18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA 10 IKBY alkol yasağını tanımıyor Irak’ta parlamentonun önceki gün ülkede alkol satışını, ithalatını ve üretimini yasaklamasının ardından Kürt yetkililer yasağa uymayacaklarını açıkladı. AraNews’a konuşan IKBY Dışişleri Bakanı Falah Bakir, kendi meclisleri olduğunu belirterek “Bu yasa Kürdistan’ı etkilemeyecek. Bağdat hükümeti daha önemli konulara yoğunlaşmalı” dedi. [email protected] TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ Eski emir için üç günlük yas Katar’ın eski emiri Halife bin Hamad esSani (84) hayatını kaybetti. EsSani, 1972’de tahta çıkmış, 1995’te oğlu, dönemin Savunma Bakanı Hamad bin Halife esSani tarafından gerçekleştirilen “kansız bir darbe” ile tahttan indirilmişti. Ölümü üzerine Katar’da üç günlük yas ilan edildi. Salı 25 Ekim 2016 MALTA’DA UÇAK DÜŞTÜ ‘İçinde Fransız istihbaratçılar vardı’ Akdeniz’de “keşif görevinde” olduğu savunulan küçük bir uçak Malta Havalimanı’ndan kalkışından kısa bir süre sonra henüz belirlenemeyen bir nedenden düştü, içindeki 5 Fransız vatandaşının yaşamını yitirdiği bildirildi. Uçağın düştüğü haberiyle birlikte yolcuların AB sınır koruma birliği çalışanları olduğu iddiaları gündeme yansıdı, ancak buna birlik yetkililerinden yalanlama geldi. Ardından Malta Başbakanı Joseph Muscat, yaşamını yitirenlerin Libya’daki insan kaçakçılığını önleme görevi kapsamında bu ülkeye giden Fransız yetkililer olduğunu belirtti. Fransa Savunma Bakanlığı da uçağın “keşif görevinde” olduğunu duyurdu ancak ayrıntı vermedi. Ölenlerin 3’ünün bakanlık çalışanı, ikisinin pilot olduğunu kaydetti. Fransız Le Monde gazetesi, uçaktakilerin Fransız istihbaratından olduğu iddiasını aktardı. Bazı kaynaklar havaalanı yetkililerine dayandırdıkları haberlerinde uçağın rotasının Libya’nın Misrata bölgesi olduğunu savundu. Misrata’nın, BM destekli Libya hükümeti güçlerine IŞİD’le savaşta arka çıkan bazı Batılı güçlerin özel birliklerine ev sahipliği yaptığına dikkat çekiliyor. Malta Dışişleri Bakanı olaya dair şimdilik bir sabotaj izine rastlanmadığını, soruşturmanın sürdüğünü belirtti. Abbas’ın Ankara’ya destek ziyareti Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas, 15 Temmuz kalkışmasından 3 ay sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuğu olarak Ankara’ya geldi. İlk ziyaretini Anıtkabir’e yapan Abbas, özel deftere özetle “Filistin halkının, ulu önder Atatürk’ün ruhuna, Erdoğan’ın liderlik yaptığı Türkiye yönetimine ve Türk halkına selamlarını iletiyorum” diye yazdı. Bombalanan alanı TBMM Başkanı İsmail Kahraman ile gezen ve bombanın atıldığı iç bahçeye karanfil bırakan Abbas, “Bizim Türk Devleti ile olan ilişkimiz özellikle dini açıdan çok daha özellik taşımaktadır. Bu dini özellik bizlerin tarihi, coğrafi ve yüzlerce yıla dayanan bağlılığımızı, ümitlerimizi, emellerimizi taşımaktadır. İnşallah bundan sonra da Türkiye İslam âleminin bir kalesi olarak güçlü bir şekilde kalacak ve devam edecektir. Bombanın atıldığı bölümü yerinde müşahede etmekten üzüntü duyuyoruz, ancak o karanlık gün ve gecede Allah bu ülkeyi korudu, demokrasiyi korudu. İnşallah bu tekrar etmez diyorum” dedi. Başbakan Binali Yıldırım ile de bir araya gelen Abbas, Ortadoğu barış süreci ve bölgesel gelişmeleri görüştü. Yıldırım, kalıcı barış için tek yolun, 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin devletinin vücut bulması olduğunu kaydetti. Akşam yemeğinde bir araya gelen Erdoğan’la Abbas’ın ise ertelenen yerel seçim süreci, FetihHamas ilişkilerini ele aldığı belirtildi. l ANKARA/Cumhuriyet Kırgız hükümetinde anayasa çatlağı Kırgızistan’da Cumhurbaşkanı Almazbek Atambayev’in kurucu lideri olduğu Sos yal Demokrat Partisi, genel seçimlerden sonra 2015’te kurulan dört partili koalis yon hükümetinden ayrıldığını açıkladı. Par tiden yapılan açıklamada, “koalisyonun da ğılmaması için uğraş verildiği, ülkenin kal kınmasını sağlayacak anayasa referandu muna karşı çıkan koalisyon ortağı Sosyalist Ata Meken Partisi ile daha fazla birlikte hareket edi lemeyeceği” belirtildi. Ata Meken Partisi ile sivil top lum örgütleri, Sosyal De mokratlar tarafından teklif Atambayev edilen anayasa reformuna başbakana çok fazla güç sağlayacağı endişesi ile karşı çıkıyordu. Sosyal Demokrat Parti milletvekili Azamat Arapbayev, bu ayrılığın kabinenin çökmesi ne ve yeni bir koalisyon hükümeti kurulma sına kadar gidebileceğini söyledi. 7 bin sığınmacı yeniden yollarda Kötü yaşam koşulları ile “ünlenen”, hırsızlık, darp ve tecavüz iddialarıyla gündeme gelen Fransa’nın Britanya’ya geçiş Fransa’nın Britanya’ya geçiş noktası ‘Vahşi Orman’ lakaplı Calais kampı yıkılıyor noktası olan liman kenti Calais’teki sığınmacı kampının boşaltılmasına başlandı. “Vahşi Orman” adıyla da bilinen ve çoğunluğunu Britanya’ya geçmek isteyenlerin oluşturduğu İsimsiz tabutlar... Bulgaristan ve Yunanistan’daki sığınmacı kampları dün eylemlere sahne oldu. Bulgaristan’ın Türkiye sınırı yakınındaki kampta yaklaşık 300 kişi batı Avrupa’ya geçişlerine izin verilmeme yaklaşık 7 bin sığınmacıya “ev sahip sine tepki gösterdi. Midilli Adası’nda ise liği” yapan kampın tahliyesi için gerçekleştirilen operasyonda 1200 güvenlik görevlisi yer alıyor. Yardım kuruluşlarına göre ise kampta kalan sığınmacıların sayısı 10 bini geçmiş durumda. Dün kamptan kalkan zorlu yaşam koşullarına isyan eden sığınmacılarla polis çatıştı. Öte yandan İtalya açıklarında “umuda yolculuk”tan yine kara haber geldi. Bir teknenin batması sonucu yaşamını yitirdiği sanılan bazı sığınmacıların cenazeleri dün Sicilya sahiline getirilirken kimlikleri bilinmeyen ilk otobüs, 50 Sudanlıyı, Fransa’nın niceleri gibi tabutlarının üzerinde isimleri doğusundaki Bordeaux’ya götürdü. yerine sadece sayılar vardı... Fransız hükümeti sığınmacıları ülke çapında kurulan 7 bin 500 yatak ka kacı Alf Dubs’dan alan anlaşma kap landı. Britanya’da yayımlanan Inde pasiteli 450 merkeze yerleştirmeyi samında yaklaşık 1300 kimsesiz ço pendent gazetesinin haberinde, tah planladıklarını açıkladı. Bu merkez cuğu kabul etmesi gerekiyor. An liyeler sırasında çocukların kaybol lere götürülen sığınmacılar sağlık ta cak şimdiye kadar yaklaşık 100 ço ma riskine dikkat çekilerek insan ramasından geçirildikten sonra daha cuğun Britanya tarafından kabul kaçakçılarının eline düşebilecekleri önce başvurmadılarsa iltica başvuru edildiğine dikkat çekiliyor. Yardım tehlikesine işaret edildi. sunda bulunacak. Başvurusu kabul edilmeyenler sınırdışı edilecek. kuruluşlarının, kampta kalan reşit olmayan çocukların hangilerinin Çatışmalar çıktı 1300’ü çocuk Britanya’ya gönderileceğinin tespit Bazı göçmenler önceki gün kam edilmesi için yapılan mülakatlarda pın kapatılmasını protesto etti. Gü Operasyonun hassas noktası ise yetkililere yardım ettiği belirtilirken venlik güçleri taş atan sığınmacıla yanlarında ebeveynleri ya da baş çocukların akıbetlerine karar veri ra göz yaşartıcı gaz ile karşılık ver ka bir yetişkin olmadan kamp lene kadar güvenli bir yerde tutul di. Kampın tamamen boşaltılması ta barınan savunmasız çocuklar. maları için barınağa dönüştürülen nın ve yıkılmasının üç gün sürme Britanya’nın, adını İşçi Partili politi konteynırlara yerleştirileceği açık si bekleniyor. Maduro yandaşlarıYaklaşık 100 kişi meclise girerken taraflar arasında arbede çıktı. meclisi bastı rVeefnekerrazinzüidelulam’da Venezüella’da Ulusal Seçim Fikirler ya Konseyi’nin Devlet Başkanı Ni da tartışmalar yok. Sadece şiddet!” colas Maduro’nun görevden alınma ifadelerini kullandı. Muhalefetin re sı için muhalefetin düzenlenmesini ferandum sürecinin başlatılabilme istediği referandumu askıya alması si için ilk aşamada kayıtlı seçmenle tansiyonu artırdı. rin yüzde 1’inin imzasını alması ge “Darbe” olarak nitelendirdikle rekiyordu. Konsey, 1.8 milyon imza ri konseyin kararına karşı tedbir al dan 407 binini geçerli say mak için önceki gün mecliste topla mış muhalefet sürecin ikin nan muhalif vekillerin toplantısı Ma ci aşaması için gerekli imza duro yandaşları tarafından basıldı. ları toplamaya başlamıştı. 100 civarında hükümet yanlısına gü Ancak Konsey, birinci aşa venlik görevlileri müdahale etti. Mu mada toplanan imzalarda 4 halif vekiller çıkan arbedede yara eyalette hile yapıldığı iddi lananların olduğunu belirtti. Muha aları üzerine süreci geçen lif lider Henrique Capriles, “Sosyalist hafta dur Parti elinde ne kaldığını gösteriyor. durmuştu. KOLOMBİYA’DA barışA DOĞRU Havana’da kaldığı yerden Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri (FARC) ile hükümet temsilcileri, referandumda barış anlaşmasına “hayır” çıkmasının ardından ilk kez bir araya geldi. Taraflar cumartesi günü Küba’nın başkenti Havana’da buluştu. Hükümet heyeti Twitter’dan yayımladığı mesajında görüşmeleri “yapıcı bir diyaloğun” başlangıcı olarak tanımladı. FARC lideri Timoleon Jimenez de sosyal medyadan görüşmelerin iyimser bir havada geçtiği yorumunu yaptı. Yeni bir anlaşmaya varılması için destek gösterileri sürüyor. ‘Ilımlılara silah’ planları hâlâ masada Suriye krizine ilişkin ABDRusya arasında diplomatik uzlaşı çabalarından sonuç çıkmazken Washington’ın “ılımlı” muhalifleri silahlandırma yönünde planlarını sürdürdüğü iddia edildi. ABD’nin Washington Post gazetesinin haberine göre, konu en son ABD Başkanı Barack Obama ile ulusal güvenlik uzmanlarının toplantısında ele alınsa da Obama planın kaderini ABD’nin yeni başkanının kararına bırakmaya meyilli. Gazeteye konuşan ismi açıklanmayan üst düzey bir Türk yetkilinin ise ABD’ye yönelik ifadelerine dikkat çekildi. Habere göre yetkili, “Bize daha fazla destek vereceklerini söylemişlerdi. Ancak bu pek gerçekleşmeyecek gibi gözüküyor. Koalisyon henüz bir şey göndermedi. Bu artık süresi dolmuş bir şey. Şimdi biz de diğer seçeneklerimize bakacağız. Halep düşerse, Esad kazanır” dedi. İdlib’e bombardıman Öte yandan Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov, cihatçı grupların Halep’ten ayrılması için hava operasyonlarına ara ve ren Moskova yönetiminin yeni bir “insani molayı” gündemine almadığını belirtti. Ateşkesin geçen cumartesi itibarıyla sona erdiğini hatırlattı. Ryabkov, “ABD öncülüğündeki koalisyonun teröristlerle isyancıları birbirinden ayırmada başarısız olması sebebiyle hava saldırılarının devam edeceğini” söyledi. Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov ile ABD’li mevkidaşı Kerry’nin ise dün telefonda Suriye’deki durumu görüştükleri duyuruldu. İki taraftan uzmanların Halep krizine çözüm konusunda çalışmalarında mutabık kaldıkları kaydedildi. Bu arada İdlib’de Rus ve Suriye hava saldırılarında 16 sivilin öldüğü iddia edildi. AKP rejimi neden ayakta kalamaz? AKP iktidarı, oyların yüzde 50’sini alarak kazandığı 7 Temmuz 2011 seçimlerinden sonra Türkiye’nin hangi sorununa kalıcı ve adil bir çözüm buldu? Var mı çözülmüş bir tane esaslı sorun gösterebilecek olan? Sakın bana “Başörtüsü” demeyin. Evet, başörtüsü yasakları kalkmış olabilir ama iktidar bunu toplumun her kesiminin taleplerine cevap veren özgürlükçü ve çoğulcu reformlar serisinin bir parçası olarak yapmadı. Tam tersine, başörtüsü yasağı kalkarken, diğer yandan kasaba muhafazakârlığını “milletin değerleri” adı altında tüm ülkeye norm olarak devlet gücüyle dayatan İslamcı toplum mühendisliği projesi bir abanma halinde uygulanmaya konulmuştur... Dolayısıyla başörtüsü, toplumun değişik kesimlerinde özgürlüklerin en geniş zeminde teneffüs edilmeye başlandığı bir anda serbestleşmedi. Tam tersine, bireysel hak ve özgürlüklerin sınırlanması ve İslami olarak görülmeyen yaşam tarzlarının dar alanlara hapsedilmesi için teşebbüslerin yaygınlık ve istikrar kazandığı bir dönemde kaldırıldı başörtüsü yasağı. 2011’den bu yana AKP iktidarının, ülkede hukukun işlerliği, hesap verebilirlik, girişim ve mülkiyet özgürlüğü, basın ve ifade hürriyeti, insan hakları, çoğulculuk, katılımcılık ve laiklik namına ne varsa, bunları adım adım ortadan kaldırarak, keyfi bir İslamcı baskı rejimine dönüşmesini izliyoruz. Bu rejimin yapısal özellikleri ve siyasi kültürü, toplumu toplum olmaktan çıkarıp birbirine düşman edilmiş topluluklar toplamına dönüştüren bir kutuplaşma, içeride ve dışarıda çatışma ve darbe üretiyor. Böyle bir rejim ülkenin sorunlarını çözemez, bekleyen acil reformları gerçekleştiremez. Bu rejim ancak sorunları büyütür, karmaşıklaştırır ve mevcut olanlara yenilerini ekler. Bu rejim, sürdürülebilir bir büyüme ve refah temin edemez. İş kontratının yargı güvencesi altında bulunmadığı, yatırımcının ayrımcılığa tabi tutulduğu, ihale düzeninin bir göz boyamacılıktan ibaret olduğu, öngörülebilirliğini yitirmiş ve istikrarsız bir ülke, iç ve dış yatırımcı için değil, sayısı iki elin parmaklarını geçmeyen rejim oligarkları için caziptir. Durum böyle olduğu için, medya üzerindeki rejim tasallutu ve muhalefetin tüm çapsızlığına rağmen 7 Haziran 2015 seçimlerinde rejimin partisi yenilgiye uğradı ve parlamentodaki çoğunluğunu kaybetti. Buna rağmen sonucu kabullenmeyip iktidarını geçici bir süre için de olsa paylaşmaya yanaşmayan muktedir, ülkeyi kaos ve terör tehdidi altında yeniden seçime götürdü. Sonuç ortada... 15 Temmuz Cemaat darbesine, AKP’nin zamanında bu kesimle girmiş olduğu fiili koalisyon ilişkisinin devlette ve bilhassa TSK’de yol açtığı derin zafiyet kadar, PKK’ye karşı siyaseten tercih edilmiş savaşın doğurduğu konjonktür zemin sağlamıştır. 15 Temmuz, “Bu bize Allah’ın bir lütfudur” şeklindeki “veciz” ifadeden de anlaşılacağı gibi, rejim konsolidasyonu amacıyla tarihi bir fırsat olarak görüldü ve şimdi sürekli OHAL hukuksuzluğu sathında bu ülke bir karşı darbe anayasasını kabule zorlanmak üzere referanduma sürükleniyor. Ve bu arada eğitimi tamamen dinselleştirmek için, devletin laik ve nispeten modern ve kaliteli eğitim veren köklü okulları da tasfiye ediliyor. Başarırlarsa bunun sonucu, yenilikçi, açık fikirli ve rekabetçi olmayan, bilimsel düşünceyi içselleştirme imkânından yoksun, adeta çaresizlikte ve fırsatsızlıkta eşitlenmiş bağnaz nesiller yetiştirmek olacak. Kariyeri yolsuzluklar nedeniyle bitmiş olan eski bir AKP’li bakanın sözleri geliyor aklıma: “Bizden mucit çıkmaz, biz ara eleman ülkesiyiz.” Bu “ara eleman” zihniyetinde olanlar şu anda da zaten ülke yönetiminde söz sahibidir ve “sıyırmamak” için bilişime falan fazla kafa yormamayı tavsiye ediyorlar. Kurum yıkıcılığında son aşamaya gelmişlerdir. Böyle giderse, elindeki yetişmiş insan gücü ve sermayesini de kaçıran, sürekli istikrarsızlık ve çatışma üreterek yoksullaşan başarısız bir ülkeye dönüşüp Ortadoğu’nun iflah olmazları arasındaki yerimizi alacağız. Tabii böyle giderse... Lakin ilelebet böyle gitmez. Bu rejimin bir orta vadesinin olamayacağını biliyoruz. Hayranlarının reislerine bağlılıkları bir fanatizme de dönüşmüş olsa, tek başına hiçbir kişilik kültü ya da sosyal sınıf dayanışmasının, güvenlik, istikrar ve refah üretme kabiliyetini kati biçimde yitirmiş bir baskı rejimini sürgit ayakta tutmaya yetmeyeceği görülecektir. Burası Türkiye; bu ülkenin dünya sistemine ve kendi sorunlarına karşı bağışıklığı yok. Türkiye’nin ne Çin gibi demografik ve endüstriyel bağışıklığı var, ne Rusya gibi enerji ve doğal kaynak avantajı. Bizimkisi yoksun bir baskı rejimi. Çalışmadan, üretmeden, yenilikçi ve rekabetçi olmaya zorlanmadan refah içinde yaşamak karşılığında hak ve özgürlüklerinden vazgeçmeye hazır kitlelerin rızasını yerden fışkıran bir zenginlikten onlara pay vererek satın alacak gücü yok. Türkiye demokrasiye mahkum, bu rejime mahkum değil. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle