28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 16 Eylül 2015 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN haber 13 Şırnak Valisi, Cizre’deki operasyondan önce bir orduyu donatacak malzeme istemiş ırnak Valiliği, Cizre ilçesinde 4 Eylül’de sokağa çıkma yasağı ilan etti. Polisler, zırhlı araçların desteğiyle ilçede kazılan hendekleri kapatmaya çalıştı, bu sırada PKK’lilerle yer yer çatışma çıktı. 8 gün süren sokağa çıkma yasağı süresince düzenlenen operasyonlarda ilçe savaş alanına döndü, çocuklar dahil 20’nin üzerinde sivil yaşamını kaybetALİCAN ti. CumhuriULUDAĞ yet, Şırnak Valiliği’nin bu operasyondan 2 hafta öncesinde İçişleri Bakanlığı’na gönderdiği çarpıcı bir yazıya ulaştı. Şırnak Valisi Ali İhsan Su’nun imzasını taşıyan 2 sayfalık yazıda, kent genelinde artan terör ve toplumsal olaylara daha etkili müdahale ve olaylarla daha etkin mücadele edebilmek için emniyetin personel ve araç bakımından takviye edilmesine ihtiyaç duyulduğu vurgulandı. Yazıda, ek personel isteği özetle şöyle ifade edildi: “İl genelinde 3 bin 211 kendi personelimiz ve 355 takviye personel olmak üzere 3 bin 566 personel görev yapmaktadır. 20 Temmuz 2015 tarihinden (Suruç patlaması tarihini ima ediyor) bu zamana personelimiz 12/12 sistemine göre görev yapmaktadır. Asayiş birimlerine 300, çevik kuvvet birimlerimize 100, özel harekât birimlerine 700 personel olmak üzere toplamda 2 bin personelin takviye edilmesi durumunda personelin çalışma şartları ve motivasyonu daha iyi bir hale gelecektir. Toplamda personel sayımız 5 binin üzerinde olacaktır.” Yazıda, Uludere, Beytüşşebap ilçelerinde Çevik Kuvvet Grup Amirliği ile Cizre, Silopi, İdil ilçelerinde özel harekât grup amirliği kurulması istendi. l ANKARA Vali Bey’in ordusu Ş İŞTE ŞIRNAK VALİSİNİN BAKANLIKTAN İSTEDİĞİ ARAÇLAR ez lısı ilk k h a il s , r a n v li e Zırhlısı lı” kepçe emniyetin doğu’da ey ırh “Silahlı/z uyor. Polis, Gün ece “zırd m a n s de bulu leri kapatırken taleplerik e in n d li n a e ir. V ki h ı henüz b kullanıyo lı kepçe” arının karşılandığ ulunursa, d b nin ne ka u talep yerinde hlı kepçe” B ır linmiyor. ilk kez “silahlı z la hendeke ç Türkiye’d pılması ve bu ara olacak. a y ı nusu o k z ö dizayn s dahale” lere “mü Aydın karanlığı asaklar, sansürler ve tehditlerle, artık sallantıda olan iktidarını korumaya çalışan Erdoğan’ın bugünü, aslında dününden belliydi. Bundan on yıl önce karikatüristlerle uğraşmaya başladığında hemen anlaşılmalıydı. Belli ki toplumun hoşgörüsünü karşısına alacak kadar katı ve tehlikeli bir liderdi. Oysa o günler en olmayacak insanların bile ona hayran olduğu günlerdi. Daha ne diktatörlüğünden bahseden vardı, ne adaletsizliğinden. Tersine ülkenin en “aydın” insanları tarafından bile büyük bir dünya lideri olarak kabul görüyor, zamanın hızlı Marksistleri dahi ona her fırsatta övgüler düzüyorlardı. Kimsenin olan biteni bir bütün olarak görmeye, satır aralarını okumaya niyeti yoktu. Herkes başlıklarla spotlarla yetiniyor; metnin içeriğiyle, hele hele ana mesajıyla kimse ilgilenmiyordu. Oysa o, küçükken sokaktaki kediye işkence yapan bir çocuk gibiydi. Büyüdükçe acımasız ve kontrolsüz biri olacağının sinyallerini, karikatüristlerle uğraşarak net bir şekilde vermişti. Musa Kart’ın onu kedi olarak çizmesinin, ardından Penguen çizerlerinin Kart’a destek için Tayyipler Âlemi diye bir kapak yapmasının “etik” olup olmadığının tartışıldığı entelektüel sohbetler hatırlıyorum. Hiç ummadığım insanlar Erdoğan’ı bu konuda haklı buluyorlardı. Onun gibi inançlı birini kedi ya da fil ya da maymun olarak çizmenin etik olmadığına hemen ikna olanların mazereti netti. “Şart mı” diyorlardı; “Ekonomiyi düzeltti, bizi Avrupa Birliği’ne sokacak, laiklik belasından kurtuluyoruz, Cumhuriyet hamaseti bitiyor, askeri vesayet kalkıyor, demokrasi nihayet onla geliyor; biraz saygı göstermek lazım adamın hassasiyetlerine...” “Peki bunları ne için yapıyor?” diye sorduğunuzda cevap hazırdı: “Sizin gibi faşist Kemalistleri susturmak için. Yıllarca inançlıları hor gördünüz. Başörtüleriyle uğraştınız. Sanatlarını kale almadınız. Aydınlarını küçümsediniz. Artık zaman onların zamanı” diyorlardı. Kemalizmin ya da Atatürkçülüğün ya da laikliğin onların gözünde tek anlamı, faşizmdi. Koca bir Cumhuriyet tarihine karşı birikmiş bir öfkeyle kabarmışlardı. Kim olduğunu, ne yapmaya çalıştığını hiç sorgulamadan Kasımpaşalı bir kabadayıyla işbirliği yapıyorlardı. O dini konularda hassastı; bunlar demokratik konularda. Siz dini konulara hassasiyet gösterirseniz; o da demokrasiye ve liberallere hassasiyet gösterecek, velhasıl “Dindar liberal el ele, laikliğe bir tekme” diye Cumhuriyet rejiminin ne kadar laneti varsa hepsinden kurtulacaklardı. Dinle devlet işlerinin birbirine karışmasından gocunmayan aydın karakterinin şuurdan yoksun sağduyusuna teslim oldu ülke. O aydın karakteri 12 Eylül Anayasası değişsin, Kenan Evren yargılansın diye onay verdiği yeni anayasanın bir Truva atı olduğunu göz göre göre es geçti. Dini referanslarla iktidara gelen bir liderin Cumhuriyet tarihinin tüm hatalarını düzeltme iddiasının altında üstünde ne var, umursayan olmadı. Solcuların zamanında hayal edip yapamadığı ne varsa, sanki o yapacaktı ve ülkede hayat hemen güllük gülistanlık olacaktı. Aydınlar büyük yanıldılar. Çok büyük yanıldılar. Fena yanıldılar. Şu anda o yanılgının bedelini ödüyoruz. Kürt sorunundan din sorununa kadar olanlara şüpheyle bakmayan ve soru sormadan politik hamasetin kuyruğuna takılıp akıl yürüten aydınların en büyük handikapı acı çekmekten hoşlanmamaları. Kendilerini kandırmak pahasına gönüllerini hoş tutacak politikaların yapmacık söylemlerine o yüzden hâlâ hemen kanıyorlar. 68 kuşağının en önemli isimlerinden şair Allen Gisberg, “Bir ülkenin kötü durumu yüzünden politikacıları suçlayamayız... Suçlu olan şairlerdir... Çünkü politikacıların bir ülkenin durumu hakkında bilinçleri ve kapasiteleri yoktur ama şairlerin vardır” der. Türkiye kadersiz bir ülke çünkü aydınının “bilinç ve kapasitesi” anca politikacılarınınki kadar. Politikacı, halkın gözünü boyar. Aydın, halkın gözünü açar. Bu denge bozulduğu anda ülke şimdi olduğu gibi aydın karanlığında alev alev yanar. Y İlimiz genelinde toplam 28 adet Kobra marka zırhlı silahlı araç bulunmaktadır. Bu araçların 20’si diğer illerden takviye olarak gelmiştir. İlimiz ihtiyacını karşılayabilmesi için toplam 42 adet Kobra marka araca ihtiyaç bulunmaktadır. 42 KOBRA: 20 SİLAHLI ZIRHLI KEPÇE: İlimizde toplam 6 adet zırhlı kepçe bulunmaktadır. Bu kepçelerin 1 tanesi Özel İdare’ye diğeri ise Özel Harekât Daire Başkanlığı’na aittir. 6 adet kepçeden 4 tanesi gayri faal olmuştur. 2 tanesi ise tamir edilerek kullanılmaktadır. Zırhlı kepçelerin motor kapasitesi üzerindeki zırhtan dolayı yetersiz kalmakta ve kol mesafesi hendekleri kapatmakta verimli olmamaktadır. Bu nedenle daha güçlü ve kol mesafesinde uzun kepçelere ihtiyaç duyulmaktadır. Ayrıca kep çe çalışırken üzerinde kendisini koruyabilecek kapalı kule silah sistemi ve kamera sistemi olmalıdır. Roket darbesini emecek ağ sistemi ile donatılmalıdır. Genel itabarı ile tüm ilçelerimizde barikat ve hendek oluşturma türü eylemler gerçekleştiğinden toplam 20 adet yeni dizayn edilecek zırhlı ve silahlı kepçeye ihtiyaç duyulmaktadır. Ayrıca kepçeleri kullanacak profesyonel personele ihtiyaç bulunmaktadır. Personel ihtiyacının karşılanabilmesi için gerekli kursların açılması ve bu personelleri motive edici tazminat verilmesi önem arz etmektedir. : Ciz re, Si1 HELİKOPTER, 3 İHA başla silahlı Ejder: İlimiz gene20 EJDER: 20 linde toplam 3 adet Ejder/ Yalçın zırhlı silahlı araç bulunmaktadır. Kırsal alanda daha etkili olan bu araçlardan 20 adet daha ihtiyaç bulunmaktadır. İlimizde 37 adet TOMA mevcuttur. Bunun 5 tanesi diğer illerden takviye olarak gelmiştir. Çevik Kuvvet Grup Amirliği olmayan Beytüşşebap ve Uludere ilçelerimizde de toplumsal olaylar meydana geldiğinden buralar da dahil toplam 50 adet daha TOMA aracına ihtiyaç vardır. 50 TOMA: lopi, İdil ve Merkez’de eşzamanlı dır. yan olaylarda 1 İHA yetersiz kalmakta aç buihtiy ya İHA’ t ade 3 az en enle ned Bu de ve lunmaktadır. Ayrıca ilimizde intikaller adet 1 e üzer ak nılm kulla da mlar duru acil e edehelikoptere ve bunları sevk ve idar ğü’nün ürlü Müd e Şub k acılı Hav için esi bilm ır. ktad ulma duy aç kurulmasına ihtiy Polisin görünüranmasağl ninin düze u lüğünü artırarak kam ethiss ğının varlı inin ites otor u kam sı ve ları araç polis i resm ı tirebilmesi için zırhl kulla da konu Bu r. tadı lmak duyu aç na ihtiy araç ka mar er Rang nıma müsait zırhlı Ford ır. ktad nma bulu aç ihtiy adet 60 n larda 60 ZIRHLI RANGER: İlimiz genelinde toplam 37’si takviye olmak üzere 122 adet Shortland marka zırhlı araç bulunmaktadır. Yoğun terör olaylarından kaynaklı olarak araçların birçoğu yıpranmış ve arızalanmıştır. 170 adet daha yeni Shortland marka zırhlı araca ihtiyaç duyulmaktadır. 170 SHORTLAND: Hakkâri’de iki polis şehit akkâri’de PKK tarafından yola döşenen patlayıcı, zırhlı polis aracının geçişi esnasında infilak ettirildi, 2 polis şehit olurken nakil aracında bulunan hükümlü A.K. yaşamını yitirdi, 2 polis de yaralandı. Olay, dün saat 17.00 sıralarında HakkâriVan karayolunun 30. kilometresinde meydana geldi. Patlamada büyük hasar gören araçta bulunan polis memurları Mehmet Tugal ve Serkan Çölkesen şehit oldu, biri ağır 2 polis yaralandı. Yaralı 2 polis tedavileri için Tugal Hakkâri Devlet Hastanesi’ne götürüldüğü sırada güvenlik amacıyla hastanenin acil servis önünü boşaltmak isteyen poÇölkesen lislerle Şırnak’ta 13 Eylül’de öldürülen ‘Avareş Cölemerg’ kod adlı PKK’li Emrah Yılmaz’ın morgda bekletilen cenazesini almak için bekleyen yaklaşık 200 kişilik grup arasında tartışma çıktı. Polis, kalabalığı uzaklaştırmak için havaya uyarı ateşi açtı. Bazı gazeteciler tartaklanarak hastane dışına çıkarıldı. PKK, zırhlı polis aracına mayınlı tuzak kurdu. Saldırıda nakledilen hükümlü de öldü H 12 ASKER Muş’a 18 kilometre uzaklıktaki Suluca köyü girişinde PKK’liler menfeze yerleştirdikleri patlayıcıyı, ‘Kirpi’ adlı askeri aracın YARALI geçişi sırasında uzaktan kumanda ile patlattı. Biri ağır 12 asker yaralanırken araç ikiye ayrıldı. Yolda büyük bir çukur oluştu. ‘Kandil’le görüşme olmadı’ MAHMUT LICALI HDP heyeti Kandil’le görüştüğü iddiasını yalanladı, HDP Genel Merkezi ise sessiz DP heyetinin dört gün süren Kuzey Irak ziyareti sırasında Kandil’de KCK yetkilileriyle görüştüğü iddia edildi. Heyette yer alan İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü “Bir görüşme yapılmadı. Bu iddia sansasyonel bir haber” diye yalanladı. HDP Genel Merkezi’nden herhangi bir açıklama yapılmaması ise dikkat çekti. Kuzey Irak’ta çeşitli temaslar gerçekleştiren HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın da arasında bulunduğu HDP heyeti dün Türkiye’ye döndü. Yüksekdağ ile DBP Eş Başkanı Kamuran Yüksek dün sabah, Hakkâri Milletvekili Selma Ir Tunceli’de operasyon Tunceli Valiliği, Tunceli Erzincan ve Tunceli Ovacık karayollarını dün saat 05.00’ten itibaren 3 gün süreyle araç trafiğine kapattı. Dün bölgeye helikopterlerle indirilen çok sayıda jandarma özel harekât timi Pülümür Vadisi’nde operasyon yaptı. Van Çatak ve Çaldıran’da da bazı alanlar, 15 gün süreyle özel güvenlik bölgesi ilan edildi. H mak ve Kürkçü’nün bulunduğu heyet ise dün akşam Türkiye’ye geldi. HDP heyetinin Irak Kürdistan Bölgesi’nde yaptığı ziyaretler kapsamında Kandil’e giderek KCK ile de bir görüşme gerçekleştirdiği, bu görüşmede 1 Kasım seçimleri ve son gelişmelerin ele alındığı iddia edildi. Kürkçü, Cumhuriyet’in Kandil ile bir görüşme yapıldığı iddiasının doğru olup olmadığı sorusu üzerine, “Süleymaniye’de Irak Kürdistan Yurtsever Birliği yetkilileri ve Goran temsilciliğiyle görüştük. Burada HDP’nin de temsilciliği var. 1 Kasım seçimlerinde 40 bin civarında Türkiye’de oy kullanabilecek yurttaşımız var. Yurttaşlarımızın 1 Kasım’da nasıl oy kullanabileceği konusu ele alındı. Kandil ile herhangi bir şekilde görüşme yapılmadı. Bu iddia sansasyonel bir haber” dedi. Selma Irmak da Kandil ile görüşmenin söz konusu olmadığını kaydetti. Heyetin doğrudan bir görüşme yapmak yerine Kürt gruplar aracılığıyla Kandil’le mesaj iletmiş olabileceği ifade ediliyor. HDP heyeti dün Türkiye’ye dönerken KCK’den önemli bir açıklama geldi. KCK Yürütme konseyi üyesi Murat Karasu, Med Nuçe TV’de, tahkim edilmiş ateşkes çerçevesinde arabulucular gözetiminde bir müzakere ve demokratik çözüme hazır olduklarını söyledi. l ANKARA Polisin vurduğu genç öldü Van’ın Edremit ilçesine bağlı Şehit Fırat Mahallesi’nde polisin açtığı ateş sonucu vurulan Vedat Balık (18) yaşamını yitirdi. Edinilen bilgelere göre; özel harekat timleri ablukaya aldıkları Hacıbekir Mahallesi’ni operasyon düzenlemek istedi. Ancak ara sokaklarda barikat kuran gruplar polisin geçişine izin vermedi. İddiaya göre bu sırada polis açtığı ateş sonucu kurşunların hedefi olan 18 yaşındaki Vedat Balık adlı genç yaşamını yitirirken, 1 kişide yaralandı. Polisin zırhlı araçlarla girdiği mahallede gece geç saatlere kadar silah ve bomba sesleri geldiği bildirildi. Ateşkese hazırız C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle