28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 25 Ağustos 2015 EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: ÇAĞLA SEVİNDİK Rabia Teyze valiyi horona çağırdı YEŞİL YOL PROTESTO SU YAYLANIN : HÜKÜMETİ BİZİZ ÖMER ŞAN haber 7 Gerçekten seçimler yapılacak mı? ğer bugünkü koşullar değişmezse, ülkenin gündemindeki 3 ana konu ağırlaşarak sürecek: a) PKK ile çatışma, ülke çapında feryatlar... Kandil tek taraflı ateşkes yapmayız, ancak hükümetle masaya oturabiliriz diyor. PKK/ KCK, kalkıştığı hamlede, ülkenin canını acıtıyor ama kurduğu hâkimiyet alanlarından yitiriyor. Görünen o ki, Kürt bölgelerindeki “paralel devlet yapısı” öğeleri, bu süreç içinde epey dağıtılacak. PKK/ KCK’nin ABD ile ilişkilerinde, Türkiye’ye karşı tercih edilebileceklerini düşündüklerini sanmıyorum. Ama silaha sarılmalarının RTE’ye yeni oyun alanları açtığı kesin. b) Ekonomi aşağı doğru, yoksullaşma dönemi: Seçime kadar bu inişi durduracak veya kayıpları yukarıya doğru telafi edecek hiçbir gelişme beklememeli. Ancak yüksek faizlerle risk sever sıcak parayı çekebilirler. Bu durumda faiz lobisi bizzat iktidar ve Kaçak Saray’ın kendisi oluyor. Türkiye büyük bedeller ödemeye başladığı eğik düzlemde aşağı kayıyor. Nerede durur bilinmez. Bu süreç iki ay içinde ne kadar daha etkili olur? eşil Yol projesi kapsamında Rize’nin Çamlıhemşin ilçesi Samistal yaylasında çalışmalara geçen perşembe günü yeniden başlanması Rize’de çevreciler ve yöre halkı tarafından Rize Valiliği önünde protesto edildi. “Bak işte yaklaşıyor fırtına” pankartıyla tulum eşliğinde valilik önünde yapılan eyleme “Devlet kimdir? Halkım ben halk. Devlet benim sayemde devlettir” sözleriyle direnişin simgesi olan Rabia Teyze de destek verdi. Rabia Teyze “Yaylamızın sahibi biziz. Askeri, komutanı, hâkimi, hükümeti biziz. Vali bizim sayemizde buradadır. Biz ayağına kadar geldik. O da çıksın bizimle horon oynasın” dedi. Rize Valisi Ersin Yazıcı’nın ise mem Yaylanın koruyucularından Rabia Teyze, sivil toplum kuruluşlarıyla valilik önünde halay çekti. leketi Sakarya’da yıllık iznini kullandığı belirtildi. mayı yaylamızdan çeksin. O iş deden barışçıl insanlarken; üze de var olabilir. Bizim vergilerimakinelerini yaylamızdan inrimize sabaha karşı saat 3 bumizle maaşlarınız ödeniyor. Ve Sayın Vali... dirsin. Jandarma oraya geldi çukta savaşmaya hazır bir böyine bizim vergilerimizle janFırtına İnisiyatifi adına açıkhepsi bizim evlatlarımızdır. Biz lük asker gönderildi. Dağı taşı darmayı, polisi dağa gönderilamayı okuyan Heva Reyhan, asker, çevik kuvvet polisi saryorsunuz. Hukuk arayanlara or onlara zarar vermeyiz ve zarar “Adına yeşil yol denen bu yolu görmek de istemeyiz. Gelsin dı. Bize, ‘devletin kararlılığını du gönderilmez, silah gösterilve bunun peşinden gelecek yagöstermek için buradayız’ dedi mez Sayın Vali! Sizin hukuksuz Vali bizimle konuşsun. Biz köpılaşmayı, madenciliği ve ranti ler. Biz de kendilerine aynı yatü insanlar değiliz. Biz olmasaydavranışlarınızı, mücadelemizye turizmini reddediyoruz. Dev nıtı verdik: ‘Biz de Samistal’ı, dık Rize Valisi burada olamazle hukuka çekiyoruz Sayın Valetin korumakla yükümlü oldu Kavron’u ve Kaçkarları koruma li” diye konuştu. dı. Biz ayağına kadar geldik. O ğu yerleri tahrip etmesine, satıp ya kararlıyız. Sayın Vali’ye sesda çıksın bizimle horon oynaBizim evladımız savmasına karşın vadiyi halk sın. Korkmasın bizden biz köleniyoruz; devlet biziz, halktır olarak biz koruyoruz. Biz dağda Sayın Vali. Toplum varsa, biz tü insanlar değiliz” diye konuş“Havva Ana” lakaplı Özcan, 45 gün nöbet tutan, şiddeti red varsak devlet de bizim sayemiz “Validen rica ediyoruz jandartu. l RİZE Y E konusu... HHH Şimdi gelelim, bu koşullar AKP’ye seçim kazandırır mı ve seçim gerçekten yapılır mı sorusuna... Eğer bugünkü siyaset böyle giderse, çok zor. Tek başına iktidar çoğunluğu Kaf Dağı’nın ardında gözüküyor. Peki, sandıktan durumu değiştirici sonuç çıkmazsa, neden bu erken seçim dayatması? Bu önemli bir soru. AKP’lilerin verdiği en sıradan ve doğal yanıt, “aklımız kalmasın bir kez deneyelim, ya çıkarsa...” Ama biliyoruz ki, AKP her zaman sandık mühendisliği yapar. Her seçimde planları olmuştur. Bugün yaşadıklarımızdan daha büyük ve AKP’ye oy kaydıracak olaylar beklemeli miyiz? Her şey olabilir hiçbir şey de olmayabilir. Sadece aklımızda bulunsun. Zaten anayasaya, parlamenter sisteme, kendi hükümetine bir RTE darbesi yaşanıyor. Ülkeyi daha büyük kaosa sürükleyecek bir durum, RTE’yi de bitiren sonuç üretebilir. Sandıklarda hile de zor, Oy ve Ötesi ve tüm partilerin geçen seçimlerdeki gibi örgütleniş biçimi, iktidarın planlarını boşa çıkartır. Sandık hilesi, bir kaostur. Peki, seçimlerin yapılmama olasılığı yok mu? Düşünmeye devam. Yeni kuşak “hücresel iletişim ihalesi” yapılıyor... Yine uzmanıma sordum. “Liberal devlet”ten “faraş devlet politikasına geçiş” dedi: “Al, neye istersen ona kullan mantığı ile bir ihale. Haberlerde, ‘800, 900, 1800, 2100 ve 2600’ MHz bandında 20 ayrı frekans paketinin asgari değer toplamı yaklaşık 2.3 milyar Avro olacak deniyor. Bu şekilde devletin ‘düzenleyici’ etkisi çok zayıflamış oluyor. Tüm devletler, bu frekansları gıdım gıdım, belli amaçlara yönelik ihale eder. Bizimkiler bol kepçe, bugünden, gelecekte belirlenecek teknolojilerin zeminini satıyor. Bir olasılık, Maliye paraya fena halde ihtiyaç duyuyor, bu frekansları ‘kapatacak’ şirketler bu frekansları çok amaçlı olarak elde bulundurmaktan para kazanacak.” Kırklareli’de ormanlık alanda açılan taşocağına karşı 8 yıldır verilen hukuk savaşını köylüler kazandı ama dağın tepesi resmen tıraşlandı ırklareli’nin Vize Pazarlı Köyü’nde Özarslan İnşaat tarafından ormanlık alanda açılan taşocağına karşı mahalle muhtarları 2007 yılında dava açtı. Mahkeme şirket lehine karar verdi. Muhtarlar bu kararı Danıştay’a taşıdı. Danıştay muhtarları 2015 yılınHAZAL da haklı buldu. DaOCAK nıştay “ÇED gerekli değildir” kararı alınmasının hukuka uygun olmadığını, bölgede incelemelerin yapılması gerektiğini belirterek mahkeme kararını iptal etti. 2007 yılında başlayan taşocağı faaliyetleri 8 yılda gözle görülür bir doğa tahribatına neden oldu. Ve tahribat hâlâ sürüyor. Kırklareli, Vize İlçesi, Pazarlı Köyü’nde eski mahalle muhtarı Fikret Uz, Ziraat Odası Başkanlığı ile civardaki köy ve mahalle muhtarları bir araya gele Hukukun gözü önünde bu hale geldi I KAT TAŞOCAĞ LİAMI K c) Düşman kamplaşmaya devam: RTE, ötekileştirerek kendi oy cephesini koruma eğiliminde. Her zamanki gibi. Ve yine hedefinde MHP ve seçmeni! Bu kez, PKK’ye vurarak seçmeni geri kazanma peşinde. Bunu başarır mı, bilmiyorum, farklı öngörüler var. “TürkKürt” kamplaşması da yine şiddetle devreye girdi. PKK/KCK, eskisi gibi yine ayrıştırıcı rolde; Kürtleri “Kürt kampı”nda toplama politikası yürürlükte. Yazdığım gibi, “Kürt safları” sıkılaşıyor, AKP’den buraya akışlar belirgin. Bu kampta CHP’nin gözü ve sözü olamaz. Ama TürkKürt bloklarının karşı karşıya oluşması ülke için zerre iyi değil. AKP çevresindeki seçmen blokunun erimesiazalmasının (önce yüzde 35 sonra 30’a doğru) koşulları ayrı bir yazı AKP sandık mühendisliği yapar Bol kepçe 4,5 5 G Soma’nın özeti: Bilmiyordum rek 2007 yılında 10 yıl süreyle işletme ruhsatı alınan kalker (mıcır) ocağının ‘doğayı katledeceği’ gerekçesiyle iptali için dava açtı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı aleyhine açılan davada mahkeme şirket lehine karar verdi. Bu sırada Kerem İnşaat kalker ocağını Özarslan İnşaat’a devretti ve Özarslan İnşaat yeni ruhsat aldı. nıştay 8. Dairesi geçen günlerde verdiği kararda bilirkişi tarafından hazırlanan rapora dikkat çekerek faaliyet alanının yeraltı suları beslenme alanında kaldığını ve yeraltı sularını kirletecek türde yapılaşmalardan kaçınılması gerektiğini belirtti. Kararda kalker ocağı ve kırma eleme tesisi için “ÇED gerekli değildir” kararınının bilimsel değer taşımadığına vurgu yapıldı. “ÇED gerekli değildir” kararıyla alınan işletme izninin hukuka uygun bulmayan Danıştay taşocağına izin veren mahkeme kararını kaldırdı. İzin verilmemeli Konuyla ilgili gazetemize konuşan Doğal Yaşamı Koruma Vakfı Temsilcisi Göksal Çidem şöyle konuştu: “Danıştay yerel mahkemenin kararını bozarak, tahribata ‘dur’ diyor. Dava sürecinde birçok ruhsat verilmiş ve faaliyet başlamış olsa bile, bu karardan sonra yeraltı su besleme alanları üzerinde madencilik faaliyetine izin verilmemeli, verilmiş olanların da yarattığı tahribat bir an önce durdurulmalıdır.” l İSTANBUL OĞUZ YILDIZ Yeraltı suları Muhtarlar ve davaya müdahil olan Vize Belediye Başkanlığı kararı Danıştay’a taşıdı. Da Sarıyer’deki Rum Mezarlığı’na kurulan baz istasyonunu mahalleli şikâyet etti. Şirket avukatının savunması: ‘Baz’ dibine sinyal vermez’ yonun halk sağlığı açısından bir zararı olmadığını belirtti. arıyer Reşitpaşa’daki BoBaz istasyonunu yapan firma yacıköy Ortadoks Rum yetkilisi Aşkın Kurnaz ise “Baz isMezarlığı’na geçen nisan ayında tasyonlarının arkasında da mabaz istasyonu kurulması bölgede halle var ve istasyonların arkabüyük tartışma yarattı. Kiralama ya doğru zarar vermesi teknolojik nın ardından Reşitpaşa mahallesi olarak mümkün değil” savunmasakinleri baz istasyonunun halk sı yapıyor. Türkiye’de günlük yasağlığına zararlı olduğu gerekçeyımlanan Apoyevmatini Gazetesiyle kaymakamlığa şikâyette bu si sahibi Mihail Vasiliadis ise böllundu. Kaymakamlık şikâyeti de gede yaşanan tartışmayı “Eğer yağerlendirmeye alırken, vakıf avu pılan iş kanunsuzsa hemen sökatlarından Müge Kaya “Baz istas külmeli. Ancak kanuna uygunsa yonunun güvenlik sertifikası bu ve olay sadece mahallelinin fobilunmaktadır” diye konuştu, istas si nedeniyle doğuyorsa basit bir UMUR YEDİKARDEŞ madencinin yaşamını yitirdiği Soma iş cinayetiyle ilgili Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın dünkü duruşmasında, tutuksuz sanıkların da çapraz sorgusuna başlandı. Duruşmanın geçen haftaki bölümünde 8 tutuklu sanıktan 4’ü, olası kaza anında uygulanması gereken acil eylem planından haberlerinin olmadığını söylemişti. Dün sorgularına başlanan tutuksuz sanıkların da benzer söylemi kullanması dikkat çekti. Tutuksuz sanıklardan emniyet vardiya mühendisi Yalçın Erdoğan, kendisine yöneltilen sorular üzerine, iş güvenliği belgesi bulunmadığını, göreviyle ilgili ocaktaki amirlerinden “uyum” eğitimi aldığını söyledi. Kazanın meyda 301 na geldiği Eynez ocağında yerüstü emniyet mühendisi olarak çalışmayı sürdürdüğünü bildiren Erdoğan, acil durum eylem planındaki görevinden haberdar olmadığını vurguladı. Erdoğan, “Olay günü kurtarma çalışmaları için girdiğim ocakta, ekipmanımda olması gereken zehirli gazları tutan madde bulunmuyordu. Bunun için çıkmak zorunda kaldım. Tahlisiye ekibi veya tüm işçilerin katılımıyla tatbikat hiç düzenlenmedi. Ayrıca görev yetki çerçevemin yer aldığı herhangi bir belgeye de, imza atmadım” dedi. Öte yandan dava dosyasındaki acil eylem planında isminin bulunduğunu bilmediğini söyleyen Erdoğan’ın, belgeye göre acil durum sorumlusu olduğu görüldü. Ayrıca benzer görevleri de üstlendiği dikkat çekti. l AKHİSAR S çözüm uygulanabilir: Sayın muhtarın sorumluluğunda, mahalleli vakfa baz istasyonundan elde edilen geliri sağlar ve olay biter” sözleriyle değerlendirdi. Vasiliadis, Türkiye’de yaşayan Rum cemaatinin durumuna ilişkin olarak da “Bazı kişiler mahalledeki yasal ruhsata sahip bir kebapçıdan koku nedeniyle rahatsız olsaydı, kebapçının kapatılmasını talep edebilir miydi? Bir de söz konusu mezarlık saldırıya uğradığında mahallelinin tepkisini hatırlayan var mı?” sorularını sordu. l İSTANBUL C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle