12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 21 Temmuz 2015 haber EDİTÖR: ASLAN YILDIZ 14 HDP’den ‘öz güvenlik’ adımı MAHMUT LICALI Onlarca saldırıya uğrayan HDP, kendi güvenlik örgütlenmesini masaya yatırıyor uruç’taki saldırının ardından HDP’de alarma geçildi. HDP Şanlıurfa Milletvekilleri Ziya Çalışkan ve Leyla Güven Suruç’a gitti. Çalışkan ve Güven, konuyla ilgili bir rapor hazırlayarak Genel Merkezi’ne iletecek. Bugün olağanüstü toplanacak HDP MYK’de de 7 Haziran öncesi Adana, Mersin ve Diyarbakır’daki bombalı saldırılarla birlikte 170’e yakın saldırıya uğrayan HDP binaları ve etkinlik S KCK: Gençlerin katili AKP hükümetidir KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, Suruç’ta gerçekleşen patlamaya ilişkin açıklama yayımladı. Açıklamada, “Bu katliamdan birinci derecede IŞİD’i destekleyip büyüten AKP Hükümeti sorumludur. Bu gençlerin katili doğrudan AKP Hükümetidir. Bu saldırı MİT’in bilgisi dahilinde Rojava devrimini ve bu devrimle dayanışma içinde olanları yıldırmak için yapılmıştır” denildi. lerinde güvenliğin sağlanması da ele alınacak. Saldırılarla ilgili soruşturmalardan sonuç çıkmaması üzerine dün Suruç’ta meydana gelen katliamın ardından HDP kendi güvenlik örgütlen mesini de masaya yatıracak. HDP Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş yazılı bir açıklama yaparak saldırıyı lanetledi. Açıklamada, “Bütün yurttaşlarımız ve kardeşlerimizi IŞİD ve türevlerine karşı, Türkiye’de IŞİD zihniyetini savunan ve temsil edenlere karşı, IŞİD’e sessiz kalarak ya da doğrudan destek sunarak büyütenlere karşı barış blokunda bir araya gelmeye çağırıyoruz” ifadeleri kullanıldı. Her türlü istihbarat ve güvenlik açığından hükümetin sorumlu olduğu belirtilen açıklamada, “Parti binalarımıza giriş çıkışlar, toplu eylem ve etkinliklerin yapıldığı yerler mutlaka özel olarak güvenliği sağlanan yerler haline getirilmelidir” denildi. l ANKARA Abi çadırını da al gel witter’da gördüm ilk. Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu’nun hesabında Cahit Berkay, “Gelin 19 24 Temmuz tarihleri arasında Kobane’yi birlikte inşa edelim” diyordu. Kobane’deki yıkımın boyutlarını biliyor, izliyordum. Diyarbakır’da Demokratik Toplum Kongresi’nin (DTK) “Kobane yeniden inşa Konferansı”nı izlemiştim. Bölgeden gelenler tarafından orada yapılan detaylı sunumlar, yıkımın boyutları, kamuoyuna oradaki durumun sadece çok küçük bir parçasının yansıdığının göstergesiydi. Konferansta konuştuklarım, “Türkiye’nin neden sadece Doğu’su Kobane’deki insanların acısına duyarlı, diğer yerlerde aynı hassasiyet yok” sorularına muhatap kaldığımda en kısa sürede oraya gitmeliyim diye düşünmüştüm. Gençlerin bu çağrısını gördüğümde bölgeyi iyi bilen gazeteci Celal Başlangıç’a grupla nasıl irtibata geçerim, diye sordum. Bana bir link yolladı. İnternette gençlerin yaptığı çağrının ve irtibat numaralarının yer aldığı bir metindi bu. Hemen oradaki cep telefonunu aradım. Karşımda sesi heyecanlı bir genç delikanlı vardı. Çağrılarını gördüğümü, bir gazeteci olarak onlara katılıp katılamayacağımı sordum. “Eğer İstanbul’daysan pazar günü Kadıköy Belediyesi’nin önünden otobüs kalkacak abi” dedi. Sınırdan geçiş için devletle görüşüp görüşmediklerini sordum. “Yaklaşık 300 kişi olacağız. Sanırım hepimizin aynı anda geçiş yapmasına izin vermeyecekler. 100’er kişi gidip çalışıp geri dönecek. Bir grup çıkacak bir grup girecek. O yüzden alanda kalırız varsa yanına çadır al abi...” Otobüse yetişemezsem onları Suruç’taki Amara Kültür Merkezi civarında bulabileceğimi söyledi. Dün televizyonda “SuruçpatlamaAmara Kültür Merkezi” kelimelerini yan yana gördüğümde geçen hafta yaptığım bu konuşma, İstanbul’daki yoğunluk yüzünden bu çalışmaya katılamamam ve o genç adam geldi aklıma. Genç kızlargenç adamlar bir acıya sırtlarını çevirmemiş, şehrin yıkıntılarının temizlenmesinden kütüphane inşasına, hatıra ormanı çalışmasına vb. bir dizi çalışma için harekete geçmişti. Oradaki çocukları unutmamış onlar için oyuncak da toplamışlardı. İnsanlık için yola çıkanlar barbarlığa kurban gitmişlerdi. Şimdi kaybettiğimiz bu evlatların arkasından şu soruların yanıtlanması gerekiyor: Türkiye’de başta MİT, tüm istihbarat, tabii polis, günlerdir bu gençlerin orada olacağını biliyor ve aralarına bir intihar bombacısının karışmasına engel olamıyorsa, buradaki büyük hatanın sorumlusu kim? Urfa Valisi İzzettin Küçük Akçakale Sınır Kapısı’nda kendisine “Tel Abyadlılar Akçakale’de IŞİD’çiler bulunduğunu ve tedirgin olduklarını söylüyor” diye başlayan soruyu soran gazeteciyi ve orada bulunan diğer gazetecileri gözaltına aldırmıştı. (Aralarında Cumhuriyet yazarı Pınar Öğünç de vardı.) Vali gözaltına alması gerekenlerin “teröristler” olduğunun farkına vardı mı? En önemlisi ihtiraslı Ortadoğu politikasıyla Türkiye’yi savaş alanına çeviren AKP’nin içi rahat mı? Ne yazık ki bu sorulara verilecek yanıtlar evlatları geri getirmeyecek. T Gün suçlama günü değil Kılıçdaroğlu, Davutoğlu’nun ‘saldırıya karşı deklarasyon’ çağrısına, ‘üzerimize düşeni yaparız’ dedi ERDEM GÜL Terörü besleyenleri BAŞBAKAN DAVUTOĞLU HP Genel Başkanı Kemal Kılanetliyorum lıçdaroğlu, Başbakan Ahmet Ortak bildiri çağırısı B aşbakan Ahmet Davutoğlu, Suruç’taki saldırının ardından, 4 parti genel başkanını teröre karşı ortak bir deklarasyon imzalamaya çağırdı. Davutoğlu, “Bu saldırının hedefi Türkiye’dir, Türk demokrasisidir’ diyorsak, şimdi 4 genel başkanın da bir araya gelerek, ortak bir deklarasyona imza atmamız lazım. Bu DEAŞ terör örgütü başta olmak üzere hangi terör örgütü Türkiye’yi hedef almışsa, hangi terör örgütü kamu düzenini, halkımızın özgürlüğünü, güvenliğini hedef almışsa, işte meydan bu meydandır” dedi. Çankaya Köşkü’nde, hükümet ve MİT yetkilileriyle toplantı yapan Davutoğlu verilen arada özetle şöyle dedi: “İlk bulgular canlı bomba ve DEAŞ’ı işaret eder mahiyette. Gerek Suruç’taki saldırı gerek Adıyaman’da güvenlik birimlerimize dönük saldırı ve terör örgütlerinin mahiyeti ve hedefleri ne olursa olsun hepsinin hedefi Türkiye’dir. 4 parti genel başkanı olarak hep beraber oraya gidelim, ortak bir resim verelim. Yarın Suruç’ta, ama Adıyaman’da da ortak resim vereceksek işte o zaman Türkiye huzura sükuna kavuşur. Türkiye’de özel güvenlik diye bir husus yoktur. Meşru güvenlik birimleri dışında kim kendisinden menkul bir tedbir almaya kalkarsa güvenlik birimlerimiz gerekli tedbirleri alır. Bir daha 67 Ekim olayları gibi olayların bu ülkede yaşanmasına izin vermeyiz.” l ANKARA Davutoğlu’nun Suruç saldırısı nedeniyle teröre karşı 4 siyasi parti liderinin ortak deklarasyon imzalama çağrısına, “Suçlama zamanı değil. CHP olarak üzerimize düşeni yapmaya hazırız” diyerek olumlu yanıt verdi. Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada, CHP’nin tavrını şöyle anlattı: “Terörü her ortamda, nereden ve kimden gelirse gelsin lanetledik. Bugün yaşadığımız olay çok acı bir olaydır. Teröre karşı ortak tutum ve ortak tavır izlemeliyiz. Bu konuda CHP olarak üzerimize hangi görev düşüyorsa yerine getirmeye hazırız. Ortaya çıkacak o metnin imzalanması terörle mücadelede önemli bir adımsa onu da imzalarız. Biz teröre karşı mücadele etmiş bir partiyiz. Teröre karşı be C Kılıçdaroğlu, Twitter’daki hesabından saldırıya, “Suruç’taki hain saldırı yüreklerimizi yaktı. Gencecik evlatlarımızı kaybetmenin acısı tarifsiz. Terörü ve onu besleyenleri lanetliyorum” tepkisini gösterdi. deller ödeyen bir partiyiz.” Kılıçdaroğlu, hükümetin Suriye politikasının sonuçlarıyla ilgili hem CHP hem de muhalefetin çok ciddi eleştirilerini anımsatılması üzerine de şunları söyledi: “İçinde bulunduğumuz koşullara baktığımızda kullanacağımız dile özen göstermemiz gerekiyor. Yaşadığımız ciddi bir acı var. Hepimiz şu anda yaralıyız, çok üzgünüz. Buna uygun tavır geliştirmeliyiz. Dolayısıyla herhangi bir kişiye ya da kuruma karşı özel bir suçlama getirmenin bu aşamada doğru olmadığını ve zamanı olmadığını düşünüyorum.” l ANKARA Bahçeli’den deklarasyona ret MHP lideri Devlet Bahçeli, Suruç’taki patlama sonrasında 4 siyasi parti liderine “ortak deklarasyona imza atma” çağrısında bulunan Davutoğlu’na sert tepki gösterdi. Bahçeli “MHP’nin duruşu deklarasyonlara bağlı olmayıp büyük Türk milletinin bizatihi varlık ve vicdanıyla temellenmiştir” dedi. Saldırıyı düzenleyen canileri ön koşulsuz lanetlediğini söyleyen Bahçeli, yine HDP’yi suçladı. Bahçeli “Kobani’deki sözde devrimi savunma amacıyla bir araya geldiklerini söyleyenleri; HDP, ESP gibi terör şubesi partilerle birlikte bölücülüğün yanında saf tutmuş bazı sivil toplum kuruluşlarının desteklediğini” söyledi. l ANKARA/Cumhuriyet CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Lanetliyorum C Adıyaman’da bir asker şehit Arazi taraması yapan jandarmayla PKK arasında çatışma dıyaman’da baraj inşaatında arazi taraması yapan jandarma timine uzun namlulu silahlarla ateş açan teröristler ile karşılık veren askerler arasında çıkan çatışmada 1 jandarma uzman onbaşı şehit oldu, 2 asker de yaralandı. Kürk ve Derinsu mevkilerinde arazi tara umhurbaşkanı Erdoğan, saldırıyla ilgili, “Bu vahşeti işleyenleri, ben de şahsım olarak milletim adına lanetliyorum, kınıyorum” dedi. KKTC’de konuşan Erdoğan “Terör nereden gelirse gelsin lanetlenmelidir. Teröre karşı uluslarası bir mücadelenin verilmesi gerektiğini hep ifade ettik” dedi. l LEFKOŞA/Cumhuriyet A ması yapan jandarma timine, PKK’liler tarafından taciz ateşi açıldı. Özel harekat timinin de sevk edildiği bölgede çıkan çatışmada uzman onbaşı Müsellim Ünal (22) şehit oldu. Şehit askerin canezesi ve yaralı askerler bölgeye sevk edilen helikopterle Özel Harekât Şube Müdürlüğü’ne, buradan da ambulansla Adıyaman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne götürüldü. Bu arada çatışma bölgesine sevk edilen takviye güvenlik güçleri ile teröristler arasında zaman zaman çatışmaların devam ettiği belirtildi. l Haber Mekezi Gül: Dikkat çekmiştik Müsellim Ünal obane’ye girdiğimizde, bir kanton yöneticisi bize yakaladıkları IŞİD’li cihatçının söylediklerini aktarmıştı: “Türkiye size un, makarna, şeker veriyor, bize de silah, mermi, füze veriyor.” İşte Kobane’de IŞİD’e karşı direnişin başladığı günlerde cihatçı örgütle AKP iktidarı arasındaki ilişkiye yönelik algı tam da bu düzeydeydi. IŞİD’den kaçıp Suruç’a sığınan Kürtler de, Türkiye’nin doğsundaki ve batısındaki kentlerden gelip sınır boyunda etten duvar ören insanlar da çok kızgındı Türkiye’ye: “IŞİD’e Türkiye yardım ediyor, silah veriyor, cihatçı geçişini sağlıyor, IŞİD’in attığı havan topu Türkiye’ye düşüyor, Türk askeri ‘angajman kuralları gereği’ IŞİD mevzilerini değil de YPG mevzilerini bombalıyor.” Genel kanı oydu ki, IŞİD Suriye’de bir “vekâlet savaşı” yürütüyordu. Bu “vekâlet”in baş zanlısı ise, kendi sınırında bir Kürt oluşumunu şiddetle reddeden AKP iktidarıydı. Zaten süreç de bu “vekâlet”i doğrular nitelikteydi. Çünkü IŞİD, Suriye’de yürüttüğü vahşeti, 7 Haziran seçimleri öncesi Türkiye’ye taşımıştı. AKP’nin tek başına iktidar olmasını engelleyecek tek güç olan HDP’nin Adana ve Mersin il merkezleri bombalanmış, şans eseri iki büyük katliam girişiminde de caniler amacına ulaşamamıştı. K KONUK YAZAR CELAL BAŞLANGIÇ Bombayı; devletin çeşitli tezgâhlarında piyon olarak kullanılan, sonra da, kim bilir belki de “tayini çıktığı için” IŞİD’e katılan bir kişinin koyduğu ortaya çıktı. IŞİD son hamleyi, seçimlere iki gün kala HDP’nin Diyarbakır mitinginde, hem de kitlenin içinde bomba patlatarak yaptı. Büyük bir katliam planlanmıştı. Ancak alandaki kitlenin deneyimi ve soğukkanlılığı, hem büyük bir katliamın önüne geçti, hem de Türkiye’nin seçimlere kaotik bir ortamda gitmesini engelledi. Adana’daki, Mersin’deki ve Diyarbakır’daki “IŞİD bombaları”nın amacı özellikle HDP’nin tabanını oluşturan kitleleri ayaklandırmak, Türkiye’de bir 68 Ekim olaylarının benzerini yaratmaktı. Böylece, “kriminalize” edilen bir HDP, seçmen nezdinde gözden düşürülecek, alacağı oyun yüzde 10’un altında kalması sağlanacaktı. HDP’yi baraj altında bırakarak AKP’ye tek başına iktidar olma yolunu açmaya dönük olan bu girişimler de şunu göstermişti: “IŞİD artık Suriye’de yürüttüğü ‘vekâlet Erken seçim kampanyası IŞİD katliamıyla başladı! savaşı’nı Türkiye’ye taşıdı.” İşte, Suruç’ta patlatılan bomba da, 7 Haziran seçimleri öncesinde başarıya ulaşmayan kanlı oyunu, şimdi olası bir erken seçim için yeniden sahneye koymaktır. Görünen köy kılavuz istemediği için günler öncesinden bu tespiti yapmıştık: “AKP, özellikle de Erdoğan açmaz bir durumla karşı karşıya. Bugünkü konjonktürde erken seçime gitmesi mümkün değil. Bu nedenle çatışmalı bir ortamda seçime gitmek zorunda kalabiliriz.” (CNN Türk, 14 Temmuz 2015) İşte söylediğim tam da buydu. Dün Suruç’ta yaşanan katliamla başlayacak kaotik bir sürecin getirdiği çatışmalı bir ortamda gidilecek erken seçimden, yeniden bir AKP iktidarı çıkartmak amacını kastetmiştim. Bunun nedeni de çok açıktı: “Hem AKP, hem de Erdoğan için erken seçim o kadar kolay başvurulacak bir yöntem değil. Erdoğan, dört koldan araştırma yaptıyor şirketlere. Çoğundan gelen sonuç, oyların artmadığı, aksine küçük bir miktar da azaldığı yolunda. Erdoğan’ın egemen olduğu AKP anlayışı ne bir koalisyon kurmaktan yana ne de bu şartlarda erken seçime gidecek cesareti bulabiliyor.” (t24. com.tr, 20 Temmuz 2015) İşte, aranan cesaret de dün IŞİD’in Suruç’ta yaptığı katliamda patlatılan bombada gizlidir. Çünkü, bir yanıyla bu bomba Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu üyelerini katletmiştir ama diğer yanıyla da bu bomba HDP’ye atılmıştır. Çünkü SGDF, HDP’nin bileşeni olan Ezilenlerin Sosyalist Partisi’nin gençlik örgütü olarak bilinmektedir. Şu anda HDP’nin Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ da, ESP’nin kurucu genel başkanıdır. İşte bu nedenle dünkü IŞİD katliamı; hem kendisini başkan seçtirmediği, hem de partisini tek başına iktidar olmaktan ettiği için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hala çok kızgın olduğu HDP’ye de yönelik yapılmıştır aynı zamanda. Sonuç olarak diyebiliriz ki, IŞİD, Suriye’de “vekâleten” yürüttüğü savaşı artık Türkiye topraklarına taşımış ve iyice köşeye sıkışmış AKP ve Erdoğan için erken seçim kampanyasını Suruç katliamıyla başlatmıştır! ’inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Suruç’taki katliama ilişkin, “Daha önce dikkat çektiğimiz konular bunlar” dedi. Kayseri’den İstanbul’a hareketinden önce Gül, gazetecilerin soruları üzerine, “Çok üzücü bir olay. Daha önce dikkat çektiğimiz konular bunlar. İşin aslı ortaya çıkacaktır. Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralananlara geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum” dedi. l Haber Merkezi 11 Genelkurmay kınadı enelkurmay Başkanlığı’ndan Suruç’ta yaşanan patlamayla ilgili açıklama yapıldı. Genelkurmay Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada; “Bugün Şanlıurfa ili Suruç ilçesinde vuku bulan menfur terör saldırısını kınar, bu saldırıda hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine ve sevenlerine başsağlığı, yaralı vatandaşlarımıza acil şifalar dileriz” ifadeleri kullanıldı. G uruç’taki katliama sosyal medyada tepkiler yükseldi. Twitter kullanıcıları katliamın ardından “Ulusal Yas” ilan edilmemesine tepki gösterdi. Tweetlerde “Suudi Kral Abdulaziz’in ölümü sonrası yas ilan edilen ülkede 31 kişinin öldüğü saldırıya ulusal yas yok mu?”, “ ‘Ulusal yas’ ilan etmeniz için daha ne kadar ölmesi gerekiyor bu halkın?” ifadeleri kullanıldı. Öte yandan saldırı nedeniyle bazı sanat etkinlikleri ertelendi. l Haber Merkezi ‘Ulusal yas ilan edilsin’ S C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle