18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 13 Ekim 2016 haber 10 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ZARİFE SELÇUK AYM’den CHP’ye ret Mapushane mektubu yağmurunda sırılsıklam T ırmık’ın sürekli okurları biliyor, koskoca yazı gazete yazıişleri masasında geçirdikten sonra bir ay kadar yarım izin yaptım. Yani gazeteye gelmeden sadece yazı yazıp yolladım. Cumhuriyet usulü izin böyle oluyor işte. Ama sonunda ayak sürüyerek de olsa kürkçü dükkânına döndüm. N’aparsın, daha pek gencim; sahici bir emekliliğe kadar böyle yaşayacağım demektir. Sonuç: Yaz da, yarım izin de bitti; döndüm. İlk iş posta kutusunu boşaltmak oldu. Dolmuş. Ağzına kadar dolmuş. Ancak iki taksitte odaya taşıyacağım kadar dolmuş. Şaşıracaksınız tepeleme yığılmış mektup, kitap, dergi, broşür, davetiye yığınında en büyük (hem de ne büyük) yeri mapushane mektupları oluşturuyor... Ülkenin dört bir köşesindeki F tipi, E tipi ya da “TİP”siz hapishanelerinden, üstlerinde “Görülmüştür” damgalı mapushane mektupları... Hapishanelerde oturup mektup yazmanın ne kadar önemli olduğunu iyi bilirim. Yolladığın mektupların yerine ulaşıp ulaşmadığını, ulaştıysa okunup okunmadığını bilmenin mümkün olmadığını da iyi bilirim. Yine de yolladığın gazeteciden bir satır, iki kelimelik bir yankı beklersin ve çoğu kez gelmez. TBMM İnsan Hakları Komisyonu’nun Cezaevleri Alt Komisyonu Başkanı Mehmet Metiner’in (Sanırım bir ad benzerliğidir. Bu Mehmet Metiner herhalde benim tanıdığım, HADEP Genel Başkan Yardımcılığı yapmış Mehmet Metiner değildir) sözcükleri sakınmadan “15 Temmuz darbe girişiminden sonra cezaevlerinden gelen kötü muamele ve işkence iddialarıyla ilgili inceleme yapmayacağız” diyebildiği bir ülkede benim posta kutuma kadar ulaşabilmiş hapishane mektuplarından söz ediyorum... HHH Hepsini sayamam, hepsinden söz edemem. Sadece adlarını yazsam dört beş Tırmık’lık yer ister. Mesela Manisa F tipinden yazan, nükleer bilimlerde uluslararası kalibredeki akademisyen Ömer Faruk Noyan’ın yürek yakan mektubunu olduğu gibi aktaramam. Olsa olsa “Kaçmadım, saklanmadım, saklamadım. Yargılasınlar kabul. Ama hiç olmazsa adli kontrol koşuluyla tutuksuz yargılasalar, biz de görevlerimizi, mesleğimizi yürütebilsek” diyen önerisine kulak veren olursa umuduyla iletebilirim. Mesela Tekirdağ F tipinden yazan Güven Meşe’nin mektubunun Cezaevi Mektup Okuma Komisyonu’nca ilk yedi satırdan sonrasının makasla kesilip atıldığını ve geriye kalan anlamsız satırlardan söz edebilirim... Mesela Niğde E tipinden yazan önce açığa alınıp, sonra meslekten ihraç edilen YARSAV üyesi, Cemaatla uzak yakın ilişkisi olması mümkün olmayan, yargıç Ömer Ünlü’nün ne ile suçlandığını bilmeden ve yargıya güvenini her şeye rağmen yitirmeden mapus damında yatarken yazdıklarının tümünü sizlere ve duyması gerekenlere iletemem... Hele de Özgür Gündem’in sadece on gün yayın yönetmenliğini yapmış, ardından Silivri’nin yolu tutturulmuş meslektaşım Zana Kaya’nın “Abi sıkıyönetim ilan edilseydi hapishanede hangi koşullarda yaşardık” diye sorup ardından Silivri koşullarını tek tek saydığı mektubundan “Ha Sıkıyönetim, ha OHAL” sonucunu çıkardığımı uzun uzun aktarmak isterim ama yerim yok... Yerim yok ve masamın üstünden bana bakan daha 103 mapushane mektubu var. İçim karardı. Sizin de kararsın... ‘Başkan Petek darbe yaptı’ Darbe Komisyonu Başkanı Petek’in, muhalefet üyelerine bilgi vermeden belirlediği 4 ismi komisyona davet etmesine Tanrıkulu tepki gösterdi. MAHMUT LICALI TBMM Darbe Komisyonu Başkanı Reşat Petek, komisyonda muhalefet üyelerine bilgi vermeden belirlediği 4 ismi komisyona davet etti. CHP’li üye Sezgin Tanrıkulu “Başkan, komisyon kararı olmadan, bazı isimleri çağırarak hem içtüzüğe, hem de komisyon çalışmalarına darbe yapmıştır’ tepkisinde bulundu. Komisyonun bugün yapacağı toplantıda, çalışma takviminin ve yol haritasının belirlenmesi bekleniyordu. Üyelere dün gece saatlerinde gönderilen gündem yazısında, komisyona davet edilen 4 ismin sunum yapacağı bilgisine yer verildi. Komisyonda yoğun olarak önerilen isimlerin yerine AKP Milletvekili Şahin Tin, Emniyet Genel Müdürlüğü Polis Akademisi Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Şafak Ertan, Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurul Üyesi Prof. Dr. Mustafa Öztürk ve Yazar Emekli Jandarma Kurmay Albay Mustafa Önsel’in bugün birer sunum yapacağının açıklanması muhalefet vekillerinin tepkisiyle karşılandı. CHP’li komisyon üyesi Sezgin Tanrıkulu yaşananları, “Başkanın komisyona çağırılacak isimleri belirleme değil, davet etme yetkisi var. AKP’li üyelerin ve komisyon başkanının takındığı bu tutum, AKP’nin darbeyi kendi istediği şekilde araştıracağı endişelerimizi haklı çıkarmaktadır” diyerek değerlendirdi. l ANKARA Anayasa Mahkemesi (AYM), CHP’nin OHAL’e ilişkin KHK’nin iptali istemiyle yaptığı başvuruya ilişkin ilk incelemede bu konuda yetkisiz olduğunu belirterek, esasa dahi girmeden reddetti. Edinilen bilgiye göre ret gerekçesi haftaya yazılacak. CHP Grup Başkanvekili Levent Gök karara ilişkin, “AYM’nin eski kararlarını çiğneyerek almış olduğu bu kararın hukuk devleti açısından ciddi sorunlar yaratacağını düşünüyoruz. Karar hukuk devleti açısından bir skandaldır” yorumu yaptı. AYM yaptığı ilk incelemede esasa dahi girmeden yetkisiz olduğunu belirtti. AYM kararını, Anayasa’nın 148. maddesindeki, “Olağanüstü hallerde, sıkıyönetim ve savaş hallerinde çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerin şekil ve esas bakımından Anayasaya aykırılığı iddiasıyla, Anayasa Mahkemesine dava açılamaz” hükmüne dayandırarak iki KHK’nin de reddine ka Anayasa Mahkemesi, OHAL KHK’sinin iptali istemiyle ilgili başvuruyu yetkisiz olduğu gerekçesiyle reddetti. CHP’li Gök, mahkemenin daha önce verdiği kararları çiğnediğini belirterek “Bu karar tam bir skandal” dedi rar verdi. AYM’nin ret kararının gerekçesinin haftaya yazılması bekleniyor. Gök: Bağımsızlık sağlanmalı CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, AYM kararının ardından Meclis’te yaptığı basın açıklamasıyla kararı değerlendirdi. AYM’nin 1990’da aynı konuda, benzer bir OHAL dönemine ilişkin kararnamede kendisini yetkili saydığını söyleyen Gök, “Biz AYM’nin 1990’da aynı konularda vermiş olduğu emsal kararlara dayanarak ve o kararlardaki gerekçelerini ifade ederek yaptığımız başvuruda bugün, AYM’nin eski kararlarını çiğneyerek almış olduğu bu kararın hukuk devleti açısından ciddi sorunlar yaratacağı düşünüyo ruz. Karar hukuk devleti açısından bir skandaldır. AYM bu kararla kendi içtihatından dönerek tartışılacak bir karara imza atmıştır” dedi. Devleti devlet yapanın kurumlar, gelenek, içtihatlar, mahkemeleri de mahkeme yapanın bağımsız karar vermeleri ve kendi içtihatlarıyla oluşan kararlar çerçevesinde hukuki güvenliği sağlamaları olduğunu söyleyen Levent Gök, bundan sonraki sürece ilişkin şunları söyledi: “Hukuk devleti bakışı içinde AYM’ye başvuru hakkı olan ana muhalefet partisi olarak hukuk düzeninin sağlanması, iktidarın yaptığı eylemlerin AYM’de denetlenmesi açısından diğer kararnamelerdeki çalışmalarımızı da sürdü rüyoruz. Bizim tüm amacımız hukuk devletidir, AYM’nin ve tüm mahkemelerin bağımsızlığının sağlanmasıdır.” Bozdağ: Karar doğru Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ise AYM kararının doğru olduğunu savunarak “Bundan sonra bu tür bir başvuru yapılmayacaktır. AYM’nin burada takdir hakkı yok çünkü dava yasağı var. Burada skandal olan AYM’nin kararı değil, CHP sayın grup sözcüsünün yaptığı açıklamadır. Çünkü dava yasağı olan bir konuda dava açarak CHP Anayasa’yı ihlal etmiştir. 90’lı yıllarda AYM’nin verdiği karar yanlıştır. Yetkisiz olduğu bir konuda dönemin AYM’si bir karar vermiştir” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet Kararnamelere ‘89’ freniAYMreddettiamaDanıştaykararıyoluaçıktutuyor Danıştay’ın 1989 yılında verdiği içtihadı birleştirme kararı ve AYM kararlarına göre OHAL bitince KHK’lerle ihraç edilen kamu görevlilerinin göreve dönmeleri gerekiyor Anayasa Mahkemesi’nin olağanüstü hal KHK’lerine ilişkin kararının ardından KHK’lerle kamu görevinden çı karılan kamu görevlilerinin hukuki durumu yeniden tar tışma konusu oldu. AYM’nin KHK’leri inceleme konusun da kendisini görevsiz gör mesine rağmen, Danıştay’ın KEMAL GÖKTAŞ 1989 yılında 1402 sayılı Sıkıyönetim Kanunu ile kamu görevinden çıkarılanlar la ilgili verdiği içtihadı birleştirme kara rının OHAL’in sona ermesinden sonra, KHK’ler ile ihraç edilen kamu görevlile rine dönüş yolunu açacağı belirtildi. AYM’nin CHP’nin açtığı iptal başvuru sunu reddetmesinin ardından çarpıcı bir hukuki görüş geldi. Bu görüşün dayana ğını 1989 yılındaki bir Danıştay kararı oluşturuyor. 12 Eylül dönemi sıkıyöne timi sırasında kamu görevlileri 1402 sa yılı Sıkıyönetim Kanunu’ndaki “...bir da ha kamu görevlerinde çalıştırılamazlar” gibi çok kesin bir ifadeyle görevden atıl mışlardı. O sırada Ankara Hukuk Fakül tesi doktora asistanlarından olan Atılım Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Me tin Günday, sıkıyönetim kalkınca 1402 sayılı yasa kapsamında görevden atı lan üniversite hocaları için üniversitele re başvurarak görevlerine iade edilme lerini istedi. Günday, üniversitelerin bu talebe ret yanıtı vermesinin ardından Danıştay’a dava açtı. Danıştay’da aynı konuda daireler birbirinden farklı karar lar verince Danıştay Büyük Genel Kuru lu “içtihadı birleştirme kararı” verdi. Sıkıyönetim bitince... Kararda “Sıkıyönetim komutanlarının istemleri üzerine işlerine son verilen memurlar, diğer kamu görevlileri ve ka mu hizmetlerinde görevli işçiler, ilk kez kamu görevine girdikleri tarihte bu gö rev için yasa ve yönetmeliklerde öngörü len nitelikleri kaybetmemiş olmaları ko şuluyla, işlerine son verildiği bölgede sı kıyönetim kalktıktan sonra, kurumların ca eski görevlerine iade edilirler” hük mü verildi. Kararla birlikte kamu görev lilerinin görevlerine dönmeleri sağlan dı. Üstelik bu karara dayanan bütün ka mu görevlileri, illerinden sıkıyönetimin kalktığı tarihten itibaren maaşlarını top lu olarak alarak göreve döndüler. Danıştay dairelerini bağlar 1402 sayılı Sıkıyönetim Kanunu’ndaki düzenleme ile darbe girişiminin ardın dan çıkarılan KHK’lerin nitelik olarak aynı olduğunu belirten Günday, “OHAL kalktıktan sonra yeni bir dönem başla yacak. OHAL kalktıktan, hukuk avdet et tikten (geri geldikten) sonra ihraç edi len kamu görevlileri kurumlarına başvu rarak, ‘bizi göreve iade edin’ diyebilirler. Bu talepler reddedilirse idari yargı yo lu açık olur. Orada Danıştay’ın 1989 yı lındaki kararındaki ilkeler geçerli olur. Danıştay’ın 1989 kararı içtihadı birleş tirme kararı olduğu için Danıştay daire lerini de bağlar” diye konuştu. ‘AYM kararı etkilemez’ AYM’nin 1991’de verdiği kararda, ip tal davalarında OHAL KHK’lerine “Ana yasadaki koşullara uyuyor mu uymu yor mu” diye bakacağını ve yetki aşı mı varsa o KHK’leri denetleyebileceği ni söylediğini belirterek “AYM’nin şimdi verdiği karar bu açıdan yanlıştır. Önce ki kararından sapmıştır. Ama bu durum Danıştay’da verilecek kararı etkilemez. Çünkü Danıştay OHAL kalktıktan sonra bu davalara bakacak” dedi. l ANKARA Baskın Oran Metin Günday Oran: TEK KOŞUL MEMUR NİTELİĞİNİ KAYBETMEME Danıştay’ın söz konusu kararıyla üniversiteye dönen Prof. Dr. Baskın Oran, Cumhuriyet’e yaptığı değerlendirmede “Çeşitli bahanelerle işinden atılan kamu görevlileri hiç endişe etmesinler. OHAL bitince dönecekler” dedi. Oran şunları söyledi: “Bütün hukukçu büyüklerimiz bu ifade yüzünden umutsuzken, komşumuz Hukuk Fakültesi doktor asistanı, bugün emekli idare hukuku profesörü Metin Günday ‘Olağanüstü rejimlerin kararları bu rejimler sona erince hükümsüzdür’ dedi. Ankara’dan sıkıyönetim kalkınca Metin bizler adına Danıştay’a başvurdu, çeşitli daireler çeşitli kararlar verdi ği için sonunda dosya Danıştay İçtihadı Birleştirme Kuruluna geldi ve orası kesip attı. Bu karar sayesinde bütün kamu görevlileri, illerinden sıkıyönetimin kalktığı tarihten itibaren maaşlarını toplu olarak alarak göreve döndüler. Düşünün ki o zaman sıkıyönetim vardı. OHAL dediğimiz sıkıyönetimden çok daha hafif bir anayasal rejimdir. Burada kamu görevlisinin derhal göreve iadesi için istediği bütün koşul ‘Sıkıyönetim tarafından atıldıktan sonra memur olma niteliğini yitirmemiş olmak’. Örneğin mahkumiyet kararı kesinleşirse memur olma koşulunu kaybettiği için göreve dönemez.” Kılıçdaroğlu ‘mağdurların hakkını ve demokrasiyi savunuyorum’ dedi ‘Er ve erbaşlardan ne istiyorsun?’ CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Bursa‘nın Mudanya ilçesinde Mudanya Mütarekesi’nin 94. yılı etkinliklerine katıldı. Cumhuriyet Meydanı’nda yurttaşlara seslenen Kılıçdaroğlu, “Lozan’ın önemini hâlâ kavrayamıyorlar. Bilmeyenler var. Lozan’ı öğrenmek isterseniz Atatürk’ün Nutuk kitabının 50 sayfasını okusunlar” dedi. Başbakan Binali Yıldırım’ın “mağdur edebiyatı yapıyor” eleştirilerine yanıt veren Kılıçdaroğlu, “16 günlük bir çocuğu eğer sen anneden ayırıyorsan ve ben onu dile getiriyorum diye bana mağdur edebiyatı yapıyor diyorsan, evet ben mağdur edebiyatı yapıyorum. Ben onların hakkını, demokrasiyi savunuyorum” dedi. Kılıçdaroğlu, darbe girişimi ile ilgili olarak da “Komutan ne emir verirse, er ve erbaşlar ona uyar. Meclis’i bombalayanı hapse at. Er ve erbaştan ne istiyorsun?” diye konuştu. Daha sonra Bursa’da hemşehri dernekleri temsilcilerini dinleyen Kılıçdaroğlu, KHK ile işlerinden atılan mağdurlara sahip çıktığı için kendisine ‘FETÖ’cü suçlaması yapıldığını bildirerek, “Benim bütün hayatım FETÖ örgütü ile mücadeleyle geçti. Ama benim hayatım insan hakları, demokrasi mücadelesi ile de geçti” dedi. l DHA Meclis’te görüşülen KHK’lere muhalefet tepki gösterdi ‘Kararnameler hukuka uymamamızı söylüyor’ TBMM Genel Kurulu’nda, OHAL kapsamında alınan tedbirlere ilişkin KHK’nin tümü üzerindeki görüşmeler tamamlandı. Meclis tatile girmeden önce görüşmelerine başlanan ilk KHK olan 667 sayılı KHK, temel kanun şeklinde iki bölüm halinde görüşülmeye başlandı. Birleşimde, CHP milletvekili Şenal Sarıhan, hükümetin OHAL dönemindeki uygulamalarını “Elimizdeki kararnameler, hukuka uymayı değil adeta uymamamızı söylüyor” diyerek eleştirdi. HDP adına söz alan Mithat Sancar, “Eğer bu Türkiye tarihinin en kanlı terör örgütüyse onu bugüne kadar besleyen, koruyan, bilerek bilmeyerek güçlenmesini sağlayan, devlete yerleşmesini sağlayan kim varsa, öncelikle onların hesap vermesi gerekiyor. Asıl sorumlular burada otururken, gözümüzün önündeyken yüz binlerce insanı mağdur etmek adaletsizliklerin en büyüğüdür” dedi. AKP’li Hurşit Yıldırım da “15 Temmuz’dan sonra OHAL ilan etmeyeceğiz de ne zaman ilan edeceğiz?” diye sordu. Meclis Genel Kurulu’nda, görüşmelerin tamamlanmasının ardından Başkanvekili Ahmet Aydın, verilen aranın ardından, komisyonun yerini almaması üzerine, bugün saat 14.00’te toplanmak üzere birleşimi kapattı. l ANKARA/Cumhuriyet 15 EKİM’DE OHAL VE KHK’LERE KARŞI BAŞKENTTE MİTİNG YAPILACAK KESK üç koldan Ankara’ya yürüyor MUSTAFA ÇAKIR OHAL sürecinde birçok üyesi açığa alınan, ihraç edilen KESK, 15 Ekim cumartesi günü Ankara’da miting yapacak. Mitingde “OHAL’in kaldırılması, KHK’lerin geri çekilmesi, kamu emekçilerinin görevlerine iade edilmesi, iş güvencesini kaldırmayı hedefleyen düzenlemelerin geri çekilmesi” istenecek. KESK temsilcileri, İstanbul, İzmir, VanDiyarbakır olmak üzere üç koldan baş kente geliyor. KESK üyeleri yolculukları süresince çeşitli illerde basın açıklamaları yapacak. İstanbul’dan yola çıkacak KESK temsilcileri, bugün Kocaeli ve Yalova yarın da Bursa’da basın açıklaması yapacak. Aydın’dan yola çıkacak İzmir kolu, bugün İzmir ve Manisa, yarın da Uşak’ta açıklama yapacak. Van ve Diyarbakır’dan yola çıkacak KESK temsilcileri de bugün Şanlıurfa, Adıyaman ve Gaziantep, yarın da Hatay, İskenderun ve Adana’da basın açıklamaları gerçekleşti recek. Ayrıca yarın çeşitli illerden otobüs kaldırılacak. 15 Ekim Cumartesi günü saat 10.00’da Kurtuluş Meydanı’nda toplanacak olan KESK üyeleri buradan Kolej Meydanı’na yürüyecek. Buradaki miting saat 12.00’de başlayacak. KESK Yürütme Kurulu tarafından dün yapılan açıklamada, “Tüm yurttaşlarımızı, ‘İşimize ve Geleceğimize Sahip Çıkıyoruz, Bu Ağır Saldırıyı da Püskürteceğiz’ merkezi mitingimize katılmaya, omuz olmaya çağırıyoruz” denildi. l ANKARA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle