17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 1 Ağustos 2015 yorum TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ 18 ğustos itibarıyla geldiğimiz nokta şu: Şehitler, bombalar, yaralılar, sınırdan tanklı görüntüler, F16’lar, toplar... Ekonomide savaş var: Dolar 2.80’lerde, 3 olur diye yazanlar var, tüm trendler aşağıya gidiyor, turizm patladı. Türkiye’yi bir anda, turizm beldesinden “Felluce”ye kim çevirdi peki? Davutoğlu’na sorarsanız, üç sorumlu var: IŞİD, PKK ve DHKPC. IŞİD’in önce Suruç’ta canlı bomba ile 31 masum insanı katletmesi, ardından bir askeri şehit etmesi. PKK’nin iki polisi, evlerinde uyurken katletmesi. DHKPC’nin İstanbul’daki bir gösteride, iki silah göstermesi. A Erdoğan’ın sarayına ‘payanda’ olanlar Erdoğan’ın bu sonucu hazmetmeyip ülkeyi erken seçime götürmek isteyeceği, bunun için gerekirse partinin başına bile geçmeyi göze alacağını biliyorduk; bu köşede de yazıldı. Bunu yaparken AKP’nin iktidar sayısını yitirmesine yol açan HDP faktörünü sıfırlamaya çalışacağı da gayet açıktı. Çünkü ancak HDP baraj altında kalırsa AKP iktidar olabilir. Ve yaşananlar, ülkeyi Erdoğan’ın hedefine ulaşabileceği bir ortama itiyor. Pazarlıkta son aşama etkisiz Başbakan Davutoğlu, PKK silah bırakmadan çözüm sürecinin devamının ya da Abdullah Öcalan ile “heyet görüşmesinin” olanaksız olduğunu söylüyor. Bugüne değin, PKK silah bırakmadan yabancı ülkelerin gözetmenliğinde MİT Müsteşarı ile pazarlık yapmamış, çözüm süreci ve barış ilan edilmemiş, her gün İmralı’ya heyet üzerine heyet gitmemiş gibi. Elini verdi, kolunu kaptırdı. Y Plan zaten buydu? PKK tarafından bir anlamda kurşuna dizilen her askerin, polisin, yurttaşın kanı üzerlerine akıyor. Sandıktan koalisyon çıktığı gün, Niye şehit polisler? Öncelikle bu ortamı sağlayanlara sorularımız var. l PKK’nin önde gelenleri, iki polisin uyurken kafalarından vurulmalarına nasıl göz yumar? l “Türkiye, iki polisinin şehit edilmesiyle ortadan kalkmaz” diyen Mesud Barzani kadar akıllı birileri yok mudur o örgütte? l Durup dururken 3 yıl sonra yeniden savaşı başlatmanın, HDP’ye oy veren 6 milyon 57 bin 506 kişiyi kızdıracağını düşünemez mi Kandil’dekiler? l Mantıklı bir açıklaması yokken PKK’nin yeniden savaş başlatmasının sandıkta bedeli olacağı hiç mi akıllarına gelmez? l Türkiye’nin yüzde 60’ı, tam 13 yıllık AKP iktidarını devirme hayalleri kurarken iki militanın İstanbul’da Kalaşnikof’la, stenle dolaşmasının açıklaması nedir? l Ve 6 milyon seçmenin oyuyla TBMM’ye seçilen Figen Yüksekdağ’ın, “Biz sırtımızı YPJ’ye, YPG’ye ve PYD’ye yaslıyoruz” demesinin mantığı nedir? l Figen Yüksekdağ’a, sırtını Türkiye’deki milyonlarca Kürt’e ve partisine oy veren 6 milyon 57 bin 506 seçmene dayamak yetmez mi? l Yüksekdağ düşünmez mi ki, söylediği bu sözleri duyan İslamcılar da “Sırtımızı IŞİD’e bağladık” demeye başlarlar. Biliyoruz süreç uzun Çözüm süreci başladığında, bunun çok zaman alacağını, arada pek çok yol kazası yaşanacağını tahmin ediyorduk. Daha önce benzer süreçten geçen İrlandalı ve İngilizler defalarca uyardılar, “Provokasyonlara dikkat edin” diye. Şimdi yaşananlar da aslında yol kazalarından biri. Ancak, her şey bu kadar açıkken böyle bir kaza yaşanması can sıkıcı. Bu yol kazalarının, her taraftan gencecik insanların hayatına mal olduğunu unutmamalı. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] Meşrulaştırma görüşmeleri 1 Bakanlık için çok hevesliler. 2 “Masayı biz devirmiş olmayalım” diyenler. 3 AKP ile koalisyona karşı çıkanlar. Bu arada CHP, milletvekili bile olmayan ve Recep Tayyip Erdoğan’a en yakın isimlerden Ömer Çelik ile “istikşafi görüşme” yapıyor. HP’de koalisyon konusunda üç düşünce beC liriyor: Türkçesi ile, birbirlerini anlayacaklarmış. Bugüne değin “kâfi” derecede anlayamamışlar gibi. CHP, AKP ile koalisyon görüşmelerini sürdürerek yetkisiz AKP hükümetini görüntüde meşrulaştırmış oluyor. Asıl hedefi yeniden tek başına AKP iktidarı, dolayısıyla erken seçim olan Recep Tayyip Erdoğan’a da bahane ve zaman kazandırıyor. Yeni bir 90’lar dönemi Tüm bu yaşananları durdurmak ve eskiye dönmek, iki istisna ile hâlâ mümkün. Önce istisnaları sayayım. Maalesef ölenleri geri getiremeyiz. Ve IŞİD’i kontrol edemeyiz. Ancak Kandil’in silahları susturması için etkili olabiliriz. HDP, tüm gücünü bu amaç için kullanmalı. 6 milyon seçmen HDP’den bunu bekliyor. “Yüksekdağ’vari” açıklamalara son vermeliyiz, sadece ve sadece rasyonel “Demirtaş’vari” açıklamalar öne çıkmalı. İstanbul’da sergilenen silahlar toprağa gömülmeli. Yoksa neler olur? Kurs mu, lise mi? kulların açılmasına şunun şurasında 1.5 ay var ve Anayasa Mahkemesi, dershanelerin kapatılmasıyla ilgili yasayı iptal etti. AKP’nin yetkisiz hükümeti ise dershanelerin ne olacağına bir türlü karar veremiyor. Ulusal Eğitim Derneği Başkanı Nazım Mutlu’ya göre, Milli Eğitim Bakanlığı’nın eli ayağına dolandı. Öyle ya, bir gün “Dershaneler kurs olacak” diyor, ertesi gün “Lise olacak” açıklamasını yapıyor. Nazım Mutlu, bakanlığın tutumunu aşure kazanına benzetiyor: “İşlerini bilimle, akılla, işinin ehli uzmanlarla değil de derme çatma militanlarıyla yapmayı seçen bakanlığın, adına ‘dönüşüm’ dediği dershaneden okul yapma girişimi, önümüzdeki öğretim yılına hazırlanan öğrenci ve velileri, labirente dönüşen toz duman içindeki ortamda hangi yolu tutacaklarını iyice O bilemez duruma sokmakla sonuçlandı. Gelecek öğretim yılında, artık iyice çivisi çıkmış, sistematiği kalmamış bir eğitim keşmekeşinin ortasında kalan aileler, çocuklarını daha az hasarla kurtarabilmenin telaşı içinde oradan oraya koşuşturacaklar, parası olanlar, ne olduğu, ne olacağı belirsiz cici ‘kolej’ler yoluyla kendilerini kurtardıklarına inanacak; kalan çoğunluğun kısmetine de, önlerine ‘Anadolu’ adı yapıştırılan düz liseler, imam hatipler, meslek liseleri düşecektir. Onları da veli ya da öğrenci değil, her şeyi ‘çok iyi bilen!’ MEB ve onun yandaş sendikasınca atanan müdürlerden oluşan alt birimleri belirleyecek.” Mutlu’ya göre, rezaletin son perdesi şu sahneyle açılacak: Önümüzdeki öğretim yılında, “sözde okul”larda öğretmenler öğretiyor gibi, öğrenciler öğreniyor gibi, veliler de paçayı kurtarıyor gibi yapacaklar. ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] HARBİ SEMİH POROY Yoksa gidiş iyi değil. Neler mi olur? Onu da yazalım. Yeni bir 1990’lar dönemine geri döndük, TBMM’den milletvekillerini yaka paça polis aracına tıkıp, 11 yıl hapiste çürütmek isteyenler ellerini ovuşturuyor. Yakında birileri liste yapıp, otellerden işadamı toplamaya başlarsa şaşmayın. Daha fazla insan ölür, insanlar birbirlerine daha fazla düşman kesilir. Ve Erdoğan’ın Çin semalarından buyurduğu “Hemen seçim planı” devreye girer, HDP baraj altında kalır, AKP yine iktidar olur. Seçimden sonra da tarafları yeni bir “Dolmabahçe Mutabakatı” için, bu kez kendi sarayına çağırır. Yeni mutabakat, Erdoğan’ın kaçak Sarayı’na da meşruiyet sağlar. Bu arada olan, gencecik insanların hayatına olur. Ülke, ağır bir ekonomik krizden geçer. Halk biraz daha yoksullaşır. Ne gam? 1 AĞUSTOS 2015 SAYI: 32805 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ORHAn ERİnÇ TIR’ın sonucu KP iktidarının, “TIR’larda yakalanan silahlar IŞİD’e değil, Türkmenlere gitti” açıklamasının hayata nasıl yansıdığını bilen var mı? Suriye ve Irak topraklarında Türkmen köylerini basan IŞİD, “Madem size silah gönderilmiş, onları bize vereceksiniz” diye baskı yaptı. Türkmenlerin dededen, atadan kalan silahlarını bile ellerinden aldı. Silah bulunmayan hanelerde de kafa kesti! A Özet ürkiye savaşa itildi. Milli Savunma Bakanlığı’nda ise milletvekili olmayan, TBMM’de yemin etmemiş bir bakan oturuyor! “D Kurbağalı dere faciası eniz, bize okul kitaplarında, şiirlerde öğretildiği gibi yalnızca, ‘mavi, engin bir su’ değildi. İçinde yüzen balıklar, dibinde büyüyen yosunlar gibi kendisi de canlıydı. Yaşıyordu. Çoğunun adlarını bile bilemediğimiz, binlerce, on binlerce canlı, onun canından yaşam buluyordu. Öfkesinin, kabarmasının, çırpınışının, durulup susmasının bir anlamı vardı. Şimdi karşımda, bir ölü gibi hareketsiz duran bu koyu maviliğe artık onu anlayarak bakıyordum. Karşımdaki deniz, geçen yıl, bir önceki yıl, daha önceki yıllar yine buradan, bu saatlerde seyrettiğim deniz değildi… Yüzeyi ince bir tülle kaplanmış gibiydi. Dikkatli bakınca üzerinde kirli beyaz köpükler, yağlara, mazot lekelerine bulanmış küçük çöpler görülüyordu. Yorgun düşmüştü. Kendisini kirlerinden arındıracak, yenileyecek, yeniden eski rengine dönüştürecek gücü kalmamış, direnci kırılmıştı. Üzerine serilmiş, kirlendikçe ağırlaşan, gözenekleri kapandıkça güneş geçirmez olan o tülü parçalayamıyordu. Çöpe, yağa, zehre yenik düşmüştü. Tükeniyordu…” HHH Yukarıdaki satırları 1998 yılında Can Yayınları’ndan çıkan “Deniz Bitti” adlı kitabımdan alıntıladım. Moda Koyu, deniz, artık olmayan Moda Deniz sözlerine kulak verelim. “Dere kenarında onlarca yıldır devam eden yapılaşma, su kalitesi sorunlarına neden oldu. Özellikle derenin kaynağını aldığı ve geçtiği bölgelerde dere çevresi amacına uygun olarak korunamadı. Başta evsel atıklar olmak üzere muhtelif atık yükleriyle beslendi. Dere suyuna kontrolsüzce salınan atık yükleri derenin hemen her bölgesinde ekosistemin bozulmasına neden oldu. Ekolojik yaşam için olmazsa olmaz olan ‘çözünmüş oksijen miktarı’ 7–8 mg/L olması gerekirken 1 mg/L’nin altına düştü.” HHH Dere bir süredir dibinde oluşan metan gazı nedeniyle fokurduyor; yaydığı koku çevresini yaşanmaz kılıyor. Kadir Topbaş’ın başkanlığındaki İBB tarafından üç yıl önce başlatılan ıslah çalışmalarında yapılan teknik yanlışlar durumu büsbütün içinden çıkılamaz bir duruma getirdi. İBB, rant peşinde koşan yağmacı müteahhitlerin değil, bu konunun uzmanı bilim insanlarının sözlerine kulak vermeli, Sayın Topbaş da Kadıköylülerin kafalarında oluşan, “AKP’li belediye biz kendilerine oy vermediğimiz için bizi cezalandırıyor” algısını değiştirmek için çaba göstermelidir. Kurbağalı Dere faciasında söz konusu olanın insan sağlığı olduğu akıldan çıkarılmamalıdır. İcra Kurulu Başkanı AKIn ATALAY Genel Yayın Yönetmeni CAn DünDAR Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven Haber Koordinatörleri Murat Sabuncu Ayşe Yıldırım Başlangıç Yazıişleri Müdürleri Bülent Özdoğan Baydu Can Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Özlem Ayden Şalt Reklam Genel Müd. Yrd. nazende Körükçü Reklam Grup Koordinatörü Hakan Çankaya Rezervasyon Yönetmeni Onur Tunalı T l Haber Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya l Dış Haberler: Ceyda Karan l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Kültür Sanat: Evrim Altuğ l Spor: Arif Kızılyalın l Grafik: Ahmet Sungur l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner Kurbağalı Dere fokurduyor Hamamı’nın bulunduğu yerden bakıldığında böyle görünüyordu. Fenerbahçe ile Moda Burnu arasındaki o güzel koyun “baş belası” bugün olduğu gibi o yıllarda da, Moda’ya taşındığımız 1954 yılında da Kurbağalı Dere idi. Gelmiş geçmiş hiçbir belediye bu belanın üstesinden gelemedi. Kaynağını Şerifali bölgesinden alan bu dere; Kadıköy, Maltepe ve Ümraniye ilçelerinden gelen küçük dereler ile beslenen oldukça büyük bir havzaya sahiptir. Derenin artık insan sağlığını tehdit edecek düzeye geldiğini söyleyen İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Meriç Albay’ın Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık Halit Ziya Bulvarı 1352 S. 2/3 Ahmet Rasim Sok. No: 14 İzmir Tel: (0232) 441 12 20 Çankaya 06550 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Can Dündar, Cüneyt Arcayürek, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Mali İşler Müdürü: Bülent Yener l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Cumhuriyet Caddesi Beşler Apartmanı No: 44 Kat:3 Daire:4 34367 Elmadağ/İstanbul Tel: (0212) 251 98 74 75 81 82 Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: YAYSAT Doğan Medya Tesisleri Hoşdere 34850 Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İmsak İstanbul 04.06 Ankara 03.56 İzmir 04.26 nAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 05.52 13.1 8 17.10 05.40 13.02 16.53 06.06 13.25 17.13 Akşam 20.30 20.12 20.31 Yatsı 22.08 21.47 22.02 C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle