16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 26 Haziran 2015 yorum TASARIM: TÜLES HASDEMİR 18 KP’nin yapılandırdığı hukuk düzeni, kimi mahkeme kararları ağır mağduriyetlere yol açtı. Yeni kurulacak iktidardan toplumun en büyük beklentilerinden birisi de, adil ve yansız hukuk düzeni. Hukuk arayışının temel gündem maddesi olduğu dönemde, yaratılan haksızlıkların onarılması gerekiyor. Örneğin astronomi profesörü Rennan Pekünlü’nün mağduriyeti... Türban konusunun eğriliği doğruluğu, tartışmaları bir yana, yürürlükte olan Anayasa Mahkemesi’nin 3 kararına göre, türbanlı öğrencilerin üniversiteye girmesi, buna izin veren düzenlemeler ve uygulamalar anayasaya aykırı. Hukuksal gerçek bu. Bu çerçevede davranan Prof. Dr. Rennan Pekünlü, anayasayı, Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulamak istedi, türbanla üniversitelere girmek isteyen öğrencileri uyardı ve tutanak tuttu diye 2 yıl 1 ay hapis cezası aldı ve cezaevinde yattı. Avukatı Murat Fatih Ülkü, Ana ar c A n e g z Ö Kavşak A Arcayürek… üneyt Arcayürek aramızdan ayrıldı… Yollarımız ilginç biçimde, sıkça şu ya da bu biçimde kesişti… 27 Mayıs 1960’ta Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde (SBF) öğrenciliğim sürüyordu. Kız kardeşim de o yıl SBF’yi kazanarak Ankara’ya geldi. İzmir’de posta müdürü olan babam, o yıl Demokrat Parti’nin (DP) “gördüğü lüzum üzerine” emekliye ayrılmıştı. Emekli bir memur, Ankara’da iki çocuğunu üniversitede okutamayacağı için iş aramaya karar verdim. C Cüneyt Arcayürek Kimseyi tanımıyordum. Aklıma, fakülte 3. sınıfta hazırladığım “Turizm Ekonomisi” tezinde, bana büyük yardımı olan, o zaman ünlü ressam değildi Turizm Genel Müdürü Burhan Doğançay geldi. Ziyaretine gidip bana iş verip veremeyeceğini sordum. DP’nin ekonomik yıkımı nedeniyle, devlette kimse işe alınmıyordu. “İstersen seni gazeteci yapalım!” önerisinde bulundu. Ne iş olursa yapmaya hazırdım. 12 Kasım’da, beni yakın arkadaşı Hürriyet gazetesinin Ankara Temsilcisi Arcayürek’e götürdü. Burhan Ağabey durumu ona anlattı. Gerçekten kadro yok muydu, yoksa 22 yaşındaki genci gözü tutmamış mıydı bilmiyorum, “iş yok” dedi. Gazeteci olma düşüncesini o gün edindim! Olayı bir arkadaşa anlattım. O da beni Cumhuriyet gazetesinde Ecvet Güresin’le tanıştırdı. Ecvet Bey “Sen gazetecilik yapabilir misin” diye sorunca gençliğin rahatlığıyla “Siz yaptıktan sonra, ben niye yapmayayım!” yanıtını verdim. Güldü, o gün gazeteciliğe ilk adı mımı attım. Aradan yıllar geçti. Atina’da Milliyet gazetesinin temsilcisi idim... 1984 sonbaharında Genel Yayın Yönetmeni Çetin Emeç aradı. Acele Ankara’ya dönüp Arcayürek’in yerine “Haber Müdürlüğüne” getirildiğimi söyledi. Ankara’ya döndüğümde, görkemli Hürriyet’in temsilcisi Arcayürek’in, Milliyet’in temsilcisi Orhan Tokatlı’nın altında “Haber Müdürü” olarak çalışırken anlaşamayınca ayrıldığını öğrendim. Onun masasında göreve başladım. Yıllar sonra Nev York’taki görevimden Hasan Cemal ve Emine Uşaklıgil’in önerileriyle, Ankara’da Cumhuriyet bürosuna “araştırmacı gazeteci” olarak döndüm. Arcayürek de Cumhuriyet’te köşe yazıyordu. 1991 Kasımı’nda 80 çalışanı Cumhuriyet’ten istifa edince, beş ay işsiz kaldık. Nisan 1992’de bizler gazeteye dönünce, İlhan Selçuk ve arkadaşların önerisi ile ben “Genel Yayın Yönetmeni”, Arcayürek de “Ankara Temsilcisi” olmuştu. Garip bir biçimde bana iş vermeyen kıdemli meslektaşımın amiri olmuştuk! İki yıl sonra görevimden ayrıldım, o da Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e “danışman” olarak Çankaya Köşkü’ne gitti. Bir süre sonra yine köşe yazarı olarak gazeteye döndü. Kısa fıkraları ile ün yapan, gazeteci Şinasi Niyazi Berker’in Türk basın tarihine kazandırdığı “Gazeteci olunmaz, gazeteci doğulur!” sözü Arcayürek için gerçekten Hürriyet Temsilciliği’nde geçerliydi. Çünkü o tarihte “temsilci” gibi değil, sanki bir “muhabir” gibi herkesi atlatıyordu. Haber konusunda duyduğu kuşkularla çok güzel koku alır ve anıtsal haberleri patlatırdı. Ancak meslektaşları ile özel ilişkilerindeki “bireysel kuşku ve alınganlığı” kendisine en çok zarar veren özelliği idi. Başkent basın tarihinin önemli bir sayfası kapandı… Kanayan Yara!.. yasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkını kullandı. Ancak, Anayasa Mahkemesi öyle bir karar verdi ki, “bu olayın benim içtihatlarımla ilgisi yok” dedi. Hatta 2008’deki “üniversitede türbana izin veren anayasa değişikliğini iptal eden” içtihadını, karardan sayamadı bile. Yani, kendi içtihatlarından kaçtı, vazgeçti, ürktü. Avukat Ülkü, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurdu. Mahkeme 3 hafta önce kararını açıkladı. Prof. Dr. Pekünlü’nün başvurusunu kabul etti. AKP’den savunma istedi. Avukat Ülkü, Türk hukukunda, hukuka, içtihatlarına sahip çıkan bir mahkeme bulamadıklarını vurguluyor. AİHM’nin kendi içtihadına sahip çıkacağına inanıyor... Bakalım bir astronomi profesörünün uğradığı haksızlık uluslararası alanda tescillenecek mi? HHH Daha birçok davada güven yitiren hukuk düzeni öyle bir hale [email protected] KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] geldi ki, bazı mahkeme kararlarının gereği bile yerine getirilmiyor. Örneğin halkın mücadelesi ve mahkeme kararlarıyla Karaburun Yaylaköy’de Lodos Enerji’ye ait 47 tribününün durdurulması için açılan davada, mahkeme, şirketin lisansını iptal etmesine karşın karar uygulanmıyor. RES’ler, iktidarın baskısı ve TEİAŞ’ın kararıyla çalıştırılıyor, Çevre ve Ekoloji Hareketi avukatlarından Cem Altıparmak, yasadışı uygulama için suç duyurusunda bulunuyor... Ülkenin bozulmayan ender alanlarında Çeşme, Karaburun Yarımadası’nda doğal yaşama her türlü zarar veren taşocaklarına karşı kazanılan davalar da bir biçimde deliniyor. Avukat Şehrazat Mercan, iktidarın mahkeme kararlarına uymadığını yeni ÇED kararlarıyla hukuksuzluklar yarattığını söylüyor... HHH Bu arada AKP’nin iktidarı kaybetmesinin ardından çevre davalarında ardı ardına verilen mahkeme kararları da dikkat çekici. Örneğin İstanbul 8. İdare Mahkemesi 3. köprü güzergâhını içeren plan değişikliğini iptal etti. 3. köprü artık 2 beton kuleden, Kuzey Marmara Otoyolu ise asfalt izinden ibaret. Köprü ayakları bundan böyle Kuzey Ormanları büstü olarak ibretlik bir anıta dönüştü.... Çeşme Alaçatı Germiyan’da bölgenin içme suyunu karşılayan ana su kaynaklarından Kutlu Aktaş Barajı’nın hemen yakınında kurulan taşocağı tesisi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve İzmir Valiliği’nin verdiği “ÇED gerekli değildir” belgesi de bu süreçte yargı kararıyla iptal edildi. Yine bu süreçte Karadeniz’deki HES’lere karşı açılan davalarda da yeni kazanımlar söz konusu. Sonuç olarak iktidarın güdümünde olmayan bir yargı düzeni yaşamsal değerde. İnsan ve çevre için, doğal yaşam için... HHH Not: Sevgili okurlarım, bir süreliğine yıllık izne çıkıyorum, yeniden buluşmak dileğiyle... SÜPER LOTO İlhan Selçuk ‘90’ yaşında! u yılın mart ayında “İlhan Selçuk”, “90” yaşına bastı; geçen hafta “21 Haziran” günü de aramızdan bedensel ayrılışının “5.” yılıydı. Toplumların yaşamına türlü bağlamlarda olumlu katkıları olmuş kişilerin ilerlemiş yaşlarının genelde “sıfır”la bitenlerin yıldönümlerinde anılması pek çok ülkede iyice yerleşmiş ve özenle sürdürülen bir gelenek olduğu bilinir; kuşkusuz yaşıyor olmasalar da. Özellikle de “bilim”, “sanat” alanlarındaki kutlamaların, anmaların daha yaygın olduğu da söylenebilir; çoğunlukla bu etkinlikler “basın” yoluyla gerçekleşiyor. Kuşkusuz başka tür etkinlikler de yapılıyor; bu ustaların yapıtları özelliğine göre öne çıkarılıp sergileniyor; varsa kitapları yeniden basılıp genç kuşaklara tanıtma fırsatı yaratılıyor. Beş yıldır “Turhanİlhan Selçuk Kardeşler”, Hacıbektaş’ta birlikte anılıyorlar, sevenleriyle buluşuyorlar; bu yıl da öyle oldu; o günkü “Cumhuriyet”te, “Turhan Selçuk” için “Prof. Dr. Saim Tekcan”ın: “...tiplediği kahramanları olağanüstü bir desen çizimiyle ölümsüzleştirmiştir (...) Bu tipler dışında, Türk sanatında hiçbir sanatçıda görmediğimiz deforme nü çizimleri olağanüstü etkileyici ve sanatçılarda hayranlık uyandıracak güzelliktedir” değerlendirmesini okurken, Turhan Selçuk’u “90.” yaşını (2012) fırsat bilip, ustamıza uygun bir boyutta anmalıydık diye düşünmekten insan kendisini alamıyor. Biliyorum değerli dostlar; çoğunuzun “bırakın uygun boyu 15, 18, 26, 34, 36 ve 38 6 BİLEN: 1 milyon 28 bin 665 TL (1 kişi) 5 BİLEN: 2 bin 603’er TL 4 BİLEN: 63.30’ar TL 3 BİLEN: 6.20’şer TL 26 HAZİRAN 2015 SAYI: 32769 Eriyen Buzdağı! avalar ısınınca Kuzey Kutbu’ndaki buzullar da eriyerek okyanusta kaybolur gider… Halkoylamasında yüzde 91 oy alan Kenan Evren’in sonunu anımsarsak, yüzde 52 oyla Ak Saray’a giden Sultan’ın yakın dünyasında da erime başladı! 1725 Aralık yolsuzluklarında adı öne çıkan “altıncı”Rıza Sarraf’a Türşöyle yazdı: “AK Parti’nin oylarının düşmesinin bir nedeni Rıza Sarraf’tı. Seçim sonuçları Sarraf ve 4 bakanın AK Parti’ye verdiği zararı ortaya koydu. AK Parti’nin Türk milletine çok samimi özür borcu var. Oysa tam tersi yapılıyor. Milletle dalga geçilir gibi Sarraf’a plaket veriliyor. Hani seçimlerde verilen mesaj alınmıştı! Mesaj böyle mi alındı? Oldu olacak Sarraf’ın heykelini dikin, 4 bakanı da seçim afişi yapın olsun bitsin bu iş!” “Ak troll” denilen yandaşlardan Taha Ün, Emine Erdoğan’ın özel kalem Peker’i onurlandıran ‘Sultan’ müdiresi Sema Silkin ile kiye İhracatçılar Meclisi’nce TBBM’ye bağlı (!) Beylerbe(TİM) “mücevher dalınyi Sarayı’nda Sultan’ın tada dışsatım başarı ödünıklığı ile evlendi. lü” verildi. Başbakan Yar“Cinayet, tehdit, adam kadımcısı Numan Kurtulmuş çırma, çeksanat tahsilatı give Ekonomi Bakanı Nihat bi olaylara adı karışan yeraltı Zeybekci“onur duyarak” dünyasının sabıkalılarından” ödülü Sarraf’a sundular. Sedat Peker, cezaevindeySarraf’lı resim basına ken evlendiği, o ortamda yansıyınca Sultan’ın hükünasıl hamile kaldığı bilinmemetteki kolu olan Kurtulmuş yen avukatı Özge Yılmaz bile utancını şöyle açıklaile düğüne gelmişti. dı: “Eğer önceden bu isme Sultan’ın kendisine gösödül vereceğimi biliyor olterdiği özel ilgi nedeniysaydım, o karenin içerisinde le Peker “Fikrimi sorarsayer almazdım. Bu fotoğrafın nız Sayın Cumhurbaşkanıortaya çıkması inanın ki her mız şahsımla ilgili bazı art halde en çok bana rahatsızniyetlilerin özellikle görmek lık vermiştir.” istemediği toplumdaki yeYandaş Yeni Şafak gazerimi görmüştür.” sözleri ile tesinin yazarı Abdülkadir AK Parti’nin “akına” sığınma Selvi ödül töreni hakkında, yolunu tuttu! B H tu” diye başlayan soruyu dile getirdiğinizi... Çok haklı olduğunuzu da... Ayrıca, “21 Haziran”ın Cumhuriyet’inde yalnızca “Emre Kongar Hoca”mızın, “İlhan Selçuk”u, ondan kendisine gelen bir mektupla anarak, Selçuk’un başka bir yanını okurlarına sunmasından ne denli duygulandığınızı da... Bu anmada Emre Hoca’nın “tek” olmasından nasıl etkilendiğinizi de... Hafta içindeki eylemlerde, direnişlerde, yürüyüşlerde de çoğu kez bir arada olduğumuza göre. Burada yine bir ayraç açıp İlhan Selçuk’un, Emre Kongar Hoca’nın değindiği yönüne candan dostluğunun, bağlılığının derinliğine tanıklığımdan, izninizle söz etmek isterim. Hocası “Hıfzı Veldet”in yaşamının son yıllarındaki sağlık sorunları nedeniyle sık sık hastanede “bakım” yapılması gerekirdi; hastaneye gelip ayrılan odaya çıktığımızda, İlhan Selçuk’u bizi bekler bulurduk; bu karşılamayı İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ndedört yıl boyunca seçkin bir öğrencisi olduğu Hocası Velidedeoğlu’nun aramızdan ayrılışına dek eksiksiz sürdürdü... Bunu nasıl yapardı, nasıl gerçekleştirirdi hep şaşardım; hâlâ da şaşarım. Ayracı kapatıp konumuza dönersek, Hacıbektaş’taki anma töreninde, Turhan Selçuk’un kızı, gazetemizin yazarı Aslı Selçuk: “...sorgulandılar, hapis yattılar, işkence gördüler; en acımasız koşullarda bile ‘ödün’ vermediler!” dediğinde bir “aydın”ın en önemli özelliğinden olan “tutarlı” olmayı da vurgulamış oluyordu. Çok yerinde bir vurgulama kuşkusuz; hep dile getirildiği gibi “tutarlılık” ancak “akla” dayanan, güvenen bir “dünya görüşü”ne varmakla gerçekleşebilir. “Aklın kullanılması” ortaya çıkınca, “dogmalar”a da karşı gelinir ki, “aydınlanmacı”nın görüşü de böyledir. İlhan Selçuk, “aydınlanma”nın bu “akılcı” yolunun, insanın “emeğinin” bilincine varmasını sağladığını, “aydınlanma”nın yeşermesi için gereken iklimi yaratan “Atatürkçülük” ile birlikte, Cumhuriyet’teki “Pencere”sinden topluma, “Anadolu” halkına seslenip anlattı, anlattı... Yarım yüzyıl boyunca... Tam bir aydın tutarlılığı ile... Kendisine, “Anadolu Aydınlanmacısı” sanının (unvanının) verilmesi bundandır. Dolaysiyle “90.” yaşını, ona yaraşacak içerikte, boyutta kutlanılmasını hak etmiyor mu? Ne dersiniz? Yarın yine Beşiktaş’ta olalım! HHH Bizlere imrenilecek bir “yaşam yolculuğu” örneği bırakarak yeni bir boyutta yolculuğa çıkan “Cüneyt Arcayürek” ustamızı hep özleyeceğiz. Yolculuğu ışıklar içinde sürsün! İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven Haber Koordinatörü Murat Sabuncu Yazıişleri Müdürü Ayşe Yıldırım Başlangıç Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Özlem Ayden Şalt Reklam Genel Müd. Yrd. Nazende Körükçü Reklam Grup Koordinatörü Hakan Çankaya Rezervasyon Yönetmeni Onur Tunalı l Haber Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya l Dış Haberler: Ceyda Karan l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Kültür Sanat: Evrim Altuğ l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Grafik: Ahmet Sungur l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık Ahmet Rasim Sok. No: 14 Halit Ziya Bulvarı 1352 S. 2/3 Çankaya 06550 Ankara İzmir Tel: (0232) 441 12 20 Tel: (0312) 442 30 50 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Can Dündar, Cüneyt Arcayürek, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Mali İşler Müdürü: Bülent Yener l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Cumhuriyet Caddesi Beşler Apartmanı No: 44 Kat:3 Daire:4 34367 Elmadağ/İstanbul Tel: (0212) 251 98 74 75 81 82 Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: YAYSAT Doğan Medya Tesisleri Hoşdere 34850 Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 03.24 03.17 03.33 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 05.26 13.1 4 17.12 05.14 12.58 16.54 05.42 13.25 17.20 Akşam 20.49 20.30 20.48 Yatsı 22.40 22.17 22.39 C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle