28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 10 Ağustos 2015 EDİTÖR: SERKAN OZAN haber 13 KONUK YAZAR RIZA TÜRMEN HDP İmralı Heyeti, “İmralı ile görüşemezler” diyen Yalçın Akdoğan’a yanıt verdi mralı’yla devlet görüşmelerinin devam edeceği” mesajı veren ve “HDP heyeti Öcalan’la görüşemez” diyen Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’a yanıt veren HDP İmralı Heyeti, “AKP hükümetinin halkın 7 Haziran’da verdiği mesajı doğru okuyup buna dair ‘AKP artık muhatabımız değil’ İ yeni politikalar oluşturmak yerine, müzakere ve çözüm gündemini kaos ve çatışma gündemiyle değiştirmeyi tercih ettiği” açıklamasını yaptı. Açıklamada, Öcalan’la görüşme tartışmalarıyla ilgili olarak da şu görüşlere yer verildi: “Süreçte güvenilirliğini büyük ölçüde yitirmiş AKP hükümetinin Sayın Öcalan ile görüşme trafiğimizi belirleyen konumunun kalmadığını ifade etmek istiyoruz. Süreç devam edecekse Sayın Öcalan’ın müzakere çalışmalarını kendi inisiyatifiyle, kendi belirleyeceği zaman diliminde, kendisinin önereceği her kesimden heyetlerle yürütebileceği koşulların sağlanması gerektiği kanaatindeyiz. Sorun heyetimizin adaya gidip gitmemesi değil, sürecin yürütücüsü olan Sayın Öcalan’ın eşit ve özgür müzakere koşullarında çalışmalarını yürütüp yürütmeyeceğidir.” l ANKARA/Cumhuriyet Zergele’de insan hakları ihlalleri Ağustos günü meydana gelen hava saldırıları sonucunda, Kuzey Irak’taki Zergele köyünde 8 sivilin yaşamını yitirdiğini ve 20 sivilin de yaralandığını basından öğreniyoruz. HDP heyetinin bu konu ile ilgili Zergele’ye giderek hazırladığı rapor ile Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin (İKBY) raporu, bu haberi doğruluyor. İKBY’nin raporu Dışişleri Bakanlığımıza da iletilmiş. Zergele köyünde ölenlerin aileleri ile yaralılar ve malları zarar görenler, yaşam hakkının ve mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürerek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) Türkiye’ye karşı başvuru yapabilirler. Ancak böyle bir başvurunun, AİHM’nin davaya bakma yetkisi açısından doğurduğu bazı sorunlar bulunmakta. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne taraf devletler ilke olarak kendi ülkelerindeki insan hakları ihlallerinden sorumlu. Ancak bunun istisnaları var. AİHM’nin Loizidou/Türkiye (ön itirazlar 1995) kararında belirttiği gibi, taraf devletlerin görevlilerinin, ülke dışında, insan haklarını ihlal eden fiilleri, bağlı oldukları devletin sorumluluğuna yol açar. Bu sorumluluğun hangi durumlarda doğacağı konusunda AİHM bir duraksama döneminden geçti. Loizidou kararında, sözleşmeye taraf bir devletin, başka bir devletin ülkesindeki insan hakkı ihlallerinden sorumlu tutulabilmesi için, AİHM, o ülkede “etkili bir denetim” sağlaması koşulunu aradı. TSK’nin Kuzey Kıbrıs’taki varlığı nedeniyle bu koşulun gerçekleştiği sonucuna vardı. Buna karşılık, Kosova savaşı sırasında NATO uçaklarının Belgrad radyo ve televizyon istayonunu bombalaması sonucunda ölenlerin ailelerinin açtığı davada, (Bankovic ve diğerleri/Belçika ve 16 NATO üyesi 2001), AİHM havadan bombalamayla “etkili denetim” koşulunun gerçekleşmediğini ileri sürerek davayı yetki bakımından reddetti. Ayrıca, bombalamanın AİHM bölgesi dışında (Sırbistan o tarihte sözleşmeye taraf değildi) olması bakımından da Loizidou davasından ayrıldığını belirtti. 1 e Bakırköy’d binlerce kişi barış u t için buluş ler üzerindeki yetki ve denetimi de kapsayacak şekilde genişletmekte. AİHM bu konudaki belirsizliklere, Büyük Daire’nin AlSkeini/ İngiltere davasında (2011) verdiği karar ile noktayı koydu. AlSkeini davasının konusu, 2003 yılında Irak’ın işgali sırasında Basra bölgesinde İngiliz askerlerinin 6 Irak vatandaşının can kaybına yol açması. AlSkeini kararıyla AİHM, Bankovic kararındaki Sözleşme içindeki ve dışındaki bölge ayrımından vazgeçti. Sözleşmeye taraf devletlerin, sözleşme içinde ve dışındaki bölgelerdeki insan hakkı ihlallerinden aynı biçimde sorumlu olduklarını kabul etti. AlSkeini kararıyla AİHM, devletlerin sadece kendi ülkelerindeki insan hakları ihlallerinden sorumlu olmaları ilkesine iki istisnasının bulunduğunu belirledi. a. Başka bir devletin ülkesi üzerinde etkili bir denetim kurulması. Bunun en açık örneği bir devletin başka bir devletin ülkesini işgal etmesi. Bu durumda işgalci devlet işgal ettiği ülkedeki bütün insan hakkı ihlallerinden sorumlu olur. b. Bir devletin başka bir devlete karşı kuvvet kullanması sonucu bireylerin hak ve özgürlüklerinin ihlal edilmesi. Bu durumda devletin sorumluluğu sadece o bireyin hak ve özgürlüğü ile sınırlı. Başka bir devletin bombalanması nedeniyle bazı kişilerin yaşam haklarının ihlal edilmesi buraya giriyor. Zergele köylüleri AİHM’ye bir başvuru yaparlarsa, AİHM başvuruyu önce yetki yönünden inceleyecek. AİHM içtihadında yukarıda özetlenen gelişmeler ışığında yetkili olduğuna karar vermesi beklenir. Bundan sonra davanın esasını incelemesi ve yaşam hakkının (madde 2) ve mülkiyet hakkının (ek protokol 1 madde 1) ihlaline karar vermesi olasılığı yüksek. Zergele köyünde sivillerin öldürüldüğü ve yaralandığı iddiası Türkiye bakımından başka bir yükümlülük doğuruyor: Söz konusu iddialara ilişkin etkili bir soruşturma yapma yükümlülüğü. Bu hem Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nden, hem de uluslararası hukuktan doğan bir yükümlülük. AlSkeini kararında AİHM, İngiltere’nin etkili bir soruşturma yapmaması nedeniyle yaşam hakkını ihlal ettiği sonucuna varmıştı. Devletin terör eylemlerine tepki olarak Kuzey Irak’ı bombaladığı gibi bir savunma, sivillerin can kaybının ortaya çıkardığı ağır insan hakkı ihlalini ve bundan doğan sorumluluğu ortadan kaldırmaz. Yaşam hakkı en temel insan hakkı. Bu hakkın ihlal edildiği iddiası varsa, devletin hiçbir mazeretin arkasına saklanmadan, etkili, tarafsız bir soruşturma yürütmesi gerekir. Kendi vatandaşlarını öldüren güvenlik güçlerine karşı cezasızlığı neredeyse bir devlet politikası haline getiren bir iktidardan, başka bir devletin vatandaşlarının öldürülmesiyle ilgili etkili bir soruşturma yapılmasına olanak tanıması beklebilir mi? Aynı biçimde CHP ve HDP’liler barışta buluştu barış olsun” şarkısı yükseliyor. Alanı dolduran herkesin dileğini seslendiriyor Ferhat Tunç. İngilizceden Kürtçeye, Fransızcadan Arapçaya, YunanİZLENİM cadan Türkçeye herkesin elinde “barış” yazılı dövizler. Bir de tabii “Sarayı korumak için ölmeyeceğiz” pankartları. Elinde “Aşiti” yazılı dövizi tutan genç e ş y A bir kadın “Anne olduım ır Yıld ğumuz için buradayız” diyor. Çocuğu askerlik çağına gelmemiş henüz ama kardeşi Şırnak’ta asker. “Bu kan dursan artık. Anneler ağlamasın” diye anlatmaya başlıyor. Yanında bulunan diğer kadınlar dahil oluyor konuşmamıza. “Anayız barıştan yanayız” diyerek hep birlikte barış çağrısı yapıyorlar. Ama en çok da asker ve polis annelerine çağrıları: “Biz onlar için de buradayız. Ölen asker ve polisler de bizim çocuklarımız. Onlar için de ağlıyoruz. Asker ve polis annelerine sesleniyoruz. Savaşı ancak biz durdurabiliriz. Gelsin birlikte barışı kuralım. Gerekirse ayaklarına kapanalım. Ne gerekiyorsa birlikte yapalım. Savaşı ancak biz kadınlar durdurabiliriz.” Mitinge gelen erkeklerin ağzından da aynı çağrı yükseliyor. Beraber mitinge katılan iki CHP ve bir HDP’li “Partimizin önemi yok. Amacımız aynı” diyor. “Biz hangi taraftan olursa olsun insanların ölmemesi için buradayız” diye konuşuyor orta yaşlı CHP üyesi. Onu HDP’li arkadaşı tamamlıyor: “Savaş ve ölüm insanları ayırmıyor. Sağcı mı solcu mu diye bakmıyor.” Mitinge katılanların bir isyanı da çürük raporu alıp askere gitmeyen siyasilerin çocuklarına: “Ölenler hep halk çocukları. Neden Tayyip’in oğlu askere gitmiyor. Şu çürük raporları bir elden geçirilsin bakalım. Unutmasınlar bu zulüm bir gün onların da kapılarını çalar.” oparlörlerden Ferhat Tunç’un “AnaH lar ağlamasın/Yürekler dağlanmasın/ Savaşa hayır/ Ölüme hayır/ kardeşlik olsun/ Barışı birlikte inşa edeceğiz ’e yakın sivil toplum örgütü ile HDP ve bazı CHP’li milletvekillerinin desSİBEL tek verdiği BaBAHÇETEPE rış Bloku’nun çağrısıyla Bakırköy Halk Pazarı’nda bir araya gelen binlerce kişi “AKP savaşı istiyor, biz barışı inşa edeceğiz” sloganıyla dev barış mitingi düzenledi. Dün öğle saatlerinden itibaren gruplar Bakırköy’e geldi. Miting nedeniyle alana çıkan bazı yollar trafiğe kapatıldı. Alana gelen yurttaşlar İncirli metrobüs durağı ve Bakırköy metro durağından itibaren, üzerinde Barış Bloku gömlekleri olan görevliler tarafından miting alanına yönlendirildi. Güvenlik amacıyle mitingin yapılacağı Bakırköy Halk Pazarı alanı çevresinde çok sayıda çevik kuvvet polisi ile TOMA hazır bekletildi. “Katil IŞİD, işbirlikçi AKP”, “Savaşa hayır, barış hemen şimdi”, “Şerefsiz Bahçeli”, “Katil Erdoğan” sloganlarının atıldı. “Kadınlar sana savaş yaptırmayacak”, “Saray savaş, halklar barış istiyor”, “Sarayı korumak için ölmeyeceğiz” dövizleri taşınırken Suruç’taki patlamada yaşamını yitirenler anıldı. Mitinge, CHP Genel Başkan Yardımcısı Ercan Karakaş, CHP milletvekilleri Oğuz Kaan Salıcı, Ali Şeker, Eren Erdem, Zeynel Emre, HDP Eş MİTİNGTE HİÇBİR KURUM VE PARTİ BAYRAĞI KULLANILMADI 80 Fotoğraflar: CAN EROK Etkili soruşturma AKP hükümetine ve Saray’a büyük tepki gösterildi. Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, HDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, HDP milletvekilleri Filiz Kerestecioğlu, Sezai Temelli, Prof. Dr. Beyza Üstün, Ali Kenanoğlu, Saruhan Oluç, Garo Palyan, Asiye Kolçak ile çok sayıda demokratik kitle örgütü temsilcisi katıldı. HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, “Toplum barış istiyor, PKK barış yapmaya hazır olduğunu ilan ediyor, Dolmabahçe’de müzakereye hazır olduğunu ilan ediyor; hayır ille de biz savaş yapacağız diyorlar. Barışı vicdanla inşa etmemiz lazım” dedi. Demirtaş, özetle şunları dile getirdi: “Erken seçim yaptıklarına onları pişman edeceğiz. Yüzde 41’i bir daha bulamayacaklar. Sayın Davutoğlu, bize oradan sürekli talimat vermekten vazgeç. Bu savaşı başlatıp ateşkesi bozan sizsiniz. IŞİD terörü ile arana mesafe koy, sana düşen budur. Zergele’de 8 sivili katlettiniz. Sayın Davutoğlu bunun emrini kim verdi? AKP yanında bulunan gazeteciler de Zergele’de tam isabet diye başlık atıyor. Demek ki sivil halkı katledip HDP’nin sivil irade üzerindeki gücü yok etmeye çalışıyorsunuz.” Barış Bloku adına Prof. Gençay Gürsoy “Çatışma ortamı son bulsun, müzakereler parlemento zemininde yeniden şeffaf ve demokratik başlatılsın” diye konuştu. Miting öncesinde bomba araması yapılırken konuşmaların yapılacağı platformun arkasına yaklaşılmaması, elektrik kaçağının olduğu, bir kişinin de yaralandığı ve durumunun iyi olduğu anons edildi. Mitingin sona ermesinden yaklaşık yarım önce, türbanlı bir genç kızın halk pazarının önünde polisler tarafından durdurulduğu ve gözaltına alındığı görüldü. l İSTANBUL Devlet sorumlu Issa/Türkiye davası (2004), Kuzey Irak’a giren TSK’nin Iraklı sivilleri öldürdüğü iddiasıyla ilgili. Türkiye, söz konusu bölgede askeri harekât yapılmadığını ileri sürdü. AİHM, ölümlerin TSK ile bağlantılı olduğunun kanıtlanmadığı gerekçesiyle ihlal bulmadı. Ancak karar “etkili denetim” koşulunu zayıflatan önemli bir görüş içerir. Buna göre, sözleşmeye taraf bir devletin görevlilerinin, başka bir devletteki fiilleri nedeniyle, o devletteki kişilerin hak ve özgürlükleri ihlal ediliyorsa, bu ihlalden taraf devlet sorumludur. Bu sorumluluk, “bir devletin kendi ülkesinde yapmasına izin verilmeyen fiilleri başka bir devletin ülkesinde de yapamayacağı” ilkesinden kaynaklanmaktadır. Bu görüş, devletin başka bir devletin ülkesindeki insan hakları ihlallerinden sorumlu olmasını, “etkili denetim” ölçütü ile sınırlı tutmayıp birey Kılıçdaroğlu’nun hassasiyeti ‘Pişman olacaklar’ Savaş blokuna karşı kurulan Barış Bloğu’nun onlarca bileşeni arasında Deri ve Tekstil İşçileri Sendikasından KESK’e, Türkiye Gazeteciler Sendikası’ndan Türk Tabipler Birliği’ne, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformundan Felsefeciler Derneği’ne onlarca emek ve meslek örgütü, platform v e sendikalar yer aldı. Bloğun en dikkat çeken yanı ise HDP ve CHP’nin ilk kez bir mitingde buluşacak kadar yakınlaşmalarıydı. Barış Bloku’nun kuruluşunda 15 CHP milletvekilinin adı bulunuyordu. Dünkü mitingde de kurumsal olarak CHP’nin adı okunacaktı. Ancak önceki akşam CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partilerinin kurumsal olarak temsil edilmemesini “CHP milletvekilleri” olarak anons edilmesini istedi. Kılıçdaroğlu’nun bu hassasiyetinin bugün Başbakan Davutoğlu ile yapacağı koalisyon görüşmesine gölge düşürmesi endişesinden kaynaklandığı öğrenildi. Mitingde Barış Bloku’nun bileşenlerinden HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş da bir konuşma yaparken Kılıçdaroğlu’nun hassasiyeti nedeniyle CHP’li Sezgin Tanrıkulu daha önce planlanan konuşmasını yapmaktan vazgeçti, hatta alana bile gelmedi. Bu nedenle olsa gerek bloğa imza atan CHP milletvekillerinin bir çoğu da alanda yoktu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Ercan Karakaş ile aralarında Oğuz Kaan Salıcı ve Ali Şeker’in de bulunduğu CHP milletvekilleri mitingde partilerini temsil etti. Barış Bloku’nun tüm uyarılarına karşın açılan Öcalan posterleri de bazı CHP’liler de tedirginlik yarattı. Ancak CHP İstanbul İl örgütünün çağrısı ve pek çok noktadan kaldırdığı otobüsler sayesinde alanda CHP’liler HDP’liler ile birlikte “Savaşa hayır, barış hemen şimdi” diye bağırdı. ‘PKK bir özgürlük hareketi’ lmanya’nın Köln kentinde Ezidiler ve Kürtler tarafından Türkiye’nin hava operasyonlarının protesto edildiği yürüyüşe katılan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Deuts HDP Eş Başkanı Yüksekdağ, örgütün demokrasi ve eşitlik mücadelesi verdiğini söyledi, “uyguladığı program terör değildir” dedi Peşmerge: IŞİD’le savaşırken Zergele’de kardeşlerim öldü ngiliz The Telegraph gazetesi, Türkiye’nin PKK’ye yönelik hava operasyonları sırasında vurulan Zergele köyünde sivillerin vurulduğu iddiasına geniş yer ayıdı. Gazetenin Zergele mahreçli haberinde bir Peşmerge komutanının “Ben IŞİD’le şavaşırken Türk hava baskınları kardeşlerimi öldürdü” sözlerine yer verdi. Gazete Mamend Resul adlı Peşmerge komutanının geçen cuma günü yapılan cenaze töreni sırasında A İ Yüksekdağ che Welle’ye verdiği demeçte “PKK bir halk özgürlük hareketidir. Aynı zamanda demokrasi ve eşitlik mücadelesi veren bir örgüttür. PKK’nin bu hedeflere ulaşma konusunda başvurduğu yöntemleri onaylamıyoruz. Ancak şunu da kabul etmeliyiz ki, uyguladığı program terör değildir” dedi. Türkiye’nin yürüttüğü operasyonların “çok açık bir şe kilde IŞİD’i değil Kürtleri hedef aldığını” belirten Yüksekdağ, “Yaklaşık 3 yıldan beri Türkiye IŞİD’e destek veriyor. Türkiye içerisindeki kamplarda eğitilen militanlar sınırı geçerek bölgeye gidiyor. Türk hükümeti IŞİD’i desteklediğini yalanladı. Ancak bizim silah gönderildiğine dair şahitler ve belgelerimiz mevcut” dedi. l Haber Merkezi “Türkiye’ye hiçbir şey yapmadık” dediğini aktardı. Kuzey Irak’taki Mahmur kampını ziyaret eden Independent gazetesi muhabiri Catty Othen ise PKK operasyonlarını komuta eden Sertaf Aso’nun sözlerine yer verdi. Haberde Aso’nun “PKK kamplarına saldırılar devam ederse, çatışmalar sadece Kuzey Kürdistan’a değil (Türkiye’nin güneydoğusu) Türkiye’nin tüm şehirlerine yayılır” dediği belirtiliyor. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle