19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Kim’i kim delirtti? Kuzey Kore’nin nükleer denemelerini, Güney’le savaşın eşiğine gelmelerini ve kurucu lider Kim Ilsung’un binbir tuhaflığını okurken yakın geçmişi unutmamalı. Bugün iktidarda olan oğul “Kim’i kim delirtti” diye sormalı 2 Pazar 10 Ocak 2016 EDİTÖR: CEREN ÇIPLAK TASARIM: FUNDA YAŞAR ERDOĞDU Tıpkı bir film seti gibi 33 yaşındaki Kuzey Kore lideri Kim Jongun. Kuzey Kore’yi ziyaret eden şanslı azınlık ve onları gezisini organize eden yetkililer de bu mistik havaya katkılarını esirgemiyor. Nisanda 650 yabancı amatör koşucuyla birlikte Pyongyang Maratonu’na katılan gazeteci Jere Longman onlardan biri. Seyahat notlarını NYT için kaleme alan Longman, Pyongyang’da kendisini bir film setinde gibi hissettiğini anlatıyor: “Birkaç arabanın olduğu geniş caddeler, az sayıda insanın olduğu dev meydanlar gördük. Cennet mağazasında raflar doluydu ama bir çeşit boş bolluk vardı. Pyongyang Altın Çizgi bowling salonunda ışıklar loştu, oynayanlar azdı. 105 katlı Ryugyong Oteli 1987’den beri inşaattaydı ama henüz açılmamıştı. Çocuk parklarındaki kaydırakların yanında minyatür füze replikaları vardı.” Longman, Korelilerle temaslarına da değiniyor: Maratonu koşan sporculara ‘çak’ yapan asker, çiçek sallayan kadınlar, alkışlayıp “Tanıştığımıza memnun oldum” diye bağıran çocuklar, hatta enerji içeceğini açamayınca yardımına koşan kadın. Ama tüm bunların gerçekliğini sorgulamadan edemiyor. Bir diğer koşucu kendisine “Bu insani bağlar bir şeyleri değiştirecek. Ama bu bağlar ne kadar gerçek olabilir?” diye soruyor. Kuzey Kore’ye 2000’den beri 40’ı aşkın seyahat gerçekleştiren David Guttenfelder ise bu tuhaf diyarda yaşayan insanların kullandığı günlük objeleri fotoğraflamış. Aralık 2012’de Unha3 roketinin başarıyla fırlatılmasını kutlayan kartpostallar gibi turistik nesnelerin yanı sıra çam mantarı likörü ve kirpi dikeninden kürdanlar gibi geleneksel ürünler Guttenfelder’in lensinden bize ulaşıyor. İnfazlar yerine orduyu teftiş için gülümseme Önceki gün 33 yaşını dolduran Kim Jong’un, ülkeyi 3 kuşaktır demir yumrukla yöneten ailesinin kültünü yıkmak bir yana besliyor. Batı’nın yarattığı gizemli, tehlikeli hava da adeta bu kültün korunmasına yarıyor. Kim’in amcası Jang SongThaek’i köpeklere yedirttiği haberinin bir Çin mizah bloğundan çıktığını, hatta Jang’ın büyük bir ihtimalle yalnızca görevden uzaklaştırıldığını kabullenen New York Times (NYT), Mayıs 2015 tarihli başyazısında “Yine de Kim’in iktidara geldiği 2011’den beri en az 70 üst düzey görevli infaz edildi” diyor. Kuzey Kore, bu iddiaları yanıtlama ihtiyacı duymuyor. Onun yerine devlet haber ajansı, büyük lider Kim’in kocaman gülümsemesiyle yeni inşa edilen ultra modern tesisleri veya orduyu teftiş ederken görüldüğü fotoğrafları geçiyor. Kuzey’i tecrit politikalarının sadece ekonomik değil, siyasi ve güvenlik boyutları da vardı. Güney Kore ders Haberlerin perde arkası kitaplarında şeytanileştiFehim Taştekin, Mart 2013’te Radirilen Pyongyang, 2001’de kal’deki köşesinde Seul ve Washington kaynaklı haberlerin perde arkasını deGeorge W. Bush’un ‘şeyşifre etmişti. “1949’da Amerikalı gazetan ekseninden’ de eksik teci Anna Louise Strong, bölgeden Kuzey Kore ile ilgili haberlerin gerçekle olmadı. Güney Kore’deki alakasının olmadığını bildirmiş. Amerikan askeri varlığı ve 64 yıl geçmiş, değişen bir şey yok” diyen Taştekin, Kuzey Kore’yi histerik bir bölgede yapılan tatbikat devlete dönüştüren tarihine dikkat çelar, Kuzey Kore’nin askeri kiyor. İkinci Dünya Savaşı’nda yenilince Kore yarımadasındaki 35 yıllık işgafaaliyetlerine dair haberline son veren Japonya’nın sömürgesine lerde pek yer bulmadı. ABD göz dikmiş, 1948’de kurulan Se BERİVAN AYDIN inston Churchill, Rusya için “bir muamma içinde sırlarla sarmalanmış bir bilmece” demişti. Sovyetler Birliği devrilip Moskova sahadan çekilince, Batı’nın gizemli ve tehlikeli düşman açığını Pyongyang doldurdu. Şimdiki muamma, dünyanın en baskıcı rejimlerinden birinde açlıktan kırılan 25 milyon insanın, toplantıda uyuyakalan bakanını uçaksavar ateşinde öldüren yarı deli bir diktatöre nasıl isyan etmediği. Yoksa medyada gün aşırı yer bulan bu haberler pek de tarafsız değil mi? W ul merkezli Kore Halk Cumhuriyeti’ne savaş açmıştı. Washington, Japon ordusunda görev almış Korelilerden birlikler kurup bağımsızlık için savaşan güçleri bastırdı. Bölünmenin ardından Kuzey Kore’de başa Japon işgaline karşı savaşmış gerilla lideri Kim Ilsung geldi. Taştekin’in aktardıklarına göre, ABD Kore Savaşı’nda Kuzey’e, İkinci Dünya Savaşı’nda Avrupa’ya atılandan fazla bomba yağdırmış, barajları vurarak tarımı yok etmişti. Ancak ülke Japonlardan kalan fabrikaların da yardımıyla hızla toparlandı. Pyongyang 1980’lere kadar Asya’nın en az sorunlu başkenti oldu. ABD’nin bu başarıyı cezasız bırakması beklenemezdi. Güney’e savaş tazminatı ödendi, ambargolarla Kuzey ekonomisi çökertildi. Petrolsüz kalan Pyongyang, uranyum madenlerini değerlendirerek nükleer enerjiye yöneldi. Kuzey’i tecrit politikalarının sadece ekonomik değil, siyasi ve güvenlik boyutları da vardı. Güney Kore ders kitaplarında şeytanileştirilen Pyongyang, 2001’de George W. Bush’un ‘şeytan ekseninden’ de eksik olmadı. Güney Kore’deki Amerikan askeri varlığı ve bölgede yapılan tatbikatlar, Kuzey Kore’nin askeri faaliyetlerine dair haberlerde pek yer bulmadı. Korelilerle temaslar Hafızalar yürüyüşle aşınmıyor, tazeleniyor Toplum Gönüllüleri Vakfı, Kadın Fonu’ndan aldığı destekle İstanbul’da gerçekleştirdikleri yürüyüşte ‘Toplumsal cinsiyet temelli şiddet mekânları’ anlatıldı DAMLA YUR Hedef Beyoğlu ve Şişli civarındaki mekânlar üzerinden cinsiyet temelli şiddet ve baskı ortamlarını teşhir etmek ve ilgili direniş pratiklerini konuşmaktı. Karakutu Derneği önce hafıza yolculuğu ardından da hafıza yürüyüşü yapıyor H er gün önünden geçtiğimiz kent mekânlarının sessizleştirilen hikâyelerini bir daha yaşanmaması hedefiyle özellikle genç kuşaklara öğreten, hatırlatan Karakutu Derneği altıncı defa Hafıza Yürüyüşü gerçekleştirdi. Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG) Kadın Fonu’ndan aldığı destekle İstanbul’da gerçekleşen yürüyüşte “Toplumsal cinsiyet temelli şiddet mekânları” anlatıldı. Hedef Beyoğlu ve Şişli civarındaki mekânlar üzerinden cinsiyet ve cinsel yönelim temelli şiddet ve baskı ortamlarını teşhir etmek ve ilgili direniş pratiklerini konuşmaktı. Çünkü Karakutu Derneği, “Kadın cinayetlerinin ciddi bir oranda arttığı, trans bireylere ve seks işçilerine karşı nefret suçlarının ve şiddetin cezasız kaldığı, karar vericilerin kadın ve beden politikalarına yaklaşımının kadınların özgürlüklerini giderek daha fazla kısıtladığı günümüzde, bu coğrafyada süregelen savaş ve milliyetçi söylemin aslında toplumsal cinsiyet ilişkileriyle doğrudan bağlantılı olduğunu konuşulması”nı önemsiyor! Yaş aralığının 18 24 arası değiştiği, eğitim seviyelerinin lisans, yüksek lisans olduğu 20 katılımcının ortak heyecanı, toplumda çoğumuzun tanımadığı, anlatılmayan “öteki”lerden bahsedilecek ortama katkı sunma isteği. Açılışta katılımcılara etkinliğin kurallarından bahsedildi. Mekânları bul dukları zaman mekânda özçekim (selfie) yapıp, koordinasyonda doğru veya yanlış mekan diye geri dönüş yapıldı. Altın kural ise şifreler üzerinden bulunacak mekânlara gitmek için taksi kullanmanın yasak olmasıydı. Katılımcılar dörder gruplara ayrıldı ve her grup 2 mekâna gitti. Her gruba önceden hazırlanmış zarflar içerisinde mekânı bulmaları için şifreler verildi. Şimdi geriye grupların şifreleri çözüp, mekânı bulmaları ve onları mekânlarda karşılayacak anlatıcıların mekânlardan bahsetmeleri kaldı. Zarfları alan gruplar ilk etapta biraz zorlansalar da tek tek şifreleri çözüp verilen yerlere doğru yolculuğa çıktı. Yer bulundu. Burada onları karşılayan anlatıcılardan Hazal, özellikle Türkiye’deki muhafazakâr iktidar tarafından keyfi kürtaj hakkı engeline ve iktidarın cinsiyetçi, ataerkil politikalarına kadar geniş yelpazede kürtaj hakkından bahsetti. Bir diğer mekanda anlatılan ise sosyalist, feminist, Ermeni kadın yazar Zabel Yesaya’nın hayatı ve yazım yaşamı oldu. ‘İnadına hatırlamak için’ Zarflar ve şifreler Hafıza Yürüyüşü katılımcıları çalışma sonrası duygularını paylaştı. Furkan Tuncel (Nişantaşı Üniversitesi, Sosyal Hizmetler 1. sınıf öğrencisi): “Bilmediğim, tanımadığım kimlikleri ve üzeri örtülen olayları öğrendim.” Esma Özkul (Karabük Üniversitesi, Sosyal Hizmetler öğrencisi): “Karabükten özel olarak hafıza yürüyüşü için geldim İstanbul’a. Karabük’ten birçok arkadaşım başvurdu sadece ben olumlu dönüş aldım beklentilerimin üstünde bir etkinlikti.” Bulut Dönmez (Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Sosyoloji bölümü mezunu): “Mevcut eğitim sisteminin bize anlatmadıklarını hatırlamak, bilmek zorundayız. Bu etkinliğin karşılığı inadına hatırlatmak demek. Yaşananları unutmamalıyız. 1915’i, Roboski’yi...” C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle