23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA 10 İslamcılara giden 2 ton silah bulundu Suriye’nin güneyindeki Suveyda kenti yakınlarında şüpheli bir kamyonu durduran Dürzi milisler, İslamcı gruplara gönderilen 2 ton silahı ele geçirdi. Almasdar sitesinin haberine göre, kaçmaya çalışınca takip edilip yakalanan kamyona yüklü cephanelikte büyük miktarda havan mermisi, roket ve füze bulundu. IKEA’da bıçaklı saldırı İsveç’in başkenti Stockholm yakınlarındaki Vasteras bölgesinde bulunan IKEA mağazasında bir kişinin bıçaklı saldırısında iki kişi yaşamını yitirdi, bir kişi yaralandı. Saldırının nedenine ilişkin soruşturma sürerken bir şüpheli gözaltına alındı. EDİTÖR: MİNE ESEN TASARIM: BETÜL BERİŞE Kayıp gençleri arayan aktivist katledildi Meksika’nın Guerrero eyaletinde Iguala kentinde geçen yıl uyuşturucu kartellerince kaçırılan, hayatlarından ümit kesilen 43 öğrencinin aranması çalışmalarına destek veren aktivist katledildi. Miguel Angel Jimenez Blanco’nun kurşunlanmış cansız bedeni evinin yakınlarında kendisine ait otomobilin içinde bulundu. Blanco geçmişte BBC’ye verdiği demeçte “burası mezarlığa döndü” demişti. Salı 11 Ağustos 2015 SURİYE Nusra yolu açıyor El Kaide’nin Suriye kolu, ABD ile Türkiye’nin, İslamcı diğer gruplarla daha rahat çalışması için Halep’in kuzeyinden çekiliyor nkara’nın IŞİD karşıtı koalisyona katılma adımı, Suriye sınırında “güvenli bölge” oluşturulması yönündeki talepleriyle birlikte İncirlik’e ABD konuşlanmasının başlamasının ardından Nusra Cephesi’nin Halep’in kuzeyinden çekilme stratejisi dikkat çekiyor. El Kaide’nin kolu Nusra’nın Türkiye sınırına yakın bölgelerden çekilmesiyle bir yandan “güvenli bölge” oluşturma arayışındaki Ankara’ya “rahat hareket alanı sağlayacağı”, diğer yandan da “ılımlı muhalif” planına Nusra’nın adının karışmasını istemeyen ABD’nin liderliğindeki koalisyonun olası saldırısından kendini koruma çabasında olduğu yorumları yapılıyor. nilgun@cumhuriyet.com.tr nilgun@ A İRAN Zencani’den Ruhani’ye mektup Türkiye’deki 17 Aralık soruşturmasının kilit ismi Rıza Sarraf’ın İran’daki ortağı olduğu söylenen işadamı Babek Zencani, cezaevinden Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’ye mektup gönderdi. Zencani, mektubunda batılı ülkelerce İran’a karşı uygulanan yaptırım döneminde ülkenin sorunlarla karşı karşı kaldığında, kendisi tarafından yapıldığını öne sürdüğü hizmetleri anlattı. 2 milyar 800 milyon dolar yolsuzluk iddiasıyla tutuklanan ünlü işadamı kaleme aldığı mektubunda, “Cezaevi dışında olup tutuklanmasaydım paraların geri ödenmesi konusunda etkili adımlar atabilirdim” dedi. Zencani’nin avukatı Resul Kuhpayezade, müvekkilinin bazı milletvekilleri ve Meclis Enerji Komisyonu üyelerine de mektuplar yolladığını açıkladı. Hakkında 200 bin sayfalık iddianame hazırlanan Zencani’nin yargılanacağı davanın ilk duruşması Ekim ayı içerisinde yapılacak. l Tahran /Cumhuriyet tabloda tek seçeneğimiz çekilmek.” Açıklamada, diğer yandan da Hama ve Lübnan sınırına yakın alanda çatışmalarını sürdürecekleri kaydedildi. Bu arada Reuters’ın haberine göre, Nusra “Türkiye’nin güvenli bölge oluşturma planının amacı güney sınırlarında Kürt devletinin kurulmasını engellemek” dedi. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi de, Türkiye sınırındaki köylerin yine Nusra ile ittifakta olan grupların elinde olduğunu duyurdu. Atlantik Konseyi’nden Aaron Stein, Nusra’nın çekilmesinin Washington’ın IŞİD’den arındırılacak bölgedeki muhalif, kara güçleriyle daha rahat çalışmasını kolaylaştırabileceği görüşünü dile getirdi. “Ilımlı muhalif kim” tartışması sürerken Halep’in kuzeyinde Nusra ile birlikte onlarla bağlantılı Ahrarür Şam grubu da etkin. Son dönemde ise bölgede kimilerince Şam Cephesi isimli oluşumun ismi daha çok dile getiriliyor. Nusra’nın, Halep’in kuzeyinde, Türkiye sınırı yakınında kendi denetiminde bulunan noktaları Şam Cephesi’ne teslim ettiği savunuluyor. çekilmenin gerekçesini “ABDTürkiye’nin Halep’in kuzeyinde IŞİD’den arındırılmış bölge yaratma planında işbirliğine gitmekten kaçınma” şeklinde gösterdi. El Cezire’nin haberinde de Nusra’nın çekilmeye temel gerekçesinin “Türkiye’nin Azez’den Kobane’ye kadar güvenli bölge oluşturma kararı olduğu” savunuldu. Nusra açıklamasında, SuriyeTürkiye sınırından IŞİD’in çıkarılmasına yönelik AnkaraWashington planını eleştirdi. Bunun amacının Esad yönetimine karşı savaştan çok Türkiye’nin ulusal güvenliğini sağlamaya hizmet ettiğini savundu. Öte yandan Hawar Haber Ajansı (ANHA), Türkiye tarafından desteklendiği iddia edilen, “Sultan Murat Tugayı” ve “Fatih Sultan Mehmet Tugayı” isimli iki grubun Kilis’in Öncüpınar Sınır Kapısı’nın karşısında Suriye tarafındaki Bab El Selam Kapısı’ndan Azez’e girdiğini, İdlib’den bir grubun da harekete geçtiğini yazdı. Grupların Türk bayrakları ve tugaylarına flamalar takılmış otobüsler, doçka ve ağır makineli silah monte edilmiş araçlarla Azez’e geçtiği aktarıldı. Kaynaklar, grubun MİT’in yetiştirdiği Türkmen gruplar olduğunu söyledi. Sümeyye suikastı ‘da’ yalan çıktı ümeyye’ye suikast ‘da’ yalan çıktı…” Ucunu o kadar kaçırdık ki “yalan manyağı” olduk. Sonuncu “komplo” düzmecesi, böyle “de” ekiyle yansıdı haberlere. “Kabataş saldırısı ve Arınç’a suikast iddialarının ardından Sümeyye Erdoğan’a suikast yapılacak haberi de sahte çıktı” diyor Cumhuriyet’in manşeti... Ama skandal filan olmuyor. Yaşamları karartacak iftiralar ve yalanlar silsilesine öyle alışıldı ki şok olmak şöyle dursun kimse şaşmıyor bile. “Bu da yalan çıktı!”deyip geçiyoruz öte yana. “S Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun geçen hafta “ABD’nin uçakları Türkiye’deki hava üslerine inmeye başladı... Yakında hep beraber IŞİD’e karşı kapsamlı bir savaş başlatacağız” sözlerinin yankıları sürerken Nusra, Halep’in kuzeyinde IŞİD’e karşı mevzilerini diğer cihatçı gruplara terk etmeye başladığı haberlerini doğruladı. Yabancı ajanslar, Nusra’nın terk edeceğini açıkladığı alanı “Türkiye’nin güvenli bölgeyi kurmak istediği yer” olarak duyurdu. Nusra açıklamasında ‘Güvenli Bölge’ manevrası 2 grup geçti iddiası AKP’nin ‘Yalan Dünyası’ ‘Kürtlere karşı’ Kendilerinin dini gerekçelerle IŞİD karşıtı koalisyona katılmayacaklarını belirten örgüt şu ifadeleri kullandı: “Şu anki yüzyüze kalınan MISIR Mursi: Beni zehirleyecekler Mısır’da idam cezası verilen devrik Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, hapishanedeki yemeklere güvenmediği için yemek yemeyi reddettiğini söyledi. Katar’a gizli devlet bilgilerini vermekle suçlandığı davada hâkim karşısına çıkan Mursi, “Yeseydim, bir suç meydana gelirdi” diyerek 5 zehirleme girişiminden kurtulduğunu belirtti. Zaman pazar günü AKP’nin 13 yıllık “Yalan Dünyası”nın bir özetini yapmıştı. “AKP’nin 10 Büyük U Dönüşü” başlığı altındaki “ilk yalan”, “Ergenekon”! “ ‘Ergenekon savcısı’ olduğunu söyleyen, ‘Bu planları ortaya çıkartanları alkışlamamız lazım’ diyen Erdoğan ve (AKP), bugün TSK’ya kumpas kurulduğunu dile getiriyor” diyor Gülenci gazete. İkinci “yalan” “çözüm süreci”... “Kürt meselesini çözmek oylar gidene kadarmış!” diyerek özetliyor bu başlığı da Zaman... “Bir giyilip bir çıkarılan Milli Görüş gömleği” üçüncü “büyük yalan”. Bu konuda da; “Başlarda Milli Görüş gömleğini çıkardık demişlerdi. Sonra oy alabilmek için din, pek çok siyasetin emrine tesis edildi. Medyaya namaz kılma görüntüleri servis edildi, mitinglerde Kuranı Kerim gösterildi. Farklı görüş sahipleri dışlandı; ‘bizden’, ‘bizden olmayan’ ayrımına hız verildi. Kutuplaştırıcı dil kullanıldı” değerlendirmesi yapılıyor. “Laik” yorumcular ve gazeteler vaktiyle bunları çok yazdık çizdik. İroniye bakın ki şimdi “Zaman” da okuyoruz. Öyle garip bir duygu ki bu, elimdeki gazetenin logosuna tekrar tekrar bakmak gereksinimi hissediyorum. Devam edelim... Dördüncü Udönüş/“katakulli”; “(AKP’nin) parti kapatma mağduriyetinden (HDP’ye yönelik) parti kapatma mağrurluğuna (kapılması)”... Beş... “Camiler ahır yapıldı diye bağrılıp çağrılırken (AKP döneminde) cami kapatılması!” Altı... “AB ile yola çıkıp Şangay Beşlisi’ne dönülmesi!” Yedi... “Tevazudan şatafata savruluş!” Sekiz... “Dünün (baştacı Fethulahçılarının) bugünün terör örgütü olması!” Dokuz... “Esad kardeşim’den düşmanlığa sapış!” On... “Emperyalizmin dayatmasıdır denen ‘başkanlık sisteminin’ biricik hayal olması!” İki tam gazete sayfasına yayılan dosyaya bakınca insan “Bunca yalanla nasıl iç içe yaşıyoruz?” oluyor. Bir, iki, üç, beş değil... Hayatımız baştan sona yalan ya da “takıyye”... Nasıl tanımlandırmak isterseniz... Bir iktidar partisi düşünün ki temel direkleri sayılan bütün politikalarını yalanlar üzerine inşa etmiş olsun. Ülkeyi sonra bu “yalan rüzgârıyla” ardından sürüklesin... AKP, üç seçimde bu “yalan rüzgârıyla” “mutlak çoğunluk” aldı. İki referandum, bir cumhurbaşkanlığı seçimi kazandı. İktidar partisinin bugün yüzüne yalanları vuranlar da iki yıl öncesine kadar “mış gibi yapılan oyunun” parçasıydı. O gün işlerine öyle gelirken şimdi böyle geliyor. “Yalandan kim ölmüş” lafı boşa icat olmamış. “AB hedefi” başta olmak üzere tüm bu “yalanlar dizisi”, AKP düzeninde “sistem” haline geldi. AKP projesi başta “AB üyeliği ereği”ne endekslenmiş; sözde “demokratikleşme”, “askeri vesayete son vermek” iddiaları, gerçekte hiç olmayan bu niyete(?) eklemlenmişti. Süreçte “yalana” muafiyet kazandık. “Yalan” normalleşti. Normal sayılan artık “değişmeyen doğrular” değil; günün şartlarıyla değişen “Udönüşler”. Siyaset bununla kurgulanıyor. Pozisyonlar buna göre alınıyor. Sümeyye suikastının “da” yalan çıkmasının en dehşet verici yanı bu: Türkiye’nin A’dan Z’ye bu kertede sistemli yalana batması... Protestolara rağmen nükleere dönüyor JAPONYA Ferguson’da olaylı gece ABD’nin Ferguson kentinde polis şiddeti kurbanı siyah genç Michael Brown’ın 1. ölüm yıldönümü için düzenlenen protestolar karanlık çökünce çatışmaya dönüştü. Trafiği durdurup kol kola girerek “Savaşa hazırız” diye bağıran göstericilere polisin müdahalesi sırasında silah sesleri duyul Yalan ‘sistem’ olunca du. Ardından yere yatırılıp elleri kelepçelenen bir gencin ağır yaralı olduğu görüntülendi. Polis, çalıntı silahıyla 4 sivil polise ateş açtığını öne sürdüğü gencin kimliğini açıklamazken, yerel basın gencin 18 yaşındaki Tyrone Harris Jr. olduğunu duyurdu. Olaylarda 5 kişi gözaltına alındı. Mart 2011’deki depremin yol açtığı Fukuşima santralindeki facianın ardından nükleer santrallarının kapısına kilit vuran Japonya, tüm protestolara rağmen yeniden nükleer enerji üretmeye başlıyor. Sendai santralının 1 numaralı reaktörünü bu sabah itibariyle devreye sokacağını duyuran Kyushu Elektrik Şirketi, reaktörün cuma enerji üretmeye başlayacağını ve gelecek ay tam kapasiteye ulaşacağını duyurdu. Kazadan önce elektrik üretiminin yüzde 30’una yakınını nükleerden sağlayan Japonya’da hükümet ekonomiyi güçlendirmek adına tüm santralları çalıştırmayı hedefliyor. nsanca bir yaşam umuduyla Avrupa’ya gitmeye çalışan yüzbinlerce Ortadoğulu ve Afrikalının en yoğun kullandığı güzergâh Yunan adaları olunca, gözler Türkiye’nin 89 ülke vatandaşına uyguladığı “evize” kolaylığına çevrildi. Sistemin “gevşekliğine” dikkat çeken Telegraph gazetesi, muhabirinin kendisini Afgan vatandaşı gibi tanıtarak 5 dakikada vize aldığını yazdı. “Göçmenlerin Sahra çöYılın ilk yarısında lü ve Akdeniz’de insan kaYunanistan’a giden 124 bini aş çakçılarının kullandığı rokın göçmenin büyük kısmı Tür talarda canlarını tehlikeye kiye açıklarındaki Midilli, Kos, atmak yerine, tek yapmaSisam, Sakız ve Leros’a çıktı. ları gereken İstanbul’a bir Ankara’nın ‘evize’sine tepki İ uçak bileti almak” diyen Telegraph, İstanbul’un göçmen merkezi haline gelmesinde Türkiye’nin “vize diplomasisine” işaret etti: “İslamcı hükümet vize sınırlamalarını hafifleterek nüfuzunu artırma arayışına girdi. Somali, Eritrea, Afganistan ve Sudan vatandaşları internet üzerinden sadece bir form doldurarak ve harç ödeyerek evize alabiliyor.” Göçmenlere yönelik insani tablo giderek vahimleşirken, Avrupa Komisyonu göç dalgasıyla boğuşan üye ülkelere 2.4 milyar avro yardım verilmesini onayladı. Bunun AB’den yardım 560 milyonu İtalya’ya, 473 milyonu ise Yunanistan’a verilecek. Göçmenlerin paylaşımı konusundaki tartışmalar ise sürüyor. Alman Başbakan Yardımcısı Sigmar Gabriel, mültecilerin adaletsiz dağılımının Avrupa’da serbest dolaşımı tehlikeye atabileceğini ve eski sınırların yeniden çekilmemesi gerektiğini söyledi. Britanya Dışişleri Bakanı Philip Hammond ise AB’nin yeni bir hayat arayışındaki milyonlarca insanı kabul edemeyeceğini, göçmen sayısındaki artışın AB’nin yaşam standartlarını ve sosyal yapısını tehdit ettiğini savundu. Londra Madrid’e kızdı İspanyol gemilerinin izin almadan Cebelitarık karasularına girmesine kızan Britanya, Madrid’i uluslararası deniz hukukunu ihlal etmekle suçladı. Britanya Dışişleri Bakan Yardımcısı Hugo Swire, önceki gün uyuşturucu kaçakçılarının peşine takılan İspanyol polisinin Cebelitarık sularını ihlal etmesinin “kabul edilemez” olduğunu belirtti. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle