27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 14 Eylül 2015 TASARIM: ZARİFE SELÇUK Telekom, TTNet, PTT Cell ve Uydu net, gazetemizin internet sitesi cumhuriyet. com.tr’ye erişim engeli uyguladı. Meslek örgütlerinden tepki var: “Suç işliyorlar” tığı incelemede, sistemlerimizelekom’un cumhuriyet.com.tr’ye girişlele ilgili bir sıkıntı gözlemlenmeri engellemesinin ardiği, sorunun TTNet, PTTCell gidından, TTNet, Uydunet, PTT bi bir internet sağlayıcısı taraCell’den internet sitemize erifından cumhuriyet.com.tr engelşim engeli geldi. Cumhurilemesi ile ortaya çıktığı veya bu SİBEL BAHÇETEPE yet Gazetesi’nin internet sayinternet sağlayıcılarına da altyafasına dün Türkiye’nin bazı pı hizmeti sağlayan Telekom’un bölgelerinde, belirli anlarda giriş yapcumhuriyet.com.tr engellemesi ile mak isteyen yurttaşlar, siteye giriş oluştuğu belirtildi. Siteye giremedikyapamadı. Okurlarımız bunun üzerilerini bildiren okurlarımız ise erişim ne gazeteyi aradı, elektronik postalarengelleme önleyici programlar (VPN) la sorunu bildirdi. Yaşanan sıkıntılarile siteye girmeyi denediklerinde ise la ilgili olarak network ekibinin yapbaşarılı olduklarını söylediler. cumhuriyet.com.tr’ye sansür T Okurlar Cumhuriyet’in ne internet siteyazdı? sine erişimin engellenmesine Cumhuriyet okurları da tweet atarak şöyle tepki gösterdi: Ahmet Korkmaz: Erişim engeli var insanlar web sayfasına giremiyor qulyabani: iOS 8.4.1 telefonla bağlanıyorum... Ve sadece sizin hiçbir linkinize ulaşamıyorum ismailgursoy: Sayın Cumhuriyet Gazetesi 12 Saattir İnternet ten size ulaşamıyorum bu size 3. mesajım geçmiş günler: Neden ulaşamıyorum bir sebebi var mı?? yasemin deliboz: İzmir çeşmede neden cumhuriyet linklerini açamıyoruz??? okuyamıyoruz??? haber 7 PKK Değirmeninin Suyu Nereden Geliyor dalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) rüşvet, yolsuzluk ve ayrımcılık, kara para ile insan hakları ihlallerine ne denli duyarlı olduğunu yakından biliyoruz. 12 Eylül’deki genel kurulda bu konulardaki eksikliklerini daha kolay gidermek için tüzüğünü değiştirerek insan hakları ile çevre, şehir ve kültürden sorumlu iki genel başkan yardımcılığı, üstüne de Siyasi Erdem ve Etik Kurulu oluşturdu. Genel kurul haberlerinin de yer aldığı gazetelerde, AKP’nin emrindeki kamu görevlileri ile belediyelerin insan haklarına, çevre ve şehircilikle kültüre ilişkin olumsuz haberlerin de yer almış olması, vitrine karşın uygulamaların sürdüğünü ortaya koyuyor. Özellikle de insan haklarının olmazsa olmazı olan halkın bilgilenme hakkına yönelik saldırının önünde görünen milletvekilini, genel kurulun divan listesine koyması ve oybirliği ile seçilmesini sağlaması, partinin değişmez kimliğini gösteriyor. HHH İktidar, “Ne istediler de vermedik” sürecinde Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde terör örgütü iddiası ile yargılanan Cemaat ile liderini ipten almayı başarmıştı. 1725 Aralık sürecinde işler tersine dönünce terör örgütü yaratmak için bu kez kendisi harekete geçti. Henüz tanımı yapılıp suçları belirlenemeyen terör örgütüne yapılan katkıları mercek altına aldı. (!) Kurban bağışı yapanlar bile gözaltına alındı. Eğitim kurumlarının para trafiği birkaç kez denetlendi. Cemaate yakın holdingler didik didik arandı. Yasaya aykırı olduğu ileri sürülen aramalardan Bugün gazetesinin Ankara Bürosu da nasibini aldı. Fethullah Terör Örgütü iddiası kapsamında Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) da üzerine düşeni yerine getirmeye çalışıyor. (!) HHH Ama yıllardır Türkiye’nin başına bela olmuş bir terör örgütü var: PKK. Yaptıklarını, vergi bile topladığını bir yana bırakalım. Her türlü silahı, mühimmatı ve patlayıcıları var. Bunların hangi paralarla alındığı bilinmiyor. Kimileri sermayenin, uyuşturucu kaçakçılığından, tehditle sağlanan bağışlardan, destekçisi yabancı örgüt ve kurumlardan sağlandığını söylüyor. Parasal hareketlere çok duyarlı (!) olan iktidar, MASAK’a “Şunu da bir araştırın bakalım” demiyor. Terör örgütü kavramı, yurdun pek çok yerinin yakılıp yıkılması, asker ve polis şehitlerin her gün artarak toprağa verilmesine karşın, kendi yaratmaya çalıştığı örgütle sınırlı sayılıyor. Bulunan 60 ton patlayıcının yurda nasıl sokulduğunu, peynir ekmek gibi harcanan, nice canlara mal olan PKK silah ve mühimmatının nasıl alındığını araştırmak, parasal destek sağlayanların peşine düşmek nedense akıllara gelmiyor. İktidar partisi şimdilik oy oranını arttırmakla meşgul! HHH Yılbaşından bu yana, kaynağı belirsiz 9.5 milyar doların girdiği bir ülkede, düşman bellenenlerin faturalarını denetlemek ve bağırıp çağırmaya dense dense “opera komik” denilebilir. A Meslek örgütleri: Suç işliyorlar, basın özgürlüğüne darbe ‘Seçime hazırlık’ Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Turgay Olcayto: “Seçimlerden hemen önce, iktidar tarafından yine halkın haber alma özgürlüğüne birtakım engeller getirildiğini görüyoruz. Geçici hükümetin, seçim hükümeti olduğunu unutup tamamen AKP’ye çalışıyor görüntüsü var. PTT Cell gibi bazı kurumların Cumhuriyet’in internet sayfasına erişimi engellediğini görüyoruz. Bu seçimlere hazırlık.” ‘Açıkça sansür’ Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç: “Cumhuriyet.com tr’nin uzunca bir süredir çeşitli sebeplerle engellendiğine şahit oluyoruz. Bu apaçık bir sansürdür. İstenilmeyen haberlerin keyfiyete göre, kamuoyuna duyurulmaması, aynı zamanda halkın haber alma hakkını engeller. Yasaklamalarla ne gerçeğin üstü örtülebilir ne de gerçekler ilelebet saklanabilir. Halkın haber alma ve öğrenme hakkını savunuyoruz.” Türkiye Gazetec ile Sendikası (TGS) r Genel Başkan lekom, TTnet, Uyd ı Uğur Güç: Tesuç işliyor. Yapıla unet ve PTT Cell n hukuken suçtur Telekom’un erişim . rı olmaksızın bu engelleme karatü kuken yetkisi yo r bir sansüre huktur. Telekom’un yaptığı aboneler in olan haber alma in anayasal hakkı öz lamaktır. Abonel gürlüğünü kısıtere haklarını huku ki yollarla aramal ar larını tavsiye ediy ını, dava açmaoruz.” ‘Suç işliyorlar’ ‘Basına düşman’ Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Genel Başkanı Ahmet Abakay: “Basına ve ifade özgürlüğüne düşman bir iktidar var. Dört bir yandan basına, ifade ve basın özgürlüğüne saldırılıyor. Bunun muhatabı belli, yapan devlet, iktidar. Mağdur olanlar ise haber alma hakkı çiğnenenler, okuyucular. Sorun siyasal, çözüm de siyasal. Çözüm bu hükümetin seçimlerde iktidardan uzaklaştırılmasıdır. Okur sahip çıksın.” Medyaya Saldırı Haftası! eçen hafta medyaya saldırı haftasıydı desek eksik söylemiş oluruz. Yalnız saldırı değil, halkın haber alma hakkının Cizre ablukasıyla engellendiği bir haftaydı aynı zamanda. Saldırılar çok yönlüydü. Gazete binalarını basmalar, taşlı sopalı hücumlar Hürriyet gazetesi ile Sabah, ATV binalarını hedef aldı. Hürriyet gazetesi iki kez basılmak istendi. Kapılar pencereler kırıldı. Hürriyet’e saldırıya en önde katılan ise bir AKP milletvekiliydi. Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş’un bu saldırıyı gösteri olarak nitelemesi, milletvekilinin gösterinin saldırı kısmına katılmadığını söyleyerek korumaya çalışması ise “şaka” olarak algılandı. Milletvekili Boynukalın’ın 12 Eylül’de yapılan AKP Kongresi’nde Divan üyeliğine seçilmesi de bir tür ödüllendirme olarak değerlendirildi. Zaten Cumhurbaşkanı’nın aynı günlerde G gazeteleri özellikle de Hürriyet ve Cumhuriyet gazetelerini hedef alması da gidişi, gelişmelerin genel çerçevesini anlatmaya yetiyordu. Meslek örgütleri baskıları kınadılar. Bir diğer önemli gelişme ise Cizre olaylarıyla ilgili olarak yaşandı. Cizre’de uygulanan sokağa çıkma yasağı ne yazık ki gazetecileri de kapsadı. Orada neler olup bittiğini nesnel, tarafsız bir şekilde aktarma görevi, sorumluluğu taşıyan gazeteciler de kente giremediler. Sokağa çıkma yasağı kalktıktan sonra kenti dolaşan gazeteciler ise yalnızca olayları yaşayanların tanıklığıyla ya da resmi makamların söyledikleriyle yetinmek durumunda kaldılar. Olayları yerinde ve zamanında izleyemediler. Gerçekleri öğrenmenin önüne konan bu türden engelleri 12 Eylül askeri darbe döneminde görmüş yaşamıştık. Halk, nerede, ne olup bitiyorsa onları öğrenme hakkına sahip olmalıdır. Gazeteciler de halkın bu hakkını kullanabilmesinin görevlileridir. Gazetelere medyaya yönelik saldırının bir diğer ayağını ise artık ölçünün iyice kaçırıldığı tekzipler oluşturuyor. Sulh ceza hâkimleri önlerine gelen erişimin engellenmesi ya da tekzip taleplerini araştırmadan, soruşturmadan, itirazları dinlemeden kabul ediyorlar. Bir üst mahkemeye itiraz ise yine bir başka Sulh ceza hâkiminin önüne gidiyor ve itiraz yine geri çevriliyor. Hâkimlerin itirazlara verdikleri yanıtlar da zaten itirazların içeriğinin dikkate alınmadığını gösteriyor. Gazeteler hâkim kararı ile gelen tekzipleri yayımlamak zorundalar; çünkü aksi halde ağır para cezaları ödemek durumunda kalıyorlar. Doğruluğundan emin oldukları haberde ısrar etmeleri de aynı sonuçla karşılaşıyor. Cumhuriyet gazetesi avukatları tekzip hakkının kötüye kullanımı konusunda Anayasa Mahkemesi’ne başvurmaktan başka bir yol kalmadığını vurguladılar. Bu baskılara yeni bir örnek de Cumhuriyet’in internet sitesinin telefon şirketleri tarafından engellenmesi oldu. Çok sayıda okurumuz siteye giremediklerini bize ilettiler. Gazete yönetimi ve teknik servisler engellemenin telefon şirketlerinden kaynaklandığını, yasadışı bir durumun söz konusu olduğunu saptadılar. Okurların desteği ile bu yasadışı engelemelerin üstesinden gelineceğini duyurdular. Kısacası, medya açısından iyi bir hafta değildi geçen hafta. Yine de medyanın baskı altında da olsa görevini yapmayı sürdüreceğini, zor zamanlarda görevine daha sıkı sarılacağını, halkın haber alma hakkını her koşulda savunacağını herkes bilmeli. Nerede bir yolsuzluk, hukuksuzluk, yasadışılık varsa basın orada olacaktır. Barışı, demokrasiyi insan haklarını, yaşam hakkını savunmak, nefret söylemine karşı dimdik durmak basının bir an bile vazgeçemeyeceği görevidir. Uyarılar neden dikkate alınmıyor? azetemiz Cumhuriyet, laik Cumhuriyeti, Atatürk ilke ve devrimlerini savunduğu, bu inancı yitirmeyenlerle 91 yıldır hayatta... Özellikle yaşlı kuşak. Geniş halk kitlelerine göre atılım yapılarak, gazetenin mizanpajı genç kuşaklara da hitap eder hale getirildi. Ama yazı karakterleri küçüldükçe küçüldü. En küçük yazı karakterleri ile yayın yapılıyor. Tabii yer kısıtlı, yazılar uzun. Yazarlar ünlü. Uzun yazınca daha bir akıllı ve bilgili oluyorlar herhalde. Genel Yayın Yönetimi yazılara kıstas koymuştu. Uyan pek yok, hatırlatan da yok. Yazı karakterleri hakkında daha önce de yazdım, yayımlanmaya uygun bulunmadı. Bir başka okur aynı konuya değindi. Kimseler dikkate almadı. Demek biz yaşlı okurlar gözden çıkarıldı. Ben okumayı Cumhuriyet’i heceleyerek öğrendim. Yaşım 78. Demek çıktığı günden itibaren Tamer Ailesi’nin evine girmiş Cumhuriyet. Yeni kuşak uzun yazıyı okumuyor, Cumhuriyet’i ağır buluyor. Havai heves. Asparagas yazılar onun için rağbette. Ağır olanı biz yaşlı kuşak taşıdık bugünlere. Bizleri dışlarsanız sonucun ne olacağını takdir edersiniz. Saygılar... Turgut İnan Tamer G kurumuz Muharrem Görkem bu konudaki değerlendirmesini “Ev almak isteyenler dikkat: acele edin” başlıklı haberle ilgili olarak şöyle dile getirdi: “Konut/inşaat sektöründe ‘satıcı’ konumdaki bir firmanın görüşlerinin ne gibi bir HABER değeri olabilir? Sektörde taraf bir firmanın görüşlerinin manipülatif olabileceği ihtimalini göz önüne almayan bir tarzda sunmamış mısınız haberi? Siz bir satıcının alıcılara ‘acele etmeyin bekleyin dediği/diyeceği’ bir sektör biliyor musunuz? Doların yükselip devalüasyonun tırmandığı bir dönemde elinizdeki doları bozdurun mahiyetindeki bir mesaj ile neyi hedefliyorsunuz? Holding medyasından alışık olduğumuz bu tarz haberleri Cumhuriyet’e yakıştıramıyorum. Belki reklam veriyor size ilgili firma. Öyle bile olsa, hiç olmazsa haberi sunum tarzınızı daha etik bir şekilde yapabilirdiniz. Yozlaşma her yere, her kuruma sirayet mi edecek bu ülkede? Selamlar, iyi çalışmalar.” Sektörlerle ilgili gelişmeleri, Ekonomide yönlendirici haber doğru mu? O KISA... KISA eğilimleri okura duyurmak kuşkusuz basının görevleri arasındadır. Ama gazeteciler örneğin, döviz iniş çıkışlarını haber yaparken bir borsa spekülatörü gibi davranamazlar. Söz konusu haberde gayrimenkul sektörü ile ilgili bu türden bir “yönlendirmeden” söz edilebilir. Sektörde söz sahibi olduğu varsayılan birden fazla şirkete sorular sorulmuş ve genellikle de dövizdeki tırmanışın riskleri anlatılırken gayrimenkule yönelinmesi salık verilmiş. Daha doğru tutum öteki sektörlerin dövizdeki hareketlilikle ilgili görüşlerini de aktarmak olurdu. Gazeteler dövizdeki hareketleri ekonominin dili ve verileri ile, bilimsel açıklamalarla farklı yaklaşımları da dikkate alarak anlatmak durumundalar. Kuşkusuz özen gösterilmesi gereken bir alandan söz ediyoruz. Haberle reklamın iç içe geçmesi ise hiçbir zaman onaylayamayacağımız bir durumdur. Bu arada Cumhuriyet Yayın İlkelerini arkadaşlarımıza bir kere daha hatırlatıyorum. 1/4 ve 1/7. maddeler açık ve kesindir. Bu maddelerin dikkatle okunmasında, özellikle bölüm şeflerinin uymaya özen göstermesinde büyük yarar var. Kerberos Sedat Yaşayan Bey’in hazırladığı bulmacada Grek mitolojisinde geçen “Kerberos” sözcüğü “Karbaros” olarak yazılmış. Yanlıştır. Saygılarımla. Levent Ergenç Çok beğendiğim bu köşeye ilişkin bu ikinci notum. Birincisi Boğaz’daki yalıların emlak vergisiyle ilgiliydi. Bu kez de 11 Eylül “Ekonomi ...” yazısıyla ilgilidir. Biz yıllar önce İzmir Fuarı Lunaparkı’ndakine “montaynrüs” derdik, Fransızca “montagne russeRus dağları”nın Türkçe söylenişinden. Tabii günümüzde özenti İngilizce üzerinden ama yazıdaki kusurlu. Özgün yazılış “rollercoAster”, “... coEster” yazılmış. Belki de “rolırkostır” diye Türkçeleştirmek daha iyi. Kolay gelsin, sevgiler... Ömür Akyüz ‘Rolırkostır’ Daha fazla bulmaca Gazetemiz Cumhuriyet’i zevkle okumaktayız; ancak bizim yaşımızdaki insanların daha çok ihtiyacı olan beyin jimnastiği için bulmaca çözmemiz gerekiyor. Gazetemizin bulmaca bölümü yok denilecek kadar az olduğundan, ilaveten sadece bulmacası için başka bir gazete daha almak durumunda kalıyoruz. Bu da biz emekliler için ayrı bir külfet oluyor. Bu nedenle gazetemizde en azından yarım sayfa bulmacaya yer verirseniz seviniriz. Saygılarımla... Yusuf Çilek Nâzım’a ait değil 4 Eylül Cuma günkü Cumhuriyet’te Meriç Hanım’ın yazısının sonunda Nâzım Hikmet’ten alıntılandığı ifade edilen “Şarka bakmaz garbı bilmez/Edepten yok payesi/ Bir kızarmaz yüz/ Bir yaşarmaz göz/tüm sermayesi” dizeleri Mehmet Akif Ersoy’a aittir. Kolaylıklar. Uğur Ergün Okur Temsilcisinin notu: Yanlış aktarım Emekli Tuğamiral Alaettin Sevim’e ait. Meriç Hanım da oradan aynen almış. Haklısınız, dizeler Mehmet Akif Ersoy’un. Eğrisu Yaylası’nda Yeşil Yol Projesi kapsamındaki yol çalışması nedeniyle arbede çıktı. Köylüler 1 Kasım’da sandığa gitmeyecek ize’de iki köy arasında 70 yıldan bu yana sınır anlaşmazlığının bulunduğu Eğrisu Yaylası’nda Yeşil Yol Projesi kapsamında yol çalışması sonrası çıkan, 1’i asker 4 kişinin yaralandığı olayla ilgili soruşturma başlatıldı. İfadeye vermeye çağrılan Çamlıhemşin’e bağlı Topluca Köyü sakinleri, kendilerine silah çekip, “Yaklaşmayın, vururum” uyarısında bulunduğunu iddia ettikleri Jandarma Yüzbaşı M.Ç’den şikâyetçi oldu. Öte yandan yayla sorununun çözülmemesine tepki gösteren 1200 seçmenli Topluca Köyü sakinleri, 1 Kasım seçimlerinde sandığa gitmeme kararı aldı. Köylüler, sayıları 4 bini bulan hemşehrilerinin de sandığa gitmeyeceğini duyurdu. l RİZE/DHA R Haziran’a sansür mü uygulanıyor? eçen günlerde İstanbul’da G sonra Ankara’da Haziran Haraketi’nin genel toplantıları yapıldı. Cumhuriyet haber değeri olmadığını düşündüğünden olacak sayfalarında yer vermedi. 12 Eylül’de İstanbul’da, Ankara’da, daha pek çok kent ve kasabada Haziran eylemleri vardı. Cumhuriyet yine görmemekte ısrar etti. 12 Eylül protestoları arasında Halkevleri’nin İstiklal Caddesi’ndeki eylemine sayfalarına yer veren gazete bu haberin yanı sıra Haziran eylemlerine de yer verebilirdi. Doğrusu Birleşik Haziran Hareketi’ne uygulanan bu ambargoyu anlamakta zorlanıyorum. Bir açıklaması var mı acaba? Okur Temsilcisine sordum o da konunun peşinde olduğunu, ısrarlı olacağını, bir anlam veremediğini söyledi. Peki, bir bilen var mı? Ekrem Yiğit C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle