişmelerden çarpıcı birkaç örneği bile bu köşeye sığdırmanın olanağı yok gibi... Bana en batan son çıkış, iktidarlarının kendilerine siyaseten, hele de mezhepsel yakınlıklarıyla fazlası ile yandaş gördükleri, bal gibi de örgütlenme, eylem kültüründe evrensel standartlarda teröristler safında olan Hizbullah’tan geleni; “bize bağımsızlık, evrensel hukuk ilkeleri anımsatma içerikli olması” nedeniyle idi... Ne de olsa Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söylem diliyle Irak ve Suriye geleceğine yönelik çıkışları, bölge halklarının, ırkçı, mezhepçi refleksleri, damarlarını ajite edebilecek, fren tutmaz pervasızlığın incitici vurgulamalarıyla dopdoluydu... Zaten AKP’nin sorumlu hükümet kadroları, sözcüleri, yandaşları her zaman yaptıkları gibi yumuşatıcı savunmalara hemen sarılmışlar, kastın IrakSuriye topraklarına göz dikme anlamına asla gelmediğinin altını çizip durmuşlardı... Bizim medya tam seferber liderliğin çıkışlarıyla belirlenen hükümet politikalarının haklılığı, başarıya ulaşmakta olduğunu kanıtlama seferberliğine koşulmuşken baştan çelişkili haberlerin en son anlamlılarını da bu köşeye sığdırabilmenin olanağı yok. Ama sonunda Irak’taki Musul odaklı politikalarımızda başarıyla yürümekte olduğumuza kanıt olarak, bizim silahlı güçlerimizden topçu desteği istendiğinin altı çok kalın çizilirken dış odaklar, hele de onların temsilcisi sosyal medya yayınlarında Musul’a yönelik kıpırdayamamamıza yönelik Irak güçlerinin silahlı tampon kuşatma gerçekleştirdiklerinin öne çıkarılması incitici değil mi? Bölgede ABDRusya, sayıları giderek kabaran başka ülkelerin müdahaleleri, askeri güçleri, kirli sonuç güç, çıkar hesaplarına, oyunlarına yönelik haberlerdeki çelişkiler de yenilir yutulur ölçeklerde değil... Sonuçta hâlâ aynı toprakları birlikte paylaşmak zorunda olan halkların, ırkların, hele de ağırlıklı İslam dini üzerinden mezhepler, aşiretlerin bu yaşananlardan ders çıkarmaktan uzak oluşları en acıtıcısı... Boyner’e 170 milyon dolar Boyner Grup, yerli ve yabancı bankaların katılımıyla 170 milyon dolarlık sendikasyon kredisi sağladı. Altı ülkeden dokuz bankanın katıldığı sendikasyonun 55 milyon dolarlık kısmını yerli bankalar üstlenirken 115 milyon doları yabancılar tarafından karşılandı. Kaynak, gıda ve elektronik dışı perakendede faaliyet gösteren grubun büyümesi için işletme sermayesi ve yeni yatırımların finansmanında kullanılacak. İşlemin ortalama vadesi üç yıl oldu. Boyner Grup Üst Düzey Finans Yöneticisi Türkay Tatar dört ayda iki sendikasyonla toplam 260 milyon dolarlık uzun vadeli kaynak yarattıklarını söyledi. l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle