01 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 7 Ağustos 2015 KULTUR M ‘Çocuklar için İnsan Hakları ve Sinema Projesi’ “Çocuklar için İnsan Hakları ve Sinema Projesi” Hatay’da Suriyeli mülteci çocuklarla bir araya geliyor. Proje kapsamında Hayata Destek Derneği katkılarıyla, derneğin Hatay Narlıca’daki Toplum Merkezi’nde orada yaşayan mülteci ve yerel çocuklara yönelik insan hakları ve sinema atölyeleri düzenlenecek. Projenin Hatay ayağında oyuncuyönetmen Derya Durmaz ve Amerikalı yönetmenakademisyen Theron Patterson eğitmenliğinde 1418 yaş arası çocuklarla atölye çalışmaları yapılacak. EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK 17 Slovak yazar ve şair Milan Richter’ın ‘Marilyn Monroe’nun Kısa ve Mutsuz Hayatı’ Mesut Şenol’un çevirisiyle Opus Yayınları’ndan çıktı arilyn Monroe tam 53 yıl önce 5 Ağustos 1962 ÖZNUR yılında intihar OĞRAŞ mı etti yoksa ölÇOLAK dürüldü mü? Efsanevi yıldızın hayatı ve ölümü hâlâ güncelliğini koruyor. Bu soruların cevabını bulmak, Marilyn Monroe’nun üstündeki sırları kaldırmak için 3 yıl boyunca titiz bir araştırma yapan Slovak yazar ve şair Milan Richter’ın “Marilyn Monroe’nun Kısa ve Mutsuz Hayatı” kitabının tanıtımı dün Cezayir Restoran’da yapıldı. Çevirisini Mesut Şenol’un üstlendiği kitap Opus Yayınları’ndan çıktı. Richter, 25 kitap ve çok sayıda gizliliği kaldırılmış Amerikan Hükümeti belgelerini inceledikten sonra oyunu yazmış. Sonuçta ortaya Amerikan hükümetinin en üst yöneticilerinin, FBI’nin ve mafyanın yollarının kesişmesine neden olan olaylar örgüsü, sürükleyici bir polisiye tiyatroya dönüşmüş. Richter, “Türk edebiyatının dev yazarı Yaşar Kemal’in Marilyn Monroe öldürüldü mü? rmeni tehcirini anlatan Türkiye’de çekilmiş ilk uzun metrajlı film olma özelliğini taşıyan Yitik Kuşlar’ın fragmanı 113 ülkede izlenildi. Sonbaharda gösterime girecek olan filmin yönetmen koltuğunda Aren Perdeci ve Ela Alyamaç oturuyor. Yitik Kuşlar 1915 olaylarında ailesini bir gecede kaybeden Bedo ve Meryem adlı iki kardeşin hikâyesini seyirciyle buluşturacak. Yapımcılığını Kara Kedi Film’in üstlendiği ve Kültür Bakanlığı Ermeni tehcirinin ‘Yitik Kuşları’na E Sinema Genel Müdürlüğü’nün katkılarıyla hazırlanan filmin senaryosu da Aren Perdeci ve Ela Alyamaç imzası taşıyor. Filmin başrolünde ise 520 çocuğun arasından seçilen Dila Uluca ve Heros Agopyan oynuyor. Beş senelik araştırmanın sonucunda bulunan fotoğraflardan örnek alınarak hazırlanan 1000 parçaya yakın kostümün yanı sıra film için Antep’te 100 çift ayakkabı ve 200 çift çarık yapıldı. Filmin tarih danışmanlığını Berlin’den Vahe Tachjian ve İstanbul ’dan Yetvart Tomasyan üstlendi. İki seneyi aşkın bir ön hazırlık sürecinden sonra 30 çekim gününde tamamlanan film, hikâyenin gereğinden dolayı kış ve yaz aylarında olmak üzere iki parça halinde çekildi. ALÂEDDİN ASNA’DAN ÖĞRENDİĞİM: Milan Richter Marilyn Monroe için yazdığı şiirden dizelerde kitapta yer alıyor. Norveç Akademisi ödül töreninde karşılaştım Yaşar Kemal ile... Usta yazar, Elia Kazan, Arthur Miller ve Marilyn Monroe’yla tanışmış ve Marilyn Monroe hakkında çok şey biliyordu” diyor. Richter, kitabı yazmaya Marilyn Monroe ile ilgili bir kitabı okuyunca karar vermiş. “Bu olayın önemli ve ilginç bir konu olduğunu farkettim. Dünya çapında ünlü seks sembolü ve en tepede bir yıldız olan kişinin aşağılayıcı bir şekilde ölmüş olması benim ilgimi çekti. Kendisi dünyada takdir edilen ve sevilen bir kadınken ve üstelik ABD Başkanı ile ilişkisi varken, onun yaşadığı akıl hastalığı ve 60’lı yılların başında Amerika’nın içinde bulunduğu koşullar ona bu trajik ölümü getirmiş. Adli tıp raporlarına göre olası bir intihar ama ölüm şekli ve ölümü çevresindeki ayrıntılar öldürülğüne işaret ediyor” diyor yazar. Richter’a göre üç seçenek var; John F. Kennedy’nin kardeşi başsavcı Robert Kennedy ve adamları, psikiyatrıya da Şikago mafyasının gönderdiği iki kişi... İletişim reklamcılık değildir... lâeddin Asna’yı dün sonsuzluğa yolcu ettik... Yaprak dökümü devam ediyor... Önceki gün gazetemizde onun yaşamını, Türkiye’de “Halkla ilişkiler” kavramını yerleştirmek için verdiği çabaları; ilk halkla ilişkiler şirketi A&B’yi Betül Mardin’le birlikte kurduklarını okudunuz. O bir eğitim neferiydi aynı zamanda. Verdiği derslerle, yazdığı kitaplarla bir eğitimciydi. Hiç öğrencisi olmadım ama uzun yıllar arkadaşı olma mutluluğunu yaşadım. Ondan en çok iletişimin, salt bir propaganda , bir reklamcılık aracı olmadığını öğrendim. Belki de diyorum Alâeddin bugünleri görmek istemediğinden, son zamanlarda yaşamıyormuş gibi yaptı! Bugün medya ve iletişim dünyasında yaşadığımız ne varsa onun yıllarca karşı durduğu şeylerdi... Havuz medyasının salt bir propaganda ve reklam aracına dönüşmesi... Sultanların hoşuna gitmeyen gazetecilerin ve gazetelerin “terör propagandası” yapmakla suçlanması... Resmi ilanları keserek gazeteleri cezalandırma çabaları... Dinmeyen baskılar, tehditler, sindirme, korkutma çabaları... Uygulanan yasaklar, sansür... Daha geçenlerde Milliyet’ten Kadri Gürsel , Erdoğan’la ilgili attığı bir twit yüzünden işinden kovuldu. Önceki A Böyle Basın Olur mu?. gün ise yılların gazetecisi Yalçın Doğan Hürriyet’ten çıkarıldı... Basındaki en değerli isimler, Padişah baskısından korkulduğu için yok ediliyor! Böyle bir basın olabilir mi? Alaeddin Asna 1999’da yazdığı bir yazıda seçim öncesi Halkla ilişkiler ajanslarına siyasilerden iş teklifleri yağdığını ve bazı “eyyamcılar bu tekliflere atlıyor elbet” dedikten sonra, niçin böyle tekliflere evet demediğini açıklıyordu: “Çünkü P.R. (Public Relations Halkla İlişkiler) iki ayda başarıya ulaşacak bir çalışma değildir. Bir kurumu, bir ürünü, bir politikacıyı iki ayda toplum desteğine kavuşturacak, ona kamuoyunda saygın bir yer sağlayacak yöntem henüz keşfedilmemiştir. Kaldı ki bir P.R.’cının başarısı, Kötü malın P.R’ı Olmaz Güney Pençesi’nin mutlu sonu Bu hafta İtalyan yapımı “Aç Kalpler”, boks filmi “SouthpawSon Şans”, çizgi roman uyarlaması “Fantastik Dörtlü”, korku filmi “Vahşet Gecesi”, Danimarka animasyonu “Kaptan Cingöz Macera Peşinde“ ve “Eski Sevgiliyi Unutmanın 10 Yolu” adlı yerli film gösterimde oksun şiddet dolu, vahşi, kanlı ve terli dünyası, sessiz dönemden beri sinemacıların yoğun ilgisini çekmiştir hep. Filmlere yansıyan en popüler spor bokstur kuşkusuz. Beyazperdedeki boks ve boksör hikayelerinde ya Jack Johnson (The Great White HopeMartin Ritt 1970), Jim Corbett (Gentleman JimRaoul Walsh 1942), Joe Louis (The Joe Louis StoryRobert Gordon 1953), Rocky Graziano (Somebody Up There Likes MeRobert Wise 1956), Muhammed Ali (The GreatestTom Gries 1977), Jake LaMotta (Raging BullMartin Scorsese 1980) Jack Dempsey, Rocky Marciano, vb. gibi ünlü boksörlerin dramatize edilmiş, çileli hayatları anlatılır ya da spordan çok işin iyice ticarete dökülmesiyle ringi çepeçevre saran, kimi şike numaralarıyla karışık kaçınılmaz yozlaşmalara değinilir genelde. Bazen M.Ali örneğindeki gibi kimi ünlü boksörler sinemaya geçip kendilerini bizzat canlandırırlar çevirdikleri filmlerde. Bazen 1970’lerde Sylvester Stallone‘u üne kavuşturan, 5 filmlik Rocky serisindeki Rocky Balboa gibi kurmaca şampiyonlar da çıkar, Clint Eastwood’un “Milli P.R.’ını yapacağı objeye önce kendisinin inanmasına, güvenmesine bağlıdır. Bu inanç olmadan yapılacak çalışma P.R. değil, o objenin varlığını duyurmak için yapılacak reklam olarak kalır. Bastırırsanız parayı; partinin amblemini, adayın resmini istediğiniz büyüklükte ve sıklıkta yayınlatırsınız medyada. Deterjan gibi, mobilya gibi, gazoz gibi. Halkla İlişkiler doğruyu söyleme mesleğidir. Kötü malın P.R.’ı olur mu? Ne yazık ki bugün mal kötü. Onun için iş reklamcılarla eyyamcılara kalıyor. Reklamcıları kötülemek için söylemiyorum tabii. “Objenin varlığını duyurmak” için reklamın tek araç olduğunu belirtmiştim. Reklamcılıkta her zaman “doğrucu Davut” olunmuyor. Kötü malın da reklamı oluyor. Yakında medyada göreceğimiz çarşaf çarşaf reklamlar bunun yeni kanıtları olacak. Ajanslarımızın ve medyamızın kasaları dolacak. İyi kazançlar. Kendini P.R.’cı diye yutturan eyyamcılara gelince.. Onlar da sebeplensinler canım.. Bu millet tefecilere, lotaryacılara az mı para kaptırdı? Aziz Nesin ne demişti? Toprağı bol olsun!” İşte böyle benim Doğrucu Davut, ileri görüşlü arkadaşım... Hoşçakal! B on Dollar Baby”sindeki gibi kadın boksörler bile arzı endam eder beyazperdede. Kısacası spor filmleri alanında başlıbaşına bir alt tür sayılacak kadar çok olan boks filmlerine dair bu girişi bugün “Son Şans” adıyla gösterime girecek “Southpaw” filmi için yaptık. Güzel, becerikli Maureen’in kocası ve 10 yaşındaki Leila‘nın babası olan kahramanımız güneyli boksör Billy‘nin (Jake Gyllenhaal), yıllaryılı boksun en görkemli vitrini olagelen New York’un ünlü Madison Square Garden’ındaki maçı nakavtla kazanarak dünya hafif siklet boks şampiyonu olmasıyla başlıyor “Son Şans”. Başarısında karısı Mo’nun büyük katkısı olan, yurtlarda, koru yucu ailelerin yanında yetim büyümüş, mutlu aile babası Billy’den artık ringleri zirvedeyken bırakmasını ister onun sakatlanacağından çok kaygılanan Mo, paragöz meneceri habire yeni maçlar ayarlamak isterken. Billy’nin boksa ara vereceğini de açıklayacağı, şampiyonluğunu kutlama partisinde Kolombiyalı hırslı boksör Escobar’ın tahrikiyle patlak veren kargaşada, Escobar’ın korumasının silahından çıkan serseri kurşunla vurulan Mo ölünce ansızın tüm hayatı kararan, acısından intihara meyleden, içip içip zırlayan ve beylik deyişle tam dibe vuran Billy, yıllardır yumruklarıyla kanıyla canıyla bütün kazandıklarını bir bir kaybetmeye başlar. Kızının velayeti elinden alınır, evine haciz gelir. Derken ‘Büyük Keş Billy’ yeni den kızına kavuşabilmek için, genç yetenekler yetiştiren, idealist boksör emeklisi, sert ama altın kalpli koç Tick’in (Forest Whitaker) salonunda çalışmaya başlar yeniden başarmaya azmederek ve Las Vegas’daki intikam maçında favori Escobar’ı 12. raundda devirip Tick’e hediye edeceği şampiyonluk kemerini tekrar kazanır mutlu son’da. 15 yıl önceki “İlk Gün”le çıkış yapıp “Brooklyn Azizleri”, “Kod Adı: Olympus”, “Adalet”, vb. gibi erkekler âleminde geçen, bol aksiyonlu, tempolu macera filmleriyle adı özdeşleşen, 1966 doğumlu, kara derili Amerikalı yönetmen Antoine Fuqua’nın, ‘Sons of Anarchy’ adlı TV dizisinin yaratıcısı Kurt Sutter’in türün klişelerini ve ka İlk görüşte aşk hikâyesi... aftanın asıl görülesi filmi, İngilizce çekilmiş İtalyan yapımı “Hungry HeartsAç Kalpler” bizce. Yönetmen Saverio Costanzo’nun Marco Franzoso’nun romanından sinemaya uyarladığı film tesadüfen New York’ta tanışan JudeMi H na çiftinin ilişkisini anlatıyor, romantik komediyle korku arasında gidip gelerek.Hamile kalıp doğuran Mina modern tıptan çok alternatif yöntemlere eğilimliyken özellikle bebek bakımında Mina’yla ters düşer Jude.Geçen yılki Venedik film festivalinde JudeMina rolleriyle Adam Driver’a en iyi erkek, Alba Rohrwacher’e de en iyi kadın oyuncu ödüllerini kazandıran “Aç Kalpler”, sinemaseverlerce kaçırılmayacak nitelikte, farklı bir ilk görüşte aşk hikayesi çeşitlemesi. rakterlerini yineleyen, beylik senaryosundan çektiği, erkek saldırganlığıyla aşırı şiddet gösterisi arasında salınan bu yeni filmi, konusundan çok yakın plan ağırlıklı, hızlı, seri anlatımıyla, seyircisini ele geçiren, duygusal dozu yüksek tutulmuş, 2 saatlik, ağdalı bir melodram. En son geçen yılki “Nightcrawler”da sadece işini düşünen, hırslı, atak bir gece muhabiri rolünde seyrettiğimiz, kuşağının en yeteneklilerinden, metot aktörlüğü benimsemiş Jack Gyllenhaal’in epeyce vücut yaparak bu kez vurduğunu deviren, kalıplı bir boksöre dönüştüğü “Son Şans”da, hikâyenin yarısında devreye giren yılların Forest Whitaker’ı da Billy’ye destek veren eski boksöryeni koç rolünde oldukça göz dolduruyor. Ringdeki şiddetivahşeti olanca gerçekçiliğiyle veren, ter ve kanların saçıldığı, çok sert dövüş sahnelerinde kameraman Mauro Fiore’nin birinci sınıf görüntüleri ve yakın plan kanlıterli yüz çekimleriyle akılda kalan ama türün klişelerini yinelenmesiyle sıradanlığı pek aşamayan bu postmodern boks melodramı, bildik hikâyesiyle değilse de gerçekçi görselliğiyle yer yer etkileyici olabiliyor sonuçta. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle