21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 23 Ağustos 2015 alzburg “teneffüsü”, “soluklanmam” bitmek üzere... Bu son yazıya iki konser bir opera sığdırmaya çalışmaktayım! Malum Salzburg Mozart’ın kenti. Oradaki hiçbir festival onsuz olamaz. Bu yıl Mozart’ın “Figaro’nun Düğünü Operası” yeni bir prodüksiyonla çıktı karşımıza. Bugüne dek defalarca izlediğim, eserin, en gülünç, en sürükleyici, en eleştirel olanıydı. Karanlığın içindeki umut S Salzburg Festivali 3 Aşağıdakiler yukarıdakiler MÜZİK: KULTUR Banksy’nin Dismaland’ine milyonlar ilgi gösterdi Banksy’nin hafta sonu ziyarete açtığı alternatif ve muhalif Dismaland sanat parkı, bilet satışı için girişimin internet sitesini ziyaret eden meraklıların akınına uğradı. Önceki gün www.dismaland.co.uk isimEDİTÖR: CEREN ÇIPLAK TASARIM: BETÜL BERİŞE li siteyi altı milyon kişinin tıkladığı saptanırken, ilgili internet sayfasında yoğun talebin şu an karşılanamadığı, ancak 25 Ağustos itibarıyla bilet alınabileceği yönünde açıklamada bulunuldu. 21 Genco Arı ‘Cool Down Gencology Vol 2’ (Motiva Music) Büyücü lakaplı melodi aşığı piyanist Genco Arı, bizim caz camiasının deli dolu karakterlerinden; sol eliyle piyasa akorları basarken, sağ eliyle tüm otoritelere parmak ısırtan sololar yapıyor. Kimilerine göre dâhi, bazıları için duygusal patlamalarını tuşlara en iyi yansıtan besteci. Ortak görüş ise, benzersiz huyu suyunun müziğine doğrudan yansımasındaki kusursuzluk. “Cool Down” altbaşlığını taşıyan beşinci solo albümü “Gencology Vol 2”, evinde tek başına kurduğu çilingir sofrası misali yaptığı kayıtlardan oluyor. Tüm beste, düzenleme, çalgıcılık ve daha ne gerekiyorsa yapmış; sadece Ömer Arslan’ı davet etmiş bir ara, vurmalı çalgıları halletsin diye. Burada çok rahat dinlenen düşük ya da orta tempolu dans parçalarının yanı sıra, çağdaş müziğin avangard caz ile kesiştiği noktalarda buluşan dişli kompozisyonlar da göze çarpıyor; bkz. “Orgone”. Albüm George Duke’ü ve özellikle bir dönemin Herbie Hancock’ını çağrıştırıyor. Genel olarak rahat dinleniyor ve Genco’nun diskofunkdans ve elektronik müziğe tutkusunu sarih bir biçimde sergiliyor. Viyana Filarmoni’yi Maestro Dan Ettinger’in inceliklerle yönettiği operayı, Sven Eric Bechtolf sahneye koymuştu. Efendiler uşaklar arasındaki çatışma... Feodal geleneklere uygun olarak kontun, evlenecek hizmetçi üzerinde “ilk gece hakkı” ... Kocasının çapkınlığından bıkan Kontes’in, hizmetçiyle bir olup kurduğu kumpas... Entrikalar ve mutlu son! Oyunu 1900’lerin başına yerleştirmiş yönetmen. Sahnede iki katlı, bol bölmeli bir dekor. Odalardan hollerden birbirine geçişler, kaçmakovalama saklanma yer değiştirme için müthiş elverişli olanaklar sağlıyor. Bu yorumda benim en hoşuma giden, keskin ayırımlar (iyilerkötüler; yoksullarvarlıklılar) şematik etiketlemeler, klişeler olmaksızın, çok yumuşak geçişlerle ilişkilerin ortaya çıkarılmasıydı. Böylece hem güldürürken hem de eleştiri çok daha etkili oluyordu. Ön planda ise o muhteşem müziğin ve her notanın hakkını veren müzisyenler ve şancılar. İki olağanüstü soprano Martina Jankova (Susanna) ve Anett Fritsch (Kontes) ; iki usta basbariton, çok dinamik Adam Plachetka (Figaro) , dinleyiciyi avucunun içine alan Luca Pisaroni (Kont), müthiş karizmatik mezzo soprano Margarita Gritskova (Cherubino) ve en ufak role dek her şancı mükemmeldi. Bu yıl Mozart’ın “Figaro’nun Düğünü Operası” yeni bir prodüksiyonla çıktı karşımıza. (Fotoğraf: Ruth Walz / Salzburg Festivali) Yerim bitmek üzere kısadan söylemeliyim: Salzburg Festivali’nde dinlediğim iki konser bir kez daha “müzik neye yarar?” sorusu üzerinde düşünmeme yol açtı. Bunlardan biri Riccardo Muti yönetiminde Viyana Filarmoni Orkestrası. Solist, AnneSophie Mutter. Önce Çaykovski’nin keman konçertosu. Ardından Brahms 2. Senfoni. Bu konser efsanevi Maestro Karajan onurunaydı. 30 yıl önce aynı orkestra aynı solisti aynı programda o yönetmişti Salzburg Festivalinde. AnneSophie Mutter için kimi eleştirmen günümüzde ondan iyisi yok diyor. Bilemem. Gözlerime ve kulaklarıma, en çok da ruhuma muhteşem bir ziyafet çekerken gözyaşlarıma engel olamıyordum. İkinci konser ise Daniel Barenboim yönetiminde BatıDoğu Divan Orkestrası konseriydi. Barenboim ve Edward Said, daha güzel bir dünya, barış içinde bir dünya için bir araya ge Müzik neye yarar? lip bu orkestrayı kuralı yıllar oldu. Dünyaya hele Ortadoğu’ya barış gelmedi. Ama Divan Orkestrası asla vazgeçmiyor! Beethoven’in üçlü konçertosunu bu genç ve yetenekli orkestradan dinlemek muhteşemdi. Piyanoda Barenboim, kemanda İsrailli Guy Braunstein ve viyolonselde İranlı Kian Soltani ... Konser sona erdiğinde millet ayağa fırlamış, müzisyenler kadar farklı bir dünya umudunu da alkışlıyordu. Müzik neye yarar sorusunun yanıtı da galiba buydu: Şu acılı, şu kahrolası günlerde ruh sağlımızı korumanın bir yoluydu müzik. Bu rezilliğin, bu kahpeliğin, bu savaşın bu öldürmelerin bir gün bitebileceğine ilişkin umut tohumları ekme aracıydı... Umudu yeşertme yolu... . Salzburglu Mozart, 35 yaşında, yokluk ve yoksulluk içinde öldü. Geriye 600’ü aşkın eser bıraktı: Senfoniler, konçertolar, operalar, sonatlar, oda müzikleri vb... Belki de Mozart’ın en önemli özelliği, en karamsar eserinde bile bir umut ışığı yakmış olmasıdır... Yani, bugün, yeryüzünde en çok ihtiyacımız olan şey... Fulya Özlem ‘Alba’ (Yavuz ve Burç Plakçılık) Kapağındaki sıcak renklerle boyanmış desene bakarak Putumayo toplaması olduğu kanısına kapılmayın. Mesele, İstanbullu şarkıcıbesteci Fulya Özlem’in ikinci albümü İspanyolca şafak anlamına gelen “Alba”da, Güney Amerika müziğini, bizim makam ve melodilerle buluşturmasından ibaret. Folkcaz diye tanımlanabilecek melez bir albüm “Alba”, ayrıca İspanyolca ve Türkçe olmak üzere çift dilli. Bizim ritimler, Arjantin, Şili, Peru, Brezilya kültürü ile melezlenmiş. Çalgısal açıdan da zengin; soundu ağırlıklı Latincaz, ama parçaların soloları doğu sazlarıyla çekilmiş. 2007 tarihli ilk albüm “Buz Kraliçesi”den çok uzun süre sonra bu albümü Şilili dostları Rodrigo Santa Maria ve Luis Barrueto ile kaydetmiş. Jacqui Mc Shee’den Kate Bush’a uzanan bir ses aralığında söyleyen Fulya’nın kabare çağrışımlı sözlerinde yer yer saykodelik ifadelere rastlayabilir, kendinizi dişçinin bekleme salonu gibi sıra dışı ortamlarda bulabilirsiniz, şaşırmayın. Putumayo toplaması değil, ama içindeki her şarkı bu seçkiye girer, rahatça. [email protected] C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle