21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 23 Ağustos 2015 haber EDİTÖR: AYŞEGÜL ÖZBEK 8 ‘Bugün de yol gösteriyor’ ğur Mumcu’nun okurları ve dostları, 73. doğum gününde gömütü başında toplandı. Evinin önünde aracına yerleştirilen bomba ile 22 yıl önce katledilen gazetemiz yazarı Mumcu’nun mezarı kırmızı karanfillerle süslendi ve “barışçıl kalemi” anımsatıldı. Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı Yayın Yönet Mumcu DOĞUM GÜNÜNDE mezarı başında anıldı U Staja gitti hayatı karardı ALİ ÇELİKKAN Uğur Mumcu Tüleylioğlu Mumcu’nun mezarı başında konuştu. meni Orhan Tüleylioğlu, doğru bildiğini her yerde her zaman söyleyen Mumcu için “Aramızdan zorla alınmasına rağmen, eğilmeyen bükülmeyen kalemi ile bize yol göstermeye ve uyarmaya bugün de devam ediyor” dedi. Mumcu’nun “Silahların sustuğu, düşüncelerin kır çiçekleri gibi açtığı günleri göreceklere ne mutlu!” söz lerini anımsatan Tüleylioğlu, onun her zaman topluma umudu aşıladığını söyledi. Tüleylioğlu, Mumcu için “Öfkeyi, kini, nefreti, öç alma duygularını körükleyerek değil; beraberliği, birlikteliği, bütünlüğü, dayanışmayı, inanç ve düşünce özgürlüğünü yeşerterek yürüdü” ifadelerini kullandı. l ANKARA / Cumhuriyet Dünyayı zapt etsen kendini zapt edemeyeceksin! nsan bazı anlar olur, çok iyi tanıdığı bir kişiye bile sormadan edemez: Kimsin sen? Öyle anlar gelir ki, bu sorunun yanıtını beklemeden, art arda sormak ister... Böyle bir dönemdeyiz... Kimsin sen? Bir sömürge valisi olsan; ülkeyi bu kadar germek olmaz dersin, yazık olur dersin... Zira sömürge valisinin de yerine göre bir dengesi vardır. Halkı karşısına almak istemez. Hele toplumun belli bir kesimini düşman belleyip yandaşlarını onların üzerine salmanın sürdürülemez bir şey olduğunu düşünür. Üstelik en sakin anda bile bir kıvılcımın kendisi aleyhine bir kampanyaya döneceğini bilir, ona göre hareket eder. Demek ki değilsin... İçimizden biri gibi görünüp başka bir ülkenin çıkarları uğruna hüküm sürüyor olsan; bunun anlaşılmaması için bin dereden su getirirsin. Tarihte olduğu gibi hizmet ettiğin ülkeyle görüntüde düşman gibi olursun, ama perde gerisinden onların istediği her şeyi verirsin. Hatta başka düşmanlar yaratır hedef saptırırsın... Bu da değilsin... HHH Gözünü iktidar hırsı bürümüş bir politikacı olsan; ülkenin bütün makamlarını ele geçirdikten sonra bir durursun. Bundan sonra yeni güçler elde etmek için değil, eldeki gücü korumak için mücadele etmeli, diye düşünürsün. Bunun yerine tam tersini yapıyorsun; kendi iktidarına karşı da mücadeleye girişiyorsun. Yıllarca milli irade, milli irade diye tutturdun, şimdi de milli iradeyi yok sayarak ayakta kalmak istiyorsun. Bu, politikacı hırsıyla ifade edilecek bir hal değil... Ülkenin bütün değerlerini yıkmaya yemin etmiş bir başka davanın adamı olsan; hangi davanın adamı olduğun belli olur. O zaman sana en çok karşı çıkanlar bile, helal olsun der, kendi bildiği davanın yolunda gözünü kırpmadan ilerliyor. On yıl önce dava yoldaşlarım dediklerinle bugün kanlı bıçaklısın. Tamam ortada yıkılmadık değer bırakmadın ama yerine ne koyacağın da belli değil... Bu gidişle anayasanın adını bile “banayasa” diye değiştireceksin. Çünkü ne zaman ne istediğin belli değil. O günkü keyfine göre anayasa oluşacak... Demek ki bir davan da yok... HHH O halde kimsin? İktidarı zengin olma aracı olarak gören bir kişi olsan; hazineye göz dikersin, mala mülke göz dikersin, bir yerde sınırı olur. Tamam bu tür hırslarda sınır aramak da olmaz, ama belli bir noktadan sonra mal mülk edinmekten de bıkarsın. Ama... Memleketin satılan her değerinden pay almak... Yapılan her ihalenin içine kendi adamlarını sokmak... Devletin yardım kuruluşlarının yanına, devlet hazinesini kullanıp kendi sülalene ait yardım kuruluşları oluşturmak... Bunlar neyle tarif edilebilir? Osmanlı’da Lale devri vardı, sende sülale devri! Demek ki salt zenginlik hırsıyla da tarif etmek zor... Diktatörlüğe heveslenip kendi devletini kurmaya girişsen, bunun bile bir kanunu, bir kuralı olur. Herkes bilir ki, bu dönem şu kanunlar geçerli olacak. Diktatörler uymaları gereken bir kural olduğunu halka inandırır ki, iktidarlarını sürdürebilsin... Diktatörler yönetime el koyar, sana bu yetmiyor, seçime de el koyuyorsun. Bu tarif de oturmuyor... Padişahlığa heveslensen; ne olursa olsun halka rağmen bir şey yapamayacağını bilirsin. Değme kudretli padişahlar vardır ki, kendisini en güçlü hissettiği anda o dönemin kuralları içinde tahtını kaybetmiştir. Bu da değilse kimsin? Yoksa hepsi misin? Bu gidişle dünyayı zapt etsen de kendini zapt edemeyeceksin! İ Esrar ile ele geçirilen Türk gemisinin mürettebatı iki buçuk aydır İtalya’da hapiste. Mürettebatın arasında ilk uluslararası yolculuğunu yapan stajyer denizci Hakan da var talyan özel harekât polisi, 4 Haziran 2015 günü uluslararası sularda seyreden bir Türk gemisini devriye botları ve uçakla takip etti. Türk bandrolu Dalyan Denizcilik’e ait ‘Meryem’ isimli kuru yük gemisi Sicilya boğazında düzenlenen operasyonda kargosunda 12 ton esrar ile ele geçirildi. Piyasa değerinin 40 milyon avro olduğu düşünülen uyuşturucunun bulunduğu geminin 10 Türk mürettebatı, 75 gündür Palermo’da bir hapishanede. Mürettebatın arasında hayatında ilk kez gemi yoluculuğuna çıkmış, 22 yaşındaki stajyer denizci M. Hakan Sınmaz da bulunuyor. Mersin Üniversitesi Denizcilik Meslek Yüksekokulu’ndan yüksek onur belgesiyle mezun olan Sınmaz’ın ilk uluslararası yolculuğu, İtalyan polislerin gemiye el koymasıyla sonuçlandı. Aradan geçen 75 günde ailesi, Sınmaz’la telefonla bile görüşemedi. Sınmaz ailesi haberi televizyondan öğreniyor. Hakan’ın en küçük kardeşi, şirket sahibi armatörün telefonunu buluyor. Görüşmede armatör çok üzgün olduğunu, böyle bir olaydan haberi olmadığını, kendisinin de mağdur, kandırılmış, perişan olduğunu, yapabileceği hiçbir şey olmadığını söylüyor. Olaydan sonra da şirket sahiple İ ri hakkında savcılık tarafından hiçbir soruşturma açılmıyor. Aylardır oğlunun sesini duymayan Baba Mustafa Sınmaz, oğlu Palermo’da bir hapishanede beklerken, en parlak zamanlarının ondan haksız yere çalındığını düşünüyor. “Gireceği sınavı kaçırdı” diye isyan eden baba, devletin erişilmez bürokrasisinin umursamaz tepkilerini almaktan bitkin düşmüş durumda. Hakan, ailesini gemi yakalanmadan kısa süre önce Ereğli’de karaya çıktıklarında arıyor. Para alamadığını, gemide erzak problemi olduğunu ve artık orada çalışmak istemediğini söylüyor. İstanbul’a dönen Hakan’ı gemidekiler ikna edince stajının yanmasını istemeyince geri dönüyor. Hakan’ın gemicilik lisansı alabilmesi için açık deniz stajına ihtiyacı var. Dalyan Denizcilik, olaydan sonra ortadan kayboldu, kayıtlardan düştü. Şirketin Kabataş’taki adresinde artık başka bir firma var. İtalyan Sahil Güvenliği Komutanlığı’ndan alınan bilgiye göre şirketin sahibi başka bir suçtan yurtdışında hapiste. l İSTANBUL Ayrılmak istemiş Hakan ailesine yazdığı mektupta onların yüzünü karartacak hiçbir şey yapmadığını, bayramda ailesinin yanında olacağını söylüyor. Dalyan Denizcilik ise olaydan sonra ortadan kayboldu, kayıtlardan düştü. Şirketin Kabataş’taki adresinde artık başka bir firma var. ‘BAYRAMDA GELİYORUM’ İ Şirket kayıp Haberi TV’den aldılar talya’da mürettebata İtalyan bir avukat tutulmuş. Hakan’ın cezaevinden yazdığı ilk mektup, içinde bulunduğu durumun vehametinin farkında olmadığını gösteriyor. Kısa süre sonra oradan çıkacağını düşünen Hakan, bayramda ailesinin yanında olmayı arzuluyor. Üniversite sınavları yaklaşan ortanca kardeşi Furkan’ı soruyor. Bayram zamanı gelen ikinci mektup ise ailenin Hakan’dan aldığı son haber. Babaannesinin ölüm yıldönümü olan 8 Ağustos’ta orada olmak istediğini söylerken, ailesinin mutlaka babaannelerinin mezarını ziyaret etmeleri gerektiğini hatırlatıyor. ‘Sesimizi duyun’ Ailenin iletişime geçtiği avukatlar yapılabilecek bir şey olmadığını, İtalyan yetkililer dışında kimsenin bilgi sahibi olamayacağını ifade ediyor. Ailenin isteği İtalya’da yaşayan ya da İtalyan hukukunu bilen birilerinin onlara yardımcı olması. Soruşturma sürecinin nasıl ilerlediği, Hakan’ın neyle suçlandığını bilmeyen aile, desteğe muhtaç. Hakan’ın ortanca kardeşi Furkan, “Amacımız sesimizi Başbakanımıza, Dışişleri Bakanımıza duyurmak” diyor. Maaş aldığı şirketi denetledi A SOMA’D R L L A SKANDA İ ZİNCİR EMRE DÖKER oma’da 301 madencinin öldüğü katliamda skandallar bitmiyor. Soma Kömür İşletmeleri AŞ’ye ait facianın yaşandığı ocakta Hazırlık Başmühendisi Ertan Ersoy’un aynı zamanda devlet kurumu TKİ ve MİGEM adına, çalıştığı ocağı denetlediği ortaya çıktı. Madenin iş güvenlik uzmanının da “sertifikasının” olmadığı belirlendi. 8’i tutuklu 45 kişinin yargılandığı davanın önceki gün yapılan duruşmasında Soma Kömür İşletmeleri AŞ’ye ait ocakta üretimin ilk ayağı olan hazırlık bölümünün başında yer alan Ertan Ersoy’un, kamu adına, kendisinin ve maaşını aldığı şirketin hatalarını, eksikliklerini bulmaya çalışmakla görevlendirilmiş olduğu yine mahkemedeki ifadelerinde belirlendi. Görevinde bağımsız olması gereken Ertan Ersoy, teknik nezaretçiliğe, faciadan dolayı tutuklu bulunan İşletme Müdürü Akın Çelik’in getirdiğini de anlattı. Ocağın teknik nezaretçisi tutuklu sanık, Ertan Ersoy üzerine atıflı görevleri eksiksiz yerine getirdiğini ve madende gördüğü bütün aksaklıkları deftere işleyerek MİGEM’e ilettiğini söyledi. Bildirdiği aksaklıkların giderilip giderilmediğini denetlemenin kendi işi olmadığını kaydeden Ersoy, 15 günde bir madene girerek bütün madendeki aksaklıkları ve kendisine S iletilen şikâyetleri deftere işlediğini söyledi. Avukat Can Atalay ise Ertan Ersoy’un hazırlık birimi başmühendisi ve teknik nezaretçi olarak kendi projelerini denetlediğini belirterek, “Siz hem yapıyor hem de denetliyor musunuz? Katliamdan 15 gün önce revire yoğun zehirlenme şikâyetleriyle başvuran işçilerden haberiniz var mıydı” sorularını Ersoy yanıtsız bıraktı. 10 bin lira maaş için Soma AŞ’den tek bordro aldığını belirten Ersoy’a tepki gösteren Avukat İbrahim Arzuk, “Bu işletmede teknik nezaretçi kavramı kâğıt üzerindedir. Madende riskleri rapor etmesi gereken teknik nezaretçi yoktur. Bu kişi hem maden şirketinden hem de TKİ’den maaş almaktadır. Yani maaş aldığı yeri denetlemektedir” dedi. Pembe hayale kara zindan ‘F Oturması’ eylemlerinin 179. haftasında trans birey Esra’nın durumuna dikkat çekildi asta tutuklu ve hükümlülerin durumuna dikkat çekmek için her hafta insan hakları savunucuları tarafından gerçekleştirilen “F Oturması” eylemlerinin 179. haftasında Samsun E Tipi Hapishanesi’nde kalan trans birey Esra’nın (Salih Arıkan) durumuna dikkat çekildi. Eylemde Esra’nın hapishanede birçok kez tacize uğradığı ve intihar girişiminde bulunduğu belirtilerek, gönderdiği bir mektupta, “Benden bir daha mektup alamazsanız bilin ki canıma kıymışımdır” dediği kaydedildi. Esra’nın hapishanede birçok kez tacize uğradığı ve intihar girişiminde bulunduğu belirtildi. Sağlıklı denetim olamaz CHP Manisa Milletvekili Tur Yıldız Biçer de, Soma’da yargılananların 301 kez olası kasıtla adam öldürmek suçundan hüküm giymesi gerektiğini söyledi. Maden denetçisinin madenin maaşlı personeli olduğunun ortaya çıktığını, bu durumda denetçinin sağlıklı ve objektif denetleme yapmasının mümkün olmayacağını kaydeden Biçer, iş güvenliğinden sorumlu maden teknikeri Mehmet Ali Günay Çelik’in ise iş güvenlik sertifikasının olmadığını vurguladı. l İZMİR H İHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu, 9 yıldır Samsun E Tipi Hapishanesi’nde tutulan trans birey Esra için Galatasaray Lisesi önünde dün oturma eylemi gerçekleştirdi. Eylemde, erkek hapishanesinde kalan trans bireyin hapishane koşullarının değiştirilmesi talep edildi. Tutulduğu cezaevlerinde birçok kez tacize uğradığı belirtilen Esra’nın, 2 kez intihar girişiminde bulunduğu bildirildi. Geçirdiği rahatsızlıklar nedeni ile kolon kanseri riski taşıyan Esra’nın hastane taleplerinin, cezaevi yönetimlerince redde dildiği açıklandı. Esra’nın gönderdiği mektupta “Artık erkek cezaevinde kalmak istemiyorum. Karanlık beni boğuyor. Mücadele edecek gücüm kalmadı. Pembe kimlik istiyorum ama izin vermiyorlar. Benden bir daha mektup alamazsanız bilin ki canıma kıymışımdır” dediği dile getirildi. İHD adına açıklama yapan Seza Mis Horoz, “Esra’nın başına bir şey gelirse sorumlusu cezaevi yönetimidir. Dışarı ile tek bağı mektuplardı ama Esra’ya gönderilen hiçbir mektup ona ulaştırılmıyor” diye konuştu. l İSTANBUL / Cumhuriyet Altı eğitimci serbest bırakıldı zmir’de, Fethullah Gülen cemaatine İ yakın 29 özel okula sahtecilik ihbarı üzerine 250 polisin katılımıyla düzen CEMAAT OPERASYONU lenen operasyonda gözaltına alınan ve tutuklama istemiyle mahkemeye sevk edilen 6 kişi adliyedeki işlemlerin ardından serbest bırakıldı. İzmir Emniyeti Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Gülen cemaatine yakın olan Şelale ve Sema Eğitim kurumlarına ait özel okullardaki eğitimi sürdürmek için sahte yangın ruhsatları düzenlendiği yönünde ihbar üzerine yaptığı operasyonda 11 kişi gözaltına alınmıştı. l İZMİR / Cumhuriyet C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle