25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 13 Ekim 2016 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: SERPİL ÜNAY ekonomi 9 ‘Açık’ turizmle arttı Sakın başlamış olmasın? Karl Polanyi’nin, Büyük Dönüşüm başlıklı yapıtını, bir kez de küreselleşme, finansallaşma tartışmalarının merceğinden bakarak okuduğumda, ilk iki bölümden şu sonucu çıkarmıştım: Mali sermayenin gücü kırıldığında, kurulu ekonomik düzen (küreselleşme) dağılmaya başladığında barışı sürdürmek olanaksızlaşıyor. Mali sermaye bir barış gücü olduğundan değil (küçük savaşları o finanse etmiyor mu?), gelişmiş ülkelerin büyük ekonomik coğrafyalarının dağılması işine gelmediği için. Mali sermayenin gücü (siyasi, hatta kültürel) kırılıp da, aşırı üretim/eksik tüketim sorununa; pazarların, kaynakların doğrudan kullanımına, emek kontrol biçimlerine bağımlı üretken sermayenin çıkarları öne çıkınca, savaşı artık kimse önleyemiyor. Mali sermaye 2008’de şiddetle sarsıldı, ama devletin kaynaklarını halkı yoksullaştırmak pahasına kendini kurtarmakta kullanabildi. Bugün mali piyasaların çapına bakınca, gücünün kırılmadığına hükmedebiliriz. Ancak küreselleşmeden geri dönüş, ulusal ekonomi politikaları, korumacılık, yükselen popülizm tartışmaları, zayıflama sürecinin hızlandığını gösteriyor. Bir mali kriz daha... Sonrası karanlık... Küçük savaşlar... Mali krizle başlayan dönemde Çin’in yükselişi hızlanırken, yerel savaşlar çoğaldı. Libya’da kaos var. Yemen, Suriye, Afganistan’da İran ve Suudi Arabistan’ın arasında vekâlet savaşları sürüyor. Bu vekâlet savaşlarının içinde, onlara paralel olarak Avrupa/NATO ve Rusya, Ukrayna’da, ABD ve Rusya, Suriye’de karşı karşıya... Rusya, Ortadoğu’ya, bir yıl gibi kısa bir sürede, Suriye iç savaşı üzerinden girdi, yeni üsler inşa ederek ayak izini, İran’la askeri ilişkilerini derinleştirdi. İsrail ile ilişkilerini verimli bir biçimde yönetiyor; Suudilerle OPEC’de petrol fiyatlarını artırma konusunda anlaşıyor. Çin, Afrika ve Latin Amerika’da ABD’nin etki alanlarına giriyor, kendine alan açıyordu. Ortadoğu’daki ekonomik varlığı, Jibuti’de açtığı üs, Suriye devletine vermeye başladığı yardımla askeri bir boyut kazandırdı. Rusya, NATO üyesi Türkiye’yi, ticaret, boru hatları, enerji tedariki, nükleer santral projesi üzerinden, savunma kontratlarına katılmaya hazırlanarak kendi yörüngesine çekiyor; Suriye politikasını değiştirmeye, “iki koltuğa birden oturmaya” zorluyor. Çin, ABD’nin bölgedeki güvenlik mimarisi içinde stratejik bir noktada olan Filipinleri, ikili ilişkiler üzerinden ABD’den koparmaya başlıyor. Bu sırada Keşmir’deki çatışmalar Pakistan ve Hindistan arasında, nükleer düzeye tırmanabilecek bir savaşı gündeme getiriyor. ... nereye götürecek? Şimdi üç saptama yapabiliriz. (1) ABD liderliğinde Batı’nın kurduğu düzen (küreselleşme, Avrupa Birliği, Ortadoğu etnikdini çelişkilerin statükosu) dağılıyor. Almanya’nın NATO’dan bağımsız Avrupa ordusu konusunda ısrar etmesini, Kürt hareketlerinin bölgelerinde önem kazanmasını bu bağlama oturtabiliriz. (2) Hegemonyacı güç, Batı bloku, küresel jeopolitikte, “gücün yeniden dağılımı” sürecinin hızlanmasından tedirgin. (3) Yükselen güçler, düzeni kendi gereksinimlerine göre dönüştürmek istiyor. Bir hegemonya savaşının ilk koşulu (Tükidides) oluşuyor. İkinci koşul, hızla değişme, kontrolden çıkma, vekâlet savaşlarına karışma potansiyeli taşıyan, girift ittifakların varlığı. Türkiye, Filipinler, Suudi Arabistan, Tayvan, Güney Kore bu bağlamda ilk akla gelen örnekler. Polanyi’ye dönersek yeni bir mali kriz, finans kapitalin gücünü kıracağını, verili düzenin çözülmesini hızlandırarak bir “büyük savaşı” çabuklaştıracağını düşünebiliriz. Diğer taraftan, çağımızın savaşlarının teknolojik bileşenini göz önüne alarak, ABD, Çin, Rusya arasında, bilişim ağları üzerinden sürmekte olan, bilgi çalma, bilgi açıklama, sabotaj amaçlı “hacking” çatışmalarına bakarak savaşın başladığını bile söyleyebiliriz. Petrol fiyatlarındaki yükseliş eğilimi ve turizm gelirlerindeki düşüşün etkisiyle cari açık ağustosta 1.78 milyar dolar artışla 31 milyar dolara çıktı Cari açık, zayıf turizm gelirleri ve birincil gelir dengesi açığındaki artış nedeniyle ağustosta beklentilerin üzerinde 1.78 milyar dolar olurken; ocakağustos döneminde 23.55 milyar dolar olarak gerçekleşti. Genişleme sürecek TCMB verilerine göre, 12 aylık kümülatif cari işlemler açığı temmuzdaki 29 milyar dolardan 31.02 milyar dolara yükseldi. Analistler cari açıktaki daralma eğiliminin sonuna gelinmiş olabileceği ni belirterek, petrol fiyatlarındaki yükseliş eğilimi ile turizm gelirlerinde düşüşün devam edecek olması nedeniyle önümüzdeki dönemde cari açıkta ağustosta başlayan genişlemenin sürmesini bekliyor. Finansbank ekonomisti Deniz Çiçek, “Sekiz ayda 5.9 milyar dolar olan net gelirlerdeki kayıp yılın tamamında 8 milyar dolara ulaşabilir. Yılın kalanında cari açık 36 milyara çıkar” dedi. Merkez Bankası (TCMB) açıklamasında cari açıktaki artışın nedenlerine ilişkin, “Dış ticaret açığı bir önceki yılın ay nı ayına göre 169 milyon dolar azalarak 3.53 milyar dolara düşmüştür. Ancak, hizmetler dengesi fazlasının 1.82 milyar dolar azalarak 2.55 milyar dolara gerilemesi ve birincil gelir dengesi açığının 341 milyon dolar artarak 848 milyon dolara yükselmesi, cari işlemler hesabının açık vermesinde etkili oldu” denildi. Gizemli de yükseldi TCMB verilerine göre doğrudan yatırımlardan kaynaklanan net girişler (net yükümlülük artışı), bir önceki yılın aynı ayına göre 839 milyon dolar azalarak 859 milyon dolar olarak gerçekleşti. Net hata ve noksan kaleminde ağustosta 1.99 milyar dolar, ilk sekiz ayda 5.43 milyar dolar giriş olurken, resmi rezervler ağustosta 3.69 milyar dolar arttı. Güncel OVP’ye göre cari açığın 2016’yı 31.3 milyar dolar ile tamamlaması bekleniyor. l Ekonomi Servisi TOPLUMSAL GELİŞME İÇİN SABIRLA EKMEYE DEVAM EDİYORUZ. 42 YILDIR TÜRKİYE’DE EĞİTİME, KÜLTÜREL VE TOPLUMSAL GELİŞMEYE KATKIDA BULUNMAK, İNSANLARIN HAYATLARINDA FARK YARATMAK İÇİN ÇALIŞIYORUZ. MESS’ten karşılıksız burs Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) üyesi işyerlerinde çalışanların lise düzeyinde ve metal işkoluna yönelik bölümlerde eğitim alan çocuklarına verilen MESS Mesleki Eğitim Bursu’na başvurular başladı. MESS bursun kapsamına, bölüm ayrımı bulunmayan 9. sınıflar da dahil etti. Burs alabilecek öğrenci sayısı 2.5 kat artarken, 9. sınıflara yıllık 1.000 TL, diğer sınıflara ise yıllık 2.000 TL mesleki eğitim bursu verilecek. EylülHaziran dönemini içeren 10 ay boyunca 10, 11 ve 12. sınıflara aylık 200 TL, 9. sınıflara ise aylık 100 TL mesleki eğitim bursu ödenecek. Burs tutarları öğrenciler adına açılacak banka hesaplarına yatırılacak. Burstan yararlanmak için önceki eğitim yılında sınıfı geçmiş olma şartı aranıyor. MESS Eğitim Vakfı tarafından yürütülen bursun kriterleriyle ilgili bilgi www.messegitim.com. tr’den öğrenebilecek. l Ekonomi Servisi facebook.com/Sabanci.Vakfi twitter.com/SabanciVakfi www.sabancivakfi.org C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle