13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 21 Temmuz 2015 TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ haber 15 bulunmayan bu dedikodu, nedense dün bir kez daha aklımıza geldi. İktidarını korumak için her şeyi yapmaya hazır bir psikolojisi olan Erdoğan’ın Suriye üzerinden söylem üretip halkın gözünde “vatan için her şeyi yapar” algısı yaratmak istemesi uzak olasılık değil. HHH Dün öğle saatlerinden akşama dek Suruç’tan akan haberler, “bu kader olamaz” diye haykırıp ağzımıza geleni söyleyecek kadar kahrediciydi. Kahrolmak elbette yeterli değil. Mademki bu dayatmayı kader olarak kabul etmeyeceğiz, o zaman bunu dayatanlara karşı akıl süzgecini bırakmadan mücadele etmek gerekiyor. Suruç bağlamında ilk adım şu olabilir: Suriye politikasını AKP’ye bırakmamak. Hele Erdoğan’a hiç bırakmamak. Bunun için hukuk sınırlarının dışına çıkmadan toplumsal muhalefeti yükseltmekten TBMM’yi sorumluluğa çağırmaya kadar pek çok yöntem bulunabilir. Bunu başaramazsak Suriye’deki terör örgütlerini besleyen, uluslararası hukuku hiçe sayan bağlar kuran bir zihniyetten medet ummak durumunda kalacağız. Tüm Türkiye’ye başsağlığı diliyoruz... Olayın peşini bırakmayacağımızı, kaderimizi kimsenin belirlemesine izin vermeyeceğimizi haykırıyoruz. Hiç kimsenin hırsı Türkiye’den büyük olamaz. Aşk bazen öldürür! Rüyalarının erkeğini başka kızla görünce eve geldi, sandığından çıkardığı gelinliği giyerek benzini başından aşağı usul usul döktü. Kibriti çaktığında alev aldı oktor arkadaşımdı ve birlikte bir hastanın başında saatlerdir sessizce bekliyorduk.Yataktaki hasta on dokuzunda genç bir kızdı. Bedeni birinci derece yanıklarla doluydu. Evde kimselerin olmadığı bir zamanda benzin dökerek kendini yakmıştı. Ölüm, hemen yanıbaşında bekliyordu. Yapacak çok az şey vardı. Doktor arkadaşıma yalvarıyordum, “bitti mi yani? Hiçbir şey yapamaz mıyız?, Daha çok genç.” Arkadaşım umutsuzca başını salladı.”Ölecek !” “Hayır!” diye bağırarak isyan ettim! “Hayır!” Onu ben hastaneye götürmüştüm. Kapı komşumdu. Anneannesiyle birlikte yaşıyordu, anne baba ayrılmış o anneannesine kalmıştı. Babası onun için sadece para gönderen biriydi, annesi evlenip Kanada’ya gitmişti. Anneannesine geldiğinde henüz sekiz yaşında bir çocuktu, ilk âdet gördüğünde, ölesiye korkmuş ve anneannesine durumu günlerce anlatamamıştı. Utangaç bir çocuktu ve hiç arkadaşı yoktu. Anneannesi onu yatılı bir okula verdiğinde, günlerce karanlık yatakhanede korkuyla yatmış, hiç kimselerin istemediği bir çocuk olduğuna karar vermişti. İlk intihar girişimini o zaman yapmıştı. Büyük bir kararlılıkla okulun re Suruç’ta suç zinciri... ün öğle saatlerinde Suruç’tan gelen acı haber bayram sonrası oluşması beklenen gündemi altüst etti. Ne yazık ki terörün en ciddi sonuçlarından biri bu. Ülke gündemindeki tüm konuları ikincilleştiriyor. Suruç’ta ilk belirlemelere göre 28 kişinin yaşamını yitirdiği intihar saldırısı, çok boyutlu sorgulanması gereken bir olay. Suruç, TürkiyeSuriye sınırının sıfır noktasında. Geçen şubat ayında biz de gitmiş, hemen karşısındaki Kobani’nin dibine kadar gelmiştik. Kentteki güvenlik önlemleri olağanüstü idi. Kentin girişinden başlayan güvenlik tedirginliği adeta bir iklim, her tarafı sarmıştı. Böyle bir kentte başta Istanbul ve Ankara olmak üzere Türkiye’nin farklı illerinden gelen sosyalist gruplara ait gençler basın toplantısı yapacak ve güvenlik güçleri oralı olmayacak? Mümkün değil! Böyle bir saldırı karşısında çok ciddi bir güvenlik ve istihbarat zaafı olduğu görülüyor. Zaten sınır şehri olduğu için güvenlik bakımından hassas yerlerden biri olan D D Suruç, gerek mülteci akını gerekse Kobani gelişmeleri nedeniyle ayrıca önemli. Bu zafiyetin mazereti olamaz. Tabii zafiyet sözcüğü en hafif anlatım. HHH Ankara’da ise zafiyetten çok öte, kaygı verici bir tablo var... Hükümet çevrelerinden yükselen ilk açıklamalar tıpkıbasımdı. Türkiye’nin bütünlüğüne kimse halel getiremezdi, terör ne kadar büyük saldırı yaparsa yapsın Türkiye’yi dize getiremezdi. Açıklamanın büyüğü ise doğal olarak Erdoğan’dan geldi. AKP Cumhurbaşkanı, “Kimse Türkiye’nin güneyinde ayrı bir devlet kuramaz” dedi. Bir terör saldırısından anında bir devlet üretmek işin bir yanı. Öteki yanı ise Suriye üzerinden iç politikada üste çıkmanın tipik fotoğrafı. Daha seçimlerden çok önce şu tür dedikodular ayyuka çıkmıştı: Suriye’de Türkiye bağlantılı ciddi gelişmeler yaşanacak ve seçimin yapılamayacağı bir ortam doğacak! O gün çok ileri bulunan ama, söz konusu Erdoğan olunca akla uzak virinden ilaç çalmış ve hepsini birden aynı kararlılıkla içmişti. Sabah uyanmayınca nöbetçi öğretmen endişelenmiş ve son anda hastaneye yetiştirilmişti. O zaman anneanne, onu gözümün önünden ayırmaması gerektiğini düşünmüş ve yatılı okuldan alınmış, evine kavuşmuştu. Üniversite onun için, bir düştü. İşte oradaydı. Artık kendi kararlarını kendi verebilirdi. Arkadaşları olabilirdi. Oldu da, kızlı erkekli bir grubun içindeydi artık. Anneanne, iyice yaşlanmıştı, yaşlandıkça da çocuklaşmıştı. Kız eve bir saat geç geldiğinde ya da tatil günleri arkadaşlarıyla buluşmaya gitmek istediğinde, hemen nefes darlığından yataklara düşüyor ve kızın başucunda beklemesini istiyordu. Kız anneannesinin hastalıklarına, sürekli söylenmesine alışmıştı. Arkadaşları çoğu zaman onu gittiklere yere çağırmıyorlardı. Çünkü ne zaman bir yerlere gitseler, çok geçmeden kızın telefonu çalıyor ve anneanne hırıltılı nefesiyle kıza eve koşmasını söylüyordu. T.C. SUSURLUK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN KAMULAŞTIRMA KANUNU’NUN 10. MADDESİ GEREĞİ İLAN TUTANAĞI Esas No: 2015/456891011121314151617181920212223242526272829303132333536373839404142 43445.46474850515253757677180181 259 Esas 1 Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nca İran ve Türkmenistan kaynaklı doğal gazı Türkiye ilerinden Avrupa’ya ulaştırmayı amaçlayan İranTürkiyeAvrupa (İTE) Doğal Gaz Boru Hattının geçeceği taşınmazlar hakkında kamulaştırma kararı alındığı, bu nedenle acele kamulaştırma bedel tespiti yapıldığı, akabinde dava konusu taşınmazların kamulaştırma bedellerinin tespiti ve taşınmazların davacı idare adına tescili için mahkememize dava açılmıştır. Kamulaştırma Kanunu’nun 10. maddesi uyarınca kamulaştırma belge özetlerinin ilanına karar verilmiştir. 2 Dava konusu taşınmaz mallar; İL: BALIKESİR İLÇE: SUSURLUK MAHALLE: GÖBE Sıra No Dosya No Köy. Mevkii Ada Parsel Kam. Alan Tak. Bedel (TL) Taşınmaz Malikleri 1 2015/4 Kamburbayır 2211 3.236,68 3.602,93 Ragıp Ünal 2 2015/5 Kamburbayır 2213 1.135,98 1.481,68 Nevzat Keçici, Halil Keçici, Nagihan Baydemir, Nermin Borak, Leman Sönmez, Vildan Yılmaz, Göksel Öğüt, Oğuz Günay, Senem Aysu Günay, Hüseyin Günay 3 2015/6 Eğrekbaşı 2693 472,03 1.397,74 Nevrunnisa Tufan, Sururi Hakan, Cüneyt Yumuş, Ceyhun Yumuş, Caner Yumuş, Rabia Dolgun, Gülşen Akkurt, Emine Çay, Celal Çay 4 2015/6 Kocabuzağlık 3299 1.143,34 3.065,22 Nevrunnisa Tufan, Sururi Hakan, Cüneyt Yumuş, Ceyhun Yumuş, Caner Yumuş, Rabia Dolgun, Gülşen Akkurt, Emine Çay, Celal Çay 5 2015/8 Baklabayır 2607 116,43 323,66 Halil Çabuk 6 2015/8 Baklabayır 2658 76,39 168,47 Halil Çabuk 7 2015/8 Baklabayır 2659 1.526,71 4.259,72 Halil Çabuk 8 2015/8 Baklabayır 2660 1.803,54 4.293,22 Halil Çabuk 9 2015/9 Kocabuzağlık 2992 7.165,52 6.385,08 Mehmet Ökmen, Karani Kenet 10 2015/10 Baklabayır 2629 11.742,00 13.712,59 Hasan Çil 11 2015/11 Kuşkulağı 2398 2.842,29 3.311,77 Şadiye Güleç, Fadiye Umut, İrfan Çetin, Hayriye Çetin 12 2015/12 Eğrekbaşı 2668 688,25 1.711,08 Remziye Sayıt, Şehriye Turan 13 2015/13 Köy Karşısı 2387 1.679,84 1.972,65 Halit Filiz 14 2015/13 Kuşkulağı 2388 2.277,53 2.622,52 Halit Filiz 15 2015/13 Kuşkulağı 2390 3.212,96 3.831,02 Halit Filiz 16 2015/14 Eğrekbaşı 2682 1.947,08 4.333,77 Sami Karaca 17 2015/14 Eğrekbaşı 2687 2.907,25 6.854,07 Sami Karaca 18 2015/14 Eğrekbaşı 2690 1.740,00 3.712,59 Sami Karaca 19 2015/15 Eğrekbaşı 2686 830,80 1.109,74 Okan Adar 20 2015/16 Kocabuzağlık 3028 3.112,75 3.626.07 Reiye Adar 21 2015/17 Eğrekbaşı 2688 515,79 1.296,96 Fethi Çim 22 2015/18 Kuşkulağı 2392 706,48 907,79 Nebahat Gülser. Sebahat Demiryakan, Emine Çelen, İsmail Çelen, Hayati Baldemir, Nebiye Çelen, Nizamittin Çelen, Volkan Çelen, Ali Çelen, Ayşe Karasu 23 2015/19 Eğrekbaşı 2692 423,20 1.257,25 Ragıp Ünal 24 2015/20 Kuşkulağı 2400 1.435,08 1.545,85 Kıymet Deniz, Zikri Demirdak, İsmail Hakkı Demirdak, Remziye Demirdak 25 2015/21 Kocabuzağlık 3038 1.771,50 15.143,64 Ali Yıldırım 26 2015/22 Kuşkulağı 2401 2.671,62 3.350,93 Mehmet Çil 27 2015/23 Kocabuzağlık 2993 123,88 271,65 Nazile Kıraç, Enis Kıraç, Yeliz Düşünmez, Filiz Güngör, Hilmiye Erdim, Recep Kıraç 28 2015/24 Kocabuzağlık 3074 1.545.64 1.628,43 Ahmet Ergen 29 2015/25 Kuşkulağı 2403 1.432,43 1.621,82 Muzaffer Çalışkan 29 2015/25 Baklabayır 2432 2.208,20 3.568,21 Muzaffer Çalışkan 29 2015/25 Kocabuzağlık 3024 978,78 1.356,82 Muzaffer Çalışkan 30 2015/26 Kocabuzağlık 2996 2.468,87 2.954,33 Kamile Filiz, Hayri Filiz, Emine Filiz, Serdar Filiz, Zafer Filiz, Servet Filiz 31 2015/27 Baklabayır 2435 4.943,14 5.758,96 Erhan Duymaz 32 2015/28 Uçmadere 3096 3.307,97 3.587,46 Nevzat Kara 33 2015/29 Kocabuzağlık 2997 3.200,64 3.728,18 Ragıp Ünal 34 2015/30 Baklabayır 2434 4.278,66 4.987,23 Karani Kenet 35 2015/31 Kocabuzağlık 2998 2.771,43 3.132,03 Ahmet Bülent Çetin 36 2015/32 Baklabayır 2436 1.615,31 2.069,90 İrfan Çetin 37 2015/33 Uçmadere 3100 4.708,55 5.732,73 Selver Erdim, Müferra Tuğrul, Türkan Afacan, Ayhan Ökmen, Faruk Ökmen 38 2015/35 Baklabayır 2438 3.499,20 4.078.90 Minapet Petrol San. Ve Tic. Ltd. Şti. 39 2015/36 Kocabuzağlık 3008 2.590,10 3.014,06 Süleyman Ökmen 40 2015/36 Kocabuzağlık 3005 1.537,59 1.798,55 Süleyman Ökmen 41 2015/37 Uçmadere 3104 3.886,04 4.470.09 Mehmet Filiz, Recep Filiz 42 2015/37 Uçmadere 3140 5.087,41 6.096,17 Mehmet Filiz, Recep Filiz 43 2015/37 Uçmadere 3141 3.435,44 4.055,69 Mehmet Filiz, Recep Filiz 44 2015/38 Baklabayır 2439 2.180.00 2.361,12 Bekir Medar 45 2015/39 Kocabuzağlık 3010 1.873,03 2.181,09 Mehmet Nacakçı 46 2015/39 Kocabuzağlık 3011 1.534,98 1.922,32 Mehmet Nacakçı 47 2015/40 Uçmadere 3105 3.670.91 4.413.98 Kadriye Var 48 2015/41 Kocabuzağlık 3012 391,91 512,98 Emine Çabuk, Ahmet Çabuk, Ümmühan Türken, Nagahan Hası, Mehmet Çabuk, Fatma Can 49 2015/42 Kocabuzağlık 3023 1.829,03 2.600.49 Nadir Gürcan 50 2015/43 Kocabuzağlık 3009 3.862,11 4.497.23 Ziya Yonsul 51 2015/44 Kocabuzağlık 3025 2.241,75 3.004,58 Erol Çetinkaya 52 2015/45 Uçmadere 3152 1.722,60 2.075,12 Hasan Ökmen, Hüseyin Ökmen, Rui Ökmen 53 2015/46 Kocabuzağlık 3026 1.940,68 2.524,39 Ümit Kurşun 54 2015/47 Kocabuzağlık 3027 2.951,66 3.639,52 Fatih Bal 55 2015/48 Kocabuzağlık 3029 2.853,52 3.342,32 Hasan Çakar 56 2015/50 Uçmadere 3097 2.495,61 2.953,40 Hasan Kara, Raif Kara, Oktay Kara, Recep Kara 57 2015/51 Uçmadere 3161 2.666,08 3.140,57 Hüsref Acar 58 2015/52 Boztepe 3162 1.338,05 1.700,05 Ahmet Erol 59 2015/53 Kocabuzağlık 3045 4.660,20 6.732,61 Mehmet Ökmen, Ahmet Erol, Oka Şener, Nihal Erdem, İlhan Civan, Habibe Ateş, Cengiz Civan, Saniye Irmak, Oktay Şener, Beyetullah Çim 60 2015/75 Kuşkulağı 2397 3.015,33 2.974,86 Bekir Çınar, İsmail Çınar, İsmet Çınar, Fikret Çınar, Hidayet Akgeyik, Selman Tekin, Ferhan Maltepe 61 2015/76 Kocabuzağlık 3004 1.549,26 1.875,33 Zehra Akçalar, Sezgin Akçalar, Ersin Akçalar, Ergün Akçalar, Ayşe Püsküllü, Recebiye Kızıler, Rasime Ergüven 62 2015/77 Kocabuzağlık 3073 1.648,06 1.698,20 Ayşe Turhan, Zehra Çetin Kaya, Mestan Koru, Mehmet Koru, Halime Tunç, Kadriye Göksoy, Mustafa Emre, Hatice Emre 63 2015/180 Uçmadere 3101 1.594,83 1.889,02 Azize Akçalar, Ramiye Elhan, Bahriye Kaya, İlhan Akçalar 64 2015/181 Kocabuzağlık 3006 1.741,97 2.025,45 Hatice Yonsul, Niyazi Yonsul, Gülümser Sare, Necati Yonsul, Hayati Yonsul, Kevser Yonsul 65 2015/181 Kocabuzağlık 3007 2.017,51 2.353,38 Hatice Yonsul, Niyazi Yonsul, Gülümser Sare, Necati Yonsul, Hayati Yonsul, Kevser Yonsul 66 2015/259 Kamburbayır 2212 3.288,54 3.069,03 Metin Akçalar 3 Taşınmaz malikleri, ilan tarihinden itibaren 30 gün içinde kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal ve adli yargıda maddi hatalara karşı düzeltim davası açabileceklerdir. 4 30 gün içerisinde kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal davası açanların ve yürütmenin durdurulması kararı aldıklarını belgelendirmedikleri takdirde kamulaştırma işlemi kesinleşecek ve mahkemece tespit edilen kamulaştırma bedeli üzerinden taşınmazın mal mülkiyeti davacı idare olan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı adına tescil edilecektir. 5 Mahkememizce tespit edilecek kamulaştırma bedeli Susurluk Ziraat Bankası Şubesi’nde bloke edilerek, karar verildiğinde maliklere ödenecektir. 6 Davalıların konuya ve taşınmaz malın değerine ilişkin tüm savunma ve delilleri tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içerisinde mahkemeye yazılı olarak bildirmeleri gerekmektedir. 7 Davalıların davayı bizzat veya temsilcileri aracılığı ile takip etmeleri aksi takdirde yargılamanın yokluklarında yapılarak karar verileceği 2942 sayılı kanunun 10. maddesi uyarınca kamuoyuna duyurulur. 15/07/2015 “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 117733) Hayat böyle devam ederken, bir de aşk kapıyı çaldı.Gruptaki erkek öğrencilerden biri kıza ilgi gösteriyordu. Kızdan düzenli tuttuğu notları istiyor, teşekkür niyetine de kızın yanağına bir öpücük konduruyordu. Kız çok geçmeden bu öpücüklerin müptelası olmuştu. Bekliyordu, oğlan notlarını istesin ve yanağına bir öpücük kondursun. Artık sadece bunun için yaşamaya başlamıştı, her öpücükten sonra kendini öylesine coşkulu hissediyordu ki, ne anneannesinin homurtuları ne de arkadaşlarının ufaktan dalga geçmeleri bu coşkuyu söndürmüyordu. Aynalara daha çok bakar olmuştu. O güzel miydi? Bu sorunun yanıtını bilmiyordu, güzel olmak nasıl bir şeydi? Okuduğu dergilerde güzel olmanın birinci şartının zayıf olmak olduğunu öğrenmişti. Oysa o balık etindeydi. Kocaman bir göbeği vardı, göğüsleri dik değildi. Çirkindi yani. Çirkindi. İlk iş bu kilolardan kurtulması gerekiyordu.Ama nasıl, yediklerini kusarak. Bu iş öyle görüldüğü kadar kolay değildi. Önceleri parmağını gırtlağını örseleyecek kadar içeri sokup, kusmayı başardı. Daha sonraları iş kolaylaştı, artık sanki bir emir almışçasına, kusma kendiliğinden gerçekleşiyordu. Ve o zayıflıyordu. Yaşasın güzelleşiyordu. Hayal kurmaya o zaman başladı. Notlarını isteyen çocuğu artık , sadece yanağını öpen biri gibi değil, onun okşayan, ona güzel sözler söyleyen, âşık bir erkek olarak düşlüyordu.Artık sürekli bir rüyayı yaşıyordu. Başoyuncusu aşk olan bir rüyada. Günlerden bir gün, rüyalarının erkeğini başka bir kıza sarılmış,öperken gördü. Başka bir kıza sarılmış sevgi sözleri söylerken gördü. Hiçbir şey söylemeden, hiçbir şey yapamadan öylece durdu. Rüyalarının aşkı onu görmüştü, okşadığı kızı bir an bırakıp ona doğru yaklaştı, “hey,” dedi, “bugün derse girmedim, notlarımı alabilir miyim” Kız, hiçbir şey söylemeden notları uzattı, rüyalarının erkeği notları alıp, onun yanağına bir öpücük kondurdu. “Sen olmasan ben ne?” diyerek uzaklaştı. Kız eve geldi. Apartmanın kapıcısı her zaman küçük bir bidon benzini, bir gün gelir de araba sahiplerinin ihtiyacı olur diye merdiven altında tutardı. Kaç kez bunu ortadan kaldırması söylendiği halde, bidonu orada tutmaktan vazgeçmemişti. Kız, evlerine girip çıkarken, merdiven altındaki bidonu görürdü ve onun orada bulunmasına alışmıştı. O gün bidonu yeniden gördü. Onun bir benzin bidonu olduğunu anımsadı ve doğruca bidona gidip sapından tuttu, eve getirdi. Anneanne evde değildi,bu kızın çok hoşuna gitti. Doğruca anneannesinin gözü gibi sakladığı çeyiz sandığının başına gitti. Elleri titreyerek sandığı açtı, anneanne annesinin gelinliğini saklamıştı, bir gün kızın bunu giyeceğini hayal ederdi. Kız gelinliği orta sehpasının üstüne yaydı sonra usul usul soyundu, gelinliği giydi, duvağı yoktu. Büfenin üstünde duran yapma çiçekleri alıp başına yerleştirdi. Tamam olmuştu işte, bir gelin kız olmuştu sonra odadaki boy aynasının önüne gitti. Güzeldi, hiç olmadığı kadar güzeldi. Ayaklarının ucuna basa baba sofaya geçti, benzin bidonunu aldı yeniden boy aynasının önündeydi. Bidonu başının üstüne kaldırıp kapağını açtı, benzin başından aşağı usul usul döküldü... Kız yeniden kendine baktı, güzeldi çok güzeldi yeniden ayaklarının ucuna basıp, mutfağa gitti, ocağın yanındaki kibrit kutusunu aldı, gene ayaklarının ucuna basa basa boy aynasının önüne geldi ve elleri hiç titremeden kibrit kutusundan bir kibrit alıp yaktı ve alevi kendine yaklaştırdı. Bir anda herşey alev almıştı, dehşet içindeydi, koşarak kapıya doğru gitti bir yandan da bağırıyordu, işte ben o zaman yan kapıyı açtım ve onu gördüm, hemen içerden bir battaniye alıp, ona sarıldım, alevler sönmüştü ama kız bayılmak üzereydi, işaret etti bir şeyler söylemek istiyordu, yanık yüzüne iyice yaklaştım, “şimdi o notlarını kimden alacak? “dedi ve sustu. Sonra onu hastaneye götürdüm. Öldü. Yazarın son notu: Sevgili okurlarım, bende hikâye çok ama bana verilen gün sayısı bu kadar, bir başka zaman sadece genç insanların hikâyeleriyle sizinle birlikte olmak isterim. Bu arada, bu “Tuhaf ve Kalabalık Ülke’de her yan hikâye kaynıyor. Biraz dikkat, biraz kulak kabartma yeterli. Evet bu ülke hem güzel ve yalnız hem tuhaf ve çok kalabalık. Aşk kapıyı çalınca Çiçekleri başına yerleştirdi BİTTİ C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle