28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 11 Ağustos 2015 haber EDİTÖR: AYŞEGÜL ÖZBEK 6 Yeni Genelkurmay Başkanı ve G.Doğu’ya şahin isimler Bahçeli hoş konuşuyor da... MHP lideri Devlet Bahçeli, AKP ve CHP’ye çağrıda bulunarak, “Türkiye iç savaşa sürükleniyor. Geçici hükümetle yürümez, AKP ve CHP zaman kaybetmeden koalisyon için fedakârlık göstersin. Bu hayati önemde” demiş. Sormazlar mı ki, Sayın Bahçeli, siz başka bir ülkenin parti lideri misiniz? Çıkıp, yeni bir hükümet kurulması için 80 milletvekilinizi niye ortaya koymuyorsunuz? Herhalde, bu soruların Bahçeli tarzında bir formülle yanıtı vardır. Yeni Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Kayserili, Abdullah Gül ile aynı liseden mezun. Geçen hafta Akar’la ilgili Cumhuriyet’te çıkan haberin başlığı şöyleydi: “Eşi diyetisyendir, kendisi de fittir ve kilo sorunu yaşamaz.” Aslında Akar, 1954 doğumlu Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan iki yaş daha büyük. 1 Ocak 1952’de doğan Akar, fotoğrafta da görüldüğü gibi gayet genç ve dinç duruyor. Gazeteci Gökçe Aytulu’nun yazdıklarına göre, 2011’deki Obama görüşmesine Erdoğan Akar’ı götürmüştü. Cumhurbaşkanı adaylığını açıklamasından iki gün sonra da Erdoğan yine Akar’la bir araya gelmiş. Akar, Pentagon’dan “Liyakat Lejyonu” madalyasına layık görüldü, takdimi de 2003’te Türk askerlerinin başına çuval geçiren birliğin komutanı yaptı. Akar’ın, Roboski bombalaması sırasında, komuta zincirinde bulunduğu da belirtiliyor. Akar’ın Ermeni meselesi konusunda tez yazdığı biliniyor. Herkes Yunan Adaları’na İspanya Kraliçesi İstanbul’a Bugünlerde Yunan Adaları çok moda. Giden pişman, gitmeyen pişman. Yerli turizmciler gidenlere kızıyor, turistler de “Bizi kazıklıyorlar” diye yerli turizmcilere kızıyor. Türkiye’de terör saldırıları arttıkça, Batılı ülkelere de “Aman Türkiye’ye gitmeyin” diye vatandaşlarını uyarıp duruyorlar. Neyse ki bunlara aldırmayanlar da var. İspanya Kraliçesi Letizia Orİstanbul’a geldi. tiz Rocasolano ve kızları 9 yaKraliçe ve çocukları THY şındaki Asturias Prensesi Leouçağı ile uçtular. nor ve 7 yaşındaki Prenses SoSonra da kısa bir tatil için fia ile sessiz sedasız cumartesi gece geç saatlerde Madrid’den otellerine gittiler. Ancak en ilginci, Balyoz davası. Akar, 3. Kolordu komutanı iken “Deliller gerçekse, bu bir darbe planıdır” diyen bilirkişiyi görevlendirdiği için Balyoz sanıklarının hedefi olmuş. Son bir not: Barçın Yinanç, dün emekli Binbaşı Metin Gürcan’la konuşmuş. Gürcan, “Akar orduyu dönüştürmeye geliyor” diyor. Gürcan, Necdet Özel’in Hulusi Akar’ı saraya nezaket içinde “dayattığını” söylüyor ve ekliyor: “YAŞ’ta Güneydoğu’da kritik tugay ve kolordu komutanlıklarına şahin isimler atandı. Bu atamalarda Saray’ın etkisinin rol oynadığını düşünüyorum.” İstanbul’daki Amerikan Konsolosluğu, geçen ay meçhul nedenlerle bir iki hafta vize veremedi. İstanbul’dan vize alacaklar, Ankara’ya taşınmak zorunda kal Yine Amerikan vizesi çilesi dı. Dünkü saldırılar üzerine, konsolosluk yine vize bürosunu kapattı. İstanbul’dan vize alacaklara yine Ankara yolları görünüyor. Öz, Kara ve Yüzgeç’e yakalama kararı DARBE TEŞEBBÜSÜ SUÇLAMASI Zekeriya Öz hakkında hazırlanan fezleke ile Öz’ün hazırladığı Ergenekon iddianamesi arasındaki benzerlik dikkat çekti akırköy Cumhuriyet Başsavcılığı meslekten ihraç edilen savcılar Zekeriya Öz, Celal Kara ve Mehmet Yüzgeç hakkında “Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak”, “Cebir, şiddet kullanarak Türk Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya, görevlerini yapmasına kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs” gerekçesiyle tutuklama talebiyle yakalama kararı çıkarıldı. Fezlekede, Ergenekon iddianamesinde sanıklara “darbecilik” suçlamasıyla dava açan Zekeriya Öz’e “darbe” teşebbüsü suçlamasının yöneltilmesi dikkat çekti. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) başta Ergenekon eski savcısı Zekeriya Öz olmak üzere 1725 Aralık savcıları ile ilgili önce görevden uzaklaştırma daha sonra da meslekten ihraç kararı vermişti. HSYK Başmüfettişliğince haklarında soruşturma yapılan Ergenekon savcısı Zekeriya Öz, 17 Aralık soruşturması savcıları Celal Kara ve Mehmet Yüzgeç’in dosyaları Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildi. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcı vekili Ömer Faruk Aydıner, Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdiği talepte şüphelilere atılı suç şüphesinin varlığını gösteren somut deliller oluşması, şüphelilerin dosya içerisine yansıyan eylem ve davranışlarından, delilleri yok etme ve gizleme, değiştirme hususunda kuvvetli şüphenin bulunması gerekçesiyle haklarında tutuklanma amaçlı yakalama emri düzenlenmesi istendi. Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne bir yazı yollayan Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılı B Zekeriya Öz ‘İŞ TERSİNE DÖNER’ rgenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınan gazetemizin eski İmtiyaz Sahibi ve Başyazarı İlhan Selçuk, serbest bırakıldıktan sonra kalema aldığı “Bizim Savcıya ‘Abi’ Nasihatı” başlıklı yazısında soruşturmayı yürüten savcı Zekeriya Öz’e nasihatlarda bulunmuş ve uyarmıştı. Selçuk, Öz’ün talimatıyla 21 Mart 2008 günü sabaha karşı gözaltına alınmıştı. 40 saatlik gözaltının ardından 14 saat sorgulanan ve daha sonra serbest bırakılan 83 yaşındaki Selçuk, 28 Mart 2008 tarihinde “Pencere” köşesinde “Bizim Savcıya ‘Abi’ Nasihatı” başlıklı yazısında Öz’e şöyle seslenmişti: İlhan Abi uyarmıştı E Celal Kara li şüphelerinin bulunması nazara alınarak tutuklanma talepli yakalama emri düzenlenmesini istedi. Savcı Kara ve Yüzgeç, işadamı Reza Zarrab ve bakan çocuklarının da aralarında bulunduğu kişiler hakkında 17 Aralık soruşturmasını yürütmüşlerdi. Soruşturma yürürken Mehmet Yüzgeç, Kahramanmaraş Cumhuriyet Savcılığı’na atanmış daha sonra da görevden uzaklaştırılmış ve meslekten ihraç edilmişti. Kara ise yine soruşturma yürüttüğü sırada İstanbul’dan, Afyonkarahisar Cumhuriyet Başsavcılığı’na savcı olarak atandı. Kara, HSYK tarafından önce tedbiren görevden uzaklaştırıldı daha sonra da meslekten ihraç edildi. 12 Haziran 2007’de başlayan Ergenekon soruşturması kapsamında; aralarında gazetemiz İmtiyaz Sahibi ve Başyazarı İlhan Selçuk, Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ve TSK’da görev yapan üst düzey komutanlar ile ÇYDD Genel Başkanı Türkan Saylan, Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in de aralarında bulunduğu çok sayıda isim hakkında “darbecilik” suçlamasıyla dava açan Zekeriya Öz’e, “darbe” teşebbüsünden yakalama fezlekesi çıkarılması dikkat çekti. Zekeriya Öz tarafından hazırlanan Ergenekon iddianamesi ile Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan yakalama fezlekesindeki suçlamalar, birbiriyle benzerlik gösteriyor. Öz, Ergenekon soruşturması kapsamında hazırladığı iddianamede, “hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs, darbeye teşebbüs suçlamaları” yöneltmişti. l İSTANBUL / Cumhuriyet rken seçiminin anlamı ne Türkiye için? Tamam, Cumhurbaşkanı için biliyoruz. Yine tüm Türkiye üzerinde tek adam vesayeti. Ve savaş politikası; zora girince Amerikan güdümüne giriş, Suriye milletine düşmanlık... Dış politik iflaslar ve bunların yol açtığı büyük ekonomik kayıplar: Savaş öncesinde Suriye ile dış ticaretimiz 1.2 milyarı bulmuştu. 4 yıl ile çarpar ve bu ticarette gelişen artışı da hesap ederseniz, en az 10 milyarlık kayıp. Mısır ile gelişen ticarete büyük darbe... Her şeyi para ile ölçmeye bayılıyoruz. Parçalanmış ve mutsuzluklar diyarı bir Suriye’de bu iktidarın büyük payını hangi ölçeğe vurup da, ayrıca ek olarak 200 bin insanın öldürülmesinin hesabını kitabını çıkartacağız. Emperyalistler, Irak’ı, Libya’yı parçalayıp yok etti; başımıza IŞİD belasını sardı. Biz de Suriye’de benzeri görevi yerine getirdik. RTE tek başına yeniden iktidar olma hayalleri kurarak Türkiye’yi “Devlet Partisi” kafasından yönetmeyi sürdürmek istiyor: Anayasa üzerinde, yasalar üzerinde; yargı, ekonomi, patronlar, ihaleler, üzerinde tek adam vesayeti. Yeni erken seçimlerden sonra, RTE’nin aniden gökyüzünden aşağı beyaz pelerinli demokrat olarak ineceğini sanan var mı? O, “bizim ana derdimiz İslam, İslam, İslam” tekerlemesi ardında, dün ne yaptıysa yarın da daha güçlü olarak İslam ülkelerinde asla görülemeyecek İslami demokrasi uydurma ucubesinin çarklarını sıkılaştırarak sürdürecek... Yani siyasi İslami faşizme doğru kervanları düzmeye devam. Ülke giderek geri dönülmez bir noktaya daha çok yakınlaştırılacak. Türkiye bir 4 yılı daha çıkartabilir mi? E nen devam... Kamplaşma aynen devam. Sünni çoğunluğun dini dayatmaları, Aleviler üzerindeki baskı... Yalana dolana devam. İktidarın ihalelerle, arazi ve kamu peşkeşleriyle besleyip büyüttüğü havuz medyasının, gazetecilik dışında tüm siyasi faaliyeti artarak sürecek demektir; bütün düzenbazlıklar, düzmecelikler, muhalefetin ipini çekmek için yeniden sahneye konacak demektir. Türkiye, atomize olmayı sürdürecek demektir, bu kez daha alt birimlere inecek düşmanlık. Kürt politikası oyunu yeniden başlayacak. Ya savaş ya parçalanma, kapıda... HHH Cumhurbaşkanı iktidarı uğruna ülkeyi sonu belli bir geleceğe sürüyor. Bu ne iktidar tutkunluğu, düşkünlüğüdür ki, benden sonra tufanı gündeme getiriyor. Yolsuzlukta ülke sınıf düşer, demokraside durmadan sınıf düşer, medya özgürlüğünde düşer baba düşer, kadınlar durmadan öldürülür, anayasalyurttaşlık hak ve özgürlükleri durmadan çiğnenir, tüm uluslararası göstergelerde geriler... Ekonomi büyümez, yatırımlar durur, yabancı yatırımcı alır dolarlarını gider. 20 milyona yakın yoksula yükseliriz... İşsizler, genç işsizler artar... Refah bir azınlığın tekeline girer. Dolar milyarderi durmadan artar... Ama “ülkede her şey güllük gülistanlık, demokrasi getirdik” palavraları baş köşelere kurulur. O var, kimse yok Küresel iflas riski Bugün Türkiye’yi getirdikleri nokta, ekonomik iflasın eşiğidir. Türkiye’yi “küresel iflas riski” içindeki 10 ülke arasına soktular (Pelin Ünker’in haberi, Cumhuriyet). Hukuk ve yargıda keyfiyet devam: Medya, işadamı üzerindeki baskı ve siyasal yargılamalar aynen... Sokaklar ve meydanlar üzerindeki polisdevlet terörü, ay RTE, şimdi de üç döneme katılanları siyasete döndürecek, erken seçim baskısıyla. Davutoğlu sıkışmış, boyun eğecek. Aklı başında kimse kalmamış gibi iktidar tarafında, herkes AKP = RTE demektir dayatmasını kabul etmiş... Onu sürebildikleri kadar tek adamlığa sürüyorlar. Ne denge var ne fren... Koalisyon mu dediniz? RTE’nin asla iktidarı paylaşmaz karakterini, politikasını bilmiyor musunuz? O var, kimse yok... Kimselerin olacağı zaman da, o olmayacak. Erken seçim şiddetle böyle bir sonuç üretebilir. Bu kez ipler değil, Türkiye gerilip incelip duracak gibi. Darbeci suçlaması Mehmet Yüzgeç YARSAV Başkanı tatilde sürgün edildi ARSAV Başkanı Murat Arslan, Anayasa Mahkemesi’ndeki görevinden adli tatilde sürgün edildi. Telefonla aranarak artık Sayıştay’da görevlendirildiği konusunda kendisine bilgi verilen Arslan, gerekçeyi sorduğunda ise “Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın takdiri” cevabını aldığını söyledi. Yargı örgütleri, sürgünü Anayasa Mahkemesi önünde toplanarak protesto etti. İş tersine döner “Ne düşünüyordu: İlhan Selçuk’un evini sabaha karşı basarım, suç belgelerini ele geçiririm... Operasyon fos çıktı... Ergenekon dosyasını yaymak; yazarları, fikir adamlarını, emekli komutanları, muvazzafları da içine alarak sonuçta laik orduya ilişkin bir dava harekâtına dönüştürmek akıl kârı değildir... Savcımız durumu bir daha gözden geçirmeli... Kişinin kafasındakilerle ‘realite’ arasında bir uygunluk olmadı mı iş tersine döner, dava dosyası da çuvallar... İlhan Selçuk’a gece baskınında kapsamlı düşünemeyen, kendi kariyerini bile tehlikeye atabilecek kararlar alabilen sevgili savcım, ‘Düşünen Adam’ heykelini sanırım biliyordur... Savcım ‘Düşünen Adam’ olmalı... Bu, yalnız ülke için değil, kendisi için de gerekli bir temel koşul... ” Örgüt suçlaması ğı, eski savcılar Öz, Kara ve Yüzgeç hakkında, “suç işlemek amacıyla örgüt kurma”, “Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya, görevlerini yapmasına kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs” suçlarından haklarında tutuklama amaçlı yakalama emri çıkarılmasını istedi. Savcılık tarafından mahkemeye gönderilen ilgili yazıda, şüphelilerin Twitter hesaplarına ait ekran görüntüleri, tanık beyanları ve HSYK’nın yolladığı soruşturma dosyası delil olarak gösterildi. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, şüphelilerin dosya içerisinde yer alan eylem ve davranışlarından, delilleri yok etme, gizleme ve değiştirme hususunda kuvvet ARSLAN SAYIŞTAY’DA GÖREVLENDİRİLDİ Y Yandaş değilsen.. ski Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz, 7 Ağustos günü hakkında soruşturma yürüten Bakırköy Cumhuriyet Savcısı Umut Tepe’nin evine polis göndermesine sosyal paylaşım sitesi twitter üzerinden tepki gösterirken “Yeni Türkiye’nin hukuk düzenine güvenerek biz sakın bize bir şey olmaz diye düşünmeyin. Hukuku keyfinize göre uygulamaya kalkmayın. Bu ülkede hukukun bir gün egemen olacağı ihtimalini hesaba katarak hareket edin. Ayarını bozduğunuz kantar gün gelir sizide tartar...” demişti. Twitter’dan mesaj vermişti E ÖZ VE KARA GÜRCİSTAN’DA Z ekeriya Öz ve Celal Kara’nın, haklarında çıkarılan yakalama kararından haberdar olarak önceki gece 10’ar dakika arayla Gürcistan’a kaçtığı anlaşıldı. Al Jazeera’nin haberine göre Emniyet kaynakları, haklarında yakalama kararı çıkarılan eski savcılar Öz ve Kara’nın, önceki gece yarısından sonra Artvin Sarp sınır kapısından Gürcistan’a çıktıklarını bildirdi. Hakkında yakalama kararı çıkarılan bir diğer savcı olan Mehmet Yüzgeç’in ise nerede olduğu bilinmiyor. Öz dün Twitter’dan “Milletin kanından siyaseti bırakın” mesajını paylaştı. 10 yıldır Anayasa Mahkemesi’nde raportör olarak çalışan, Yargıçlar ve Savcılar Birliği Başkanı Arslan’a, telefonla verilen bilgi sonrası izin dönüşü de Sayıştay’da çalışmak üzere görevlendirildiğine dair yazı tebliğ edildi. Mahkeme koridorlarında görünmesinin bile artık ra hatsızlık yarattığını belirten Arslan, Sayıştay’a geri gönderilmesinin gerekçesini sorduğunda ise ‘AYM Başkanı Zühtü Arslan’ın takdiri’ cevabını aldı. Muhalif bir yarArslan gı örgütlenmesi içinde mücadele verdiği için bu süreçleri yaşadığını ifade eden Arslan, “Artık muhalif kavramı da yok. Eğer yandaş değilseniz, iktidarın yanında değilseniz düşman olarak görülüyorsunuz” dedi. 3 farklı AYM Başkanı ile çalıştığını vurgulayan Arslan, başkanların daha önce görevden ayrılan hâkimlerle teşekkür görüşmesi yaptıklarını ancak AYM Başkanı Zühtü Arslan’ın hâlâ kendisiyle nezaketen de olsa görüşmediğini söyledi. Arslan konuyu uluslararası yargıya taşıyacağı belirtildi. lANKARA / Cumhuriyet Tanrıkulu: Rahatsızlığım nedeniyle MİTİNGDE YOKTUM CHP Genel başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu önceki gün İstanbul’da yapılan Barış Mitingi’ne katılmama gerekçesini “Sayın Kemal Kılıçdaroğlu bana git ya da gitme demedi, tamamıyla rahatsızlığımdan dolayı katılamadım” diye açıkladı. lHaber Merkezi Tanrıkulu C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle