10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 29 Temmuz 2015 yorum TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 18 addini bilmek” diye iyi bir söz vardır. Haddini bilerek davranmak bir erdem sayılır. Ancak dünyanın hiçbir yerinde olmayan miktarda televizyon kanalına sahip ülkemizde en kolay iş, hep aynı sözleri söyleyen kişileri çay bardağı gibi bir masanın etrafına dizmek ve konuşturmak habercilik sayılmakta. Çay bardağı gibi dizilenler de dünyayı kurtarmakla görevlendirilmiş gibi kahve sohbetlerine devam etmekteler. Oysa ülkemiz ve bulunduğumuz coğrafyanın serinkanlı, yepyeni çözümlere ihtiyacı var. Örneğin hâlâ bir grup BOP projesinden söz ediyor. “Amerika şunu yaptı, bunu yapacak” diye kendi teorisini desteklemeye çalışıyor. Allah aşkına, Amerika’yı kim yönetiyor? Dünyayı idare eden 400 büyük şirketin taşeronu bir başkan ve adamları. Bu 400 büyük şirket, asla ve asla güçlerini kaybetmeyi göze almıyorlar. Çünkü en ufak bir güç kaybı, kapitalizmin büyük egemenliğini zora sokar. Ve bu büyük şirketler, bakkal dükkânı yönetilir gibi yönetilmezler. Dünyanın her köşesinden en zeki ve yaratıcı adamlar bunların yönetim kadrolarındadır. Ve her an değişen koşullara göre plan yaparlar. Ben işte bu nedenle otuz yıl öncesinin planı BOP projesine böylesine bir bağlılığı yanlış buluyorum. Sen de adam ol, “H Coğrafya ayrı, ihanet aynı kim sonuna doğkendi elinizle vereceksiniz öyru, Karadağlılar bütün le mi? toplarıyla aralıksız ateSizde erkeklik gururu, yurtşe başladılar. Şimdiye kadartaşlık onuru olmadığı gibi, akıl ki bu en yoğun saldırı öğleda yok! Buyur edeceğin düşne kadar sürdü ve İşkodra’nın man senin gırtlağını kesmeden pek çok yerinde yangın çıkönce, gözünün önünde karıtı. Prens Daninı kızını kirletelo, “Boşuna daha cek, eşikte befazla kan dökülşikte kim varsa mesin, şehri tesöldürecek, malim et” diye melını mülkünü de saj gönderdi. Haalacak. san Rıza Bey’in Eğer bir daşiddetle reddetha buna cüret mesi üzerine top ederseniz, hepiateşi tekrar başnizi vatana ihaladı ve aynı şidnet suçuyla kurdetle ertesi sabaşuna dizerim! ha kadar devam Şimdi defolup etti. Fakat şegidin...” hir ahalisi saldırıHHH ya alışmıştı. Yirİsyancılar çımi dört saat bo Kitap kapağı. kınca, içeriye teyunca yağmur gilaşla yaveri girbi yağan top di ve inanılmermilerine maz haberi rağmen, İşverdi: “Kokodra son demutanım, rece korkuşehrin yüksuzdu. sek yerinAncak şaşırdeki evler tıcı bir olay olbeyaz baydu. Ertesi sarak çekti!” bah bazı ArHasan Rınavut gönülza Bey, arlüler topluca tık aklını kakomuta mer Balkan Savaşı’nda esir Türkler. çıracak halkezine geldideydi ve ler ve hep bir kolayca ceağızdan, “Kosaret edimutan, boşulemeyecek na canımızı emri verdi: tehlikeye atı“Kaleye yoruz, teslim git, Süleyolalım! Direman yüzbaneceğiz de ne şıya söyle, olacak? Etratopları befımız Sırp, Kayaz bayrak radağlı, Yuçekenlere nanla çevrili. çevirsin ve Savaşmaktan derhal ateşbıktık usanleyip ihanet dık, bitsin bu semtini yok Balkan köylerinde idam işkence!” diye etsin!” konuştular. Yaverin HHH yüzü sapHasan Rısarı oldu. za Bey afalladı Tereddüt ve duyduklarıetti. Kona inanamadı. mutan tekNöbetçiler de rar bağırodaya girmiş, dı: “Ne basilahla miralayı kıyorsun koruyacak poyüzüme, zisyon almışhaydi koş lardı. 1913 Yanya’nın Yunanistan’a ve emrimi İsyancılar ilet!” teslimi hiç susmadan Kalenin “Teslim olatopları az lım!” deyip duruyorlardı ve fasonra beyaz bayrak çeken tüm kat komutan birden insanın evleri yerle bir etti. Ardından aklı çıkacak kadar sert biçimsokakları gezen tellallar, hem de yumruğunu masaya vurdu vali hem komutan Hasan Rıza ve çılgınca bir öfkeyle bağırdı: Bey’in ihtarını bağırarak ahali“Yeter artık, kesin sesinizi, ye duyurdular. hemen şimdi!” Eğer halk İşkodra’yı kendi Ortalık aniden sessizleşineliyle düşmana teslim ederse, ce de bağırarak ayağa fırladı Traboş ve Brdiça’daki Osmanve adamları dövmekten beter lı topları buraya dönüp her yeeden laflar söylemeye başladı: ri harabeye çevirecekti...* “Burası benim değil siz Ar*Feryal Orhon Basık’ın navutların be, utanın! Hani siz Balkan Rapsodisi (Kırmızı Yaçok cesur, çok şerefliydiniz? yınları, 2015) romanından Benim askerim sizin şehriniz alıntıdır. için ölüyor ama siz düşmana E İç savaş hep en yüreklileri hedefler! “Bir gün uyumaya gitmedik ve ölüm efendimiz oldu.” derler, sen de tıpkı bir satranç oyunu oynar gibi yeni duruşlar geliştir. Büyük şirketler işlerine gelmez, kimi zaman bizzat darbe yaparlar. Şili’de, Arjantin’de ve bizde olduğu gibi. Çoğu zaman ülkeleri kendi silahlarıyla savaş[email protected] KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] tırırlar. Bunu bütün dünya bilir, biz de... Şimdi bu uzun girişi neden yaptım? Doğrusu ülkemin ve kendimin geleceğinden endişeliyim. Hepimizin içini rahatlatan bir seçim geçirmiştik. Birden her şey değişti. Ben açık söyleyeyim, bu yeni durumun “bir kara kuğu” durumu olduğuna inanıyorum. Kimse ne olacağını bilmiyor. Ama görülen o ki bir taşla iki kuş vurmayan çalışan bir yapı var. Belki de taşeron Amerika “Kardeşim şu IŞİD ile bir savaşa gir, ben de senin içerideki hiçbir olayına karışmayacağım” dedi ya da “halkların kendi özgür iradeleriyle yönetilmesi” hikâyesi şimdi işlerine gelmiyor. Şöyle düşünün, Ortadoğu’da bir Kürt devleti kurulmuş. Kantonlarla idare ediliyor. Aman Allahım ne oluyor? Bu, milyonlarca dolarları 400 uluslararası şirketin yönetiminde olan Arap emirliklerinin, şeyhlerin işine gelir mi? Sonuçta kantonlar diyecek ki: “Bu petrol bizim!” Bunu kim ister ki... Belki de bu nedenden büyük şirketler oluşturdukları kukla yönetimlere çağrı yaptılar: “Ortadoğu’da öyle özgürlük mücadelesi, halkarın kardeşliği gibi sözcükleri duymak istemiyoruz!” Tarih boyunca emperyalist güçler hem Kürtlere hem de Araplara az oyun oynamadılar. İşlerine gelmediği anda hemen kara yüzlerini gösterirler. Hay Allah, ben de konuşmaya başlamışım. Gelelim ülkemize, askeri darbelerde bile görmediğimiz bir insan avı. Bir şiddet! Ve korku! Ve gene aklıma Yugoslavya’ya gittiğimde Yugoslav aydınlarının anlattıkları geliyor. “Vallahi” demişlerdi, “sabah akşam iç savaş olacak, diye konuşuyorduk. Öyle ki, neredeyse iç savaşa kadeh tokuşturup evlerimize gönül rahatlığıyla uyumaya gidiyorduk. Sonra bir gece uyumaya gitmedik ve birbirimizi öldürmeye başladık!” Şimdi biliyorum, endişeli pek çok insanın aklına iç savaş da düşüyor. Bir gün eve uyumaya gitmemek bizim de kaderimiz olabilir. Taşeronlar birilerine “İçeride ne yaparsan yap, yeter ki bize İncirlik Üssü’nü aç ve savaşmak için ordunu Suriye sınırlarından geçir” dediler. Evet, birileri de insanların sabırlarıyla oynamaya başladı. Ve ne olacağını kimseler bilmiyor? Şimdi seçtiğimiz milletvekilleri her zamankinden çok akıllıca davranmalı. Bir yeni hükümete ihtiyacımız var! Ve Meclis renklendiği için kimsenin “Ben yaptım oldu” diyecek hali yok! Şimdi gerçekten vatansever olmanın zamanı. Şimdi seçilmeyi hak etme zamanı. Şimdi ölümü kutsamanın zamanı değil, akıllıca davranmanın ve şu aksak köstek demokrasimizin bir adım daha ilerlemesi için fedakârlık zamanı. Kimse ölümsüz değildir. Ve ölüm sadece güzelim canları almaz, kötülerin de ondan kaçma şansı yoktur. Ama bir iç savaş, hele de ülkemizde, en yüreklileri hedefler! 29 TEMMUZ 2015 SAYI: 32803 enebilecek l k e b n e d in “Bir ha olmadan a d ın k r a f , tek iyilik esidir.” m t e t e n a ih kendisine J.R.R. TOLKIEN G NOKTASI ğul medyanın sınırlarımıza mevzilenen IŞİD’i kovmak için şöyle havalandılar, böyle bombaladılar diye servis yaptığı F16 sortilerinin, IŞİD’i pek de ırgalamadığını iddia ediyorlar. Hatta bombardımanlar sırasında, tam da sınırda yan gelip yatan, başladıkları mevzi kazımı ve inşaata tınmadan devam eden IŞİD’lilerin fotoğraflarını da bu iddiaya kanıt diye sunuyorlar. Gazeteci Volkan Koç’un ulaştığı IŞİD militanı Yusuf Kadifeden bombası... orbası düzülmediği da iddiayı doğrular nitelikte T için ağzı henüz büzül konuşuyor ve TSK’nin hameyen bazı haberciler; ço va operasyonlarında ciddi bir kayıp vermediklerini, vurulan yerlerin terk edilmiş karargâhlar olduğunu söylüyor... Eğer bu iddialar doğruysa kimilerinin yok cehennem topları, yok fırtına füzeleri diye övündüğü F16 bombalamaları hakkında, benim aklıma ancak ve yalnız bir türkü geliyor: Kadifeden bombası Kilis’ten gelir sesi Oturmuş savaş oynar Ah başımın belası Aman kolla koltuğu kolla Aman kolla IŞİD’i kolla... üzisyen, yayıncı, yazar ve çevirmen Panayot Abacı’yı yitirdik. Tüm benliğiyle İstanbullu bir aydın, sonuna kadar inançlı bir sosyalistti. Bir mübadil olan dedesi Panayot 1923 yılında Atina’ya gitmişti. II. Dünya Savaşı’nda Yunanistan Almanlar tarafından işgal edilince Yunanistan Komünist Partisi’ne girmişti. Partizan olarak Almanlara karşı savaşırken yakalanmış, kurşuna dizilmişti. Ardında beşi erkek, ikisi kız yedi çocuk bırakmıştı. 23 Aralık 1923’te Galata’da dünyaya gelen Panayot Abacı, Rum Zoğrafyan Lisesi’ni bitirdikten sonra İstanbul Edebiyat Fakültesi’nin Felsefe bölümünde ve İstanbul Konservatuvarı’nda eğitim görmüştü. Viyola sanatçısıydı. İlkin İstanbul Şehir Orkestrası’nda çalışmaya başladı, daha sonra 20 yıl boyunca İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası ve Devlet Opera ve Balesi’nde çaldı. 1981 yılında emekli oldu. Uzun yıllar İstanbul Filarmoni Derneği’nin yöneticiliğini yaptı. Görevi süresince dünya çapında birçok ünlü sanatçıyı Türkiye’ye getirerek müzikseverlerle tanıştırdı. HHH Çok yönlü bir aydındı. 1961’de yayımlamaya başladığı “Orkestra” adlı aylık müzik dergisini bugüne kadar yaşatmış, Türkçe ve Yunancadan karşılıklı olarak araların M Panayot Abacı’yı yitirdik se, bir sinagog, iki manastır, 26 okul ile aralarında fabrika, otel, bar gibi yerlerin bulunduğu 5.317 mekân saldırıya uğramıştı. Bu olaylar Panayot Abacı’nın yüreğinde derin bir yara açmış fakat onu İstanbul’a küstürmemişti. “Bu kenti, bu ülkeyi dünyanın neresine gidersem gideyim bir hafta sonra özlüyorum” demiş, sonra da “Bu yazdıklarını yayımlayabilecek misin” diye sormuştu. Bunu sormakta haklıydı. Nitekim yayımlandıktan çok sonra yazıda Atatürk’ün Selanik’teki evine bomba atarak 67 Eylül olaylarının başlama işaretini veren kişinin adını verdiğim için 1.5 milyon lira tazminat ödemeye mahkum olmuştum. Bir oğlu ve bir kızı vardı. Oğlu Aris Atina’da yükseköğrenim gördükten sonra Türkiye’ye döndü. Kızı Prof. Dr. Ersi AbacıKalfoğlu da uluslararası ün yapmış bir bilim kadını olarak Türkiye’de görev yapıyor. HHH Eşi Sultana ile 63 yıl mutlu bir evlilik sürdüren Panayot Abacı’nın ölümüyle kültür dünyamız gibi İstanbul da bir parça daha yoksullaştı. Değerli büyüğüm, ağabeyim Abacı’nın cenazesi bugün saat 14.00’te Arnavutköy Rum Ortodoks Kilisesi’nden uğurlanacak. Toprağı bol olsun, üzerine yıldızlar yağsın. İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven Haber Koordinatörleri Murat Sabuncu Ayşe Yıldırım Başlangıç Yazıişleri Müdürleri Bülent Özdoğan Baydu Can Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Özlem Ayden Şalt Reklam Genel Müd. Yrd. Nazende Körükçü Reklam Grup Koordinatörü Hakan Çankaya Rezervasyon Yönetmeni Onur Tunalı l Haber Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya l Dış Haberler: Ceyda Karan l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Kültür Sanat: Evrim Altuğ l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Grafik: Ahmet Sungur l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık Ahmet Rasim Sok. No: 14 Halit Ziya Bulvarı 1352 S. 2/3 Çankaya 06550 Ankara İzmir Tel: (0232) 441 12 20 Tel: (0312) 442 30 50 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Can Dündar, Cüneyt Arcayürek, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Mali İşler Müdürü: Bülent Yener l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Cumhuriyet Caddesi Beşler Apartmanı No: 44 Kat:3 Daire:4 34367 Elmadağ/İstanbul Tel: (0212) 251 98 74 75 81 82 Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: YAYSAT Doğan Medya Tesisleri Hoşdere 34850 Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. Panayot Abacı da Yaşar Kemal’in dört, Aziz Nesin’in de yedi yapıtının bulunduğu 50’nin üzerinde kitap çevirmişti. Hoşsohbet bir insandı. Bir İstanbul Kitap Fuarı sırasında kendisiyle uzun uzun sohbet etmiştik. O günlerde 67 Eylül 1955 olayları üzerine bir yazı hazırlıyordum. Bilindiği gibi o olaylar sırasında 4.214 ev, 1.004 işyeri, 73 kili İstanbul Ankara İzmir İmsak 04.01 03.52 04.06 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 05.50 13.1 8 17.11 05.37 13.02 16.54 06.03 13.29 17.21 Akşam 20.34 20.15 20.34 Yatsı 22.12 21.5 0 22.15 C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle