18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
OLAyLAR ve GORUSLER 16 EDİTÖR: ÖZGÜR MUMCU ve SİNEM USER KARA KÜLTÜR SANAT Çarşamba 16 Eylül 2015 Boysan’ın erken ölümü Müzikten Her gün o kadar genç ölüyor ki bu ülkede, kendi acılarımızı bile yaşayamaz haldeyiz. Genç ölümleri istatistik oldu, oysa her ‘sayı’ ayrı bir insan, hikâyesi olan. Bu yazı Boysan için, Boysan’ın ardından. Dr. NimeT elif UlUğ Boğaziçi Üniv. Türk Dili ve Ed. Öğretim Üyesi korkmayın Klasik müziği bir çırpıda yasaklamak yerine, onun morali bozulmuş insanlara nasıl katkı sağlayacağına dönüp baksak ve böyle günlerde klasik müzikle avunmanın yollarını arasak... Unutmayın ki cenazelerimizde çalınan müzik romantik çağın bestecisi Frederic Chopin’e aittir. ırıl pırıl bir çocuğu toprağa verdik geçen hafta, henüz 31 yaşındaydı Boysan Yakar. Ölümü, erken ölümler zamanlarına denk geldi, konuşamadık bile ardından. Üç yıl önce bir gün, Şişli Belediyesi’nde danışmanlık yaparken üç tane genç geldi bir gün odama LGBT hareketinden. Sezen Yalçın vasıtasıyla gelen bu üç kişiden biriydi Boysan Yakar, diğerleri Çelik Özdemir ve Sedef Çakmak. Üçü de yaklaşan seçimlerde aday olmak istediklerini, belediye meclis üyesi olarak yer almak istediklerini ve neden bunu yapmak istediklerini anlattılar bana. Nitelikli, özgür, çalışkan, emek vermiş, iyi yetişmiş üç genç... Birkaç kez geldiler ama o yıllarda onlara açmak istediğim kapıları aralayamadım bile. Çok üzüldüm, sıkıldım, isyan ettim. Anlayışsızlıklar, farklılıkları kabullenmez politika anlayışı, kimlikler ve cinsiyet üzerinden yapılan siyaset yüzünden, bu siyasete neden olan dar bakış açısı yüzünden. P Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü’nün danışmanı ve LGBT aktivisti Boysan Yakar ve arkadaşı Zeliha Deniz geçen hafta Çanakkale’de geçirdikleri trafik kazası sonucu hayatlarını kaybetti. Boysan Yakar Toplum mu kalabalık mı? Maalesef Türkiye halkı, toplum olamamış bir kalabalığı andırıyor bugünlerde. Bunu son terör olaylarından tutun, LGBT bireylerin çektiği sıkıntılara kadar her yerde görebilmek mümkün. İnsanlar, hep birbirine benzer insanlarla yiyip içiyor, konuşuyor ve aykırılıkları tuhaflık olarak adlandırıyor. Üniversite okuduğum yıllarda ‘okulun en ilginç giyinen öğrencilerini’ seçtiğimizi hatırlıyorum, hem de bugünün yüksek lise tadındaki üniversitelerinden birinde değil, Boğaziçi Üniversitesi’nde. Çünkü farklı seslerden, sözlerden hoşlanmayan anne babalar tarafından “İcat çıkarma” denile rek yetiştirilen çocuklar, üniversitede dahi tek tipliği arıyordu. Tek tiplik Kafalarda hep ne olduğu muğlak bir “olması gereken” vardı, onu olmak için birbirimizle yarışırdık, olmayanı veya olamayanı da dışlamıyorsak bile bir başka bakardık. Bu, farklı cinsel yönelimlere geldiğinde hakaretlere dahi varıyordu bazılarında. Bu topraklar kadar tek tiplik uğruna kan dökülen başka coğrafyalar da var elbette, ama sanki bizim kadar acımasızı, riyakârı yok gibi geliyor. Sürü sepet anket yapılıyor, araştırmalar var; insanımız cinsel kimliğini, etnik kimliğini, inandığı dini değil anketçi ye, yakın çevresine bile söyleyemez buralarda. Özgürlüğün herkese benzemeye endekslendiği bu topraklarda dürüstçe, mertçe, olduğu gibi kendini ortaya koyan o pırıl pırıl Boysan, Zeliş ve Mert artık yoklar. Yeni gençlik Lisansı bitirdiğim okulda yirmi yıllık hocayım artık... Harika bir gençlik geliyor. Memleketi kerameti kendinden menkul yaşlı başlı adamlar yönetseler de her türlü farklılığa ve özgürlüğe saygılı bir gençlik de geliyor. İlk işaretlerini Gezi’de verdi: Onlar, tahammülsüz iktidar kendilerine musallat olmadığı sürece yanlarına farklılıklarını alıp birbirleriyle oturup konuşabiliyorlar, hatta birlikte direnebiliyorlar! Boysan, Çelik ve Sedef öze linde belki ama buraların tüm gençleri haykırıyor: “Size ne! Karışmayın! Kendinize, o çok yücelttiğiniz ama riyakârlık dolu ilişkilerinize bakın, ailelerinize bakın. İnsanları ötekileştirmeden kafanızdaki büyük ağırlıklardan, basınçlardan arının da tanıyın.” Ezcümle, tek tipleşmenin saltanatının yıkılmaya başladığını görebilmek mükemmel, Boysan bunu gösterenlerdendi işte. O gün kapıdan giren o üç genç başardı, Sedef şimdilerde CHP Beşiktaş Belediye Meclis üyesi, Çelik siyasi danışman. Ama Boysan, can Boysan şimdi yok. Zamansız rüzgâr onu ailesinden, sevdiklerinden kopardı, götürdü. Nereye derseniz bilmiyorum, ama buradan daha huzurlu olacağına emin olduğum bir yere gittiğini biliyorum. Büyükada’dan geçen Troçki erhaN BilgiN İktisatçı roçki çoğunluğu Büyükada olmak üzere 4 yıl İstanbul’da ikamet etti. Leon Troçki’nin ölümünün üzerinden 75 yıl geçti. Çoğunlukla olduğu gibi, fikirleri, mücadeleleri, tarihin sahici şahsiyetlerini görmezden gelindiği ülkemizde Leon Troçki’nin hatırlanması sürpriz olurdu. İngiltere’de yaşayan yazar Tarık Ali’nin “eserleri zamana karşı dayanıklı olmaya devam edecek” diye nitelediği Leon Troçki, 20 yüzyıldaki devrimlerin en önemli siyasi figürü olmuştur. Troçki, Sovyetler Birliği’nin gidişatını önceden gören yegâne teorisyen olarak büyük bir hafızayı temsil eder. İşçilerin önderliğinde, bürokrasi ve ayrıcalıkları tasfiye eden gerçek sosyal devrim yapılamadığı takdirde rejimin kapitalizme dönüşeceğini ve kokuşmuş bürokrasinin bu geriye dönüşün öncülüğünü üstleneceğini daha 1930’ların sonunda öngörmüştü. Troçki’nin devrimler çağına sadece yazılarıyla katkı yapmakla yetinmediğini, enerjisini çağın bütün siyasal ve sosyal mücadelelerinden esirgemediğini söyleyebiliriz. 60 yıllık yaşamında, iki Rus Devriminin öncüsü olarak fiilen yer alırken, Birinci Dünya Savaşı’nın hemen öncesinde İran, Jön Türk, Alman ve Macar, Çin Devrimlerine İspanya İç Savaşı’nın trajedisine ve Almanya’da kitlesel mücadelenin yenilgisine tanıklık etti. Atillâ İlhan’ın, belki de bürokrasinin Stalin’in şahsındaki iktidarına karşı öncülük yaptığı taban T Pek çok kez kitlesel göçlere, büyük sürgünlere kapısını açan Türkiye, sınırlı sayıda da olsa tarihin önemli şahsiyetlerine de ev sahipliği yaptı. Hiç kuşkusuz bunların başında 20. yüzyılın önemli siyasi liderlerinden biri olan Leon Troçki geliyor. Büyük bir hafıza leri dışında, yegâne eser Ömer Sami Coşar isimli bir gazetecinin ilk baskısı 1969 yılında basılan “Troçki İstanbul’da” adlı kitabı. (2010’da İş Bankası Yayınları’nda ikinci baskısı yapıldı) Kitabın içeriği hakkında İstanbul basınında çıkan haberlerin daha kapsamlısı değerlendirmesini yapmak haksızlık olmaz. Troçki’nin İstanbul’da sürgün hayatı uluslararası siyasetin en önemli olayları arasında yer alırken pek çok gazeteci, yazar, siyasetçi kendisiyle görüşmek için İstanbul’a gelir. Bunlardan biri de Belçikalı polisiye romancı Georges Simenon. Yazar, röportajında, Troçki ile Hitler’den, iktidara birkaç ay önce yerleşmiş diktatörden uzun uzun konuştuklarını anlatır. Troçki, Simenon’a bugünlere de ışık tutan değerlendirmeler yapar: Hitler’in diktatörlüğünü, yürüttüğü mücadele boyunca adım adım, aşama aşama özümseyip, öğrenerek oluşturduğunu vurgular. Troçki’nin, Türkiye sürgünündeki en önemli izi, uzun süre ikamet ettiği Büyükada’daki Arap İzzet Paşa Köşkü. Maalesef köşk, kapitalist rekabetin emlak piyasasındaki yıkıcı, değersizleştirici (kuşkusuz yüksek Leon kâr sağlaTroçki yan) saldırısı altında bulunuyor. lmanlar, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ilk iş, hastaneleri ve operaevleriyle konser salonlarını onarmaya koyulmuşlar. Bu, insanların beden sağlığı kadar ruh sağlığının önemi, ruh sağlığının da klasik müzikle, nitelikli müzikle sağlanabileceği inancına dayanır. İlk dünyaya açılan piyanistlerimizden Ferhunde Erkin 1943’te Berlin’de eşi, büyük bestecimiz Ulvi Cemal Erkin’in piyano konçertosunu çalarken binanın tepesinde bombardıman uçaklarının dolaştığını, dışarıdan bomba seslerinin duyulduğunu anlatmıştı. Ne orkestra ne de dinleyiciler istifini bozmuş, konserin sonuna dek salondan ayrılmamışlar. Daha ilginci, bu konser radyodan naklen yayınlanmış ve Ankara’dan da dinlenmiş. Onca şehit verdiğimiz bugünlerde, doğal ki Türkiye’de kimsenin eğlenecek, müzikle coşacak hali yok. Ancak garip bir ikilem süregelmekte: Klasik müzik konserleri belediyeler tarafından iptal edilirken, eğlence müziği ve hafif müzik konserleri devam etmekte. Geçen cumartesi akşamı Naci Özgüç yönetimindeki Bodrum Oda Orkestrası İdil Biret ilebir Beethoven konseri verecekti. Bodrum Kalesi’nde, Numan Pekdemir koordina 2. Dünya Savaşı sırasında Berlin törlüğünde hazırlaKatedrali’nde bombalardan zarar nan halka açık kon görmüş halka Berlin Filarmoni sere Güzel Sanatlar Orkestrası konser veriyor. Genel müdürlüğü ve Bodrum Belediyesi destek olmuştu. Bu konser iptal piyanist Emil Gilels’in cepheleedildi. Ama aynı gece Bodrum, re gidip resitaller verdiğini gönice sahil beldesi gibi neredeyrürüz; Nazi kamplarındaki klase sabaha dek coşan diskoların sikmüzikçilerin insanların son müziğiyle çalkalanıyordu. nefesinde onlara nasıl moral 18 Eylül’de Tim Show verdiği anlatılır. Center’da Fazıl Say Çağdaş YaKlasik müziği bir çırpıda yaşamı Destekleme Derneği için saklamak yerine, onun morali bir resital verecekti. Konserin bozulmuş insanlara nasıl katgeliriyle Türkan Saylan’ın tokı sağlayacağına dönüp baksak humlarını attığı eğitim desteğin ve böyle günlerde klasik müde nice genç kızımıza burs sağzikle avunmanın yollarını aralanacaktı. O konser de ertelendi. sak... Unutmayın ki cenazeleKlasik müzik tarihin bütün rimizde çalınan müzik romançağlarında hastaları tedavi editik çağın bestecisi Frederic ci, insan ruhunu yüceltici özelChopin’e aittir. likleriyle hafif müzikten ayrı niHHH teliklere sahip olmuştur. Uygar Sarah Quigley, Orkestra Şefitoplumlar acılı günlerde onu ya Leningrad Senfonisi/ Çev: İlksaklamak yerine tam tersine nur Özdemir, Kırmızı Kedi Yaona sığınmayı yeğ tutmuştur. yınları, 2015 A Bütün yaz elimden düşürmediğim Sarah Quiley’nin “Orkestra ŞefiLeningrad Senfonisi” başlıklı kitabını okurlarıma salık vermek isterim. 1941’de Naziler Leningrad’ı kuşatır. Üç yıl boyunca 1,5 milyon kişi ya açlıktan ölür, ya top ateşinden. Rus bestecisi Dimitri Şostakoviç kentin savunmasına katılır, yangın gözlemciliği yapar. Bir yandan da Leningrad için bir senfoni bestelemektedir. Kentteki tüm orkestraların üyeleri dağılmış veya ölmüştür. Sadece ikinci sınıf bir radyo orkestrasının birkaç üyesi son nefeslerine kadar konser vermeyi sürdürür. Bu arada Şostakoviç 7. Senfonisi “Leningrad”ı tamamlamıştır ve ilk seslendiriyi bu orkestrayla ve onun sorunlu şefiyle yapacaktır. 9 Ağustos 1942’deki konser yine de başarılıdır ve perişan Leningrad (St. Petersburg) halkına moral veren en önemli etkinlik olarak tarihe geçer. Tarihe dönüp bakarsak İkinci Dünya Savaşı sırasında büyük iz Gülcan Altan’dan yeni albüm opcaz sanatçısı Gülcan Altan, üçüncü albümü ‘Bir Ömür Bize Yeter’ ile, dinleyicisiyle buluştu. 16’yı aşkın dilde söylediği repertuvarıyla adından söz ettiren Altan, dokuz şarkıdan oluşan albümün altısında, söz ve müzik yazarı olarak da emek vermiş. Eser için Vedat Sak P Leon Troçki, Sovyetler Birliği’nin gidişatını önceden gören yegâne teorisyen olarak büyük bir hafızayı temsil eder. daki işçilerin mücadelesinin yenilgisi nedeniyle “sönmüş bir yanardağ gibi üzgün” diye nitelediği Troçki, sürgün yıllarında önce Türkiye’de sonra Fransa, Norveç ve Meksika’da dünya devrimi perspektifini derinleştirmeye devam etti. Odesa’dan hareket eden bir vapurla, 1929’un 12 Şubat’ında, Türkiye’deki sürgün hayatına başlayacaktı. “Hayatım” adlı eserinde İstanbul’a girerken Kemal Atatürk’e telgraf çektiğinden söz edecektir: “Sayın Cumhurbaşkanı, İstanbul’un kapısında size şunu bildirmekle onur duyuyorum: Türkiye sınırlarına kendi dileğimle gelmedim.” Troçki’nin yaklaşık 4 yılı bulan Büyükada sürgünü hakkında yerli kaynaklardan doyurucu bilgi edinmek mümkün değil. İstanbul gazetelerinin, polis kontrolünden geçmiş veya polis kaynaklı haber man ile tekrar stüdyoya giren sanatçı, bu kapsamda iki Ömer Hayyam rubaisini, usta ismin emeğiyle bestelemiş. Bugün, ‘60 metrekare tekne konserleri’ kapsamında konser verecek olan Altan, ekim ayı sonrasında, halk konserleri vereceğini de müjdeliyor. l Kültür Servisi Sürgün günleri Nüfus cüzdanlarımızı kaybettik. Hükümsüzdür. Çınar Balcı Ece Balcı Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. Mahmut Şahser C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle