17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA 10 EDİTÖR: GÜLRİZ ERGÖZ Netzpolitik sitesinden iki gazeteciye Anayasayı Koruma Dairesi’nin interneti gözetleme faaliyetleriyle ilgili gizli belgelerini yayımladıkları için “vatana ihanetten” soruşturma başlatılması Almanya’yı karıştırdı. 1962’den beri ilk kez gazetecilerin hainlikle suçlanması tüm medya örgütlerini ayaklandırırken, adalet bakanının araya girmesiyle başsavcı “İfade ve basın özgürlüğünün büyük iyiliği” için soruşturmayı askıya aldığını açıkladı. TASARIM: BETÜL BERİŞE Almanya’da gazetecilere ‘vatana ihanet’ suçlaması geri çekildi Cumartesi 1 Ağustos 2015 Menna: IŞİD Türkiye’de azınlıkları vurur uriyeli muhaliflerin en saygın isimlerinden olan Heysem Menna (Haytham Manna) IŞİD hakkında “DAİŞ: Barbarlık Devleti” adlı kitap yayımlamasının ardından BBC Türkçe’den Mahmut Hamsici’ye konuştu. “IŞİD’in şu an için Türkiye’deki siyasi yaşamda bir rolü yok. Halk açısından ülke İslamcı bir parti tarafından yönetiliyor. Türk halkı bu radikalleri desteklemez. Bu yüzden sessiz bir şekilde yeraltında çalışıyorlar ve ülke çapında bir ağları var. IŞİD’in Türkiye’de 3 binden fazla üyesi var. Suriye ve Irak’ta savaşansa 600’e yakın Türkiyeli IŞİD’li var” diyen Menna, “Türkiye’de, Irak’ta izledikleri yolu izleyecekler. Irak’ta önce Şiilere saldırdılar. Türkiye’de de Alevilere, Kürtlere, azınlıklara saldırabilirler. Şu anda Kürtleri düşman görüyorlar. Azınlıkların çoğunlukta yaşadığı kentleri, mesela Hatay, Diyarbakır çevresini seçebilirler” öngörüsünde bulundu. MİT’in IŞİD’in faaliyetlerine dair bilgiye sahip olduğu için örgütü zayıflatma kapasitesinin bulunduğunu söyledi. ‘YPG’yi İncirlik’ten destekleriz’ ısrarı Ankara’nın yalanlamasına rağmen ABD Dışişleri, ‘İncirlik’ten YPG dahil IŞİD’le savaşan tüm güçlere destek verilecek’ dedi İLHAN TANIR [email protected] w Kim korkar IŞİD’den? ŞİD’e Türkiye’den bakıldığında en çarpıcı gelen şey, konunun bu derece hafife alınması. AKP iktidarının IŞİD konusundaki tavrı malum. Gelen geçen IŞİD’cilere karışılmıyor, ülkedeki yapılanmalara ilişilmiyor; gözaltındaki militanlar serbest bırakılıyor vs. Bu ayarda tolerans, Ankara ve IŞİD arasında “siyasi ideolojik yakınlık” olduğu iddialarını pompalıyor. Peki siyasi iktidarın tutumu böyle de, kamuoyununki ne? On günde Suruç unutuldu bile. Gündem, Suruç’taki IŞİD vahşetinden Selahattin Demirtaş’ın şeytanlaştırılmasına kaydı. Felaketler zincirini tetikleyen IŞİD olgusunu masaya yatırmak yerine, olayın kurbanı olan kesimin siyasi hareketi ve liderini linç etmek yeğlendi. Tüm bunları salt rejiyi yöneten “aklın” Makyavelizmi ile açıklamak yeterli değil. Bir de o rejiye olanak sağlayan kamuoyu desteği var. “Kürt siyaseti” kamuoyu nezdinde bu denli kolay şeytanlaştırılabiliyorsa; IŞİD radikalliği de o denli kolay görmezden gelinebiliyor. Araştırma kurumu PEW, İslami aşırılık ve IŞİD algısı üzerinde geçende ülkeler arası karşılaştırmalı anket yayımladı. Suruç’tan iki gün önce yayımlanan araştırma, Türkiye’nin “IŞİD’den en az korkan ülke” olduğunu ortaya koyuyor. 21 ülkeli ankette yalnızca Batı ülkeleri yok. Pakistan, Ürdün, Malezya gibi Müslüman ülkeler de var. Bu ülkelerin hepsi, “İslami aşırılıktan” listenin son sırasındaki Türkiye’den daha çok korkuyor! IŞİD’in merkez üssü Suriye ve Irak’ın dibindeki bir ülkedeki bu vurdumduymazlığa araştırmayı yapanlar da şaşırmış. Bunu özellikle kayda geçiyorlar. S BD Dışişleri sözcüsü John Kirby’e pazartesi günü Cumhuriyet’in sorduğu bir soru, Washington ile Ankara arasında krize neden oluyor. Kirby’nin İncirlik’ten havalanacak koalisyon uçaklarının Suriye’de PYD’nin silahlı kolu YPG’ye destek olacağı sözlerini, Türk Dışişleri’nin yalanmasına rağmen, yardımcısı Mark Toner teyit etti. Kirby’nin “YPG halihazırda zaten koalisyon güçleri Ankara’nın İdlip ve Halep’te desteklediği Nusra, dün Azez’de nin hava desteğini alıyor. Türkiye’de eğitilen Türkmenlerin karargahına da saldırdı. Şimdi Türkiye’deki hava üslerine de erişimimiz olmalerinin yanı sıra Suriye Arapmalar” mı bulunduğu soruldu. sı, bu desteğin daha zamanToner, “Yanlış anlaşılma yok. ları da bu gruba dahil. Sadece lı ve hatta daha etkili olmasıKirby, IŞİD’e karşı savaşan tek grup olduğunu söylemek na imkân sağlayacak. Bu tür tüm gruplara destek verileceği doğru olmaz” dedi. ABD yöbir desteğin devam etmesini ni, Kürt grupların da bunun bir netiminin PKKPYD ayrımını bekliyorum” cevabını, Türk Dı parçası olduğunu açık şekildevam ettiren ve PKK’nin ayşişleri Sözcüsü Tanju Bilgiç’in de ifade etti. IŞİD karşıtı güçler rı bir organizasyon olduğunu yalanlamasına, önceki gün çok geniş bir grup” karşılığını savunan Toner, Türkiye’nin Kirby’nin yardımcısı Toner ya verdi. Kirby’nin doğrudan YPG PKK’yi vurmasının ABD’nin nıt verdi. Brifingde Ankara’nın hakkında yöneltilen soruya bu Suriyeli Kürtlerle ilişkilerini mutabakatta PYD gibi gruplayanıtı verdiğinin hatırlatılmabozduğunu, “Kesinlikle doğra desteğin yer almadığını besı üzerine, Toner, “Kirby, daha ru değil” diye yalanladı. Türk lirttiği hatırlatılarak, iki taraf geniş anlamdaki IŞİD karşıtı hükümetine PKK’ye orantılı arasında bazı “yanlış anlaşılgüçlere atıf yaptı. Suriye Kürtyanıt vermesi çağrısı yaptı. A Bağdat’la Kandil krizi Türkiye’nin Kuzey Irak’ta PKK’yı vurmasına “Egemenliğimizi, toprak bütünlüğümüzü tehdit ediyor” tepkisini gösteren Irak hükümetine Ankara’dan sert yanıt geldi. “Irak hükümetinin olumsuz tutumu hayal kırıklığı yaratmıştır” diyen Dışişleri, “Irak hükümetinin topraklarından Türkiye’ye saldırıya izin vermeme taahhüdünün yerine getiremediği ve Irak’ta PKK’nin barınmaya devam ettiği aşikâr. Bu taahhüdü uygulayamayan, topraklarının 3’te 1’i terör örgütü kontrolünde olan ve sınırlarına hakim olamayanların PKK’yle mücadeleye karşı tavır sergilemeleri kabul edilemez” çıkışı yaptı. I ‘PKKPYD farkı’ ‘Esad rejimi ile Suud arasında ilk görüşme’ uriye Ulusal Güvenlik Bürosu Başkanı Ali Memluk’un Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’a gidip Suudi 2. Veliahtı ve Savunma Bakanı Muhammed bin Salman’la görüştüğü iddia edildi. YDH’nin Lübnan’ın el Ahbar gazetesinden aktardığına göre, Suriye istihbarat şefi Memluk, veliahta “Suudi Arabistan nasıl olur da Tunus, Mısır ve Libya ve diğer yerlerde bozucu bir rol oynayan Katar’ın peşine takılır? Katar kim ki, Suudi Arabistan’a ve Arap siyasetine yöne verdi” diye sordu. Muhammed ise “Esas sorunumuz, sizin, bölge düzeyinde rekabet içinde olduğumuz İran’ın peşine takılmanızdan kaynaklanıyor. Siz bölgedeki oluşumları tehdit eden ve aç gözlü davranan İran ittifakının bir parçası oldunuz. Lübnan’ı ele geçirip İran mandasına dönüştürmeye çalışan Hizbullah’ın arkasından yürüdünüz” dedi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 19 Haziran’da Muhammed’i ağırlarken, terör tehlikesi karşısında Suriye ile işbirliği gerektiğini anlamayan sadece iki ülke kaldığını, bunların Türkiye ile Suudi Arabistan olduğunu söylediği, 10 gün sonra da Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim, Yardımcısı Faysal Mikdad ve Cumhurbaşkanı Danışmanı Buseyna Şaban’ı ağırlarken teröre karşı Suriye, Türkiye, Suudi Arabistan ve Ürdün ittifakı önerdiği belirtildi. Birkaç hafta sonra Rusya istihbarat servisi başkan yardımcısı, Memluk’u alıp Muhammed’e götürdü. Suudi istihbarat şefi Salih Humeydan’ın da katıldığı görüşmede, Muhammed, Suriye politikasının değişmesinde eski Dışişleri Bakanı Faysal ve eski İstihbarat Servisi Başkanı Bender’in sorumluluğunun kabul edip “Bu görüşme birbirimizi duymak için bir başlangıç oldu” dedi. İki taraf, iletişimin devamı konusunda görüş birliğine vardı. Eğitilip donatıldılar, Nusra’ya yem oldular ürkiye’nin ev sahipliğinde ABD Savunma Bakanlığı’nın eğitdonat programından geçirildikten sonra IŞİD’den arındırılmış bölge planını hayata geçirmek üzere Suriye’ye geçen bir avuç “ılımlı Suriyeli muhalif”, Kaide’nin Suriye kolu Nusra Cephesi’ne yem oldu. “Yeni Suriye Gücü”ne bağlı, Türkmenlerden oluşan ve 30. Bölük denen grubun 8 ila 18 üyesinin kaçırıldığı haberlerinin ardından, sayı vermeden böyle bir eylemde bulunduğunu doğrulayan ve bunu “kafir ABD’nin ajanları” olmalarıyla gerekçelendiren Nusra, dün Cihadistan ve ‘homo İslamicus’ T S de 30. Bölük’ün Türkiye sınırına yakın, Halep’in kuzeyine düşen Azez’daki karargahına saldırdı. “Nusra, ABD’nin muhaliflere verdiği silahları ele geçirmek için saldırdı” diyen Gözlemevine göre, ABD’nin Azez’de Nusra mevzilerine düzenlediği hava saldırısında ve karargahta çıkan çatışmada Nusra 18 ve 30. Bölük 7 can kaybı verdi. 30. Bölük, Facebook’tan 5 adamının öldüğü, 18’inin yaralandığını duyururken, kaçırılan Türkmen komutanı Albay Nedim Hasan’ın da derhal bırakılmasını talep etti. Böylece iki hafta önce 30 Amerikan ara zi aracı ve silahları eşliğinde Suriye’ye gönderilen 54 muhalifin çoğu savaş dışı kaldı. ABD Savunma Bakanlığı kaçırmaları yalanladı. İdlib ve Halep’te Riyad ve Ankara tarafından desteklenen Nusra ise, kaçırma açıklaması yaptı. Kendilerine ABD’nin düzenlediği hava saldırıları için 30. Bölük’ün yerden istihbarat verdiğini söyleyen Nusra, “Onları Amerikan planına uymalaları, hakikate dönüp doğru yolu bulmaları için uyarıyoruz” dedi. Nusra daha önce yine ABDTürkiye destek Nusra ile toplantı li Hazzm Hareketi ve Suriye Devrimci Cephesi’ni hezimete uğratmıştı. 30. Bölük’e yakın bir ÖSO’lu, Ebu Ömer el Menbici de, olaydan 3 gün önce, eğitdonat grubu ile Nusra liderlerinin Nusra karargahında “koordinasyon toplantısı” yaptığını iddia etti. Bu gelişmeler Independent’tan New York Times’a dek Batı medyasında, “ılımlı Suriyeli muhalifler” planında “fiyasko” olarak yorumlandı. Patrick Cockburn Washington’ın “Ankara’nın bir daha Nusra ve klonu örgütleri ‘ortaklığa uygun’ olarak nitelemesini engellemekte kararlı” olduğunu yazdı. “Eliaçık’ın IŞİD açılımı” ile başlayan son dört yazıda dikkat çektiğim Cezayir asıllı sosyolog Khaled Fouad Allam’ın “Yan Komşudaki Cihatçı: IŞİD Evimizde” kitabı tam işte bu konuya, IŞİD’i hafife almanın basiretsizliğine dikkat çekiyor. Kitabın ilk satırları “Ortadoğu’nun kalbinde yeni bir halifeliğin ilanının vehametinin henüz anlaşılmamış olmasına” yapılan vurguyla başlıyor. Yazar vehameti şöyle özetliyor: “Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşüyle Ortadoğu’da kurulan kırılgan devletler ve sömürgecilik tarihinin gelgitleri arasında kendisine bir gedik açan cihatçılık; bu tarihi, 20. yüzyılın enkazı üzerinde yeni bir halifelik icat etmeye vardırana dek istismar ediyor...” Ardından yazar şöyle devam ediyor: “IŞİD tüm diğer köktenci grupların yapmadığını yaptı ve radikal İslamı; toprak ve kimlik bağı kuran bir halifeliğe dönüştürdü.” “IŞİD’in teröre indirgenemeyeceğini” belirten sosyolog; “halifeliğin” Müslüman Şark ile Batı arasında “ideolojik bir silaha” dönüştürüldüğüne işaret ederek; IŞİD’in bir “homo İslamicus” yaratma peşinde olduğunu savlıyor. Eskiden imamların yaptığı “cihat çağrılarının” artık “facebook”tan yapıldığına parmak basan araştırmacı, böylece geleneksel İslam ile bağları kopartan bir “cihadistan” yaratılmış olduğunu söylüyor. Eylemcilerin “canlı bomba” değil de, IŞİD’de “cihatçı” olarak tanımlandığına ısrarla dikkat çeken İslam uzmanı sosyolog; bu hususun IŞİD ile diğer terör örgütleri arasında fark yarattığını belirtiyor. Bask terörü, Kızıl Tugaylar gibi örgütler “ulus devlet” içinde eylem yaparken, IŞİD küresel planda hareket ediyor ve “yurttaşlık bağı” tanımayan, kendilerini salt “Müslüman kimliği” ile tanımlayan militan gruplardan oluşuyor. Bu militanlar, sıradan terör örgütleri gibi bağımsızlık savaşları ve hak talepleri için değil; salt “destabilizasyon” amacıyla şiddete başvuruyor. Allam bunu “durumsal terör” olarak tanımlıyor. Allam’a göre IŞİD, “durumsal terörü” demokrasinin destabilizasyonu için kullanıyor. Türkiye’de hazirandan beri yaşananlar Allam’ın analizini destekliyor. Yakın tarihin en kritik seçiminin arifesinde önce bir “IŞİD cihatçısının” pimi çekilmiş; ardından kurulamayan hükümet tartışmaları içinde Suruç bombası patlatılmış... Yaşanan destabilizasyon gözler önünde. Arabulucu Putin Hedef destabilizasyon Filistin köyünde Yahudi yerleşimcilerin kundakladığı evden geriye ölen Ali bebeğin ve ailenin fotoğrafları kaldı. 18 aylık Filistinli bebeği yaktılar atı Şeria’nın Nablus yakınındaki Duma köyünde Filistinli bir ailenin evi gece uykudalarken radikal Yahudi yerleşimciler olduğu sanılan saldırganlarca ateşe verildi. Alevler 18 aylık Ali Saad Davabşa isimli bebeği öldürdü, anne, baba, 4 yaşında B Danimarka’dan düzeltme Danimarka Dışişleri Bakanı Kristian Jensen’in önceki gün gazetemizde “IŞİD’e karşı savaşta PKK müttefikimizdir” diyen çıkan sözleriyle ilgili Danimarka’nın Ankara Büyükelçiliği’nden düzeltme geldi. Jensen’in 28 Temmuz 2015’te Berlingske gazetesine “Kürtler IŞİD’e karşı ittifakın içinde ve hepimiz koalisyon içinde birlikte hareket edersek IŞİD’e karşı savaşı kazanmak için şansımız artar” dediği aktarıldı. ki çocukları Ahmet ve bir akrabaları ağır yaralandı. Irkçı saldırı, İsrail’in Batı Şeria’da 300 yerleşime daha onay vermesinin ardından geldi. Önceki gece komşular evden gelen yardım çığlıklarıyla uyandı. 4 maskeli saldırgan, pencereden molotof kokteyli atmıştı. Annebabaçocuk yaralı halde dışarıya çıkarıldı ama Ali bebeğin odasına alevler sardığından girilemedi. Annenin vücudunun yüzde 90’ı üçüncü dereceden yandı. Evin üzerine Davud yıldızı çizilip İbranice “intikam” ve “çok yaşa Me sih” yazıldı. İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu bunu terör saldırısı olarak niteleyip Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas’ı aradı. Abbas Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin yerleşimcilerin suçlarına soruşturma açmasını talep etti. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle